Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 1998 PAZARTESİ
HABERLERİN DEVAMI
B 12
PB
Çanakkale 8 Giresun PB
Izmir B 11 Ankara B
Manisa
Aydın
_B 9 Eskişehir B
Denizli
_ B 1 2 Konya B
B 5 Sıvas
Zonguldak B 5 Antalya B 15 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
PB
PB
14
3
4
4
3
-2
-3
PB -7
Oslo
Helsinkı
Stockholm K
Yurdun kuzeydoğu
kesimleri çok bulııt-
lu, Marmara ile yur-
dun iç kesimleri sisli
diğer yerler az bulut-
lu ve açık geçecek.
Havasıcaklığı.doğu- t
da azalacak, batıda Amsterdam
değişmeyecek. Büz- Brüksel
gâr, kuzey ve doğu Paris
yönlerden hafrf ola- Bonn
rak esecek.
AVRUPA
Londra PB 10
PB
PB
PB 8
PB 5
Münih PB 12 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Betgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
6
8
15
8
7
0
4
12
PB 4
AfflMoskova K
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
K
Y
Y
Y
Y
Y
10
-8
14
6
12
8
22
Şam Y 13
0Aç,k Paryalı fauHıttu S.si; k
Çokbuluttu YağmurUı
**AAAT
Kariı c
r v
"
v
>> Sulu kar , Gok gurutlüfa
6
ABD Kürt devleti istiyor'• Baştarafı 1. Sayfada
vaşsonrasuuöngörmemişotamaztar" de-
di. Ecevit, olası bir savaşı çıkaracak ül-
kelerin bunu evlerinde televizyondan iz-
leyeceğini, Türkiye'nin ise içinde hisse-
deceğini vurguladı. DSP lideri, "Biri
çantada kekttk görüyorlar. Onlar pottti-
ka üretecek, biz uyacağız, bunuiçimesin-
diremryorum. 'Once durup düşünelim'
deyince hemen 'ABD düşmanı' Uan edt-
liyorsunuz. Buna üzülüyorum" dıye ko-
nuştu.
Bcevit dün Başbakan Yardımcılığı ma-
kammda Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet
ve Sabah'a Körfez krizine iîişkin aynn-
tılı bir değerlendirme yaptı. Ecevit'in bu-
nalımla ilgili olarak temel konulara yak-
laşımı şöyle:
SADDAM'IN DURUMU: Bizim böl-
gemizde onur için cinayetler işleniî, in-
tiharlar olur. Saddam Hüseyin silahlann
denetimi için tatmin edici ölçüde geri
adım atmayı kabul etmiş görünüyor. A-
ma bunu onur meselesi yapmamasını
sağlayıcı adım atabiliriz, diye düşünüyo-
rum. Silahlann denetimini yapacak tek-
nik heyetin yapısı çok ilginç. 16 kişilik
kuruldan 14'ü ABD'li ve tngiliz. Bu iki
ülke Saddam rejiminin can düşmanı.
BARZANİ-TALABANt: 1991 sava-
şından sonra Kuzey Irak'taki liderler
Bağdat'la diyaloğa başladı. ABD bunu
caydırdı. Ben bunu ABD'lilere söyledi-
gimde."Hayırbiz,bunuyapmayın deme-
dik.Teşviketmeyizdedik" diyorlar. Teş-
vik etmeyın, demenin -onaylsunayn" an-
lamına geldiğini herkes biliyor. lrak'ın
birliğinin sa|lanması buna bağlıydı. Bar-
zanive Talabani'nin lrak seçimlerine ka-
tılması da engellendi.
SAVAŞ VE SONRASI: ABD o kadar
kararlı görû nüyor ki, Saddam ne dese
bir bahanebulacak. Aslında bugûnkû gö-
rûnüm ABD"nin Körfez politikasmm
çöktüğünü gösteriyor. Her askeri harekât
öncesi, sonrası için plan yapılır. Şu anda
ABD'nin böyle bir plan kararlaştırroadı-
ğı izlenimi var ama sanmıyorum. Bu
mümkün değil. Ama bu bizden saklanı-
yor. ABD'ye, "Bizsizin müttefikinraz. I-
rak poütikasuun ardından Tûrkiye her
turtü bdayı >aşadı. Onun için lrak politi-
kasını birükte saptamahyu" diyoruz. A-
ma maalesef sonuç alamadık. Savaş son-
rası ne düşündüklerini açtklamamakara-
n almışlar. Savaş karannı alanlar savaş
alanmdan binlerce kilometre uzakta,
olup biteni televizyondan izleyecekler.
Ama biz can evimizde duyacağız. Savaş
istemiyoruz, deyince hemen Saddamcı
olmakJa suçlanıyoruz. Güneydoğu'daki-
ler de savaş istemiyor. Onlar da mı Sad-
damcı?
SAVAŞIN NEDENİ: Düşûncem o ki,
savaşm iki nedeni var. Birincisi, Irak'ın
güçlü olmasını istemiyoriar. Bunu sakın-
cah buluyorlar. tkincisi, petrol fiyatlan-
nın düşmesini istemiyoriar. lrak tam ka-
pasite petrol üretmeye girişse, petrol fı-
yatlan artacak. Bunu ABD'li ve Batılı
petrol şirketleri istemiyor. ABD'nin lrak
politikası petrole, Rusya ve Fransa'nın-
ki de dış ticarete dayalı. Onlarbu yüzden
savaşj istemiyoriar.
KURT DEVLETİ: 1991de, Irak'ın
bölünmesi ve Kuzey'de ABD'yle tngil-
tere'nin kontrol edebileceği uydu bir
Kürt devleti kurulması planı vardı. Bu
belliydi. Ama olmadı. Buradaki gruplar
kendi arasında anlaşabilseydi devlet çok-
tan kurulmuş olurdu. Bu amaç bugün de
değişmiş degil. Tabii bu, kâğıda dökül-
müş bir amaç değil. Görünen o. ABD'nin
binlerce ajan yetiştirmesi, daha sonra
bunlan bölgeden tahliye etmesi bunun
itirafiydı. Belki Irak'ı üçe bölecekler.
Kuzey ve Güney'i. Ama Güney'i böler-
lerse İran güçlenmiş olacak. Bunu değiş-
tirebilirler. Eğer plan bu değilse, ne ol-
duğunu bize açıklasınlar.
TÜRKtYE'YÎ ÇANTADA KEKLİK
GÖRÛYORLAR: Türkiye için bu kadar
yaşamsal olan durumda bizimle birlikte
politika üretilmesi gerekir. Onlar politi-
ka üretecek, bİT uyacağız. Bunu içime
sindiremiyorum. ABD Dışişleri Bakanı
Suriye'ye kaç kez gitti. Türkiye'ye gel-
miyor. Cemçok önemlibir görüşme yap-
mış, telefonla dahi bilgi alrruyor. Bunu
ABD Büyûkelçisi'ne söyledim, "Bizza-
ten raporianmızda Türkiye'nin ne dü-
şûndûğûnü bfldiriyonız" dedi. Bize da-
nışma ihtiyacı duymuyorlar. Çantada
keklik diyorlar. Bu konuda onlara cesa-
ret veren durum, içimizde, biraz düşüne-
lim diyenlere Saddamcı, ABD düşmanı,
denmesidir. Beni üzen teslimiyetçilik,
yenilgenlik duygusu. "Türldve'yi bu ka-
dar yaşamsal etkfleyecek gelişmekr ari-
fesinde de yardımı kaldırdık" diyorlar.
Bu yaklaşımın AB'den ne farkı var?
HÛKÜMET UYUMİÇİNDE: Sayuı
Başbakan'la uyum içindeyiz. Sadece
söylem farklıhklan var. Benim kaygıla-
nmı o da taşıyor. Biz kendimizden yana
tarafiz. ABD süper güç. Durdurup dur-
durmamak ayn konu. Ama düşüncemi-
zi söylemeliyiz. Hükümet olarak, Irak'ın
BM kararlanna uymasını, kitle imha si-
lahlannı yok etmesini istiyoruz. Bunu
yapmca da Irak'a karşı ambargonun kal-
dınlmasıru istiyoruz.
GÖÇ SORUNU: Biz geçmişteki göç
olaymı gündeme getirdiğimizde ABD,
binlerce Kürt'ün sınıra geldiğini, o sıra-
da ABD'yi Türkiye'nin yardıma çağırdı-
ğını söylüyor. Ama o Kürtleri kışkırtan,
dönemin ABD Başkanı Bush'tu. Kuzey
Irak'takiler "Madem ki ABD istivor, OD-
lar biri destekler" dıye düşündükr.
ÖZAL'IN POLtTIKASI: Son dönem-
de yapılan açıklamalar Ozal'ın 1991 'de-
ki politikasımn olumsuzluklan konusun-
da son derece kaygılandıncı bilgiler içe-
riyor. Bizim Kerkük'e girmemize döne-
min ABD büyükelçisinin karşı olduğu
da açıklandı. Hem Türkiye kendi içinde
güvenliği sağlamaya çalışırken Kuzey I-
rak'taki binlerce kişi gerilla savaşına gi-
rince ne olacaktı?
ABD'NtN TÜRKİYE'DEN tSTEMİ:
ABD şu ana kadar çok şükür Türkiye'den
katkı istemedi. Sadece siyasi destek is-
tedi. Ama ateşin bize de sıçrama tehlike-
si var. tncirlik'ten keşifuçaklan kalkıyor.
Diyelim ki bu uçaklardan birinin pilotu,
Tebdit aMım, mecbur kakfam" dedi ve
silah kuHandt. O zaman resmi bir kara-
nmızın olmamasınakarşın kendimizi sa-
vaşm içinde bulabiliriz. Budurumda Gü-
neydoğu'da ciddi bir çevre zehirlenmesi
olasılığı var. Nitelim, Körfez Savaşı sı-
rasında Suudi Arabistan sınmna yakın
bir yerde ABD kimyasal silah deposunu
bombalamış. Binlerce ABD askeri bun-
dan etkilenmiş. Bunu yıllar sonra açık-
ladılar. ABD bombardımanı bir Halep-
çe'ye dönüşebilir.
IRAK'I BAT1 StLAHLANDIRDI: 1-
rak'ı silahlandıran ABD ve Batılı ülke-
lerdir. Iran'la savaş döneminde Irak'a
hem silah verdiler hem de teknoloji ver-
diler. lrak"ın Batı'da eğitim görmüş, de-
neyimli elemanlan da var. Bugün Irak'ı
sıkıştırmalannın nedeni zayıflatmak.
Anımsanacağı gıbi, 1991 savaşı öncesi
ABD elçisi Saddam'a, "Kuveyt'le sınır
uuaşmazhğı sizin sonınunuzdur. Siz çö-
zün, biz kanşmayK" dedi. Saddam'labir
görüşmemde bunu sordum. Dogruladı.
Ben de, tuzağa düşürüldüğünü söyledi-
ğimde kabul etmedi. Asıl ABD'nin tuza-
ğa düşürüldüğünü iddia etti.
SADDıAM'LA TEMAS: Benim lrak
gezilerim Saddam'a destek için değildi,
uyan içindi. Dört uyanda bulunmuştum.
Kendisine kurulan tuzak, ambargonun
getireceği olumsuzluk, Irak'ın bölünme
olasılığı, Türkmenlerin durumu... Böl-
gedeki güvenlik ve silahsızlanma için
AGlT tipi bir örgütlenme öneriyorum.
Ben bunu Bağdat'a gittiğimde Saddam'a
söyledim. Kabul etti. Hatta Mübarek'e
de söyleyeceğini aktardı.
TURldYE TEHDİT ALTINDA DE-
ĞtL: Ben Irak'ın silahlaruun Tûrkiye'ye
tehdit oluşturduğunu sanmıyorum. 1-
rak'ın bölgede hatta dünyada Türki-
ye'den daha fazla güvenebileceği bir ül-
ke yok. Biz eğer topraklanmızı Irak'a
saldın sahası haline getirirsek tehdit olu-
şur. Bunun yanmda açıkça Tûrkiye'ye
karşı silah üretenlervar. Konya'nın, Ma-
latya'nın lrak füzelerinin menzili içinde
olduğu değerlendirmesi nazaridir.
Göçe karşı Kürt gruplartyla işbiHiğiyapılacak
• Körfez'de olası bir savaş çıkması dunımunda ortaya çıkabilecek göç
hareketini Kuzey Irak'ta önlemeyi hedefleyen Türkiye'nin, Kürdistan
Demokratik Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği ile işbirliği yapacaği
bildirildi. tnsani Yardım Koordinasyon Kurulu toplantısından sonra bir
açıklama yapan Devlet Bakanı Gürel, Türkiye'nin hazırhklannı en kötü
riasılıklara göre düzenlediğini kaydetti: '
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-1-
rak Ue ^BD arasındaki gerginliğin sı-
cak çatışmaya dönüşmesi durumunda
ortaya çıkabilecek göc hareketini Tür-
kiye topraklan dışında önlemeyi he-
defleyen Türkiye, Kuzey Irak'taki
Kürt gruplan Kürdistan Demokratik
Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtse-
verler Birliği (KYB) ile işbirliği yapa-
cak. tnsani Yardım Koordinasyon Ku-
rulu, Devlet Bakanı ŞükrüSinaGürei
başkanlığmda dün ilk toplantısını yap-
tı. Içişleri ve Dışişleri Bakanlığı, Ge-
nelkurmay Başkanhğı ve Kızılay Ge-
nel Müdürlüğü yetkililerinin katımı-
hyla yapılan toplantının ardından bir
basın açıklaması yapan Gürel, Türki-
ye'nin hazırlüdannı en kötü olasılık-
İara göre düzenlediğini kaydetti. Gü-
rel, göç hareketinin Kuzey Irak'ta ön-
leneceğini belirtirken bölgedeki oton-
te boşluğunu dolduran Kürt grupla-
nyla işbirliğine gidileceğini söyledi.
KDP ve KYB ile süreklı temas kurul-
duğunu anlatan Gürel, "Büyükbirgöç
hareketi beklemiyonız. Güvenlik açı-
sından da bütün önlemler ahnıyor" de-
di. tnsani yardım açısından asıl işin
Kızılay'a düştüğünü, kurulun bugün
ve yann yapacağı toplantılarda aynn-
tılann ele ahnacağını belirten Gürel,
yapılacak yardım konusunda şimdilik
Birleşmiş Milletler (BM) gibi ulusla-
rarası örgütlerden destek istenmeyece-
ğini bildirdi. Gürel, kurulun göç et-
mek zorunda kalan insanlara yardım
etmek kadar Türk insanlannın gerek-
sinimleri konusunda da önlemler al-
mayı öngördüğünü söyledi. Türki-
ye'nin savaş çıkmasım istemediğtBİ,
diplomatik yollardan barışçı bir fiö-
zümden yana plduğuAu anlatan Gfl-
rel, "Saddam Müse>in belirn bir for-
mülle BM denetimini kabul etmezse
başka olasılıklar devreye girecektir"
diye konuştu.
Bu arada Türkiye'nin Bağdat Büyü-
kelçisi Setim Karaosmanoğlu da ba-
smdaTürk büyükelçiligininboşaltıla-
cağı yönünde haberler çıktığını anım-
satarak "Biz elçilik görevükri olarak
çahşmalanıruza devam ediyoruz. Bu-
rayı terk etmiyoruz" dedi. Sabah ga-
zetesi dün yayımladığı bir haberde,
hükümetin lrak Büyükelçiliği'ninbo-
şaltılması yönünde talimat verdiğini
öne sürmüştü.
Gazetecflere sınır yasağı
DİYARBAKlR(Cumhurryet Bürosu)
-BM-lrak krizi nedeniyle Şırnak'ın Si-
lopi ilçesi yalonındaki Habur sınır ka-
pısına gazetecilerin girişi yasaklandı.
Sayılan 50'yi bulan gazeteciler, Cizre
köprüsünü bile geçmemeleri konusun-
da uyanldılar. Cizre-Şırnak yol kavşa-
ğında denetimlerini aıttıran güvenlik
güçleri, Silopi ilçesi ile Habur'a gitmek
isteyen çok sayıda gazeteciye izin ver-
medi. Dün sabah saatlerinde gazeteci-
lerin geçişini durduran görevliler, kam-
yon süriicüleri ile sivillerin bölgeye giriş
ve çıkışmm serbest olduğunu belirterek
"yasağın sadece gazetecUeri kap-
sadığuu'' söylediler.
Torumtay: 1991 yılındaki
müdahaleye karşıydık
Prof. Dr. Sen Avrupa B i r l i ğ i n i n 16. Uyesiyiz
Türkler Avrupa'da solcu Türkiye'de sağcı
• "Avrupa'daki Türk
Varlığı ve Türkiye-AB
llişkilerT başlıklı
sempozyumda
konuşan Prof. Dr.
Faruk Şen,
Almanya'da yaşayan
Türklerin büyük
çoğunluğunun sol
partvleri
desteklediğini,
Tûrkiye'ye döndükleri
zaman ise sağ partilere
oy verdiklerini söyledi.
Istanbul Haber Servisi - Türkiye
Araştırmalar Merkezi (TAM) Başka-
nı Prof. Dr. Faruk Şen, Almanya'da-
ki Türk vatandaşlannm yüzde 49'u-
nun Sosyal Demokrat Parti'ye, yüz-
de 10'unun da Yeşiller Partisi'ne oy
verdiğini saptadıklannı belirtti.
Prof. Dr. Sen. Almanya'da kendi çı-
karlannauygun olarak sol partilere oy
veren Türk çoğunlugun Türkiye'deki
tercihinin ise büyük oranda sağ par-
tiler olduğunu söyledi.
Türkiye-Avrupa Birliği Derneği ve
TAM'nin birlikte düzenlediği "Avru-
pa'daki Türk Varhğı ve Türkiye-AB
Dişkileri'' başlıklı sempozyumda ko-
Atmanya'dakl Tûridörtn Ekortomik GOçleri
Mmonyo'daltı Tûrt Mûdjsu
OrtoOmo Hono SOy(tXığû Oâf)
ToplcmHcns Soyıs
Oclalama Net Hone Gehı (Ay»IO OM
Net Hcne G«*n (Y*K) Mtyaı Dts
Tasoftuftam Gek Içndekı Payı (%;
Mman Bankatcmdo Mevduot Hesat» Oan
tcıMenn loplam Krt Nûtusuoo Ocor. (%)
Ortaomo Icsomjt tMaan CıWc). M»yaı OM
Tüncıye'ye Hovale ErtMeri Oövtz (YıU). Mtycy DM
Koo-j* Sc**« Tûrtieıin Soyıs
1—
19«4
1965 577
d 1
467 CO0
1.650
20 46S
14.6
68.33
2 086
1996
2.0» 100
3.9
52S410
3980
2S.O94
12 2
73 *
30)1
2 45
SdOOC
nuşan TAM Başkanı Prof. Dr. Faruk
Şen, Avrupa ülkelerinde yaşayan 3
milyon 111 bin Türkün, Lüksemburg
nüfusunun 8 katı, trlanda'nın üçte iki-
si, Finlandiya ve Danimarka'nın yüz-
de 6O'ı, Yunanistan'ın ise üçte biri ol-
duğuna dikkat çekerek "Bu insanla-
nmız istense de istenmese de 16. üye
olarak AB smırlan içinde yaşamakta-
dır" dedi. Türk girişimci sayısuun 60
bine ulaştığını. yaklaşık 160 Türk
seçmenin Almanya'daki seçimlerde
oy kullanacağmı anlatan Prof. Dr.
Şen, Avrupa'daki Türklerin önemli
politik ve ekonomik güce eriştikleri-
ni ifade etti.
Prof. Şen, Almanya'da-
ki Türklerin siyasi eğilim-
lerini saptamak amacıyla
yaptıklan bir araştırmada,
Türklerin yüzde 49'unun
Sosyal Demokrat Parti'ye,
yüzde 10'nun YeşilleTPaT-
tisi'ne, diğerlerinin ise çe-
şitli muhafazakâr partilere
oy verdiklerini belirledik-
lerini söyledi. Prof. Şen,
Almanya'da kendi çıkarla-
n doğrultsunda davrana-
rak büyük oranda sol par-
tilere oy veren Türk seç-
menlerin, Türkiye'de ise
tercih değiştirerek ağırhkla sağ parti-
lere oy verdiğini saptadıklannı anlat-
tı.
Türk-AB Derneği Istanbul Şube
Başkanı ve eski Maliye Bakanı Ziya
Müezzinoğlu. Türkiye-AB ilişkileri-
nin bugün istenilen düzeyde olması-
nın bir nedeninin de AB üyeliğinin
salt devlet sorunu olarak görülmesin-
den kaynaklandığını, sivil kiıruluşla-
nn çalışmalanyla sorunun daha kısa
sürede aşılacağıru kaydetti. Sempoz-
yuma katılan konuşmacılar, siyaset-
çilerin, Türklerin Avrupa'da ulaştığı
potansiyelin farkında olmadıklannı
ortak görüş olarak yinelediler.
Istanbul Haber Servisi-1991 'de yaşanan
Körfez krizınde dönemin Cumhurbaşkanı
lurgut Özal'la ters düştüğû için istifa eden
Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral
Necip Torumtay ve dönemin lkmci Ordu
Komutanı Emekli Orgeneral KemalYavuz,
Özal'ın o dönemde Kuzey Irak'a fiilen
müdahaleyi savunduğunu belirterek "Biz
buna kesinlikte karşıydık. Çünkü tam ha-
nrtık yapılmadan saldın olmaz, Aynca bi-
zim yapacağtmız bir müdahak de bugün-
kü tablavu degjştirmezdi" dediler.
Gazeteci Güneri Cıvaoğlu'nca hazırla-
nıp sunulan ve cuma gecesi Kanal D'de ya-
yınüanan 'Durum' programında görüşle-
rini açıklayan Torumtay, birharekâta girin-
ce mutlaka zaferin amaçlanması gerektiği-
ni belirterek böyle bir harekât için çok iyi
hazırlık yapmak gerektiğini söyledi. Soru-
nun Musul ve Kerkük'ü işgal etmekle bit-
meyeceğini, tüm Irak'ın dize getirilmesi
gerektiğini savunan Torumtay şöyle dedi:
"Türkiye müdahak etseydi,3 miryon in-
sanj kendüıe diişman edeceku. Peki bunun
bedeii ne olacaktı? Özal'uı kişisel karaıiar-
la, kendiligindtn inisivatif alarak icraat
yapma gmşimJeri, yetki ve sorumluluk sa-
hibi makamlan attaması ûzerine kendisiy-
le ters düştük ve istifa ettim. Siyasi direktif
için Bakanlar Kuruhı üyeJerinm imzası ge-
rekiı-kenbubileyapıtrnajnısti." Kemal Ya-
vuz ise Türkiye"nın müdahale yapması du-
rumunda da, mevcut tablonun değişmeye-
ceğini vurguladı ve o dönemde Özal'ın ko-
mutanlann uyanlannı dikkate almadığını
savundu. Yavuz, Türkiye'nin müdahale et-
mesiyle 60 bin kilometrekarelik bir alanın
denetim ve güvenliğiyle yüz yüze kalaca-
ğını söyledi ve şöyle devam etti:
"ÖzaTa Musul ve Kerkük'ü bize bırak-
mayacaklarıru sö> ledim. Başkalaruun siir-
düğü sabanın izinden giderşeniz, başkala-
ruun hedefine yürürsünüz. Ülkenin gelece-
ği hakkında sorumluluk sahibi olanlann,
devleti yönetenlerin çok geniş bir tarih bü-
gisine, ulusal ve uluslararası tarih kültürü-
ne sahip olmalan, devlete ve millete karşı
sorumluiuk duymalan gerekir.''
^Öğretmenlerin seviyesi düşürüldü9
Cumhurbaşkanı Demirel'denKörfez krizi değerlendirmesi
'Irak'ın bölünmesine izin vermeyiz'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, çı-
kacak olası bir savaş sonrası Kuzey I-
rak'ın bölünmesine izin vermeyecek-
lerini belirterek "O noktava vanlması
durumundaonuntedbirlerivardır" de-
di. Demirel, lrak lideri Saddam Hüse-
yin'e, bunalımm aşılması için, BM ka-
rarlanna uyması çağnsında bulundu.
Demirel, dün akşam TRT-l'de ya-
yımlanan "FafitikanınNabzt"adlı prog-
ramda, 1991 'deki Körfez savaşının ar-
dından Kuzey Irak'ın "terörüssü" ola-
rak kullanıldığını kaydetti. "Türkr/e'ye
bir şey olmaz'* şeklindeki tavnn yanlış
olduğunu söyleyen Demirel, "Görûl-
müştür ki bu durum Türkiye'yi çokya-
kından ilgjkndiriyor" dedi.
Demirel. Saddam Hüseyin'e. Dışiş-
leri Bakanı İsmafl Cem aracılığı ile me-
saj gönderdiğini anıımatarak Irak'ın
BM Güvenlik Konseyi'nin kararlanna
uyması durumunda da, bu ülkeye uygu-
lanan uluslararası ambargonun kaldı-
nlması için Türkiye'nin destek olacağı
görüşünü yineledi. Saddam"a çağnda
bulunan Demirel, " 'Bizim izzeti nef-
simizle oynadılar. Ama ben halkımın
başına gelecek bir faciayı önlemek için
BM ne isterse uyacağım' derse, haÜo-
nı ve dünyayı krizden kurtanr" dedi.
Diplomatik yollara başv-urulurken Tür-
kiye'nin menfaatını düşünmek gerekti-
ğini vurgulayan Demirel, "Banşçı >BW
iardan çözühnezse gayet tabii ki miida-
hale kaçuuunaz ohır" dedi.
• Baştarafı 1. Sayfada
leriyle değil, aileierinin isteğiyle mesleğe
başladıklannı ortaya çıkardı. Öğretmenle-
rin ancak yüzde 1 l'i kitap okurken, yaltuz-
ca yüzde 12'si tiyatroya ve yalnızca yüzde
8'i sinemaya gidiyor.
Araştırmada, ilköğretim, ortaöğretim,
yaygm eğitim ve özel okullardan gelen ve-
riler doğrultusunda öğretmenlerin genel
profili çıkanldı.
Araştırma, öğretmenlerin kendilerini ge-
liştirmek ve yenilemekte başansız oldukla-
nnı ortaya koydu. Öğretmen yetiştirme sis-
teminin yeniden düzenienmesi açısından da
önemli veriler ortaya koyan araştırmada,
eğitimin öğretmenlerin kendilerini yetiştire-
bildiği ölçüde etkili olabileceğine dikkat çe-
kildi.
Araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde
30'uil, yüzde 35'i ilçe merkezi, yüzde 26'sı
daköy doğumlulardan oluşuyor. Yüzde 25'i
eğitim fakültelerinde yetişirken, yalnızca
yanya yakını mesleği isteyerek ve severek
seçiyor. En çok edebi inceleme ve meslek
kitaplan okunuyor.
Araştırmanın diğer bulgulan şöyle:
9 Öğretmenlerin yansı özel okullara
ağırlık verilmesini istemiyor.
• Yüzde 86'sı yabancı dil eğitimine ağır-
lık verilmesini, yüzde 87'si de din adamla-
nnın yüksekokullarda yetiştirilmesini, yüz-
de 54'ü de kendilerine özel ders verme ola-
nağı sağlanmasını istiyor.
# Öğretmenlerin yüzde 66'sı meslegin
toplumda itibar görmediğini düşünüyor.
9 Yüzde 27'si öğretmenliğin kadınlara
daha uygun olduğunu, yüzde 60'ı isteyenin
anadilinde öğretim görebilmesini savunu-
yor.
# Yüzde 64'ü de eğitim sisteminin laik
olmadığını savunuyor.
# Yüzde 96'sı işsizliği, yüzde 91 'i insan
haklan ihlallerini, yüzde 90"ı dinin siyase-
te alet edilmesini, yüzde 88'i demokrasinin
yetersizliğini, yüzde 84'ü gençler arasında
yaygınlaşan uyuşturucu bağımlılığını, yüz-
de 80'i ulusal birliği sağlamayi, yüzde 78'i
de özelleştirmeyi Türkiye'nin öncelikli so-
runu olarak görüyor.
# Öğretmenlerin yüzde 59'u velilerle ye-
terli iletişimde bulunulmadığını belirtirken,
yüzde 76'sı rehberlik hizmetlerinin yetersiz
olduğunu savunuyor.
# Öğretmenlerin yüzde 31 'i dayağa baş-
vuruyor.
# Yüzde 42'si ders kitaplannı tutucu ve
şoven buluyor.
# Öğretmenlerin yüzde 73'ü ders araç
gereçlerinın yetersizliği nedeniyle ders an-
latmakta güçlük çektiklerini belirtiyor.
# Öğretmenlerin dörtte biri 45-50 yaşın-
da emekli oluyor.
# Öğretmenlerin babalannın yüzde 42'si
ilkokul, yüzde 10'u lise, yüzde lO"u orta-
okul, yüzde 9'u yüksekokul mezunu. Yüz-
de 11 'i ise okuma-yazma bile bilmiyor. Öğ-
retmenlerin annelerinin eğitim düzeyi daha
da düşük. Yüzde 37'si okuma yazma bilmi-
yor, yüzde 35'i ilkokul, yüzde 4'ü ortaokul,
yüzde 3'ü lise, yüzde 2'si de yüksekokul
mezunu.
# Öğretmenlerin yalnızca yüzde 1 l'i ki-
tap okuyor. Gazete okuma oranı yüzde 93 'e
ulaşırken, yüzde 22'yle Milliyet ve yüzde
17'yle Cumhuriyet en çok okunan gazete-
ler oldu.
G U N D E M MUSTAFABALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Eğitim-Sen'in geçen hatta düzenlediği "Demok-
ratik Eğitim KuruKayı "nda bu konulara aynntıJany-
la değinildi. Kuaırtayı ciddiye alan konuşmacılar, o
sırada akıllanna geleni söyleyip geçmediler, daha
önce yaptıklan hazırttklan raportar halinde sundu-
lar.
Yazıda peşrev olmaz, konuya girelim.
Okullarda okutulacak, öğrencilere önerilecek ki-
taplann seçimini Milli Eğitim Bakanlığı adına Talim
Terbiye Kurulu yapıyor. Bu kurulun yapısını yayın-
cılar çok iyi biliyor. Uzun uzun anlatmayalım.
1996 yılında Ardıç Yayınlan'ndan "ASevilik-Bek-
taşilik Açısından Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" adlı
bir kitap yayımlandı. Kitap, Şakir Keçeli ve Aziz
Yalçtn yönetiminde bir kurul tarafından hazırlandı.
19 Eytül 1996'da Talim ve Terbiye Kurulu'na (TTK)
bir dilekçe ile sunuldu. Kurul 27 Ocak 1998'de ya-
zar Şakir Keçeli'ye şu yanrtı verdi:
"...Eserin, yönetmelik hükümleri çerçeves/nde
ek rapordaki tespitler nedeniyle lise ve dengi okul
öğrencileh için tavsiyesi uygun bulunmamıştır."
Yazının altında TTK Başkan Yardımcısı Dr. Veli
Kılıç'ın imzası var. Gelelim bu "uygun bulmama-
nın" gerekçelerinin yer aldığı rapora. Rapor için tek
sözcükle şu söylenebilir:
"Uygunsuz..."
53 sayfalık raporu okudukça gözlerime inana-
madım. Hani çok kızdığınız bir kişiye karşı hazır-
lıksız yakalanıp aklınıza geleni söylersiniz ya, işte
o türden. Raporun sonunda bir tek şu eksik:
"...yıl ağır hapisle cezalandınlmasına..."
Kitabı satır satır inceleyen kurul, sanınm "satır"
sözcüğünü farklı yorumlamış, satııiamış.
Rapordan bazı bölümler aktaralım. 12. sayfa:
"Yazar hayal kunıyor. Işi daha da azıtmakta, ko-
nuyu saptınp tahrik etmektedir."
Kitaptaki oruç konusunda yer alan düşüncelere
raporun 14. sayfasında şu karşılık veriliyor.
"Vazar Keçeli okuyup göremeyecek kadar ca-
hildir, beceriksizdir. Alevilerde sapkın-sapık inanç
yoktur... Ehliyetsiz, liyakatsızkişilerin, kendilerinin
bilgisizliğini, cahilliğini sergilemeleri abesle işti-
galdir. Adama, madem yüzme bilmiyordun, deni-
ze niye atladın diye böyle sorartar."
Raporda din konusunda engin düşünceler de
var. İşte 19. sayfa:
"İlk din Islam idi, son din de Islamdır. Hz. Adem
de, Hz. Musa da, Hz. Isa da, Hz. Muhammed de
Islam d'minin peygamberlehdir."
Kitaptaki Hıristiyanlıkla ilgili bölümler de 22. say-
fada şöyle yorumlanmış:
'Bu Hıristiyanlara yağ çekmenin biryolu olşa get
rek... Yazaratıp savuruyöt; flimsiz, kitapsız, belge-
siz."
Cahillikzorzanaat
Alevilerin bu raporu çok iyi okuyarak hangi sıni-
fa girdiklerini saptamalan gerekiyor. 29. sayfadan:
"Alevilerin çoğunluğu oruç ve namaz ibadetle-
rine sıkı sıkıya bağlıdıhar. Bu konuda biraz daha
serbest ve gevşek davrananlar Doğu Anadolu Böl-
gesi'ndeki bazı kırsal kesim Alevileridir, "
Hz. Ali'nin resimlerine saptama göndermeden
olur mu:
"Uydurma, temsili bir resimdir. Resmin altına
bunlar açıkça yazılmalıydı."
Raporun 44. sayfasında Keçeli'ye şu öneri yer
alıyor:
"Yazar Şakir Keçeli uyduruk sözlerin, yalancılı-
ğın, sahtekâhığın cezasını elbette birgün Allah'ın
huzurunda, ahirette verecektir. Akh varsa fövbe er-
melidir."
Rapor, ne yazık ki baştan sona devlet çarkının
pek çok kesiminde yer alan Aleviliğe yönelik ön-
yargılı bakışı yansıtıyor. Bir kitap reddedilecekse
bu, hakaret edilerek yapılmaz. Bakan Hikmet U-
luğbay'ın böyle bir üslubu değil benimsemek, hoş
göreceğini bile sanmıyoruz.
Raporu okuduktan sonra yazıya başlık aramam
gerekmedi...
Raporun 38. sayfasında şöyle bir tümce var
"Cahillik zor zanaat..."
Çok doğru!
Barış hemen şimdi
• Baştarafı 1. Sayfada
kendLsini konıması istendi.
İstiklal Caddesi'ndeki SİP
Beyoğlu İlçc Örgütü önün-
de toplanan yaklaşık 500
partili, -Yankee go home",
"Yaşasuı Ortadoğu halkla-
nnın kardeşBği" ve "Kah-
rolsun ABD emperyalizmi"
sloganiannı ataraksavaş çt-
ğırrkanlanna karşı emekçi-
teri bansmücadelesine ça-
ğırdı. SİP Genel Başkanı
Aydemir Güler'in "Hükü-
meti uyanyoruz, Türki-
ye'deki üslerin Irak'a karşı
kullanılması, ABD'nin böl-
ge halklanna karşı gerçek-
leştireceği yeni bir katüama
suç ortakİığı yapmak ola-
cakür" sözteriyle hüküme-
rj eleştirmesinin ardından
parti binasına "ABD, üsk-
rinle ve askerlermle defol"
yazıfadev bir pankart asıkiı.
IP lideri Doğu Perinçek ve
partililer de, Taksim Me>-
dam'nda "ABD saldınsının
önü kesilmelidir" başlıklı
bildiri dağrttuar. Büdiride,
ABD'nin Körfez'deki tek
hedefînin Irak'ı parcala-
makounayıp.Türkiye'yi de
hedef tahtası haline getir-
mek olduğu kaydedildL
ABD'nin Irak'ın elindeki
kimyasal silahlan ortadan
kakfarmak içinböyle bir ha-
rekâta giriştiği açıklamaia-
nnın \alan olduğu savunu-
lan bildiride, " Ankara'da,
ABD'ye boyun eğen me-
murlar değil, bağunsız ka-
rar veren hükümet istiyo-
ruz" denildi. BP tstanbul Ü
Örgütû ise "Savaşa hayır,
banşaevet" slogamylaTak-
sim'eyapmak istediği yürû-
yüşün polis taranndan en-
gellenmesi üzerine Galata-
sarav Lisesi'nin önünde bir
basın açıklaması gerçekkş-
tirdi. Açıklamada, Irak'a
karşı yapılan savaş ilanırun
amnda dümanın jandar-
malığma smıınan ABD'nin
Hazar ve Ortadoğu'daki
enerji ve petrol yataklannı
yağmalama hırsımn yatbğı
kaydedildL
CHP beş başkanını daha seçti
İstanbul Haber Servisi-CHP, Istanbul'daki beş ilçede ola-
ğan kongrelerini tamamlayarak başkanlannı belirlcdi.
Yapılan seçimler sonucunda CHP'nin Bağcılar İlçe Baş
kanlığı'na AH Uçar, Fatih İlçe Başkanhğı'na Ramazan Kıb
çaslan. Kâğıthane İlçe Başkanlığı'na Yusuf Gürtevik, Cskü
dar ilçe Başkanlığı'na Metin Salman seçildiler. Kadıköy il
çe kongresinin sonuçlan ise gece geç saatlere kadar alına
madı.