Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 OCAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
1111 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ
Uluslararası fikir projesi yarışması 18 Mart 1998 tarihinde sona eriyor...
Gelibolu Diinya Barış Parla..."_analar. gözyaşlannızı dindirin. Eviat-
lannız bizim bağnmızdadır. Onlar, bu top-
rakta canlannı verdikten sonra aruk bizim
evlaüannuz olmuşlardır™"
Atatürk. 1934 yılındaki söylev inde bun-
lan düe getirirken, kendi yaşammda da
çok önemli bir kesit oluşturan Gelibolu
Savaşlan'nın üzennden henüz 20 yıl bıle
geçmemişti. Günümüzde ise yüzyılın bu
ilk büyük '>Tirt savunması' sanki artık ta-
rihin derinliklerindeki bir "efsane" gibi...
Aradan geçen 80 yılı aşkın sürede, Ça-
nakkale'de ölenlerin halkJarı ve yakınlan
o "akılalmazdüşmanhğı" çoktan unutup dost
oldular ve kucaklaştılar.
1915Xe sekız ay süren kara ve deniz çar-
pışmalanna katılan bir milyona yakın as-
kerin yansı ya kaybolmuş. ya yaralanmış.
ya sakatlanmış ya da ölmüştü...
Böylesi bir trajedinin ardından yarala-
nn sanlması, hele yakınlanndan ve 'can-
lanndan' olan insanlann zaman içinde bir-
birlerine duygu bağlanyla sanlmalan.. baş-
langıçta belki hayal bile edılemezdi.
Ama, Gelibolu'daki savaşın sonradan
akla geldikçe ınsanı daha bırderin 'insan-
hkduyguianna' sürükleyen o ınanılmaz anı-
lan, hıç kuşkusuz bugünkü 'Dünya Banş
Parkı' düşüncesine dek ulaşan. tanhe ge-
çecek bir dostluk sürecınin de sanki 'baş-
langıcı' gibiydiler. Nitekim. Proje Yanşma-
sı için hazırlanan geniş kapsamlı katalo-
ğun önsözünde. Orman Bakanı Ersin Ta-
ranoğlu da bu 'savaş içindeki banşçıl anı-
lan' şöyle anımsatıyor:
"Savaş tarihçileri. askerlerin yortularda
ve dini bayramlarda hiçbir görüşme yap-
madan kendi içgüdüleri ile savaşa ara ver-
diklerini. çıkarma sırasında yaşamlannı
yitirenlerin cesetleri toptanırken asla ateş
etmediklerini vazar. Askerierin birbirieri-
nin konuşmalannı duj dukian siperlerden
değiştirdikkri çikolata, konserv eve sarma
Tiirktütünü sigaralar, savaşa karşın kuru-
lan dostluklann bir göstergesi olarak tari-
be mal olmuş sahnekrden biridir."
'Fıkir babası' Demirel
Orman Bakanlığı Millı Parklar ve Av-
Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü tarafından
18Mart 199Tdeön duyurusu yapılarak baş-
latılan 'Gelibolu Yanmadası Barış Parkı
Uluslararası Fikir ve Tasanm Yanşması'
daha önce 1994 yılının Temmuz ayında Ge-
libolu Yanmadası Tarihi MUB Parkı'nda çı-
kan büyük 'orman vangınının ardından1
gündeme gelmıştı.
Milli Park'ın Anburnu-Conkbayın (An-
zak) kesımınde4 bın hektan aşkın bir agaç-
landınlmış alanı tahnp eden bu yangın,
orada bulunan Türk, İngiliz. Avustralya ve
Yeni Zeianda savaş mezarlannın ve anıt-
lanrun birlikte oluşturduklan 'ortak duy-
guiar' üzennde de denn sarsıntılara yol
açmıştı...
Yangından sonra geniş bir katılım ve
dayanışma kampanyasıyla başlatılan ağaç-
landırma çal ışmaları sırasında 'parlan ye-
niden düzenlenmesine' karar venldı. Özel-
likle böylesi bir tanhı alana yapılacak 'pey-
zaj mudahaleierinin" de yüksek düzeyde
bir 'özen' ve güçlü bir 'anlam derinligj' ta-
şıması gerektığı. hemen herkes ıçın genel
bir beklentı halıne gelmiştı...
Işte böy lesı bir ortamda Cumhurbaşka-
nı Süleyman Demirel tarafından bızzat öne
sürülen 'Gelibolu Yanmadası Tarihi Milli
Parkı'nın dünya banşına adanması' dü-
şüncesı kısa zamanda coşkulu bir 'banş pro-
jesi'' hazırlığına dönüşerek Türkıye'nın ev-
rensel saygınlığına da güçlü katkılar yapa-
cak bir 'uluslararası yanşmamn' gerçek-
leşmesine yol açtı...
Ulusiararası MimariarBirfiği'nin (UIA)
öngördüğü kurallar ıçerısınde ve yıne
UIA'nın gözetımi altında başlatılan yanş-
Celiboiu Yanmadası"nda An/ak kovundaki şehitliği ziyaret eden Yeni Zelandalı bir gmp "flüt" eşliğinde banş duası
yapıyor... (iistte) Gelibolu Tarihi .Milli Parkı'nda 1915'ten kalma siperler, yeni düzenlemejle birlikte artık "banşı"
koruyacaklar...(altta)(Fotoğraflar: OKTAY EK.İNCİ)
• "Bu parkta, anlayamadığımız,
ancak hissedebildiğimiz bir şeyler
uğruna savaşarak gençliklerini
kaybedenleri hatırlar ve hayranlık
duyanz; fakat aynı zamanda asker,
sivil ayırt etmeksizin herkesi vuran
savaşın barbarlığını da hatırlanz (...)
'Banş Parkı Yanşmasr, savaşın
alternatiflerinin düşlenebileceği ve
özendirileceği bir sahne yaratmak
üzere yeni yüzyılı bekliyor..."
Proje hedefleri ve seçici kurulGefibohı Vanmadası Banş
Parkı Uluslararası Fikir ve
TasarunYanşması'nın şartna-
mesinde; "Gelibolu muhare-
beterinin. savaşın eşi görûi-
medikbirkültürelve tophım-
sal olaya dönüştüğü tek ör-
nek" olduğu vurgulanarak,
bu savaş sırasında tutulmuş
"günlüklerin" cephede yazıl-
mış "şfirterüT ve "mektup-
tann", çizimlerden ve tablo-
lardan oluşturulan "kolekst-
yontann"ve savaşan askerier
arasındaki "hasmla kurulan
arkadaşlıklann-." en gene-
linde4
*banş' için açık birda-
vet olarak görülmesi isteni-
yor...
Bu anlam içerisînde yanş-
macılardan beklenen çalış-
malann ise aşağıda özetlenen
6 ana sorunsala hitap etmesi
gerekiyor:
/-u
Doğaldegerierin"ko-
runması ve saglıkJılaştınlma-
sı.
2- "Arkeok)jikıniras''böl-
gelerinin korunması ve daha
iyi sergilenmesı.
i- «Tarihi bötgeleriıı'' ve
"muharebe alanknıun" ko-
runması, yeniden değerlen-
dirilmesi ve daha iyi sergi-
lenmesi.
4- "Bölge sakinterinin"
parkla bütünleştirilmesi, et-
kinlikkrin ve senaryolann ye-
niden örgütlenmesi.
5- Parkm ve "yönetiminkr
iyileştirihnesi.
6- Park kimliğinin yeniden
değerlendirilmesi ve "yeri bir
kmük" (Banş Parkı)yaratıl-
ması...
UhıslararaHJuri
Yanşmaya gelecek projeler,
ODTÜ'deki büro ve ilgili ba-
kanlık temsilcilerinin yanı sı-
ra Mimariar. Planalar ve Pey-
zaj Mimarlan odaianndanda
uzmanlann yer aldığı bir *İek-
nik komite" tarafından ince-
lendikten sonra komite rapor-
lanyla birliktejiiriye sunula-
cak.
Uksbrarası MimanarBir-
fiği (UIA) kurallan içinde ve
UIA onayıyla oluşturulanjü-
ride ise şu üyeler bulunuyor
Ahmet Güİgönen (mimar-
Fransa/UIA Tems.) Dogan
Kuban (mimar-Türkiye)
Glenn Murcutt (mimar-
Avustratya) HahıkAlatan<mı-
mar/plancı-Türkıye) lgnasi
deS.M.Rubk>(mimar-Ispan-
ya) Robert Riley (peyzajcı-
ABD) Ton> Hatkins(mimar-
Yeni Zeianda). Gartan Sien
(mimar-Mauritu&yedek) 7i-
vaTanafa (mimar-Türkiye/'ye-
dek). Danışmanlar: Nezihi
Çakar,Metin Sözen.Cemalet-
tin Taşkıran, Zekai Bayou.
mada. Türkıye'den 3 üyenin bulunduğu 9
kişılık uluslararası bir jüri görev yapıyor.
Jüri çalışmalannda yanşmacılann yönelt-
tıklen sorulan yanıtlanması aşaması da
bugünlerde tamamlanmış durumda. Ya-
rışma takvimine göre projelerin teslim
edılmesı için tanınan süre 18 Mart 1998'de
sona erecek. Jüri değerlendirmesi Nisan
(1998) ayında yapılacak ve 25Nisan 1998'de
de sonuçlar ılan edilerek. yanşmaya katı-
lan projeler Mayıs (1998) sonuna dek bir
ay süreyle sergılenecek...
Şimdiden şu söylenebilirki, 20. yüzyıl
siyaset tarihimizde 'baba' kımliğiyle-ye-
rini alan Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel, böylesi bir sergide somutlanacak 'sa-
vaşa karşı banş' projelerinin de aynı anda
'fikir babasT olarak bu yüzyılın mimarlık
ve ev rensel kültür tarihine hem kendisinin
hem de Türkıve"nın adını >azdınyor.
'Mffli Park'ın bartşaadanmasının' ne an-
lama geldigi ise >arışnıa şartnamesinde
şöyleözetlenıyor "Füdrvetasanmyanş-
ması, Gelibolu Yanmadası Tarihi Milli Par-
kı'nı. önümüzdeki bin yıla insanlar ve in-
san-doğa arasında banşın her anlam ve
bovutta düşünüldüğü. duyumsandığı ve
yaşandığı bir çe\re olarak hazırlamak is-
temektedir-"
Doğa, tarih ve banş».
Aslına bakılırsa. yanşma henüz sonuç-
lanmadan bıle yine hem Türkiye'nın hem
de banşa susamış bütün bir ınsanlığın el-
de ettiğı çok büyük bir 'kazanım' var. O
da. aynı yanşma için Prof. Dr. Raci Badem-
li başkanlığında ODTÜ'de oluşturulan
ofıste geliştinlen 'anlamlı şartname' ve
buna ait tanıtım kıtaplannda sergılenen ta-
nımlar, görüşler ve dokümanlar...
Orman Bakanlığı'nın ve yine bu yanş-
ma için oluşturulan Bakanbklar Arası Ku-
nıl'un desteklerinin yanı sıra, Milli Güven-
lık Kurulu. Mimariar Odası, Şehir Plancı-
lan Odası, ArkeologlarDemeğı... gıbi res-
mi ve sivil ilgili tüm kurumlann da katkj
ve değerlendirmelerini alarak yoğun bir ça-
lışma içinde hazırlıklannı sürdüren Prof.
Dr. Racı Bademli ve arkadaşlan, Gelibo-
lu ve Çanakkale bölgesindeki 'tümtarih-
sel ve doğal değerieri' her türlü aynntıla-
nyla belgeleyerek eşsiz bir kültür hizme-
ti yaptılar. Sekiz ay gibi kısa bir sürede ko-
tanlan bu zengın belgelemeyi yanşma şart-
namesiyle birlikte kıtap haline getirip ya-
nşmacılara sunarken aynı tarihsel ve do-
ğal zenginliğin 'banş düşüncesine katia-
suıı' da şöyle tanımladılar:
"Milli Park. kişide banşçıl duygular
uyandıran,ortak manevi birüktelikler, du-
yarbhklar yaratan doğal \m ve nitdiklere
sahiptir. Tescil ediuniş kültürel miras kap-
samında ise 15. \üz>U askeri mimarlık ve
anıt örnekleri de (kaleler) bulunmakta; I.
Dtin>aSa^aşı'nintaşınmazkalıntılan(ba-
Oklar. toplar. sa\aş alanlan ve siperler, şe-
hidikkr, kale \e zindanlar) diğer ilginç ta-
şınır malzeme ile bütünleşmektedir. Do-
ğal, kültürel ve tarihi miras, insanlık adına
korunmalı ve banş fıkrini güçlendirmek
amacıyla bunlan bütünleştiren senaryo-
larda kullanılabilmelidir-."
Yanşma Ofısi'nın 2 cilt olarak Türkçe
ve lngılızce açıklamalarla hazırladığı şart-
name ve tanıtım kıtaplannda bölgenin coğ-
rafya ve kültür tarihının yanı sıra 1915'te-
ki savaşlann hemen tüm bilgi, belge ve
haritalan da yer alıyor. Çanakkale Boğa-
a 'nın Helenistik, Roma, Bizans\ e Osman-
fa dönemlerinden bu yana gelen 'stratejik
konumunun' aynı tarih içinde ne denlı 'sa-
vaşçıl özlemlere' sahne olduğu da anlatılan
kitaplarda, ınsanlığın anık 21. yüzyıldaki
ortak özleminın 'banş' olduğu vurgula-
narak, Gelıbolu Milli Parkfnın'bu evren-
sel coşkuyu en iyi yaşatabUecek yer oldu-
ğu' da şöyle yorumlanıyor:
"Bu parkta. anlayamadığımız, ancak
hissedebildiğimi/ bir şey ler uğruna savaşa-
rak gençliklerini kaybedenleri hatırlar ve
hayranlık duvan/: fakat ay nı /amanda as-
ker, siv il ay ırt etmeksi/jn herkesi vuran sa-
vaşın barbarüğını da hatııianz. (_) Böyle-
si dramatik alanda savaş trajedisi uluslar
üstü bir banşı esinlemelidir. Banş Parkı
Yanşması. savaşın alternatiflerinin düşle-
nebiieceği veö«'ndirileceği bir sahne yarat-
mak üzere yeni yiinılı bcklemektedir...r>
Işte bütün bu düşünceler ve vurgulama-
lar. daha yanşma ılan edilirken bile Geli-
bolu Banş Parkı Projesi'nın bir büyük 'uy-
gariık kazanımına' dönüşmesine önderlik
ediyor.
Böy lesıne msancıl v e çağdaş v aklaşım-
lan 'projeye dönüşturmek üzere' kolları-
nı sıvayan dünya mımarlan ve tasarımcı-
lan da sadece Gelıbolu'ya ve Türkive'ye
değil, tüm yeryüzünün geleceğine ışık tu-
tacak bir fikn Milli Park'ta ölümsüz kıla-
bilmenin coşkusu içinde olmalılar...
AfifeJaleSahnesi27Mart'ta açüıyor
Kültür Servisi - Devlet Tiyatrolan
Opera ve Balesi Çalışanlan Yardım-
laşma Vakfı'nın (TOBAV) tamamlan-
masını üstlendiğı Afıfe Jale Sahnesi. 27
Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde açı-
lıyor. TOBAV'm Beşiktaş Belediye-
si'nin ihalesine katılarak uzun süreli
kiraladığı tiyatronun yapımmda bütün
Türkiyeli sanatseverlerin ortak edilme-
si amaçlanmıştı.
Bu nedenle salonun koltuklarının
üzerinde 100 milyon lira bağışta bulu-
nan sanatseverlerin isimlerine yer ve-
rilecek. Sahne tamamlanmak üzerey-
ken TOBAV'ın sıkışması üzerine De-
nizbank sponsor olarak devreye gire-
rek sahnenm inşaatına destek sağladı
Salonun ışık ve ses tesısatlan Deniz-
bank'ın desteğiyle tamamlanacak. Bu
nedenle TOBAV Başkanı Tamer Levent
Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay
ve Denizbank Genel Müdürü Hakan
Ateş önceki gün bir araya gelerek Afı-
fe Jale Sahnesf nin tamamlanmasıyla
ilgili olarak bir basın toplantısı düzen-
lediler.
Penizbank'tan destek
Tamer Levent, Ankara'nın sadece
Türkiye'nın değıl. Ortadoğu ve Bal-
kanlar'ın başkenti olduğuna değindı-
gi konuşmasında. başkentimizin henüz
dünya çapında bir kültür merkezine ka-
vuşamamış olmasından yakındı ve TO-
BAV olarak en önemli amaçlannın ül-
keyi nitelikli mekânlara kavuşturmak
olduğunu belirtti. Levent aynca Afife
Jale Sahnesı'nı gösten sanatlan izlene-
bilır bir mekâna dönüştürürken bütün
Basın toplanüsına Hakan Ateş, Tamer Levent vc Ayfer Atay katıldılar
CumhunyetTürkıyesi'nı savunan laık.
demokratık Türk insanına örnek teşkil
etmeyi amaçladıklarını söyledi. Ko-
nuşmasında 'Blood Sweat and Tears'
(Kan Ter ve Gözyaşı) adını taşıyan gru-
ba değinen Levent. bu ışleri kan ter ve
gözyaşıyla yaptıklan için grup bu adı
almasaydı kendilerinin bu adı kullana-
bileceklerini belirtti. Tamer Levent. sa-
lona Afife Jale'nin adını \ererek Türk
tıyatrosunun ev rensel boyutlar kazan-
masında büyük önem taşıyan ve sah-
neye çıkan ılk Müslüman kadm olan bu
sanatçının adını yaşatmayı amaçladık-
larını belirtti. Levent. son olarak her
mahallede bir sahne olmasını ve insan-
lann bu mekânlarda kendileriyle yüz-
leşmelerinı ıstediklerini belirtti.
Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer
Atay ise konuşmasında 2500 yıllık bir
geçmişe sahip Beşikta$"ın bugün tari-
hi yapısı. otelleri. iş merkezleri. üniver-
sitelen ile büyük önem taşımasına kar-
şın görev e geldıkleri dönemde kültür
merkezleri. sınema ve tıyatro salonla-
n açısıdan oldukça fakır olduğuna, bu
nedenle Akatlar Kültür Merkezı. Beşik-
taş Kültür Merkezi, Fenye Kültür Mer-
kezı gibi mekânlan destekleyerek bu ek-
siklığigıdermeyeçalıştıklarına.değin-
di. Atay. aynca 27 Mart"ta izleyiciyle
buluşacak olan salon nedeniv le duyduk-
lan mutluluğu dile getırdı.
Hakan Ateş'in geçen yıl 22 Ağus-
tosta kurulan genç bir kuruluş olan
Denizbank'ın rotasını Afife Jale Sah-
nesi'nin sloganı olan 'Sanata Evet' ola-
rak belirledığini açıkladığı toplantıya
Eşref Denizhan ve Macide Tanır gıbı
ısımlerde katıldı.
Polar Müzik Ödülü
Shankar ile Charles'ın
STOCKHOLM (Cumhuriyet) - Dünyanın
en bü\ ük v e en say gın müzık ödüllerinden "Po-
lar Music Prize" (Polar Müzik Ödülü) bu yıl
Hintli Ra\i Shankar ile Amerikah Ray Char-
les'a verıldi. Ödül tutarı olan bırer milyon kron
(26 mil\ar lıra) her ıki sanatçıya 12 Mayıs'ta
Stockholm'de yapılacak törenle verilecek.
Hıntlı müzısyen Ravı Shankar. gerek ıcracı
olarak gerek de araştırmacı olarak Hint müzi-
ğıne katkısından ve Doğu ile Batı arasında mü-
zıksel bir köprü kurmasından dolayı ödüle la-
yık görüldü. Rav i Shankar, Beatles'ın ünlü gi-
tarcısı George Harrison'a gitarçalmayı öğret-
mıştı. Sanatçının kısa bir süre önce çıkan CD
albümü "Chantsof India" büyük ilgi görmüş-
tü.
Amerıkalı piyanist, besteci ve soul müziğin
efsanev i adı Rav Charles ise "Pop müziğinde
çeşitli nesillere volgösterici vestil verici çabşma-
lanndan ötürii" ödüle layık görüldü. 6 yaşın-
dan beri körolan Ray Charles. "H'hatDidlSay''
ve "Unchain My Heart" gibi parçalanyla ün-
lenmış ve 1985'te dünya galası için besteledi-
ğı "VMe're VVorld" ısimli bestesiyle genç nesil-
lerin de seveisını kazanmıştı.
Polar Müzık Ödülü. 1989 yılında ABBA'nın
kurucusu Stikkan Andersson'un 42 milyon
kronu aynı adı taşıyan \akfa hibe etmesiyle
oluşturuldu. Ödül. Isveç Kraliyet Müzik Aka-
demisı'vie birlikte oluşturulan bırjüri tarafın-
dan verilıyor. Kışılere. gruplara ve kurumlara
venlen ödül için en önemli ölçüt. müzık dün-
yasında yeni bir aşamaya yol açmış olmak
bıçımınde tanımlanıyor. Polar Müzik Ödülü'nü
geçen yıl Eric Ericsson ve Bruce Springsteen
almıştı.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Bir Üniversitenin Kırk Yılı...
EskişehirAnadolu Üniversitesi, girdiğımiz 1998
yılında, kuruluşunun kırkıncı yıldönümünü kutlu-
.yor. Zaman denilen o uçsuz bucaksız akış içer-
sinde ancak bir damla sayılabilecek kırk yıl, bir
kuruluştan bir kurumlaşmaya uzanan süreç söz
konusu olduğunda önemli bir sınav niteliğini ka-
zanabilir.
Öte yandan yine kırk yıllık bir süre, belli bir ge-
leneğin kurulabilmesi bağlamında göze ilk bakış-
ta kısa görünebilir. Ama bir geleneğin oluşması
açısından önemli olan, belli bir geçmişin uzunlu-
ğu ya da kısalığından çok, o geçmişin hangi uy-
gulamaları içerdiği, bu geçmiş boyunca bir kuru-
mun ızlediği çizginin yükselen bir çizgi olup ol-
madığıdır.
Anadolu Üniversrtesi, bugün aradan geçen za-
manı çok iyi değerlendirmeyi başarmış, bu zaman
içersinde kaçınılmaz savaşımlann üstesinden ge-
lebilmiş bir kurum kimliğiyle yeni bir yıldönümü-
ne adım atıyot
Kimi kurumlann, bulunduklart yöre bağlamın-
da, daha en başta gelenekle yüklü bir havayı so-
lumak gibi bir ayrıcalıkları vardır. Anadolu Üniver-
sitesi de gözlerini yaşama böyle bir atmosferde
açma ayrıcalığına sahip oldu. Eskişehir ve yöre-
sinin geçmişi, hep yen/ başlangıçlann geleneğiy-
le dolu bir geçmiştir. Kayı aşiretinin bir dünya im-
paratorluğuna, Osmanlı imparatorluğu'na uza-
nan yolu, bu yörede başlar. Milli Mücadele'nin ka-
derini belirleyen kimi savaşlar da bu yörenin top-
raklarında verilmiştir.
Bundan kırk yıl önce yola bir akademiyle çıkan
Anadolu Üniversitesi'nin ifade ettiği anlamı biraz
da bulunduğu yöreye göre değerlendirmek, bu
anlamın tam olarak kavranabilmesi bakımından
yararlı olur.
Biçimsel açıdan bakıldığında Anadolu Üniver-
sitesi de tıpkı öteki üniversitelerimiz gibi, yasal çer-
çevede oluşturulmuş bir yükseköğretim kurumu-
dur. Ama buna hemen eklenmesi gereken bir
başka nokta daha vardır: Anadolu Üniversitesi,
aynı zamanda büyük bir düşün, eşine az rastla-
nır bir irade gücüyte gerçekleşmesi demektir. Bu
öylesine gerçeğe dönüştürülebilmiş bir düştür ki,
bugün üniversitenin geçmişini o düşün sahibinin
kişisel yaşamından ve kaderinden ayrı düşüne-
bilmek, neredeyse olanaksızdır. Ve yine bu, öy-
lesine büyük bir düştür ki, ülkemızde her büyük
düşün sahibi gibi onun sahibi de türlü kadirbit-
mezliklerin hedefi olduktan sonra da sözü edilen
düşün gücü, Anadolu Üniversitesi'nin can da-
marlanndan olmayı sürdürmüştür.
Bu düşü kuran ve gerçekleştiren insan, Ana-
dolu Üniversitesi'nin bundan dört yıl öncesine
kadar, uzun yıllar boyunca rektörlüğünü yapmış
olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'dir. Ve bugün
bu üniversiteyi onun adından ayrı tutmamak, bir
putlaştırma değil, ama canlı bir organizmanın
gerçek kimliğini saptama anlamını taşır.
Anadolu Üniversitesi kırkıncı yılına yeni bir rek-
tör ve yeni bir yönetimle başladı. Üniversitedeki
Güzel Sanatlar Fakültesi'nin kuruluşundan baş-
layarak on yıl süreyle dekanlığını yapan ve kısa
sayılabilecek bu sürede bu kurumu, Türkiye'nin
önde gelen sanat eğitimi kurumları arasına sok-
mayı başaran Prof. Dr. Engin Ataç, yılbaşından
önce yapılan seçimde oyların büyük çoğunluğu-
nu alarak rektörlük görevine başladı.
Anadolu Üniversitesi kırkıncı yaş gününü 'ev-
rensel eğitimde kırk yıl' sloganıyla, çeşitli etkin-
liklerle kutlayacak. Bir bütün olarak bu etkinlik-
lerin yönelimi, hiç kuşkusuz üniversitenin bundan
sonraki hedeflerinın de sözcülüğünü yapacak.
Artık iki bin yılının eşiğine vardığımız şu günler-
de, yalnız Anadolu Üniversitesi için değil, fakat
ülkemizde 'üniversite' nitelendirmesini gerçekten
hak etmek isteyen her yükseköğretim kurumu
için birincil hedef, ancak bilime bugüne kadar ol-
duğundan çok daha büyük bir kararlılıkla ve dü-
zeyle yönelmek olabilir. Bugünün dünyasında,
bütün gücünü bilgi üretımini en üst düzeye çı-
karma hedefine adamayan kurumlann kendileri-
ni 'üniversite' diye adlandırmalan önem taşıma-
maktadır.
Anadolu Üniversitesi, artıları eksilerine oranla
çok daha ağır basan, parlak bir geçmişi çıkış
noktası alabilme gibi bir şansa sahiptir; gelecek
kırk yılın hesabının çıkartılmasında bu şansın na-
sıl değertendirildiği, hiç kuşkusuz belirleyici bir so-
ru olacaktır...
Gitarist Carl Perkins öldü
• Kültür Servisi - Amenkalı gıtanst Carl Perkins 65
yaşında Tennessee eyaletinde öldü. Hastane
yetkililen yaklaşık 5 hafta önce kalp knzi geçıren
Perkins'in buna bağlı bazı komplikasyonlar sonucu
yaşamını yitirdiğini söyiedıler.
Tennessee'de 9 Nisan 1932'de dünyaya gelen
Perkins rock n'roll'un öncülennden biri
olarak kabul ediliyordu. Şarkıcı ve kompozitör
Perkıns. özellikle 1955 yılında bestelediği ve Elvis
Presley tarafından da seslendirilen Blue Suede
Shoes' adlı yapıtıyla adını duyurmuştu.
50'li ytllarda Chuck Berry ile çıktığı bir turnede
Beatles ile tanıştı ve grubun 'Honey Don't".
'Everybody s trying to be my baby" ve
*Matchbox" isımlı şarkılanna ımza attı.
60"lı yıllarda alkolün de etkisiyle kariyerinde bir
durgunluk dönemi yaşayan Perkins, 70 ve 80'li
yıllarda country müzik ile yeniden gündeme geldi.
Bu dönemde oğullan Stan ve Greg ile bireok
turneye çıktı.
Batu'nun sengisi Amerika'da
• Kültür Servisi - Suzan Batu. yedinci kişisel
sergisıni Amerika'da açtı. 1979'dan ben Ameri'kada
yaşayan Batu'nun ellinin üzerindeki yapıtı, 21
Şubat'a dek Nevv York Jeffrey CoploffGalerisi'nde
sergilenecek. Batu yapıtlannda yaşadığımız tüketim
toplumunun simgelen olan grafik. reklam, karton
anlayışı, pop. kitsch gibi unsurlan kullanıyor.
BUGUN
Ravi Shankar
• İFSAKta saat 19.30'da 'Stok Fotoğrafçüık'
konulu saydam gösterisi ve söyleşi izlenebilir.
• AKSANAT'ta saat 12.30'da laser-dıscten 'Julio
Iglesias' konseri ve Sanat Tarihi Derneği Etkinlikleri
kapsamında saat 18.30'da Prof. Dr. Oluş Ank'ın
konuşmacı olarak katıldığı "Orta Asya'da Mimarlık
ve Türk Sanatı Gezüeri" başlıklı söyleşi izlenebilir.
• AKM'de saat 20.00'de G. Verdi'nin 'Nabucco'
operası izlenebilir.