25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 12 CUMHURİYET 19EYLUL1997CUMA KULTUR Tiyatro ve sinema oyuncusu Orhan Çağman, bugün AKM'deki törenden sonra toprağa verilecek 4 Sevgfli Dede'yi yhirclik • Sahneye ilk kez Isparta'da İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun 'Anda\r al Palas* adlı oyununda, Kürt Rıza rolü ile çıkan Orhan Çağman, görüntü yönetmenliğinin yanı sıra AST'ta oyunlarda da rol aldı. Ömer Kavur'un 'Ah Güzel İstanbul", 'Kınk Bir Aşk Hikâyesi', 'Anayurt Oteli', 'Gece Yolculuğu' filmlerinde oynayan Çağman, 'Kınk Bir Aşk Hikâyesi' ile Nisan Akman'ın yönettiği 'Bir Kınk Bebek' filmleriyle Altın Portakal ÖdüliTnü aldı. 1988'de 'Bir Kınk Bebek' filmi ile Ankara Film Festivali'nde de en iyı yardımcı oyuncu ve 1993 Antalya Film Şenliği Onur Ödülü'nün sahibi oîdu. 1988 yılından itibaren 'Bizimkiler', 'Yazhkçılar', 'Oğlum Adam Olacak' adlı dizilerde yer aldı. Kühiir Servisi - Tiyatro ve sinema sa- natçısı Orhan Çağman, dün sabah kara- cjjyıahatsızlıgi nedeniyle tedavı gördü- ğuTU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastane- si'nde yaşamını yitırdi. Çağman. bugün saat 10.30'da Atatürk Kültür Merkezi 'nde dûzenlenecek anma toplamısının ardın- dan. Karacaahmet ŞehitlikCamii'ndeöğ- le namazından sonra Karacaahmet Me- zarlığf nda toprağa verilecek. 1927'de Isparta'da doğan Çağman, ıl- kokulu Isparta'da savaş yıllannda okudu. Ticaret Lisesi'ni bitirdikten sonra sahne- ye ilk kez Isparta'da İsmail Hakkı Balta- cıoğju'nun 'Andaval Palas' adlı oyunun- da. Kürt Rıza rolü ile çıktı. 1988 yılından itibaren UmurBugay'ın yapımcılığını üstlendiğı 'Bizimkiler'di- zisindeki Hâkim Bey rolü ile izleyicile- rin beğenisini toplayan sanatçı aynca. Yazhkçılar dizisinde 'Muhtar Osınan', Oğlum Adam Olacak 'ta 'Doktor Lefter' rollerinde de yer aldı. Onat Kutiar ın. gazetemizdeyayımla- nan 'Gündemdeki Sanatçı' köşesinde Or- han Çağman. kendinı şöyle anlatmıştı: "Okuldan çok sıkıhyordum, ama Halke- vi'ne bayılıyordum. Galiba hocasız öğren- meyi çok seviyordum. Çok şık bir binay- dı Isparta Haikevi 1940'tan sonra hemen bemen her günfimü orada geçiriyordum." Orhan Çağman, ilk kez Isparta Haike- vi'nde tsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun 'Andaval Palas' adlı oyunundaki Kürt Rıza rolüyle çıkar sahneye. Ama ne bu oyunun kendisine önerildiğini ne de pro- valara gittiğıni söyler yakınlanna. Orhan Çağman'ın Haikevi rutkusu Istanbul'a ta- şındıklannda da sürer. lstanbul'a geldik- lerinın ertesi günü Üsküdar Haikevi büıa- sını bulur ve kendisini tanıtır. Burada, Dr. Reşat Bey yönctimindeki. Emin Ongan. Avni AnıL Mehmet Muhtar, Nişan Han- çer ile çeşıtlı oyunlarda rol alır. "Halke- vi'nden tanHhğun Mehmet Muhtar, o za- manlar Turgut Demirağ'm birinri asista- nı idL Beni 'Ya Istıklal Ya Ölüm" filmine ikinci asistan olarak çağırcu. And Film'de üç yapımda asistan olarak çahşüm. Bu- gün birisi gekli. Çok heyecanlandım ve çok şaşırdım. Bu büyük görüntü yönetme- nini elbette tanryordum. Ama hiç karşılaş- mamıştık. Beyoğlu'nda Hava Sokağı'nda o zamanlar Hürrem Be> 'in Erman Film yazıhanesi vardı. Oraya gittim. Bir masa- nın arkasında esmer, kara kunı bir adam oturuyordu. Masadaoturanın Lütfı Akad olduğunu sonradan öğrendim. Sonra ta- bii dost olduk. O gün orada^vaşamımı de- ğiştiren bir ilişki kuruldu. Beni kamera asistanı olarak yanına alan Yuvakim Fil- mendıs'le yıllarca birlikte calışük. Bcnim ustam, gerçek usta idi." Türk sinemasına Yuvakim Filmede- ris'le birlikte 'Allah Kerim' filmi ile asis- tan olarak çalışan Orhan Çağman, daha sonra çok sayıda filmde kameraman ola- rak çalıştı. 1965 yılında, Duygu Sağırog- lu yönetimindeki 'Bitmeyen Yol' fılmine görüntü yönetmeni olarak imza attıktan sonra uzun süre meslekten çekildi. Son- ra ilk aşkı tiyatroya geri döndü. GünerSü- mer'le birlikte AST'ta 'Durand Bulvan', 'Sanpmar', 'Viktor' gibi oyunlarda rol aldı. Arada geçen reklamcıhk yıllan bir ya- nabırakılırsa. Orhan Çağman'ın sinema- ya dönüşü Omer Kavur'un çağnsı üzeri- ne 'Ah Güzel İstanbuT.'Kınk BirAşk Hi- kâyesi', 'Anayurt OteB', 'Gece Yolculuğu' adlı filmlerle oldu. 'Kınk Bir Aşk Hikâ- yesi' ile Nisan Akman yönetimindeki 'Bir Kınk Bebek' filmleriyle AJtın Portakal Ödülü'nü alan sanatçı, 'Bir Kınk Be- bek'le bir kez de Ankara Film Festivali en iyi yardımcı oyuncu ödülünü aldı. Sanatçı aynca. 1993 Antalya Film Şenlıgi Onur Odülünün de sahibi oldu. Orhan Çağman sanat yaşamını söyle anlatıyor Onat Kut- lar'a: "Geçmişi düşününce. jönkr, star- lar, vamplar... Ama ben işimde iyi şeyler yapmaya çahştım. Bütün bunlarui dışın- da da iyi bir şey. Epe> de direndim. Bir tür- lü istediğim olmuyordu. ŞarÜar nu, yeter- sizlik mi neyse~ Olmayacağmı anlayınca bıraknm. Ahnuş beşte, sinemayı babam işletirdL Ben devraknın. İnsan sinema iş- letince daha iyi farkına vanyor. Seyirri iz- leyince, nerede olursa olsun mutiaka or- tak bir şey anyor: Duygu. Bunu yakala- dm mı içten davranmak ka>dı\la_ Mese- le yok. Ben hâlâ film çekerim. Burada. Şu gördüğün yerde. Koltuklan. kanepeleri düzenlerim, ışık yaparun. IMizansen veri- rim. Kohuklara isün takanm. Şu gördü- ğün kottuk var ya ooun adı Greta Garbo. Bazen gkkr onun kucağına oturunım. Si- nemanın şerefme_" Onat Kutlar ıse yanıt venyor Orhan Ağabeyı'ne: "SevgfliDede'nûıyüzünüiz- üyorum. Hâlâ Üsküdarlı bitirimler gibi delikanİL Ve onunla, hem sinemamızın, hem tiyatromuzun bu büyük sanatcısıyla, yıDardır dost olmanın keyfini yaşıyorum. Rakı içflecek zaman oLsa, hava bu kadar berbat, ortaiık bu kadar tatsız olmasa, penceresinde Isparta güüeri bulunan bir eski Rum meyhanesinde onun için kadeh kaldıracağun. Şerefe Orhan Ağabey_" Gitanlahamretlimndevıı YAVXZBAYDAR Gıtarda "akustik üçlüler" geleneğinde yeni bir festival halkası var bu gece. Yapı Kredi Fes- tivali. hem klasik hem jazz hem de flamenkotut- kunlannı Açıkhava'da ister istemez buluştura- cak. Çünkü rande\"uya gelen üç müzisyen de parkurlannın yorulmak bilmeyen koşuculan: Larry Coryell, Phitip Catherine, Vlctor Monge. Türkiye'ye sıkça gelmış olan Coryell, tarihin caz mutfağında çok değışik yemekleri denemiş bir ahçı. Klasik müzik eğitimi görmüş olmasın- dan ötürii, hayatın pencereleri ona küçük yaşla- nndan itibaren tüm kanatlanyla açılmıştı. Kısa süredejazz alanına kaydı Coryell. Bamey Kes- sel ve Wes Montgomery etkisınde. doğaçlama dünyasının hankalanru keşfe koyuldu. O bir "bilinç akunı" müzisyenidir. Jazz-rock dalgasının çıkış v e yükselişini müjdeleyen grup- lardan Eleventh House ile denediği elektro gi- tar arayışlannda olsun. 1970'lerde çalgıdaşlany- la (Ste\c Khan. Paco De Lucia, John McLaugh- lin_) gıriştıği amansız akustik serüvenlerinde olsun. hep kayıp notalan. bulunmayı bekleyen akorlan denedi. O bir kaplan eğiticısi gıbidir: Vahşi gitannı terbiye etmeye. ona olmadık nu- maralar yaptırmaya ugraşır. Bunu yaparken, za- man zaman. duygunun ortadan kalktığı. tekni- ğın tümü ile egemen olduğu ha\a- fişek göste- nlennı engelleyemez. Kimi yorunculara göre bu. Coryell'in handikapıdır. Ama soğukluk da. unutmayalım, bir meziyet sayılabilir. Philip Catherine, Coryell'in karşısındaki böl- geye aittir. Dünyanın en iyi gitarcılanndan biri olarak gösterilmesinde, gitann "babalanndan" Django Reüıhardt'ın bulgulannı günümüze kendı süzgecinden geçirerek taşıması, sıcaklı- ğı, geniş çaplı hayal gücünün önemi büyüktür. Adıyla anılması gereken bir üslubun da sahibı- dir. Eskilenn gözünde büyümüştür: Coryell gi- bi o da Mîngusatölyesinden geçmiştir. Chet Ba- ker'la kıtayı turlamıştır. En güzel albümlerinden birinı, saksofonun tarihi ismi DexterGordon'la birlikte yapmıştır. Danimarkah kontrbasçı Ni- eb HenningÖrsted-Pedersen'le birlikte yaptığı düet çalışmalan nefesleri keser. Coryell ve Cat- herine klasikle büyümüş müzısvenler ise VTk- tor Monge has bir toprak adamıdır. Endülüs'ün flamenko geleneği içınde bir söyleyiş/'yorum ekolünün de adı olan Jerez kasabasında doğup büyümüştür Monge. Segovia tarafından takdis edilmışliği vardır. Gitarda adı, yaşıtlan olan Ped- ro Bacan ve Manokt Sanlucar ile birlikte anılır. De Lucia gibi cafcaflı. süslü değildir. Gelenek onda derin ızler bırakmış. ama yenılik arayışı onu geri dönülmesi güç bir yola itmiştir. Sağlam bir ekiple karşı karşıyayız. Klasik, jazz ve flamenkonun buluşma noktasında büyü hıçbir zaman eksilmedi. Müzıği tam hareket ha- linde izlemek için bundan elverişli fırsat olmaz. 4 Başarı ağır bir yük' NURDAN CtHANŞÜMÜL Yapı Kredi Sanat Festivali 97 kap- samında. öncekı akşam Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda bir konser veren Keb Mo izleyenleri coşturdu. Keb Mo'ya konserde davulda Laval Belle, basta Reggie McBride, keybo- ard ve akordeonda Joellcn Friedkin eşlik etti. 1960'lann rock müziğiyle büyü- yen Keb Mo, Top 40 Kulüp Orkest- rası ile profesyonelliğe ilk adımını attı. 70'lerin sonlannda, Jefferson Airplane'in devamı olan Starship'te vokalist ve kemancı Papa John Cre- ach ile çalışan Keb Mo. bu sayede blues sahnelerinde yer aldı ve bütün Amerika'da sesini duyurdu. 1980 yı- lındaki ilk solo albümü "Rainma- ker"ın ardından saksofoncu Monk Higgins, BigJoe Turner,Jimmv Wrt- herspoon. Pee Wee Crayton ve AI- bert Coflins gibi birçok ünlü isimle birlikte çalıştı. Ancak bu çalışmala- nyla beklediği başanyı yakalayama- dı. "Bir sanatçL,sürekli kendini geliş- tirmeli ve daha iyisini yapmak için uğraşmah. Daha iyinin sonu voktıır, her zaman daha iyisini yapâbilirsi- niz" diyerek o dönemdeki çalışma- lanyla bugünkü çalışmalarını karşı- laştınyor. "Country Blues" ve "gitar tek- nikleri" konusunda araştırmalar ya- pan Keb Mo, "Countn Blues, Hu- es'un temeüdir. Daha fazla öğrenmek için bu konularda çaüşOm" diyor. 1994 yılında kendı ismıni taşıyan bir albüm çıkaran Keb Mo, bu al- bümle bü>iik bir çıkış yaptı. Üç yıl içinde 250'ye yakm konser veren buluşmasınuı en güzel yoiu, çünkü festhaller araahğıyia insanlann önü- ne birçok seçenek sunuluyor veonlar da gerçekten dinlemek istcdiklcri, belki de havran olduklan sanatçüan iziKoriar. Bu yüzden festivalkrin de- Keb Mo, bunun yanı sıra "Montre- ux Caz", "Chicago Blues", "North Sea Caz" gibi dünyanın önde gelen festivallennin de değışmez isimleri arasında yer aldı. Konser program- lannın yoğunluğuna değındiğimizde "Ne kadar fazla konser vermisim. Arnk eve dönme zamanı" diye şaka- laşan Keb Mo, bu temponun kendi- sini yormadığını, aksıne daha fazla güç verdiğini söylüyor. "Festrvalkr bir sanatçının gerçek dinieyicisiyte Keb Mo, 1994 yılında çıkardığı albümüyle, "16. W. C. Handy Cıı- ontry-Aconstic Bttes" dalında "yıhn albümü" ödülünü, daha sonra ise "43. Ddvvnbeat Critics PöITda "Be- yond" kategorisinde ikincilik ödülü- nü aldı. Başrolünü Kevin Costner'ın oynadığı "Tin Cup" isimli filmde "Crapped Out Again" isimli parça- sıyla yer alan Keb Mo, son çalışma- sı "Just Like You"_bu yıl 39. düzen- lenen "Grammy ÖdüBeri"nde "en i\i çağdaş bhıes" dalında ödül kazan- dı. Keb Mo, başansının sırnnı şöy- le açıklıyor: "tnsanın kendisi olma- sı bence en büyük başandır. Her za- man en iyisini yapmava çabalamak. bir şeyleri başardığında da bunun murJuluğunu hissetmek. A>nca basa- n ağır bir >üktür; bunu nasd taşıya- cağın da önemli, eğer kendin ounaz- san bu yükü taşıman daha da zorla- şn-." Birçok yeni blues şarkıcısı oldu- ğunu vurgulayan Keb Mo, "Bu in- sanlann çoğu yahuzca albümleri ol- madığı için tanınmryorlar. tnsanlar yalnızca gördükleri, albümünü din- ledikkri sanatçüan tanıyoriar; oysa benim bildiğim, tanıdığım birçok genç \e vetenekli blues şarkıcısı var. Yalnızca albümleri yok diye onlan bu şekilde dtşlamamak gerekli" diyerek insanlann darkalıplardan kurtulma- sı gerektiğini v\ırguluyor. Devlet Opera ve Balesi, İtalyan eserlerle 2 Ekim'de sezonu açıyor 37 yeni opera ve bale.\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Opera ve Balesi (DOB). çoğun- luğu İtalyan yapıtlardan seçilmiş 37'si yeni olmak üzere. toplam 67 eserle 2 Ekım'de sezonu açıyor. DOB Genel Müdürü Hüseyin Akbulut, 50 yıldan bu > ana sanat yönünde gerçekleştirilen adımlann vetersiz olduğunu savundu. Akbulut, dün düzenlediği basm top- lantısında. Türkiye'de opera-bale ve çoksesli müzik etkinlıklerine gösteri- len ılgınin son yıllarda kitlesel boyut kazandığını belırtti. Sanatın toplumun tüm kesımlerine ulaştınlması ve yay- gmlaştınlması ıçın 50 yıldan bu yana atılan adımlann yetersız olduğunu be- hrten Akbulut. "2000'ü vülara geldiği- raizde yahuzca 4 ilk sınırtı opera ve ba- le hareketi ve müzik yaşamımızla övü- nemeyeceğimiz gibi: bunun sorgulan- ması gerektiğini düşünüyorum" dedi. .Akbulut, İtalyan \ apıtlara ağırlık v e- rilen repartuvara çok sayıda Türk ese- rinı de >erleştırmek istediklerinı, an- cak sahnelenebilecek niteliklere sahıp eser bulamadıklannı savıındu. Her il- de I Türk yapıtının sahnelenmesı zo- runluluğu getırdildenni anlatan Akbu- lut. opera- bale repertuvannın genişle- tilmesi yönünde bakanlığa bir proje sunduklannı bildirdı. DOB. 27 Eylül cumartesi günü saat 18.30'da Çaykmski, Puccini, \erdi, Bi- zet, Borodin ve Donizetti'nin sevılen operalanndan aryalar konseriyle, Hi- podrom'da sezonu açacak. Eski DOB Genel Müdürü Rengim Gökmen. repertuvarda ağırlık taşıma- sma karşın önemh İtalyan operalarına yer verilmediğini bildirdi. Türk opera sanatının Alman, Fransız ve Rus ulu- sal operalannı sergıleyebilecek düzeye geldiğini anlatan Gökmen, Ankara'da 15 Ekim'de sahnelenmesı planlanan "La Cenerantolar yı örnek göstererek "Türkiye'de ilk kez sahnelenecek. Şan tekniği zorluklar içeriyor. Onun nasd çözümleneceğini artık teknik kadro dü- şünmüşrür. Planlama yapılmadıysa ba- şarüı olunamaz. Ya çok iyi bir plan ya- pddı ya da hiç düşünülmedi" dedi. Repertuvann, "Tekbiryereperdesi- ni araladığını" söyleyen Gökmen, "Bu tek bir düşünce tarzuıın sonucu. Biraz daha yelpazenin geniş turulması gere- kirdi. Türk operası hâlâ yok" görüşü- nü dile getirdi. Ankara De\ let Opera ve Balesi'nde sahnelenecek yeni yapımlar şöyle: Opera Sahnesı: "Requiem (Ğ. Ver- di). .Aşk İksiri (Donizetti), Altın Batımn Kızı (G. Puccini), Maskeü Bak) (G. Ver- di), La Cenerantola (Rossini)." Operet Sahnesi: "İstanbulname (T. Erdener), Çingene Baron (J. Straus), Emrezaryo (Mozart), Suzanna'nın Su-- n (VV'otf-Ferrari), Sevgili Banş (T. Ak- başlı)." Bale: "CçSilahşörler(G. Verdi),Sen- fonilerte Dans (RaveL Bethoven, Schu- bert), Kınah EUer (F. TüzünX Giselle (A. Adam), Maça Kıa (Çaykovski)." Modern Dans Topluluğu (MDT): "2. Türk Koreograflan, Alis Harikalar Diyarmda, Deneysel MDT." Ankara'da geçen yıldan devreden eserler de şöyle: "La Boheme (G. Puccini), Don Gi- ovanni (Mozart). Yunus Emre Orator- yosu (A.A Saygun); La Bavadere (L. Minkus). Kamehah Kaduı (G. Verdi). Eğer-Kuğunun Ölümü Çeşme Başı ba- lesi (C. Yöntem); MDT'mn Üç Kadın, Post ve Sentez adlı gösterileri. Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin yeni dönem programı şöyle: Opera: "Tosca (G. Puccini), Adriana Lecou\reur (F. CUea). Satılmış Nişanh (B. Smetana), İtaha'da Bir Türk ( G. Rossini)." Bale. "ModernBale(OytunTurfan- da), L>Ti>an Güzel (P. İ. Çaykovski)." îstanbul'da geçen yıl sunulan "Mi- das'ın Kulaklan (F. tüzün). Carmen (G. Bizet), Aida (G. Verdi), Turandot (G. Puccini), Nabucco (G. Verdi), Sihir- ü Flüt (W. A. Mozart). Kral ve Ben (R. Rodgers-O. Hammerstein), Salome (R. Straus)" operalan;"Don KişotfL. Min- kus), Spartaküs (A. İ. Haçaturyan), Ku- ğu Golü (P. İ. Çaykovski)" bajeleri ile MDT'nin "Farldı Adımlar, Üç Renk Üç Dans" adlı gösterileri bu yılda sü- recek. Istanbul Konser Salonu"nda, "Beni Seviyor, MüzikaDerden Seçmeler, Ba- lede Çeşitlemeler, Bir Tenor Aranıyor, Fındıkkıran, Külkedisi" sahnelenecek. ALtAGA BELEDİYESİ 23 NİSAN 1998 ÇOCUK OYUNU YAZIM YARIŞMASI Ülkemizin emperyalizme karşı verdigi ulusal bagımsızlık savaşının odak noktalanndan bın de "Egemenlik kayıtsız, şartsız ulusundur." denılerek 23 Nisan 1923 'te kurulan TBMM'dır. Gene Atatürk'ün "Gençler, cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve devam ettirecek olan sizlersiniz" diyerek yannın gençlen olan çocuklara 23 Nisan'ı bayram olarak armağan etmesi. bu günün öneraını daha da arttırraıştır. Buradan hareketle yöresi ve ülkesıne kültür-sanat yoluyla da katkıda bulunmayı, çağdaş beledi- yecıhk anlayışının gereklerinden bın olarak kabul edenAliağa Belediyesi; Türkiye çapında tüm ama- tör-profesyonel yazarlara açık olmak üzere 23 Nisan 1998 Çocuk OyunuYazım Yanşması düzenle- miştır. KOŞLTLAR : 1. Yanşma tüm yazarlara açıktır. 2. Konu ve işlenış sınırlaması yoktur. 3. Heryazar en çok ıki yapıtla katılabilır. 4. Ortak çalışmayla da'katılınabilir. 5. Oyunlar daha önce yayınlanmamış ve sahnelenmemiş olmahdır. 6. Oyunlann hedef kıtlesi 7 -12 yaş grubudur ve normal oyun süresini (60-75 dakika) aşmamalı- dır. 7. Oyunlar, A4 kağıda. yazı makınası ya da bilgısayarla, çift aralıkh yazılmalıdır. 8. Oyunlar 15 Şubat 1998'ekadarAliağaBeledıyesi'nde olacak şekilde posta ile gönderilecektir. 9. Oyunlann üstünde sadece oyun ısmi yazacak, yazann kimlığını açıklayıcı hıçbır bilgı bulun- mayacaktır. Kımlık. iletişim bilgıîen, özgeçmiş ve bir fotoğrafla birlikte kapalı bir zarfa konulacak, zarfın üstünde yalnızca oyun adı ile rumuz bulunacaktır. 10. Değerlendirme sonuçlan 15 Nisan 1998'de basın yoluyla ve ödül kazananlara gönderilecek mektup aracılığıyla duyurulacaktır. Ödül törenı ıse 23 Nisan 1998'de Aliağa'&î yapüacaktır. Göndenlen oyunlar geri yollanamaz. Derece alan oyunlarAliağa Beledıyesi'nce İatap olarak bas- tınlacaktır. Bu oyunlar. ALBET (Aliağa Belediye Tiyatrosu) tarafindan sahnelendığı takdirde ya- zar, bir sezon boyunca telif hakkı talep etmeyecektir. SEÇİCİKURUL : -Reha Bılgen (Yönetmen) -Haluk Işık (Oyun Yazarı) -Muzaffer Izgü (Yazar) -TamerUvent (TOBAVBaşkam) -Hakkı Ülkü (Aliağa Belediye Başkam) -Doğan Yağcı (Izmır Devlet Tiyatrosu Sanatçısı, Yönetmen) -HüseyinYurttaş (Şair-Yazar) -EfeYaman ftlkokul öğrencisi) ÖDÜLLER : 400.000.000 TL. 200.000.000 TL. 150.000.000 TL. 50.000.000 TL. 50.0OO.0OOTL. 50.000.000 TL. BlRlNCtLlK ÖDCLL tKİNCİLİK ÖDÜLÜ ÜÇL'NCÜLÜK ÖDÜLÜ MANSİYON MANSİYON MANStYON YAZI ODASI SELİM İLERİ Cumartesi Gecesi Geçen cumartesi gecesi sevgili Leman ve Atillâ Dorsay bizi yine davet ettiler. Yılda birkaç kez, Tür- kân Şoray, ben gedikli olmak üzere Dorsay'lann ko- nuğu oluyoruz. O gece Nazan Şoray, Gülsen Tuncer, Engin Ay- ça, Atrf Yılmaz ve Sibel Kurban da Leman'la Atil- lâ'nın konuğuydular. Nişantaşı'ndaki Kafe Keyif'tey- dik. Atillâ Dorsay'ın yeni eseri Sümbül Sokağı'ndaki Tutsak Kadın kutlandı birbakıma. Remzi Kitabevi'nin yayınlan arasında çıkacak kitap, Türkân Şoray'ı dile getiriyor. Ekim başı okura ulaşacakmış. Ama şimdi- den gazetelerde, dergilerde yankılanıyor. Türkân Hanım'la Atillâ'ya küçük kıskançlıklanmı söyledim. Çünkü kitapta pek çok fotoğraf yer alıyor- muş. Vaktiyle Argos dergisınde bir Türkân Şoray al- bümü yapmıştık; sevgili Türkân Hanım istediğim tarz fotoğraflan birtürlü bulamamıştı. Leman'dan gizlice aldığım istihbarata göre Atillâ için bavullar çıkartılmtş ortaya... Sümbül Sokağı'ndaki Tutsak Kadın yalnızca önemli bir sinema yazannın saptayımlanyla yetinmi- yor. Atillâ Dorsay bir iki yıldır Türkân Şoray'ı tanımış -değişik meslek gruplarından- kişilerle, sinema adamlarıyla, Türkân Şoray'ın akrabalan, yakınlan, dostlanyla görüşüyordu. Geniş yelpazeden Türkân Şoray karşımıza çıkacak. O gece bir aradayken Nihavent Mucize de konu- şuldu. Atıf Ağbi'nin yönettiği güldürü ekim ayında gösterimegırecekmiş. "Ekim, Türkân Şoray ayı ola- cak" dendi. Türkân Hanım her zamanki utangaçlığıy- la gülümsüyordu. Otuz beş yılı aşkın sinema hayatında Türkân Şo- ray'ı önce bir seyırci kimliğiyle beyazperdeden tanı- dım. İlk hangi filmdeydi karşılaşmam? Bunu hatırta- mıyorum. Hatırladığım, o yıllarda entelektüel geçinenlerin Türkân Şoray'dan pek hoşlanmadıklarıdır. Diyebili- rim ki, onlardan biriydim. Sonra Metin Erksan'ın unutulmaz filmi Acı Hayat'ı izledim. Sinemadan çık- tığımda ürperiyor, dahası ağlamak istiyordum. Çok duyarlı bir oyuncuyla ışte asıl Acı Hayat'ta tanıştım. Tam o sıralar, bir yazsonu günü, akşamüstü Tak- sim'de Türkân Hanım'ı gördüm. Anıt'ın aitında film çevıriyordu. Lâcivert üzerine pembe-beyaz çiçekli, pazen bir entari giymişti, bir kaz yavrusu tutuyordu kollan arasında. Hayl' uzaktan görebildiğım bu genç kadın inanıl- maz ışıklı gözlenyle beni bir anda büyüledi. Gözleri- nin güzelhği beyazperdeden yansıyordu. Ama, güzel- liğin ötesınde, bambaşka bir şey vardı, bir ışık, çe- kim alanı, mıknatıs. O kadar ki, onca kalabalık ara- sında göz göze geldiğimiz sanısına kapılmıştım. Sonra uzun zamanlar Türkân Hanım'ı bir daha gör- medim. Herhalde yüzü aşkın ftlmini izlemişimdir. En sıradan olanlarda bile hikâyeyi alıp götüren biryıldız- dı. Eski filmler bugün televizyon kanallannda sık sık gösteriliyor. Dün Türkân Şoray'a burun kıvıranlar şa- şınyorlar. artık iyi oyunculuğundan söz açılıyor. Türk halkının otuz beş yıl önce algıladığını entelektüelle- rimiz yeni yeni algılıyorlar besbelli. Atillâ Dorsay bir yandan efsane kişisine dönüş- müş bir yıldızı betimliyormuş kitabında, bir yandan da efsanenin arkasındaki özel yaşamı, insan olarak Türkân Şoray'ı. Türkân Hanım'la ortak bir çalışmamız var. Ayışı- ğında Yapayalnız. Senaryoyu birlikte çalışıyoruz, çekimde de birlikte çalışacağız. Yansıtmak ıstediği- miz kişi, film yıldızı. Türkân Şoray'ın hayatından iz- düşümler var. Ama aslında 'her' yıldızın yapayalnız- lığını yansıtmak istiyoruz. Güzel bir cumartesi gecesiydi, eylülün en güzel ge- celerinden bin. On ıkiyi geçe aynldık. Herkes evine döndü, biz Nazan'la ikimiz Kuruçeşme'ye gittik. De- niz kıyısında taraçada oturduk. Sevgili Nazan'la ha- yattan konuştuk. Sabahın dördü olmuş, fark etme- mişiz. Takvimde İz Bırakan: "Eski arkadaşım çıkagelse doğduğu günden I Ce- bindekı beyaz mendilinden, bazı güvercinler uçur- sam I Ağzından altın, bal sözcük kanşımlan I kıyı- sında o güzel saatleri uyusam" Hüseyin Paker, İn- san Arkadaşınındır, Yapı Kredi Yayınlan, 1997. Geoci îestivalin son duragı Sinop • Kültür Servisi - Bilkent 4. Uluslararası Anadolu Müzik Festivali bir ay boyunca yaşattığı klasik müzik ziyafetini Anadolu'nun kuzeydeki en son noktasında tamamlıyor. Sınop, Bilkent Uluslararası Müzik Festıvali'nın son noktası olacak. Bilkent Senfoni Orkestrası, yann akşam Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda sanatseverlerle buluşacak. Festivalin kapanış konserini Çın asıllı Amerikah orkestra şefı Julian Shevv yönetecek. Soprano Romano Eremıa ve bariton Dan Constantin Serbac'ın solist olarak katılacağı konserde, Çaykovski. Strauss, Şostakoviç, Dvorak ve Mozart'ın yapıtlanna yer verilecek. Konserde aynca festival boyunca büyük bir beğeni toplayan keman sanatçısı ,Anastasia Chebotareva. Sinoplulara bir sürpriz yapacak. K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K A M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear