Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20ARALIK1998PAZAR
HABERLER
DÖVYADA BUGUN
ALt StRMEN
Evrenin Uyumu
Sevgili,
1998'in en sevindirici haberi, aynı zamanda, bu
yılın ön önemli bilımsel buluşu olarak nitelenmiş.
Habere göre VVashington Üniversitesi astro-
nomlan ve Berkley Ulusal Laboratuvan araş-
tırmacılannın yaptıkları ortak çalışma, evrenin
büyük bir patlamayla başladığı ve sonra kendi
içine büzülerek çarpışmayla yok olacağını öngö-
ren "Big Bang" teorisı çürütülmüş. Evren, artan
bir hızla sonsuza dek genişlemesini sürdürecek-
miş.
Bundan otuz yıl sonrasını görmeyi bile umut
edemeyen bir faninin, evrenin bir gün bitmeye-
ceğine, sonsuza dek süreceğine sevinmesi bi-
raz garip, ama ınsan yine de seviniyor değil mi
Sevgili?.
Tabii bu sevincimizin ne kadar süreceği belli
değil. Bir başka bilgin grubu da yeni bir teori ile
çıkar ortaya ve ondan sonra alır bizi bir tasa, bil-
mem kaç milyar yıl sonra evren bitecek diye.
Sen böyle bir şey olsa da üzülme! Unutma ki
bunlann hepsi varsayımlar.
Bu varsayımların hangi bilimsel verilere dayan-
dığını, nasıl hesaplandığını sana anlatabilmeme
olanak yok, çünkü ben de anlamış değilim. Hat-
ta Stephan Hovvking'ın, bizım gibi sıradan in-
sanların anlaması için kaleme aldığını, bu yüzden
de içinde Einstein'ın şu ünlü (E=mc2)'sinin dı-
şında hiçbir formüle yer vermediğini belirttiği
"Zamanın Kısa Tarihi"ni bile ancak birkaç kez
okuduktan sonra bıraz kavrar gibi oldum.
Son yıllarda, evrenin oluşumu, nereden gelip
nereye gittiğimize değin kitaplar dilimize de çev-
riliyorve bunlann bazılannı okumak olanağınıbu-
luyoruz. Tabii kafasını evrim teorisine takmış olan
ham ervahlar dışında.
Onlar güya dine dayanarak bilime karşı çıkıyor-
lar.
Birkaç yıl önce, son derece mutekit bir bilim
adamımız, yaradılışa duyulan hayranlığın ve ya-
radana şükranın, yaradılışın kurallarının araştırıl-
ması olan bilim ile çatışmayacağını söylüyordu.
Onu dinlerken yarım yamalak bilgileriyle etrafa
dehşet saçanları düşünüp güldüm.
Sana yukanda sözünü ettiğim türden popüler
bilim yazan Von Ditffurt de evrenin ve dünyamı-
zın oluşumu ile ilgili yapıtı "Dinozoriar'ın Ses-
siz Gecesf'nde, bilim adına dine karşı çıkmanın
anlamsızlığını ve bilimsellikten yoksunluğunu an-
latıyor ve "Bilim ne Tann 'nın vaıiığını kanıtlaya-
bilir ne de yokluğunu" diyerek iki alanı birbirin-
den ayırıyordu.
Birkaç yıl önce yitirdiğimiz, Carl Sagan ise di-
limize de çevrilmış olan yapıtı "Kosmos"ta, her
bölümün başına kutsal kitaplardan alıntılar koy-
muştu. Amacı onlan doğrulamak ya da eskilerin
deyimiyle cerhetmek değildi. Ama alıntılar ile an-
latılanlar arasında benzerlik çarpıcıydı.
Son zamanlarda bu tür sofulara taktık. Geçen-
lerde, bir dostumun "doğadaki uyum" dan söz
eden yazısını okuduğumda düşündüm, "Acaba
doğanın bir uyumu bir amacı var mı" diye.
Sanıyorum, bu tür sorular, bu muhteşem uyu-
mu hayranlıkla seyredenlerin ve "tabiat ana"dan
söz edenlerin çok hoşlarına gitmiyor.
Bu konuda 19. yüzyıl romantik ve stoiacı şair-
lerinden AJfred de Vigny, çok kötümserdir ve do-
ğanın ağzından şunları söyler:
"Ne acılannız ilgilendirir beni, ne kaderi-
niz/ ben hepinizin mezarıyım siz de beni sa-
nırsınız anneniz.".
Evet Sevgili, son zamanlarda bu konulartakı-
lıyor kafama; bunlann yanıtları da Ankara'daki
bunalımın ne olacağı sorusunun yanıtından da-
ha zor.
Hoş, o da o kadar kolay değil ya.
Baştürk, ölümünün
7. yılmda anılıyor
İstanbui Haber Servi-
si - Türk sendikal hare-
kerinin önde gelen isim-
lerinden DİSK ve Ge-
nel-Iş Sendikası Genel
Baskanı Abdullah Baş-
türk, ölamünün 7. yıldö-
nümünde anılıyor.
21 Arahk 1991 tari-
hinde geçırdıği beyın
kanaması sonucunda
yaşamını yitiren Baştürk
için Zincirlikuyu'daki
anıtmezan önünde yann
saat 11.00'de bir anma
töreni gerçekleştirile-
cek. Törene, DİSK Ge-
nel Başkanı Rıdvan Bu-
dak,DlSKYönetımKu-
rulu üyeleri, Genel-fş
Sendikası Genel Başka-
nı İsmail Hakkı Önal.
çok sayıda DlSK'li yö-
netici ve işçi de katıla-
cak.
İşçilikten
başkanhğa
İstanbul'da ortaokulu
yanda bıraktıktan sonra
işçi olarak çaİLşmaya
başlayan Baştürk, 1961
yılında İstanbui Fen lş-
çileri Sendikası'na üye
oldu. Baştürk, ilk genel
kurulda genel sekreter-
• Uluslararası
düzeyde de "idamla
yargılanan sendikacı"
olarak tanman
Baştürk, öldüğü sırada
darbeyle kapatılan
DİSK'in yeniden
faaliyete geçmesiyle
ilgili çalışmalan
yürütüyordu.
lik görevine seçildi.
196O'lı yıllarda Bursa.
Çorum, Manisa beledi-
ye işçileriyle birlikte
sendikal hareket tarihi-
ne "Yahnayaklar yürü-
yüşü" olarak geçen ey-
lemleri gerçekleştirdi.
Bu eylemlerin ardından
1967 yıhnda ilk "Ana-
yasa yürüyûşö"nü dü-
zenledi. Genel-Iş'in
Türk-lş'ten aynlarak
DlSK'e üye olmasından
sonra 1977 yılında ise
genel başkanlığı üstle-
nen Baştürk, 12 Eylül
1980 askeri darbesiyle
tutuklandı.
"Anayasal düzeni yık-
ma girişimi" iddiasıyla
TCY'nin 146/1. madde-
si uyannca idam ceza-
sıyla yargılanan Baştürk
4 yıl hapis yattı. Ulusla-
rarası düzeyde de
"idamla yargılanan sen-
dikacı" olarak tanman
Baştürk, hapis yıllannın
ardından milletvekili se-
çilerek Meclis'e girdi.
Öldüğü sırada darbey-
le kapatılan DİSK'in ye-
niden faaliyete geçme-
siyle ilgili çalışmalan
yürütüyordu.
'Nıırculnk, Cumhuriyet
fle hesaplaşıyor'Prof. Alpaslan Işıklı'nın "Cumhuriyetin
75 Yılına Toplu Bakış" kongresinde
tarikatlarca sansürlenmek istenen bildirisi
Prof. Dr. Alpaslan IşıklıtarikatUnn arkasın-
daki yabana parmaguu gözler önüne serdL
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An-
kara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakülte-
sı (SBF) öğretım üyesi Prof. Dr. Alpaslan
Işüüı "Bflanço: 1923-1998. Cumhuriyetin
75YıhnaTophı Baktş" kongresinde sansür-
lenmek istenen bildirisinde; Nurculuk ta-
rikatının kurucusu Said Nursi'nin "doğa-
üstüyeti" olarak sunduğu öğreti ve olayla-
nn akıl dışılıfını ortaya koydu. Nurcu-
luk'taki gerici yönelimleri sıralayan Alpas-
lan Işıklı. Kurtuluş Savaşı'nda ve curnhu-
nyetin başlagıç yıllannda Batılı devletler
tarafindan kullanılan tarikatlann yeni dün-
ya düzeni ve küreselleşme sürecinde aynı
güçlerce yeniden diriltildiğini belirtti.
Işıklı'nın "Cumhuriyetin İki Antitezi:
SaidNursiwFethııflahCüleıı''başlıkİ!bil-
dirisi, kongre yürütme kuruluna yapılan
baskılar sonucu adı değiştirilerek sunul-
muştu. "Nurculuk, her dönemde Cumhu-
riyet ile gizli bir hesaplaşma içinde olmuş-
tur. Kemalizm ve Cumhuriyet, önemli bir
sınav veriyor" saptamasına yer venlen
"Cumhuriyet ve Bazı Dinci Akunlar" adlı
bildinnin özetı şöyle:
- Cumhuriyet. her dönemde. din adına
çıkan bazı unsurlarla karşı karşıya kalmış-
tır. Bunun önemli örneklerinden biri Ata-
türk'ün Söylev'inde aynntılanyla anlattığı
Sait Molla olayıdır. "Din elden gjdiyor"
fetvasıyla ortaya çıkan Sait Molia. Ingilız
istihbarat örgüt elemanlanndan Rahip
Frevv'in emirleriyle hareket eden bir kuk-
ladır. Bu, Mustafa Kemal'in arkadaşlannın
çabası ile belgelenmiştir.
- Şeyh Sait isyanının gerisindeki yaban-
cı parmağı da belgelenmiştir.
- Cumhuriyetin başlangıç yıllanndaki
en önemli dinsel giysili akım da Nurculuk-
tur. Nurculuk. herdönemde Cumhuriyet ile
açık-gizli hesaplaşma içindedir. İlk çıkışı-
nı Said Nursi ile yapan Nurculuk. Kema-
list rejim karşısında varlık gösteremedı-
ğınden. uzunca bir süre uvkuya yattı. Nur-
si. bunuaçıklarken "Vebuadamlabaşacı-
kılmaz, mukabele edilmez, diyedünyayı ve
sivaseti ve hayaM içtimaiveyi terk edip. jJÜ-
mz imanı kurtarmak yolunda vaktimi sarf
ettim" demektedır.
- Nurculuğun 2. Dünya Savaşı sonrası
dönemde özellikle de 50'li yıllarda yeni-
den canlanışı. Kemalist dış polıtika çizgi-
sinin terk edilerek Küçük Amerika hayal-
lennin egemen kıhnmasıyla ılgilidir.
- 23 Mart 1960'ta ölen Said Nursi ile
Nurculuğun tarihınde bir döaem kapan-
mıştır. Nurculuğun halen sürmekte olan
yeni dönemi Şerif Mardin'in önce Amerı-
ka'da yayımlanmış bulunan ve Nurculuk
hayranlığını dile getiren kitabının Türki-
ye'de yayımlanmasıyla ve Gülen'in kamu-
oyunda geniş bir çevrede tanınmasıyla,
1990'lı yıllann başında başlamıştır. Bu dö-
nem, yeni dünya düzeninın ve küreselleş-
me olgusunun ortaya çıkmasıyla, ulus dev-
letleri tarihe gömerek uluslararası güç
odaklannı etkin kılma eğilimiyle eşzaman-
hdır.
- Said Nursi, Kuran'daki ayetleri alarak,
kendisini öven yorumlar yapmıştır. Nursi,
kendısıyle ilgili olgulann Kuran'da öngö-
rüldügünü ispat etmeye çalışmıştır. Said
Nursi'nin yazdıklan Risale-i Nuradıaltın-
da derlenerek yayımlanmıştır. Nursi, Ku-
ran'ın çeşitli ayetlerinde Risale-i Nurlann
haber verildiği kanısmdadır. Bu çabasın-
dan Kuran'dan nasıl yararlandığmı ifade
ederken ~Ben,Kııran'ısözlerimkövTiıüyo-
rum, sözlerimi Kuran'la övüyorum" de-
mektedır.
- Nursi'nin mürıtlen, onun çeşitli kera-
metlere sahip olduğuna ınanır. "Said Nur-
si,geleceği bilir veona medrese öğrenciliğin-
de Hazreti Muhammed'i görme izni veril-
mistir." Bu da cumhuriyetin yerleşrirmeyı
hedefledıği müspet bılımle derinden çelişir.
- Nursi, pozıtifbilimlerden Allah'ın var-
lığınm kanıtlanması yolunda yararlanılma-
sı işaretini vermiştir. Tann'nın varlığının
gözlem yoluyla araştırılması eğilimi, Nur-
Ufuk Uras
'Faşizmi
ÖDP önler'
ANTALYA (Cumhuriyet)
-ÖDP Genel Başkanı Ufuk
Uras, ülkeye demokrasiyi
yalnızca solun getırebilece-
ğinı belinerek "lşsizliği,enf-
lasyonu, şcriaö, faşizmi. an-
cak ÖDP önler" dedi.
ÖDP Antalya 11 Örgütü
tarafindan düzenlenen, "Ye-
ter Arük. Şimdi Demokrasi
Zamamdır" adlı yürüyüş ve
miting yapıldı. Sağanak ya-
ğış altmda^ Çallı Kavşa-
1
ğı'ndan başlâyıp.!
Pazârtesi
Pazan'nda SonîherCTi yürü-
yüşün ardmdan düzenlenen
mitingde konuşan ÖDP Ge-
nel Başkanı Uras, ışsizlikve
enflasyonun had safhaya u-
laştığını belirterek rejim kri-
zinin de hükümet krizine dö-
nüştüğünü öne sürdü.
BüfentEcevit ile CHP Ge-
nel Başkanı Deniz Baykal'ı,
biribirleriyle gereksız yere
inatlaşmakla suçlayan Uras,
her iki liderin de birbirleri
hakkında söylediklerinin
doğru olduğu görüşünü dile
getırdı. Uras. şöyle konuştu:
"Şeriata, emperyalizme,
faşizme karşı sol bir irade
kurmamız gerekiyor. Sol ira-
deyi topiumsal muhalefet
kuracak&r. ÖDP diğer siya-
si partilere 'hodn meydan'
di>T»r."
n it*in n î i t « l f Küçükyab'da yeniden düzenlenen bir parka "Şehit Annderi" adı v«rildi. Malte-
ı ı ^ ı ı ı p c t ı n . peBelediyesi tarafindan düzenlenen parkın açıh§ını, Şehit Anneleri pernegi Baş-
kanı Pakize Alp Akbaba, Maltepe Belediye Başkanı Bahti\ ar l \ anık ile Maltepe Kay makamı İ nal ()kyay yapü. Törende konu-
şan Akbaba, bu parkın şehit annelerinin manevi y uvası olduğunu belirtirken Maltepe Belediye Başkanı L yanık, toplumun şehit
annelerine sahip çıkOguiı \ urguladı. Kay makam Okyay ise parkın adına yaraşır bir biçinde konınması gerektiğini kaydetti. Öte
yandan Sultanahmet'teki il özd idare salonunda da, şehit olan öğrermen aileleri yaranna bir kermes düzenlendi. Kermes nede-
niyle Beyoğlu Olgunlaşma Enstirüsü tarafindan gerçekleştirilen defıleye, Erberk Ajansı'na bağlı çalışan mankenler katıldı.
İstanbui Barosu'ndan iki bakanhğa dava
KEREMILGAZ
İstanbui Barosu, Adalet ve
Içişleri Bakanlıklanna dava aç-
tı. Baro, Adalet Bakanlıgı Eği-
tim Dairesi Genelgesi ile "Ya-
kalama, Göz Al&na ve İfade Al-
ma Yönetmeliği'"nin bazı mad-
delerinin iptali ve yürütmenin
durdurulması istemiyle İstan-
bui İdare Mahkemesi Başkan-
lığı'na baş\-urdu. Adalet Ba-
kanlığı Müsteşar Yardımcısı
thsan Erbaş tarafindan cumhu-
riyet başsav cılıklanna, bölge
idare mahkemesi ve DGM
cumhuriyet başsavcılıklanna
gönderilen yazıda kararlann
verilmesinde "kullanılacakve-
ya kullaml mayacak temalann "
belirtilmesinin yargırun bağım-
sızlığını etkilediği kaydedildi.
İstanbui Barosu Başkanı Yû-
cel Sayman imzasıyla İstanbui
Nöbetçi İdare Mahkemesi'ne
verilen dilekçede. Eğitim Da-
iresi Başkanlığı'nm genelge-
sinde yargı işlevıyle ilgisiz bir
şekilde hâkim ve savcılar için
"kullandacak" veya "kullanıl-
ması sakıncalı" temalar belir-
lendiği anımsatıldı. Dilekçede,
"Bu yönde eğitim programlan
dûzenlenmesi ve bu eğitime ka-
tılıp katılrnadıklarının denet-
lenmesi, anayasal bir güvence
olan yargı bağınısızhğı ve hâ-
kimlik teminaü ile bağdaşma-
makta ve bu nedenle hukuka
ay kın düşmektedir" denıldı.
Dilekçede genelgeyle ilgili
şu görüşlere yer verildi:
"Andan eğitim progranunın
ve burada işlenen temalann. ile-
ride hâkiın ve savcılann denet-
• İstanbui Barosu, "Yakalama, Göz Altına ve İfade Alma
Yönetmeliği"nin bazı maddelerinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle
iptal edilmesi ve yürütmenin durdurulmasının istemi ile istanbui îdare
Mahkemesi Başkanlığı'na başvurdu.
lenmelerinde etkili olabileceği
gibi, ilerieme ve yükselmeleri ve
hatta gelecekteki mesleki bek-
lentileri yönünden de bir baskı
unsuru niteliği taşıdığı tartış-
masızdır." Baro dilekçesınde
söz konusu eğitim programının
iptalinin zorunlu olduğu savu-
nuldu.
Hâkimlerin karar verirken
dikkate alması istenen "Gizli"
ibareli genelgede "Kullanıla-
cak temalar" başlığı altında
şunlar yer alıyor: "Türkiye'de
halklar dcğiL halk «ırdır. O da
Türk halkıdır. Diktatöıiükler
dünyada birer birer çökmüş,
komünizm iflas etmiştir. Birtik,
berabertik, kardeşlik ve Türk-
lük ruhu esastır". Genelgede
"Kullanılması salancafa tema-
Çetin'den gazilere ziyaret TBMM Başkanı HikmetÇetin, yılbaşı ve ra-
mazan ayı öncesinde GATA'da tedavi gören
gazilere "geçmiş olsun" zharetinde buhmdu. TBMM Başkanı Çetin, PKKye karşı mücadelede
yaralanan gazileri ziyaret ederek armağanlar \erdi.GATA'da tç Hastahklar,Göz Hastalıklan, Plas-
tik Cerrahi ve Rehabüitasyon böiümlerini gezen Çetin, gazilerle tek tek ilgilendl Çetin, şunları
söyledi: "Terör örgütünün neler yaptığını dünyanın da gdrmesi lazını. Böylesine bir örgöte ve ör-
gütün başına hâlâ siyasi kimlik kazandırnıay a çalışan düny anın, özellikle Batılı dostlanmızm bu
konoyu bir kere daha anlamalan gerekir. tnsan haİdannın en önemlisi, yaşama hakkidır."
lar" ise "Türkiye'de başka
halklar olduğu ve bu halklann
kendi dil ve kflltûıierini yaşat-
ması gerektiği gibi flkirler"
"Devrün, kirli savaş. özgüriük,
halklann kardeşliğu etnikyapı,
federe deviet, emekçi hakkı,
emeğin sömürülmesi, işçi bay-
ramı, herkese eşit iş ve kazanç
gibi deyimleı;''
İstanbui Barosu'nun verdiği
diğer dilekçede ise Adalet ve
tçişleri Bakanlıgı tarafindan çı-
kanlan "Yakalama, Göz Altına
Alma ve İfade Alma Yönetme-
liği
r
'nin Türkiye'nin taraf oldu-
ğu uluslarüstü sözleşmelere ve
hukuka aykın hükümler taşıdı-
ğı belirtildi. Yönetmeliğin 4.
maddesinin 9. fıkrasında, C-
MUK ve Polis Vazife Selahiyet
Kanunu'nda yeri olmayan ve
tammlanmayan "ŞüpheH" adı
altında yeni bir tanımlama ge-
tiriliyor.
Yönetmelikte "Şüpheli''nin
tanımı şöyle: "Haklandahazır-
lık soruşturması yapılan veya
hazııiık soruşturması açılma-
dan kolluk kuvAetlerinin araş-
brmaya konu olan kimh'ğini bir
belge ile veya kolluk kuvvetle-
rince tanuımış veya güvenilir Id-
şilerin tanıküğı ile ispat edeme-
yen veya gösterdikteri belgeterin
doğruluğundan şüphe edilenler
ile hakkında suç işlediğine iliş-
kin basit şüphe bulunan kişiler."
Aynca genelgede DGM kap-
samına giren suçlarda sanık du-
rumunda olanlann avukat tut-
ma haklannın bulunmamasınm
da Avrupa İnsan Haklan Söz-
leşmesi'ne aykın olduğu bildi-
rildi.
si 'nin izleyicileri tarafindan motorlann çı-
kardığı seste, insanın kalp atışında zikir
anlamı aranması gibi çabalara dönüştürül-
müştür. Nursi'nin kendisine göre de kedi
miyavlamalan "Ya Rahim, Ya Rahim, Ya
Rahim''dir.
- Nursi, yaşamı boyunca kadmlardan
kaçtığını lslamiyetin gerekli saydığı birba-
şan gibi anlattı. Bu konuda "Evlenmek
adeoniterkettim ki, çokharamlaragüme-
yeyim" demiştır.
- FethuUah Gulen, Nurculuğun günü-
müzdeki en önemli temsilcilerinden biri-
dir. Aczmendiler ve Yeni Asya grubu da
kendilerini Nursi'nin temsilcileri olarak
tanıtmaktadır. Ancak Fethullahçılar, en
güçlü topluluktur. Kazandıklan enternas-
yonal kimlik ve taşıdıklan ılımlı lslam mis-
yonu adı altında daha etkindirler. Gülen'e
göre Said Nursi, çağının bir numaralı in-
sanıdır. Gülen, Risale-i Nurlan da Ku-
ran'ın malı saymaktadır.
- Gülen'in yaşamında rüyalann önemli
yeri vardır. Bir rüyasında, peygamber dört
halifesiyle Gülen'in köyûnü ziyaret etmiş-
tir. Sürekli olarak, peygamberin kendisiy-
le meşgul olduğuna ilişkin rüyalar anlat-
maktadır.
- Gülen, zina yapan kadınlann taşlana-
rak öldürülmesinı lslam 'ın kabul edilme-
si zorunlu bir kuralı saymak-
tadır. Gülen, türban için de
"Günümüz dünyası ondaki
hikmet harikasuu kimbüir ne
kadar sonra idrak edecek"
demiş ve onu eşya fetişizmi-
nin nesnesi haline getinniştir.
Gülen, kadın elinin de sıkıl-
mamasını savunmuştur.
- Gülen, akli ve felsefi ça-
lışmalarda bulunanlann ma-
nevi anlamda kalp hastalığı-
na yakalandığını da öne sür-
müştür. Gülen'e göre cenne-
te "Ük defa alimler, vaizlerya
da hocalar değü, hak ve haid-
kati neşr uğruna ve canını
hak yolunda bezJeden esnaf,
rüccar gtrecektir" Kimsenin
kendini cennetin rezervasyon
görevlisi ilan etmeye hakkı
olmadiğına göre, Gülen bu
sınıflamayı neye göre yap-
maktadır?
- Gülen K*âbe'de Harem
bölümünde 15 gün kahrken
kendisini tek bir sineğin bile
sokmadığını beliröniştir. Oy-
sa aynı sinekler 12 Mart ha-
pıshanesinde farklı birtutum
sergilemiştir. Gülen, hapisha-
nede kalırken "Süıekler- Ah
onlardan öyle rahatsızdık ki,
pencereyi kapasan boğuhı-
vorsun, açsan onlann isöTası-
na ufruyorsun" diye yakın-
maktadır.
- Kâbe'de sabah namazın-
da ikinci mahfile çıkıyor.
Kendisine şeytanın seslendi-
ğıni duyuyor. Şeytan "Hele
buradan aşagı bir kendini at"
diyor. Gülen itiraz ediyor,
Şeytan başaramıyor, Gülen
kendisini aşağı atmıyor.
- Gülen, fslamın özgün ve
geçerli kaynaklannda bulun-
mayan pek çok kural icat et-
miştir. fslam'da kime şehit
denileceği bellidir. Gülen bu-
na bir ilave yapıyor ve diyor
ki:" \IDS virüsü, gayrimeşnı
yollar dışuıda kaza ile kan
nakli gibi indirekt yoüardan
bulaşmışsa v« insan da bun-
dan ölürse şehit olur." Gü-
len'e göre kahkaha bir küfur
sıfatıdır. Mümin tebessüm
eder, kahkaha atmaz.
- Gülen'e göre. Osman-
lı'nm yıkılışmı "Cennetme-
kân Sultan 2. Abdülhamid
geciktirmiştir.'' Gülen, aynı
zamanda "Yalan söyieyen ta-
rihe kanıp Vahdettin vatan
haini ilan edümemeHdh-" de-
mektedir.
- Gülen cemaatinde cum-
huriyet "kefere düzeni", Ata-
türk "deccaktir" (Ahiret za-
manında ortaya çıkacağına
inanılan fıtne ve fesadm ba-
şı). Atatürk dönemini boş dö-
nemler olarak gördüğünü
kendisine özgü ifade taran-
dan çıkarabiliyonız. Gülen'e
göre ülkemizin geçmişinde
"Hiç kimsenin dini hakikat-
leradına bir şey söyiemeyt ce-
saret edemediğJ en kâbuslu
dönemler yaşanmıştr." İleri
sürmektedir ki "O dönemler
Kuran öğrenmenin ve öğret-
menin yasak olduğu dönem-
lerdir''"
- Cumhuriyet ve Kema-
lizm, önemli bir sınavla kar-
şı karşıya. Fethullahçı eğitim
kurumlannın yaygınlaşması.
Gülen'in Papa ile buluşturui-
ması, bu çabanın parçalan-
dır. Nursi'nin risaleleri Batı
dillerine çevrilmekte, incele-
me konusu yapılmaktadır
Ömeğin Kaliforniya'nın E'
Cerrito kentinde bu amac<
yönelik araştırma kurumlar
oluşturulmaktadır.