22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLUL 1997 CUMA 10 HABERLERIN DEVAM Istanbul Edırne Kocaelı Çanakkale izmır Vianısa Aydın Denızlı Y PB Y PB A A A Y 23 21 22 21 27 27 29 26 Zonguldak Y 21 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas PB PB PB PB Y Y Y PB 22 24 25 25 25 26 26 27 29 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van A A A A A A PB PB 3U 27 35 35 34 34 28 25 PB 27 Yurdun kuzeybatı ke- sımleri parçalı çok bulutlu, Marmara'nın doğusu, Iç Ege, gol- lerbolgesı. IçAnado- Helsinkı 18 14 Karadenız'ın batısı Stockholm B 16 sağanakyağışlı, öte- L o n a r a kı yerier az bulutlu ve Amsterdam açık geçecek. Hava Bruksel sıcakhğı yurdun gu- = — ney ve batısında H a n s Y Y 21 azalacak, dığer yer- Bonn lerde bıraz artacak. Münih Y 21 Y 22 Milano Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına B PB Y B B B B 24 29 24 23 23 14 28 B 26 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahıre Y B B B Y B Y B 21 30 26 29 24 29 26 27 Şam B 30 0Aç,k Parçalı bulut'u Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmurtu kartı •^^tt.va Sulukar , Gok güaıttülü Rüşvetçi Tamraz CIA'nın adamı • Baştarafı 1. Sayfada nabilir" şeklinde konuşması Roger Tamraz-CIA ilışkısını ve CIA'nın pet- rol ışıne nasıl dennlemesine girdiğini bir kcz daha gündeme getırdi. Heslin'ın dinlenmesinden sonra bir açıklama yapan Senatör Rkhard Dur- bin ı^e "Cl.Vnın. bu denli karanlık geç- mişi olan bir insanın ticari ilişkilerine bu kadar derinlemesine bulaşnuş olma- M inanılacak gibi değiL Tamraz, CIA'nın içine sızmış görünüyor" şeklinde konuş- tu. Bir Lübnan bankasının 300 bın dola- nnı zımmetıne geçirmekten dolayı ara- nan \e karanlık bir geçmişe sahip olan 57 yaşındakı Tamraz. Hazar Denızi pet- rolünün Bakû-Ceyhan petrol boru hat- ti yoluyla taşınmasırun kabul edilmesi için yoğun girişimlerde bulunan bir isim. Türkiye'de de yakından tanınan Tam- raz. Bakü-Ceyhan boru hattı konusun- da lobi faaliyetlerinde bulunmak üzere önce Alparslan Türkeş'e ardından baş- bakanlığı döneminde TansuÇUler'e. u- laşmıştı. Heslin, Tamraz'ın Clinton ile ılgilı ısrarlı görüşme talepleri ve devre- ye Beyaz Saray'ın üst düzey yetkilile- nnin de girerek kendisine randevu ayar- lanması konusunda baskı yaptıkJanna ılişkin ilginç açıklamalarda bulundu. 1996 seçimleri öncesinde Tamraz'ın Clinton'la görüşme isteğini, karanlık geçmişi ve tnterpol taraftndan aranan bir kişi olması nedeniyle reddettiğini belirten Heslin. Tamraz'ın CIA'ye bil- gı veren bir kışı olarak çalıştığını düşün- düğünü ve bu nedenle ClA'den rapor is- tedığini bildırdi. Heslin, "Bob" kod adlı bir CIA aja- nının kendisine "Tamraz'ın karanlık geçmişini temizleyen iki rapor sundu- ğunu" dabelirtti. Bakû-Ceyhan petrol boru hattı konusunda Tamraz'ın gıri- şimleri yalnızca ABD ve Türkiye ile sı- nırlı kalmadığı. Rusya lideri Boris Yelt- sin'in de kapısını çaldığı ileri sürüldü. Washıngton muhabirimiz Fuat Koz- luklu'nun edindıği bilgiye göre. Tamraz dün Senato komitesinin önünde kendi- sine yöneltilen sorulan yanıtladı. Hay- li rahat ve zaman zaman alaycı üslupla sorulara karşılık veren Tamraza bir se- natör. "Beyaz Saray'da Başkan Yardım- cısı Al Gore ile Demokrat Parti'ye para yardımında bulunmanıza rağmen görü- şememişsiniz. Bundan dolayı rahatsız oldunuz mu?" diye sordu. Tamraz otur- duğu sandalyede geriye doğru yaslanıp gulerek "Böyle şeylerden artık rahatsız olmuyorum. Beni kapıdan kovsalar canıdan içeri gireceğimi biliyorum" de- dı. Tamraz ıfadesinde Demokrat Par- ti'ye Bakû-Ceyhan petrol boru hattı projesi için lobi yaparken Clinton'a u- laşmak amacıyla toplam 300 bın dolar para bağışladığını kabul etti Komitenin dün sabahkı oturumunda ifade veren tanıldann tamamına yakını ve Senato'nun önemli bir bölümü. da- ğıtılan milyonlarca dolann ABD'nin dış polıtikalannın belirlenmesinde redde- dilemeyecek bir rolü olduğu konusun- da fikir birliğine vardı. Tanıklar bunu "Maalesef bir VVashington gerçeğj" di- ye adlandırdılar. Tamraz, Clinton'la göriişmek için Demokrat Parti'ye yaptığı para yardı- mının benzerini Reagan'ın ABD Baş- kanlığı döneminde Cumhunvetçilere de >aptığını tebessüm ederek söyledi. Tamraz. CIA ile dolaylı ilişkilerinin bu- lunduğunu da reddetmedi. Belediyedeki 4 RP kadrolaşması' • Baştarafı 1. Sayfada netimler Kanun Taslağı'"nı yenı yasama v ılı açılır açılmaz gündeme getırecekleri- ni ve taslağı kamuoyunun önünde tartış- maya açacaklannı vurguladı. ANAP Istanbul Milletvekili Bülent Akarcalı bir süre önce İçişleri Bakanlı- ğı'nabaşvurarak. tstanbul Büyükşehir Be- ledıyesı'nde "partizanca kadn>laşma~ya gıdılerek, "görevininehliolmayan" kişıle- nn yetkilı makamlara getınldiğini belirt- mıştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclısı üyesı ve ANAPgrup sözcüsü NatıkBuda. RP'li Istanbul Büyükşehir Belediyesi yö- netımini değerlendınrken şunlan söyle- mıştı. "Bunlar herkesi, a'dan z'ye değişti- riyorlar. İş bilcn insanlan da bir kenara ayınvoriar. Otoparktaki bekçileri bile de- ğiştinlilcr. İrfaivede kendi ekibin olur mu, gözünii seveyim. Sonra adam yandığı za- man da kabahati sırtından atıvorsun. 'Evınden >arap şişesı çıktı' diyorsun. Ç+- kar kardeşim şarap şişesi. Burası hür bir ülkc. insan şarap da içer. Ya da Hıristiyan- dır. şarap onun için kutsaidır. Sen şimdi. Bu ınsanı. Hıristiyandır yakalım" mı di- \eceksin." RP'lı Gaziosmanpaşa Belediyesi yöne- tımi hakkında, imarplanlanndadeğişiklik- ler yaparak, yeşil alanlann imara açılma- sı. ilköğretim alanına kaçak olarak imam- hatip lisesı yapılmasına göz yumulması, okul alanının toplu konut alanına dönüş- türülmesi gibi iddialarda da bulunan CHP Gaziosmanpaşa tlçe Başkanı Mehmet Po- lat, iddialan araştıran mülkiye müfettışıne Istanbul Valiliği'nde 3 saat bilgi verdiğıni söyledi. RP'li belediyenin yeni bir yasadışı uy- gulamasının daha ortaya çıktığını belirten MehmetPolat, "1984yılındayapılanplajı- larda ortaokul alanı olarak aynlan yer RP'liler tarafindan konut alanına dönüş- türüldü. Bununla ilgili karar İstanbul Bü- yükşehir Beledivesi'nden de geçti" dedı. 124 pafta, 1709 ada, 1 parselin 3 bin 584 metrekare olduğunu. tapu kayıtlannda bu- ranın okul alanı olarak göriildüğünü belir- ten Polat. tapu kaydına söz konusu arazı- nin satılamayacağına dair "şerh" düşül- düğünü belirtti. Polat şunlan söyledi: "Yasa gereği. okui alanı olarak aynlan yerlerle ilgili plan degişikliği yapılması ge- rektiğinde bu konuda Milli Eğitim Müdür- lüğü'nden bilgi alınmaşı gerekir." Yetkililer, soruşturmanın savsaklandığı iddiasını reddettiler Kayıp silahlar araştınlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Emnıyet envante- rine girdiğı halde kaybol- dugu belırlenen silahlarla ilgili soruşturma kapsa- mında, dönemin yönetıci- lerinin "armağanettikleri'" silahlann kimlere venldığı araştınlıyor. Eski Içışleri Bakanı Me- ral Akşener ile tçişleri Ba- kanı Murat Başesgioğlu. konuya ılışkın yazılı soru önergelerine verdikJeri ya- nıtlarda. dönemin başba- kanlannın "yazıh muvafa- katlan olmadan silah ar- mağan edilen kişilerin ismt- nin açıklanmasımn doğru ounayacağmı" savundular. Başbakanlık Teftış Ku- rulu'nun. emniyette kaydı tutulmayan suikast silahla- n konusunda tçişleri Ba- kanlığı sonaşturmasının sav sakJandığı iddiasına ya- nıt. dönemin Içişleri bü- rokratlanndan geldi. Üst düzey bir yetkilı. "Soruşturmanın savsak- landığmı iddia ediyorlar madem, hızlandırsınlar o zaman" dedi. Hükümet ortağı Demok- rat Türkiye Partısi (DTP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk. Necati BUi- can'ın polıs teşkilatının ba- şına getirilmesine karşı çıktıklannı belirterek "Atamalara dikkat etmek gerek. çünkü Susurluk'un ortaya çıkması güvenilir kadrolarla mümkündür" dedi. Milliyet gazetesi ya- zan Yalçın Doğan. Cindo- ruk'la görüşmesini aktar- dıgı dünkü yazısında DTP'nin. Bilıcan'ın Susur- luk belgelerini yargıya göndermediğı iddiasını yazdı. Dönemin Emnıyet Ge- nel Müdürü, Balıkesir Va- lisi Alaaddin YükseL ken- disine kayıp silahlar konu- sunda mektup gönderen Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekili Kutlu Sa- v^aş'a bir yanıt göndermeye hazırlanıyor. Yüksel. kayıp sılahlar konusunda görev inı yenne getirdiğini ve dosyanın kapsamlı ve denn olması nedeniyle, soruşturma ya- pılmak üzere Içışleri Ba- kanlığı'na göndenldiğini anlatrruştı. Özel bir devlet birimi kuruluyor ABDMen Türkiye'ye soykırmı suçlaması A\TUNÇALT1NDAL Amerıka Birleşik Dev let- lerı, tanhinde ilk kez dünya Hınstıv anlannın me\ cut du- rumlarını incelevecekveon- lan binncı dereceden koru- maya alacak özel bir yasa ve bu > asav ı uygula> acak özel bir devlet birımının kurul- ması çalışmalannı tamamla- dı. Amerika'da "Hıristiyan Koalis\onu" dıye bilinen ve çoğunluğunu Protestanlığa bağh(Evangelist) senatör ve mıllenekıllerıyle, kökten- dıncı (Fundamentalist) ör- gütlenn teşkil ettiğı kuruluş- lar tarafından vapılan gın- ^imler bonunda hazırlanan tasan. 1-8 E\lültanhlerı ara- smda ABD Kongresi'nde görüşüldü ve Cumhuriyetçı Partı'nin Senato ve Kongre Komısyonlan'ndan ıvedi ka- rarla geçırıldi. Tasannın önümüzdekı ay ABD Dev- let Başkanı Bill Clinton tara- fından ımzalanarak yürürlü- ğe gireceğı açıklandı. \"enı kanun. •'Freedom From Religious Persecution Act", v anı "Dinsel Kıyundan Ozgürlük Yasasır olarak ad- landırıldı. Bu yasayı uvgu- lama görevi ise yine ABD tanhinde ilk kez olarak ABD Anayasası by-pass edılerek doğrudan doğruya devlet başkanının resmi merkezi olan Beyaz Saray'a venldı. Önümüzdekı av Beyaz Sa- ray'da. olağanüstü yetkilerle donatılmış olan bu "ofis". dın-devlet ışlerıyle görevli ilgili devlet bakanlığına hiç- bir sekilde bağlı olmadan ve kendi başına karar alarak çalışmalarını yürütmeye başlayacak. Kısaca yazılı- şıyla ORPM diye bilinen bu daırenın tam adı şöyle: "Of- fıce Of Religious Persecution Monitoring" (Dinsel Baskı- lan Soruşturma Dairesi). Bu dairenin başkanı. dinsel bas- kılara maruz kaldıklannı öne süren şahıs, cemaat ve örgütlerin iddialannı araştı- racak ve başta Hınstıyanlar olmak üzere şahıs ve kuru- luşlann can ve mal güven- likleriyle tazminatlan konu- sunda tek elden karar alabi- lecek. Bu dairenin alacağı kararlann Senato'ya veya Kongre'ye intikali olmaya- cak ve Başkan'ın imzasıyla bırlikte "baskıcr kabul edi- len ülkeye doğrudan doğru- ya ambargo uygulanabile- cek. Yeni merkezin hedefe al- dığı ilk ülke. Çin Halk Cum- huriyeti oldu. Bunu, Hıristi- yanlara baskı yaptıklan öne sürülen Sudan. İran ve Ceza- yır ızliyor. Türkiye ise daha kötü bir kategoriye sokuldu ve "soj'kmm'' uygulamış ül- keler sıralamasında ilk sıra- ya konuldu. Gecen gün ABD'ye gıden Fener Rum Patnği I. Bartolomeos. bu gezisinde Beyaz Saray'da bu yeni kuruluşun başkan ve yöneticilenyle de tanışacak. Beyaz Saray'dan sızan ha- berlere göre patrik. Başkan Clinton'la aörüşecek ve 22 Ekım 1997ye ABD. Türkı- ye'den resmen Heybeliada Ruhban Okulu'nun açıl- masını isteyecek. VEFAT Aziz ve Atlas Güney'in oğlu; Muazzez Alpay'ın kıymetli eşi; Mete, Mine, Meral, Müfit ve Mahir'in babası; Hülya. Nedret, Zehra ve Özcan'ın kayınpederi; Eren, Zeynep, Kıvanç ve İnanç'ın sevgili dedeleri Emekli Yarbay HAYDAR ALPAY18.9.1997 günü vefat etmiştir. Cenazesi, 19.9.1997 Cuma günü (bugün) öğle namazını müteakip Levent Camii'nden kaldırılacaktır. Allah rahmet eylesin. AİLESf Başesgioğlu'nıın valüikteki açıklaması kalabalık bir gazeteci grubunca izlendi. (UĞUR GÜNYÜZ) İçişleri Bakanı, Susurluk konusunda Tansu Çiller'i eleştirdi 'Kimseyargtyı etkilemesm 9 İstanbul Haber Servisi - İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu. DYP lideri Tansu ÇüTer'in Susurlukda- vasıyla ilgili sorumsuzbeyanlarda bulundugunu belirterek davanın hâlâ sürdüğunü hatıriatü. Başesgi- oğlu, tahliyeler olmasına karşuı bu konuda yapılacak açıklamalann yargımn bağımsızlığını etkileye- ceğini söyledi. Her sanığın suçlu olmadığı gibi her tahliye edilenin de masum olmadığının altını çizen Başesgioğlu, Susurluk davasının sanıklanndan eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şa- hin'in ise yasal prosedüre göre gö- revine ancak davadan beraat etme- si halinde dönebileceğini kaydetti. Istanbul Valisi Kutlu Aktaş'ın göreve gelmesinden sonra ilk kez tstanbul'a gelen içişleri Bakanı Başesgioğlu, dün II Jandarma Alay Komutanlığı. İstanbul Valiliği, İs- tanbul Emniyet Müdürlüğü ve Çe- vik Kuvvet Müdürlüğü'nü ziyaret etti. Başesgioğlu yerel yönetimler- le ilgili olarak valilikte gerçekleş- tirdiği toplantı sonrasında, gün- demdeki çeşitli konular hakkında açıklamalarda bulundu. Başesgi- oğlu, Susurluk olayının kapatıla- mayacağını belirterek REFAH- YOL döneminde Başbakanhk Tef- tiş Kurulu tarafından yapılan so- ruşturmanın örtbas etmeye yöne- lik yüzeysel bir inceleme olduğu- nu sövledi. Başesgioğlu, "NormaMe TefHş Kurulu bir o!ayı bir kez inceler.Bu- nun bir kere daha yaptinlması oia- ğan değildir. Ancak eski soruştur- ma kimseyi tatmin etmemiştir. Şimdi ise aradan 1 yıl geçti. Eğer o gûn elde edilen bulgular değerlen- dirilseydi bugün yargımn işi daha kolay olurdu" dedı. Delillerin ne derece yok edildi- ğine ait ellerinde henüz bir bilgi ve belge bulunmadığıru anlatan Ba- şesgioğlu, Başbakan Mesut Yü- maz' m tüm Başbakanlık yetkileri- ni devrettiği şimdiki Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutiu Sa- vaş'ın çok titiz bir çahşma yürüt- tüğünü belirtti. Çiller'in Susur- luk'u sahiplendiğine ilişkin açıkla- malarda bulunmasına hiçbir anlam veremedigini ifade eden Başesgi- oğlu şunlan söyledi: "Kimse kendisini emniyet teşki- latının hamisi olarak görmesin. Bu koca camianın hamiye ihtiyacı vok. Arkalanna emniyeti almaya kal- kışmasınlar. Emniyete siyaset bu- laştmünasm." Başesgioğlu, yargıya intikal e- den çeşitli davalarda emniyeöen kişilerin bulunmasmın, tüm teşki- latın olumsuz bir hava içinde de- ğerlendirilmesine yol açmaması gerektiğini kaydetti. Başesgioğlu, polis teşkilatı hakkındaki spekü- lasyonlann durdurulmasını da is- tedi. Başesgioğlu, eski Emniyet Ge- nel Müdürü Mehmet Ağar'm dö- nemine ait 'kayıp silahlar'la ilgili bir soruyu ise "O konuda soruştur- malar devam ediyor. Başbakanhk Teftiş Kurulu Başkanı, soruştur- ma bitince gerekli açıklamayı ya- par" şeklinde yanıtladı. MOS- SAD'ın Özel Tim'i Antalya'da ye- tiştirdiğine ilişkin haberleri ise çok normal karşılayan Başesgioğlu, "Olabttir. Müttefik ve dost ülkeler gizH servistere eğitim verebilir. An- cak bu konular çok hassastjr" de- di. Abdullah Çatü'yla bir çok kere telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıkan Tuggeneral Veli Küçük'ün MtT Müsteşar Yardımcılığı'na ge- tirilip getirilmeyeceği yolundaki sorusuna "Haberim yok" yanıtını veren Başesgioğlu, cuma eylem- leriyle ilgili bir soruya da şu kar- şılığı verdi: •'Eğitim yasası çıkmadan önce bu eylemler demokratik eylemler olarak degertendiriJebilirdL Ancak arük çeşitli terör örgütlerinin ger- çekleştirdiği şeriatı isteyen eylem- ler haline dönüşmüştiir. Hükümet olarak kesinükle bunlara izin ver- meyeceğiz.'" Başesgioğlu, çetelerin yargılan- ması için tekrar başlatılacak olan "Sürekli Aydmlık İçin 1 Dakika Karanhk"eylemine kendisinin de katılacağını söyledi. Başbakanlık Teftiş Ku- rulu'nun, kayıp silahlan bulabilmek için Ateşli Si- lahlar Yasası uyannca baş- bakanlar tarafından arma- ğan edilen silahlan da araş- tıracağı bildirildi. Soruşturmayı yürüten Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekili Kutlu Sa- vaş'ın. salı günü özel hare- kât timlerinın Gölbaşı'nda- ki tesıslerinde ıncelemeler- de bulunduğu bildirildi. Alınan bilgiye göre, bazı özel tim görcvlilerinin ifa- desini alan Savaş, önceki gün de Emniyet Genel Mü- dürlüğü tkmal Bakım Daire Başkanlığf ndaki yetkililenn ifadesine baş- vurdu. Demırei 'Slovakya'yı NATO'da destekleriz' ANKARA (Cumhuriy et Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Slo- vakya'yı NATO ve Avrupa Birlıği'ningenışlemesüre- cinde destekleyeceklerini söyledi. Slovaky a Cumhurbaşka- nı Mıchal Kovac, Demi- rel'in davetlısı olarak 4 günlük bir ziyaret için dün Ankara'ya geldi. Kovac'ı karşılama törenine TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, Başbakan Mesut Y'dmaz, Anayasa Mahkemesi Baş- kanı YiektaGüngörÖzden. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvn- koğlu. Başbakan Yardım- cısı Bülent Ecevit ve Millı Savunma Bakanı İsmet Sezgin katıldı. Tören sıra- sında, RP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah GüL protokolde yanlış yerde durduğu için uyanldı. Tö- renden sonra bir süre baş- başa görüşen iki cumhur- başkanı, heyetler arası gö- rüşmelere geçtı. Demirel. Kovac'ın ziya- retinin iki ülke arasındaki dostane işbirliğine dayalı ılişkileri pekiştirmek için yararlı olduğunu vurgula- yarak bazı anlaşmalann eksik kaldığını söyledi. Slovakya ile serbest ticaret, savunma sanayii ve turizm alanlanndaki anlaşmalann yakın zamanda imzalana- cağını belirten Demirel, görüşmelerde NATO ve AB'nin genişlemesi konu- lannı da ele aldıklannı kay- detti. Demirel, Türkiye'nin AB'ye, Slovakya'nın da AB ve NATO'ya üyeliği- nın gerçekleşeceğine inan- cının tam olduğunu vurgu- ladı. Kovac, Başbakan Yıl- maz ve Başbakan Yardım- cısı Ecevit'i de ayn ayn ka- bul ederek bir süre görüş- tü. Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin özellikle do- ğalgaz boru hatlan konu- sunda önemli deneyimi bu- lunan Slovakya'nın büyük enerjı projelerine yatınmcı ve sermayedar olarak katı- lımını önerdiğini belirterek Slovakya'nın teklifi kabul ettiğıni anlattılar. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada adına... Siyasete devlet ve demokrasi edebiyatını kattı- nız mı, malzeme bitmez. Ciltler dolusu konuşabi- lirsiniz. Hele cilt domuz derisindense hiç yıpran- mazda... Ülkemizin temel sorunlan gündeme gelince sık yaşanan bir durum vardır. Konu tartışılır, konuşu- lur, çerçeve giderek genişler... Öyle bir noktaya gelir ki, başlangıç kaybolur, çözümlenmesi gereken sorun unutulur, bunun ye- rini siyasi çekişme alır. Susurluk da yargı platformundan siyasi platfor- ma çekilmiş durumda. Susurluk nasıl çözümlenir sorusu yerine, hangi hükümet döneminde nasıl davranıldı sorusu tartışılıyor. Efendim, geçmiş hükümetin müfettişi daha az çalışmış, yeni hükümetin bakanı çok dahafazla il- gilenmiş... Şimdi de bütün yargı mekanizması bir yana bı- rakılıyor. Bir kişi öne çıkanlıyor. Elinde sihirli değ- nek var. Her şeyi çözecek. Unvanının önüne "sü- per" tanımı konuyor. Sanki, adil biçimde konunun boyutlarını araştırmayacak, "kutlu" bir "savaş" verecek. DYP'nin konuyu sulandırma girişimleri nasıl onaylanamaz bir durumsa, hükümetin soruştur- mayı kurumsallıktan kişiselliğe dökmesi de çözü- me yönelik degil. Çiller Sakarya'da Susurluk'un arkasında olduk- larını söyledi. Ankara'ya gelince, yanlış anlaşıldı- ğını söyledi. Susurluk'un değil, devletin arkasın- daymış. Susurluk'taki iddia da devletle çetelerin iç içe girdiği yönünde degil miydi? Bayan Tansusurluk'un Adapazan'na geleceği duyulunca daha önceden planlanan pancar alım kampanyası töreni iptal edildi. Anadolu'daki itiba- rı böylesine sarsılan Çiller, Hendek'te büyük ko- nuştu: "Kimse beni bu topraklardan koparamaz...' Hendekliler aman dikkat, bu sözler tekin değil. Aile oralardan tarla-tokat bakıyor olabılir. Çiller, Ankara'ya gelince söylediklerine baktı be- ğenmedi. Basın toplantısı düzenleyip, "Ben öyle demek istemedim. Benim sorunum kişiler değil. Çete sözleri devleti küçültüyor" dedi. Zamanında "devleti küçültme" politikası uygu- layan da kendisiydi ama, bunlan geçelim. Susur- luk'un "kamuoyu duyartılığı" bölümüne gelelim. Hem sanık hem avukat... Sürekli Aydmlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemi- njn yeniden başlatılrıası gündemde. ~*ö£s"tekliyoruz... - ^sp:r.".JV Ne var ki, daha önce de "ikincisi" denenen ey- lem ilki kadar etkili olmamıştı. Bu yüzden, aynısı- nı yinelemenin yanında bunu başka eylem biçim- leriyle de örmek gerekiyor. 30 eylülde yeniden başlayacak eylem en azın- dan konunun gündemde kalmasını sağlayacak, sorumluları rahatsız edecek... İlki tuttuğu için eylemi siyasiler de kullanmaya çalışacak. Bunun izlerini şımdiden görüyoruz. DYP eylemi desteklemeye hazırlanıyormuş. Yakışır. Devleti korumak için çeteleri aklamaya girişen DYP, demokrasiyi korumak için de çetelerin yar- gılanmasına omuz veriyor. Bu, hem hâkim hem savcılıktan öte, hem sanık hem avukat... Çiller Bir Dakika Karanlık eylemi için dün derin degerlendirme yaptı: "Kim neyi isterse onu kapatır onu açar. Herkes rahat olsun, herkes ozgürlük içinde tepkisini koy- sun..." Zaten demokrasi bu değil mi? Istediğini açar is- tediğini kapatırsın... Açma-kapama parası isteyen mi var? ' Siyasi tansiyon t^mle biriikteyükselecek. Mec- lis'teki sandalye dağılımında ciddi değişiklikler olabilir. Bu tartışmalar Susurluk'un yeniden arka plana itilmesine neden olabilir. Korkanm ki, Susurluk da zamanla, rakibe karşı koz olarak kullanmak için "bilerek çözülmeyen" konulardan biri olacak. Kaldı ki, bu tür dosyalar zamanla tam ters işle- ve bürünür, güçlü görünmeyi sağlar: "Omu? Çokgüçlü biri. Kimse onun kadardos- ya edinemedi." Halkalı MHP üyesi Altıntaş : dükkânmda öldürüldü İstanbul Haber Servisi- MHP Halkalı llçe Teşki- latı üyesi Hulusi Altın- taş(42), dün akşam sahibi olduğu manav dükkarun- da 5 kişinin silahlı saldın- sı sonucu öldürüldü. "Fa- şistlere ölüm" şeklinde slogan attıktan sonra dük- kânı yaylım ateşine tutan saldırganlar. Altıntaş'ı öl- dürüp iki kişiyi de ağır ya- raladıktan sonra yaya ola- rak kaçtılar. Olay, dün akşam saat 20.30 sıralannda Altıntaş Bayramtepe Mahallesi Fa- tih Caddesi 52 numarada meydana geldi. Kimliği henüz belirlenemeyen 5 kişi, plakası belirleneme- yen beyaz renkli bir oto- mobilden inerek Hulusi Altmtaş'a ait manav dük- kânının önüne geldiler. Gruptan, yaşlan 18-22 arası olan iki kişi, silahla- nnı çekerek manava girdı- ler. Faşistlere ölüm"dıye slogan atarak yaylım ateşi açan saldırganlar. manav sahibi Hulusi Altıntaş'ı ağır yaraladılar. Saldır- ganlar daha sonra çeşitli yönlere dağılarak yay» olarak olay yerinden uzak- laştılar. Saldın sonucu vü-5 cuduna 20 kurşun isabet ettıği ögrenilen Altıntaş; kaldırıldığı International Hospital'da öldü. Olay sı- rasında manavın yanmda- ki dükkânda bulunan Sü- leyman Taştan ve oğlu Dursun Taştan da ağır ya- ralandı. SüleyTnan Taştan. International Hospital'da, Dursun Taştan ise Bakır- köy Devlet Hastanesi'nde ameliyata alındı. Istanbul Ülkü Ocaklan Başkanı Mehmet Bülent Karataş da. yaralılann du- rumunu ögrenmek ama- cıyla hastaneye geldi. O- lay yerinde 9 milimetre ça- pmda 16 adet boş kovan bulundu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear