Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
) ŞUBAT 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eski TEKEL Genel Müdürü Orhan Özet, 2000'li yıllarda tütün piyasasının ABD'nin eline geçeceğini söyledi
Tütün piyasası kaybediliyorAYŞE YILDIRIM
EskiTEKEL Genel Müdürü ve Tütün Platformu
Başkanı Orhan Özet, yapılan yanlış özelleştirmeler-
le 2000'li yıllarda Türk tütünpiyasasının tamarnen ya-
bancılann eline geçecegini söyledi. Özet, Samsun ve
Yeni Harman sigaralannm isim hakkını devreden Ba-
kanlar Kurulu'nun, bir ABD şirketiyle de Türkiye'de
ABD tütünüüretmek için ortakhk kûrma karannı ses-
siz sedasız uygulamayakoyduğunubelirtti. Ozet, "Bu-
nun için parayı desteklemeden TEKEL verecek. Onu
verdiği zaman krediden faiz almayacak. Üretilen
tütünü destekleme hesabına satın aİacak. Kâr olur-
sa Amerikalı şirket yurtdışına götürecek, zarar
olursa Türkiye hükümeti karşılayacak" dedi.
1996 yılında 12 kuruluşun bir araya gelerek TE-
KEUde özelleştirmenin durdurulması için oluşturdu-
ğuTütün Platformu'nunbaşkanhğınıyapanOrhanOzet,
"Biz genel olarak özelleştirmeyi tartışmıyomz, iç-
ki fabrikalarının özelleştirilmesine de kanşmıyo-
ruz, atna biz sigara fabrikalannın hangi isim al-
tında olursa OISUD özeUeştirilmesine karşıyu. Şu
anda yapılan ortakhk kurma da özeUeştirmedir,bu-
na karşıyız" diye konuştu.
Türkiye'de halen iki tane çokuluslu şirketin sigara
ürettiğini anımsatan Özet, şunlan söyledi: "Özelleş-
tirmeyle TEKEL'i ele geçirecek olanlar Türk tü-
tününü dfişünecek değüler. Kendi rakiplerini dü-
şünecekler, iki çokuluslu şirketle rekabet edecek-
ler. Onlarla rekabet etmek için Amerikan blendli
sigaralara ağırtık verecekler. Akhisar Sigara Fab-
rikası'nın 3 vardiyada 25 milyon kilo üretimi ola-
caknuş. Bu rakama 1.5-2 yü sonra ulaşacakmış. Ak-
hisar Sigara Fabrikası'nın yüzde 51 mi 52 mi bel-
li olmayan ama çoğunluk hisseleri British Araeri-
can Tobacco'ya (BAT) de\ redüirken yıllık tüketi-
mi 22 milyon kilo olan Samsun ve Yeni Harman si-
garalarının isim hakkı devrediliyor. Yüzde 100
Türk tütününden yapümış Samsun ve Yeni Har-
man sigaralannı pazarlamak için mi bize geldi bu
şirket? Hayır... Ne yapacak bu şirket? Amerikan
Wend sigaralarla rekabet edebilmek için Amerikan
blendiyle hazırlanmış sigaralara öncelik verecek,
yavaş yavaş Samsun ve Yeni Harman piyasadan si-
Unecek."
TEKELİden sorumlu Devlet Bakanı E>üp Aşık'ın
"Türkfütününü kurtarmak için bunu yapmak la-
zun* savunusunu kabul etmenin mümkün olmadığı-
nı vurgulayan Özet, ABD'nin kendisine yeni bir pa-
zar yaratmak için Türkiye'yi seçtiğini belirtti. Özet,
şöyle devam etti:
"Dûnyada bütün sigara endüstrisi altı tane dev
uluslararası tekelin elindedir. Bunlann çoğunluğu
Amerikalüar. Bugün ABD'dekj sigara tüketimi
bundan 35 yıl önceki düzeyine indi. Satamıyoriar
artık. hükümet karartar aldı, eyaletkri çokağır mü-
kellefiyetler albna soktu. Bunun için yeni pazar-
lar arâmak mecburiyetindeler. En iyi pazar da
Türkiye."
Bunun yabancı ftrmalar açısından çok kârlı bir iş
olduğunu söyleyen Özet, özelleştimnenin sonucunda
ekici tütün piyasası fıyat belirlemesini bile bu şirket-
lerin yapacağım savundu. Bakanlar Kurulu'nun bü-
tün bunlara rağmen sessizsedasız Türkiye'nin ağır za-
ranna yol açacak bir ortakhk karan daha aldiğını ifa-
de eden Özet, bugün bu konuda bir açıklama yapa-
caklannı bildirdi. Bir ABD şirketiyle Türkiye'de ABD
tütünü üretmekiçinkurulacakolan şirkete krediyi, des-
tekleme fonundan Türkiye'nin vereceğini söyleyen
Özet, "Verdigi krediden faiz almayacak. Üretilen
tütünü destekleme hesabına Türkiye satın alacak.
Kâr olursa Amerikalı yurtdışına götürecek, zarar
olursa Türkiye hükümeti karşüayacak. Bunun uy-
gulanmasına karşıyız" diye konuştu.
1770 sayılı Tütün Kanunu'nunkaldınldığını da anım-
satan Özet, "Biz de bunun kaldınlmasına karşıyız
ama ne yapacaklar? 70 tane ana maddesi olan ka-
nunu 8 maddeye indirecekler. tşi kararname ve
yönetmeliklere bırakacaklar, keyfi bir şekilde tütün
"işini halledecekler" dedı.
Işçisiz
grev
dönemi
İstanbul Haber Servisi
- 12 Eylül cuntasının içini
boşalttığı Toplu Sözleşme
ve Grev Yasası'nın, grev
hakkını sadece kâğıt üstün-
de bıraktığı belirtildi. tş-
verene dilediği gibi işçi çı-
kartma ve grev sırasında
üretimi sürdürme olanağı
tanıyan 12 Eylül yasalany-
la uygulanmaya çalışılan
pek çok grevtn "sıfır işçi"
ile göstermelik sürdüğü be-
hrlendi. Dünyada bankacı-
lık sektörünü grev kapsamı
dışında bırakan 3 ülkeden
biri olan Türkiye'de grev
uygulaması önünde sayı-
sız yasak bulunuyor.
Türk-lş'ebağh Petrol-lş
Sendikasf nca hazırlanan
rapora göre 1997 yılı ıçın-
de 25 işyerinde yapılan
grevlerin 17'si "sıfır iş-
çi"ile sürdürüldü. lşverene
hiçbir yaptınm öngörmeyen
12 Eylül yasalannın, gre-
vi işlevsiz kıldığının vurgu-
landığı raporda, özellikle
yeni örgütlenilen işyerle-
rinde, işverenin örgütlü tüm
işçileri işten çıkartması so-
nucu grevin sadece hukuk-
sal olarak devam ettiğinin
altı çizildi. Sendikalann
yetkilerini kaybetmemek
için sıfır işçiyle grevi sür-
dürmek durumunda kaldık-
lannın kaydedildiği rapor-
da, "BÖylece dünyanın
belki de hiçbir ûlkesinde
görülmeyen, katılan işçi-
nin olmadığı grev biçim-
leri ülkemizde yaşanmak-
tadır. Sendikal örgütlen-
me önündeki yasal engel-
lerin yanı sıra işveren kay-
naklı baskıcı uygulama-
ların devam\ bu tür grev-
leri sık sık gündeme getir-
mektedir" denildi.
Petrol-lş raporunda, 25
işyerinde 10 sendikanın
gerçekleştirdiği grevlere
toplam 6 bin 643 işçinin
katldığı, grevlerde yitirilen
toplam gün sayısmın da 165
bin 152 olduğu kaydedildi.
'Dolapdere-Piyalepaşa imarPlanı
f
na davul-zurnalıprotesto
Okmeydanı,
Kasımpaşa ve
Hasköy'de
büyük
yıkımları
öngören
'Dolapdere-
Piyalepaşa
tmar Planrnı
protesto eden
1500 kişi,
davul-zurna
eşliğinde
yürüyüş
yaptı.
Yürüyüş
Dikilitaş
Parkı'ndaki
"protesto
şenliği" ile
sona erdi.
(Fotoğraf:
İPEK
YEZDANl)
'Susrna, sustukça evin yıkdacak'
• Yürüyüş sonrası düzenlenen şenlikte konuşan
Komisyon Sözcüsü Selma Ozkay, "Uygulandığı
takdirde bölgede yaşayanlar için sosyal sonuçlan
telafi edilemeyecek yıkımlara ve çöküntüye neden
olacak bu planı İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Tayyip Erdoğan'a geri gönderiyoruz" dedi.
tstanbul Haber Servisi -
Okmeydanı, Kasımpaşa ve
Hasköy'de büyük yıkımlan
öngören "Dolapdere-
Piyalepaşa tmar Planı"nı
protesto etmek amacıyla dün
Okmeydanı'nda yaklaşık 1500
kişi yürüyüş yaptı. Davul-zurna
ve "Susma, sustukça evin
yıkılacak" sloganları
eşliğinde yapılan yürüyüş,
Dikilitaş Parkı'nda yapılan
"protesto şenliği" ile sona
erdi. K.asımpaşa, Okmeydanı,
Hacıhüsrev ve Hasköy'den
gelen gruplann katıldığı
yürüyüşte, imar planının
bölgede yaşayan on binlerce
insanı yok saydığı ve
"uluslararası sermaveve rant
sağlamak amacıyla
hazırlandığı" savunuldu.
Eskı İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Başkanı Bedrettin
Dalan dönemınde hazırlanan
ve Tayyip Erdoğan'dan ve
büyükşehir belediye
meclisinden geçerek Beyoğlu
Belediye Meclisinde kabul
edilen "Dolapdere-Piyalepaşa
tmar Planı"na tepki gösteren
1500 kişi, dün Okmeydanı'nda
yürüyüş yaptı. "tmar planı
degil. imha planı,
yıktırmayacagu - Plan Takip
Komisyonu" yazılı pankart
açan ve ellerinde
"Okmeydanı'nı rantçılara
peşkeş çektirme", "tmar
planı iptal edilsin" yazılı
dövizler taşıyan grup, davul-
zurna eşliğinde "Susma,
sustukça evin yıkılacak",
"Ferman Tayyip'inse
Okmeydanı bizimdir" ve
"Dünya yerinden oynar
evimiz yıkılırsa" sloganlan
attı. Yürüyüşün ardından
"Plan Takip Komisyonu"
tarafindan Okmeydanı Dikilitaş
Parkı önünde "protesto
şenllğl" düzenlendi. Şenlikte
konuşan Komisyon Sözcüsü
Selma Ozkay, imar planının
halka sormadan ve sivil toplum
örgütlerinin, mimarlann, şehir
plancılannın görüşleri
alınmadan. kapalı kapılar
arkasında yapıldığtnı belirterek
"Uygulandığı takdirde
bölgede yaşayanlar için sosyal
sonuçlan telafi edilemeyecek
yıkımlara ve çöküntüye
neden olacak bu planı Tayyip
Erdoğan'a geri
gönderiyoruz" dedi.
Beledıyenin önce büyük
paralar karşıhgi bina
yapılmasına izin verdvğini,
şimdi de izin verdikleri yerler
için yıkım karan çıkarttıgına
dikkat çeken Ozkay, bölgenin
"rant elde etmek amacıyla
değil, insan unsurunu
merkezine koyan bir
anlayışla hazırlanan bir
plana ihtiyacı olduğunu"
vurguladı.
Komisyon üyesi Rüstem
Karakuş da semtlerinin,
"vakıf arazisidir" diyerek
ellerinden alınacağını, daha
sonra da rantçılara ve
uluslararası sermayeye peşkeş
çekileceğini savundu. Karakuş,
belediye yetkililerinin "yıkıın
olmayacak" sözlerine karşıhk
şunlan söyledi: "Yıkımın
hemen yann olmayacağını
biz de biliyoruz. Yıkım
zamanla olacaktır. Eğer
yıkım otmayacaksa neden
milyarlarca lira verip bu
planı yaptırdılar? Belediye
bu planı geri almadığı
takdirde dava açacağız."
Korkut Özal
'Banş için
gerçekçi
politika
gerekir
9
İstanbul Haber Servisi
- DYP Milletvekili Turhan
Tayan, bakanhk yaptığı dö-
nemde kendisine resmi bir
mektup geldiğini ve mek-
tupta kendisi dahil bazı üst
düzey yetkililerin "tehdif
edildiği bilgisinin olduğunu
belirtti. Batı TrakyaTürkle-
rini temsilen Istanbul'a ge-
len Dr. Ibrahim Onsunoğ-
lu ise dün Yunanistan güm-
rüğünden geçiş yaparken
poliskontrolündeki binanın
duvannda bir gazeteden ke-
silmiş "Yunanistan'ın asıl
başkenti Istanbul'dur" ya-
zısının yer aldiğını öne sür-
dü.
Batı Trakya Türkleri Da-
yanışma Derneği Genel
Merkezi tarafindan düzen-
lenen "29 Ocak Olaylan ve
Balkanlar'daki Gelişme-
ler" başlıklı panel dün Bah-
çelievler Belediyesi Necip
Faal Kısakürek Kültür Mer-
kezi'nde yapıldı. Batı Trak-
yaTürkleri Dayanışma Der-
neği Genel Başkanı Taner
Mustafaoğlu'nun yönetti-
ği panele DP Genel Başka-
nı Korkut Özal, eski Mil-
lı Eğıtım ve Savunma Baka-
nı DYP Milletvekili Tur-
han Tayan, eski milletveki-
li Rıfat Yüzbaşıoğlu ve
Batı Trakya Türkleri Tem-
silcısi Dr. tbrahim Onsu-
noğlu kortuşmacı olarak ka-
tıldı.
DP Genel Başkanı Özal,
uluslann birbirlerine "düş-
man" edilmesinin çok ko-
lay olduğunu, iki ülke ara-
sındaki banşın ancak "ger-
çekçi politikalar" izlendi-
ği takdirde sağalanabilece-
ğini dilegetirdi.
Tayan da, "Türkiye'de
bazı konulann başına da-
va eklenir. Bunlardan bi-
ri de "Batı Trakya" dava-
sıdır. Ama itiraf etmeliyiz
ki hem ikili hem uluslara-
rası platformlarda bu ko-
nuyu yeteri kadar günde-
me getiremedik" dedi.
Aydınlık tçin Yurttaş Girişimi tarafindan düzenlenen panelde 'devlet sırn' tartışıldı. (YUSUF ZİYA AY)
'Devletbireyden bügi saklamaz'tstanbul Haber Servisi - İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Çetin Özek, çağdaş
iletişim hukukunda, bireyin bilgilen-
mesinin görev kabul edildiğini belirte-
rek bu anlayışa göre saydam demokra-
silenn "devletin bireyden saklayaca-
ğı bir sırrı olmaması" anlayışına da-
yandığını söyledi.
Aydınlık Icin Yurttaş Girişimi'nce
Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde
dün "devlet sırrı" konulu bir panel
düzenlendi. Panelde konuşan Prof. Dr.
Çetin özek, bireysel bilgilenme hakkı-
nın "doğrudan demokrasi" olduğu-
nu vurgulayarak "Türk Ceza Yasa-
sı'nın ek 1. maddesi ise DGM'ye, si-
yasi nitelikü düşünce suçlannın açık-
lanmasım öğrendiğinde yayını engel-
leme yetkisi vermektedir. Bu sansür
uygulaması, Abdülhamit döneminde
yoktu. en azından gazeteci cezalan-
dırılmazdı" dedı.
İtalya'da Gladio'ya karşı sağlanan
başanmn en önemli nedeninin bireyse!
bilgilenme ve yargı bağımsızlığının iyi
işlemesi olduğunu kaydeden Ozek, bu
ülkede saydamlığın denetimi için bir
kurumun etkili çalıştığını söyledi.
Gazeteci Can Dündar ise Başbakan
Mesut Yılmaz'ın Susurluk raporunun
11 sayfalıkbölümünü kendi ölçütleriy-
le "devlet sım" nitelemesiyle açık-
lamadığını belirterek Yılmaz'm açık-
lamadığı bilginin de\ let sırn olmama-
sı durumunda açıklamamakla suç işle-
miş olacağmı öne sürdü.
Gazetemiz yazan Aydın Engin ise
vatandaşlann, devletin saydamlaşması-
nı "inatla" istemesi gerektiğıni belir-
terek şunlan söyledi:
"Vatandaş olarak bilgilenememiz
durumunda demokrasi sürecine ka-
tılamayız. Bu nedenle devletin say-
damlaşması için çabalamalıyız.
MGK'de alınan kararlar hepimizin
bugününü ve geleceğini etkiliyor. Ama
alınan kararlar açıklanmıyor. Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi ortaya çık-
tı. Bu. akla daha önce de bir MGK
belgesi olduğu kuşkusunu getiriyor.
tnsanlar, ne olduğu hilinmeycn bel-
gelere dayanarak hapsedildi demek
ki. Başbakan, bundan sonra alına-
cak kararların bu belgeye ay kırı ola-
mayacağını söyledi. Bu demektir ki
TBİMM, ne olduğunu bilmediği bir
belgeye dayanan yasa yapacak."
Yurttaş Girişimi Sözcüsü Avukat Er-
gin Cinmen de, Kutlu Savaş'ın Su-
surluk raporuyla yürürlükteki yasalann
dışında, açıklamayan idari düzenleme-
ler olduğunun ortaya çıktığmı belirte-
rek "Başbakan, bunlarla ilgili resmi
bir basın toplantısı yapmalıdır. Ra-
porun açıklanmayan bölümleri için-
de suç unsunı varsa ve Başbakan bu-
nu açıklamazsa, TCY'nin 235. mad-
desine göre suç işlemiş olacak. Yürt-
taş olarak şimdi hareketsiz kalırsak,
bundan sonra söyleyecek sözümüz
olmayacak" dedi.
14 "SEVGtLtLER GÜNÜ"
(St. Valentine's Day)
Sevgi sözcükleriniz, sevgi dolu bir günde
Cumhuriyet ile
ulaşması gereken "sevgiliye..."
llan-ı Aşklannızı bekliyoruz.
1 st. (3.6 cm) x 5 cm.'lik ilanlar. 5.000.000 TL. (KDV Dahil)
1 st. (3.6 cm) x 2.5 cm.'lik ilanlar: 2.500.000 TL. (KDV Dahil)
Bilgi İçin: Ayşım Durrnaz Medya C Türkocağı Cad. J9/41 Cagaloglu/tSTANBUL
Telefon (0212) 513 84 60 - 61 Faks: (0212) 513 84 63
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Hükümet Hatkı Kuşa
Bakrürken' CHP Ne Yamyop
Türkçe'de argo bir deyim vardır. "Kuşa bakrtmak."
İnsanı "Bak, bak kuş çıkacak" diye bir yere bak-
tınp, dikkatini oradayoğunlaştınrken sonra, cebin-
den ya da elinden değerli bir eşyasını almak an-
lamında kullanılır.
Deyimin, "kuşa baktırmak" yerine "kuşa bakıt-
mak" biçiminde söylenmesi ise genellikle köylü-
lerin, "baktırmak" sözcüğünü "bakıtmak" biçimin-
de kullanmasından kaynaklantr.
Esas olarak bir dolandıncılık olayını betimleyen
bu deyimin temelinde, "uyanık kentlilerin", "saf
köylüleri" aldatması anlayışı yattığı için, "baktır-
mak" mastan da "bakıtmak" olarak kullanılmıştır.
Yani, dolandırıldığını ya da "çarpıldtğınt" anla-
yan köylü vatandaşımızın sonradan olayı "Abi,
beni kuşa bakrttı, cebimden cüzdanımı aidı" biçi-
minde aktaracağı varsayımı üzerine kurulmuş bir
deyim.
•••
Iktidar, çıkardığı son bir "yağma karamamesi"
ile hepimizi kuşa bakrttı.
Bugün Türkiye'de iki büyük vurgun var:
Biri, çetelerin, memurlar ve politikacılarla birlik-
te yaptıkları uyuşturucu ticareti.
Oteki, yine çetelerin, yine memurlar ve yine po-
litikacılar ile birlikte yaptıkları toprak yağması.
"Susurluk" dosyası, bırinct vurgunun öyküsüdür.
Oktay Ekinci'nın Cumhuriyet'te süreklı olarak
dile getirdiği "yasadışı kentleşme" olgusu ise ikin-
ci vurgunun öyküsünü anlatır.
Ekinci'nın son yazısı, tarikatlardan ve büyük ser-
mayeden bağımsız tek gazete olan Cumhuriyet'e
manşetten girdi: Hükümet çıkardığı bir kararna-
me ile "turizm yattnmlan" adı altında, Türkiye'nin
birçok değerli ve korunması gereken alanını "ya-
pılaşmaya", yani Türkçesi, "toprak yağmasına"
açıyordu.
Bunlann arasında yasalarla korunmuş olan SİT
alanları da vardı.
Yağmadan en büyük zararı da, toprağın en de-
ğerli olduğu kentimiz, istanbulumuz görüyordu.
Işin dehşeti açısmdan tek bir örnek vereyim:
Beşiktaş'tan yukan Zincirlikuyu'ya çıkarken, sağ
tarafta kalan park bile yağma içine alındı.
Özal dönemindekı yağma ile Istanbul'un yedi nok-
tası yapılaşmaya açılmış, inanılmaz yoğunluktaki
oteller ve iş merkezleri ile kent iyice nefes alamaz
hale getirilmişti.
Şimdi Yılmaz, can çekişen Istanbul'a son dar-
beyi vuruyor ve görevi ülkenin ortak zenginlikleri-
ni korumak olan iktıdarı, toprak yağmasından en
büyük payı almak amacıyla kullanıyor.
Şeriat tehdidinden korkmuş bir yapı üzerinde,
binbir türlü manevra ile iktidara geldikten sonra,
tam da Körfez krizinin tırmandığı sırada, özal'ın
cesaret edebildiğinden bile daha geniş bir yağma-
ya girişmek, seçmenı "kuşa bakıtmak" cteğil de ne-
dir?
• • •
Hadi diyelim ki "yağma kültürû" Özal sayesin-
de, ANAP'ın temel felsefesi olmuştur. Bugünler-
de "Özalizme dönüş" şarkılan okumakta olan
Yılmaz da aynı çizgıyi izlemekte mazurdur.
Ya DSP ve onun kültür dostu, çevre dostu, Ge-
nel Başkanı Ecevit. Ecevit bu kararnameye nasıl
onay vermiştir?
Görevi SİT alanlarını korumak olan Kültür Ba-
kanı Talay, onlan yağmaya açan bu kararnameye
nasıl imza koymuştur?
Peki, ya CHP? Atatürk'ün Partisi, "seçeneksiz-
likgerekçesi" ile destek verdiği bu hükümetin bü-
tün yanlışlarına ve bu arada geriye dönülemez bi-
çimde Istanbul'u yağmalamasına göz mü yuma-
caktır?
Zaten RTÜK yasa tasansında, iktidar ile CHP'nin
büyük sermayenin çıkarları dogrultusunda anlaş-
mış olduğuna ilişkin dedikodular ayyuka çıkmış-
tır.
Şimdi insan, bu yağma karşısında CHP'nin ni-
çin suskun kaldığını doğrusu merak edıyor.
CHP'nin İstanbul Milletvekili ve eski Kültür Ba-
kanı Ercan Karakaş ile bir toplantıda aynntılı bir
durum değerlendırmesi yaptık.
Karakaş, hem İstanbul milletvekili, hem de es-
ki Kültür Bakanı olmanın sorumluluğu gereği, bu
konuda Meclis'te her türlü girişimde bulunacağı-
nı söyledi.
Karakaş'ın bireysel çıkışları bir yana, koskoca
CHP, hükümetin Istanbul'u yağmalamasına des-
tek mi verecek?
• • •
Ey Istanbullu, bu politikacılardan sana fayda
yok. Çoğu ya kişisel, ya da örgütsel yağma pe-
şinde.
Örgütlen ve kentine sahip çık.
Medyanın notu: "Kahraman medyamız" bu ko-
nuda neden suskun acaba? Başta Hasan Pulur
olmak üzere bu konuda gerçekten cesur yazılar
yazan değerli ağabeylerini neden izlemiyor tele-
vizyonlarımız? Hiç dmazsa yapılaşmaya açılan
yerlerin bugünkü görüntülerini çeksınler de.. ya-
nnki kuşaklar politikacılann neleri yağmaladığını
daha iyi anlasınlar.
e-posta: Emre.Kongarff! raksnetcom web
sayfası: http^/remzi.com.tr/yazar.htmi
Doktorlar hükümeti uyardı
'Koşullar sağlanmadan
görev kabul etmeyiz'
ANKARA(UBA)-Türk
Tabipleri Birliği Başkanı Dr.
Füsun Sayek, olası bir sa-
vaşta doktorlan göreve ça-
ğırmadan önce gerekli tüm
hazırlıklann yapılması için
hükümeti uyardı. Sayek, Ha-
lepçe katliamı ertesinde ve
Körfez Savaşf nda yaşanan
göçlersırasında görevlendı-
rilen doktorlann büyük se-
falet çektiğini belirterek
"Geçen sefer çok büyük
organizasyon bozukluğu
oldu" dedi.
Sayek, o dönemde bir ge-
cede çağrılan doktorlann
kendi ceplerinden para har-
cayarak görev yerlerine git-
tiklerini belirterek "Gittik-
lerinde yatacak yer, mes-
leklerini yapacakları or-
tam bulamadılar. Tıbbi
araç gereç, ilaç olmayan
yerlerde görev yapmaları
beklendL Felaketi yaşadık"
diye konuştu. Hükümetin,
bu kez nasıl birdurumla kar-
şılaşacagını bilmesi gerekti-
ğini savunan Sayek, sözleri-
ni şöyle sürdürdü: "Kimle-
re görev verileceği, nereye
gönderileceği bize önceden
bildirilmeli. İyi bir organi-
zasyon yapılmazsa, bu kez
de acı çekenlerle birlikte
acı çekmekdışında bir şey
yapamayu."
Sayek, Türkiye'de kitle
imha silahlarının kısa ve
uzun dönemlerde ne tür sağ-
lık sorunlanna yol açacağı-
nı Türkiye'de hiç kımsenin
bilmediğinı de kaydetti.