29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1997 CUMA 12 KULTUR Tanca'nın gönüllü tutsağı Amerikalı yazar Paul Bovvles ile müzik, Afrika ve edebiyat üzerine 4 Bu topraklar berd ıııuthı ettf*KüHûr Servisi - tkinci Dünya Savaşı sonrası Amerikan edebiyatınuı en önem- lı isimlennden bıri sayılan yazar ve bes- teci Paul Botvles 86 yaşına bastı. Türki- ye'de daha çok Bernardo Bertolucci'nin aynı adia sinemaya uyarladığı romanı «ÇökJeÇay" ve "Yüksekferde" adlı kitap- lanyla tarunan Bowles, artık efsaneleş- miş bir isim. Yazarla; müzik, Afrika ve edebiyat üzenne İtalyan La Stampa gaze- tesinde yayımlanan bir söyleşiden kesit- ler sunuyoruz. - Müzik ve edebiyat arasmda bir seçim yapmak zor oidu mu? tkisinden birini seçmem gerekmiyor- du... Ergenlik dönemim boyunca müzik çalışmalanmı sürdürdüm; ancak asla bir besteci olmayı düşünmedim. Aslında ya- zar olmayı da özellikle tasarlamamıştım. Gençliğimde Paris'te yaşayan ve mektup- laşmakta olduğum Gertnıde Stein'ın ya- runagittım. Stein,arkadaşıBernardFa>'i de evine davet etti. Işte Fay'in yardımla- nyla sonunda istediğim tüm edebiyatçılar ve müzisyenlerle tanışma firsatını bul- dum. Artık bir yazar olmaya karar vermiş- tim. Ünlü yazar Paul Bovvles, bu ay 86 yaşına basö. Türkjye'de daha çok Bertoİueci'nin sinemaya uyarladığı "ÇöMeÇay " ve Can Yayınlan arasmda çıkan "YüksekJerde" adlı kitaplanyla tanınan Bowles, yaşammı vıllardır Fas'ta sürdürüvor. Bestecüiğiyle de biünen Bovvles, Fas'tan biiyülendigini. büyünün de her zaman yarabcılığı beslediğini söylüyor. - Fas'uı mûziğiniz üzerinde berhangi bir etidsi okhı mu? Fas doğrudan müziğimi değil, ama ka- rarlanmı etkiledi. Bu ülke beni büyüle- mişti ve büyü de her zaman yaratıcılığı besler. - Pekiya Tanca serüveniniz tekrar ne za- man başladı? 1947 yılında Tanca'da yaşamaya karar verdik. Küçük bir ev aldık ve ben de böy- lece yazmaya başladım. Ben ne olduğunu anlamadan kelimeler yan yana geliyordu ve ilk kitabım 'Çölde Çay' Amerika'da çok beğenildi. - Çölde Ça\ neden birçoklanna göre bi- linmeyen bir dünyayı temsil ediyordu? Çünkü Amerika. Müslüman dünyasını çok iyı tanımıyor. Amerika'nın yaşamak isteyebileceğim son yer olduğunu söyle- yebilirim. Zaten onlar da beni bu yüzden hıç affetmiyorlar. - Siz, 60'h vülann genç kuşağı için ger- çek bir mit haline gelmiştiniz. Tanca'ya ge- Hp sizi bulmak isteyen oldu mu hiç? Eğer Beat kuşağından söz ediyorsanız onlann ilahı zaten VMlBam Burroughs'du Daha sonra buraya esrar içmek için geldi- ler; çünkü kitabımda buranın haşhaşını öve öve bitırememiştım. Kanm beyin ka- naması geçirene dek her şey iyi gidiyor- du; ama ne yazık ki bu olaydan sonra tam on altı yıl hasta yattı. Felç olmuş ve gör- me duyusunu da tamamen yitirmişti, ko- nuşamıyordu bile. 1973 yılında onu kay- bettim; hasta olduğu yıllar boyunca da tek bir satır yazdığımı anımsamıyorum - Kitaplannızdan 'kaderci' bir yapınız otduğu sezuüeniyor. Kahramanlarnuzken- di istekleriyle değil de hep başka bir $eyfc- rin etkisiyle bir yerlere sûrükleniyorlar. Açıkçası bunu bilinçlı olarak yapmıyo- rum; ama eğer bana kaderci olup olma- dığımı soruyorsanız sıze hiç düşünmeden hayırdiyebilirim. Tabii ınsanın bilinçaltın- da neler olup bittiğini kimse bilemez. Bir şekilde kendimi zamanm akışına bırak- tım. 'İstediğim içjn yapnm' denir; ama is- tememize neden olan şeyin ne olduğunu bilemeyiz. Eğer bu, bizi sürükleyen bir gücün var olduğu anlamına geliyorsa evet, ben de kaderci vim. v-/ • EĞİTİM KURUMLARI KURULUŞ-1970 GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TEŞEKKÜR TÜM ÖĞRENCİLERİMİZE BUNDAN SONRAKİ YAŞAMLARINDA BAŞARILAR DİLER, * EMEĞI GEÇEN EĞİTİM KADROMUZA TEŞEKKÜR EDERİZ. Kurucu - Genel Müdür Dr. Yük. Müh. Rüstem EYÜBOĞLU 1996-1997 ÖĞRETİM YILI (2. MEZUNLARIMIZIN) ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ BAŞARISI (ÖYS) EYUBOGLU FEN LISESI %1001995-1996 ÖGRETİM YILINDA BİRİNCİ MEZUNLARIMIZIN DA (GEÇEN YIL) ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ BAŞARISI %100 . FEN ÜSELERİ SINAVLARINDA 525 PUANIN ÜZERİNDE PUAN ALAN ÖĞRENCİLERİN OKUL TERCİH SIRASINA BAKILMAKSIZIN KAYITLAR1 YAPILACAKTIR EYUBOGLU LISESI 1997 MEZUNLARIMIZIN ÜNİVERSİTE GİRİŞ BAŞARISI (ÖYS) %78.43 EĞİTİM CİDDİ KURUMLARIN İŞİDİR. EYÜBOĞLU EĞİTİM KURUMLARI <Sr^t> (ANA-İLK-ORTA-LİSE-FEN LİSESİ) ^<Ş?^ Adres : NAMIK KEMAL MAH. DR. RÜSTEM EYÜBOĞLU SK. NO:1 ÜMRANİYE-İSTANBUL Tel: 329 16 14 (4 HAT) Fax : 335 71 98 E-Mail: eyuboglu@superonline.com İLKOKUL : DR. NEŞET ÖMER SOK. NO: 9 KADIKÖY-İSTANBUL Tel : 414 52 24 - 414 52 25 Fax : 338 86 77 E-Mail: eyuboglu@superonline.com YAZI ODASI SELİM İLERİ Yeşilköy Oraya ilk kez beş yaşımdayken gitmiş olma- lıyım: Babam Almanya'da, Teknik Üniversite'de ko- nuk profesördü. Biz de Almanya'ya gidecektik. Bahariye Caddesi'nden komşumuz Fahriye Hanım'la adını artık hatırlayamadığım kocası, annemi, ablamı, beni Havalimanı'nagötürdüler. Bu, dünya seyahatini andırır bir yolculuktu. Kadıköyu'nden yola çıkılmış, arabalı vapurla kar- şıya geçilmiş, adeta kent dışına çıkılmış, uzun uzadıya yol alınmış, derken yolu kaybetmiş, Ye- şilköy'ün içlerinden geçerek Havalimanı'na ulaş- mıştık. Uçağı kaçıracağız endişeleri ortasında, o Ye- şilköy, en çok beyaz köşkleriyle hayal meyal kal- mış aklımda. Uçak alanındaysa hayatımın ilk büyük hayal kı- nklığına uğrayacaktım: Ben hep nasıl küçülüpde gökyüzünden gördüğüm o küçücük uçağa sığa- cağımızı merak ederken alanda birdenbire kos- kocaman bir taşrtla karşılaşıvermiştik! Ne ufal- mış, ne bir şey olmuştuk... Sonraki Yeşilköy anılanm kimbilir kaç yıl son- rasına rastlıyor, fakat hep o beyaz köşkleri Istas- yon Caddesi'ni bir uçtan bir uca geçiyoruz, be- yaz köşklerin biri brtiyor biri başlıyor. Yalnız uçuk pembe,filiziolanlan da var. Ahşap, karank yüzlü olanlan var. Hepsi bahçe içinde. Bahçe kapılanndan dışanya hanımelleri fışkır- mış. Otuz yıl önce, yazarlığa ilk adım attığım za- manlarla, bir kez de sevgili Füruzan'la gitmiştik Yeşilköy'e; istasyon Caddesi'ndeki beyaz köşk- lerin yorgunluk çağı çoktan gelip çatmıştı. Yeşilköy'e Yeşilköy adını galiba Halid Ziya Uşaklıgil vermiş; öyle söylenir. Büyük romancı- mızın burada -herhalde- beyaz bir evi varmış. Uzun yıllar Ayastefanos diye bilinen Yeşilköy, 1930'larda bugünkü adını almış. Halid Ziya Bey burada tatlı veacı günleryaşamış. Evinin birmü- ze olarak saklanması özlenirdi... Lise yıllanmda Yeşilköy'e, kır gazinolarına ge- lirdik. Büyük çogunluğu deniz kıyısındaydı. Ne hayallerimiz, umutlarımız, ülkülerimiz vafdı! De- nizde güneş yansımalanna dalıp gider, geceyle yakamozlara kavuşurduk. Birbirine paralel, hepsi düzenli sokaklanyla bu semt, eski Istanbul'un kendine özgü, dağınıkça mimarisi dışında, geometrik bir havadaydı. Za- ten Osmanlı Rumlannın kurduğu bir semtmiş. Köşkler, kâgir yapılar Rum mimarisinden özel- likler taşırdı. Bahçelerin ağaçları, bitkilerı de sanki farklıy- dı. Öyle çokça manolyaya rastlanmazdı da ama hangiağaçlararastlanırdı, şimdi hatırtamıyorum. Bir de fener gözümün önünde: Sisli havalar- da düdük çalarmış. Bazı yapılar 'art nouveau'dan izler yansıtırdı. Mesela bir bahçe kapısının demir parmaklıkla- nnda güllere rastlamak mümkündü. Camlan, he- le kapılarının tepe camları renkli evler hatırlanm. Bahçeye açılan verandalar, bahçelerde hasır kol- tuklar, galiba bir iki kameriye... Günübirlik uğradığımız, aslında pek seyrek uğ- radığımız Yeşilköy, bana istanbul'un en güzel semtlerinden biri gibi görünürdü. Apartmanlarla, nüfus patlayışıyla, şusuyla bu- suyla onca bozulmuş Yeşilköy bugün yine gü- zel, şaşılacak şey, ama geçmişinden izler, ince- likler taşıyor. Bazı pazarlar balık lokantalanna gidiyoruz. Kı- yıya inerken ve kıyıdan dönerken İstasyon Cad- desi'nden geçiyoruz. Onanlmış evler çocukluğu- mun anılarını ayaklandınyor. Bir de yıllar öncesinin ÇınarOteli'ni bilirim. Ki- mi yaz gecelerı pastanesinde oturmuştuk. Teş- vikiye'den kalkıp oralara giderdim. Böyledir Istanbul'un semtleri; çok az yaşadı- ğınız, seyrek gittiğiniz semtler, günün birinde öz- lem olup çıkar. Ali Rıza Beyazıt'ın birtablosunu görmüştüm: Denizde yelkenliler, günbatımı, uzaktan bir va- pur geçiyor. Acaba Yeşilköy mü orası diye hep düşünürüm. Yeşilköy izlenimini bırakan ne, bil- miyorum. Bugünün resmi kent peyzajınaaçılmıyor. Hik- met Onat'ın izini süren gündeş ressamımız yok herhalde. Yeşilköy'ün istasyon Caddesi'ndeki bahçeleri, yeteneğim olsaydı, tuvale geçinmek isterdim. Bahçe kapılannın parmaklıklannı. Kameriyele- ri. Kınk renkli camlan. Gölgelik odalannı köşkle- rin. Hepsini. Takvimde İz Bırakan: "Kişi de yanm yamalak anımsar gençlik çağı- nı. Çoğu kez öyküler uydunır, yaşadıklanyta ya- şamadıklannı kanştırarak... Yazdıklan, anlattık- ları çoğunlukla o anda uydurduklandır. Kendi de bilmez o eski yaşantıların gerçek olup olma- dığını. Yaşadığını sandığı serüvenlenn bir çeşit masala dönüştüğünü!.. "Oktay Akbal, Şarkıla- nna Kadar Mahzun, Çağdaş Yayınlan, 1997. K Ü L T Ü R » ÇİZİK KÂMİL MASARACI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear