25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ŞUBAT 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'nü bu yıl 'Sokağa Çıkma Yasağı' ile Civan Canova kazandı fletişiııısizlik çağuııızm sorunuGÜL ERÇETİN "Paylasmakiçinyazrvonım'' diyor Ci- van Canova. Paylaştığı bütün oyunlarda ödül getiriyor ona. Geçen yıl Devlet Ti- yatrotan'nda sahnelenen KıyametSuta- n'nda adlı ilk yapıtı ile Ismet Kûntay Ti- yatro Ödülleri kapsamında En lyi Yerli Oynn Yazan seçilen Canova, "Sokağa Çıkma Yasağı" adlı yapıtıyla da bu yıl- ki Cevdet Kudret Edebiyat Ödûlü'nûn sahibi oldu. Oldukça üretken bir sanat- çı Civan Canova. Devlet Tiyatrolan'nda- ki oyunculuğunu, sinema oyunculuğu- nu, oyun yazarlığını birbirinden ayırrru- yor. Bizim Aile dizisinin senaristliğini üstlenen sanatçı önümûzdeki gûnlerde bir de film senaryosu yazmak istiyor. "Kıyamet Sulannda" gibi absürd bir oyun "Sokağa Çıkma Yasağı". Bir otel- de kalan müşterilerle otel çalışanlan- mn, sokağa çıkmanın yasak olduğu bir sırada lobide yaşadıklan "iletişimsiz- Hk"lerden yola çıkıyor. Sanatçıyı ab- sürd tiyatroya çeken şey de temelde ile- tişimsizlik. lnsanlar arasındaki kopuk diyaloglann, matematiksel sahnelerden daha iyi yansıttığını düşünüyor hayatı. Yaşamdaki bütün baskılar, anlamsız ku- rallarda 'sokağaçıkmayasağTnda bıçım buluyor. Ancak ilk oyunundan farklı olarak alay, ironi ve göndermelerle do- lu bir komedi yapıtı 'Sokağa Çıkma Ya- sağı'. Bu bağlamda da yazann dünya görüşüne daha yakın. Ödûller motive ediyor - Birinci oyununuzun ardından ikinci oyununuz da ödüledeğer bulundu. ÖdiU- lerin bir sanatçıya neler getirip götürdü- ğünü değeriendirir misiniz? CANOVA - Ödüllerin birinci işlevi beni motive etmesi. Ödül kazandığım za- man yazma dürtüm, istegim artıyor. 'So- kağa Çıkma Yasağı'nı yazalı bir buçuk yıl oluyor. Sahnelenmesi için Devlet Ti- yatrosu'na başvurmuştum. Ancak Reper- tuvar Kurulu bir gerekçe göstermeden uygun bulmadığını bildirdi. Bu neden- le rafta duruyordu oyun. Ben bu arada Devlet Tiyatrolan'ndaki oyunculuğu- mu sürdürdüm. Televizyon için bir dizi yazdım. Tiyatro oyunu yazmayı bir sü- re erteledim. Şimdi yazdığım yapıtın (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) 'eçen yıl Devlet Tiyatrolan'nda sahnelenen "Kıyamet Sulan'nda" adlı ilk oyunu ile Ismet Küntay Tiyatro Ödülleri kâpsamında En îyi Yerli Oyun Yazan seçilen Civan Canova, "Sokağa Çıkma Yasağı" adlı oyunuyla da bu yılki Cevdet Kudret Edebiyat Odülü'nün sahibi oldu. Canova, absürd bir oyun olan ikinci oyununda, bir otelde kalan müşterilerle otel çahşanlannın, sokağa çıkmanın yasak olduğu bir sırada lobide yaşadıklan iletişimsizliği konu alıyor. otorite olarak kabul edilen kişiler tara- fından beğenilmiş olması, kabul gör- mesi mutluluk veriyor. Bu yeni ödül tek- rar yazmaya motive etti beni. Ödüllerin neler götürdüğüne gelirsek şimdiye ka- dar bir şey götürmedi benden. Amaç el- bette ödül almak ya da basanlı olduğu- nuzun kanıtlanması değil. Benim önce- likli amacım yazmak ve yazdığımı pay- laşmak. Ödüller bu paylaşma asamasın- da da yararlı oluyor. Bunun için her za- man ortamım olmuyor. Devlet Tiyatro- lan 'ndan kabul görmemiş bir oyunu kol- tuğumun altına alıp öteki tiyatrolara ka- bul ettirme çabasına girmedim elbette. Ama ödül doğal olarak oyunun tanınma- sma. insanlann içeriğini merak etmesi- ne yardımcı oldu. - Siz bir yandan oyunculuğunuzla yo- nuncu yönünüzü, öte yandan yazarhğı- nrdayarancıhğınızı oratya koyuyorsunuz. Oyunlannınn zor yapıttarotduğunu göz önüneabrsakbir yönetmenin ya da oyun- culann efflerine bırakırken ojıınun yonım- lanması konusunda geri planda kalabi- Kyor musunuz? Bu konuda Kenan Işık'ın sahneledi- ği Kıyamet Sulan'nda ile tek bir dene- yim yaşamama karşın tavnm oldukça be- lirgin. Oyunlar sahnelenirken çok me- rak etsem de son aşamasına kadar pro- valan izlemeye bile gitmiyorum. Yö- netmenin veoyunculann kendilerine gö- re yorumlan var. Belki de benim hiç dü- şünmediğim bir şekilde sahneleyecek- ler yapıtı. Oyun sahnelenme aşamasına geldiğinde artık benden çıktı diyerek bir kenara çekilmeyi yeğliyorum. Oyuncu- lar ve yönetmen nasıl yorumlamak is- Müze müdürü Alpay Pasinli arkeologlann tepki odağı haline geldi Arkeo uzesı gerilım ı• Kültür Bakanlığı çahşanlannın üye olduklan Kültür-Sen'in hazırlayıp bakanlığa sunduğu 'Pasinli Dosyası', Istanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü'nün, arkeolojik değerlere ve müzenin kültürel işlevine zarar verici tuturnlarla yöneltildiğini açıklıyor... OKTAY EKtNCİ Çağdaş müzecilik tarihımızin babası sayılan Osman Hamdi Bey'in 1891 'de ülkemize kazan- dırdığı İstanbul Arkeoloji Miize- 9,108. yaşgününü kutlamaya ha- zırlanırken coşku yerine 'geri- timii günler' yaşıyor... Daha kurulduğu yıllarda ulus- lararası bir üne kavuşan, günü- müzde ise dünyanın en büyük 5 müzesi arasında yer alan bu kül- tür hazinemiz, özellikle arkeolog- lar arasında 'tarüşma odağı' ha- line geldi. Son gûnlerde giderek tırmanan eleştirilerin ekseninde ise müze müdürü Alpay Pasinli yer alıyor. Çünkü arkeologlar, bu bü- yük müzenin bir 'biKm ve kültür yuvası ohna işleviniyok eden' yö- netim anlayışı altında 'vtpraokfa- ğuıdan' yakınıyorlar... Baskıcı tutumlar Türkiye'nin değişik yörelerin- den 60.000 arkeolojik eseri bann- dıran, 800.000 sikkelik koleksi- yona sahip olan, 75.000 çiviya- zısı tabletin bulunduğu, 2000 ka- dar Türk çini ve keramiğini ko- ruyan Arkeoloji Müzesi, 70 bin kitaplık kütüphanesiyle bilikte Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çi- nili KöşkMüzesi'nin de bağlı ol- duğu 'İstanbul Arkeoloji Müze- leriMüdürlüğü'tarafindan yöne- tiliyor. Bu niteliğı ve kapsamıyla bir 'arkeolojisi enstitüsü' gibi de hiz- met verebilecek birikim ve ola- naklara sahip olan müdürlügün müzedeki uzmanlara karşı 'bas- kKi' tutumu ve araştırmacılara yönelik 'engeUeyid' davranışlan ise tepki yaratıyor. Müzedeki 'envanter' çalışma- lannın durdurulması, kimi kurtar- ma kazılannın yanda kesilerek ta- rihi eserlerin inşaatlarla yok edil- mesine ortam hazırlanması ve uzmanlann temel kazılanyla il- gili raporlanna müdahale edil- mesi de yükselen tepkilerin baş- lıca nedenleri... Taksim'ecami Üyeleri arasında müze uzman- larının da bulunduğu Kültür Emekçileri Sendikası (Kültür- Sen) İstanbul Şubesi, bütün bu davranışlanna rağmen müze mü- dürlüğü görevini yıllardır sürdü- Osman Hamdi Bey'in 1890'larda Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi (MSÜ) hocalanndan mimar Alexandre Vallaury'ye yaptirdığı bina,o dönemkrde dünyada müze olarak tasarianıp inşa edilen az sayıdakimüze binası arasında büyük bir üne kavuşmuştu... Şimdi aynı bina "kaygüı geüşmeterin" sıkmtüannı yaşıyor™ ren Alpay Pasinli hakkında bir 'rapor' hazırlayarak Kültür Ba- kanlığı'na gönderdi. 'Alpay Pasinli Dosyası' adı al- tında 20 Ocak 1998 tarihini taşı- yan rapor, Pasinli'nin REFAH- YOLdönemindeki 'Koruma Ku- rulu üyeliği' sırasında Taksim Meydanı'na cami teklifine 'evet' diyen karara imza attığına dair bölümle başlıyor. Dernek Baş- kanı trfan Kuruüzüm'ün onayı- nı taşıyan rapordaki bu vurgula- manın gerekçesi ise; Pasinli'nin, yine REFAHYOL'un son dönem- lerinde kurul üyeliği ve müdür- lükten alınırken, "Taksim'ecami- ye karşı çıkûğun için uzaklaşbr- düar" şeklindeki açıklamasının gerçek dışı olduğunu belgele- mek... Nitekim Pasinli'nin 55. hükü- metle birlikte yeniden müze mü- dürlüğüne atanmasında da bu 'yanbş imajuı' etkili olduğunu sa- vunan Kültür-Sen raporu, RP'li belediyelerin tarihe zarar veren uygulamalanna bile yine Pasin- li'nin imzası bulunan kararlarla izin verildiğini kanıtlıyor. Gedikpaşa otoparta Raporda buna yönelik ömek- ler arasında en dikkat çekenle- rinden biri ise Gedikpaşa'daki 'kat otoparkı' inşaatı. Bizans ve Osmanlıdönemi ka- lıntılannın tahrip edildiği bu in- şaatın projesine de onay veren Pasinli, temel kazısında zorunlu olan 'müze denetimi' kuralını da bu inşaatta gözetmeyerek Büyük- şehir Belediyesi'nin tarihsel mi- rası yok sayan uygulamasına des- tek oluyor. Rapora göre aynı olay- la ilgili 'göre\ini kötüye kullan- dığma' dair açılan valilik soruş- turması ise sürüyor... Benzer şekilde, Istanbul'un önemli antik yerleşmeleri arasın- daki Çataka-tnceğiz ören yerin- de de kurtarma kazılannı durdu- rarak kaçak kazılara destek oldu- ğu belirtilen Pasinli 'nin doğrudan 'müze içindeki eserlere zarar ve- rid' tutumlan da raporun bir baş- ka bölümünü oluştunıyor. Buna göre Pasinli, müzenin en önemli zenginliklerinden olan ünlü Auktck Koleksiyonu'nu ve değerli defmeleri. sorumlu uz- manlann itirazlannı dinlemeden rutubetli bir ortamda ve özensiz biçimde taşıöyor. Bu uygulama sonucunda eserler üzerinde 'ko- rozyonlann' başladığı ve '300 sik- kenin' de bozulduğu uzmanlarca saptanıyor. 1997 yılı mart ayında ise poli- sin yakaladığı altın sikkelerin müze uzmanlarınca 'sahte ve müzeye alınmalan sakıncab' ol- duklan rapor edildiği halde Pa- sinli bunlan makam odasında ay- larca saklıyor ve ilgili uzmanla- ra kınama cezası veriyor. Konu an- cak basına yansıdıktan sonra sah- te altın sikkeleri polise iade eden Pasinli'nin neden böyle davran- dığı ise rapora göre soruşturulma- sı gereken 'garip'birdurum... Kapalıçarşı onanmı Kültür-Sen raporu bunlara dik- kat cekerken. son zamanlarda Ka- palıçarşı'da yapılan onanm sıra- sında ortaya çıkan tarihi bir yoi kaluitısı' hakkında da müze mü- dürlüğünce işlem yapılmadığı öğrenildi. Kalpakçılar Caddesi, Sandal Bedesteniönündeki asfalt kapla- manın altında ortaya çıkan antik yol döşemesi nedeniyle onanm çalışmalan dunnası gerekirken, geceleri inşaata devam edilerek tarihi kalıntılann kurtanlması için müze denetimi 'ihmal' edildi... Bakanhk da 'farkmda' Alpay Pasinli 'nin bütün bu tu- tumlannın, son zamanlarda Kül- tür Bakanlığı'nca da 'baa ön- lemler' almmasma neden olduğu dikkat çeken gelişmeler arasında. Örneğin Pasinli'nin müzeden uzaklaştırdığı uzmanlardan Ha- tice Kalkan, genel müdürlük ta- rafindan yeniden görevine geti- rildi. Buna koşut olarak yine Pasin- li'nin ceza verdiği Ali Kıhçkaya, bu ceza işlevsiz kılınarak Ayasof- ya"ya müze müdürü yapılırken, aynı cezayı işleme sokan Pasin- li'nin yardımcısı da görevden uzaklaştınldı... Kültür-Sen yöneticileri, bu ge- lişmelere bakarak Alpay Pasinli için hazırladıklan dosyanın 'et- kili' olabileceğini umuyorlar. Pa- sinli ise yıllann deneyimli birbü- rokratı olarak, yakasma taktığı 'Atatûrk rozeti' ile Devlet Me- murlan Yasası'nın 'koruması' al- tında, Arkeoloji Müzeleri mü- dürlüğü görevini 'arkeologjara rağmen' sürdürüyor... terlerse öyle yorumlarlar. Metin artık onlann ortak malıdır. - Peki kcndi oyunlanmzda rol almak ister misiniz? Oyunculuk ve yazaıiık bu baglamda hangi açılardan aynhyor bir- birinden? Oyunculukta kendinizi bir yönetme- ne emanet ediyorsunuz. Onun görüşle- riyle, onun yorumuyla hazırlanıyorsunuz oyuna. Buradaki kolektif ruhu da sevi- yorum, ama oyun yazarken bir makine- nin başına oturduğunuzda artık kendi istediğiniz dünyayı istediğiniz şekilde yaratabiliyorsunuz. Kendi başıma ya- rattığım zaman ortaya çıkan ürünü da- ha çok seviyorum. Yazdığım bir oyun- da rol almayı ise kesinlikle istemem. Bir oyunu yazıp, bırakıp sonra da o yapıtı bir izleyiciymiş gibi değerlendirmek çok daha keyifli. - Sizi absürd tiyatroya çeken ne? Konservatuvardan beri çok ilgi duyu- yorum absürd riyatroya. Beni en çok çe- ken şey de insanlar arasındaki iletişim- sizlik, diyalog kopukluklan, bir şey an- latmak isterken karşmızdakinin başka şeyler anlaması. Hayatuı en iyi bu şekil- de tanımlanabileceğini düşünüyorum. Düzenli diyaloglardan daha çok yansı- tıyor hayatı absürd tiyatro. Absürd, ma- tematiksel sahnelerin dışına çıkıp ha- yatla buluşmak gibi geliyor bana. t Kendimize yönelik yayyoruz' - tletişimsizUk, iletişimsizlik çağuun bir hastalığı mı? Yazmaya başlarken öncelikle beni in- san olarak ne rahatsız eder diye soruyo- rum. Beni rahatsız eden şeyler başkala- nnı da rahatsız ediyor elbette. Ancak bu noktada söylem önem kazanıyor. Ben- de bu, iletişimsizlikle biçim buluyor. lletişimsizlik de kuşkusuz çağımızın so- runu. Çünkü her şeyin tüketilmek için üretildiği bir çağda yaşıyoruz. Tiyatro- yu da bu çağda birtakım holdingler ara- sında sıkışmış birtakım insanlar olarak görüyorum. Ya da Işgal altında sesini du- yurmaya çahşan bir avuç direnişçi. - Sokağa Çıkma Yasağı adlı yapmnız- da bütün sorunlann ilgisizlikten kay- naklandığını söylüyorsunuz. Evet, sadece kendimize yönelik yaşı- yoruz. Bu da tüketimin bir parçası. Baş- ^ ^ ^ ^ ^ ka sorunlarla (Bir ölçüde ^ ^ " " " ^ bizim de sorunlanmız ol- salar bile) ilgilenmiyoruz. Bizim ilgi alarumız dışında- ki sorunlann ya bilincinde ohnuyoruz ya da bilincin- deyiz fakat dışlıyoruz bu sorunlan. - Kıyamet Sulan'ndan sonra komediolarakntafen- dirilebyecek bir oyun Soka- ğa Çıkma YasağL Bilinçli bir üslup kayması mı var? tlk oyunuma da komedi olarak başlamıştım. Ancak oyun, yazdıkça giderek ka- ramsarlaşmaya başladı. As- lında bir sorun beni ne ka- dar etkilerse etkilesın olay- lan hep ironi gözüyle yaka- lanm. Sokağa Çıkma Ya- sağı'nda hayata karşı takın- dığım ironik alaycı üslubu koruyabildim. Bu baglam- da da bana daha uygun bir oyun oldu. Film senaryosu - Ödüllü oyunlanmz dışın- da kaleme akbğuuz başka oyun var mı? Kızıl Ötesinde Aynlık ad- lı iki kışilık ama tek kişinin sahnede kendisiyle hesap- laşması üzerine kurulu bir oyunum var. Yârgısız infa- zın gerçekleştiği bir apart- manda tamamen sosyal bir paranoyayla kendisini eve kapatmış genç bir çocuğu anlatıyor. -Geiecekle ilgili planlan- mzneter? Öncelikle birkaç tiyatro oyunu daha yazmak istiyo- rum. Bunun yanı sıra bir de film senaryosu oluşturma- ya çahşıyorum kafamda. Si- nemayı da çok seviyorum. Oyunlar zaten devam ede- cek. Yılda iki üç oyun sah- neliyoruz. Yeni bir oyun çık- tığında iki üç ay başka bü- tün işlerimi bırakabiliyo- rum. Sonuçta bütün bu uğ- raşlanmı, bir bütün olarak görüyorum. - Peki TV için dizi film se- naryolan da bu bütünün içindemi? Dizi fılmlerle bir yerde tüketim denen olayın içine giriyorsunuz. Amaç genele mi ulaşmak, kendi istedi- ğim şeyi mi yazmak diye çok çelişki yaşadım. Ancak sonunda televizyonun fark- lı bir iş olduğunu kabul et- tim. Yalonlanm bu dizinin yazunımı körelteceği, olay- lara daha yüzeysel yaklaş- mama neden olacağı yö- nünde kaygılar duyuyorlar- dı. Ama onu farklı bir iş olarak gördükten sonra iş- ler kanşmıyor. - Ekkmek Lstedikleriniz? Sokağa Çıkma YasağTnın sahnede yorumlanmış ha- lini görmek isterim elbette. BUAŞAMADA ŞUKRAN KURDAKUL Yaşamı Ateşe Vermeyin Bahçeler çiçek kokarken henüz, Ağacınız varsa sizin Masalınız varsa sizin Masal ağaçlan yapın kendinize Seven şarkılar söyleyin. Yelkenlere rüzgâr dolarken henüz Deniziniz varsa sizin Masalınız varsa sizin Masal denizleri yapın kendinize Yeni çizgenlere doğru gidin. Kadınlar ana olurken henüz Silahınız varsa sizin Masalınız varsa sizin Masal silahları yapın kendinize Yaşamı ateşe vermeyin. 'Yolarımız YolculuklapmHZ' fotoğraf sergisi açıbyor • Kühür Servisi - Kamıl Koç Otobüsleri AŞ tarafindan düzenlenen 'Yollanmız Yolculuklanmız' konulu fotoğraf yanşmasında dereceye giren yapıtlardan oluşan sergi, 10 -23 Şubat tarihleri arasında Ankara Türk-lngiliz Kültür Demeği Sanat Galerisi'nde açılacak. tki yıldır düzenlenen yanşmada bu yıl. Vahap Akşen, Turan Faruk Aydemir, Faruk Ertunç 'Başan Ödülü'ne, Uğur Varlı, Taner Şehri ve tlknur Doğrar 'Mansiyon Ödülü'ne, Serkan Emiroğlu 'Özel Ödül'e layık görüldü. 19.Yüzyıl İzmip Fotoğraflan' • Kühür Servisi - İZFAŞ ve Vehbi Koç Vakfı Suna- tnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü tarafindan düzenlenen '19. Yüzyıl Izmir Fotoğraflan' sergisi 12-28 Şubatarasında ikinci kez sanatseverlerin begenisine sunulacak. Sergide 19. yüzyıl fotoğraf sanatçılan Svoboda, Rubellin ve Sebah Joallier'in çektıği, lzmir ve yöresini kapsayan fotoğraflar yer alacak. tZFAŞ Sanat Galerisi'nde açılacak olan sergide aynca 19. yüzyıl lzmir fotoğraflannın yer aldıgı albümler de sahşa sunulacak. Everest My Lord, Eptuğrul'da sahnelenecek • Kültür Servisi - Konsept ve yönetımi Naz Erayda ve Bülent Erkmen'e, yapımı Kumpanya'ya ait olan, Sevim Burak'ın 'Everest My Lord-Roman 3 Perde' başlıklı metninin tümü bu kez Şehir Tiyatrolan için oyunlaştınlıyor. Bir yazann yazdıklannı yeniden okuma çalışması olan bu oyunda, metnin parçalı yapısı doğrultusunda yeniden kurgulanan yazı, film, ses, ışık ve oyun parçalannın görsel-düşünsel ilişkileri aranıyor. Müziği Babür Tongur'un, bilgisayar koordinasyonunu Volkan Duran'ın üstlendiği oyunda Ayla Algan, Beklan Algan, Bilge Arat, Övül Avkıran, Mustafa Avkıran, Sanem Oktar, Nadi Güler. Kerem Kurdoğlu, Burhan Ökmen, Cenk Telimen ve Neslihan Yurtsever rol alıyor. Oyun, Şehir Tiyatrolan prodüksiyonu olarak her pazartesi saat 20.30'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde toplam sekiz kez sahnelenecek. Avusturya Kültür Ofisi'nde şubat ayı etkmHkleri • Kültür Servisi - Avusturya Kültür Ofısi şubat ayı etkınhklenne perşembe günü saat 19.00'da Wolfgang Tielsch'in 'Venedik Maskeleri' sergisi ve 20.00'de Selen Bucak'ın piyano resitali ile başlıyor. 'Venedik Maskeleri' Wolfgang Tielsch'in Venedik karnavalında resımledıği ve onu etkileyen gizemlı maskelerin fotoğraf öyküsü. Gazeteci ve tercüman olan Tielsch uzun yıllar yaptığı seyahatler sırasında kendi deyimiyle göımeyı öğrendi. Tielsch'in sergisinin açılışını takiben Mimar Sınan Üniversitesi öğretim görevlilerinden Selen Bucak'ın piyano resitali yer alıyor. Avusturya Lisesi, İstanbul Devlet Konservatuvan, Boğazıçi Üniversitesi Siyasal Bilgiler mezunu olan Selen Bucak, Viyana'da Yaz Akademisi'nde Paul Badura Skoda'nın yanında eŞitim gördü Black Voices konserleri • Kültür Servisi - British Council'in davetlisi olarak şubat ayı boyunca Türkiye turnesine çıkan lngiltere'nın başlıca vokal gruplannda Black Voices; Trabzon, Ankara, Eskişehir ve tzmit konserlerinin ardından bugün İstanbul'da. 12 Şubat'ta Bursa'da, 16 Şubat'ta tzmir'de, 17 Şubat'ta Denizli'de. 19 Şubat'ta Antalya'da, 21 Şubat'ta Adana'da ve 22 Şubat'ta Mersin'de müzikseverlerle buluşacak. Topluluk konserlerinde spiritual'dan reggae'ye, blues'dan geleneksel Afrika ezgilerine kadar uzanan zengin bir yelpaze sunuyor. Yine Hişnn 39. sayıst ç*tı • Kültür Servisi - tki ayda bir yayımlanan kültür-sanat dergisi Yine Hişt'in şubat-mart sayısı çıktı. Derginin bu sayısmdaki eksen konusu cinayet. Altay Öktem 'off' isimli şiiri, Ş. Gökçen Ezber 'Yitik', Ahmet Ümit 'Bir Yaşam Armağan Etmek", Pınar Öğünç 'Katil Kim'in Yazgısf, Burçak Özlüdil 'Rüyaertesi', Ayhan Bozkurt 'Ömrümden Sayıyorum Bunlan', Serpil Durak 'Kissed', Cengiz Yaylalı 'Tarlabaşı'ndabir Pansiyon', Sevil Kesimal 'A>TI Zamanlardaydı', Metin Karadağ 'Valeyle Pişti' isimli yazılanyla dergide yer alıvor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear