Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
3 ARALIK 1998 PERŞEMBE
Eğitim Hastanelerimizin Geleceği Aydınlanıyor!
Dr. M E H M E T ALTINOK ATO 1994-1998 Dörifml Başka,
• • kemızde tıpta uzmanhk
U
eğitımi, tıp fakülteleri ile
Sağhk Bakanlığı ve
SSK'yebağlı eğitim has-
unelerinde verilmekte-
ar. Fakülte dışındaki eği-
tim kurumlanmızda uzmanlık eğiti-
minden sorum u hekim kadrolan. eği-
tim hastaneler şef ve şef yardımcıla-
ndır. Bu kadroiar. tıp fakültelerindeki
profesör ve dkrçentlik kadrolarmın ilgi-
lı kurumlardak karşılıklan gibidir. Bu-
nun yanı sıra şef ve şef yardımcılan-
nın klinik yöneticiliği işlevi de vardır.
Eğitim hastaıeleri şef ve şef yardım-
cıian TabaJbet Uzmanlık Yönetmeliği
çerçevesinde. Sağhk Bakanlığı tarafin-
dan düzenlenen sınavlarla belirlenmek-
tedir. Ilgili yönetmeliğin günümüz ko-
şullanna yarut vermekten uzak olma-
sı nedeniyle yıliardırşef ve şef yardım-
cılığı sınavlan hekim kamuoyıında yo-
ğun tepkilere >ol açmaktaydı. Nesnel
' değerlendirmeölçütlerinin çok uzağın-
da olan sınav sistemi ile bakanhkça be-
lirlenen beşer kişilik seçici kurullar,
yaklaşık 30 tıpdalında onlarca adayın
yabancı dil bilgısini, bilgi düzeyinı. bi-
İimsel çalışma\eyayımlannı, meslek-
sel çalışma belgelerini, öğretim ve eği-
tim yapabilme yeteneğini, kendilerine
verilen sınırlı sürede değerlendirmek-
le yükümlüydü. Örneğin genel cerra-
hi alanında bir adayın uygulamada
(ameliyatsırasında)sınanması 5-10da-
kika. kuramsal alanda sınanması ise
10-15 dakika gibibirrraji-komiksüre-
lerde yapılabili>ordu. Nesnel seçim öl-
çütlerinin olmadığı bu sınav sistemin-
de egemen "siy»sal ve bürokratik güç-
ler" kendine yakın olan adaylann se-
çilmesi için yoğun baskılaruygulamak-
taydı. Çoğunlukla; bilgi ve beceri dü-
zeyinı ölçen, yaraşırlığa (liyakata) da-
yalı bir yaklaşım yerine olumsuz seç-
nı
kiye (negatif seleksiyon) dayalı, kayır-
macı bir anlayış belirleyici olmaktay-
dı. Siyasal iktidar, uzanüsı konumunda-
ki sağhk bakanları ve bakanlık üst dii-
zey bürokrasisi, ne yazık ki bu kayırma-
cı sınav sistemi ile görüş oiarak kendi-
lerine yakın kişilerin eğitinı hastanele-
rimizde şef ve şef yardımcısı olmalan-
nı sağiama>i yıllarea alabildigine kulla-
narak sağiik hizmetfcrimizde çirkin bir
örgütienmeyi sürdiirdüier.
Çağcıl anlayışın çok uzağmdaki şef
ve şef yardımcılığı sınavı sistemi ne-
deniyle ülkemizin uzman hekimlerin bü-
yük bir bölümünün yetiştirildiği eğitim
hastanelerimizin geleceğıni yakından
ilgilendiren bu olumsuz sürecin durdu-
rulması için hekim örgütleri, yıllardır
rahatsızlıklannı dile getirerek nesnel
sınav sürecinin oluşturulması için so-
mut öneriler getiriyordu. Yönetimde
olduğumuz dönemde Ankara Tabip
Odası, bu konuda kapsamlı bir görüş
hazırlamış ve bu görüş TTB Merkez
Konseyi, Istanbul ve Izmir Tabip Oda-
sı 'nın önerileriyle son biçimini almış,
meslek örgütümüzün görüşü oiarak
Sağhk Bakanlığı'na sunulmuştu. Sunu-
lan görüşe göre:
- OSYM tarafından yabancı dil dü-
zeyinin nesnel oiarak belirleneceği mer-
kezi ve yazılı bir sınav yapılması,
- Mesleksel birikim ve bilgi düzeyi-
nin ÖSYM tarafından yapılacak mer-
kezı ve yazılı bir sınavla ölçülmesi,
- Yurtiçi ve yurtdışı yayınlar ve bi- •
limsel kongrelerdeki bildirilerin stan-
dart bir biçimde değerlendırilmesı,
- Adaylann mesleksel beceri ve eği-
tim oluşumlannı adil bir biçimde de-
ğerlendirecekjüri bileşenlerinin nesnel
ölçütlere göre oluşturulması önerili-
yordu.
Sağhk Bakanlığı yetkilileriyle yapı-
lan uzun görüşmelerin ardından, dö-
nemin Sağlık Bakanı Dr. Yıldınm Ak-
tuna'nm da olumlu yaklaşımı sonu-
cunda önerilerimizin en önemli iki adı-
mı kabul edildi. Bakanhkça çıkanlan
20 Şubat 1997 tarihli Tababet Uzman-
lık Yönetmeliği Değişikliği ıle şef ve
şef yardımcılığı sınavlannda ÖSYM
tarafından merkezi yabancı dil ve bi-
lim sınavı yapılması hükmü getirildi.
Bu değişim, eğitim hastanelerimizde ar-
tık siyasal ve kişisel kayırmalarla şef
ve şef yardımcılığının bir ulufe gibi da-
ğıtılmasınm önleneceği anlamını taşı-
yordu.
Siyasal yozlaşürmaya
karşıhukuk!
Ancak REFAHYOL hükümetinde
Dr. Aktuna'nın Sağhk Bakanlığı'ndan
aynlması ve yönetmelik gereğı ÖSYM
tarafından yapılan merkezi yabancı dil
sınavından kısa bir süre sonra bakan-
lık. 22 Haziran 1997'de Tababet Uzman-
lık Yönetmeliği'ni değiştirerek aynı şu
ifade ile "Bir kereyemahsusobnak üze-
re eski usulde sınav yapma" kararı al-
dı. Amaç, boş bulunan eğitim kadrola-
nnın kendi yandaşlan tarafından dol-
durduktan sonra yeni sınav sistemine
geçilmesiydi. Odarruz, bilime ve huku-
ka açıkça aykın olan ve eğitim hasta-
nelerimizin geleceğini karartan bu dü-
zenlemenin iptali için idari yargıya baş-
vurdu. Danıştay 5. Dairesi. 31 Tem-
muz 1997'de yürütmeyi durdurma ka-
ran verdi. Bakanhğın bu karara ıtirazı
da aynı dairenin 25 Eylül 1997'deki ka-
ran ile bir kez daha reddedildi. Böyle-
ce eğitim hastanelerimizin siyasal rant
amacı ile kullanılması ve standartlan-
nın düşürülmesinin önü alınmış oldu.
Artık, Sağhk Bakanlığı idari yargı ka-
ranna uyarak şef ve şef yardımcılığı için
merkezi bilim sınavını yapmak zorun-
daydı. Kazandığımız bu dava sonucun-
da 17 Mayıs 1998'de merkezi bilim sı-
navı ÖSYM tarafından yapıldı. Bazı
dallarda soru tekniğinden kaynakJanan
sorunlar yaşanmakla birlikte mülakat
için seçilecek olan adaylar büyük ölçü-
de nesnel ölçütlere göre belirlendi. Ge-
çen eylül ayının son haftasında yapılan
mülakat sınavlannda bazıjürilerde nes-
nel seçim ölçütlerine yeterli özen gös-
terilmezse de jürilerin büyük bir bölü-
mü adil bir eleme yaparak hak eden
adaylan seçtiler. Böylece, eğitim has-
tanelerimizin geleceğini yakından ilgi-
lendiren bu kadrolara atanacak hekim-
ler, olabildiğince nesnel bir sûreçte be-
lirlenmış oldu. Yaşadığımız bu sürecin
sonunda kazanılan başanda; adil bir sı-
nav sistemi için ısrarlı tutumumuz, bu
tutumda yıllannı kamuda kamu için
çalışma ilkelerinin yaşama geçirilme-
sinde sendika ve meslek örgütlerine
yol gösteren çabalan ile odamızın o
dönemki hukuk danışmanı Av. RaifÇa-
kır'ın hukuksal beceri ve çabalan ile
Sağhk Bakanhğı'nın hukuka aykın gı-
rişimlerini idari yargıda durdurmamı-
zın önemli bir rolü olduğu açıkça gö-
rülüyor kanısındayım. Bu başan, RE-
FAHYOL hükümetinin SSK eğitim has-
taneleri uzmanlık kadrolannı yağma-
layan yönetmeliğin iptali, Sağhk Baka-
nı Dr. Doğan Baran tarafından başlatı-
lan hastanelere imam ataması uygula-
masının durdurulması, Ankara Büyük-
şehir Belediye Başkanı 1. Metih Gök-
çek'in gezici sağhk araçlannda hekim
ve öbür sağhk çahşanlannı siyasal pro-
paganda amacıyla çalıştırmasının dur-
durulması, Sağhk Bakanhğı'nın ilaç-
ta reklama izin veren yönetmelik deği-
şikliğinin iptali gibi Ankara Tabip Oda-
sı'nın kazandığı büyük bir hukuksal
başandır. Doğru bir rutıım ile meslek-
sel kamuoyunun istemlerinın savunu-
sunun sonuçta meslek odalanna ve sağ-
hk sistemimize çok şeyler kazandıra-
cağının bir örneğidir.
Bu süreç, kamu sağhk hizmetleri-
miz ile tıpta uzmanlık sistemimizde
önemli bir başlangıcın da ilk aşaması-
dır. Ancak, Sağhk Bakanhğı'nın 16
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
4 Aralık'ı Anımsama...
4 Aralık 1945 günüydü...
53 yıl önce Istanbul'da korkunç bir olay yaşan-
dı. Gözü dönmüş, ya da bilerek, isteyerek, kışkır-
tılarak döndürülmüş bir kalabalık 'Tan', 'Yeni Dün-
ya' ve 'La Turque' gazetelerine saldırdı. Yaktı yık-
tı, makıneleri parçaladı. Kimdi bu insanlık, uygar-
lık dışı işlere kalkışanlar? O günlerin ünrversiteli-
leri mi, yoksa yönetim başındaki gafil kişiler mi?
lyice gün ışığına çıkartılamadı. lyice olay aydın-
latılamadı. Suçlular yakalanmadı. Ama Zekeriye
Sertel, Sabiha Sertel gibi ünlü yazaıiar yurtdışı-
na kaçmak zorunda kaldılar! Düşünün, polislerin
içinde yer aldığı bir kalabalık basımevine girip her
şeyi parçalıyor, ellerine geçse gazete yazarlarını,
işçileri de linç edecek. Ama suçlu yok, soruştur-
ma yok. Ne var? Gazetenin sahibi iki yazar ner-
deyse vatan haıni ilan edilip adalete veriliyor, on-
lar da bir an önce ülkeyi terk edip gurbet ellerde
uzun yıllannı geçirmek zorunda kalıyorlar.
1969'da çıkan biryazımı okurlanmaanımsatmak
istiyorum:
"Bir gazetede o günlerin askeri savcısının anı-
ları yayımlandı. Beni de uzun yıllann ötesine sü-
rükledi. Nemli bir kış sabahı kendimi Karaköy'de
buluverdim: Köprü açılmıştı, Eminönü'ne geç-
mekönlenmişti. Tekyolu dolmuş kayıklanna bin-
mekti. Kalabalık bir mavnaya atladım. Bir şeyler
oluyordu, ama ne? Biradam Tanin Matbaası'nın
yıkıldığını duymuş, başka biri Hüseyin Cahit'in
yazıları yüzünden dövüldüğünü söyledi! Her ka-
fadan ayrı ses çıkıyordu, kimse bir şey bilmiyor,
yalan yanlış konuşuyordu. Eminönü'ne çıktığım-
da ortalığın karmakarışık olduğunu gördüm. Kâ-
ğıt parçacıkları, bobin artıklan. Tan gazetesini po-
lis çevirmişti. Yerlerde kırık makineler, daktilolar,
bin bir türlü eşya!.. Fırtına az önce geçmişti!
Karmakanşık anılar: ABC Kitabevi'nin yıkılma-
sıkitapların oracıktayakılarakyokedilmesi.. Han-
gi kitaplar? Istrati, Roth, DuhamelL. Sonra gidip
Marmara Kitabevi'nin vitrinini göstericilerden sak-
layışımız! Bağıran çağıran bir kalabalığın 'Vatan'
gazetesine doğru gidişi!..
O gösteriye katılanlar hep gençlerdi, Vniversi-
te öğrencileri... Gençlik şahlandı' diye yazdı ga-
zeteler... Necmettin Sadak'ın 'Akşam'ı aynı gün
'üzücü olaylar çıktı' diye yazmaktan çekinmemiş-
ti, nerdeyse orası da yerle bir edilecekti! Gençle-
rin önüm sıra geçişleri belleğimde iyice. Yüzleri
bile hatırlıyorum. Nerdeyse adlannı bile söyleye-
bilirim! O yıllann üniversitelileri benim yaşımday-
dılar. Yirmi-yirmi beşyaşlan arasında... Büyük bir
iş yaptıklarını sanıyorlardı. Şimdi nerde o genç-
ler? O günü 'büyük bir başan' oiarak hatırlıyorlar
mı hâlâ? Yoksa garip bir sıkılma mı duyuyorlar o
anıdan ötürü?
'Tan' gazetesini okurdum ben. Tan-Vatan cep-
hesi CHP iktidanna karşıydı. Saraçoğlu 'nun dav-
ranışını eleştiriyorlardı. Yazdıkları hiç de 'vatan
hainliği' diye adlandınlacak, hatta 'sosyalizm pro-
pagandası' sayılabilecek şeyler değildi. Bir gün
okursanız, anlarsınız. Nerden gelip nereye ulaş-
mışız diye şaşarsınız. Ama o günkü yöneticiler
muhalefetin güçlü organlarını ortadan kaldırma-
yı gerekli gördüler, bazı heyecanlı gençleri bu iş-
te kullandılar. Hikâye bu kadarcıktı!"
Otuz yıl önceki yazımda '4 Aralık' adlı bir roman
yazmak istediğimi belirtmişim. Ama olmamış bir
türlü. Doğrusu ya kimse de çıkıp bu olayı roman-
laştırmamış.! 'Gerçekler bir türlü ortaya çıkama-
mış... Sabiha ve Zekeriya Sertel büyük bir suç iş-
lemişlergibi Paris'lerde, Moskova'larda, Bakü'ler-
de uzun yılları geçirmişler. Sabiha hanım bir daha
ülkesine dönememiş. Zekeriya bey bir gelişinde
kapıdan çevrilmiş, ancak ölümüne yakın ülkeye ge-
lebilmiş...
Şimdi kızları Yıldız Sertel onların anısına bir
ödül koydu. Ama yeter mi? 4 Aralık olayı demok-
rasi karşıtı bir cinayetti. Bir gün elbet biri çıkacak
"4 Aralık" romanını yazacak, gelecek kuşaklan
aydınlatacak.
İSTANBUL^
MÜZİK V
ŞENLİĞİ'^
4/5/6 ARALIK1998
HARBİYE ASKERİ MÜZE VE KÜLTÜR SİTESİ
Istanbul Müzık Şenlığı-2
Danışma:
(0212) 292 12 07
(0212) 244 33 94
Pozitif ve Açık Radyo işbirliği ile düzenlenmektedir. (0212) 296 23 89
BÜVÜK KONSCR SALONU YEŞIL SALON
I 1S-15
-8
I—-s
I lb 3C 3
Kardeş TürKuler
ZuğaşiB«repe
^ . - 1 . ' . " I -• ->t •»!•
Oanç Kufak Türt Bnt«ciWt
K«man-Ply«no Yapıtları
Citut Ajkm. keman;
Hetln Ulkû. pıyano
Aydın Esen
Göksel
Bir Serdar Ateşer
Topluluğu
Kadlr Ürün ve
Arkada$ları
KONFERANS SALONU
Modernizm, Dfzisel
Müzik, A. VVebern
SEMIH KOOUCU
Şelpe Tehniği
ERDAL ERZtNC»N
r.
KlaslK Sazlar
Beşllsi
Urfafı Kazanct Bedih
ve Arkadaşlan
Bilglsayar Dcstekli
Müzik
EMRDUNHAUCI.
BORGAMRUUI
Dansı Anlamak
JOHN COOK
Niye HiFİ?
OSMAKTOMttlHİFİKAÜBÜ
Soundscape Design
HAHS-ULRICH KRKER
Doğaçlama Dans
REBECCA LAZIO)
I Gttar Atölyesl
I ŞEVKETAKINCI.
1
KAMİL ÖZLER.
NEŞET RUACAN
Ikl Ustadan Ikl
Nefesli Halk Çalgısı
ökke; H»ra - Matunırt Turaı
Gökhan Kırdar
Cinnet Konseri
i Açık Radyo Partisi
rıriFg
I 15-00
I 15 ÎT
I 17 CD
| 17 15
|~17 30
| 17
Inci Çayırlı Repllkas
Ali Ekbcr Çlçek
Uçan Halı
Migueu Montanaro
veflrban Topçuog/u
Koçanl Orkestar
Naşet Ruacan
Doğan Dikmen
C«ı< KutM TOrH B«t<clKrl:
Pfysno Yaprtları-1
JiKfrth Uluğ, piyano
Y^Mar Ortestras Yapıtlan
Millî Reasûrans Oda Orlustreı;
Ctm Manstır, jel
Kaos Hakan Kurşun Faik ince ve
Grup Avşar
15
15
: 3D
2 - * 5
Birol Topaloqlu
Reşo
• TarMjo'nun öykûsü
FEHMİAKGON
Nlyazi Sayın it* Mûsaki
Ortamları "F«vzlye
Kıraathanesi"
NİYA3 SAYIN, HtClLABtRTUĞ,
FiKRETBERUlC
Günûmüzdc TOrk Halk
MOzlfi ve Popüler
Müzijln Etklltşimi
! YÖKETEN: MOİH OUTGULU
Dünya Mûzi$i, Almsnya
ve Almanya'da Ytsjcren
Türk Müzl«i
NEDİMHAZAK
Tûrkiye'de Müzik
Oretimi ve
Müzisyenlerln
Yaşadığı Zorluklar
YfiNETEIC GflKHAN AY»
Satsa'daTemet
; Adımlar
! AV1UNE ÇAKICI-A8RIN0EU
Güney mndbtan
Rrtmlk DOan «
Gürol Ağırbaş
HASANUÇM5U
Akdeniz Buluşması
MİGUEU MONTANAİK)
Attşma, Muamma,
Deyiş, Leb Deijmez v«
Taşlama
Mûrsel Sman ve ArkadaşUn
Conduction
Workshop
UWREPtCE -BUTCH" M08RIS
Radlo MuttiKulti
Partisi
I DO
I . 3 - 3 0
| 13 »5
OQ
HS
| 15.00
| ıs.ıs
| 15 30
| 15 nT
| lh.DC
| ik-lS
I 1L 3D
I 11
I 17-00
I 17 1
I 17 3
I 17.
I hA.
I ia-1
1 Ifi 3
Aydın Teker
Rebecca Lazier
Bürge öztürk Nekropsi
Kaf Dağı Müzlfc
Grubu
| gı.oı
| gl.l
| gl 3
Imer Demlrer •
Tuna ötenel
Piyano Yaprtlan-2
Metm Olkû, pıyano
Modcrn Strln^s
Tmur Sel;uk, konuk şef
Nurettin Çelltc
Kostas Siamidis,
Vasileiadis Ahitleas,
Kourtidls Yiannis
Brenna
:
MacCrimmon!
ve Grup Karşılama
1950'den Sonra
Taş Plaklarda Türk
Mûsıkisi
\ BÛLEKT AKSOY - CEMAL 0KI.0
Genç Kuşak TOrk
Bestecileri
ve Ürettmterl
YÖ«ETBI:AYKUn(ÖK5Al
Müzik
Festivallerimiz
YÖNETDi: YAVUZ 8AYDAR
Bir Türkü
Söyleyellm
ME1DA DUYGUIU -
! ENGİHASUN
Unutulmuş Sazlarta
Tanışalım
Yayhlar DSrtkisü Yaprtlan
rrû Yayiı Çajgıir DörttGsS ,
Ricardo Moyano
Oğuz BOyükberber
ÇağlayanYıldız
Cazı Dinlemek
EMİN FINDIKOSlU
Turhal Kültür ve
Dayanışma Demeği
Hubyar Semahı
Arjantin Tangosu
Öğreniyoruz
TANJÜ YILDIRIM
Atma Türkü
AUY CIHAN - MEHMET IAK
l|IEczacıbaşı Cumhurlyet
t ı ş ı m
Kasım 1996'da yayımladığı Atama ve
Nakil Yönetmeliği ile kapsam dışı bı-
rakılan eğitim hastanesi başasistanlan
için 20 Şubat 1997'de yayımlanan yö-
netmelikte hiçbir performans değer-
lendirilmesi yapılmaksızın tasfîye eden
hükümler yer almaktadır. Bakanlık, bu
hükümleri bugunlerde uygulamaya baş-
lamıştır. Eğitim hastaneleri başasistan-
lannın klinik şefleri ile hastane başhe-
kimlerinin isteğine bağlı oiarak tasfi-
yesi anlamını taşıyan bu yönetmelik
değişikliği maddeleri için Ankara Ta-
bip Odası'nın idari yargıda açtığı dava
sürmektedır. Dava konusu olan bu yö-
netmelik değişikliğinin, bir seçim ön-
görüsünde (arifesinde) uygulanması
eğitim hastanelerimizin en dinamik
kadrosu olan başasistanlar için "ya iv
tifa et ya da yaklaşan seçimlerde seni oy
avcıbğı için kullanmama izin ver" an-
lamına gelmektedir. Bu değışildik hü-
kümleri gözden geçirilmeli ve tûm eği-
tim kadrolanna (şef, şef yardımcısı ve
başasistanlar) sürekB bir performans de-
ğertendirilmesi sistemi getirilmeüdir.
Eğitim hastanelenmızin şef ve şef
yardımcıhğının tıp fakültelerindeki eş-
değeri olan doçentlik ve profesörlük
için de nesnel ve merkezi bir sınav sis-
temine halen geçilememiştir. Tüm de-
ğerlendirmenin bir seçiciler kurulunca
yapddığı, sadece 'mülakat esasına' da-
yalı bir sistem ile doçentlik verilmekte,
bu dunım ise ka>nlma>a açıkbir ortam
yaratmaktadır. Doçentlik sınavmda da
nesnel ve merkezi bir sınav uygulan-
malı ve üniversitedeki eğitim kadrola-
n için de sürekli bir performans değer-
lendirilmesi sistemi getirilmelidir.
Aynca, hiç olmazsa eğitim hastane-
lerimizde yeni bir ücret politikasıyla
gerçekleştirilecek tam gün uvgulama-
sı,yani kamuda kamu için çalişma ilke-
si'nin yaşama geçinlmesı şef ve şef
yardımcılığı sınavlan ile başlayan de-
ğişimin sürdürülmesi için önemli bir
adım olacaktır.
Mülkiye...
4 Aralık 1859'dadevlet yö-
netimınde nitelikli üst düzey
yönehcisi yetıştırmek amacıy-
İa 'Mekteb-i MûlkiytM Şaha-
ne', yanı bugünkü adıyla Siya-
sal Bilgiler Fakültesi kurulmus-
tur.
Devlet yönetiminin karma-
şık bir yapıya sahip olduğu gü-
nümûzde; ülkemizde iyi yetiş-
miş, dürüst, voırtseveryöneticı-
lere gereksinim vardır. Bu, gi-
derek artmaktadır.
Çağdaş devlette kuvvetler
aynlığı ilkesinın doğal bir so-
nucu oiarak yürütmenin one-
rai yadsınamaz derecede bü-
yüktür. Kamu yönetiminin en
iyi şekilde yiirütülmesi ancak
çağdaş beyinlerle sağlanabilir.
Devlet kavramının Mülkiyeli
için önemi burada yatmakta-
dır. Zaten Mülkiye'nin birincil
amacı da dinamik, çağdaş ka-
falı yönetıcıleri topluma kazan-
dırmaktır.
Yûzyılı birhayli aşan süre bo-
yunca ülkemizin ve ulusumu-
zun hizmetinde olmayı onur-
lann ve ödüllerin en büjüğü
sayan, ülke sorunlanyla yakın-
dan ilgilenen MülkiyelL bundan
sonra da ülkesine hizmet etme-
yi artan bir istek ve çalışma az-
miyle devam ettirecektir.
1915 yılında Sadrazam ve
Dahiliye Nazın Tabt Paşa, Do-
ğu illerine yaptığı bir geziden
dönüşünde Mekteb-i Mülki-
ye'nın Türk toplumunda o za-
manki yerini şu sözlerle belirt-
miştir: "Hertarafiharabeolan
memleketin neresinde bir üm-
ran ve medeni bir eser gördüm-
se bunu orada hizmet eden Mül-
kh eli bir ka\makamın, bir mu-
tasarnfın. bir \ alinin eser-i hiz-
meti v« gajTed olduğunu takdir
etüıa Aniadıın Id Mülkh« me-
zunlan kadar bu memlekete
hizmeteden. yurdun en uzak ve
mahrum köşeieriiKk nur. ha> at
medenhet ve ümran halkeden
kimse yokrur."
Yüce Atatürk '1935 yıluıda,
"Derhal bildim ki. bana içten
se\gilerini ha\kıranlar. yanm
asırdan beri bü)ük Türk ulu-
sunun tam anlanu) la milkt ol-
masına çalışan. onunla en mo-
dern bir Türk devteti kurmak
için iıtsanhk fedakâruklannın
hiçbirini kendilerinden esirge-
meyen: kültür. idare, inti/am.
de\let anlamlannı en son ilmi
telakkflere göre tebeOürettirme-
ye çalışmış \e çalışan \iiksek
arkadaşlanmdır. Benim Türk
miDetine. Türk Cumhumed'ne,
Türklüğün istikbaline ait ödev-
krim bitmemiştir; siz onlan ta-
mamla> acaksınız. Siz de sizden
sonrakflere. benim sözümü tek-
rar ediniz. Bu sözler bir ferdin
değiL bir Türk ulusu duygusu-
nun ifadesidir" diyerek Mülki-
yelılere hıtap etmiş ve Mül-
kiyelinin asıl görevini açıkça
belirtmiştir.
Atatürk milliyetçibğine bağ-
lı, demokratik, laik ve sosyal
hukuk devleti ilkelerine içten
inanan, ülke çıkarlannı en üst
düzeyde korumak amacında
olan Mülkiyeli, özel ve kamu
kesıminde ilîceli göre\- anlayışım
sürdürmektedır.
Yann (4 Aralıkta) okullarımn
kuruluşunu kutlayacak olan her
bir Mülkiyeli. h'alka hizmetle
özdeş olan Miilkiyelilık ruhunu
yaşatmak azim ve karanndadır.
MUZAFFER KULULAR
1976SBFmezunu
PENCERE
Şair ve Devlet
Memet Fuat 'Adam Sanat' dergisinin aralık sa-
yısındaki başyazısında "7940 kuşağı toplumsalcı
şairieri"n\ sayıyor:
"Hasan izzettin Dinamo 1909 doğumlu, sonra
1911, 1916, 1917, 1918, 1919 derken, Ömer Fa-
ruk Toprak, Enver Gökçe, Mehmed Kemal 1920
doğumlular. Bir de çocuk denecek yaşta Arif Da-
mar takılmış arkalarına. O 1925'li... (...)
Birde 1940 sonrası toplumsalcı şaiherinin doğum
taıihlerine bakalım: Attilâ llhan 7925, Can Yücel,
MehmetBaşaran.SabriAltınel 7926, MetinEloğ-
lu, Ahmed Arif, Şükran Kurdakul, Hasan Hüse-
yin 7927.
Aralarındaki uzaklık iki ayrı kuşak diye anmamıza
neden olacak kadar fazla değil belki, ama içinde ya-
şadıklan koşullar, karşı koymakzonında olduklan bas-
kılar çok değişik...
Öncekiler yalnız yasalaria ezilmedi, yasadışıyol-
lardan da ezildiler...
Sonrakilere uygulanan baskı daha ölçülüydü."
Memet Fuat'ın dökümünü yaptığı toplumsalcı şa-
irler arasında Rrfat llgaz yok, sanınm unutulmuş...
1940 kuşağı ile arkadan gelen toplumsalcı şair-
ler, yaşlanna bakılırsa, Cumhuriyetten sonra okumuş-
lar; hepsi 'Öğretim Bihiği Devrimi'nın öğrencileri...
1923 Devrimi, herkesin bildiği gibi, tek partili yö-
netimle gerçekleşti. Günümüzde bu duruma baka-
rak o dönemi eleştiren ve karalayan pek çok kişi var;
ama, bunlar yüzeysel ya da önyargılı yaklaşımlardır.
Tek partili devrimci cumhuriyet döneminde yöne-
timle şairler ve yazarlar banşıktı; isterseniz hemen
akla gelebilecek adları sıralayalım: Mehmet Emin,
Abdülhak Hamrt, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi
Tanpınar, Peyami Safa, Faruk Nafız, Orhan Sey-
fi, Yahya Kemal, Yakup Kadri, Reşat Nuri, Hali-
de Edip, Nurullah Ataç, Mithat Cemal, Ahmet
Muhip Dıranas, Celal Sılay, Yusuf Ziya, Ahmet Ra-
sim, Hüseyin Rahmi, Memduh Şevket, vb...
Listeyı uzatmak kolay...
Cumhuriyetin devrimci döneminde aydınlar, yazar-
lar, şairler ve bilim adamlanyla devlet ve yönetim bü-
tünleşmişti; Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'ya
karşı çıkan Refık Halit ve Refi Cevat gibi yazarlar
bile bağışlanmıştı; bu sürecin sonuna doğru yalnız
Nâzım Hikmet'le yönetim arasında çelişki ve ça-
tışmadan söz açılabilir.
*
1940 kuşağından başlayarak şair ve yazarlara kar-
şı devletin baskı uygulaması çok partili dönemde ger-
çekleşti. Bu öyle bir dönemdir ki Köy Enstitüleri'ni
kuran Ismet Paşa çevresindekilere:
- Ne yapacaksanız, demişti, hemen yapın; önü-
nüzde ancak birkaç yıl var.
1950'de Demokrat Parti tek başına iktidara geç-
ti; peki ülkeye demokrasi mi geldi?.. Yeni iktidann
ilk işi Ceza Yasasfndaki 141 ve 142'nci maddeleri
ağıriaştırıp toplumcuların defterini dürmek yolunda
baskılan ağıriaştırmak oldu.
Yaşanan olayın içyüzünü, perde arkasını, tarihsel
nedenlerini düşünmekte yarar var.
Avrupa'da demokrasi, halkın lokomotifi işlevini
gören sanayi burjuvasının Hıristiyan şeriatına karşı
savaşımla iktidara geçip kendi devletini kurması de-J
mektir; sosyal demokrasiyi de bu dalganın ardından
parlamentoya ağtrlığını koyacak işçi sırirfı pekiştıre--
cektir. Tûrkiye'de sanayi burjuvazisi ve işçi sınıft yok-
tu ki çok partili rejim demokrasiyi ülkeye taşısın!..
1950'de en gerici ve tutucu sınıflann iktidan se-
çimle pekişince şair, yazar, öğretmen, aydın "dev-
let düşmanı" sayılmaya başlandı.
•
Çok partili rejimle devlet, tutuculuğun güdümün-
de dinci politikacının etkisine girmişti; ancak yaşa-
dığımız günlerde rota değişiyor.
Laik cumhuriyet devleti kimliğine yeniden
kavuşuyor...
Demokrasi, bu rotada yerine oturabilir.
GAYRİMENKllÜN AÇIK ARTIRMA İLANI ANK\RA
GAYTdMEMOJL SATIŞ İCRA DAİRESİ'NDEN
DosvaNo- 1997 1037
Satılmasına karar venlen gaj-nmenkuiûn cuısı. kıymen. adedı. evsafı Aıılu-
ra. Çankava ılçesı. AVTSBCI Mahallesmde. Hojdere Caddesı. l n
kapı numanlı Akmdar
ı bulımdugu yere rast)a>aı ve ımarm 2804 ada 5 panelmj teşidl eden 1088
d k İ 5 Û 3 2 ^ l l 3 d lg p [ y
ve mûşteiffliatmdan ıbara 100 m2 kullanraı alanlı mâken \asıflı taşmmaz, bir borç ne-
deni)le açık antımu sureOyle satılacaknr Gemş evsafı dosyada mevcut $aıtMmeye
ılışık bıliAışı raponmda açiklanmışto Takdir edıkn kıymeû 8 500.000 000 TL *»l
KDV almya»ıtar S«ö5^rttın:!-Saaş 221999 günüsaat !440'ün 14 50')eka-
dar Adiıye Mezat Saloou'nda. açık antmna sureoyle yapılacaknr Bu artnnnada tah-
mm edılen ln)Tnetm juzde ^5'mı veriiçhaniıalacakiılar varsa alacaklan recmuunu ve
saüş masraflanm geçmek şartı ık ıhale olunur Boyle bırbedelîe akı çıkmazsa. en çok
arttıraıım aahhûdübab kalmak şartıy la 1211999 günü araı >er \ e saatre ikıncı arttır-
ma>a çıkanlacakor Bu arttmnada da bu mıktar elde edılememışse ga)Timenkul en çok
attnrannı taahbüdi saklı kabnak ûître armraıa ılânmda göaerilen müddei soraındanı
çok artnrana ıhale edılecckOT Şu kadar ki arttırma bedelmın malm tahmiı edılen kıv-
metmın yizie 40'mı butaası ve sanş ıste)eım alaağma rûçbam olan alacaklann top-
lamından fazla olması ve bundan başita paraya ç«vırme \e paylaşnnna masrafurmı
geçmesı laamdır Bo\le M a bedelle alıcı çikmazsa saıış talebı düşeceklir 2- Amn-
maya ıştırak edeceklenn, tahmin edflen kıymetin yfizde 20'a nispennde pey akçesi ve-
ya bu mıktar kadar mıllı bir bankanm temınat mektubuna vermelen lazımdır Sanş, pe-
şın para ıledrr. alıcı ıstedıgmde 20 gûnû geçmemek üzere mehıl venlebıhr Tellalıve
resnı. ıhale pulu. opu harç ve masraflan akcıya amır Bırümış \op\a sanş bedehn-
den ödenır 3- tpotek sahıbı alacaklılarta dığer ılgılılenn I•) bu gajjnnenkul üzerinde-
b hakknm hususıvie faız ve msrafa daır olan ıddularmı davanafc belgelen ıle on beş
gün ıçmde daıreımze bıldırmelen laarodır Aka akdınie lıakian opu sıcılı ıfc sabıt o)-
madıkçı paylaşmadan hanç bırakılacaklardır 4- tnaleye taülıp daha sonra ıhale bede-
lını yalmnamak surefjyle lialemıı feshıne sebep olan tûm alıolar ve kefillen, teklıf et-
aklen bedel ıle son ıhale bedelı arasmdakı farkon ve dıger zararlardan ve a>Ticatemer-
rüt faızmden muıeselsılen raesd olacaklardıı Ihale ferkı v e temerrât faıa aynca hûk-
me hacet kalmaksızm daıremızce tahsıl olunacak, bu fark. varsa öncelikle temınat be-
delmden almacaktır 5- Şartname, ılan tarihmden ıtibaren herkesm görebilmesı ıçsn da-
ırede açık ohıp masrarı verildıgı takdmie ısteyen aiıcıya bır ömegı göndenlebıhr. 6-
Satışa ıştırak edenlerm sannamejı görmûş ve munderecatmı kabul etmış sa)ilacakla-
n. başkaca bılgı almak isteyaderm 1997
100^ savık dosj'a numarasıj la mudûıiüjŞunıü-
ze başvurmalan üan olunur 1911 1998 (*> tlaliler tabınne ınıfak hakkı sahıpîen de
dahıldır Basaı 59512
ESKİŞEHİR3. SL1H HUKUK MAHKEMESİ
Sayı: 1998 1439
Davacı Osman Mete Altan vekili Av Ibrahım Malkoç tarafindan davalılar
Tepebaşı Belediye Başkanlığı ve arkadaşlan aleyhıne mahkemermzde açılan
ottakhgm gıdenlmesı davasında venlen ara karan uyannca. Davacı vekılınm
mahkemeınıze \ermış oldu|u 7.11 1997 tanhlı dılekçesınde Eskışehır Merkez
Btabaglar Mh. 20 m-11 -b ada 2913 parselde kayıtlı taşınmazın sanş yolu ıle
ortakh|ın gıdenlmesım ıstemış olup, dahılı davablardan Sebahat Gülençlergıl
ve Halrme Çalışkan'ın araştırrnalara ragmen adresı bularamamış olup yargı-
lamanın bırakıldığı 25 1.1999 günü saat 0905'temahkememızdehazırbulıın-
ması ve\a kendilerinı bır vekille temsıl etnnnelen aksı takdırde yargılamaya
yokluklannda devam edılıp karar venlecegı dava dılekçesı ve duruşma gûnü
tebhğımn yenne geçmek üzere ılanen teblığ olunur 1611 1998Basuı 57527
ADAX4 6. ASÜYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1998 260 Karar No 1998 "74
Davacı Pınar Hakan vekılı Av. Sabahattın Demir tarafindan davalı Bıiient
HakaTi aieyhme mahkememıze açılan boşanma davasımn yapılan yargılaması
sonunda, Mahkememızın 30.9.1998 tanhınde venlen karan gereğınce. dava-
nın kabulûne, Aksaray ılı. Merkez Ereglıkapı Mahallesı, cüt:0O8.01, sayfa:33
v e kûtûk: 10'da nüfiısa kayıtlı Harufi ve Sünye'den olma, 19
7
5 d.lu, Pınar Ha-
kan ıle Ahmet Lütfi'den ve Tülın Canan'dan olma. 1969 dlu Bülent Hakan'ın
TMK'nın 134 1 mad. gereğınce bojanmalanna karar verilmışîır Karar gere-
ğince davalıya daha önce de gazete ılanı ıle teblıgat yapıldığındaıı bu kez yine
ılandan ıtibaren 15 gûne' gün eklemek suretjyle 22 gün ıçmde temyız etmesi
aksı halde karann kesınlesecegı ılanen teblığ olunur. Basın. 58043