Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 OCAK 1998 PERŞEMBI
Îİ2 KULTUR
Yönetmen Şakir Gürzumar, 'Töre'den sonra 'Atlan da Vururlar'ı sahneye koyacak
'Insaıı yaşadığı ülkeyle dertJi olmalı'
NURDAN CİHANŞÜMÜL
lzmit Şehir Tiyatrolan 'Hamlet'ten
sonra Şakir Gürzumar'ın yönettiğı 'Tö-
re' isimli oyun sahneleniyor. Turgut
Ozakman'ın yazdığı oyunda genç bır
kadroyeralıyor. Gürzumar aynı zaman-
da Horace McCoy'un yazdığı. Ozcan
Özer'üı oyunlaştırdığı 'Atlan da Vu-
rurlar' isimli yeni bir oyun sahneleve-
cek. Başrollerinde Okan Bayülgen, Ye-
şim Salkun ve Fîkret Kuşkan'ın oyna-
dığı oyunda aynca Mesut Akusta, Bur-
cu Demirtepe. Kemai Erdurak, İdil Fı-
rat, Demet Genç, Nuri Gökasan, Nejat
tşler, Aslı Kasapoğlu ve Emrah Kolukı-
saoğlu rol alıyor.
Oyunculann yanı sıra dokuz dansçı-
nın da rol aldığı oyunun koreograflsinı
Handan Ergiydiren Özer. dekor v e kos-
tüm tasanmını Murat Ergiydiren. mü-
zıklenni ise Grup Lokomotif üstlen-
miş. Sponsorluğunu bu yıl 50. kuruluş
yılını kutlayan Genel Sigorta'nın, yapım-
cılığını ise DAT Production'un üstlen-
diği bu müzikJi oyun mayıs ayı başında
Bostancı Gösteri Merkezi'nde sahne-
lenmeye başlayacak.
Oyunda. 1930'lann Amerikası'nda
ekonomik bunalım ve koşullann çare-
sizliği karşısında yenik düşen genç in-
sanlann para karşıhğında bedenlerini
ve düşüncelerini teslim etmeleri konu edı-
liyor.
- Töre'nin yeniden sahnelenmesine
nasıl karar verdiniz?
SAKİRGÜRZLMAR-IşılKasapoğ-
lu izmıt Şehir Tıyatroları'nı kurduktan
sonra benden bir oyun istedi. 6 saat sü-
ren Ingiliztragedyası Hamlet"ın yanın-
da yine aynı etkileyici dozu olan modern
anlamda yorumlanabilecek biraz antik
kalıplar içinde bakabileceğimiz bir Türk
tragedyası sahnelemek istedik. 'Töre'.
benim için şanslı bir oyun zaten. Iz-
mit'ten önce Adana ve Ankara Devlet
Tiyatrosu'nda da sahneye koymuştum.
Aynca 'Atlan da Vunırlar' projesi baş-
layacağı için sürem de kısıthydı. Yeni bir
proje yapmaktansa, 'Töre'yi sahnele-
meyi tercih ettim.
Bize çok uygun bir oyun
- Tîyatro yeni oldıtğu kadar oyuncu-
lar da çok genç ve yeni. Oyunculann
performansınj nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
Benim için büyük biravantaj oldu. Bu
tür yeni kurulan tiyatrolarda ve başın-
da Işıl gibi işı çok seven kişilerin bulun-
dugu topluluklarda çalışmak işi kolay-
laiştmyor. Oyunda rol alan arkadaşlarm
-tâfnâmı yeni mezun. 'Hamlet' gibi bir
oyunun akabinde böyle bir şeyi göfür-
meleri biraz zor gibi gözükse de ama-
tör ruhlular ve motivasyonlan çok iyı.
Aynca tiyatronun koordinasyonu da çok
iyi ve bütün bunlar benim bu projeyi
yapmamda etkili unsurlar oldu. Oyun-
culann zorlandıkJan zamanlar da oldu.
ancak 25 gün gibi kısa bır sürede oyu-
nu bu hale getirdık.
(Fotoğraf: IJĞLRDEMİR)
.orace McCoy'un yazdığı, Özcan Özer'in oyunlaştırdığı 'Atlan da Vururlar'da Okan
Bayülgen,Yeşim Salkım ve Fikret Kuşkan rol alacak. Mayıs ayında başlayacak bu büyük
prodüksiyonun özellikle seçildiğini vurguluyor yönetmen Şakir Gürzumar. Diyalog ağırlıklı
oyunda, dramatik aksiyon şarkıyla beslenecek, aynca dokuz dansçı da yer alacak. Gürzumar, J
öncelikle gençlerin ve 6O'lı kuşağın ilgileneceği oyunun, geniş kitleye ulaşacağını söylüyor.
Fikret Kuşkan
- Seyircinin oyuna karşı ilgisi nasıl?
llgi çok ıyı. Yerel basında da olumlu
şeyler çıkmaya başlamış. Önemlı olan
buoyunlan Istanbul ve diğer kentlereta-
şıyabilmek.
~ - 'Atlan da Vururlar'ı sahneJemeye
nasıl karar verdiniz?
Bir buçuk > ildır bu projenin üzerin-
de çalışıyorum Oyunu dramaturg ar-
kadaşım Özcan Özer uyarladı. Film se-
naryosundan ziyade kitaptan yararla-
nıldı. Aynı zamanda koreograf arkada-
şımız Handan Ergiydiren \ar. Fıkirbu
üçlü gruptan çıktı \e çalışmaya başla-
dık. Böyle büyük bırmüziklı oyun yap-
mayı arzuluyorduk. ancak Türkıye'de
Yeşim Salkım
oyun seçimı çok önemli. Yaşadığınız
ülkeye söyleyeceğiniz bır lafınız olma-
sı gerekiyor. Bugüne dek yaptığım oyun-
lara da bu felsefeyle yaklaştım. Böyle
büyük bir prodüksiyonun sadece çalgı-
lı çengili bir oyun ohnasından ziyade
mutlaka bize bir şey söylemesi gerekti-
ğıni bazda tuttuk. 'Atlan da Vururtor'
bu anlamda bize çok uygun. Her ne ka-
dar olayın geçtiği yıl 1930 olsa da ucuz
ınsan kullanımı. sömürü hatta yok etme
mekanizması bize de geliyor. Insan ya-
şadığı ülkeyle dertlı olmalı, eğerbuder-
di taşıyorsanız sanatçı varolurdiyedü-
şünüyorum. Bu açıdan da bu oyun bi-
zım düşüncelenmize çok uygundu.
Okan Bayülgen
- Oyuncu ve dansçı kadrosunun seçi-
mi nasıl gerçekleşti?
Bir oyunun başanya ulaşmasındaki
en büyük etken oyuncu kadrosunun doğ-
ru secilmesidir. Tryatroyu oyuncuya yo-
ğunlaşan bir saırat olarak görüyorum,
oyuncu iyi olmadığı sürece sahnede is-
tediğinizi yapın ama başanlı olamıyor-
sunuz. Okan Bayülgen ve Fikret Kuş-
kan, tiyatro akademisi mezunu iki arka-
daş. Okan'ın televizyonu, Fikret'in si-
nemayı seçmesi tiyatro yapmayacakla-
n anlamına gelmiyor. Yeşim Salkım ha-
ricinde tüm oyuncular tiyatro eğitimli.
Yeşim Salkım'ı 'Eşkıya'da izledım. Be-
nim arzum henüz mayası oluşmamış bır
hamurla uğraşmak. Kendı içinde iddı-
alı gibi gözüken ama baktığınız zaman
bir iddıasızlık kokusu aldığınız bır ka-
rakter canlandı Gloria'da. Yeşim Sal-
kım'da böyle bir durağanlık sezdım ay-
nca o. tiyatro ile ilgili verdiğiniz her şe-
yi çok net kabullenen. alan bir arkadaş.
Oyunu bir resmi geçit kadrosuna dö-
nüştürmek istemedik. Her rolde ünlü
birinın bulunduğu eski Amerikan film-
leri gibi olsun istemedik. Diğer arka-
daşlanmız ve dansçılar seçmeyle alın-
dı. Bizim istediğimiz bir koreografik
düzen değil. bir hareket düzeni. İyi bir
performans alacağımızı düşünüyorum.
- Oyunda ekleme ya da çıkartmalar
yapıldı mı?
Film senaryosu daha dar kapsamlı dü-
şünüldüğü \ e özellikle Jane Fonda üze-
rine yoğunlaştığı ıçın kitaptan vararla-
nıldı. Kimı oyunlar vardır. üzerinde çok
oynamanız gerekmez. Bu oyun da böy-
le bir oyun. O vahşet, o çamur durumun
üzerinde oynamaya gerek yok çünkü
Türkiye'ye uvııyor.
Bir yıl bovunca, çeşitti illerde
- Son dönemde yapılan müzikalleri
nasıl değeıiendiriyorsunuz?
Türkıye'de müzikallerin yapılıp yapıl-
madığını tartışmak istemiyorum. An-
cak yapılanlan pek de basanlı bulmu-
yorum, çünkü müzikal olarak anons edi-
liyorlar. Oysa müzikalin formu farklı.
'Atian da Vururlar' bir müzikal de-
ğil. Diyalog ağırlıklı bir oyun. Dram.
diyalog yoluyla anlatılıyor ve bu drama-
tik aksiyon da şarkı yoluyla besleniyor.
Oyunda orkestranın yaptığı sürekli bir
devinim \ar. 16 şarkı söyleniyor. "Atla-
n da Vururlar' dancing salonunda ya-
pılan sömürü. Rocky'nin kurnazca, da-
yanıklılığa karşı düzenlediği bir yanş-
ma. Bu anlamda orkestraveşarkılarge-
rekli olduğu için var. Oyun içinde sürek-
li müzik \e dans devinimi var.
- Sahne sorununu nasıl çözümlediniz?
Bu proje üzerinde bir buçuk yıldır
düşünülüyor ama altı ayı sahne aramak-
lageçti. Koca Istanbul'daçalışacak me-
kân bulamadık. Sonuçta Yıldız Teknik
Üniversitesi bize 300 metrekare stüdyo
görünümünde bir alan verdi. Burayabir
sahne inşa edıldi ve çalışmalarbaşladı.
Oyunun prömiyeri Bostancı Gösteri
Merkezi'nde gerçekleştirilecek ve daha
sonra açık hava tiyatrolannda sahnele-
necek. Bir yıla ve birçok ile yayılarak
gerçekleştirilecekprojede, diğer illerde
olan sahnelere göre dekoru biraz büyü-
terejc,£>ıraz küçülterek birturne gerçek-
leşti rftecek.
- Hedef olarak belirlediğiniz bir kitle
var mı?
Yaptığınız işte kimliğinizi çok iyi sap-
tamanızgerekli. Bizim arzumuz bu oyu-
nu çok genış bir kitleye sunabilmek. Ya-
pının kimlıği de belirli olunca genış bir
seyirci kıtlesine ulasacağız. Öncelikle
gençleri ve altmişlı kuşağı ılgilendiren
bir oyun. Seçimimizin doğru olduğunu
düşünüyoruz.
; Nedret Güvenç 'in 50. sanatyılı bu akşam Tiyatro istanbuVda düzenlenen bir törenle kutlanacak
Yarımyüzyıllıksoluksoluğa biryaşanu..
TURHANGÜRKAN
Ne çabuk geçtı o güze-
lim yıllar... Tam elli yıl di-
le kolay... Alkışlarla. övgü-
lerle süslenen kahır yüklü.
sevgi dolu, başan taşıyan
yarım yüzyıllık ışıltılı bir
dönemi geride bırakmak, ne
kıvançlı bir olay. Tüm yaşa-
mını büyük bir tutkuyla bağ-
landığı sanat dünyasına ada-
mış. bir dönemin en ünlü
oyunculanndan .Nedret Gü-
venç,ellinci sanat yılını kut-
luyor.
Bu çok yönlü sanatçımız
1988'de 40. sanat yılını
Muhsin Ertuğrul Tiyatro-
su'nda kutlamıştı. O zaman
dileğimiz Nedret Güvenç'in
bır on yı1 daha sahne ve per-
dede kalarak yanm yüzyılı
yakalaması yönundeydi. E)i-
leğimiz gerçekleşti ve ellin-
ci sanat yılı şimdi ödül al-
dığı 'Eskimeven Oyun' ad-
lı yapıtla birlıkte Tiyatro Is-
tanbul Sahnesi'nde kutla-
nıyor. Şimdi dileğimiz hiç
eskimeyen sanatçının alt-
mışmcı sanat yılına da ulaş-
ması. on yıl sonra yeni bir
kutlama töreniyle onu bir
kez daha alkışlamamız.
200 film, 150 oyun
Nedret Güvenç tiyatro ku-
lisleri ve film setleri arasın-
da durmaksızın mekik do-
kuyarak yanm yüzyıla dam-
gasını \-urmus, soluk solu-
ğa geçen bir yaşamın kah-
ramanı. Bir bölümü başrol
olarak iki yüzü aşkın film ve
yüz elliyi aşkın tiyatro oyu-
nunun kahramanına daha
nice yıllara diyoruz.
Çok yönlü sanatçılanmız-
dan biri olan Nedret Gü-
venç, 1948'de riyatroyla baş-
ladığı sanat yaşamında bir
yandan güçlü oyunlarda
• En büyük tutkusu tiyatro oldu. Uğruna tüm yaşamını verdiği
sahneyle sinemayı birlikte yürüttü. Aynı kalıbın insanı olmamaya
çalışarak hep çeşitli tipler yarattı. Rol yaptığım belli ermeden
canlandırdığı tipin kişiliğine girerek alımlı yüzü, doğal oyunculuğu,
billur sesi, düzgün diksiyonu sevimli jest ve mimikleriyle halkla
sahne arasında köprü kurmayı başaran ender sanatçılardan biri oldu.
kendini gösterirken bir yan-
dan da aralıksız film çevir-
di. 45 filmde başrol oyna-
dıktan sonra karakter rolle-
rıne kaydı. Oyunlar sahne-
ye koydu. Radyoda ve film-
lerde sayısız seslendırme
yaptı. Birçok ünlü sanatçı
onun sesiyle konuştu. Mü-
zik alanında çalışmalar ya-
pıp plaklar doldurdu. TV
programlan sundu. Çeşitli
ödüller kazandı.
En büyük tutkusu tiyatro
oldu. Uğruna tüm yaşamı-
nı verdığı sahnev le sinema-
yı birlikte yürüttü. Sahnede
olsun. perdede olsun aynı
kalıbın ınsanı olmama>a ça-
lışarak hep çeşitli tipler ya-
rattı. Genellikle sevecen >u-
muşak. olumlu kişilikler çiz-
meye özen gösterdi. Rol
yaptığım bellı etmeden can-
landırdığı tipın kişiliğine gı-
rerek alımlı yüzü, doğal
oyunculuğu. billur sesi. düz-
gün diksiyonu sevimli jest
ve mimikleriyle halkla sah-
ne arasında köprü kurmayı
başaran ender sanatçılardan
bin oldu.
Bir Ege çocuğu olan Ned-
ret Güvenç. 5 Eylül 1930'da
Bahattin ve Şehriban Gü-
venç'in kızlan olarak Iz-
mır'in Çeşme ilçesinin Çif-
lik Köyü'nde doğdu. Izmır
Duatepe llkokulu ve Bor-
nova Örtaokulu'nda okudu.
Okul oyunlannda gösterdi-
ği üstün başarı. tiyatro ye-
teneğini ortaya çıkardı.
1946'da Ankara Dev let Kon-
servatuvan'nagirdi. İki yıl-
lık piyano ve şan öğrenimi-
nı bırakarak 1948'de Izmir
Şehir Tıyatrosu'nagirdi. tlk
oyunu "HanımlarTerzilıane-
si'nden sonra 'Karaağaçlar
Altında Arzu", 'Hastalık
Hastası". gibi birçok o> un-
da rol aldı. llk önemlı oyu-
nu 'Boş Beşik'te birlikte oy-
nadıgı HayriEsen'le 1948'de
ev lendı
1950"de Izmir'de çevrilen
'Yüzbaşı Tahsin' filminde
başrol oynavarak sinemaya
başlayan Nedret Güvenç,
ıkı yıl sonra bu filmin yö-
netmenı ve rol arkadaşı şa-
ır M. Orhon Anburru ıle
ikinci evlıhğını yaptı.
1961 "de mimâr Okan Bil-
gütay ile üçüncü kez dünya
evine girdi. 1966'da kızı
Miijde doğdu. Izmır Şehir
Tiyatrosu'nun dağılmasın-
dan sonra 1950'de tstanbul
Şehir Tivatrosu'na giren
Nedret Güvenç. "Şafakta
Gelen Kadın', "Eski Şarkı',
'Soygun', 'Tehlikeli Döne-
meç', '^aşb Kız\'Bevaz Gü-
»ercin', 'Bu Akşam Semer-
kant'ta','BirYazGecesiRü-
yası", 'Bozuk Düzen', "Mor
Defter', '\anş Bitti' gibi bir-
çok oyunda ov nadıktan son-
ra 1960'ta Ankara Dev let
Tivatrosu'na gıttı "AHU
Tramvavı' 'Babaevinde Ha-
yat' gibi oyunlardan sonra
yeniden Istanbul Şehir Tivat-
rosu'na dönüp günümüze
dek burada çalıştı. Son dö-
nem oyunlan arasında 'A>
Işığında Şamata". 'Kralın
Kısrağı', 'Gökyüzünde Bir
Kıyı', 'Taziye' 'Günden Ge-
ceye', 'Aşk Mekruplan' bu-
lunuyor.
Müzik çalışmalan
Nedret Güv enç oyunculu-
ğu dışında 'En Büyük Ku-
mar', 'Bernarda Âlba'nın
Evi', 'Erkek Saft", 'Çil Ho-
roz', 'Utanmazın Defteri'.
'Eski Fotoğraflar' gibi oyun-
lar sahneye koyarak yönet-
menliğini de kanıtladı.
1950'de başrol oyuncusu
olarak gırdiği sinemada gü-
nümüze dek çalışan Nedret
Güvenç'in başlıcafılmleri.
'Lale Devri", 'Sürgün', '\a-
>ıız Sultan Selim \e Yeniçe-
ri Hasan", 'Kanh Para', 'Hıç-
kınk','BeşHasta\ar', Oğ-
lum', 'Karaçalf, 'Anası Gi-
bi', 'Kötü Tohum', "Aj şecik
Yavru Melek', 'Şehvetin Esi-
rijiz', 'Sabahsız Geceler".
'FakirGencin Romanı" 'Ça-
hkuşu', 'Meleklerin İntika-
mı', 'Yaşlı Gözler", "Sefil-
ler', 'Kadın Satılnıaz". "Şö-
forNebahat'.Çileli Bülbül".
'AnaGibi^'arOlmaz'^Tat-
Güvenç. 'Eskimeyen Oyun'da Haluk Kurtoğlu ile.
!ı Dillim. 'Zulüm', 'İffet',
'Baba', "Se\ Kardeşim", 'El-
\eda Dostum", 'Kızını Döv-
me>en Dizini Döver", 'Yalı',
A>laklar'.
Bır süre TV'de Hanım-
lar Sizin İçin adlı bir dizi
program sunan Nedret Gü-
venç. 'FotoFinish', "Vüdız-
larGece Bü\ür", "Belkıs Ha-
nımınKonağı'.'llkAşk" gi-
bi birçok TV dizısinde de rol
aldı.
Nedret Güvenç. 1953'te
•Kanh Para' filmiyle Türk
Film Dostları Derneği'nin
En tyi Oyuncu Ödülünü al-
dı. 1955'te -Hile ve Se\gi'
oyunuyla Almanya'nın
(FAC)'Schiller Madalya-
sı'na değer görüldü. 1958'de
'C\rano de Bergerac" oyu-
nuyla llhan Iskender Arma-
ğamaldı. 1997'de 'Eskime-
yenOjun'la Afife Jale Ödü-
İü kazandı. TODER (Tiyat-
ro Oyunculan Derneğı) Al-
tm Rozet Onur Ödülü sahi-
bı müzik çalışmalan da ya-
pan sanatçının Kara Kov un.
Tamzara, Talih Kuşu gibi
plakları bulunuyor.
IŞILDAK YE YELPAZE
ATİLLA BÎRKİYE
Aşk-ı Memnu
Matmazel Courton ülkesine dönerken, Bihtertara
fından dönmek zorunda bırakılmıştır, giderayak Nihal'*
Behlul'dan uzak durmasını öğütler. Sezgisel, biraz di
"tanıksal" bır öğüttür bu.
Genç kızlığının "tirşe telaşını" yaşayan Nihal. m
yazık ki mürebbiyesinin öğüdünü tutmaz. Tutamaz
Gönlünü, Behlul'a kaptınr.
Şakayla başlayan ki bu şakanın ardında büyük br
çatışma vardır, evlilık "sözü" giderek, tirşe bir heye
cana, tirşe bır aşka dönüşmüştür.
Nihal kendini, aşkın bılinmezliğinde: aşkı tanımanır
ilk adımlarında bulur. Onun için Behlul'un yanında ol-
ması, bir akşamüstu adada Behlul ile birlikte arabay-
la dolaşması kadar büyük bir romantizm var mıdır?
Belki de ilk kıvılcımlar, pıyanonun başında çıkmış-
tır. Hiç kuşkusuz ki ikisi de bunun farkında değildir.
On beş yaşındakı genç bir kızın yaşadığı "ilk aşk"tr
bu... Henüz, aşk sözcüğunü kullanmasını bile bilme-
yen gencecik bir kızın, bilinmezlik içindeki merakının
titreşimleridir.
Çok kısa da olsa. bir şarkı sözündeki gibidir
"Yüreğım yennden çıkacak!"
Öte yanda ise Bihter vardtr. Melih Bey takımından
Firdevs Hanım'ın kızı olmak kolay değildir. Kocasın
aldatmanın annesinden geçen kalıtımsal bir "huy" ol-
duğuna inancı giderek güçlenmıştır, Bihter'in.
Olaylar, onu böylesine bır inanca sürüklemiştir. Da-
hası yüreğindeki aşk ateşi onu böylesine bir inanca
sürüklemiştir.
O da bedeninin ateşinı söndürmek için, bedeninin
şehvetini dindirmek için kendini Behlul'un kollanna atar.
Belki de tek kusuru, bir adımda atması, yanı çok ko-
lay atmasıdır.
Ancak aşkı yaşar; yasak bir aşk olsa da...
Firdevs Hanım, baştan beri Bihter ile Adnan Bey'in
evliliğine karşı olan yani kendi öz kızını kıskanan Fir-
devs Hanım, Behlul ıle Bihter arasındaki ilişkjyi hiç kuş-
kusuz sezinlemiştir.
Zaten bu yüzdendir, Behlul ile genç Nihal'in evlen-
mesini ortaya atması. iki genci birbirine yönlendirme-
si...
Bihter oyunu, Behlul'u kaybetmiş olduğunun far-
kındadır; ve annesinden bu oyunu, kı artık oyun acı
birgerçektir. durdurmasını ister. Yoksa her şeyi yapa-
caktır. Olüm de olsa...
Ölümü göze almak, Adnan Beyi aldatmanın onarı-
lamaz utancından mıdır, yoksa Behlul'u yitirmesinden,
dahası Behlul'u üvey kızı Nihal'e kaptırmasından mı-
dır?
Belki üç neden de geçertidir, ölümü göze alması için.
Ama daha çok, tirşe telaşıyla. güzelliğiyle, evin için-
de bir rüzgâr gibi esen Nihal'in vartığıdır, asıl neden.
Bihtertüm bu yüzleşmelerden kaçar. Ya da tüm bun-
larla yüzleşir. Elinde tabanca, odasına kapanır. Kilitli
kapıyı Adnan Bey zorlamaktadır. Son anlardır, karar
vermenin son anları...
Yaşamanın son anları:
"... öimeyecektı; bu güzel, genç nefis kadın yaşa-
yacaktı... Sonra bırden, artık kınlmaya hazır, çatırda-
yan kapının karşısında, bıleğının direnışıne birderman-
sızlıkgeldı. Sankı onu bırgüç büktü, yendi... Sonun-
da o siyah ağzı kıvnldı, biryılan hayınlığıyla, karanltk-
ta o çok acı aşkyarasıyla sızlayan noktayıbuktu.'ı
Nihal ilk aşk acısıru tatmış, ama çok kötü tatmıştır.
Sonunda yabancı bır kadının elinden aldığı babaşıy-
la birliktedir. Roman, Nihal'in babasınayürekten söy-
ledikleriyle biter:
"Biriikte, hep birlikte. Yaşarken ve ölürken..."
• • •
Halid Ziya Uşaklıgil'in en güzel romanlanndan bi-
ridir Aşk-ı Memnu. llk yayımlanışı 1900'de. Yaklaşık
bir yüzyıl geçmesine karşm insan okurken, yeni yeni
tatlar alıyor.
Çokfazladeğıl. bu üçüncüsü. Bu kez ise daha çok,
romanın, Mehmet Rauf'un Eylul'de "sürdürdüğü iz-
teWere"takılıpkaldım.
Aşk-ı Memnu, roman tarihimizın en onemli köşetaş-
larındandır. insan bu romanın yeni basımını eline al-
dığı zaman bir "özenle" karşılaşmak ıstiyor. Ne yazık
ki bu "özeni" bulamıyoruz. Bır de "sadeleştirme" so-
runu var.
Doğrudur, günümüz okuru için sadeleştirme ge-
rekli. Ancak bunun ölçüsünü iyi ayarfamak; yazann bi-
çemini ve dilini "korumak" da çok önemlı...
Onat Kutlar, Adam Kitabevi'nde
cumartesi günü amlıyor
• Kültür Servisi - Onat Kutlar'ın ö>külerinden
oluşan bırdinleti cumartesı günü saat 14.00'te
Adam Kitabevi'nde yer alacak. Onat Kutlar'ın
öykülerini Filiz Kutlar ve Ayhan Kavas okuyacak.
(293 41 05)
Yapı Kredi'den Hapfi Hapfine'
sergisi
• Kültür Servisi-
Yapı Kredi
Kültür Merkezı
Sermet Çifter
Kütüphanesi'nde
açılan arşiv
sergisi 'Harfı
Harfine' sürüyor.
Sergi. Osmanlı'dan gürıümüze kalmış renk renk
alfabeler. kıraat ve okuma kıtaplan ıle Arap
hurufatından Latin hurufatına dek uzanan bir
yolculuk vaat edıyor meraklılanna. Koleksıyonunu
kullanıma açan Gündağ Kavaoğlu dışında Metin
Kaçan, Latif Demircı. John Ash. Gökhan Akçura,
lshak Reyna, Enis Barur. llhan Berk, Semih
Balcıoğlu, Doğan Hızlan. küçük Iskender, Serhan
Ada. Tahsin Yücel. Giiven Turan. Ferit Edgü. Mahir
Öztaş, Mehmet Ulusel. Behıç Ak. Orhan Duru,
Nazif Topçuoğlu. Pınar Kür. Cem Akaş, Samih
Rifat. Selçuk Demırel. Adalet Ağaoğlu, Banş
Pırhasan, Ronı Margulies. Füruzan, Amin Maalouf
ve Ahmet Oktay da sergiye yazı ve çizgilenyle
katkıda bulunmuşiar. Sergi, 20 Mart tarihine dek
izlenebılecek.
Ankara Devlet Tıyatrosu, Atina'da
• Kültür Senisi - Türkıve ıle Yunanıstan arasinda
ikili külrürel ışbırlığı çerçevesınde Ankara Devlet
Tiyatrosu tarafından sahnelenen "Maria Çallas' ve
'Yalancı Aranıyor" Atina'da ovnanacak. Atina'da bir
basın toplantısı düzenleven De\let Tiyatrolan
Müdürii Bozkurt Kuruç ıle Yunanistan Ulusal
Tıyatrosu Müdürü Nıkos Kurkulos. iki ülke
arasındaki kültür işbirliğinm bütün olumsuzluklara
rağmen devam edeceğinı sövlediler. Önce Devlet
Tiyatrolan. daha sonra Kültür Bakanlığı'nın devreye
girmesiyle ıkı üLke arasında 1961 yılından bu yana
dondurulan işbirliğı. geçen ay Yunanistan Devlet
Tiyatrosu'nun Eunpıdes'ın ıkı oyununu Ankara ve
Istanbul'da sahnelemesivle venı birdöneme
gırmişti. Oyunlar ikişer gün sahnelenecek. :