25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ŞUBAT 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Ihracat hedefleri • ANKARA(AA)- Türkiye'nin yeniden belirlenen ulusal ıhracat stratejisine göre daha fazla ihracat için tekstil ve konfeksiyon sektöriine olan aşın bağımlıhk azaltılmaya çalışılacak. Aynca, dünya trendlerine uygun olarak katma değeri yüksek ileri teknolojili ve dünya ticaretinde paylan sürekli artan sektörlere ağırlık verilecek. Erezin Karadeniz • TRABZON(AA)- Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalun Erez, bugün Karadeniz illerinde 3 günlük incelemelerine başlıyor. Samsun'dan gezisine başlayacak olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, daha sonra Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize'ye giderek gezisini 11 Şubat Çarşamba günü tamamlayacak. Sanayi ve Ticaret Bakanı Erez, gezisi sırasında il ve ilçelerdeki Ticaret ve Sanayi, Esnaf ve Sanatkârlar Odalan ile Ticaret borsalannı ziyaret edecek, Organize Sanayi bölgeleri ile Küçük Sanayi sitelerini gezecek. Batallfdan uyarı • GAZİANTEP(AA)- Devlet Bakanı Mehmet Batallı, Körfez krizinin Türkiye'nin gündeminde olduğunu belirterek "Olke olarak 1. Körfez Krizi'nde düştügûmüz hataya, bu kez düşmememiz gerekiyor" dedi Batallı, konunun enine boyuna incelenip, Türkiye'nin çıkannın gözetilmesi, tncirlik kullanılacaksa Türkiye açısından "getirisi ve götürûsûnün ne olacağının" belirlenmesi gerektiğini söyledi. Özelleştirmeye devam • ANKARA(AA)- Sümer Holding'e ait 6 işletme ile holdingin 4 ayn şirketteki hissesi satışa sunuluyor. îhale süreci bugünden itibaren verilecek ilanlarla başlıyor. Özelleştirme Idaresı Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Sümer Holding'e ait Afyon Sincanlı Yapağı Tiftik Işletmesi, Kayseri Pamuklu Sanayi, Nazilli Basma, Kahramanmaraş Pamuklu Sanayi, Tarsus Mensucat Boyalan Sanayi, Salihli Palamut ve Valeks Işletmesi'nin "varlık" satışı yapılacak. Sınırdaki motorine çözüm GAZİANTEP(AA)- Gaziantep Valisi Muammer Güler, Kargamış Gümriik Kapısı'nın Suriye tarafında bulunan 600 dolayındaki motorin yüklü tankerin, Türkiye'ye son kez geçişi için calışma yapıldığını bildirdi. Güler, sınırda bekleyen motorin yüklü araçlann geçişi sağlandıktan sonra sınır ticaretine yönelik yeni strateji belirlenmesi gerektiğini söyledi. Tamma uzun vadeli önlem GAZİANTEP(AA)- Tanm ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar, tanm sektörünü bulunduğu darboğazdan çıkarmak için popülist politikalara son vererek kendi ayaklan üzerinde durabilecek, iç ve dış piyasalardaki raİdpleriyle mücadele edebilecek, kaliteli nitelikli ürünler yetiştirecek konuma getirmeyi hedef olarak belirlediklerini bildirdi. Enerji Bakanlığı uluslararası tahkime olanak tanımak için yasa taslağı hazırlıyor Anayasayı delme girişîmîFARUKATAÂY AISKARA - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yabancı şir- ketlerin, "yapHşlet-devret" mode- liyle gerçekleştirilecek yatınm- larda koşul olarak öne sürdülderi "uhıslararası tahkime (hakem- Bk)" olanak tanımak amacıyla ya- sa taslağı hazıriıyor. Bakanhk yetkilileri, yabancı şirketlerin Türkiye'deki yatınm- lannda olası anlaşmazlıklarda yargı yetkisinin uluslararası ha- keme verilmesi isteğınin çıkan- lacak yasa ile getirilmesinin amaçlandığını bildirdiler. Anayasanın 155. maddesi "im- tryazsarHaşınavesözteşmeterine" Damştay incelemesı zorunluluğu getirirken, bakanhk tasanda yal- • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yabancı şirketlerin, "yap-işlet-devret" modeliyle gerçekleştirilecek yatınmlarda koşul olarak öne sürdûkleri "uluslararası tahkime (hakemlik)" olanak tanımak amacıyla yasa taslağı hazırlıyor. • Kamu Işletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Genel Sekreteri Ilter Ertuğrul, uluslararası tahkimin ana sözleşme yerine diğer sözleşmelere koyulmasının anayasaya aykın olduğunu belirtti. nızca ana sözleşmelerin Danıştay incelemesine gönderilmesini, di- ğer yan sözleşmelerin Danış- tay'dan geçmemesini öngörüyor. Bakanhktan bir yetkili, tasanda uluslararası hakem koşulunun, ana sözleşmeyle değil, diğer yan sözleşmelere koyularak getiril- mesinin planlandığını belirtti. Uluslararası hakemin Hazine ihalelerinde ve TEAŞ'ın anahtar teslimi projelerinde de uygulandı- ğını ileri süren yetkili, bunun ana- yasaya aykın olmadığını ileri sür- dü. Kamu Işletmeciliğini Geliştir- me Merkezi (KİGEM) Genel Sekreteri ÜterErtuğruL uluslara- rası tahkimin ana sözleşme yeri- ne diğer sözleşmelere koyulma- sının veyan sözleşmelerin Danış- tay incelemesine gönderilmeme- sinin anayasaya aykın olduğunu belirtti. Anayasaya göre, devletin bir kamu hizmetinin gördürülmesi amacıyla özel sektörie yapacağı bütün sözleşmelerin imtiyaz söz- leşmesi kapsamında olduğunu belirten Ilter Ertuğrul şunlan söy- ledi: "Bir sözleşmenin imtiyaz söz- leşmesi olupohnadığısözleşmenin içeriğinden çıkar. Yasada' Bu im- tiyaz sözleşmesi değildir' denibe bfle o imtiyaz sözkşmesidir. Nite- kim bugüne kadar çıkanlan yasa- larda bunu getirmek istediter, fa- kat Anayasa Mahkemesi her sefe- rinde de iptal etti. Bu da aynı nite- Bkte bir taslak. Dolayısıyla Anaya- sa Mahkemesi'nin bugüne kadar verdiği kararlar çerçevesinde bu da iptal edilecektir. Anayasada uluslararası tahkime yer yoktur. İmtiyaz södeşmeterinin nasıl yapi- lacağı belirtilmiştir. Uluslararası tahkim getirflemez." TEKEL'in LikörFabrikası'na değerbiçüemiyor Devlet Bakanı Eyüp Aşık tarafindan ısrarla 100mirvon dolara saoimava çahşdan TEKEL'in Meddiyeköy'de- ki Likör FabrikasTna ah arsanın açık arürma ile saülması öneriliyor. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Emlakçiler: Arsa yüzük taşı NURSEL KARSAVURAN TEKEIJden sorumlu Devlet Ba- kanı Eyüp Aşık tarafından ısrarla 100 milyon dolara (yaklaşık 22 tnlyon lira) satılmaya çalışılan Li- kör Fabrikası'na ait arsaya emlak- çiler değer biçemiyorlar. Emlakçiler arasmda "yûzûkta- şı" diye nitelendirilen Mecidi- köy'deki arsa için istenilen 100 milyon dolann normal olduğu, an- cak o bölgede boş alan kalmadığı için çok değerii olduğu belirtili- yor. Emlakçiler, arsanın açık artır- mayla satılması gerektiği görüşün- de. Maslak-Büyükdere arasındaki bölgede arsa metrekaresinin 3 bin 500 dolardan satıldığını belirten emlakçiler, yaklaşık 27 dönüm olan Likör Fabrikası arsasına iste- nen fiyatı normal olarak değerlen- dirdiler. Ancak emlakçilere göre, Meci- diyeköy'deki fabrika arsası, bulun- duğu konum ve büyüklüğü nede- niyle çok daha değerli. Emlakçilerin "yüzük taşı" tabir ettikleri arsanın gerçek değerinın çok daha yüksek olduğu belirtili- yor. Emlak Komisyonculan Deme- ği Başkanı Sabri Ateş, fabrika ar- sasının çok değerli olduğunu be- lirterek "Bu tûr yerler için istedi- ğiniz fiyatı söyteyebilirsiniz. Bura- sı bir yüzük taşıdır" dedi. Büyükdere Caddesi üzerinde 10 dönüm büyüklüğünde bile boş ar- sa bulabilmenin imkânsız hale geldiğine dikkat çeken Ateş, mut- laka satılacaksa arsanın 150 mil- yon dolar taban fiyattan açık artır- maya çıkanlmasını önerdi. Ayda 1 triryon lira Plazalar bölgesınde olan Likör Fabrikası arsası üzerine toplam 120 bin metrekarelik üç adet pla- za inşa edilebileceğini belirten Ateş, "Her zaman ele geçmeyecek bir arsa. istanbuTun tam göbeğin- de bulunuyor. Arsanın çevre yolla- nna bağlanbsı var. Bu nedenle ahş- veriş merkezi, büyük bir otel, iş merkezi yapılabilir" diye konuştu. Arsa üzerine üç adet plaza inşa edilmesi durumunda ayda 4 mil- yon 800 bin dolar (yaklaşık 1 tril- yon lira) kira geliri elde edilebile- ceğini kaydeden Ateş, 21 ayda ar- sa bedelinin karşılanabileceğini hesapladı. Yalıfivatına M, -.' Ateş, Istanbul'da bugün 100 milyon dolara Boğaz'da ancak bir yalı alınabileceğini vurguladı. Turyap Emlak Bilgi Bankası Yö- netım Kurulu Başkanı Azmi San- bay ise Profilo Alışveriş Merkezi ve metronun faaliyete geçmesi ile bölgenin büyük önem kazanacağı- nı söyledi. Turyap Yönetim Kurulu Başka- nı Sanbay, 100 milyon dolarlık fi- yatm, bu alana yapılacak olan her- hangi bir yatınmla kat kat alına- bileceğini belirtti. Sanayici rahat, esnaf endişeli BEKİRŞAHtN GAZİANTEP-ABD'nin Irak'a saldırma olasılığı üzerine Gaziantep'teki kü- çük esnaf endişeli bir bekle- yişe geçerken sanayiciler krizden fazla etkilenmeye- ceklerinı söylüyorlar. 1991'deki Körfez Sava- şı'ndan önemli dersler çı- kartarak Ortadoğu'da yenı pazarlar bulan sanayiciler, olası bir savaş nedeniyle bir rahatsızlık içerisinde gö- zükmüyorlar. Başta Türk cumhuriyet- ler ve Orta Avrupa ülkeleri olmak üzere yeni pazarlara kavuşan Gaziantep sanayisi, Ortadoğu'daki birkaç ülke ile sınırîı bir pazar bağımlı- lığmdan da kurtulmuş oldu. Gaziantep Sanayi Odası Başkanvekili Atilla Güner, savaş çıkması halinde ciddi bir handikap olmayacağını söyledi. Diğer yandan küçük es- naf ve sanatkârlar ise krizin savaşa dönüşmesi duru- munda oldukça fazla etkile- necekleri endişesini taşıyor- lar. Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Birliği Başkanveki- li ve Küçük Sanayi Sitesi Başkanı Omer Küsbeoğlu, "Yeni bir krizi kaldırama- yız. Türkiye'nin savaş çık- maması için arabulucoluk yapması iyi. Irak'a askeri müdahale demek, bu paza- nn tamamen kaybedilmesi ve 1991'deki krizin boyut- lanması demektir" diye ko- nuştu. Uydu kenüere ucıız arsa ANKARA(AA)-Başba- kan Mesut Yılmaz tarafın- dan başlatılan 2. Konut Hamlesi çerçevesinde boş ya da işgal altındaki Hazi- ne arazileri de uydu kent projeleri için tahsis edili- yor. Maliye Bakanlı- ğı'ndan alınan bilgiye gö- re Başbakan'ın "Devletten ucuz arsa, Toplu Konut Fo- nu'ndan da kredi" talima- tı çerçevesinde, arsa üreti- mine hız verildi. Milli Emlak Genel Mü- dürlüğü, devletin gecekon- du bölgelerinde ve diğer ış- gal aftıadairî alanhuılefcs- cil dışı neyi var, neyi yok tek tek araştırmaya başladı. Bu envanter çalışmasında, kentler ve civarlanna önce- lik vermek suretiyle hangi Hazine arazisinin ne şekil- de değerlendirileceği de tek tek belirlenecek. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü ile de koordineli şekilde. ko- nut alanı olarak tahsis edi- lecek Hazine arazileri için planlama çalışmalan yapı- lacak ve bunlar gerek Mil- li Emlak, gerekse Ofis ka- nalıyla satışa sunulacak. DÜNYA EKONOMİStNE BAKIŞ / ERGtv YILDIZOĞLU LONDRA Körfez bölgesi yine kanştı. Körfez Sava- şı'ndan bu yana ilk kez bölgede iki ABD uçak gemisi konuşlanmış durumda. İlk ba- kışta durum açık. Irak, BM karariarı gere- ğince, krtle imha silahlannı imha ettiğini kanrtlayamıyor. Denetçileri başkanlık sa- raylanna sokmanasi buralarda bir şeyle- rin saklandtğını düşündürüyor. ABD, BM Güvenlik Konseyi karartannı uygulamak için gerekli adımlan atryor. Üstelik, ABD yönetimini bu sefer güç kullanmakta çok kararlı ve Irak'a karşı başlattığı süreçten kesinlikle gen dönmeyecek gibi görünüyor. Irak, Bırieşmiş Milletter Güvenlik Konseyi kararianna uymazsa, bu ayın sonuna doğ- ru çok şiddetli ve uzun süreli bir askeri operasyon başlayacak. Askeri dıplomatik konulardaki cahilli- ğimden olacak ben bu yukandaki mantık zincirinı bir türlü kavrayamıyorum. Boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor... Bu sabırsızhk niye? Örneğin, ilk Körfez Savaşı'nda, ortada açık bir işgal ve uluslararası petrol kay- naklanna yönelik bir tehdit varken bile, Bush yönetiminin diptomasi çabalan aftı ay sürdü. Askeri operasyon, Suriye'yi bile kapsayan bir uluslararası konsensüs ve btok oluştuktan sonra başladı. Bu sefer, Rusya, Fransa, Çin, Suriye, Hindistan ve hatta Iran bir askeri müdahaleye kar- şılar. Rusya "izin vermeyeceğim" diyor, "bir dünya savaşı çıkması olasılığın- dan" söz açıyor. Çin, "Aşın ölçüde ve kesinlikle karşıyım'' diyor, Israil, bu se- fer ABD'nin inisiyatifini tanımadığını ve bir "saldın halinde uygun gördûğü b»çim- de misillemede bulunacağım" söylüyor. öyleyse ABD, yalnızca Ingiltere'nin deste- ğiyle, bir anlamda tek başına üstlenmek zorunda kalacağı, belki Israil'i de içine sü- rükleyecek bir savaşa girmekte neden bu kadar acele ediyor? Bu soruyia birlikte, buna bağlı olarak ak- lıma hemen bir dizi başka soru geliyor. Böyle aceleci bir askeri operasyonun he- defi ve amacı ne? Bu askeri operasyon, bu hedefleri nasıl vuracak? Böyle bir operas- yon başladıktan sonra başansız olmayı göze alabilir mi? Diğer bir deyişle başan- sızlık halinde operasyon genişJeyerek de- vam mı edecek? Yoksa askeri inisiyatife ara verilip diplomasiye geri dönme olası- Bir Garip Strateji Devlet Başkanı Saddam'ın BM'ye inadı sürerken Iraklılar geçinmekte zorianıyoıiar. ğı var mı? Bu askeri operasyonun amacı Saddam ı BM kararlanna uymaya zorla- mak. Ancak Saddam, son dakikaya kadar uzlaşmaz ve birçatışmayı göze alırsa, ope- rasyon Saddam'ı hedef alacak mı? Ope- rasyon, Saddam'ı nasıl hedef alacak? Saddam ölene ya da kaçana kadar Irak sürekli bombalanacak mı? Batı, daha önemlisi bölge kamuoyu Saddam ölene kadar, çoluk çocuk kaç yüz bin Iraklı'nın katledilmesini sineye çekebilir? Körfez re- jımlen, kendi halklanna bu katliamı anlata- bilirler mi? Eğer Saddam'ın bir kara ope- rasyonu ile ele geçirilmesi planlanıyorsa, ABD kamuoyu, bu amaç için kaç ABD as- kerinin yaşamını gözden çıkarabilır? Ne de olsa Irak; Panama, Saddam da Noriega değıl! Otacak iş değil ama, diyelim ki bir ko- mando operasyonu ile Saddam ötdürüldü. Yerine kim geçecek? Irak muhalefeti böy- le bir göreve talip mi acaba? Benim bikji- ğim kadanyla, Komünist Partisi'nden libe- ral demokratlara kadar çok genış bir cep- heyi kapsamayaçalışan "Demokrasi eği- Bmi" isimli henüz yeni ve cılız bir hareket var. Ama bu hareketin liderleri iktidara ta- lip olacak durumda olmadıklannı itiraf edi- yoriar. Ya, Saddam'ın arkasından Irak, klanlar arası bir iç savaşla dağılmaya baş- larsa... Bu koşullarda bölge ülkelerinin kendi güvenliklerini ileri sürerek Irak'ı bö- lüşmeye başlamalannı kim engelleyecek? Bu bölüşme süreci, bölgedekı Kürt soru- nundan dolayı hangı karmaşık att süreç- lerle dejenere olabitecek? Bu bölüşme sü- reci içinde Iran, Türkiye ve Sunye'nin as- keri bir karşılaşmadan kaçınmasının ola- sılığı var mı? Hatırlanırsa Irak'ın dağılmasını önlemek için Körfez Savaşı, Saddam'ı hedef alacak şekilde uzatılmamıştı. ABD, o zaman Sad- dam'ın kendi iç muhalefetını ezmesıne ola- nak sağlamtş, güneyde bataklıklardaki katliama göz yummuş, isyancı güçteri, sa- vaş boyunca teşvik etmekle birlikte son anda yardıma gitmemişti? Bu kaos olası- lığını devre dışı bırakmak için ABD'nin Bağdat'ı işgal etmesi ve belli bir süre yö- netimindetutması gerekir. Vietnam'ın baş- lama koşullannı hatıriatan bu senaryo kar- şısında, halen bölgenin diplomatık denge- lerine geri dönmeye çabalayan Rusya'nın tutumu ne olur? Sorrîali'de bile iflas etmış böyle bir senaryo, Irak gibi dişinden tıma- ğına kadar silahlı ve toplumsal yapısı çok daha karmaşık bir ülkede ve tüm çevre ül- kelenn hoşnutsuzluğuna rağrnen yaşama geçirilebilir mi? Irak ne kadar tehlike? Bu olası operasyonun arkasındaki "ra- ison d'etre" şöyle ifade ediliyon Irak, kit- le imha silahlanna sahip ve bunlaria böl- gede bir tehdit oluşturuyor. Insan ister is- temez düşünüyor... Bırincisi bölgede kitle imha silahlanna sahip tek ülke Irak değil. Ikincisi Körfez Savaşı'nın en sıcak anlann- da bile Saddam, kitle imha silahlannı kul- lanmaya cesaret edemedi. Bugün ordusu ve mali kaynaklan Körfez Savaşı öncesi düzeyinin yansına bile eşrt değilken Sad- dam, kitle imha silahlannı kullanarak bu kadar ince hesaplaria ve taktiklerle böldü- ğü Körfez Savaşı ittrfakını neden tekrar bir- leştirsin? Teonk olarak bu kitle imha silah- lannın en önemli hedefi Israil. Ancak Sad- dam nükleer bir mısillemeyi göze alma- dan, bu kitle imha silahlannı Israil'e karşı kullanabilir mi? Sonra ABD'nin Irak'ın iran'a karşı kımyasal silah (kitle imha sila- hı) kullanmasına tolerans gösterdiklerini hatıriıyorum ve 6-7 Şubat tarihlı Wall Stre- et Journalde "Irak'a karşı en büyük umudumuz Iran olabilir" başlıklı bir ma- kaleyi okuyunca da kafam iyice kansıyor. Makale yeni bir Iran- Irak savaşından, Iran'ı desteklemekten bahsediyor, açıkça Iran'ı kışkırtıyor. Ben bile bu kadar soruyu düşünebildi- ğime göre operasyonu yürüten uzmanla- nn çok daha fazlasını ve birsavaşın bugün- kü koşullarda Saddam'ı tamamen korrtrol- den çıkaracak, belkı de kitle imha silahı kullanmaya zorlayabılecek büyük bir ma- ceraya yol açabileceğıni, hesaplamış ol- malan gerekir. Öyleyse, esas hesaplannı en son dakıkada da bir diplomatik çözüm bulunacağı üzerine kurulduğunu düşün- mek ve bütün çatışmalara yol açan denk- lemlerin içinde en önemli parametrenin petrol olduğunu hatırlamak ve belki de bu- radan devam etmek gerekiyor. Örneğin, I- rak bir süredir BM'den ambargonun bitiş tarihine ilışkın birtakvim beliriemesıni isti- yordu. Geçen kasımda bu istek gündeme alınmak üzereydi. O sırada, petrol fıyatla- n bir yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 30 gerilemişti. Asya krizi, petrole talebin ya- kın zamanda artmayacağını gösteriyordu. Bu ortamda, Irak'ın petrol piyasalanna ge- ri dönmesi fiyatlan daha da düşürecek ve büyük petrol şirketlerinin ve bölgede, gi- derek halklannı doyurmakta zorianan pet- rol monarşilerinin gelirterini büyük ölçüde azaltabilecekti. Şimdi bir süre bu olasılık geciktirikdi. Biliyorum, bu çok soğuk ve çe- kiciliği olmayan bir yorum. Ama sankı ce- vaplann çoğu buna benzer bir yalınlıktay- mış gibi geliyor. Ama ben askeri ve diplo- matik konulann uzmanı değilim... ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Enflasyon S.0.8. Veriyor Yılın ilk ayının fiyat artışı oranları yayımlandı. Tü- ketici fıyatlannın, yıllık artış oranı yüzde yüzü aşı- yor. Geçmişte, yalnızca iki kere 1980 ve 1994 yılla- nnda bu kadar yüksek oranda enflasyon yaşandı. Birincisinde, ekonomi politikasında köklü bir dö- nüşüm olan 24 Ocak 1980 kararlarının uygülan- ması söz konusuydu; ikincisi ise büyük ölçüde dö- nemin hükümetinin beceriksiz bir faiz oranlannı düşürme eyleminin sonucuydu. Günümüz enflasyonunun somut tek bir riedeni yok. Bugünlerde yaşanan fiyat artışlan, yüksek enflasyonun yıllar boyu kalıcılık kazanmasından dogan birikimin sonucudur. Daha doğrusu, hükü- metlerin, bir enflasyonla savaşım politikası yoklu- ğudur, denilebilir. Gerçekten de ekonomi politikası anlamında bu hükümet ne yapıyor, belli değildir. Böyle olunca da enflasyon S.O.S. (imdat) işareti veriyor. ••• Bu ayın enflasyonunun iki önemli özelliği var. Bi- rincisi, özel kesimin belirleyiciliği; ikincisi de fiyat artışlannın üretim alanındaki gelişmelere bağının daha açık görülmesidir. Ocak ayı fiyat artışlannın çok büyük ölçüde özel sektör mal ve hızmetlerinden kaynaklandığı görü- lüyor. Toptan eşya fıyatlannın hesaplanmasında yüzde 23.2 dolayında bir ağırlığı olan kamu kesi- mınde geçen ayın toptan eşya fiyat artışlanna kat- kısı yalnızca yüzde 0.5 düzeyinde kalıyor, özel ke- sim yüzde 6.0 ile çok yüksek bir çizgide yeni yıla başlıyor. Bu durumda, hükümetin ocak ayından başlayarak kamu mal ve hizmetlerinin fiyatlannı arttırmayacağına söz vermesi tümüyle anlamını yi- tiriyor. Ozel kesım 1998 için kendi öngörüsü olan yüzde 80 dolayında bir enflasyonun gerçekleşe- ceğini veri alıyor. Ancak üretim ve öbür gelişmelere bakınca özel kesimin bu kendin sapta, kendin gerçekleştir enf- lasyonunun çok da düzgün gitmeyeceği anlaşılı- yor. Daha doğrusu asıl büyük olumsuzluk enflas- yonun ikincı özelliğinden, tanmsal üretime bağım- lılığından kaynaklanıyor. Bu ayın enflasyonunda, sağlık hizmetleri ve gı- da maddeleri fıyatlannın çok daha yüksek oranlar- da arttığı görülüyor. Tüketici fiyatlan aylık ortala- ma yüzde 7.2 artarken sağlık hizmetlerinin fiyat artışı, yüzde 23.3 ile bunun üç katına çıkıyor; gıda maddelerinin aylık fiyat artışı da yüzde 8.5 ile ikin- ci sırayı alıyor. Sağlık ve gıda ürünleri, tüketici için vazgeçil- mezdir; yaşamsaldır. Bu nedenle de tüketicilerin bu ürün ve hizmetleri sağlayanlann karşısındato- runması demokratik toplumlarda, devletin yani hü- kümetin ya da belediyelerin çok önemli bir görevi sayılır. Bizdeki demokrasi anlayışı tüketicinin te- mel gereksinmelerinin fıyatlannı denetleyecek bir tutumdan çok uzak bulunuyor. • • • Bu nokta bir yana, ocak enflasyonu çok daha derin bir üretim-sunum sotvnunu su yüzüne çıka- nyor Tanm sektöründe görülen üretim düşüşleri enflasyona yansıyor. Bu olguyu, yukanda vurgu- Ja£ian tüketici fiyatlan gösterge)ef1ne*'ek ofarak toptan eşya fiyattan da kanıtlıyor. Aylık ortalama yüzde 6.5 olan toptan eşya fiyat artışlan, tanm ke- simi söz konusu olunca yüzde 12.9 ile ortalama- nın */ katı düzeyine çıkıyor. Tanm ürünlerinin top- tan fiyatlan katlanarak artıyor. Asıl sorun kaynağı, bu noktadır. Türkiye, yakın yıllara dek, gıda üretiminde ken- di kendine yeterli, az sayıda ülkeden biriydi. Sa- dullah Usumi'nin yıllardır bu sayfada bıkmadan özenle vurguladığı gibi, ülke yöneticilerinin tanm sektöründe üretimi çok olumsuz etkileyecek, gi- derek yıkım sayılabilecek politikalan uygulamala- n, doğal sonuçlannı veriyor. Nasıl mı? Geçen yılın (1997), verilerin elde edilebıldiği ilk dokuz ayında, daha önceki yılın (1996) aynı döne- mine göre, tanm kesiminin büyümediği; tersine yüzde 1.2 oranında da olsa küçüldüğü görülmek- tedir. Üretim düşüşleri özellikle meyve ve sebze- lerde büyük boyutlardadır; örneğin yılın üçüncü üç ayında yani temmuz, ağustos ve eylül aylan or- talaması olarak sebze üretimi bir önceki yılın ay- nı dönemine göre yüzde 8.8 daha azdır. Meyve üretiminde düşüş de yüzde 2.5 dolayındadır. Üretim-sunum yetersizliği dışalımla karşılanabt- lir denirse de öbür ülkelerin ve Türkiye'nin geçmiş yıllardaki deneyimleri bunun hiç de kolay olmadı- ğını kanıtlıyor. Dışalım ile tüketicinin sofrası ara- sındaki uzaklık hiç de az değil. Kaldı ki bugünler- de yeniden ısıtılan Körfez Savaşı, doğrudan ve do- laylı etkileriyle ülke dışından gıda alımını güçleş- tirecektir. Bu nedenle hükümet edenlerin, enflas- yonla savaşımda yerii tanmsal üretimi arttırmaya özel bir önem venmeleri gerekiyor. Sermayesizin mesleği seyyar satıcılık KONYA (AA) - Seyyar satıcılık, genelde serma- yesi olmayan ınsanlann mesleği olarak dikkat çe- kerken esnaflığın çıraklık dönemi olarak niteleniyor. Seyyarlar arasında kırsal kesimden gelenler olduğu gibi, üniversıte mezunlan da dikkat çekiyor. Konya Seyyarlar Oda- sı'nın 9 yıldır başkanlığı- nı >r üriiten Cetol Buyurşen de 15 yıl önce 200 bin lira sermayeyle başlamış sey- yarlığa. Aldığı seyyar ara- bayla önce çorap satmış. sonra giderek çeşitlenmiş mallar. Şımdi oğullannın işlettıği küçük bir tuhafıye dükkânı var, ama o hâlâ seyyarlığa devam ediyor. Buyurşen. "Stküıyorum dükkânda oturmaktan. Abşmışım yıllardır, sıcak- ta-soğukta. karda-kışta ça- hşmaya. Benim yerim so- kaklar" derken şunlan ek- liyor: "Digerleri de ben- den çok farklı değil. Köy- de toprağı olmavan insan- lar şehre geliyorlar. Ne el- lerinde meslekleri ne de ceplerinde paralan var— Beş-on kuruşa bir şeyler aiıp kalabalık yerierde, kakhnm usoerinde satma- >a çahşiTOrlar. Sadece kır- sal kesimden gelenler de- ğil. iş kurup iflas edenler, emekliler. hatta issiz kal- nuş üniversiteli gençler bi- le var aranuzda. Ne yap- sınlar. dünya, gecjm dün- yaa" Her meslekte olduğu gibi seyyarhkta da dürüst- lüğün, (namuslu çalışma- nın) önemli olduğunu ifa- de eden Buyurşen, şunlan söylüyor: "Seyyarlık, es- naflığın çıraklık dönemi- dir. Namuslu, dürüst çau- şırsanızemeğinizin karşıb- ğını geç de olsa alırsınız. Seyyarnkla, işi başından öğreniyorsunuz, çok çalış- mayı, >ılmama\^ sabn öğ- reniyorsunuz. Bugünün seyyan yannın büyük es- naftdır. Birçok arkadaşı- mız kendi dükkânını açb, toptancılık yapanlar bile var_" Buyurşen. "Hele işe yeni başlamış ve bir de köyden gelmişseniz, ürkü- rür sizi şehir, inşanlar.. A- ma eliniz mahkûmdur. Va- nmz yoğunuz sevyar ara- banın üzerindeki maOar- dır. Onlan satmak zonın- dasuuzdır" demeyi de ih- mal etmıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear