23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20ARALIK1998PAZAR HABERLER DÖVYADA BUGUN ALt StRMEN Evrenin Uyumu Sevgili, 1998'in en sevindirici haberi, aynı zamanda, bu yılın ön önemli bilımsel buluşu olarak nitelenmiş. Habere göre VVashington Üniversitesi astro- nomlan ve Berkley Ulusal Laboratuvan araş- tırmacılannın yaptıkları ortak çalışma, evrenin büyük bir patlamayla başladığı ve sonra kendi içine büzülerek çarpışmayla yok olacağını öngö- ren "Big Bang" teorisı çürütülmüş. Evren, artan bir hızla sonsuza dek genişlemesini sürdürecek- miş. Bundan otuz yıl sonrasını görmeyi bile umut edemeyen bir faninin, evrenin bir gün bitmeye- ceğine, sonsuza dek süreceğine sevinmesi bi- raz garip, ama ınsan yine de seviniyor değil mi Sevgili?. Tabii bu sevincimizin ne kadar süreceği belli değil. Bir başka bilgin grubu da yeni bir teori ile çıkar ortaya ve ondan sonra alır bizi bir tasa, bil- mem kaç milyar yıl sonra evren bitecek diye. Sen böyle bir şey olsa da üzülme! Unutma ki bunlann hepsi varsayımlar. Bu varsayımların hangi bilimsel verilere dayan- dığını, nasıl hesaplandığını sana anlatabilmeme olanak yok, çünkü ben de anlamış değilim. Hat- ta Stephan Hovvking'ın, bizım gibi sıradan in- sanların anlaması için kaleme aldığını, bu yüzden de içinde Einstein'ın şu ünlü (E=mc2)'sinin dı- şında hiçbir formüle yer vermediğini belirttiği "Zamanın Kısa Tarihi"ni bile ancak birkaç kez okuduktan sonra bıraz kavrar gibi oldum. Son yıllarda, evrenin oluşumu, nereden gelip nereye gittiğimize değin kitaplar dilimize de çev- riliyorve bunlann bazılannı okumak olanağınıbu- luyoruz. Tabii kafasını evrim teorisine takmış olan ham ervahlar dışında. Onlar güya dine dayanarak bilime karşı çıkıyor- lar. Birkaç yıl önce, son derece mutekit bir bilim adamımız, yaradılışa duyulan hayranlığın ve ya- radana şükranın, yaradılışın kurallarının araştırıl- ması olan bilim ile çatışmayacağını söylüyordu. Onu dinlerken yarım yamalak bilgileriyle etrafa dehşet saçanları düşünüp güldüm. Sana yukanda sözünü ettiğim türden popüler bilim yazan Von Ditffurt de evrenin ve dünyamı- zın oluşumu ile ilgili yapıtı "Dinozoriar'ın Ses- siz Gecesf'nde, bilim adına dine karşı çıkmanın anlamsızlığını ve bilimsellikten yoksunluğunu an- latıyor ve "Bilim ne Tann 'nın vaıiığını kanıtlaya- bilir ne de yokluğunu" diyerek iki alanı birbirin- den ayırıyordu. Birkaç yıl önce yitirdiğimiz, Carl Sagan ise di- limize de çevrilmış olan yapıtı "Kosmos"ta, her bölümün başına kutsal kitaplardan alıntılar koy- muştu. Amacı onlan doğrulamak ya da eskilerin deyimiyle cerhetmek değildi. Ama alıntılar ile an- latılanlar arasında benzerlik çarpıcıydı. Son zamanlarda bu tür sofulara taktık. Geçen- lerde, bir dostumun "doğadaki uyum" dan söz eden yazısını okuduğumda düşündüm, "Acaba doğanın bir uyumu bir amacı var mı" diye. Sanıyorum, bu tür sorular, bu muhteşem uyu- mu hayranlıkla seyredenlerin ve "tabiat ana"dan söz edenlerin çok hoşlarına gitmiyor. Bu konuda 19. yüzyıl romantik ve stoiacı şair- lerinden AJfred de Vigny, çok kötümserdir ve do- ğanın ağzından şunları söyler: "Ne acılannız ilgilendirir beni, ne kaderi- niz/ ben hepinizin mezarıyım siz de beni sa- nırsınız anneniz.". Evet Sevgili, son zamanlarda bu konulartakı- lıyor kafama; bunlann yanıtları da Ankara'daki bunalımın ne olacağı sorusunun yanıtından da- ha zor. Hoş, o da o kadar kolay değil ya. Baştürk, ölümünün 7. yılmda anılıyor İstanbui Haber Servi- si - Türk sendikal hare- kerinin önde gelen isim- lerinden DİSK ve Ge- nel-Iş Sendikası Genel Baskanı Abdullah Baş- türk, ölamünün 7. yıldö- nümünde anılıyor. 21 Arahk 1991 tari- hinde geçırdıği beyın kanaması sonucunda yaşamını yitiren Baştürk için Zincirlikuyu'daki anıtmezan önünde yann saat 11.00'de bir anma töreni gerçekleştirile- cek. Törene, DİSK Ge- nel Başkanı Rıdvan Bu- dak,DlSKYönetımKu- rulu üyeleri, Genel-fş Sendikası Genel Başka- nı İsmail Hakkı Önal. çok sayıda DlSK'li yö- netici ve işçi de katıla- cak. İşçilikten başkanhğa İstanbul'da ortaokulu yanda bıraktıktan sonra işçi olarak çaİLşmaya başlayan Baştürk, 1961 yılında İstanbui Fen lş- çileri Sendikası'na üye oldu. Baştürk, ilk genel kurulda genel sekreter- • Uluslararası düzeyde de "idamla yargılanan sendikacı" olarak tanman Baştürk, öldüğü sırada darbeyle kapatılan DİSK'in yeniden faaliyete geçmesiyle ilgili çalışmalan yürütüyordu. lik görevine seçildi. 196O'lı yıllarda Bursa. Çorum, Manisa beledi- ye işçileriyle birlikte sendikal hareket tarihi- ne "Yahnayaklar yürü- yüşü" olarak geçen ey- lemleri gerçekleştirdi. Bu eylemlerin ardından 1967 yıhnda ilk "Ana- yasa yürüyûşö"nü dü- zenledi. Genel-Iş'in Türk-lş'ten aynlarak DlSK'e üye olmasından sonra 1977 yılında ise genel başkanlığı üstle- nen Baştürk, 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle tutuklandı. "Anayasal düzeni yık- ma girişimi" iddiasıyla TCY'nin 146/1. madde- si uyannca idam ceza- sıyla yargılanan Baştürk 4 yıl hapis yattı. Ulusla- rarası düzeyde de "idamla yargılanan sen- dikacı" olarak tanman Baştürk, hapis yıllannın ardından milletvekili se- çilerek Meclis'e girdi. Öldüğü sırada darbey- le kapatılan DİSK'in ye- niden faaliyete geçme- siyle ilgili çalışmalan yürütüyordu. 'Nıırculnk, Cumhuriyet fle hesaplaşıyor'Prof. Alpaslan Işıklı'nın "Cumhuriyetin 75 Yılına Toplu Bakış" kongresinde tarikatlarca sansürlenmek istenen bildirisi Prof. Dr. Alpaslan IşıklıtarikatUnn arkasın- daki yabana parmaguu gözler önüne serdL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An- kara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakülte- sı (SBF) öğretım üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işüüı "Bflanço: 1923-1998. Cumhuriyetin 75YıhnaTophı Baktş" kongresinde sansür- lenmek istenen bildirisinde; Nurculuk ta- rikatının kurucusu Said Nursi'nin "doğa- üstüyeti" olarak sunduğu öğreti ve olayla- nn akıl dışılıfını ortaya koydu. Nurcu- luk'taki gerici yönelimleri sıralayan Alpas- lan Işıklı. Kurtuluş Savaşı'nda ve curnhu- nyetin başlagıç yıllannda Batılı devletler tarafindan kullanılan tarikatlann yeni dün- ya düzeni ve küreselleşme sürecinde aynı güçlerce yeniden diriltildiğini belirtti. Işıklı'nın "Cumhuriyetin İki Antitezi: SaidNursiwFethııflahCüleıı''başlıkİ!bil- dirisi, kongre yürütme kuruluna yapılan baskılar sonucu adı değiştirilerek sunul- muştu. "Nurculuk, her dönemde Cumhu- riyet ile gizli bir hesaplaşma içinde olmuş- tur. Kemalizm ve Cumhuriyet, önemli bir sınav veriyor" saptamasına yer venlen "Cumhuriyet ve Bazı Dinci Akunlar" adlı bildinnin özetı şöyle: - Cumhuriyet. her dönemde. din adına çıkan bazı unsurlarla karşı karşıya kalmış- tır. Bunun önemli örneklerinden biri Ata- türk'ün Söylev'inde aynntılanyla anlattığı Sait Molla olayıdır. "Din elden gjdiyor" fetvasıyla ortaya çıkan Sait Molia. Ingilız istihbarat örgüt elemanlanndan Rahip Frevv'in emirleriyle hareket eden bir kuk- ladır. Bu, Mustafa Kemal'in arkadaşlannın çabası ile belgelenmiştir. - Şeyh Sait isyanının gerisindeki yaban- cı parmağı da belgelenmiştir. - Cumhuriyetin başlangıç yıllanndaki en önemli dinsel giysili akım da Nurculuk- tur. Nurculuk. herdönemde Cumhuriyet ile açık-gizli hesaplaşma içindedir. İlk çıkışı- nı Said Nursi ile yapan Nurculuk. Kema- list rejim karşısında varlık gösteremedı- ğınden. uzunca bir süre uvkuya yattı. Nur- si. bunuaçıklarken "Vebuadamlabaşacı- kılmaz, mukabele edilmez, diyedünyayı ve sivaseti ve hayaM içtimaiveyi terk edip. jJÜ- mz imanı kurtarmak yolunda vaktimi sarf ettim" demektedır. - Nurculuğun 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde özellikle de 50'li yıllarda yeni- den canlanışı. Kemalist dış polıtika çizgi- sinin terk edilerek Küçük Amerika hayal- lennin egemen kıhnmasıyla ılgilidir. - 23 Mart 1960'ta ölen Said Nursi ile Nurculuğun tarihınde bir döaem kapan- mıştır. Nurculuğun halen sürmekte olan yeni dönemi Şerif Mardin'in önce Amerı- ka'da yayımlanmış bulunan ve Nurculuk hayranlığını dile getiren kitabının Türki- ye'de yayımlanmasıyla ve Gülen'in kamu- oyunda geniş bir çevrede tanınmasıyla, 1990'lı yıllann başında başlamıştır. Bu dö- nem, yeni dünya düzeninın ve küreselleş- me olgusunun ortaya çıkmasıyla, ulus dev- letleri tarihe gömerek uluslararası güç odaklannı etkin kılma eğilimiyle eşzaman- hdır. - Said Nursi, Kuran'daki ayetleri alarak, kendisini öven yorumlar yapmıştır. Nursi, kendısıyle ilgili olgulann Kuran'da öngö- rüldügünü ispat etmeye çalışmıştır. Said Nursi'nin yazdıklan Risale-i Nuradıaltın- da derlenerek yayımlanmıştır. Nursi, Ku- ran'ın çeşitli ayetlerinde Risale-i Nurlann haber verildiği kanısmdadır. Bu çabasın- dan Kuran'dan nasıl yararlandığmı ifade ederken ~Ben,Kııran'ısözlerimkövTiıüyo- rum, sözlerimi Kuran'la övüyorum" de- mektedır. - Nursi'nin mürıtlen, onun çeşitli kera- metlere sahip olduğuna ınanır. "Said Nur- si,geleceği bilir veona medrese öğrenciliğin- de Hazreti Muhammed'i görme izni veril- mistir." Bu da cumhuriyetin yerleşrirmeyı hedefledıği müspet bılımle derinden çelişir. - Nursi, pozıtifbilimlerden Allah'ın var- lığınm kanıtlanması yolunda yararlanılma- sı işaretini vermiştir. Tann'nın varlığının gözlem yoluyla araştırılması eğilimi, Nur- Ufuk Uras 'Faşizmi ÖDP önler' ANTALYA (Cumhuriyet) -ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, ülkeye demokrasiyi yalnızca solun getırebilece- ğinı belinerek "lşsizliği,enf- lasyonu, şcriaö, faşizmi. an- cak ÖDP önler" dedi. ÖDP Antalya 11 Örgütü tarafindan düzenlenen, "Ye- ter Arük. Şimdi Demokrasi Zamamdır" adlı yürüyüş ve miting yapıldı. Sağanak ya- ğış altmda^ Çallı Kavşa- 1 ğı'ndan başlâyıp.! Pazârtesi Pazan'nda SonîherCTi yürü- yüşün ardmdan düzenlenen mitingde konuşan ÖDP Ge- nel Başkanı Uras, ışsizlikve enflasyonun had safhaya u- laştığını belirterek rejim kri- zinin de hükümet krizine dö- nüştüğünü öne sürdü. BüfentEcevit ile CHP Ge- nel Başkanı Deniz Baykal'ı, biribirleriyle gereksız yere inatlaşmakla suçlayan Uras, her iki liderin de birbirleri hakkında söylediklerinin doğru olduğu görüşünü dile getırdı. Uras. şöyle konuştu: "Şeriata, emperyalizme, faşizme karşı sol bir irade kurmamız gerekiyor. Sol ira- deyi topiumsal muhalefet kuracak&r. ÖDP diğer siya- si partilere 'hodn meydan' di>T»r." n it*in n î i t « l f Küçükyab'da yeniden düzenlenen bir parka "Şehit Annderi" adı v«rildi. Malte- ı ı ^ ı ı ı p c t ı n . peBelediyesi tarafindan düzenlenen parkın açıh§ını, Şehit Anneleri pernegi Baş- kanı Pakize Alp Akbaba, Maltepe Belediye Başkanı Bahti\ ar l \ anık ile Maltepe Kay makamı İ nal ()kyay yapü. Törende konu- şan Akbaba, bu parkın şehit annelerinin manevi y uvası olduğunu belirtirken Maltepe Belediye Başkanı L yanık, toplumun şehit annelerine sahip çıkOguiı \ urguladı. Kay makam Okyay ise parkın adına yaraşır bir biçinde konınması gerektiğini kaydetti. Öte yandan Sultanahmet'teki il özd idare salonunda da, şehit olan öğrermen aileleri yaranna bir kermes düzenlendi. Kermes nede- niyle Beyoğlu Olgunlaşma Enstirüsü tarafindan gerçekleştirilen defıleye, Erberk Ajansı'na bağlı çalışan mankenler katıldı. İstanbui Barosu'ndan iki bakanhğa dava KEREMILGAZ İstanbui Barosu, Adalet ve Içişleri Bakanlıklanna dava aç- tı. Baro, Adalet Bakanlıgı Eği- tim Dairesi Genelgesi ile "Ya- kalama, Göz Al&na ve İfade Al- ma Yönetmeliği'"nin bazı mad- delerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle İstan- bui İdare Mahkemesi Başkan- lığı'na baş\-urdu. Adalet Ba- kanlığı Müsteşar Yardımcısı thsan Erbaş tarafindan cumhu- riyet başsav cılıklanna, bölge idare mahkemesi ve DGM cumhuriyet başsavcılıklanna gönderilen yazıda kararlann verilmesinde "kullanılacakve- ya kullaml mayacak temalann " belirtilmesinin yargırun bağım- sızlığını etkilediği kaydedildi. İstanbui Barosu Başkanı Yû- cel Sayman imzasıyla İstanbui Nöbetçi İdare Mahkemesi'ne verilen dilekçede. Eğitim Da- iresi Başkanlığı'nm genelge- sinde yargı işlevıyle ilgisiz bir şekilde hâkim ve savcılar için "kullandacak" veya "kullanıl- ması sakıncalı" temalar belir- lendiği anımsatıldı. Dilekçede, "Bu yönde eğitim programlan dûzenlenmesi ve bu eğitime ka- tılıp katılrnadıklarının denet- lenmesi, anayasal bir güvence olan yargı bağınısızhğı ve hâ- kimlik teminaü ile bağdaşma- makta ve bu nedenle hukuka ay kın düşmektedir" denıldı. Dilekçede genelgeyle ilgili şu görüşlere yer verildi: "Andan eğitim progranunın ve burada işlenen temalann. ile- ride hâkiın ve savcılann denet- • İstanbui Barosu, "Yakalama, Göz Altına ve İfade Alma Yönetmeliği"nin bazı maddelerinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi ve yürütmenin durdurulmasının istemi ile istanbui îdare Mahkemesi Başkanlığı'na başvurdu. lenmelerinde etkili olabileceği gibi, ilerieme ve yükselmeleri ve hatta gelecekteki mesleki bek- lentileri yönünden de bir baskı unsuru niteliği taşıdığı tartış- masızdır." Baro dilekçesınde söz konusu eğitim programının iptalinin zorunlu olduğu savu- nuldu. Hâkimlerin karar verirken dikkate alması istenen "Gizli" ibareli genelgede "Kullanıla- cak temalar" başlığı altında şunlar yer alıyor: "Türkiye'de halklar dcğiL halk «ırdır. O da Türk halkıdır. Diktatöıiükler dünyada birer birer çökmüş, komünizm iflas etmiştir. Birtik, berabertik, kardeşlik ve Türk- lük ruhu esastır". Genelgede "Kullanılması salancafa tema- Çetin'den gazilere ziyaret TBMM Başkanı HikmetÇetin, yılbaşı ve ra- mazan ayı öncesinde GATA'da tedavi gören gazilere "geçmiş olsun" zharetinde buhmdu. TBMM Başkanı Çetin, PKKye karşı mücadelede yaralanan gazileri ziyaret ederek armağanlar \erdi.GATA'da tç Hastahklar,Göz Hastalıklan, Plas- tik Cerrahi ve Rehabüitasyon böiümlerini gezen Çetin, gazilerle tek tek ilgilendl Çetin, şunları söyledi: "Terör örgütünün neler yaptığını dünyanın da gdrmesi lazını. Böylesine bir örgöte ve ör- gütün başına hâlâ siyasi kimlik kazandırnıay a çalışan düny anın, özellikle Batılı dostlanmızm bu konoyu bir kere daha anlamalan gerekir. tnsan haİdannın en önemlisi, yaşama hakkidır." lar" ise "Türkiye'de başka halklar olduğu ve bu halklann kendi dil ve kflltûıierini yaşat- ması gerektiği gibi flkirler" "Devrün, kirli savaş. özgüriük, halklann kardeşliğu etnikyapı, federe deviet, emekçi hakkı, emeğin sömürülmesi, işçi bay- ramı, herkese eşit iş ve kazanç gibi deyimleı;'' İstanbui Barosu'nun verdiği diğer dilekçede ise Adalet ve tçişleri Bakanlıgı tarafindan çı- kanlan "Yakalama, Göz Altına Alma ve İfade Alma Yönetme- liği r 'nin Türkiye'nin taraf oldu- ğu uluslarüstü sözleşmelere ve hukuka aykın hükümler taşıdı- ğı belirtildi. Yönetmeliğin 4. maddesinin 9. fıkrasında, C- MUK ve Polis Vazife Selahiyet Kanunu'nda yeri olmayan ve tammlanmayan "ŞüpheH" adı altında yeni bir tanımlama ge- tiriliyor. Yönetmelikte "Şüpheli''nin tanımı şöyle: "Haklandahazır- lık soruşturması yapılan veya hazııiık soruşturması açılma- dan kolluk kuvAetlerinin araş- brmaya konu olan kimh'ğini bir belge ile veya kolluk kuvvetle- rince tanuımış veya güvenilir Id- şilerin tanıküğı ile ispat edeme- yen veya gösterdikteri belgeterin doğruluğundan şüphe edilenler ile hakkında suç işlediğine iliş- kin basit şüphe bulunan kişiler." Aynca genelgede DGM kap- samına giren suçlarda sanık du- rumunda olanlann avukat tut- ma haklannın bulunmamasınm da Avrupa İnsan Haklan Söz- leşmesi'ne aykın olduğu bildi- rildi. si 'nin izleyicileri tarafindan motorlann çı- kardığı seste, insanın kalp atışında zikir anlamı aranması gibi çabalara dönüştürül- müştür. Nursi'nin kendisine göre de kedi miyavlamalan "Ya Rahim, Ya Rahim, Ya Rahim''dir. - Nursi, yaşamı boyunca kadmlardan kaçtığını lslamiyetin gerekli saydığı birba- şan gibi anlattı. Bu konuda "Evlenmek adeoniterkettim ki, çokharamlaragüme- yeyim" demiştır. - FethuUah Gulen, Nurculuğun günü- müzdeki en önemli temsilcilerinden biri- dir. Aczmendiler ve Yeni Asya grubu da kendilerini Nursi'nin temsilcileri olarak tanıtmaktadır. Ancak Fethullahçılar, en güçlü topluluktur. Kazandıklan enternas- yonal kimlik ve taşıdıklan ılımlı lslam mis- yonu adı altında daha etkindirler. Gülen'e göre Said Nursi, çağının bir numaralı in- sanıdır. Gülen, Risale-i Nurlan da Ku- ran'ın malı saymaktadır. - Gülen'in yaşamında rüyalann önemli yeri vardır. Bir rüyasında, peygamber dört halifesiyle Gülen'in köyûnü ziyaret etmiş- tir. Sürekli olarak, peygamberin kendisiy- le meşgul olduğuna ilişkin rüyalar anlat- maktadır. - Gülen, zina yapan kadınlann taşlana- rak öldürülmesinı lslam 'ın kabul edilme- si zorunlu bir kuralı saymak- tadır. Gülen, türban için de "Günümüz dünyası ondaki hikmet harikasuu kimbüir ne kadar sonra idrak edecek" demiş ve onu eşya fetişizmi- nin nesnesi haline getinniştir. Gülen, kadın elinin de sıkıl- mamasını savunmuştur. - Gülen, akli ve felsefi ça- lışmalarda bulunanlann ma- nevi anlamda kalp hastalığı- na yakalandığını da öne sür- müştür. Gülen'e göre cenne- te "Ük defa alimler, vaizlerya da hocalar değü, hak ve haid- kati neşr uğruna ve canını hak yolunda bezJeden esnaf, rüccar gtrecektir" Kimsenin kendini cennetin rezervasyon görevlisi ilan etmeye hakkı olmadiğına göre, Gülen bu sınıflamayı neye göre yap- maktadır? - Gülen K*âbe'de Harem bölümünde 15 gün kahrken kendisini tek bir sineğin bile sokmadığını beliröniştir. Oy- sa aynı sinekler 12 Mart ha- pıshanesinde farklı birtutum sergilemiştir. Gülen, hapisha- nede kalırken "Süıekler- Ah onlardan öyle rahatsızdık ki, pencereyi kapasan boğuhı- vorsun, açsan onlann isöTası- na ufruyorsun" diye yakın- maktadır. - Kâbe'de sabah namazın- da ikinci mahfile çıkıyor. Kendisine şeytanın seslendi- ğıni duyuyor. Şeytan "Hele buradan aşagı bir kendini at" diyor. Gülen itiraz ediyor, Şeytan başaramıyor, Gülen kendisini aşağı atmıyor. - Gülen, fslamın özgün ve geçerli kaynaklannda bulun- mayan pek çok kural icat et- miştir. fslam'da kime şehit denileceği bellidir. Gülen bu- na bir ilave yapıyor ve diyor ki:" \IDS virüsü, gayrimeşnı yollar dışuıda kaza ile kan nakli gibi indirekt yoüardan bulaşmışsa v« insan da bun- dan ölürse şehit olur." Gü- len'e göre kahkaha bir küfur sıfatıdır. Mümin tebessüm eder, kahkaha atmaz. - Gülen'e göre. Osman- lı'nm yıkılışmı "Cennetme- kân Sultan 2. Abdülhamid geciktirmiştir.'' Gülen, aynı zamanda "Yalan söyieyen ta- rihe kanıp Vahdettin vatan haini ilan edümemeHdh-" de- mektedir. - Gülen cemaatinde cum- huriyet "kefere düzeni", Ata- türk "deccaktir" (Ahiret za- manında ortaya çıkacağına inanılan fıtne ve fesadm ba- şı). Atatürk dönemini boş dö- nemler olarak gördüğünü kendisine özgü ifade taran- dan çıkarabiliyonız. Gülen'e göre ülkemizin geçmişinde "Hiç kimsenin dini hakikat- leradına bir şey söyiemeyt ce- saret edemediğJ en kâbuslu dönemler yaşanmıştr." İleri sürmektedir ki "O dönemler Kuran öğrenmenin ve öğret- menin yasak olduğu dönem- lerdir''" - Cumhuriyet ve Kema- lizm, önemli bir sınavla kar- şı karşıya. Fethullahçı eğitim kurumlannın yaygınlaşması. Gülen'in Papa ile buluşturui- ması, bu çabanın parçalan- dır. Nursi'nin risaleleri Batı dillerine çevrilmekte, incele- me konusu yapılmaktadır Ömeğin Kaliforniya'nın E' Cerrito kentinde bu amac< yönelik araştırma kurumlar oluşturulmaktadır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear