23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İ9EYLUL1997CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Direniş hareketini eksen alarak Gestapo'yu kandırmış, kocasını kurtarmış, seven, yürekli bir kadının öyküsü En güzel direnîşçi Carole Boıwjııet SUNGU ÇAPAN Bigün göstenme girecek olan o caka- sından geçılmez, şık şıkırdım, gösterişlı Amerikan yapımlan arasında, özlediğımiz türden eski tatlariçeren, yahn bır sevgi, da- yanışma, kahramanlık övgiisü niteliğınde- ki br Fransız fılmi dikkati çekiyon 'Lucie Aııbrac'. 1966 yapımı ilk fılmi 'Le Vıefl Hommeet l'Enfant'dan bu yana, genelge- çer modalara, akımlara kapılmaksızın, ıs- rarla 'babadan kalma' sinema anlayışının ûrünii 'Jean De Florette', "Manon Des So- urces', 'Germinal' vb. gıbi, hem iyı eleşti- riler alan hem de gışe şampıyonu olan fılmlenyle Jean Renoir'ın mırasına sahip çıkan yapımcı-yönetmen Claude Berri bu kez, yanm yüzyıl kadar öncesınde Nazi çızmesi altındakı, alçak ışbirlikçilerle sah- te vatanseverlerden geçilmeyen. işgal Fransası'nda gerçekten yaşanmış olaylar- dan ve Lude Aubrac'ın 'İbpartirontdans l'ivresse' adlı anılar kitabından yola çıka- rak Fransa yakrn tarihinin pek aydmlığa kavuşmayıp öribas edilmiş, ama romanla- ra, filnalere konu olmuş, haylı karanlık bir dönemine el atıyor 'Lucie Aubrac'ta. Fransız sinemasında 'yönetmenler ara- smdayapunalann en iyisi,yapımalar ara- sında da yönetmenlerin en iyisi' sayılan, aslında bır romancının yaratıcı, zengin ha- yal gûcûne pek sahip olamasa da uzun yıl- lardan ben klasik, yahn ve sağlam bir si- nemanın sadık uygulayıcısı olagelen Cla- ude Berri, 1940'ta, tam bir kaos içındekı Fransa'da hükümetın başına geçırilen, Bı- rincı Dünya Savaşrnın Verdün kahrama- nı, seksenlik ıhtıyar mareşal Petain'ın Na- zılere teslim bayrağını çektığı tkinci Dün- ya Savaşı yıllarından 1943 'te, Lyon'da ge- çen bir aşk ve direniş öyküsünü anlatıyor bu son fılminde. Yahudi kökenli Raymond (Samuel) Aubrac'la öğretmen kansı Lucie (Daniel Auteuil. Carole Bouquet), direniş hareke- tının başkenti konumundaki Lyon'da ış- galcı Nazı kuvvetlenne suikastlar. Alman cephane trenlerine sabotajlar yapıp gaze- te çıkararak, bildin dağıtarak, başı belada- kı vatandaşlara yardım ederek eylemlen- nı sürdüren, Nazileri kabullenrruş sessiz çoğunluğu harekete geçirmek isteyen Fransız direnişçilerinın ön saflannda yeT alan yurtsever bir kan-kocadır. Gesta- po'nun François Vallet kimliğiyle yakala- yıp adı karaborsacılıktan tutukladığı, son- ra tekrar Fransız polisine iade ettiği koca- sı Raymond Aubrac'ı, kraldan çok kralcı Fransız savcıyı, general De GauOe ve bü- tün direniş hareketi adına cezüriâhdırmak- la bizzat tehdit ederek özgürlüğüne kavuş- 'turacak kadar seven. güçlü, azımlı, gözü •4cara, yığit ve güzeller güzelı bir kadındır Lucie Aubrac. Gündüzlen okulda küçük -öğrencilerine tarih öğretir, gecelen B- BC'den yayın yapan Özgür Fransa radyo- sunudınler, kocasını kurtarmak için her şe- yi göze alır o; jurnalcilerin, işbirlikçilerin, herçeşit ve cınsten alçaklann kol gezdiği, kukla Vıchy hûkümeti yönetimindeki ül- Jcesinde. Önceleri her kafadan aykın ses- Jer çıkan, birbirlennden habersiz grupla- nn yûrüttüğû Fransız direniş hareketinın ateşini Londra'dan körükleyip farklı eği- limlerdeki direnişçileri tek amaçta birleş- tiren general De Gaulle'ün temsilcisı olan, Max kod adlı Jean Moulın'le (Patrice Cbe- reau) arkadaşlanrun, Caluire'deki bir dok- torun evınde planlanmış toplantısı, bir is- pıyoncunun ihbarı sonucunda Almanlarca basılır ve adı sonradan Lyon Kasabı'na çı- kacak Gestapo şefı Klaus Barbie'nin (tam bır gaddar Nazi olmuş çıkmış HeinoFerch) eline dûşer, direniş hareketınin önderi -'Maı'la. Aubrac ve öteki arkadaşlan. Muhbirliği tam anlamıyla hiçbir zaman kanıtlanamamış olsa da, baskından kolay- ca koşarak kaçıp kurtulan Rene Hardy'nin (Pascal Gregory) ihanetine uğrayan direniş örgütü, ışkence sonucu alınan itiraflarla büyük yara alır böylelikle. Gerçekte, şef Max-Jean Moulin de Almanya'ya toplama kampına götürülürken ortadan kaldınla- caktır sonradan. Direnişçileri tam anlamıyla çökertmek içın gittikçe tutumunu sertleştiren Gesta- po'nun ağır işkencelerden geçirip (gerçek- te konuşturduğu, yanı Max'ın kımliğiru ağzından aldığı ve) idama mahkûm ettiği kocasına duyduğu büyük aşkla, her türlü riski göze alarak yeniden işe koyulur cin fıkirli Lucie. Direnişçi terzi arkadaşı Ma- urice'in (hanka bir tip Jean-Roger Mflo) desteğiyle, bu kez Petain'ci, askerkızı, var- lıklı, onuruna düşkün, kıpkırmızıya bo- Yönetmen: Claude Berri / C. Berri, Artette Langmann / Kamera: Vıncenzo Marano / Müzik: Philippe Sarde / Oyunculan Carole Bouquet, Daniel Auteuil, Jean- Roger Milo, Patnce Chereau, Eric Boucher, Heino Ferch, Bemard Verley, Jean Martin/1996 Fransa (Umut Sanat) yanmış dudaklı, süslü püslu bır burjuva Fransız kadını kılığına bürünerek güzellı- ğıne vurulmuş, efendiden bır Nazi komu- tanını kandırmayı deneyecek ve gerçekte 'kimliğini bilmeden ilişki kurup gebe kal- dıgT yalanını kı\ ırarak bol takma ısımlı i- dam mahkûmu Raymond Aubrac-Franço- is Vallet-Ckude Ermelin'le, Fransız yasa- lannın da elverdığince, daha doğmamış çocuğunun geleceğini kurtarmak amacıy- la evlenmek ıçm izin almayı başaracaktır Alman yetkililerden. Böylece zaten evli olduğu, bir çocuk doğurduğu sevgılı idam mahkûmu kocasıyla bir kez daha evlene- cektir, Nazilerin nezaretinde. Evlenme törenı sonrasındaysa önceden tüm aynntısi\la tasarlarup planldnmı$ bır kaçırma eylemıyle hapishane arabasından ve idamdan kurtanlan Raymond Aubrac 'la güzel, yürekli kansı Lucıe'yi ve küçük oğullannı pır pır bir ucağa bındirip Lond- ra'ya uçunırlar. Max'la öteki direnişçıler. Böylesi. alışılmış bir mutlu sona bağlanan 'Lucie Aubrac', Allah herkese Lucie gibi güzel, akıllı, cesur ve seven bir kadın na- sip etsın dedirterek masal gibi noktalanır- ken sevgi ve direniş kadını. kahraman Lu- cie'nin Londra'da bır çocuk daha doğurdu- ğunu, böylelikle ailenın sevunlı oğlu Bo- oboo'nun bır kızkardeşe kavuştuğunu da arkajenerik yazılanndan öğreniyoruz. Malum amansız Nazi zulmü tablolany- la bezclı, >cr >er poiiii>e bır heyecan, ge- nlim temposuna da bürünen, Fransızlar için hâlâ tabu sayılagelen karanlık bir dö- nemi fon olarak almış bu Claude Bern fıl- mi; savaş, şiddet, baskı, terörden aşka ve romantizme kadar uzanan bir yelpazede seyreden; bazı tren, metro, sokak sahnele- riyle çizgi dışı olabilen, tarihin bütün ay- nntısıyla yeniden canlandınldığı bır dö- nem fılmınden çok, pek zamana bağlı ol- maksızın, evrensel. insancıl ve klasik bir tarzda hikâye edilmiş biraşk ve direniş gü- zellemesi etkisi bırakıyor ızleyicide. Yahu- di kökenli Aubrac ailesinın gerçek öykü- sünü kimı müdahalelerle akıllara durgun- luk verici bir sevgi-dayanışma serüvenine dönüştüren yapımcı-yönetmen Claude Berri'nin nice ihanet, şiddet, acı ve baskı- nın bile bozamadığı bu yalın 'seven, sevi- len, direnişçi kan-koca öyküsü' çeşitleme- sı, ügiyle ızlenıyor izlenmesine ancak yo- ğun bir aşk, dayanışma ve direniş atmos- ferini soludufumuz, iki saatlik bu fılmin giderek beylik ve hatta yer yer didaktik bır hal aldığı da açık seçik ortada. Sınıftakı küçük öğrencilerine 'Şimdiki zamanı la>ikuıca yaşamak için tarihi iyice öğrenmek, biimek gerekir' diyen, aydıîı ve esaslı öğretmen rolündekı, artık yaşlan- maya başladığını görmekten üzüldüğü- müz, eşsiz Carole Bouquet'nın soğuk, mermerimsi ama ateşli güzelliğinin hatı- nna rahatlıkla, hatta kımi zaman keyıfle seyredıp bellegimizin 'Rezistans'a inşkin Fransızfilmleri' kategonsınde, orta sıralar- da bır yeTİere çarçabucak postaladığırruz 'Lucie Aubrac'ta, Yahudi annesi-babası- nın toplama kampına göndenldiği Ray- mond Aubrac rolündeki usta aktör Daniel Auteuil da, her zamankı performansmı çı- kanyor yıne. 'KraBce Margot'nun yönet- mem Patnce Chereau kanzmasıyla ulusal direniş kahramaru Jean Moulın'i ete cana büründüriirken delıfişek. genç direnişçi Serge'deki uzaktan uzağa Brad Pht'ı çağ- nştıran Eric Boucher, makas kadar silahı- nı ve aklını da kuUanmasını bılen terzi Ma- urice'deki Jean-RogerMilo ve sorgulama- lannda ışkenceye başvurmadan edeme- yen, sadıst, cellat Nazi subayı Klaus Bar- bie'deki Heino Ferch de oldukça göz dol- dunıyoriar. Her ne kadar insanın içini kı- ptr kıpır etürip sıcak ve iyi şeyler hıssetti- ren, büyük bır fılm seyretmenın keyfıni ıl- gıt ılgıt duyumsatan o yüce başyapıtlar ayarmda olmasa da, kimi zayıflıklar ve ucuzluklar içerse de, ışini bilen yapımcı- yönetmen Claude Berri'nin elinden çıkma bu orta karar Fransız fılminden, kuşkusuz parlak bir Holryvvood yapırruyİa kıyasla- namayacak kadar hoşnut kaldık sonuçta. Head Above Water / Yönetmen: Jim Wilson / Senaryo: Theresa Marie / Kamera: Richard Bovven / Müzik: Christopher Young / Oyuncular: Harvey Keitel, Cameron Diaz, Craig Sheffer, Billy Zane, Shay Duffin / 1997 ABD (Umut Sanat) Bir çiçek, biri olu uç bocek... Alabildiğine çekici, güzeL zen- gin bir aile ve zamane kızı, baştan çıkancı bir sanşın afettir Natalie (Cameron Diaz). Zevk sefa peşin- de, alkol, hap ve uyuştunıcularla yaşarken, yasalarla başı belaya gir- diğinden tutmuş, yasalan çok iyi bilen. ağırveoturaklı, nerdeyseba- bası yaşındaki bır yargıçia evlen- miştir. Böylece yasalardan yana kendiru sağlama almış Natalie, gü- ven ve huzuru bulduğu, yargıç ko- cası George'un (Harvejf KeiteJ) ne- zaretinde alkol ve haplardan kurtu- lup anndığı, yeni, temiz bir yaşam kunnuştur görünürde. Ailesinin Maıne kıyısında. ıssız bır adadaki yazlık evine, TV'siz, telefonsuz, fakssız; güneşli, denizli, temiz ha- valı bir tatil geçirmek üzere koca- smı getirir Natalie. Aslında yıllar- dır Natalie'ye tutkun, eski çocuk- luk arkadaşı, münzevi heykeltıraş Lance'den (Craig Sheffer) başka canlıdayokturadada Yaz-kışada- da oturup evlerine de göz kulak olan Lance ile yargıç George'un tekneyle balığa çıktığı bir gece es- ki sevgilısi, ıçkıcı yakışıklı Kent'ın (Bflly Zane) kayıkla çıkagelmesiy- le, eski aşk defterlerinin sayfalan- m kanştırmak dunımunda kalan güzel Natalie'nin düzgün yaşamı altüst oluverir. Çünkü kocasına ihanet edip etmediğini bilemediği- miz gecenin sabahında divanda uyanan genç kadın, votkalan içip içip sızmış Kent'in ölmüş, çıplak bedenını bulur yatağında. Kocası- nın kıskançlığından korkup panik- leyerek önce cesedı saklayan, son- ra da durumu yargıç kocasına açık- layan Natalie, her zamanki gibi, bu ceset sorununun halledilmesi işinı kanun adamı George'a bıralar. Kalp krizi ya da zehirli votkadan dünyasını değiştirmiş, dirisi gibi, ölüsü de başa bela olan Kent'in ce- sedini Lance'den saklayan kan ko- canın arasına giren kuşku giderek evUüklennin altım oyarken, sürp- riz gehşmelerle süregelen olaylar, gitgjde kâbusa dönüşür... Bir Norveç filminin yeniden çevrimi olan "Head Above Water- IzPeşjncfc'', 1990"lannbaşmdaTa- rantino'nun "Rezervuar Köpekle- ri"yle tıpasmı patlattığı Kara fılm türünün, oldukça eğlendirici yeni bir uzanüsı. Kevin Costner filmle- rinin yapımcılığ^ından kamera ar- kasınageçen JimWilson'un ilk yö- netmenliğınin ürünü "izPeşmde", sürprizlere çanak futan. sürekli me- rakı arttıran, şaşırtmacalı gelişme- lere gebe. ınişli çıkışlı bir çizgide seyreden, beylik bir aşk üçgeninın (dörtgeninin) dolambaçlanna sav- rulup klasik 'Katil Kim?' entrika- smın peşine takıldığımız bır kara fılm komedisi. Yeni yönetmenlere destek çıkıp düşük bütçeli fılmler- de oynamakhobisini sürdüren Har- vey Keitel gibi bir ağır topa ve en son yine iki kardeşi baştan çıkardı- ğı "FeelingMinnesota''da izlediğı- mız, erkek seyircinin gözünde, gönlünde güller açtıran Cameron Diaz gibi dayanılmaz bir sanşın fistığa sahip fılmin güldürü yanı, polisiye gerilime ağır basıyor ge- nelde. Aşktan nefrete dönüşüp şüp- henin kemirdiği kan koca ilişkısi, cinayet, baskı, esrar ve kurtulun- mak istenenbir cesedi ortadankal- dırma yollan hakkında şenlıkli, ke- yifli sahneler içeren ve seyirciye sık sık şaşırtmacalar veren "Head AboveWater-tzPeşinde'nin senar- yosu,GeirEriksen ve ErikUdahl'ın yazdığı. onjinal Norveç filminin Amerika'da adapte edilmiş hali ve tabii her sorunun mantıklı bir açık- laması da var! Çok önemsenmese de oyunculanyla ilgi çeken. neşe ve mizahın eksiİc obnadığı, hatta ge- nhm-heyecan temposunun giderek gülümsemelere yenik düştüğü "tz PEşjnde",bizim Harvey Keitel tut- kunlannın gözardı etmeyeceği bir fılm özetle. Genç kadın, yaşlı ko- cası ve kadının iki eski göz ağnsı erkekten oluşan bu "bir çiçek, üç böcek' çeşitlemesi, sürprizlerle, keyifle, neşeyle tüketilen, şirin bır kara fîlm eğlenceliği sayılabılir. YENt BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... Anna Karenina Bugün sinemalanmızda göstenme gi- jen bır başka fılm, Ingıliz yazar-yönetmen Bernard Rose'un Tobtoy'un aynı adlı, ün- 1ü romanından sinemaya uyarladığı Anna Karenina. Gerek, romandaki ilişkileri da- •ha önce yapılmış bütün versıyonlanndan .daha derinlemesine ele alması, gerekse bir !'dönem fdmi' ve kostümlü bir drama ol- !ması bakurundan önem taşıyan fılmde, Anna ve Vronsky arasındaki inişli çıkışlı ;ilişki, kapsamlıca işlenmiş. Anna Kareni- na'nın bır başka özelliği de çok sayıda ta- nınmış ve sinema kariyeri parlak oyuncu- yu bir araya toplamış olması. Daha önce Paperhouse, Candyman ve Immortal Be- loved gıbi fılmleriyle tanınan yönetmen Bernard Rose'la yapımcı Bruce Davey'in, Anna Karenina rolü için Sopoie Marce- au'yu seçmelen bir tesadüf değil. Öscar ödüllü Braveheart filminde de Marceau'yla bıriıkte çalışmış olan Davey, Marceau'nun, Romanov hanedanı dönemi Rus sosyetesini yansıtmak için gereken mükemmel görüntüye sahip olduğu için Anna rolünü üstlendiğini be- lirtiyor. LaBoum,Braveheart, Dartanvan'ın Kızı ve Bulutlann Otesüıde gıbi fılmlenn yıldızı Sophie Marceau'nun yanı sıra, öteki rollerde Caravag- gio, Lorna Donne, S- tormyMondayde de oy- nayan Sean Bean, Alf- red Moüna, James Fox ve Esotka'dan anımsa- nacak Mia Kirshner var Anna Karenina'da. "TTıe Impure Blood / Bozuk Kan" 19. yüzyıl sonlanna doğru küçük brr Balkan kasabasında. hayattaki şansını yı- tirmiş bir baba. bır akşam eve zengin bır çiftçiyi getinr. Güzel kızı Sofka'yı para karşılığı bu zengin adamın, henüz 12 ya- şındaki oğlu ıle evlenmesi için satar. Ba- basının fakirliğı yüzünden ailesinin gele- ceğini kurtarmak amacıyla mecburen ev- liliği kabul eden Sofka, gelin gittiği evde henüz bır çocuk olan damada annelik,da- madın babası Marko'ya ise karılık yap- maya başlar. Kaytnpeder Marko'nun ölü- müyle gelişen olaylar ve geçen zaman, Sofka'yı bir cehenneme doğru sürükle- mektedir... Bugün gösterime giren Bozuk Kan, ilk filmi Metmorphosis ile Berlin Film Festivalı dahil çeşitlı festivallere ka- tılmış Sırp yönetmen Stojan Stojcic'in ese- ri. Cannes'da göstenlen Bozuk Kan, aynı zamanda 10. Yugoslavya Film Festiva- li'nde Altın Mimoza ödülünü kazanmış bir fılm. Başlıca rollerini ülkemizde de bü- yük ilgi görmüş, 1995 Venedik Fılm Fes- tivali 'Altm Asian' ödüllü Yağmurdan Ön- ce'nin başrolünde oynamış Rade Serbed- zija, MayaStojanovic ve yine Yağmurdan Önce'de rol almış MetoJovanovski paylaş- mış. The Lost Wortd: Jurasslc Park / Kayıp Dünya" Steven Spielberg'ün şimdilik en çok ha- sılat elde eden film unvanına sahip üç Os- car ödüllü Jurassic Park'ın devamı Lost VVbrld: Jurassic Park filmi de bugün baş- bymDuMzm-pigınhğıruyenRienyaşaracak olan vebaşbcarofleriniJeffGotdbhım, Ric- hard Attenborought ve Julianne Mo- ore'un paylaştıklan Kayıp Dünya'nın ko- nusu, ilk Jurassic Park'ın da senaryo yazı- mına katılmış olan David Koepp'le Spiel- berg'ün yaptığı bir dizi toplannrun sonu- cunda ortaya çjkü ve dinozorlan koruyan- larla dınozor avcılan- nın mücadelesini ele alan bir serüven nite- liğine kavuştu. 'Sine- manm harika cocuğu' olarak nitelendirilen ve bugüne kadar Clo- se Encounters of the ThirdKind,ET^Em- pire of the Sun, Hook, Javvs.Raiders of the Lost Ark. Indiana Jo- nes, Oscar ödüllü SchiiMUer'ınListEsi gı- bi ses getrrmiş fıhnle- re imza atmış deneyimli yönetmen, bu fil- mi çekmiş olmaktan duyduğu hoşnutluğu vurgulamaktan çekinmezken bazı endişe- lerini de dile getirmeden de duramayıp şöyle diyor: "fnsanlann bol bol konuştu- ğu bir film yapmay ı çok istiyordum. Çün- kü zaman zaman öyle bir duyguya kapın- yorum ki sanki sadece homurtulann oldu- pı dev fflmler yapıyormusuın gibi getiyor_" Insan karakterlerinın ilk Jurassic Park fıl- minden daha karmaşık olduğu Kayıp Dün- ya'da, dinozorlar bu kez daha inandıncı, daha korkutucu ve ilk filme oranla çok da- ha alımlılar. Jimi Hendrix müzesi açılıyor • Kültür Servisi -Jimi Hendrix'in kızkardeşi Janie Hendrix, bir fibn, bir festival, bir kitap ve bir gezıci müze ile sanatçının amsının önümüzdeki yıl içersinde yeniden canlandınlacağını açıkladı. Janıe Hendrix, "Hendrix Experience" ismi verilecek olan müzenin 1998 yılı içersinde oluşturulacağını belirtti. Sanatçımn yaşamımn konu alınacağı filmde ise başrolü ismi fazla duyulmamış bir aktörün üstlenmesinı yeğlediklerim söyleyen Janie Hendrix, Oliver Stone'un Tne Doors fılminde düştüğü hatanın tekrarlanmayacağının altım çizdi. 1970 yılında ölen Hendrix'in albümlen tüm dünyadakı müzik piyasalannda her yıl mılyonlarca ahcı bulmaya devam edıyor. 14 Ekim'de sanatçının daha önce yayımlanmarruş parçalanndan oluşan "South Saturn Delta" adlı yeni bir albüm de Hendrix hayranlan ile buluşacak. Sanatçının babası Al Hendrix. önümüzdeki yıl içersinde kendi yazdığı "My Son Jimi" isimlı bir Jimi Hendrix biyografîsinin de yayımlanacağını açıkladı. Yine gelecek yılın ilk aylan içersinde gerçekleştirilmesi tasarlanan Hendrix festivalinin yeri ise New York olarak belirlendi. u Booker Edebiyat Ödülteri'nin finalistiepi belirlendj • Kültür Servisi - lngiltere'nm en önemli edebiyat ödüllerinden olan "Booker Ödülleri"nın altı finalisti belirlendi. Ödülü kazanan yazar milyonerliğe doğru ilk adımını atmış olacak. Birinciliğe değer görülen yazann 20 bin dolar para ödülü kazanacağı "Booker Ödülleri"nin yöneticisi Martyn Goff, " Yazarlar yalnızca 20bin pound ödül kazansa da milyonerliğe doğru bir adım atmış olacaklar" dedi. Yanşma sonuçlan 14 ekimde açıklanacak. Hindistanlı yazar Arundathi Roy'un ilk kitabı "The God of Small TTıings" (Flamingo Yayınlan), Sydney doğumlu yazar Madeleıne St Jones'un üçüncü kitabı "The Essence of The Thing"(Fourth Estate Yayınlan). Bemard MacLaverty'nin "Grace Notes" (Cape Yayınevi), Mick Jackson'un "UndergTound Man" (Picador Yayınevi), Jim CraceMn "Quarantıne" (Viking Yayınevı), Tim Parks'ın "Europa"(Secker and Warburg Yayınevi) isimli kitaplan ödül almaya değer kitaplar olarak belirlendi. Ruhi Su yaruı andıyor • Kültür Servisi - 12 yıl önce aramızdan aynlan Ruhi Su, yann saat 12.30'da Zincirlikuyu'daki mezan başında anılacak. Hapishane arkadaşı Şükran Kurdakul'un da bir konuşma yapacağı etkinlik, Ruhi Su Kültür Merkezi tarafindan düzenleniyor. Korist Nurha Uyar, Hüseyin îlbey ve Ruhi Su Dostlar Korosu da saz çalıp türkü söyleyecek. Vepsace'nin yaşamı film ohıyor • Kültür Servisi -Öldürülmesinm ardından iki ay geçen Gıanni Versace'nin öldürülüşünü ve yaşammı konu alan bir film çekiliyor. Daha önce "Della Force" ve "Fotebbes Operation Thunderbolt" gibi filmleri çeken Menahem Gulan'ın yöneteceği filmde, Stephan Bauer, CLA ajanuu. Shane Pardoe, hmoseksüel katili, Franco Nera da Gıanni Versace'yı canlandıracak. "The Versace Murder" isimli fılmin çekımlen. Miami'nin kuzeyinde başladı. Fılm yapım şırketinden Sam Lupovvitz, "Güncel olaylarla ılgıli bir film çektiğiruzde halkın ilgisi daha fazla oluyor. Ancak ilk olmak da çok önemli çünkü bu olay unutulmak üzereydi" dedi. Fransa Voltaire'in şatosuna milyaıHar ödedi • Kültür Servisi - Fransa, Voltaire'in "Candide" romanını yazdığı ve yaşamımn son 20 yılını geçirdiği şatoya mılyarlar ödedı. Şato. insan haklan üzerine yoğunlaşmış bir kültür merkezi olarak kullanılacak. Ferney-Voltaire'in Fransa"yı eleştirmesi yüzünden. Fransa dışında da yaşamak zorunda kaldığı için şatosu Isveç sınınndaydı. Şato iki yıl önce, satışa sunulduğunda Fransa hûkümeti şatoyu almaya yanasmamıştı. Ancak yeni kültür bakanı Cathcrine Trautmann, geçen hafta yaptığı sürpriz bir açıklamayla şatoyu satm aldıklanm açıkladı. 1 milyon steriin değerindeki şatonun satın almma karan, Voltaire'in anısına saygı olmaktan çok ekonomik nedenlere dayanıyor. Şato, ilerki tarihlerde restore edilerek yeniden satışa sunulacak. Ünüi komedyen Skelton öWü • Kültür Servisi - ABD'li ünlü komedyen Red Skelton, uzun süren rahatsızlığınuı ardından. evvelki gün 84 yaşında öldü. Eisenhovver Tıp Merkezi'nden bır yetkilınin yaptığı açıklamaya göre bırçok TV dizisinde ve fılmlerde rol alan komedyen Skelton evvelki gün yaşamını yitirdi. Asıl adı Richar Bernard Skelton olan komedyen saçlannın renginden dolayı "Red" adıyla anılmaya başlanmışrı. 1940'h yıllarda oyunculuğu parlayan Skelton, Esther Willıams ve Eleanor Povvell gibi ünlü yıldızlarla birlikte oynamış, 1951 yılında da televızyona geçmişti. Clem Kadiddlehopper. Freddie the Freeloader, Cauliflovver McPugg ve Mean Widdle Kid gibi karakterlerle öne çıkan Skelton kendi adını taşıyan bir show programını 20 yıl sürdürmüştü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear