Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 1998 PERŞEMB
14 KULTUR
Piyanist Burçin Büke, cumartesi günü Bodrum'da, şubat ayında da Istanbul'da bir konser verecek
4
Amacım, Burçin gibi çalmak'
FECİRALPTEKÎN
• Dört yaşından beri piyano çalan Büke,
"Devietten aldığım bursla 8 yıl Almanya'da eğitim
gördüm. Şimdi müziğimi Türk insanına aktarmak,
sadece Istanbul'da değil, Türkiye'nin her yerinde
çalmak arzusundayım" diyor.
na söyleneni değil.".
Italya'daki Lanciano Miizik Ya-
nşması'nda ve Ispanya'daki Oda
Müziği Yanşması'nda birincilık,
Londra'da ikincilik ödülleri alan
Bûke, Berlin Ensemble Colur of
Music adlı oda orkestrasıyia ceşit-
li uluslararası festivallere katılı-
yor. Solist ve oda müziği sanatçı-
sı olarak 4 yıldır Osnabruck ve
Braunschweig festivallerine ko-
nuk oluyor. Sanatçı, Romanya'da-
ki yoksul çocukJar yaranna mart
ayında Hannover Havaalanı'nda
düzenlenecek olan konsere de Tür-
kıye'yi temsilen solist olarak ka-
tılacak ve Langenhagen Orkest-
"Pryanom benim yemeğiın, aş-
kım. arkadaşım, sevgüim, her şe-
yim. Ondan aynlınca canım sıkı-
Iryor, en güzel onunla rahatlıyo-
rum. Aynca her piyanodaaynı ke-
yifle çalamıyonım, onlar benim
arkadaşım degüler kL.."
Bu sözler, Türkiye'nin harika
çocuklanndan birine, yaşamını 26
yıldır piyanosuyla paylaşan ve
1993 yıhnda Londra'da Steinway
Sons Piyano Sanatçısı olmaya haİc
kazanan Burçin Buke'ye ait.
1966'da Izmir'de doğan, Anka-
ra Devlet Konservatuvan 'nın Yük-
sek Piyano Bölümü'nü bitirdik-
ten sonra aJdığı devlet bursuyla
eğitimini Almanya'da
tamamlayan ve o gün
bugündür zamanını
Hannover, Londra ve
Izmır arasında bölüş-
türen Büke, şimdi ya-
şamını Türkiye'ye
odaklamaya hazırla-
nıyor. Geçen ay Kar-
şıyaka Rotary Kulü-
bü'nün girişimleriy-
le, egıtim seferberligi-
ne katkıda bulunmak
amacıyla Izmır'de bır
konser veren sanatçı,
önümüzdeki aylarda
Bodrum, Bursa ve Is-
tanbul 'da da izleyiciy-
le buluşacak.
Ablasına yaşgü-
nünde armağan edi-
lenpiyanoyla tanışın-
cabaslamış Büke'nin
müzige olan aşkı. Ab-
lasından pek fazla il-
gi görmeyen piyano-
nun her gün yeni bir
tuşunu keşfediyor-
muş. Kendisi de bir
piyanist olan baba Bü-
ke, 4 yaşındaki oğlu-
nun bu fark edilir ye-
teneğine ve merakına
duyarsız kalmamış ta-
bii. Burçin Büke, mü-
zik çalışmalanna ba-
basının rehberliğinde başlamış.
10 yaşındayken Izmir Devlet
Konservatuvan'na giren Büke, al-
tı ay sonra Ankara'ya davet edil-
miş. Henüz 13 yaşındayken Sof-
ya Müzik Festivali'nde Türkiye'yi
temsil eden sanatçı, 'Harika Ço-
cuk' statüsünde okuduğu Ankara
Devlet Konservatuvan'nın 11 yıl-
lık Yüksek Piyano Bölümü'nü 5
yılda bitirerek. aldığı devlet bur-
suyla eğitimini Almanya'da ta-
mamlamış.
rası'yla birlikte çalacak.
Geçen ay fzmir'de bir konser
'Kendi kendimi geliştirdinT
Büke, Türkiye'de çok değerli
hocalarla çalışma şansı bulduğu-
nu ve Almanya'da aldığı eğıtimin
kendisine telaıik açıdan bir katkı-
sı olmadığmı belirtiyor:
"Yurtdışında geçirdiğjm süreç,
farkiı insanlarla karşüaşmamı,
farklı müzisvenlerle çalışmam) ve
farklı konser saionlanru tanımamı
sağladı. Ancak oradaki profesör-
lerbanasadecebir dinkyici olarak
katkıda bulundular. Ben kendi ken-
dimi geüstirdim. Sahneye çıkûğu»-
da hep kendi bildiğûni çaldım, ba-
Burçin Bûke, bir yıldır IZDSO'nun soüst sanatçısı.
veren Büke, yine Rotary Kulübü
tarafından eğitim seferberliğine
katkı amacıyla düzenlenecek kon-
serle önümüzdeki aylarda Bur-
sa'da izJeyiciyle buluşacak. 5 Ara-
lık'ta Bodrum Oasis Kültür Mer-
kezi'nde. şubat ayında da Istan-
bul CRR'de bir konser verecek.
Büke, 5 Aralık'taki Bodrum kon-
serinde Chopin, BusonL Prokofi-
ev, Ravel ve Şmanovskinın yapıt-
lannı yorumlayacak ve kendine
ait bir besteyi seslendirecek.
Bir yıldır Izmir Devlet Senfoni
Orkestrasrnın solist sanatçısı olan
Büke, Hannover, Londra ve Izmir
arasında sürdürdüğü yaşamının
merkezini Türkiye'ye taşımak is-
tiyor artık: "Almanya konserimin
ardıodan menajerlerimin biriyie
sohbet ediyorduk. Konuşma sıra-
sında. bugüne dek İznıir. Adana,
Ankara \e Bursa'da konserler ver-
diginu ancak Istanbul'da hiç kon-
ser vermediğiınden sözedildL Son-
ra oturdum ve 'neden" diye dü-
şündüm_4vaşırndanl>eriburçava-
pıyorum, piyauoyla 26 yıllık bir
beraberügun var. Tektsteğmıbu be-
raberliği insanlarla paylasmak,
sahneyeçıkıpçalmak. Fazlabir şey
değil, hakkım olanı istediğüni sa-
nrvorum. Bundan böyle konserle-
rim oldukça yurtdışına çıkmak,
a/na daha çok Türkiye'de bulun-
mak istiyorum. De\ letten aldığun
bursla 8yıl Almanya'da eğitim gör-
düm. Şimdi müziğimi Türk insa-
nına aktarmak,sadece tstanbul'da
değil, Türkiye'nin beryerinde çal-
mak arzusundayım.".
2. CD'nin haarfağı sürûyor
Almanya'da beş yıldır radyo ka-
yıtlan gerçekjeştiren ve yine Al-
manya'da bir CD hazırlayan Bü-
ke, ikinci CD'si için 1999'un ilk
aylannda Türkiye'de srüdyoya gi-
receğini müjdeliyor. Insanlan sık-
mayacak, herkesin hoşlanacağı ve
kendi bestelerinin çoğunJukta ola-
cağı bir CD hazırladığıru belirti-
yor Büke.
Sanatçı, müziktekı en büyük
amacının Biret, Rkhter ya da bir
başkası gibi değil, 'Bur-
çin gîbiçalmak' olduğu-
nu söylüyor: "Burçin gi-
bi çalmavı hedefledim
hep. Almanya'da kendi-
mi kabui ettirdim; izle-
yiciler Burçin"i dinlemek
için geldiler ve geliyoriar
konserlerime. Işte Tür-
kiye'de de bunu yapmak,
fikirierimi, bestelerimi,
çalışmalanmı insanlara
tamtmak tstiyonım.".
"O, benim için bir can-
h, hiçbirzaman bana küs-
meyen. beni asla bırak-
nıavan \e benim de asla
bırakrnayacağun" diyor
Büke. Piyanosunu, aşkı,
arkadaşı, sevgilisi, her
şeyi olarak tanımlıyor.
Çalışırken saat kavramı-
ru yitiriyor. Piyano çalma
arzusu onu hiç terk et-
miyor, piyanosundan ay-
n kaiınca canı sıkılıyor,
ne yapacağını bilemiyor.
Konsere birkaç gün ka-
la spor yaparak stres atı-
yor. Parmaklanna zarar
vermek gibi bir korku ta-
şımıyor. Futbol ya da te-
nis oynuyor, yüzüyor, ter-
liyor ve rahatlıyor. Kon-
servereceği günün saba-
hında ise hemen piyano-
sunun başına geçip programını bü-
tünüyle tekrar etmeye başlıyor Bü-
ke. Saatler geçtikçe ısınıyor, pi-
yanosuyla biraz daha yaîcınlaşı-
yor.
Konserden önce tıka basa ye-
mek yemenin de sinirlerini gevşet-
tiğıni söylüyor. Tercıhi, somon ba-
lıklı spagetti. Kuliste yemek alış-
kanlığının kendisine yanşmalardan
kaldığını, o günlerde üst üste ye-
diği hamburgerlerle hem rahatla-
dığını, hem de rakiplerinin siniri-
ni bozduğunu anımsatıyor.
Herhangi bir uğuru ya da batıl
inancı yok, ama konsere çıkarken
asla papyon takmıyor Büke. Sah-
nede bulunduğu süreçte ıse çaldı-
ğı her yapıtta farklı bir öykü olu-
şuyor kafasında ve öykünün gerek-
tirdiği role bürünüyor.
"Konserinardmdanyaklaşıkiid
saat dururum" diyor, bu iki saat
süresince belki konuştugunu, gül-
düğünü, ancak aslında orada, o in-
sanlann arasında değil, bir başka
yerde oldugunu söylüyor. Bir son-
raki konserin hazırlıklan ise erte-
si gün öğleden sonra başlıyor.
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı
İlhan Selçuk
ENEL HAKK'IN HAKKI
Alevi - Bektaşi toplumunun kör kuyulardan yükselen
çığlığına "PENCER5"sıni ardına dck açan İlhan
Selçuk'un son yapıa. Bu kitapta resmi ideolojiyle ajiıı
paralelde debekncn aydın duyarsızlığına yüz verilmiyor.
Halk dalkavuiJuğu da yok. Bu kitap, konuya yakından
tutulan bir ışıldak.
BÜTÜN KITAPÇILARDA
T Cumhurivet Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No:39/41
fc^. tutap kulubü(34334)Cağaloğlu-lstanbul Te*- (212)514 01 96
Cumhuriyet
k i t a p 1 a r ı
Üstün Akmen
BİR GUNLUK DOST
Kalküta Fîlm Festivali'nin ardından
BanşPirtmsan'm'Lsta Beni Öldür^ne'adnfünıim'n her gösterirmndesaJonlartıklımüklm^
Her şeye rağmen sinema
G&SİJh PÖNMEZ- COLfN
Kalküta kenti üzenne romanlar yazıldı Batı 'da.
Filmler yapıldı ÖrneğınRonaldJoffe'ın 1991 yı-
lında Dominique Lapierre'ın romanından esinîe-
nerek gerçeklestirdiği bir 'Holh'Hood' filmi, *Coş-
ku Kenti' en batak köşeleri kısa zamanda bir turist
albenisine çevirdı. Filmde göriintülenen gecekon-
du mahallesinin, çekim için hazırlanan bir set ol-
dugunu göz önünde tutarsak bu ve benzen yapıt-
laruı dikizci özelliği ortaya çıkacaktır gerçi.
On iki milyonun omuz omuza nefes almadan ya-
şadığı, kirli havanın sokaklarda gözle görülebıldi-
ği, bebelerin çöplükte doğup çöplükte öldügu bir
kent olduğu gibi çağdas kültür açısından Hindis-
tan'ın en büyük merkezi Kalküta.
Dünyaca tanınan yazar Tagore'un ardından si-
nema tarihinin en önemlı yönetmenlerinden Sat-
yajK Rayde burada doğdu ve öldü. Bugün Hindis-
tan'ın yasayan en büyük yönetmeni ve dünya si-
nemasınm saygıdeğeryönetmenlerinden MrinalSen
de Kalkütalı. Güç koşullann yara-
tıcı güce olumlu etkisi olup olma-
dığı soruldu bana, geçen Uluslara-
rası Kalküta Film Festivali sırasın-
daki birbasm toplantısında. Buna ke-
sin bir yanıt vermek zor olsa da,
Kalküta halkının delice sinema tut-
kusu her firsatta ortaya koyuyordu
kendini. Özellikle Türk sinemasına
karşı büyük bir ilgi ve merak göz-
lemlenıyordu. 1994 yıhnda gerçek-
leşen Yılmaz Güney toplu gösteri-
sininardmdangeçenyıl da ÖmerKa-
vur'un üç filmiyle tanısan Kalkü-
talılan, ikinci programdan özellik-
le 'Gizli Yüz' çok etkilemişti.
Bu yılki programda tanınmış bir yönetmenm
toplu gösterisi ile en az on yeni fılmi içeren birTürk
sineması panoraması gerçekleştirmek ıçm çok ça-
lışıldı. Bürokrasi ve ilgisızlik arasında aylarca sa-
yısız faks gitti geldi. Sonunda ancak Banş Pirha-
san'ın 'UstaBeniÖMürsene' fılmi doğru dürüst prog-
ramlandı ve salonlarhergösteride tıklım tıklımdı.
Eleştirmenler, fılmin Ingilizce olmasmı garip, ab-
sürd tiyatroyu anımsatan biçemini geçersiz buldu,
ama halk çok etkılendi. Zeld Demirkubuz'un ay-
lar önce söz verilen 'Masumi>et' fılmi Hollan-
da'dan ha geldi ha gelecek, bir türlü gelmedi. Son
andagelen 'NflıavendMucize'ye (Abf Yılmaz) ise
hiçbir ek bilgi eşlık etmıyordu. Yine de özel iste-
ği üzerine bakan için bile festi\alin kapanışının ar-
dından bir gosten düzenlendi.
Kalküta Festivali'ne gerek Kültür Bakanlığı'nın
gerekse filmcilerimizin ilgisizhği genel politika-
mızın bir yansıması gıbiydi. Örneğin fılmJeri bir
Avrupa ülkesi çağırsaydı yalvar yakar giderdik.
Asya sinemasının hemen hemen her yerde en üst-
te geldiği şu son yıllarda bu tutumun sergılediğı dar
görüş açısı gerçekten uzüntü verici. Türk sınema-
sından umudunu kesmeyen yöneticiler. gelecek yıl
için daha şimdiden çağnyı yeniledikleri gibi fes-
tival sırasında gerek Hındistan'ın gerekse Asya'nın
diğerönemli festrvallenndendecağnlary^ılcü. Tür-
kiye'nin burun kıvırdığı bu görkemli festivale Bre-
ürkiye'nin
burun kıvırdığı bu
görkemli
festivale Brezilya,
İsrail, Kanada,
Italya, Rusya
geniş kapsamlı
örneklerle katıldı.
zilya, israil, Kanada, Italya, Rusya geniş kapsam-
lı örneklerle katılmıştı. Tam takım bir ekip gönde-
ren önemli bir Moskova televizyon kanalı tüm fes-
tivali görünrüledi. Fransa hükümetinin katkısıyla
bir Robert Bresson toplu gösterimi yapıldı.
Satyajit Ray'in önderliğinde on beş yıl önce ku-
rulan veyalnız sanat filmleri gösteren beş sinema-
nın yanı sıra fılm kitaplığı. arşiv ve laboratuvar da
içeren Nandan Film Merkezi'nin bahçesinde her
seanstan önce kuyrukta bekJeyen ınsanlann kur-
duğu zıncirlerde iğne atsan yere düşmüyordu.
Kentin diğer köşelerindekı film kulüpleri ve ye-
rel sinemalar da koşut programlar sundu. On gün
içinde 200.000'i aşkın bilet kesildi kısaca.
Bazı Avrupa festivallerinin (örnefin Fransa) ter-
sine saatınden bir saniye bile gecıktırmeden ba^-
layan fılmlerde en ufak bir aksaklığa, bir görüntü
bulanıklığına ya da arka sıralardan gelen bır ftsıl-
tıya anında tepki gösterecek kadar kendini filme
kaphran kentiiler, yabancı konuklan da her firsat-
ta yakalayıp her şeyi birden öğrenmeye çalışan ço-
cuklargibi soru yagmuruna tutru-
lar.
Hint festivallerinin 'müdavimi'
ve şu sıralarda Hindıstan'da geçen
biröyküyü perdeye aktarmak için
oradan ortak yapımcı arayan
Krzysztof Zanussi \ ine en gözde
konuğuydu festivalin. Özel göste-
rilerde 'Tannnuzın Kardeşı". 'Tfn
Şarkı Söylüyor'. 'Aldaöcı Albeni',
'Son Daire'. "Sürünceme Çizgi',
'Yaztlmamış Vasa' 'Kadm IşT ve
'l fak Inanç' gıbı çogu televizyon
için yapılmış son fîbnleri izlendi.
Yalnız şu sıralarda Papa ile iyice
al takke verkülâh olan Zanussi, ko-
münizmi de ezelden beri baş düşman ilan ettiğın-
den, din ve siyasa üzerine ileri geri ettifi sözlere,
Batı Bengal gibi yirmi ynldırkomünist-sosyalist ko-
alisyonu tarafından yönetilen bir yerde insanlar
yalnızca konuksever kibarlıkJanndan af ızlannı
açıp bir cevap vermediler. Ama sonuna doğru iyi-
ce sabırian taşmak üzereydi.
Uluslararası bölümde, YabancılarGözüyleHin-
distan konulu filmler izlendi. Bunlann arasında
Kanadalı Sturia Gunnarssans'ın bir Hint öykü-
sünden esinlenerek tümüyle Hindıstan'da ve baş-
tan sonra Hintli oyuncularla gerçekleştirdiği 'Öy-
le Uzun Bir Yofculuk ki' fılmi, 1971 yılında Hin-
distan'ın Pakıstan'la savaşa girme esiğine geldiği
sırada Bombay'da başını su üzerinde tutmaya ça-
lışan bir aile babasınm dramını veriyordu. Fransız
fılmi 'Ağaç', Satyajit Ray'in'hemen her filminde
rol almış Soumitra Chatterje üzerine bır belgesel
dramaydı. Ingiltere'de oturan Hint kökenJi Ldayan
Prasad'm Istanbul Film Festivali'nde ızlediğimiz
'KöktenciOğlum' ve 'BaşıDertteKardeşler* film-
leri ve Amerikalı TomGerber'ın New York kenar
mahallelerinde yaşayan, artık iyice yaşlanmış bir
Hintli oyuncunun yaşam çabalannı ar latan 'Kenar
SokakJar' filmi de bu bölümde buluştu izleyici ile.
Akira Kurosma'nın 'Kızıl Sakal' filmi ile baş-
Iayan festival, Ispanyol PUar Lorea'nın, Lorca'daûı
esinlenen 'Yerma' filmiyle son buldu
152sayfa, I.hamur.
"'Üstün Akmen'in gezi notlan. izlenimleri: öykü.
deneme, günlük türlerinden oluştnuş yepyeni bır türdür
ve edebiyaamızın ılklerifldendir."
MUZAFFER BUYRUKÇU
kttapku
Çağ Pazariama A.Ş. TDrKocağı Cad. No:39/41
(34334)Cağak>ğlu-lstanbulJet:(212)51401 96
ANKARA 32. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖDEME
EMRİNİN tLANEN TEBIİĞİ
Sayı: 1998/1582
Alacakh: T. Vakıflar Bank. TAO
Vekili: Av. Gülender Coşkun - Necatibey Cad. 36/8 Sıhhiye/Ankara
Borçlu: Venhar Yapıcı - Çetin Emeç Bl. 75. Sk. No: 14/4 Öveçler/Ankara
Borç miktan: 123.245.645. TL masrafsız.
Borçlu yukanda yazılı adresine 7 güniük 49 örnek ödeme emri tebliğe göndenlmiş,
borçlu adresten aynldığından (olmadığından) bahısle ödeme emn bila infaz iade edil-
miştir. Zabıtaca yaptınlan araştırma sonucunda teblıgata yarar adres tespit edılemedi-
ğinden ılanen tebligine karar verilnuştir; Işbu ödeme emrinin iianen tebîiğinden itiba-
ren yukanda yazılı borç masraflan ile birlikte 7 günlük ödeme süresine 15 gün ılavesi
ile 22 gün içerisinde ödemeniz (teminat vermeniz). borcun tamamına veya bır kısmına
veya alacaklının takibat icrası hakkına dair bir'itirazınız varsa. senet altındaki imza si-
ze ait değilse yine bu 7 günlük itiraz süresine 15 gün ilavesi ile birlikte 22 gün içerisin-
de aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde ıcra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş
sayılacağı imzayı reddettiğiniz takdirde mercı önünde yapılacak duruşmada hazır bu-
lunmanız buna ujTnazsanız vaki itirazuuzın muvakkaten kaldınlacağı senet veya bor-
ca itirazınız yazılı veya sözlü olarak icra daıresine 22 gün içerisinde bildinnedîğiniz
takdirde aynı müddet içerisinde (ÜK) 74. maddesı gereğince mal beyanında bulunma-
riız, aksi haJde hapis ile tazyik olunacagınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakika-
te aykın beyanda bulunursanız hapisle cezalandınlacağınız borç ödenmez veya itiraz
edilmezsecebri icrayadevamedileceği ihtarolunur. 17/11/1998 Basın: 62271
Romanlarınız ve ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel: 554 08 04
Bizim Gazete
Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe
yazılanyla, tarafsız haberieriyle sivil toplumlann gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75
ANKARA 32. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖDEME
EMRİNİN İLANEN TEBÜĞİ
Sayı: 1998/2384
Alacaklı. T. Vakıflar Bank. TAO
Vekili: A\. Gülender Coşkun- Necatibey Cad. 36/8 Sıhhiye/Ankara
Borçlu: Cafer Aldırmaz- Rüzgârlı Ege Sk. Uçar Tıc. Mrk. 3. kat, no. 371 Ankara
Borç miktan: 2.128.151 964 TL masrafsız.
Borçlu yukanda yazılı adresine 7 günlük 49 ömek ödeme emn tebliğe göndenlmiş, bocçlu adres-
ten aynldı|ından (olmadığından) bahısle ödeme emn bıia ınfaz iade edılmıştır. Zabıtaca yaptınlan
araştırma sonucunda teblıgata yarar adres tespit edılemediğınden ılanen tebligine karar venliruştır. Iş-
bu ödeme emnnın ılanen teblığınden ıribaren yukaVıda yazılı borç masraflan ile birlikte 7 günlük öde-
me süresine 15 gün ilavesi ile 22 gün içerisinde ödemeniz (teminat vermeniz), borcun tarnamına ve-
ya bir kısmına veya alacaklının takibat icrası hakkına daır bir itirazınız varsa, senet altındaki ımza sı-
ze ait degılse yine bu 7 günlük itiraz süresine 15 gün ılavesı ile birfıkte 22 gün ıçensmde aynca ve
açıkça bildirmeniz. Aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadir olmus sayılacağı, ımzayı red-
dettiğiniz takdirde mercı önünde yapılacak dunışmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vakı ıtı-
razınızın muvakkaten kaldınlacağı. senet veya borca ıtuazuuz yazılı veya sözlü olarak icra daıresine
22 gün ıçensmde bıldırmedığiniz takdirde aynı müddet içensinde (İİK) 74. maddesı gereğınce mal
beyanında bulunmanız, aksi halde hapıs ile tazyik olunacagınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya
hakikate aykın beyanda bulunursanız hapisle cezalandınlacagınız, borç ödenmez veya itiraz edilmez-
se cebn icraya devam edılecegı ıhtar olunur. 17/11 1998 Basn: 62270
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİKKtYE
Dante Gibi
Ünlü rtaiyan şair ve bilge Dante'ye anlamlı bir gön
dermeytebaşlarCahitSrtk; Tarana'nın "OtuzBeş Yaş
şiiri.
Yaş otuz beş! Yolun yansı eder.
Dante gibi ortasındaya ömrün.
Tarancı'nın dizeleri belleğimizde hiç çıkmamacası-
na yer etmiş; Hümeyra'nın şark/s/yla da Türkçe'dekı
melodisini bulmuştur. Dante insan yaşamını, en yük-
sek noktası 35 yaş olan bir "yay" ile betimler. Bu da,
ünlü yapıtı llahi Komedya'nın başlangıcıdır:
"Yaşam yolumuzun ortasında
karanlık bir ortamda buldum kendimi,
çünkû doğru yol yitmişti."
Dante, llahi Komedya'yı 1307-1321 yıllan arasında
yazmıştır. Teolojınin, felsefenın, gökbilimin yanı sıra
büyük bir aşkın, tanımsız, sıra dışı bir aşkın şiiri, des-
tanıdır.
Cehennem, Âraf, Cennetadlı üç kitaptan oluşur lla-
hi Komedya. Günahlann affedildiği "jübile yılı" olan
1300'de (7 Nisan) "öteki dünya'ya olan yolculuğuna
başlar Dante. O tarihte T265 doğumlu olan şair, otuz
beş yaşındadır.
Kuşkusuz Dante'ninki düşsel bir yolculuktur. Yapıt,
"öteki dünya"nın felsefi ve varolan toplumsal, siyasal
yapısının -ki Dante siyasi gorüşlerinden dolayı iki kez
ölüm cezasına çarptınlmış ve yirmi yıl sürgünde kal-
mıştır- sorgulanmasıdır. Ne var ki metnin anaekseni,
şairin Beatrice'ye olan aşkıdır.
Çok genç yaşta ölen Beatrice, Dante'nin hep yüre-
ğinde saklı kalan kadın olmuştur. Uzun yıllar Beatri-
ce'siz yaşayan ve onun özlemiyte yanıp tutuşan Dan-
te, artık onu ararnaya çıkacaktır!
ve, Beatrice'yi Âraf'ın son katlannda, "Cennet'in baş-
ladığı "s/n/r"da bulur. Oraya kadar ona ünlü Latin şa-
ir Vergilius eşlik etmiştir. Cennet'in en yüksek katın-
daki ışık'a kadar da Beatrice eşlik eder.
•
llahi Komedya, dünya edebiyatının en görkemli şi-
iridir. Birçok yapıt gibi II. Abdülnamit sansürünce za-
manında yasaklanan llahi Komedya'nın daha önce
bir-iki çevirisi olmuş. Ancak, ilk kez şiir olarak -tama-
mı- Oğlak Yayınlan'ndan çıktı.
14.233 dizelik bu yapıtı dilimize Rekin Teksoy ka-
zandırrJı. Rekin Teksoy yaklaşık yirmi bir aylık bir sü-
rede çevirmiş 838 sayfalık aşka yakılan bu "ağıt'ı.
Tüm bu süre boyunca llahi Komedya kottuğunun al-
tında, nereye grttiyse götürmüş. Onunla yatmış, onun-
la kalkmış.
Birçok kaynaktan yararlanmış; kitap için gerekli not-
lan düzenlemiş, basımlararasındakı çelişkileri ortadan
kaldırmak için Italyanca, Fransızca, Ingilizce metinler
arasında "Dante gibi" bır yolculuğu çıkmış.
Anlaşılan, Rekin Teksoy da llahi Komedya'yı çevi-
rirken onun biklik, her zamanki özeninin, çalışkanlığı-
nın yanı sıra metinle büyük bir "aşk" yaşamış.
Zaten, llahi Komedya'yı okumak da başka türlü bir
"aşk". Bir deniz kurdunun denız kurtlannın kitap kurt-
lanndan ne farkı vardır ki, okyanusa yelken açmas) gi-
bi bir şey... : •. ' ' ./ Jjffl v
Dante'nin, Beatrice'den aynlma zamanı gelmiştir. Bir
anlamda Beatrice'ye büyük bir övgü olan dizelerinin
de sonuna gelmiştir:
"Kabui ediyorum ki, hiçbir tragedya, komedi
yazan, konusunun hiçbir yerinde ezilmemiştir
benim bu bölümde ezildığim gibi:
çünkü güneşin titrek birgözü etkilemesi
gibi, onun tatlı gülümsemesinin anısı aklımı
başımdan almıştı.
Böyle bir engelle karşılaşmamıştı şiirim,
yeryüzünde yüzünü ilk gördüğüm günden
buradaki görüşe dek.
ama artık son vermek gerek
şiihmle onun güzelliğini övmeye,
çünkü her sanatçının birsının olmalı.'
Oscar WiWe'ın heykeli dikildi
• LONDRA (AA) - ÜnJü Irlandalı oyun yazan ozan
Oscar Wilde (1854-1900,) eşcinsellikle suçlanıp 2
yıl hapis yatmasının üstünden yüz yıl geçtikten
sonra Londra'nın merkezindekı heykel açılışıyla
yeniden onurlandınlarak anıldı. Oscar Wilde için
yapılan heykel, onu. başı ellerinin arasında, sigara
tüttürürken betimliyor.'The Importance of Being
Earnest-Ciddi Olmanm Önemi Üzerine' adlı oyunu
halen büyük izleyici kitlelerini çeken Wilde'ın
heykeli, Trafalgar Meydanı'na yakm bir konumda
yer alıyor.
UŞAK 2. İCRA DAÎRESİ'NDEN
GAYRIMENKULÜNAÇIKARrnRMA İLANI
DosyaNo: 1998 2466
Satıtaıasma karar verilen gaynnıenkufün cinsı, kıymetı. adedı, evsa-
fi: Uşak merkez Beylerhan köyü Yerköprü raevkıınde 112 ada, 33 parsel-
de kayıtlı organıze sanayı bölgesınde bulunan 1333 m2 mıtarlı arsa olup
üzennde 16 metre X 29 metre ebatlannda 464 m2'ye oturanfiılıdurum-
da bu arsa üzernKİe tek katlı betonarrae karkas tarzda yapılmış tekstıl 6b-
rikası olarak faahyet gösteren sanayi buıası mevcuttûr Elektnk ^e suyu
mevcut olup. tasınmazın tamamı borçluya ait olup değen arsa payı ile
birlikte 20.790.768.000 TL'dir. Beledıye huduttoı dısmdadır.
Satış şarü«n: 1- Satış. 5.2.1998 günü saat 14.10'dan 14.25'e kadar
Adliye Saravi önünde açık arturma suretryle yapılacak. Bu arttırmada
tahmın edılenkıymetm vtzde 75'ını ve rûçhanlı alacaklılar varsa alacak-
lan mecnıuunu ve sanş masraflannı geçmek şartı ile ıhale olunur. Böyle
bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhûdü bakı kalmak şartıy-
la 15.2.1998 Pazartesı günü aynı verde veaynı saatte tkmcı artormaya çı-
kanlacaktır. Bu arttırmada da bu mılctarelde edılememışse gaynmenkul
en çok artnranm taahhûdü saklı kalmak ûzere arttırma ılanmda gösterılen
müddet sonunda en çok arttırana ıhale edilecektır. Şu kadar kı artnrnıa
bedehıun maluı tahmın edılen kıymetmın yüzde 40'mı bulması ve satış
isteyenin alacağuıa rüçhanı olan alacaklann toplammdan fazla olması ve
btmdan başb paraya çevirme ve paylaşnrmamasraflannı geçmesı lazrnı-
dır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektır.
2- Arttımıaya ıştırak edeceklenn, tahmın edıkn kıjmeön yûzde 20'sı
nıspetınde pe> akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bir bankanın teminat
mektubunu vermeien lazınıdır Satış, peşın para ıledır, alıcı istedigınde
20 günü gecmemek üzere mehıl venlebılır Tellaliye resmı, ıhale pulu,
üpu harç ve masraflan alıcıya aıtnr Bınkmış vergıler satış bedelmden
ödenir.
3- Ipotek sahıbı alacakhlarla dığer ılgüılenn (*) bu gayrimenkul üze-
rindekı haklannı hususıyle faız \e masrafa dair olan ıdialannı dayanagı
belgelen ile on beş gün ıçınde daıremıze bıldirmelen lazırodu- Aksi tak-
dirde haklan tapu sicilı ile sabıt ohnadıkça paylaşmadan hanç bmkıla-
caklardır. KDV alıcıya aittır
4- Öaleye katılıp daha sonra ıhale bedelmı yatımıamak sureöyle iha-
lenuı feshıne sebep olan tüm alıcılar ve kefillen, teklıf ettıklen bedel ile
son ıhale bedelı arasındakı farktan ve âger zararlardan ve aynca temer-
rüt faızınden müteselsılen mesul olacaklardff. Ihale farkı ve temerrüt h-
ızı aynca bükme hacet blmaksızın daıremızce tahsıl olunacak, bu fark,
varsa öocelıkle teminat bedelınden alınacaktır.
5- Şartname, ılan tarıhınden ıtıbaren herkesin görebümesı ıçm daire-
de açık olup masrafi venldıgı takdirde ısteyen alıcıya bir ömegı gönden-
lebdır
6- Satısa ıstırak edenlerm şarmameyı görmüş ve münderecaanı kabui
emuş sayüacaklan, başkaca bilgı almak ısteyenlenn 1998.2466 sayüı dos-
ya mımarasıyla müdürlûpnıûze başvurmalan ılan olunur. 13.11 1998
(•) llgililer tabirine ütifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın: 59063