25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1997 CUMA HABERLER Askere resmi nikâtı şartı • A\KARA (Cumhuriyet Biinısu) - De\ let Bakanı Işıla\ Saygın. dini nıkâhlı şehit askerlerin ailelerinin deviet yardımlarından yararlanabilmeleri için "Orüuda Resmi Nikâh Kampanyası" başlattı. Işılay Saygın > aptığı yazılı açıklamada. Milli Savunma ve tçişleri bakanlıklan ile •valilıklere bir genelge göndererek halen askerlik görevini sürdüren ve silah altına alınacak olan sadece dini nikâhla evli gençlerin tespıt edilerek resmi nikâhlannın yapılmasının sağlanmasını istediğini kaydetti. ANAP'tan Çiller'e tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Bolu Milletvekili Avni Akyol, ANAP Grup Başkanvekili Metin Öney ile bırlikte parlamentoda düzenlediği basın toplantısında. DYP lideri Tansu Çiller'ın, "Lütfedilmiş saksıda çiçek olmaya razı değiliz" sözlerine, "Çiller. lütfedilmiş saksı yerine Erbakan'ın lütfettiği saksıda çiçek olmayı tercih ediyor" karşılığını verdi. Akyol. Çiller'in kesintisiz temel eğitime ilişkin eleştinlerinin de 'talihsiz, isabetsiz ve basiretsiz' olduğunu savundu. Suç kapsamı genişledi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yasalara aykırı toplantı ve gösterı yürüyüşlerinde suç kapsamını genişleten yasa tasansı. TBMM İçişleri Komisyonu'nda kabul edildi. "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasrnın Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa Tasansf'na göre izinli gösteri ve yürüyüşlerde. " suç işlemek amacıyla kurulmuş veya kurulduğu varsayılan örgütlere ait amblem ve işaret taşımak, bu ışaret ve amblemlerin bulunduğu üniformayı andırır gıysiler giymek, kimlıkleri gizlemek amacıyla, yüzleri bez veya başka unsurlarla örtmek'" suç sayılacak. Şehit pilot toprağa verîldi • BURSA (AA) - Konva 3. Ana Jet Üssü'nden havalandıktan sonra Kulu ilçesi yakınlannda düşen F-4 uçağında şehit olan Pilot Üsteğmen Selçuk Bahtiyar, Bursa'da toprağa verildi. Ulucami'de düzenlenen cenaze törenine, şehit pilotun ailesi, yakınlan Vali Vekili Hasan Tülay, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Şevket Uğur Büyükçulha, Büyükşehir Belediyesi Başkanı Erdem Saİcer ile vatandaşlarkatıldı. Türkiye kendi aşısını üretecek • ANKARA (AA)-Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy. Türkiye'nin ihtiyacı olan aşılan üretme projesinin son aşamaya geldiğini belirterek, "Aşı ithalatını bırakacağız, aşı ihraç eden bir ülke haline geleceğiz" dedi. Özsoy. yaptığı açıklamada. bugün gerçekleştirilen üretim ile Türkiye'deki aşı ihtiyacının ancak yüzde 50'sinin karşüanabildiğini. yılda 150 milyon dolarlık aşınm ithal edildiğini bildirdi. T> Ankara Müftüsü Necati Tayyar Taş, İslamı siyasallaştırmaya karşı çıktı dini artna yapü'HAZAL ATEŞ ÇAKIR ANKARA - Ankara Müftüsü Necati Tayyar Taş, politikalannı "Din ekten gidiyor" söylemine da- yandıran sıyasilere tepki göstere- rek. "Ezan anarşisi önlenecek, halkbize destekveriyor" dedi. Ca- mi yapımmda israf vebaşıboşlu- ğun önlenmesi gerektiğini belir- ten Taş. "RP dahil siyasi partiler dini arnıa yapmayı bıraksın" uya- nsında bulundu. Taş, aile içi şid- detin önlenmesine ilişkin yasa ta- sarısına, u İslamdadayakyok.Ka- dın, kimliğinc sahip çıkarak eko- nomikve bilimsel özgüriüğünü ya- kalamabdır" dıye destek verdi. Ankara Müftüsü Necati Tayyar Taş, ezan genelgesi. cami sayısı Atanın kurduğu Diyanete müdahale edilmesin 1 Ezan anarşisinin önleneceğini yineleyen müftü Taş, Mustafa Kemal'in kurduğu Diyanet'e müdahale edilmemesini ve cami yapımmda israfın önlenmesini istedi. Taş, Diyanet İşleri'ne yönelik tepkilerini "Din elden gidiyor" söylemiyle dile getiren siyasileri eleştirirken "RP dahil, siyasi partiler dini arma yapmayı bıraksm" dedi. ve yapımındaki düzensizlik, siya- si partilerin dini kuHanmalan, ev- lilik ve aile içi şiddet konusunda- ki görüşlerini anlattı. Taş, "Ezanın sesi kjsüıyor" şeklindeki iddialarm doğru olmadığmj vurgulayarak şunlan söyledi: "Önemliolaneza- nu doğru ve güzel bir makamla okunmasıdır. Ezan ezgisi,ritmive bestesi ilahi olan bir anons name- sidir. Bugünkü ezanlann bu işlevi gördüğiinü söylemek mümkün değil. Cihazlann bağlantüan, di- reklerdeki hopariörierdeki ses yansıması nedeniyleezanm mistik güzelüöni duymak mümkün ol- muyorltiraf edelim, büriin müez- zinkrin sesi güzel değil. makama da aşina değil. Radyoda sesi güzel olan dinlenir. Vatandaş da bunu is- ter. Bugün her hopariörden ezan sesi yükseHnce ezan anarşisi olu- yor. Sesi güzel olanlar merkez ca- müere. olmayanlar da daha küçük yerlere alındı. Amacunız sadece s- esdüzeıuemesine vönetikti. Bunun arkasında art niyet aranmaman. Ezanınsesi kısılıvor dherüer bunu siyasi malzeme yaparak başkanb- ğın bu düzenlemesine haksızhk ediyorlar. Bu konuda bugüne ka- dar halktan tepki almadık. Halk- ta böv le bir hazımsızlık yok. Bunu siyasi malzeme yapıyorlar. Bu ka- raruıda Diyanet bağımsızdır, mü- dahaleedUemez. Diyanet'in, Mus- tafa Kemal'in kurduğu iki bağun- sız kunundan biri okluğu unutul- mamah." PKK'nin eyleme başlama yıldönümünde olağanüstü önlemler alındı Doğu'da en uzun gün• Van'da eyleme hazırlanan 29 terörist öldürüldü. Doğu ve Güneydoğu'da önlemler yoğunlaştinldı. tskenderun Demir Çelik özel korumaya alındı. Yurt Haberleri Servisi - PKK'nin 15 Ağustos 1984'te eylemlere başlama- sının yıldönümü nedeniyle Doğu ve Günedoğu'da izin- ler kaldınlıp önlemler yo- ğunlaştınlırken Şırnak ve Van'da eyleme hazırlanan 29 terörist öldürüldü. Ça- tışmalarda 2 güvenlik gö- revlisi ile 3 korucu şehit ol- du, 6'sı yaralandı. Bin- göl'de operasyondan dönen askeri bir aracın devrilme- si sonucu 3 er şehit oldu, 2"sı ağir 4 er yaralandı. To- kat'ta, Orman Işletme Mü- dürlüğü binası teröristlerin saldınsına uğrarken. tsken- derun Demir-Çelik Tesisle- ri (isdemir) bölgedeki terör olaylan nedeniyle özel tim korumasına alındı. PKK'nm 15 Ağustos 1984'teEruh'a yaptı- ğı baskının 13. yıldönümü nedeniyle başta Do- ğu ve Güneydoğu olmak üzere, örgütün eylem yaptığı Çukurova'nın bazı kesimleri ile Tokat, Sıvas, Ordu, Giresun ve çevresinde yoğun ön- lemler alındı. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Vekili ve Van Valisi AbdülkadirSan. örgütün eylem yapma- sına izin vermemek için bölgede alınan tüm gü- venlik önlemlerinin gözden geçirildiğini ve ge- rek duyulan yerlerde ek önlemler alındığını be- lirtti. ' PKK'nin sansasyonel eylemler yapamaz du- ruma geldiğini ifade ederen San, şunlan söy- ledi: " Bizim göreviıniz eyleme nrsat vermemektir. Teröristi etkisiz haJe getirmektir. Bunun için güvenlik görevlilerimiz operasyonlannı arahk- sız başanlı bir şekilde sürdürüyor. Dağda ba- yırda kuyu kazar gibi terörist aranmaktadır. Yerleşim birimlerinde ek tedbirler alınmışür. Güvenlik göreviilerinin tüm izinlerini kakhr- dık. Hep beraber miUetimizin güvenli bir or- tamda yaşaması için onlann hizmetindeyiz." Kuzey Irak'tan kaçan kaçana PKK'nin 4-5 yıl önce Kuzey Irak'a göçe zorladığı aileter gnıplar halinde Türkiye'ye geri dönüyor. 5 yıl önce BM'nin Dohuk'un 70 kilometre kuzeyindeki Atruş bölgesinde "mülteci" sıfatıyla kampa yerleştirdigi ve daha sonra başka kamplara dağıtılan mültecilerden 18 aile kaçarak Türkiye'ye geldL Şırnak'ın Silopi ilçesinde Kızılay tarafından kurulan geçici çadırlara yerieştirilen ve saydan 86'yı bulan vatandaşlar, geri dönüşlerinde kendilerine gösterikn sıcak ilgiden çok mutlu olduklannı söylediler. Vatandaşlar, Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin (IKDP) aniayış göstermesi halinde kamplarda bulunanlann tamamının Türkiye'ye döneceğini belirttiler. (Fotoğraf: AA) 15 ağustos nedeniyle Kuzey Irak ve Suriye sınırlanna yakın Hakkâri, Mardin ve Şırnak başta olmak üzere bölgenin diğer yerleşim bi- rimlerinde aramalar sıklaştınldı. Sınır kesim- lerindeki güvenlik göreviilerinin sayılan arttı- nldı, yerleşim birimlerine giriş ve çıkışlarda da sıkı kontroller yapılmaya başlandı. Aramalar- da şüpheli görülenlerin gözaltına alındığı, ör- gütün intihar saldınlan düzenlemek amacıyla görevlendirdiği aranan bazı teröristlerin fotoğ- raflannın da yerleşim birimlerindeki işlek yer- lere asıldığı görüldü. Cami yapımının yasal bir çer- çeveye oturtulması gerektığine dikkat çeken Necati Tayyar Taş, şu görüşleri dile getirdi: "Camiler gelişiguzel yapıbyor. Bu, yasal çerçeveye oturtulmalu cami yapunı ihtiyacının belirien- mesinde müftülük sorumlu olma- bdır. Cami yeri beibienen nazun i- mar planlan ve yeri belirtilmeyen planlar nihai mercilerce tasdik edilmemek üzere bir yasaya ihti- yaçvardır. Bu olmayınca kocaman bir mahallede cami düşünülme- miş, bu sefer apartmanın aJtını ca- mi yapıyoriar. Apartmanın altın- da cami olmaz. Bazı yerlerde de aynı mahalleye birden fazla yapı- hyor. Bu da doğru değiL Bu cami- lerde cemaatı dağrtmış oluyor. Ce- maati bölmek günahtır. tn- san oranına göre yapılmak Bizim bilgimiz dahili dışın- dayapılan camilerin kıblesi yanhş olabiliv or. Bugün bir- biriyle kavga eden cami ya- pıyor. Vatandaş kıbleyi nasıl ayarlacak. bu ihtisas işidir. Bu catnilere bir şey yapanu- yoruz. bu sefer saflar eğri tutuluyor. Bir bakıyorsunuz 40 Idşilik yerde bin kişilik cami yapılıyor. Bazılaruun mimarisi berbat Cami ya- pımında israf var. Camiler uzlaşma mekânlandır." Ankara da 1100 cami bu- lunduğunu ve yapımı süren 30 cami olduğunu kayde- den Taş, bunlann yüzde 40'ının çarpık, mekânı ve mimarisinin yanhş olduğu- nu söyledi. Camilerin önünde toplanan yardım paralanndan da rahatsızlık duyduğunu belirten Taş, "Bazılan para toplama işi- ni istismar ediyor" dedi. Diyanet tşleri Başkanh- ğı'nın cami yapımının müf- tülüklere verilmesi konu- sunda yasa önerisi hazırla- dığını belirterek. "Camiya- pımı engelleniyor anlayışına girmek yanlıştır. günahtır. Diyanet'in bakışından şüp- he etmekyanlıştır. Cami ya- punnun önünegeçiiiyor söz- leri yaygaradır. Başıboşluğu engeUemek için çahşıytnnz" diye konuştu. RP dahil, diğer siyasi partilerin dini arma olarak kullanmayı bırakması ge- rektiğini vurgulayan Taş. "Yapöğı işte dini, inancı ve imanıkullanınakkadarbü- yük seviyesizlik olamaz. Bu büyük bir yanlıştır. Dini maddi menfaat ve mülaha- zalara alet etme düşüncesi ayıpla beraber haramdır. Dini istismar edenler dine en büyük ihaneti yapanlar- dır" göriişünü dile getirdi. Başbakan Yardımcısı Ecevit, sürekli Türkiye'nin içişlerine kanşan Tahran yönetimini uyardı 4 Iran irtica kampanyası açü'ANK^RA (Cumhuriyet Bürosu)-Başba- kan Yardımcısı Bülent Ecevit, tran'ın çağ- dışı rejimini Türkiye'ye ihraç etmek için kampanya başlattığını belirterek "Diyanet İşleri kaİdınlırsa meydan bunlara kalır" de- di. Ecevit. eğitim çalışmalaruıa başlandığı günden bu yana lran radyo ve televizyon- lannın Türkiye'nin iç işlerine kanştığını be- lirterek. Tahran'a uyan mesajı verdi. Başbakan Yardımcısı Ecevit. dün Avru- pa Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı AB Kıhç ve federasyon temsilcilerini kabul et- ti. Federasyon Başkanı Kılıç. Ecevit'e, ya- sa tasansı konusundaki çalışmalan için te- şekkür ederek "Ancak zorunlu din dersi, la- ikeğitimdeobnamabdır. Laiklikten. demok- • Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu'nu kabul eden Ecevit, "4. madde ile din eğitimini anarşiden ve laiklik karşıtlannm baskısından kurtanyoruz" dedi. rasiden, çağdaş Türidye'den vana olan 20 milyon Alevi sokağa dökülmüyorsa bu, iç bansı koruma isteğimizden kaynakuuuyor" dedi. Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Murtaza Demir de, tasan ile din eğitiminin sınırlannın genişletilmesinden duyduklan kaygıyı dile getirerek, laik bir ülkede Diya- net İşleri Başkanlığı bulunmasınm da yan- hş olduğunu savundu. Ecevit, bu sözler üzerine, tasannm 4. maddenin olmaması durumunda din eğiti- minin başıboş ve laiklik karşıtlannın etki- leri altında sürdürüleceğini belirterek "Bu madde ile din eğitimini anarşiden ve laiklik karşıdannın baskısından kurtanyoruz" de- di. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın olmaması gerektiği görüşlerinin de "nazariyede dof- ru olduğunu" kaydeden Ecevit, ancak Tür- kiye gibi ülkelerde böyle bir kuruma gerek duyulduğunu bildirdi. Bazı ülkelerin çağdı- şı rejımlerini Türkiye'ye ihraç çabası için- de olduklanna dikkat çeken Ecevıt, "Baş- kanhk kaİdınlırsa meydanonlara kalacak" diye konuştu. Eğitim çalışmalanna başla- dıklan günden bu yana tran radyo ve telev- ziyonlanm yakından izlediğinı belirten Ecev it, "Kaba. uluslararası ilişküerde kabul edilemeyecek şekilde Türkiye'nin iç işlerine kanşıyoriar, yogun kampanya açmış du- rumdalar" dedi. Ecevit, Alevilerin Türkiye'de demokrasi- nin, laikliğin, ulusal birliğin güvencesi ol- duğunu kaydederek, bu kesimin gereksin- melerini karşılamayı görev bildiklerini söy- ledi. Hacıbektaş ilçesinde yılın 365 günü hizmet verecek bir kültür merkezi kurul- ması yönünde çalışmalar yürütüldüğünü bildiren Ecevit, Alevi-Bektaşilik felsefesi- nin, Tüık-Islam anlayışınrn gelışmesine bü- yük katkısı olduğunu vurguladı. ÜZ Z4Z//ORHAJN BİRGİT Korkut Özal'ın düğmeye basması, benim içini sürpriz olmadı. Tam aksi- ne, iyi hesaplanmış ve planlanmış bir "başlangıç" için, ilk eylemin işaretinı verdi bu deneyimli politikacı. Özal, sekiz yıllık kesintisiz eğitimin yasalaşmasından önce, bir ANASOL koalisyonunun kurulmasına karşı çı- kıyordu. Ona göre, hükümet krizini "REFAHANAYOL" ile önleyebilmek, daha doğru bir çözüm yolu idi. Sekiz yıl, Refah Partisi'nin Anayasa Mah- kemesi'nde kapatılmasının gündeme getirilmesi üzerine, Korkut Bey için parti ile bağları gevşetmenin, kendi açısından tam zamanında yapılmış "bahanesi" oldu. Özal, başka bazı yandaşları gibi, ANAP grubunun bağlayıcı kararına karşın, Meclis'te bu yasaya partili mil- ietvekili olarak "kırmızı oy" vermek ya da oylamada bulunmamak yollarını seçmedi. fam tersine davrandı. 1945 yılında Toprak Reformu Yasası'na karşı çıka- rak CHP'den ayrılmayi planlayan Ba- yar, Menderes, Köprülü, Koraltan gibi davranmak istedi. Koyunlar, Kuzular ve Kurtlar... Böylelikle kendisini yeniden parla- mentoya getiren 1995 seçimlerinde listesinin ilk sırasında bulunduğu Ana- vatan Partisi'ne karşı, "Ben sıradan bir milletvekili olarak, var olan parti- lerde değil, yeni bir alanda politika yapacağım" mesajını da vermek iste- di. Bunu açık açık söylemeyi, sanıyo- rum zamanlama açısından doğru bul- muyor. Bu nedenle de dün Hasan Cemale, ANAP grubunda sekiz yıl için bağlayıcı karar alınmış olması ne- deni ile "Ben koyun muyum, kuzu muyum? Ne diye evet oyu verecek- mişim sekiz yıla?" sözleriyle kendisi- ne göre bir gerekçe icat ediyor. lcat sözünü, bilerek kullanıyorum. Her politikacı kadar Korkut Bey de çok iyi bilir ki, siyasi parti gruplan be- lirli yasateklif ya datasanlarında ken- di çoğunluklannın görüşü doğrultu- sunda "bağlayıcı" kararlar alıriar. Bu, demokratik ve çok partili par- lamentolann en işlerli kurallarından bi- risidir. Ve o partamentolarda bu tür kararlara uyan hiç kimse koyun ya da kuzu olma gibi bir komplekse kapıl- mamıştır. Tıpkı Korkut Özal'ın 1980 öncesin- deki milletvekilliği döneminde, M- SP'nin bu tür bağlayıcı kararianna uy- gun oy verdiği zaman, ağzından bu tür kompleks sözü çıkmadığı gibi. Korkut Özal, kendi hesabına ters düştüğü için ANAP'tan aynldı. Hafta başında NTV'de Murat Birsel e ko- nuk olduğu söyleşi sırasında grubu- nun bağlayıcı karanndan şikâyet et- medi. Tam tersine, dördüncü madde- nin üzerindeki görüşmelerin sonucu- nu beklediği izlenimini verdi. Dördüncü maddede CHP'nin ka- zan kaldıracağını ve hükümet ortak- lannın destek partisini yatıştırmak için, bu maddede ANAP'lılara ters düşen ödünler vereceğini sanmış olmalıydı. Maddenin CHP'nin istediği biçim- le komisyondan Genel Kurul'a inme- si Korkut Bey için, yerinde bir baha- ne gerekçesi olacaktı. Hesap tutmadı. Dördüncü madde, yeni bir biçim al- dı, ama bu değişme CHP'nin karşrt oyuna rağmen tasandan desteğini çekmesini de gerektirmedi. Cumhuriyet Halk Partisi, hem ken- di doğrultusunu korudu hem de se- kiz yıl için açık desteğini sürdürdü. Bu yeni durum, Korkut Özal ile o- nun ANAP içindeki yandaşlarının he- saplannın yeniden gözden geçirilme- sini gerektirdi. Özal'ın o aşamada Istanbul'a gelip bazı toplantılara katıldığı bildiriliyor. Bu toplantılar arasında Iskenderpa- şa cemaatinin önde gelenlerine da- nışma oturumlannı yazarsanız, mü- neccimlik yapmış sayılmazsınız. Korkut Bey için, artık eylemin baş- lama düğmesine basmak gerekiyor- du. ANAP'tan aynlmak, Refah Partisi kapatılırken yeni bir parti için Erfoa- kan karşıtlannın çoğunlukta olduğu eski yol arkadaşlan ve 12 Eylül son- rasının koşullan içinde merhum Tur- gut Özal'ın partisinde "birinci eği- lim"\, yani "/s/amc/"lığı temsil etmiş ANAP'lı hoşnutsuzlarta bir araya gel- mek. Bunu şu anda açık açık söylemeyi, taktiğinin gereği, zamansız bulmuş ol- malı ki koyun, kuzu örnekleri verme- ye çalışıyor. Ama inandıncı olmak şöyle dursun, kuzuya suyu bulandırdığı için onu ye- mek istediğini ileri süren kurt masalı- nı çağrıştırdığını unutuyor. Böylelikle, biryandan muhafazakâr bellediği seçmenlere çiçek atarken, öte yandan, Refah Partisi'nin boşlu- ğunu dolduracak yeni parti için, du- yarlı çevrelere güvence verecek bir söylem yolunu seçiyor. Korkut Bey, bu iki konuda da yeter- li bir birikime sahiptir. Bu deneyimini sadece Anavatan Partisi'nden isfrfa zamanını sapta- makla göstermedi. 12 Eylül ihtilalcile- ri, Erbakan ve arkadaşlannı askeri ce- zaevlerine kapatırken, o tutukluluk dönemini bir askeri hastane odasın- da geçirmesini de bildi. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Aşkıma Dokunma! • Eğitim sorununun, başta yetişkin ve aydın öğ- retmen açığı gibi dev uzantıları da var; ve dikkatT lerimizi bir an bile üzerierinden ayırmamamız ge- reken öteki sorunlar: Enflasyon ve kalkınma soru- nu, çevre sorunu, demokratikleşme sorunu, hele hele gecikmeden çözmek zorunda olduğumuz Kürt sorunu... Konu değişikliği yapacağım bugün, aşktan söz edeceğim. Siz koca FuzulTnin "Aşk derdiyle hoşem" de^ mesine hiç bakmayın; acılarla kıvranır, sorunlarla boğuşur. Yalnız o mu? Çoğu insan öyledir! • Mutluluk kaynaklarımız arasında önemli bir ye- ri var aşkın. Aşk, insanın belli bir variığa, bir nes- neye ya da evrensel bir değere derinden bağlanı- şı; daha da yaygın anlamıyla, bir kimsenin genel- likle karşı cinsten birine duyduğu tutku ve/ya da cinselliğe dayanan eğilim. Insansoyunun en güç- lü duygularından biri, belki de birincisi aşktır. Ede* biyatın eskiden beri en çok işlediği konuların ba- şında o gelir; dini ve felsefeyi de daha baştan et- kilemiştir. Ama niçin bu bağlanış? Doğasında ne var onun ve nereden geliyor yoğunluğu? Kişiye ve topluma sağladığı, yaşamın anlamına kattığı ne aş- kın? öte yandan, çoğu yerde yasaklarla çevrilmiş olmasına ne anlam vermeli? Uzun uzun tartışılmıştır bunlar... Önce Türkçe için bir hatırlatmada bulunalım; Arapçadan da gelse. aşk dilimize kök salmış bir kelime; aynca, her aşk bir sevgi ise de, her sevgl bir aşk değildir; sevgi, aşkın ilk basamağıdır; böy- lece, dildeki yerini koruyup kelimeyi dışlamamalı. Öte yandan, birbirinden farklı aşk anlayışlan var; düşünce tarihinde ise, aşkı yaratıcı ve yüce bir güç olarak gören düşünürler ve çağlar olduğu gi- bi, ona olumsuz bir gözle bakanlar da olmuştur. Ancak, gerçek şu: Aşk, insansoyunun imgelemin- de, en eski zamanlardan beri var; ortaya ilk çıkı- şında da masallar ve efsanelerle sarmaş dolaş.... Fuzulî, "Aşk imiş her ne var âlemde/ llm bir kıy- lü kal imiş ancak" derken, aşkın yüceliğini ve biri- cikliğini en güzel biçimde dile getirmiştir. Aşk, evet ama, şu soru ilk anda yanıtlanmayı bekler: En büyük değerin para olarak görüldüğü, her şeyin onunla ölçüldüğü düzenlerde, aşkın uya- nıp gelişmesi nasıl mümkündür? Kapitalizm, giderek tüketim toplumu, her şeyi sı- radan bir hale getirip indirgerken, aşkın, yaşamın bu çok boyutlu olgusunun insanlar arasında yer etmesinin koşullarını da en aza indirmiş oluyor. Oysa aşk, bir "donanım sorunu"dur; Erich Fromm'a göre de, bir "verme etkinliğidir, almak değildir." Bencil ve sıradan duygulann arkasından koşup giden insan, üstelik donanımı da yetersiz- se neyi verebilecektir başkalarına? Daha da önemlisi, "aşkın karşısındaki tabular"Ğ\r ki, özellikle feodal ahlak anlayışının ağır bastığı yerlerde. bütün yoğunluğuyla yaşanır. Feodal ah- lakın, aşk için özellikle kızın ya da kadının önünş yığdığı engelleri hatırlamalı. Feodal ilişkilerin bir ürünü olan büyük dinlerin, buarada Islamın kadın- erkek ilişkilerine getirdiği sınırlamalar, kadına da- yattığı kısrtlı bir yaşam biçimi, çoğu duyguyu öl- dürürken, aşkı da öldürüyor. Tabular, cinselliği bir fetişe dönüştürürken, yarattığı aşırı gerilim orta- mında yalnız bireylerin yaşamını tehlikeye düşür- mekle kalmıyor, toplumun ruhsal sağlığını da bo^ zuyor. Şair Fikret Demirağ'ın ünlü şiirindeki şu di- zeler, en başta feodal ahlakın ağır bastığı toplum- lar için doğrudur: , , , ı Sevgi bazı düzenlerde . : .* bir yaralı kekliktir ' ' uçar iken kanadından vurulur • Gider gelir bir yürek ağlar gecede... Ne yapmalı kekliğin öylesine vurulmaması için? Yığınla kurumla beraber, aileden başlayarak eği- timin yapacağı çok şey olsa gerek. Ama asıl kök- lü değişiklik, değişen toplumla birlikte örf ve âdet- lerin, giderek zihniyetlerin bürüneceği yeni çehrey- le ortaya çıkacak galiba. Fikrin önüne dikilen ya- saklar kadar aşkın önüne dikilen yasakların da, bir yerde insanın özüne çevrilmiş öldürücü oklar ol- duğu böyle böyle anlaşılacak. Ancak, daha şim- diden, aşkın düşmanlarına karşı bir sloganımız da şu olamaz mı? "Aşkıma dokunma!" DTP'de huzursuzluk Menzir: Erez'e öneri yapılmadı HÜLYAKARABAĞLI ANK.\RA-55.hükü- metin kurulmasına katkı sağlayan Bağımsız Muğ- la Milletvekili, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'ın, Demokrat Tür- kiye Partisi (DTP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un yerine oy- nadığı iddialan partıde tepkilere neden oldu. Partinin kuruculanndan Ulaştırma Bakanı Nec- det Menzir, Erez'e genel başkanhk önerisi yapma- dıklannı belirterek "Bu bir yanştır. Herkes eşit koşullara sahiptir. Ayar- lanmış delege de yok" di- yerek Erez'e sıcak bak- madığının mesajını ver- di. DTP Genel başkan Yardımcısı Yüdınrn Ak- tuna da partinin genel başkanlık sorunu bulun- madığım söyledi. DTP Grup Başkanı Iz- mir Milletvekili Mehmet Köstepen, genel başkan seçiminin partinin büyük kongresinde yapılabile- ceğini belirterek, "Bura- sı padişahlık yeri değildir. Yetkili kurullan vardır. Ada\lık bu çerçevede olur" dedi. Köstepen, Erez'i, DTP şemsiyesi altında yer al J mayaçağırdı. Erez'in ge- nel başkanlığına en sert tepkiyi Ulaştırma Baka- nı Necdet Menzir göster- di. Genel Başkan HüsaJ mettin Cindoruk'un. par- ti içindeki demokrasiye dikkat çektiğini anımsa- tan Menzir, "Bu sözleF genelbaşkannktan ayrüı- yorum anlaımıu taşı-ı maz" dedi. Yalım Erez'e genel başkanlık önerisinde bu-. lunmadıklannı kaydeden Menzir, "Bu bir yanştır, herkesineşit koşullara sa- hip olduğu yanştır. Ayar- lannuş delege de yoktur" görüşünü dile getirdi. DTP Genel Başkanf nın büyük kongrede seçile- ceğini vurgulayan Men- zir. "Cavit Çağlar'a da aynı öneri yapılabflir" sözleriyle Erez'e sıcak bakmadığinın mesajını verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear