25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 OCAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 1111 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Uluslararası fikir projesi yarışması 18 Mart 1998 tarihinde sona eriyor... Gelibolu Diinya Barış Parla..."_analar. gözyaşlannızı dindirin. Eviat- lannız bizim bağnmızdadır. Onlar, bu top- rakta canlannı verdikten sonra aruk bizim evlaüannuz olmuşlardır™" Atatürk. 1934 yılındaki söylev inde bun- lan düe getirirken, kendi yaşammda da çok önemli bir kesit oluşturan Gelibolu Savaşlan'nın üzennden henüz 20 yıl bıle geçmemişti. Günümüzde ise yüzyılın bu ilk büyük '>Tirt savunması' sanki artık ta- rihin derinliklerindeki bir "efsane" gibi... Aradan geçen 80 yılı aşkın sürede, Ça- nakkale'de ölenlerin halkJarı ve yakınlan o "akılalmazdüşmanhğı" çoktan unutup dost oldular ve kucaklaştılar. 1915Xe sekız ay süren kara ve deniz çar- pışmalanna katılan bir milyona yakın as- kerin yansı ya kaybolmuş. ya yaralanmış. ya sakatlanmış ya da ölmüştü... Böylesi bir trajedinin ardından yarala- nn sanlması, hele yakınlanndan ve 'can- lanndan' olan insanlann zaman içinde bir- birlerine duygu bağlanyla sanlmalan.. baş- langıçta belki hayal bile edılemezdi. Ama, Gelibolu'daki savaşın sonradan akla geldikçe ınsanı daha bırderin 'insan- hkduyguianna' sürükleyen o ınanılmaz anı- lan, hıç kuşkusuz bugünkü 'Dünya Banş Parkı' düşüncesine dek ulaşan. tanhe ge- çecek bir dostluk sürecınin de sanki 'baş- langıcı' gibiydiler. Nitekim. Proje Yanşma- sı için hazırlanan geniş kapsamlı katalo- ğun önsözünde. Orman Bakanı Ersin Ta- ranoğlu da bu 'savaş içindeki banşçıl anı- lan' şöyle anımsatıyor: "Savaş tarihçileri. askerlerin yortularda ve dini bayramlarda hiçbir görüşme yap- madan kendi içgüdüleri ile savaşa ara ver- diklerini. çıkarma sırasında yaşamlannı yitirenlerin cesetleri toptanırken asla ateş etmediklerini vazar. Askerierin birbirieri- nin konuşmalannı duj dukian siperlerden değiştirdikkri çikolata, konserv eve sarma Tiirktütünü sigaralar, savaşa karşın kuru- lan dostluklann bir göstergesi olarak tari- be mal olmuş sahnekrden biridir." 'Fıkir babası' Demirel Orman Bakanlığı Millı Parklar ve Av- Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü tarafından 18Mart 199Tdeön duyurusu yapılarak baş- latılan 'Gelibolu Yanmadası Barış Parkı Uluslararası Fikir ve Tasanm Yanşması' daha önce 1994 yılının Temmuz ayında Ge- libolu Yanmadası Tarihi MUB Parkı'nda çı- kan büyük 'orman vangınının ardından1 gündeme gelmıştı. Milli Park'ın Anburnu-Conkbayın (An- zak) kesımınde4 bın hektan aşkın bir agaç- landınlmış alanı tahnp eden bu yangın, orada bulunan Türk, İngiliz. Avustralya ve Yeni Zeianda savaş mezarlannın ve anıt- lanrun birlikte oluşturduklan 'ortak duy- guiar' üzennde de denn sarsıntılara yol açmıştı... Yangından sonra geniş bir katılım ve dayanışma kampanyasıyla başlatılan ağaç- landırma çal ışmaları sırasında 'parlan ye- niden düzenlenmesine' karar venldı. Özel- likle böylesi bir tanhı alana yapılacak 'pey- zaj mudahaleierinin" de yüksek düzeyde bir 'özen' ve güçlü bir 'anlam derinligj' ta- şıması gerektığı. hemen herkes ıçın genel bir beklentı halıne gelmiştı... Işte böy lesı bir ortamda Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel tarafından bızzat öne sürülen 'Gelibolu Yanmadası Tarihi Milli Parkı'nın dünya banşına adanması' dü- şüncesı kısa zamanda coşkulu bir 'banş pro- jesi'' hazırlığına dönüşerek Türkıye'nın ev- rensel saygınlığına da güçlü katkılar yapa- cak bir 'uluslararası yanşmamn' gerçek- leşmesine yol açtı... Ulusiararası MimariarBirfiği'nin (UIA) öngördüğü kurallar ıçerısınde ve yıne UIA'nın gözetımi altında başlatılan yanş- Celiboiu Yanmadası"nda An/ak kovundaki şehitliği ziyaret eden Yeni Zelandalı bir gmp "flüt" eşliğinde banş duası yapıyor... (iistte) Gelibolu Tarihi .Milli Parkı'nda 1915'ten kalma siperler, yeni düzenlemejle birlikte artık "banşı" koruyacaklar...(altta)(Fotoğraflar: OKTAY EK.İNCİ) • "Bu parkta, anlayamadığımız, ancak hissedebildiğimiz bir şeyler uğruna savaşarak gençliklerini kaybedenleri hatırlar ve hayranlık duyanz; fakat aynı zamanda asker, sivil ayırt etmeksizin herkesi vuran savaşın barbarlığını da hatırlanz (...) 'Banş Parkı Yanşmasr, savaşın alternatiflerinin düşlenebileceği ve özendirileceği bir sahne yaratmak üzere yeni yüzyılı bekliyor..." Proje hedefleri ve seçici kurulGefibohı Vanmadası Banş Parkı Uluslararası Fikir ve TasarunYanşması'nın şartna- mesinde; "Gelibolu muhare- beterinin. savaşın eşi görûi- medikbirkültürelve tophım- sal olaya dönüştüğü tek ör- nek" olduğu vurgulanarak, bu savaş sırasında tutulmuş "günlüklerin" cephede yazıl- mış "şfirterüT ve "mektup- tann", çizimlerden ve tablo- lardan oluşturulan "kolekst- yontann"ve savaşan askerier arasındaki "hasmla kurulan arkadaşlıklann-." en gene- linde4 *banş' için açık birda- vet olarak görülmesi isteni- yor... Bu anlam içerisînde yanş- macılardan beklenen çalış- malann ise aşağıda özetlenen 6 ana sorunsala hitap etmesi gerekiyor: /-u Doğaldegerierin"ko- runması ve saglıkJılaştınlma- sı. 2- "Arkeok)jikıniras''böl- gelerinin korunması ve daha iyi sergilenmesı. i- «Tarihi bötgeleriıı'' ve "muharebe alanknıun" ko- runması, yeniden değerlen- dirilmesi ve daha iyi sergi- lenmesi. 4- "Bölge sakinterinin" parkla bütünleştirilmesi, et- kinlikkrin ve senaryolann ye- niden örgütlenmesi. 5- Parkm ve "yönetiminkr iyileştirihnesi. 6- Park kimliğinin yeniden değerlendirilmesi ve "yeri bir kmük" (Banş Parkı)yaratıl- ması... UhıslararaHJuri Yanşmaya gelecek projeler, ODTÜ'deki büro ve ilgili ba- kanlık temsilcilerinin yanı sı- ra Mimariar. Planalar ve Pey- zaj Mimarlan odaianndanda uzmanlann yer aldığı bir *İek- nik komite" tarafından ince- lendikten sonra komite rapor- lanyla birliktejiiriye sunula- cak. Uksbrarası MimanarBir- fiği (UIA) kurallan içinde ve UIA onayıyla oluşturulanjü- ride ise şu üyeler bulunuyor Ahmet Güİgönen (mimar- Fransa/UIA Tems.) Dogan Kuban (mimar-Türkiye) Glenn Murcutt (mimar- Avustratya) HahıkAlatan<mı- mar/plancı-Türkıye) lgnasi deS.M.Rubk>(mimar-Ispan- ya) Robert Riley (peyzajcı- ABD) Ton> Hatkins(mimar- Yeni Zeianda). Gartan Sien (mimar-Mauritu&yedek) 7i- vaTanafa (mimar-Türkiye/'ye- dek). Danışmanlar: Nezihi Çakar,Metin Sözen.Cemalet- tin Taşkıran, Zekai Bayou. mada. Türkıye'den 3 üyenin bulunduğu 9 kişılık uluslararası bir jüri görev yapıyor. Jüri çalışmalannda yanşmacılann yönelt- tıklen sorulan yanıtlanması aşaması da bugünlerde tamamlanmış durumda. Ya- rışma takvimine göre projelerin teslim edılmesı için tanınan süre 18 Mart 1998'de sona erecek. Jüri değerlendirmesi Nisan (1998) ayında yapılacak ve 25Nisan 1998'de de sonuçlar ılan edilerek. yanşmaya katı- lan projeler Mayıs (1998) sonuna dek bir ay süreyle sergılenecek... Şimdiden şu söylenebilirki, 20. yüzyıl siyaset tarihimizde 'baba' kımliğiyle-ye- rini alan Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel, böylesi bir sergide somutlanacak 'sa- vaşa karşı banş' projelerinin de aynı anda 'fikir babasT olarak bu yüzyılın mimarlık ve ev rensel kültür tarihine hem kendisinin hem de Türkıve"nın adını >azdınyor. 'Mffli Park'ın bartşaadanmasının' ne an- lama geldigi ise >arışnıa şartnamesinde şöyleözetlenıyor "Füdrvetasanmyanş- ması, Gelibolu Yanmadası Tarihi Milli Par- kı'nı. önümüzdeki bin yıla insanlar ve in- san-doğa arasında banşın her anlam ve bovutta düşünüldüğü. duyumsandığı ve yaşandığı bir çe\re olarak hazırlamak is- temektedir-" Doğa, tarih ve banş». Aslına bakılırsa. yanşma henüz sonuç- lanmadan bıle yine hem Türkiye'nın hem de banşa susamış bütün bir ınsanlığın el- de ettiğı çok büyük bir 'kazanım' var. O da. aynı yanşma için Prof. Dr. Raci Badem- li başkanlığında ODTÜ'de oluşturulan ofıste geliştinlen 'anlamlı şartname' ve buna ait tanıtım kıtaplannda sergılenen ta- nımlar, görüşler ve dokümanlar... Orman Bakanlığı'nın ve yine bu yanş- ma için oluşturulan Bakanbklar Arası Ku- nıl'un desteklerinin yanı sıra, Milli Güven- lık Kurulu. Mimariar Odası, Şehir Plancı- lan Odası, ArkeologlarDemeğı... gıbi res- mi ve sivil ilgili tüm kurumlann da katkj ve değerlendirmelerini alarak yoğun bir ça- lışma içinde hazırlıklannı sürdüren Prof. Dr. Racı Bademli ve arkadaşlan, Gelibo- lu ve Çanakkale bölgesindeki 'tümtarih- sel ve doğal değerieri' her türlü aynntıla- nyla belgeleyerek eşsiz bir kültür hizme- ti yaptılar. Sekiz ay gibi kısa bir sürede ko- tanlan bu zengın belgelemeyi yanşma şart- namesiyle birlikte kıtap haline getirip ya- nşmacılara sunarken aynı tarihsel ve do- ğal zenginliğin 'banş düşüncesine katia- suıı' da şöyle tanımladılar: "Milli Park. kişide banşçıl duygular uyandıran,ortak manevi birüktelikler, du- yarbhklar yaratan doğal \m ve nitdiklere sahiptir. Tescil ediuniş kültürel miras kap- samında ise 15. \üz>U askeri mimarlık ve anıt örnekleri de (kaleler) bulunmakta; I. Dtin>aSa^aşı'nintaşınmazkalıntılan(ba- Oklar. toplar. sa\aş alanlan ve siperler, şe- hidikkr, kale \e zindanlar) diğer ilginç ta- şınır malzeme ile bütünleşmektedir. Do- ğal, kültürel ve tarihi miras, insanlık adına korunmalı ve banş fıkrini güçlendirmek amacıyla bunlan bütünleştiren senaryo- larda kullanılabilmelidir-." Yanşma Ofısi'nın 2 cilt olarak Türkçe ve lngılızce açıklamalarla hazırladığı şart- name ve tanıtım kıtaplannda bölgenin coğ- rafya ve kültür tarihının yanı sıra 1915'te- ki savaşlann hemen tüm bilgi, belge ve haritalan da yer alıyor. Çanakkale Boğa- a 'nın Helenistik, Roma, Bizans\ e Osman- fa dönemlerinden bu yana gelen 'stratejik konumunun' aynı tarih içinde ne denlı 'sa- vaşçıl özlemlere' sahne olduğu da anlatılan kitaplarda, ınsanlığın anık 21. yüzyıldaki ortak özleminın 'banş' olduğu vurgula- narak, Gelıbolu Milli Parkfnın'bu evren- sel coşkuyu en iyi yaşatabUecek yer oldu- ğu' da şöyle yorumlanıyor: "Bu parkta. anlayamadığımız, ancak hissedebildiğimi/ bir şey ler uğruna savaşa- rak gençliklerini kaybedenleri hatırlar ve hayranlık duvan/: fakat ay nı /amanda as- ker, siv il ay ırt etmeksi/jn herkesi vuran sa- vaşın barbarüğını da hatııianz. (_) Böyle- si dramatik alanda savaş trajedisi uluslar üstü bir banşı esinlemelidir. Banş Parkı Yanşması. savaşın alternatiflerinin düşle- nebiieceği veö«'ndirileceği bir sahne yarat- mak üzere yeni yiinılı bcklemektedir...r> Işte bütün bu düşünceler ve vurgulama- lar. daha yanşma ılan edilirken bile Geli- bolu Banş Parkı Projesi'nın bir büyük 'uy- gariık kazanımına' dönüşmesine önderlik ediyor. Böy lesıne msancıl v e çağdaş v aklaşım- lan 'projeye dönüşturmek üzere' kolları- nı sıvayan dünya mımarlan ve tasarımcı- lan da sadece Gelıbolu'ya ve Türkive'ye değil, tüm yeryüzünün geleceğine ışık tu- tacak bir fikn Milli Park'ta ölümsüz kıla- bilmenin coşkusu içinde olmalılar... AfifeJaleSahnesi27Mart'ta açüıyor Kültür Servisi - Devlet Tiyatrolan Opera ve Balesi Çalışanlan Yardım- laşma Vakfı'nın (TOBAV) tamamlan- masını üstlendiğı Afıfe Jale Sahnesi. 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde açı- lıyor. TOBAV'm Beşiktaş Belediye- si'nin ihalesine katılarak uzun süreli kiraladığı tiyatronun yapımmda bütün Türkiyeli sanatseverlerin ortak edilme- si amaçlanmıştı. Bu nedenle salonun koltuklarının üzerinde 100 milyon lira bağışta bulu- nan sanatseverlerin isimlerine yer ve- rilecek. Sahne tamamlanmak üzerey- ken TOBAV'ın sıkışması üzerine De- nizbank sponsor olarak devreye gire- rek sahnenm inşaatına destek sağladı Salonun ışık ve ses tesısatlan Deniz- bank'ın desteğiyle tamamlanacak. Bu nedenle TOBAV Başkanı Tamer Levent Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay ve Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş önceki gün bir araya gelerek Afı- fe Jale Sahnesf nin tamamlanmasıyla ilgili olarak bir basın toplantısı düzen- lediler. Penizbank'tan destek Tamer Levent, Ankara'nın sadece Türkiye'nın değıl. Ortadoğu ve Bal- kanlar'ın başkenti olduğuna değindı- gi konuşmasında. başkentimizin henüz dünya çapında bir kültür merkezine ka- vuşamamış olmasından yakındı ve TO- BAV olarak en önemli amaçlannın ül- keyi nitelikli mekânlara kavuşturmak olduğunu belirtti. Levent aynca Afife Jale Sahnesı'nı gösten sanatlan izlene- bilır bir mekâna dönüştürürken bütün Basın toplanüsına Hakan Ateş, Tamer Levent vc Ayfer Atay katıldılar CumhunyetTürkıyesi'nı savunan laık. demokratık Türk insanına örnek teşkil etmeyi amaçladıklarını söyledi. Ko- nuşmasında 'Blood Sweat and Tears' (Kan Ter ve Gözyaşı) adını taşıyan gru- ba değinen Levent. bu ışleri kan ter ve gözyaşıyla yaptıklan için grup bu adı almasaydı kendilerinin bu adı kullana- bileceklerini belirtti. Tamer Levent. sa- lona Afife Jale'nin adını \ererek Türk tıyatrosunun ev rensel boyutlar kazan- masında büyük önem taşıyan ve sah- neye çıkan ılk Müslüman kadm olan bu sanatçının adını yaşatmayı amaçladık- larını belirtti. Levent. son olarak her mahallede bir sahne olmasını ve insan- lann bu mekânlarda kendileriyle yüz- leşmelerinı ıstediklerini belirtti. Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay ise konuşmasında 2500 yıllık bir geçmişe sahip Beşikta$"ın bugün tari- hi yapısı. otelleri. iş merkezleri. üniver- sitelen ile büyük önem taşımasına kar- şın görev e geldıkleri dönemde kültür merkezleri. sınema ve tıyatro salonla- n açısıdan oldukça fakır olduğuna, bu nedenle Akatlar Kültür Merkezı. Beşik- taş Kültür Merkezi, Fenye Kültür Mer- kezı gibi mekânlan destekleyerek bu ek- siklığigıdermeyeçalıştıklarına.değin- di. Atay. aynca 27 Mart"ta izleyiciyle buluşacak olan salon nedeniv le duyduk- lan mutluluğu dile getırdı. Hakan Ateş'in geçen yıl 22 Ağus- tosta kurulan genç bir kuruluş olan Denizbank'ın rotasını Afife Jale Sah- nesi'nin sloganı olan 'Sanata Evet' ola- rak belirledığini açıkladığı toplantıya Eşref Denizhan ve Macide Tanır gıbı ısımlerde katıldı. Polar Müzik Ödülü Shankar ile Charles'ın STOCKHOLM (Cumhuriyet) - Dünyanın en bü\ ük v e en say gın müzık ödüllerinden "Po- lar Music Prize" (Polar Müzik Ödülü) bu yıl Hintli Ra\i Shankar ile Amerikah Ray Char- les'a verıldi. Ödül tutarı olan bırer milyon kron (26 mil\ar lıra) her ıki sanatçıya 12 Mayıs'ta Stockholm'de yapılacak törenle verilecek. Hıntlı müzısyen Ravı Shankar. gerek ıcracı olarak gerek de araştırmacı olarak Hint müzi- ğıne katkısından ve Doğu ile Batı arasında mü- zıksel bir köprü kurmasından dolayı ödüle la- yık görüldü. Rav i Shankar, Beatles'ın ünlü gi- tarcısı George Harrison'a gitarçalmayı öğret- mıştı. Sanatçının kısa bir süre önce çıkan CD albümü "Chantsof India" büyük ilgi görmüş- tü. Amerıkalı piyanist, besteci ve soul müziğin efsanev i adı Rav Charles ise "Pop müziğinde çeşitli nesillere volgösterici vestil verici çabşma- lanndan ötürii" ödüle layık görüldü. 6 yaşın- dan beri körolan Ray Charles. "H'hatDidlSay'' ve "Unchain My Heart" gibi parçalanyla ün- lenmış ve 1985'te dünya galası için besteledi- ğı "VMe're VVorld" ısimli bestesiyle genç nesil- lerin de seveisını kazanmıştı. Polar Müzık Ödülü. 1989 yılında ABBA'nın kurucusu Stikkan Andersson'un 42 milyon kronu aynı adı taşıyan \akfa hibe etmesiyle oluşturuldu. Ödül. Isveç Kraliyet Müzik Aka- demisı'vie birlikte oluşturulan bırjüri tarafın- dan verilıyor. Kışılere. gruplara ve kurumlara venlen ödül için en önemli ölçüt. müzık dün- yasında yeni bir aşamaya yol açmış olmak bıçımınde tanımlanıyor. Polar Müzik Ödülü'nü geçen yıl Eric Ericsson ve Bruce Springsteen almıştı. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Bir Üniversitenin Kırk Yılı... EskişehirAnadolu Üniversitesi, girdiğımiz 1998 yılında, kuruluşunun kırkıncı yıldönümünü kutlu- .yor. Zaman denilen o uçsuz bucaksız akış içer- sinde ancak bir damla sayılabilecek kırk yıl, bir kuruluştan bir kurumlaşmaya uzanan süreç söz konusu olduğunda önemli bir sınav niteliğini ka- zanabilir. Öte yandan yine kırk yıllık bir süre, belli bir ge- leneğin kurulabilmesi bağlamında göze ilk bakış- ta kısa görünebilir. Ama bir geleneğin oluşması açısından önemli olan, belli bir geçmişin uzunlu- ğu ya da kısalığından çok, o geçmişin hangi uy- gulamaları içerdiği, bu geçmiş boyunca bir kuru- mun ızlediği çizginin yükselen bir çizgi olup ol- madığıdır. Anadolu Üniversrtesi, bugün aradan geçen za- manı çok iyi değerlendirmeyi başarmış, bu zaman içersinde kaçınılmaz savaşımlann üstesinden ge- lebilmiş bir kurum kimliğiyle yeni bir yıldönümü- ne adım atıyot Kimi kurumlann, bulunduklart yöre bağlamın- da, daha en başta gelenekle yüklü bir havayı so- lumak gibi bir ayrıcalıkları vardır. Anadolu Üniver- sitesi de gözlerini yaşama böyle bir atmosferde açma ayrıcalığına sahip oldu. Eskişehir ve yöre- sinin geçmişi, hep yen/ başlangıçlann geleneğiy- le dolu bir geçmiştir. Kayı aşiretinin bir dünya im- paratorluğuna, Osmanlı imparatorluğu'na uza- nan yolu, bu yörede başlar. Milli Mücadele'nin ka- derini belirleyen kimi savaşlar da bu yörenin top- raklarında verilmiştir. Bundan kırk yıl önce yola bir akademiyle çıkan Anadolu Üniversitesi'nin ifade ettiği anlamı biraz da bulunduğu yöreye göre değerlendirmek, bu anlamın tam olarak kavranabilmesi bakımından yararlı olur. Biçimsel açıdan bakıldığında Anadolu Üniver- sitesi de tıpkı öteki üniversitelerimiz gibi, yasal çer- çevede oluşturulmuş bir yükseköğretim kurumu- dur. Ama buna hemen eklenmesi gereken bir başka nokta daha vardır: Anadolu Üniversitesi, aynı zamanda büyük bir düşün, eşine az rastla- nır bir irade gücüyte gerçekleşmesi demektir. Bu öylesine gerçeğe dönüştürülebilmiş bir düştür ki, bugün üniversitenin geçmişini o düşün sahibinin kişisel yaşamından ve kaderinden ayrı düşüne- bilmek, neredeyse olanaksızdır. Ve yine bu, öy- lesine büyük bir düştür ki, ülkemızde her büyük düşün sahibi gibi onun sahibi de türlü kadirbit- mezliklerin hedefi olduktan sonra da sözü edilen düşün gücü, Anadolu Üniversitesi'nin can da- marlanndan olmayı sürdürmüştür. Bu düşü kuran ve gerçekleştiren insan, Ana- dolu Üniversitesi'nin bundan dört yıl öncesine kadar, uzun yıllar boyunca rektörlüğünü yapmış olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'dir. Ve bugün bu üniversiteyi onun adından ayrı tutmamak, bir putlaştırma değil, ama canlı bir organizmanın gerçek kimliğini saptama anlamını taşır. Anadolu Üniversitesi kırkıncı yılına yeni bir rek- tör ve yeni bir yönetimle başladı. Üniversitedeki Güzel Sanatlar Fakültesi'nin kuruluşundan baş- layarak on yıl süreyle dekanlığını yapan ve kısa sayılabilecek bu sürede bu kurumu, Türkiye'nin önde gelen sanat eğitimi kurumları arasına sok- mayı başaran Prof. Dr. Engin Ataç, yılbaşından önce yapılan seçimde oyların büyük çoğunluğu- nu alarak rektörlük görevine başladı. Anadolu Üniversitesi kırkıncı yaş gününü 'ev- rensel eğitimde kırk yıl' sloganıyla, çeşitli etkin- liklerle kutlayacak. Bir bütün olarak bu etkinlik- lerin yönelimi, hiç kuşkusuz üniversitenin bundan sonraki hedeflerinın de sözcülüğünü yapacak. Artık iki bin yılının eşiğine vardığımız şu günler- de, yalnız Anadolu Üniversitesi için değil, fakat ülkemizde 'üniversite' nitelendirmesini gerçekten hak etmek isteyen her yükseköğretim kurumu için birincil hedef, ancak bilime bugüne kadar ol- duğundan çok daha büyük bir kararlılıkla ve dü- zeyle yönelmek olabilir. Bugünün dünyasında, bütün gücünü bilgi üretımini en üst düzeye çı- karma hedefine adamayan kurumlann kendileri- ni 'üniversite' diye adlandırmalan önem taşıma- maktadır. Anadolu Üniversitesi, artıları eksilerine oranla çok daha ağır basan, parlak bir geçmişi çıkış noktası alabilme gibi bir şansa sahiptir; gelecek kırk yılın hesabının çıkartılmasında bu şansın na- sıl değertendirildiği, hiç kuşkusuz belirleyici bir so- ru olacaktır... Gitarist Carl Perkins öldü • Kültür Servisi - Amenkalı gıtanst Carl Perkins 65 yaşında Tennessee eyaletinde öldü. Hastane yetkililen yaklaşık 5 hafta önce kalp knzi geçıren Perkins'in buna bağlı bazı komplikasyonlar sonucu yaşamını yitirdiğini söyiedıler. Tennessee'de 9 Nisan 1932'de dünyaya gelen Perkins rock n'roll'un öncülennden biri olarak kabul ediliyordu. Şarkıcı ve kompozitör Perkıns. özellikle 1955 yılında bestelediği ve Elvis Presley tarafından da seslendirilen Blue Suede Shoes' adlı yapıtıyla adını duyurmuştu. 50'li ytllarda Chuck Berry ile çıktığı bir turnede Beatles ile tanıştı ve grubun 'Honey Don't". 'Everybody s trying to be my baby" ve *Matchbox" isımlı şarkılanna ımza attı. 60"lı yıllarda alkolün de etkisiyle kariyerinde bir durgunluk dönemi yaşayan Perkins, 70 ve 80'li yıllarda country müzik ile yeniden gündeme geldi. Bu dönemde oğullan Stan ve Greg ile bireok turneye çıktı. Batu'nun sengisi Amerika'da • Kültür Servisi - Suzan Batu. yedinci kişisel sergisıni Amerika'da açtı. 1979'dan ben Ameri'kada yaşayan Batu'nun ellinin üzerindeki yapıtı, 21 Şubat'a dek Nevv York Jeffrey CoploffGalerisi'nde sergilenecek. Batu yapıtlannda yaşadığımız tüketim toplumunun simgelen olan grafik. reklam, karton anlayışı, pop. kitsch gibi unsurlan kullanıyor. BUGUN Ravi Shankar • İFSAKta saat 19.30'da 'Stok Fotoğrafçüık' konulu saydam gösterisi ve söyleşi izlenebilir. • AKSANAT'ta saat 12.30'da laser-dıscten 'Julio Iglesias' konseri ve Sanat Tarihi Derneği Etkinlikleri kapsamında saat 18.30'da Prof. Dr. Oluş Ank'ın konuşmacı olarak katıldığı "Orta Asya'da Mimarlık ve Türk Sanatı Gezüeri" başlıklı söyleşi izlenebilir. • AKM'de saat 20.00'de G. Verdi'nin 'Nabucco' operası izlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear