23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16EYLÜL1997SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI fienialım • ANKARA(AA)- Hazine. bugün 364 gün vadeli bono ihalesine çıkıyor. Ihraç tarihi 17 Eylül olarak belirlenen bonolann gen ödemesı 16 Eylül 1998 tarihınde gerçekleştinlecek. Hazine'nın. en son 11 Mart tarihinde gerçekleştirdiği 364 gün vadeli bono ihalesinde. yılhk faiz 109.02 olurken, 217 tnlyon 722.9 milyar liralık kâğıt satılmıştı. Öte yandan. Hazine'nin dün gerçekleştirdiği gen alım ihalesı. yeterlı talep olmaması nedeni\le iptal edıldı. lOIMkcep rahatlatacak! • İSTANBLL(AA)- Darphane Genel Müdür Yardımcısı Cahit Büyüktürk. dün tedavüle çıkan yenı madeni paralann halen tedavülde bulunan 10 bin liralık madeni paralarla bırlıkte dolaşımda olacağını belırtti. Büyüktürk. yeni 10 bin lıralıklara neden ihtıyaç duyulduğu sorusuna. "Birincisi cepleri rahatlatmak içın. lkincısı. eski 10 bin liralar çok kalındı. makineleri zorlu>ordu. üretimi aksatıyordu. Cçüncüsü de. paralan daha şinn bır şekilde cepte taşımanın ılk adımı" yanıtını verdi. E6S Bank'a kredi • Ekonomi Servisi - EGS Bank. ıhracatın finansmanında kullarulmak üzere uluslararası bankalardan 1 yıl vadeli, lıbor artı 1.25 faizlı 25 milyon dolarlık sendikasyon kredisi aldı. EGS Bank'ın, Banker's Trust Company lıderliğinde, uluslararası 10 bankanın katılımıyla oluşturulan konsorsiyumdan sağladıgı 1 yıl vad,çli sendifcasygfı kredisirte iÇjşkin anlaşmadün Lbndra'da imzalandı. Torunlıı'ya tasfiyeyok • ANKARA(AA)- Kamuoyunda "Zorunlu Tasarruf" olarak bilinen "Çalışanlann Tasarrufa Teşvık Edılmesı ve Bu Tasarruflann Değerlendirilmesine" ilişkin 3417 sayılı yasa çerçevesinde oluşturulan hesabın tasfıye edilmesinin bu yıl zor, hatta imkânsız olduğu belirtildi. Şimdiye kadar 700 trilyon lıranın üstünde paranın biriktiği sistemın. en erken 1998'detasfîye edilebileceği belirtildi. TÜSİAD Antalya'da • Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri \e Işadamlan Derneği'nin (TÜStAD) Yüksek İstişare Konseyi toplantısı, 19-21 Eylül 1997 tarihlen arasında Antalya, Tekirova Corinthia Clubhotel'de yapılacak. Açış konuşmalannı Yüksek Istişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Kayhan'ın vapacağı toplantıya. Ingiltere Büyükelçısi DavidLogan ve Hollanda Büyükelçisi Dr. Nıkolas Van Dam katılacak. Yaşarbank'ta yeni yönetim • Ekonomi Servisi - Yaşarbank üst yönetıminde yapılan bır değişiklikle John H. Bernson, 1 Eylül 1997 tarihi itibanyla yönetim kurulu başkan \ ekili olarak görevine başladı. Genel müdürlük görevinden aynlan A. Nadır Topçuoğlu, yönetim kurulu üyelığini sürdürürken, Alı Canip Özardalı genel müdür vekıli olarak göre\ yapacak. ; John H. Bernson. son olarak Amsterdam • UGBI Bank'ta yönetim kurulu üyesi ve genel , müdürlük görevinde bulunuvordu. Yatınmlannı Doğu'ya kaydıran İstanbullu sanayiciler, Türk cumhuriyetlerine yakınlığı da dikkate alıyor Tüıidye'niıı geleceğî Doğu'daFİLtZGÜMÜŞ Başbakan Yardımcısı BülentEcevit'in Ola- ğanüstü Hal Bölgesi (OHAL) etkisindeki il- lerde. yatınmcılara vergi indirimi, ucuz ener- jı, bedelsız arsa ve işçilenn sosyal güvenlik pnmlennın devlet tarafından karşılanması gi- bı bazı ayncalıklar tanınacağını açıklamasıy- la Doğu ve Güneydoğu Anadolu bu beklenti ıçine girdi. OHAL dışında kalan Doğu Ana- dolu illerinin bu ayncalıklardan yararlandınl- mayacağı endişesini taşıyan bölge yatınmcı- lan \e İstanbullu işadamlan, OHAL'in bede- lini dolaylı olarak ödeyen bu illere haksızlık olacağı görüşünü savunuyorlar. Sürekli göç veren \e kalkınmada 1. derece- de öncelikli Doğu illerinden Erzurum ve Kars'a 64 kişilik bir heyetle "keşiP gezisi dü- zenleyen lstanbul Sanayi Odası (İSO), ''Tür- kiye ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl içinde geleceğinin Doğuttlerindeolduğu" sonucuna vardı. Yeni yatınmlannı, sanayıye doyan bü- yük şehırlerden Anadolu'ya doğru kaydıran İstanbullu sanayıcıler, Doğu illerindeki kış tu- rizmi, tanm ve hayvancılık ıle maden potan- siyelleriru değerlendirmenin yollannı ararken, Türk cumhunyetlenne yakınlığın Doğu'nun en önemli ekonomik potansıyeli olduğunu be- lirtiyorlar. tSO yönetımi ve meclis üyeleri, dört gün kaldıklan Kars ve Erzurum'da Tica- ret ve Sanayi odalan ve yerel yöneticilerle gö- rüştü. Kars'ta yapılan toplantıda ISO Başka- tstanbullu sanayiciler. Kars'ta Doğulu işadamlanyla "ağır o\ un' o\ nadılar. nı Hüsamettin Kavi, Ermenistan sınınnda ka- palı tutulan Doğu Sınır Kapısı'nın faaliyete geçmesinin Kars ve çevresinin ekonomisi için hayati önem taşıdığını belirtti. Ermenistan üzerinden Kafkaslar'a, Azerbaycan'a ulaşıla- cağını belirten Kavı. "Türk dış. politikasında Kafkaslar'daki banşın kalıcı tenıde orurrula- bilmesinin Doğu Anadolu için önemini Anka- ra'ya anlatmak zorundayız'" dcdı. Kavı, Erzurum'un'un Palandöken Dağı ve Kars'ın Sankamış bölümünün 3-5 yıl içinde kış tunzmının dünyadakı en cazıp bölgelen olacağmı söyleyerek "Kış turizminde gelecek hiç tereddütsüz Doğu'dadır. Marmara Bölge- si gerek kışın kısa sürmesiyle gerek doygun ya- tmmryla cazibesini arnk kaybetmiştir" dıye konuştu.Kars Ticaret Borsası Başkanı İsmet Çdik, Kars'm ekonomik gelışmesınin loko- motifıni, 713 bin küçükbaş ve 375 bin büyük- baş hayvan potansiyelı ıle tanmın oluşturdu- ğunu belırterek şöyle dedi: " Kars'ta 8 barajınfi/ibiliteçahşması yapd- nuşür. Bunlar yapüdığı /aman arazinin vüzde 35'i sulanacakür. Baoh vannmcılar burava 3- 5 fabrika kursalar bile istihdamlan buradaki işsizliği çözme\eyetmez. Köylüyü köyündedo- yunnak lazundır. Bunun için hayvancılıkta u- cuz kredi ve sulama olanağı sağlanmah, besi- cilik organize sanayi faah'yete geçirilmeli, süL et. yapağı için iyi bir borsa kurulmalıdır. Yö- resel Kafkas halılan değeriendirüındi vçbir de- ri sanayi fabrikası kurulmahdır. Tiflis-Kars de- mirvolu projesi de hayata geçirüirse Asya'ya ulaşacağız. Kafkas Ünhersitesi'nin de aynı ta- rihte kurulan başka üniversiteler gibi 10-12 bin nüfusa ulaşmava hakkı vardır." Erzurum'da yapılan toplantıda da Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Lütfi Yü- cefik, Bakû-Ceyhan boru hattının Erzurum 'dan geçeceğini belırterek bunun ilin ekonomisi için büyük öneme sahip olduğunu belirtti. Odalar ve Borsalar Birliği, Hazine Müsteşar- lığı ve Dünya Bankası ıle ortaklaşa yürüttük- leri "Yerel Ekonomik Geliştinne Projesi'' ıle bölgede patates cipsi, dokuma, giyim ve sa- bun üretimi konulannda fızibilite çalışmala- nnı tamamladıklannı belirten Yücelik, "Erzu- rum'un Gayri Safi Yurtİçi Hasıla'dan (GSYH) aldığıpa\ 1312dolardır.GSYH'ninen yüksek olduğu Rncaeü ik aranıı/daki fark6 katana ya- kındır. Kamu >abnmlanndan aldığunız pa\ çok düşüktür. Des let Planlama Teşkilab 19% ydında Bingöl"e8.8 trihon, Snas'a 7.6 trilyon. Şanlıurfa'va 6Jİ trihon. İstanbul'a 55 trilyon pa> ayırmıstır. Erzurum'a ise 2.7 trilyon Bra verilmiştir" dedi. Benetton yine firtınalar koparacak SEVtM ERTEMUR TREV1SO - Luciana Be- netton ve Otivero Toscani... Onlar ikı çılgın ttalyan... Birisi alışılmışm dışında bır işadamı. Tüm çılgınlan etra- finda toplamış. fabrikasında en önemli me\kılere getir- miş. Reklam ıçm çınlçıplak poz vermekten kaçınmıyor. Dığerinın ıse çektıği. özellık- ie ırkçılığı konu alan reklam filmleri tüm dünya'da olaylar yaratıyor. Çılgın ikilinın ye- ni hedefi: lsrail- Filistin ba- nş sürecı... Amaçlan: Yine tüm dünyadafirtınalarkopar- mak... Reklam dünyastnın asi fo- toğrafçısı Toscani, bu hafta içinde Israil'de çekimler ya- parak Ortadoğu banşı için "zayıf" ama bir o kadar da "gûçlü" umutlar besleyen pek çok insanın sıradışı hi- kâyesıni görüntüleyecek ve Benetton'un 1998 Ilkbahar- Yaz Katoloğu'nda tüm dün- ya halklanna Benetton renk- leriyle "banş" çağnsında bu- lunacak. Tüm politik kavga- lara rağmen kendi aralannda banşı sağlamış olan lsrail ve Filistin halklannın yaşamla- nndan kesitler sunacak olan Toscani'nin fotoğraf karele- rinde. Tel Aviv'de aynı apart- man dairesini paylaşan biri Arap. ikisi Yahudi üç üniver- site öğrencisi, Filistin'i sa\Ti- nan dört Israılli avukatm ya- nı su^ Hebronhı iki'foto mu- habin de yansıyacak... Bombalanan yerlen gö- rüntülemeye gittiİderinde sü- rekli karşılaşıp sonunda ar- kadaş olan biri Filistınlı, di- ğeri Yahudi foto muhabirle- ri, Benetton gıysilen içensin- de adeta politikacılarla alay edecek... Babasının ölümü üzerine ailesini geçindirmek için kız- kardeşinin ördüğü kazaklan satarak ışe başlayan Luciana Benetton. Italya'da bugün bir Benetton imparatorluğuna sahip. ltalya'da en çok vergi verenler sıralamasında ıkincı gelen ve geçen yıl 3.7 milyar dolar ciro yapan Benetton firması, geçen hafta kapılan- nı Türk gazetecilere açtı. Benetton'ın yönetim mer- kezı. Venedıkli aileye aıt ve tüm özelliklen korunarak restore edılmiş vıllada faalı- yet gösteriyor. Gerek burada yanı Villa Minelli"de. gerek- se Treviso kentindeki endüst- riyel tesislerde çalışma ko- şullan son derece modem. Dışandan baktığıruzda ye- şillikler arasındaki modern binal'arm dışında hiçbir şey görünmüyor. Ancak yeşillik- lerin altında ya da modern tek katlı binalann içerisinde otoparklar, üretim ve dağıtım tesisleri bulunuyor. Benet- ton 'da tüm üretim. dizayndan dağıtıma kadar bilgisayar teknolojisiyle gerçekleştirili- yor. 'BigCharli' adını verdik- leri sistemle el değmeden örülen, dikilen giysiler am- balajlanıp kutulanarak dağı- tılacak 120 ülkeye, verilen si- parişlere göre sessizce aynlıp kamyonlara yüklenıyor. Son üç yılda teknolojiye 150 milyon dolar harcadıkla- nnı belirten Benetton'un Ge- nel Müdürü GkwanniCanta- galli, şimdiden 1998 T ifı sipa" rişlerini aldıklan için bu yıl içinde iyimser olduklannı ve 2000 yılına kadar hedefleri- nin her yıl yüzde 5-6 büyü- mek olduğunu söylüyor. Benetton, ünlü spor markala- n Nordica, Prince, Rollerbla- de, Killer Loop. Kastle. Aso- lo, Ektelon'u da bünyesine katmış bulunuyor. Villa Minelli'(hki merkez binası fle dikkati çeken Benet- ton'da üretim, bilgisayar teknoiojisiyle gerçekleştiriliyor. ÇIFTÇININ DOSTU/ SADULLAH USUMI BURSA - Tanm kesimi tam bir şaş- kınlık içinde... 1980 yılından sonra işba- şına gelen hükümetler, dünyanın en iyi iklim koşullanna sahip Türkiye'de tarı- mı batırmak için ellerinden ne gelirse yapıyorlar. Üretim düşüyor, kalite bozu- luyor. Gıda ürünleri ithalatı giderek artı- yor... Çiftçi borç içinde... Birçoğu mah- keme ve icra kapılarında sürünüyor... Büyük çoğunluğunun cebinde yeni ürü- nü ekmek için gerekli olan parası yok... Büyük umutlarla kurulan Mesut Yılmaz hükümeti aldığı yanlış karariarla tanm kesiminde kısa süre içinde büyük yara- laraçtı... Akaryakıta arka arkaya gelen zamlar tüm dar gelirlilerle birlikte çiftçiyi de ca- nından bezdirdi. Akla gelebilecek her çeşit sanayi ürününün fiyatlannda ade- ta patlamaoldu... Traktör veyedek par- ça fıyatları ateş pahası... Değil almak yanınayaklaşmak mümkün değH... Çift- çi, traktörlerini, su motorlarını, varsadi- ğer hizmet araçlarını çalıştıramaz hale geldi. Çünkû mazot fiyatları 100 bin li- raya dayandı. Köy ve kasabalardan şe- hirîere yolcu taşıyan minibüslerin sefer sayılarında bile azalma oldu. Çiftçinin bu şaşkınhğı devam eder- ken, tanmın en önemli girdilerinden bi- ri olan gübreye de büyük oranda zam gelmesi kasaba ve köylerde tam bir şok etkisi yaptı... Sonbaharda buğday eki- minde toprak altına atılacak DAP güb- resinin fıyatı 44 bin liradan 62 bin lira- ya, kompoze gübrenin fiyatı da 32 bin liradan 48 bin liraya çıkanldı... Üre cin- si gübre bile 39 bin liradan satılacak... Korkunçrakamlar... Çiftçi ikiveyaüçay önce akaryakıt ve gübre fiyatlarının bu rakamlara ulaşacağını rüyasında gör- seydi dudakları uçuklardı... Tanm kesiminde sarsıntı yaşanacak Ama asıl kimsenin aklının ucundan bile geçmeyen en büyük darbe Ziraat Bankası'ndan geldi. Hükümetin talima- tı ile zirai kredilerin faizleri bir günde art- tırıldı. Çiftçi eski faizlerle bile borçlarını bankaya ödemekte güçlük çekiyordu. Bundan sonra uygulanacak faizleri ise birçoğunun ödemesi mümkün olama- yacak. Hem çiftçinin, traktörleri, hay- vanları, tarlaları elinden gidecek hem de Ziraat Bankası ve Türk ekonomisi büyük sarsıntılar geçirecek... Belki de bu sarsıntıları onarabilmek için 5 yıl, 10 yıl yeni sıkıntılara katlanmak zorunda Gübreye Büyük Zam, Çiftçi Şokta kalacağız... Bu tehlikeleri göremeyenlerin hükü- met etmesi çok acı. Tanm ülkesi olan Türkiye'de başbakanların, bakanlann tanmdan anlamaması veya bir başka deyişle tanma destek vermekten kaçın- ması, onları küçümsemesi çok büyük talihsizlik... Yıllardan beri yüzde 43 faizle dağıtı- lan hayvancılık kredisi, geçmiş hükü- metler ve devlet yetkilileri tarafından yüksek bulunuyordu. Bu nedenle yüz- de 20 faizli hayvancılık kredileri uygula- maları yapılıyordu. Hatta hayvancılığı • ANAP, DSP ve DTP'nin ortaklaşa kurduklan hükümetin darbesi yüzünden Türk çiftçisi traktörlü dönemden, öküzlü, inekli ilkel sisteme dönecektir. Bunun ayıbı da Mesut Yılmaz'ın kurduğu "umut" hükümetinin olacaktır... yaşatabilmek için hükümetler ve çeşit- li siyaset adamları yüzde 0 faizli kredi- ler vaat ediyorlardı. Bunda haklıhk payı vardı. Zira yüzde 43 faizle hayvancılığı yaşatmak ve geliştirmek mümkün ola- mıyordu. Çünkü üreticiler yüzde 43'lü kredileri ödeyemediği için cins süt inek- lerini yarı fıyatına kasaplara satmak zo- runda kalıyorlardı. Hayvancılık geriliyor ve yok oluyordu. Yıllarca yabancılann sağlıksız ve çürük çank etlerini halkımı- za, çoluk çocuğumuza yedirdik. Türk hayvan üreticisinden esirgediğimiz yüz- lerce trilyon lirayı yabancı üreticilere adeta bağışladık. Bundan hem Türk ekonomisi hem de hayvan üreticileri za- rargördü... Şimdi hükümet hayvancılık kredilerinın faizlerini yüzde 43'ten yüz- de 59'a çıkardı... Bu kararTürk hayvan- cılığının "idam fermanı"û\r... Tekraredi- yorum. Bu karar hayvancılığımızın ipini çekmekten farksızdır. Bu haberi duyan diğer ülkelerdeki hayvan üreticilerinin kendilerine yeni bir ihracat kapısı açıla- cağı için sevinçten göbek attıklarını gö- rür gibi oluyorum. 'Deli dana'lar yeniden gelecek Bu talihsiz karar, ülkemiz ınsanını ye- niden diğer ülkelerin "deli dana"larına, hastalıklı etlerine muhtaç edecektir. Belki de Türkiye'ye yeni ölümcül has- talıklar girecektir. Ülkemizde işsizlik ve göç artacak, açlık yaygınlaşacaktır. Bitkisel üretim kredilerinin faiz oran- ları yüzde 50'den, yüzde 70'e.. traktör kredilerinin de faizleri yüzde 55'ten yüz- de 76'ya çıkmış... Can çekişen Türk ta- nmına ve çiftçisine bundan daha büyük bir kötülük yapılamazdı. Ayrıca ipotek işlemlerinin komisyon ve masrafları da arttı... Tecrübeli çiftçiler bu rakamlarla traktör faizlerinin en azından yüzde 88'lere, hatta yüzde 90'lara ulaşacağı- nı ileri sürüyorlar. Zaten 17 yıldan beri para kazanama- yan ve bir süreden beri de kendi varlı- ğından yiyen çiftçiler son gelen zamlar- la ve yükselen kredi faizleri ile kesinlik- leayakta kalamaz... Tarımda iş görebilecek bir traktörün fiyatı ortalama 3 milyar lira. Türkiye'de 20 milyon çiftçinin içinde 3 milyar lirayı peşin ödeyerek traktör alabilecek çift- çi sayısı 50'yi geçmez... Hatta, onlar bi- le almaktazorlanır... Kredili alacaklar ise, çiftçilikten kaza- nacaklan para ile ana para ve krediyi ödeyemez. Zira, bir traktör için her yıl 1 milyar liraya yakın ödeme yapmak ge- rekecektir. Bu da Türk çiftçisini tekno- lojik gelişmelerden vazgeçmek zorun- da bırakacaktır... Işte... ANAP, DSP ve DTP'nin ortak- laşa kurduklan hükümetin darbesi yü- zünden Türk çiftçisi traktörlü dönem- den, öküzlü, inekli ilkel sisteme döne- cektir. Bunun ayıbı da Mesut Yılmaz'ın kurduğu "umut" hükümetinin olacak- tır... Neden sadece çiftçi hedef ahndı? Çiftçi, akaryakıt, gübre, traktör, ye- dek parça, tohumluk gibi tüm girdileri- ni kredili alımlarlakarşılamaktadır. Böy- lece, her aldığı girdiye değerinin üç beş katı para ödemek zorunda kalacaktır. Aynca, sanayici, ihracatçı ve tüccar bankalardan aldığı kredileri bir yıl için- de üç beş kez kullanma imkânına sa- hiptir. Çiftçinin aldığı krediyi kullanma şansı ise yılda bir kezdir. Ikinci kez kul- lanamaz. Çünkü, krediyi aldığı tarihle üretim tarihi arasında geçen zaman bir yılın altında olamaz. Daha da acısı, Türkiye'de tanmın dı- şında hiçbir kesimin kredi kullanma ko- şulları değişmemiştir. Hükümetler bu- güne kadar ihracatçının da, sanayicinin de, esnafın da kredi faizleri ile oynama- mıştır. Bu konuda hedef seçilen sade- ce Türk çiftçisi olmuştur. Nitekim, böylebirayrıcalıkvedışlan- ma, tarım kesimini ayağa kaldırmıştır. Ziraat odalan tepki halindedir... Türkiye Ziraat Odalan Birliği, Genel Başkanı Fa- ruk Yücel'in imzasıyla yayımladığı bir bildiri ile kredi faizlerinin yükseltilmesi- ni kınamıştır. Ziraat Odası başkanlarından Fuat San (Bursa), Nuri Karaca (Karacabey), Ismail Bolu (Edirne), Süleyman Gir- men (Adana), Kemal Çetin (Aydın), İs- mail Büyüksan (Eskişehir), Hikmet Karabayır (Adapazan), Şerif Baykut (Tekirdağ), Naci Özkara (Akhisar), Mahmut Doğan (Menderes), karara karşı çıkarak Ziraat Bankası'nın kredi faizîerini eski haline çekmesinı istemiş- lerdir. Birçok ziraat odası başkanı, hü- kümet kredi faizlerini eski haline getir- mediği takdirde eylem yapmak için ka- rarlı olduklannı açıklamışlardır. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞUKRAN SONER Rüzgâr Ne Yandan Esiyor? "Susuriuk kazasının, ondan önceki cinayetle- rin arkasındaki gerçekler ortaya çıkmadan hiç kimse Türkiye 'de hukuk devletinin işlediğine inan- masın..." Başbakan Mesut Yılmaz'ın, yukarıdaki cüm- lelerin de yer aldığı ve "Susuıiuk aydınlanacak" sözleri ile noktalanan konuşmasına bir itirazınız mı var? Tabii ki olamaz. Altına imzanızı atarsınız. Ama sizde nasıl bir etki yaptı? "Inandınız mı? Hiç de- ğilse umutlandınız mı"ü\ye sorsam, iş değişecek. Benim gibi çoğunluk, umutsuz, dudak bükmek- te. Sonu gelmeyen güzel, doğru söylemlerden bıkkınlık getirmekte. Meclis'te dokunmazlıklann kaldınlmasının en son aşamasında iktidar partileri de suç ortaklığı yaptıktan, Susuriuk davasının tutuklu sanıklan de- lil yetersizliği ile serbest bırakıldıktan sonra, Baş- bakan Yılmaz'ın bu doğru söylemi, yeterli oranda inandırıcı gelmiyor. Dahası, politikacıların hep gü- zel konuşup kötü işler yapmalan anlamında umut değil, umutsuzluk aşılıyor. Devletın çarkları, yasama, yürütme ve yargısı ile bir bütün olarak ters dönmeye, işlemeye gör- sün. Öyle işin bir ucundan tutulup bir yerierinden düzeltilmeye çalışılması gösterileri hiçbir işe ya- ramıyor. işleyışi insan haklanndan, demokrasiden, hu- kuk devletinden yana düzeltme çabalarının, çar- kın işleyişınin ters akışının bütünü ile düzeltilme- si çapında olması gerekiyor. Kesın yargı içın belki insafsızlık erken sayılabi- lir. Ama gerçeklerin saklı olduğu ayrıntılar, ANA- SOL-D iktidarının bugüne kadarki uygulamalan- nın bütünü, hukuk devletine doğru sağlıklı adım- lar atılması, devlet içindeki çetelerle hesaplaşma niyeti üzerinde olumlu hiçbir ipucu vermiyor. Tam tersi iktidar ittıfaklan, yeni kadrolaşmalan, uygu- lamalarının bütünü, çetelerle özdeşleşme eğilim- lerinin ağır bastığını gösteriyor. Iktidann genel havası, estirilen rüzgârın yönü, çetelerle hesaplaşma değil, hesaplaşmama yö- nünde. Yılmaz, rüzgârın yönünü değiştirmekte ciddi adımlan, hem de çok kısa zamanda atamaz, aksine örneklerin çoğalmasını önleyemezse du- rumu çok kısa zamanda Çiller'inkine benzeyecek. Çiller'in "ya bitecek ya bitecek.." türünden söy- lemleri ne kadar alay konusu, inandıncılıktan uzak, söylenenin tersınin yapılacağı anlamındaysa, Yıl- maz'ınkiler de ona benzeyecek. Ben şimdilik "Susuriuk aydınlanacak!" sözünün sonuna birünlem işareti koymakla yetiniyor, mah- cup olup ünlemi kaldıracağım günlerin gelmesini dilıyorum. Bu hükümetin, koalisyonun oluşum, variık ne- deni, REFAHYOL iktidarının güç kattığı, rejimi ve laikliği tehdit eden gelişmeleri durdurma günde- minde bile, söylenenlere, yapılanlara kuşkuyla bakma noktasına gelmedik mi? Şeriat cephesi, merkez sağın, hatta sol geçi- nenlerin zayrf karnını çok iyi biliyor. "Din elden gi- diyor" parolası ile Yılmaz'a, ANAP'a, hükümete yönelik eleştirilerin, saldırıların dozu arttıkça, şe- riatçılara verilen aynntılarda gizli ödünler peş pe- şe geliyor. Yılmaz hükümeti, rejımın ve laıkliğın ödünsüz savunulması konusunda da güven vermekten uzakta bir gidişatın içine düşmüş bulunuyor. Bir Kuran kursları, bir kadrolaşma, bır ders kitapları.. ödünleri birbirine eklenince, rüzgârın, çarkların dönüş yönü terse çevrilebiliyor. En önemlisi de ekonomik düzen, çıkar ilişkile- ri, devlet çarklannın, para gücünün ne yana kul- lanıldığı değil mi? Işte asıl kötü kokular da bu alan- dan geliyor. Ecevit'ın eski arabası ile simgesel di- renişi, Güneydoğu'da toprak reformundan söz edişi hiçbir anlam taşımıyor. Partiler ve partilîler, tavandan tabana bütün kadroları ile iktidarı, ikti- dar ve devlet nimetlerinden, haksız, hukuk dışı, sonuna kadar, arsızca yararlanma olarak algılayıp uyguluyorlar. İktidar, yozlaşmanın, yeni dünya sömürü düze- ninin acımasız reçetelerinin, çıkar sağlamanın, vurgun ve rüşvetlerin aracı rolünde, kendisinden önceki hükümetle hızla özdeşleşiyor. Rüzgârın yönü, çarkları ters döndürüyor. 'Hiperlerde bakkal sıcaklığı yok' HAKANDtRtK İZMİR- Yıllarca süper- markete karşı savaşan "kahraman bakkal" hı- permarketlerin çoğalma- sıyla cepheden çekilmeye başladı. Artık marketin "süper"iyle de yetinme- yen tüketiciler, alışverişle- rini "hiper" olandan yap- maya başladı. Her geçen gün sayılan azalmaya baş- layan bakkallar ise tektük kalmalan nedenıyle adres tariflerinde belirleyicı un- sur haline geldi. Sosyolog Hüseyin En- gin Ozmen tarafından ya- pılan "Tophımsal değişme sürecinde büyük market yapısında mcydana gelen değişiklikler ve tüketici da\ ranışlan" konulu araş- tırma. ilginç sonuçlar orta- ya çıkardı. Amerika ve Avrupa'da temizlik. düşük ve okunabilir fıyat, kasi- yer davranışlan, meyve ve sebzelerde tazelik, yerinin iyi olması market tercihin- de birinci derecede etkili olurken, ülkemizde yakın- lığın ön plana çıktığı görü- lüyor. Izmırli tüketiciler üzerinde yapılan araştır- maya göre, market seçi- minde yüzde 40 oranında yakınlık etkili oluyor. Marketteki üriin çeşitlihği yüzde 28, market düzeni ve temizliği yüzde 13. müşten hızmetleri yüzde 8.50, marketin tanınmışlı- ğı yüzde 2 oranında tüke- ticileri çekıyor. Yaşar Topluluğu 52 yaşında tZMİR (Cumhuri- yet Ege Bürosu) - Yaşar Topluluğu 52. yılını kut- luyor. Birçok sektörde 44 şirketiyle faaliyet göste- ren. kültür, sanat ve eği- tim çalışmalanna bünye- sindeki iki vakıflakatkı- da bulunan Yaşar Hol- ding'in Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Yaşar yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: "Ekonomik tarihimizde yanm yüzyıh aşınış sana- yi işletmelerinin sayısı çok azdır. Hedefimiz, 2000'li yıllarda toplulu- ğumuzu Avrupa ve dün- ya ölçegine getirmektir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear