25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15AĞUSTOS 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 17 Istanbul PB 27 Sınop Edıme PB 25 PB • 28 Samsun Y 25 Kocaeli PB 25 Trabzon Y 25 Çanakkale PB 29 Giresun Y 25 Izmir  32 Ankara PB 25 Manisa Aydın 33 Eskışehır PB 25 34 Konya PB 27 Denizlı 30 Sıvas PB 23 Zonguldak PB 25 Antalya 33 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van A A A A A A PB PB 34 31 36 36 31 34 30 30 PB 26 Yurdun kuzey kesim- leri parçalı bulutlu. Orta ve Doğu Kara- deniz sağanak yağış- lı, ötekı yerter az bu- lutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun batı kesimlerinden ıtı- baren artacak. Rüz- gâr, kuzey ve batı yonlerden hafrf arası- ra orta kuvvette, ya- ğış alan yerlerde kuv- vetli olarak esecek. Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB 28 24 27 31 33 33 34 33 Münıh Y 26 Milano Berlın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB A PB A A A PB 29 27 34 26 30 25 33 30 PB 30 ASY Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire Y A A A Y A Y A 3ü 39 35 37 31 35 29 34 Şam 36 Parçalı btılutlu Sısll Bulutlu k ÇokbuMlu ı Yağmurlu Karlı Sulukar »Gök günıltülu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada şan beş on kişılik muhalefet grubun bayraktariığı- nı yapıyor. DYP'nin çeşitli kademelerinde; Ayvaz Gökde- mir'le simgeleşen parti içi muhalefetin giderek bü- yüyeceği kaygısı yaşanıyor. Hareketin parti dışı çevrelerdeki yankısı daha başka. Ülkeyi REFAH- YOL'dan kurtaracağına ilişkin bir beklentı havası esıyor, Gökdemir, çevresinde toplanan gazetecilere, Bayan Şaibe ile "çeşitli sorunlan" görüştüklerini söylemekle yetiniyor. Bu görüşmenin üzerinden bir süre geçiyor; ül- ke yararlarını her şeyin üstünde tutan Ayvaz Gök- demir'de herkesi hayrerte bırakan "müthiş birde- ğişim" gözleniyor. " Bayan Şaibe ve yönetimindekilerin kısır görüş- lenni acımasızca eleştiren, "Orta Asya'dan kopup gelenlerin son halkası" Ayvaz Gökdemir artık Ba- yan Şaibe hayranı. Belki de akıl hocası, ne ki si- yasal açıdan mutlak anlamda Bayan Şaibe'nin avukatı. Bu saptamanın kanıtı TBMM tutanaklarında. 55. -hükümetin programı müzakere edilirken, Gökde- mir'in DYP adına yaptığı konuşma "siyasal dönü- şün hazin öyküsü" olarak tarihe geçiyor. Peki ama, "ömrünü aşırı miliiyetçi görüşlere adamış bir insan" olan Ayvaz Gökdemir'deki yüz seksen dereceye yakın bu "dönüş"ü "değişim"di- ye niteleyebilir miyiz? Acayip olasılıklar Bırdenbire bu "Udönüşü"r\ün gerekçesi nedir? Akla takılan ılk soru: Yoksa, Dışişleri Konutu'nda- ki baş başa görüşmede Bayan Şaibe, Ayvaz Gök- demır'in önüne üzerinde "gizli" damgalı "bırdos- ya" mı uzattı? Doğu Perinçek'in ve Aydınlık dergisinin aylar- dır söylediği, yazdığı "birdosya" mı bu? Hanı şu; Devlet Başkanı Aliyev'e karşı düzenlenen "Azer- baycan darbesinde" Türk hükümetinin parmağı- nı açıklayan "dosya" mı Gökdemir'e gösterildi? Evet, hani şu: Bayan Şaibe'nin Azerbaycan oyunlan, Devlet Bakanı olarak Gökdemir'in "fıilika- tılımı" ile tezgâhlanan darbe! Zira, o günlerde Azerbaycan darbesinde Gök- demir adı geçiyordu. Ayvaz Gökdemir ise Ko- nut'taki "o konuşmadan sonra fikir ve zikiraçısın- dan" taraf değiştirdi. Koyu bir Bayan Şaibe yanlı- sı oluverdi. Yakın geçmişi, çeşitli sorular içeren insan man- zaralannı günümüze taşımanın nedeni merak ko- nusu olabilir. Nedenler çok basit: Kesintisiz 8 yılın görüşüldü- ğü son DYP grubundaki konuşmalar, davranıştar. Intikam ve kin duygularıyla kabına sığamayan Bayan Şaibe'nin 8 yıla dünden bugüne döne dö- ne nasıl baktığı biliniyor. Grubu da peşınden sü- rüklemek istiyor. "Tasanya hayır diyeceğiz. Bupo- litikamıza karşı çıkan var mı?" diyor ve DYP'yi bağlamaya çalışıyor. Karşı çıkan var. Cevheri mi? Bırakınız bir yana. Fakat, Ayvaz'a bakınız. Şaibe'den çok Şaibe'ci: "Tasanya tümüyle karşı çıkalım" diye bağırıyor. Yakın geçmişinı irdelemeden son davranışına şaşıranları bir "Gökdemir story" ile rahatlatmak gerekiyordu. Bu görev yerine getiriliyor. Cevheri'ler, Gökdemir'ler, hâlâ kimin peşinde- ler? Inanılırlığını, güveni yitirmiş hangi "siyasal mevfa'nın? Peşinde olduklan Bayan Şaibe'nin, "Içinde bu- lunduğumuz konjonktürde bugün DYP, demokra- sinin kurtanlmış bölgesidir" sözleri ise... Ya da "Lütfedilmiş saksıda 'çiçek' olmaya talip olmayız" diyor ya. bağlandıklan çiçek, Bayan Şa- ibe ise... Vah zavallı parti, vah zavallı çiçek safiyeti. "Bakar bakar ağlanm." Yurtçu tahlîye oluyor • Baştarafi 1. Sayfada lanarak yürürlüğe girdı. Ankara Üniversitesı Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Bryıklı. kapsamlı bir özgürlük ge- tirmeyen yerı değişikliğin basın üzeriıde "Demok- ks'in kılıcC pbi duracağını vurguladı. Saray Cezaevi 'nde tutuk- lu bulıman ve yeni çıkan ya- sayla özgûrllğüne kavuşa- cak olan IşıkYurtçu. hükü- metin çabalznnın iyi niyet .göstergesi olJuğunu, ancak ; yeterli olmaağını söyledi. , Demirel taraîndan onayla- ; nan yasaya jöre. 12 Tem- mu_z 1997 tarhıne kadar so- rumlu müdürsıfatıyla mah- kûm edilmişsdşilerin ceza- lan 3 yıl ertelenecek. Bu sü- re içmde ayn suçu işleme- yea sonıraluyazıişleri mü- dürkrinin ceralan affedile- 'cek. Bu suçtm dolayı kamu davası açılanayacak. ' Ancak buiüre içinde iş- lenen kasıtlıbır cürümden dolayı soruniu müdür sıfa- tıyla mahkûn edıldiklerin- de enelenen;ezalan aynen çeltecekler. şlenen suçtan dolayı soaınlu müdür hak- kn*ca heniiz akibata geçil- menıiş veyaıazırlık soruş- turnıasına gr.şılmış olmak- la hKraberheıüz hüküm ku- rul Tnamışsa ya da hüküm kesınleşmenişse davanın açı OTiası ve>ı kesırı hükme .baganması rtelenecek. TBMM 3enel Kuru- Iu' xda sorunlu yazıişleri miâcürlennereza erteleme- si öngören yasa tasansımn görüşmeleri sırasında CHP'lilerin, tasannın kap- samının genişletilmesi yö- nündeki değişiklik önerge- leri kabul edilmedi. CHP'li- lerin önergelerine RP tam destek verirken bazı DSP. DYP ve ANAP milletvekil- lerinden de destek geldi. DSP'li Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk ile Is- tanbul Milletvekili Tahir Köse ve Izmir Milletvekili VeK Aksoy'un da aralannda bulunduğu bazı DSP mil- letvekilleriCHP'lilerlebir- likte oy kullandı. Aralannda Devlet Baka- nı Hasan Gemici'nin de bu- lunduğu bazı DSP'liler ise önce önerge lehinde oy kul- landılar. ancak ön sırada oturan Devlet Bakanı Hfi- samettin Ozkan'ın parma- ğının kalkmadığını göriince parmaklannı indirdiler ve daha sonra da önergenin aleyhinde oy kullandılar. D- SP'nin destek vermesi du- rumunda önergelerin kabul edilebilecegine dikkat çe- ken CHP'liler, izlenen tav- ra tepki gösterdiler.Ceza- evınden bugün çıkması beklenen Işık Yurtçu'nun tahliyesi sırasında çok sayı- da gazeteci ve aydın da bu- lunacak. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de dün yaptığı yazılı açıklamada, yazıişleri müdürlerinin ce- zalannın üç yıl süreyle er- telenmesi konusunda çaba gösteren tüm siyasi parti ve milletvekillerine teşekkür etti. Meclis 8 yıl sınavında H Baştarafi 1. Sayfada 8 yıllık kesintisiz temel eğitim yasa tasansı, TBMM Plan ve Büt- çe Komisyonu'nda 9 günlük mara- tondan sonra dün görüşülmeye başlandı. Genel kurulda tasannın, temel eğitimin "kesintisiz 8 yıl" olacağını öngören 1, imam-hatip- ler ile çıraklık eğitim merkezleri- nin orta bölümüne 1997-98 öğre- tim yılında öğrenci alınmayacağı- nı içeren 2 ve ilkögretimin son 8. sınıfindan itibaren mesleki yönlen- dirmeye yönelik programlann uy- gulanmasını içeren 3. maddesi ka- bul edildi. Görüşmeler sırasında RP'liler, tasanyı engelleyebilmek için her madde üzerinde açık oylama öner- gesi verme ve bütün önergeler üze- rinde söz alma taktiğinin yanı sıra sık sık tartışma çıkardılar. Görüş- melerin gündüz bölümünde sakin görüntü çizen RP'liler, gece sık sık kavga çıkardılar. Tasannın 3. mad- desi üzerinde verdiği önerge üze- rinde söz alan RP'li Memduh Bü- yükkıbç'ın "Zam yaptmız, imam- hatipleri kapattmız, utanmıyor mu- sunuz?" sözlerine ANAPlı Tevfik Diker karşı çıkınca, RP'liler üzeri- ne yürüdü. Lütfü Yalman, Sıtkı CengB ve Veysel Candan'ın başını çektiği çok sayıda RP'b, ANAP sı- ralanna doğru hücum etti. Kavga, idare amirlerinin araya girmesiyle yatıştınlırken RP'lilerin, "Hapçı, Mesudin haplan ne oldu? Erkek- sen çıkdışan" diye bağırdıklan du- yuldu. Bu sırada kürsüde bulunan Büyükkılıç da kürsüye vurarak "İmam-hatiplere RP'nin arka bah- çesi dhx>rlar. Bunu ispat etmeyen müfteridJr" dedi. Görüşmelerin geceki bölümünde Başbakan Me- sut Yılmaz ve Başbakan Yardımcı- sı Bülent Ecevh ile zaman zaman da RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan salonda hazır bulundular. DYP'de8yılfıresi Tasannın maddelerine geçilme- si için RP'nin önergesi doğrultu- sunda yapılan açık oylamada DYP, en çok fıre veren parti oldu. Oylamada, DYP'li Turhan Ta- yan ile Kamer Genç, ıktidarla bir- likte kabul oyu kullanırken ANAP'ın "ret oyu" kullanan tek milletvekili Cemil Çiçek oldu. DYP'den 19 milletvekili oylamaya katılmayarak tasanya dolaylı des- tek verdi. DYP'den oylamaya katıl- mayanlar arasında, 8 yıllık kesin- tisiz eğitimi savunan Hasan Kara- kaya, Osman Berberoğlu, Nahit Menteşe ve Esat Kıratboğlu yer al- dı. ANAP'tan BBP kökenli Esat Bütün ile Adem Yıkhz ile oy kui- lanmayan TBMM Başkanı Musta- faKalemll DSP'den Ankara dışın- da görevli bulunan Mümtaz Soysal ile görüşmelere yetişemeyen Dı- şişleri Bakanı tsmail Cem ve Dev- let Bakanı Mustafa Yılmaz da oy- lamada hazır bulunmadı. DTP'den de 7 milletvekili bu oylamaya ka- tılmadı. Dinsömürüşü Tasannın tümü üzennde ANAP grubu adına söz alan Bolu Millet- vekili Avni AkyoL 8 yıl kesintisiz eğitim konusunun 25 yıldan beri tartışıldığına dikkat çekerek "Hö- kümctin amacu milletin dinini da- ha i> i ve kaliteli öğrenmesine ilişkin hürriyet ortamını yararmakür. Id- dia edfldiği gibi imam-hatip lisde- ri kapatümayacaktır. kapanlamaz. Diyanet'e bağn Kuran kurslan ka- patdmıyor, hafızlık eğitimi devam edıyor" diye konuştu. Akyol'un konuşması sırasında bazı RP mil- letvekillerinin "Yalan söylüyor- sun" diye bağırmalan tartışmalara neden oldu. DSP Antalya Milletvekili Metin Şahin, "Bu tasan 59. ölüm yılında Atatürk'ün zaferidir" deyince. ba- zı RP milletvekilleri "Atatürk'le ne alakası var" diye tepki göster- diler. Daha sonra kürsüye çıkan DYP sözcüsü A\>az Gökdemir ve RP sözcüsü Ömer Vehbi Hatipoğ- hı, tasanyı din ve Kuran'ı kullana- rak eleştirdiler. Ayvaz Gökdemir, tasannın "Ver Kuran'ı al hüküme- ti tasansı" olduğunu öne sürerek "laikliğin milletin mukaddesatına yönelik bir küfiir mızrağı haline ge- tirildiğini'' savundu. Ayvaz Gök- demir. "Bu mızrak laniır ve bir bu- merang halinde size döner" diye konuştu. RP'li Ömer Vehbi Hatipoğlu da "Hiç kimse bu ülkede Kuran'a dil uzatamaz. Kuran'a uzanan eDer lo- nlır. Eğer bir başbakan dindar in- sana mürteci gibi davranır. halka hakaretler > ağdınrsa en basit tabt- riyle rüzgâra karşı tükürmüş de- mektir" dedi. Öymen, RP ve DYP sözcülerinin yanı sıra ANAP'a da eleştiri yö- neltti. RP'li Ömer Vehbi Haripoğ- lu'nun "Allah'la ve halkla savaşıla- mayacagı" yolundaki sözlerine ka- tıldığını belirten Öymen, "Çok doğru, ancak Allah adına konuş- mak ise kimsenin haddi değildir. Yüzde 98-99'u Müslüman olan bir ülkede Kuran'a uzanan eller yok" görüşünü savundu. Tasannın tümü üzerindeki eleş- tirileri yanıtlayan Milli Eğitim Ba- kanı Hikmet Üluğbay, 8 yıllık ke- sintisiz eğitime geçişte DYP'nm imzası olduğunu anımsatarak " S i ^ ce 15. Milli Eğitim Şûrası mı kur- şun asker tercihini >aptu o karaıia- nn alûna imza atan DYP'li sayın bakan mı kurşun asker tercihini yapti?" diye konuştu. 8 yıla destek arüyor Ders kitabmda mezhep H Baştarafi 1. Sayfada lunabilmeleri içindedövizhesabı açıl- dı. Anayasa Mahkemesi 8 yıllık kesin- tisiz eğitim için açılan bağış kampan- yasına destek vermek amacıyla çalış- ma başlattı. Türkiye Barolar Birliği, meslektaşlannı maddı destek vermeye çağınrken TÜSİAD da üyelerinden 8 yıllık temel eğitimle ilgili çalışmalara katkıda bulunmalannı istedi. Bankalar Birliği'nin organizasyo- nunda MEV bünyesindeki kampanya- ya yapılan bağış tutannın 1 trilyon 132 milyar liraya ulaştığı, vatandaşlann ba- ğışlanylabu mıktann 1 trilyon 173 mil- yar lirayı bulduğu bildirildi. Kampan- yaya kişisel olarak destek verenlerin yaptıklan bağış miktan, 100 bin lira ile 1 milyar lira arasında değişiyor. Milli Eğitim Vakfı yetkilileri. her- kesi, yaklaşık iki hafta önce başlayan bağış kampanyasma katkıda bulunma- ya çağırdı. lsteyenler, Vakıflar Banka- sı Meşrutıyet Şubesi 2003145 ve Zira- at Bankası Kızılay Şubesi 3577-6 nu- maralı hesaba bağışta bulunabilecek- ler. Izmir Eczacılar Odası, Eczacılar II- köğretim Okulu yaptınlması amacıyla 1 milyar lira bağışta bulundu. Izmitlı 192 köy ve mahalle muhtan maaşlann- dan birer milyon lirayı tl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağışlarken Kocaeli Yüksek Oğrenim Derneği (KYÖD) de 100 milyon lira ile kampanyaya katıl- dı.Mülj Eğitim Bakanlığı. yurtdışında- ki Türklenn yoğun talebi üzerine dolar ve mark hesabı açtı. Bağış kampanya- sına katılmak isteyen yurtdışındaki va- tandaşların, Vakıflar Bankası Merkez Şubesi MEB bürosu 4002368 numara- lı hesaba dolar, yine aynı şubenin 4002369 numaralı hesabına da mark yatırabilecekleri bildirildi. T E S K (Türkiye Esnaf ve Sanatkâr- lan Konfederasyonu) Doğu ve Güney- doğu Anadolu illerinde 10 ilköğretim okulu yaptıracağını açıkladı. Mersin Üniversitesi Rektörlüğü, Adana Müte- ahhitler Birliği ve Didim Gazeteciler Cemıyeti de kampanya başlattı. Mersin Üniversitesi Basın Bürosu'ndan yapı- lan açıklamada akademik ve yönetsel personelin gönüllülük ilkesi doğrulru- sunda ağustos ayı maaşlannın yüzde 1 'i oranında katkıdabulunacağı kayde- dildi. Adana Müteahhitler Birliği Baş- kanı Halil Avcı "Bu yapıda bizûn de harcımız buhınsun düşüncesnie hesap açnk. Hesapta toplanacak yardımlar fona aktanlacak" dedi. Baştarafi 1. Sayfada lığı'nm 1 Mayıs 1997tarihındeya- yımladığı Teblığler Dergisi'nde açıkladığı 1997-1998 Öğretim Yı- lında Okutulacak tlkögrerim ve Or- taöğretim Kurumlan Ders Kıtapla- n'nın 2000'li Yıllann Egıtim Re- formu'nda belirlenen amaçlaria çe- liştiği, çağdaş eğitim sisteminin ge- reklerini yerine getirmeklen uzak olduğu saptandı. Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın belirlediği yeni öğretim döneminde okutulacak kıtap listele- ri arasında yer alan Nazmi Şen- türk'ün ilkokullar için Türkçe kita- bında DYP Genel Başkanı Tansa Çfller'in eşi Özer Uçuran ÇiDer'in makalesi de yer alıyor. Bakanlıkça önerilen diğer kitap- larda da mezhep aynmcılığı tüm eleştirilere karşın sürerken, tarih ki- taplanndaki yanlış bilgiler ve ge- reksiz aynnhlar da temizlenmedi. tlkokul ve ortaokul çocuklan için önerilen tarih kitaplannda Osman- lıca'yı anımsatan ağır bir dil kulla- nılırken, Türk-lslam sentezinin ege- men olduğu ırkçı yaklaşımlar, banş- çıl ve demokratik yönlendirmeler- den uzak bulunuyor. Kitaplardaki çarpıklıklara ilişkin olarak derlenen bazı örnekler şöyle:"1535 vıhnda Fransızlarla bir ticaret anlaşması imzalandı. Kapitülasyon adı verflen bu anlaşmaya göre Franstdara tica- ret, gümrük ve hukuk gibi konular- da diğer de\ ieuere tanuımayan ba- zı imtiyazlar verildi. Kapitülasyon- larogün için Fransanın yaranna gi- bi görünmekle birlikte, Osmanlılar açısından tam bir siyasi başan ol- mustur. Osmanlılar, Avrupa Hıristi- yan birliğini bozdular \e gerektiğin- deFransanın limanlanndan istedik- leri gibi yararlandılar. (7. sınıf Mil- li Tarih sayfa: 50) "Sünni akidelerin koruyuculuğu- nu yapmış Türk hükümdarlan ve devlet adamlan azınhklara karşı ot- dukça müsamahab da\ranmışlar- duf (Lise Tarih I, sayfa: 127 MEB Yayını) "Türk sufıliği, doğru ahlak ve ruh temizliğini ga>e edinmişti. Bunu eski Türk düşüncesi ile bağ- daşurarak. vatan ve ülkü fikirlcriy- le kaynaşürmıştır. Dola>ısı> la. bu \a- sülan ile başanlı olmuştur. Nitckim Türk sufikri yurt müdafaasında,sı- nır boylannda w fütuhatta bü>'ük hizmeüer görmüşlerdir. Böylece Türk Alpleri Horasan'm ruhani at- mosferinde baba. abdal gibi Alp- erenleroldular."(Lıse Tanh 1 sayfa: 127 MEB Yayını) BU ES CEÇHEtC KENAN DOĞULLJ KERİAA TEKİN HIH ÇAZŞAMBA, & Din KARACAN I Baştarafi 1. Sayfada mahkemesine götürecekle- rini bildirdiler. TBMM'ye 14 Nısan 1997 tarihinde Diyanet Iş- leri Başkanlığı"nın kaldml- ması iste"miyle dilekçe ve- ren 12 Alevi dernek ve va- kıf yöneticileri bugün mah- kemeye başvuracaklannı bildirdiler. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Murtaza Demir, din hizmet- lerinin kamusal ve yönetsel alandan çıkanlarak inançla- nn. devletin ve siyasetin müdahalesinden çıkanlma- sı gerektiğini söyledi. Alevn dernek ve vakıfla- nnca TBMM'ye verilen di- lekçede, Diyanet'in din hiz- metini yürütmesinin, çağdaş hukuk kurallan, demokrasi ve laikJikJe bağdaşmadığı kaydedildi. Dilekçede, din hizmetle- rine bütçeden para aktanl- ması ve kamu görevlilerin- ce yürütülmesinin önlenme- si istenerek, "Din ve mez- heplerin birbirlerryie ve top- lumlaolan Uişkilerinidüzen- leyen düzenleyici bir yasa çı- kanlmasuu istiyoruz" den- ildi. Mahkemeye başvxıra- cak dernek ve vakıflar şun- lar: Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Ve- li Kültür ve Tanıtma Der- nekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfi. Se- mah Kültür ve Araştırma Vakfı. Semah Kültür ve Araştırma Vakfı, Hacıbek- taş Derneği, Tuncelililer Derneği, tmranlı Kültür Eğitim ve Sağlık Vakfı. Im- ranlı Kültür ve Dayaruşma Demeğı. Anadolu Kültürü- nü Koruma-Araştırma Vak- fı, Âşık Veysel Kültür Der- neği ve Kızılırmak Köyleri Sosyal Dayanışma Kültür Derneği. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada dığı halde, yazının başlığındaki sözler geldi... Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yasa tasarı- sı Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan kaş-göz yara yara, kesintili görüşmelerle geçti. Dün TBMM Ge- nel Kurulu'na geldi. Görüşmeler beklendiği gibi başladı. İnsan bu Meclis'e bakınca ister istemez, "Önce vekilleri mi zorunlu eğitimden geçirmeli?" diyor. Görüşmeler son derece önemli bir oylama ile başladı. Önergeleri okuyacak olan Ali Günaydın Konya'dan DYP milletvekili olarak seçilmişti. Gü- naydın DYP'den ANAP'a geçti. Oturumu yöneten Uluç Gürkan, Günaydın'ın bu önergeleri oturarak mı ayakta mı okuyacağını oyladı. DYP'liler, "Ayak- ta dursun" diye çıkıştılar. Oylama, "oturarak" çık- tı. Genel kuruldaki görüşmelerde RP'liler durup du- rup şu sözü yinelediler: "Milletlesavaşılmaz... Mil- lete karşı gelemezsiniz..." Millet bunların tekelinde. Bunlar ne istiyorsa mil- let onu istemiş oluyor. Aslında bunu yadırgamamak gerekiyor. Koyun gibi, "kul" bir toplum özleyince, doğal olarak, onları rahatlıkla kullanabileceklerini düşünüyoriar. RP'lilerin yasaya yönelik eleştirileri, içlerindeki duyguların da yansımasıydı. Işte RP Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun sözlerin- den iki tümce: "Imam-hatipleri irticanın kaynağı olarak görûr- seniz, bu ülkede banşın, kardeşliğin ve hoşgörü- nün katili olursunuz. Kuran'a uzanan eller kınlırbu ülkede..." Hatipoğlu Kuran'a başka amaçlaria uzanan el- lerin kınlacağından söz ediyor olmasın... RP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal ise çift dalıp imam-hatiplere farklı yaklaşım getirdi: "RP imam-hatip okullannın öz anasıdır." Doğru söze ne denir. Yarasalar... Biraz işe yarasalar... DYP'liler ise geçmişin ipine sarılıyorlar. Biliyor- sunuz arkadaşlar tipsiz dolaşır ama ipsiz dolaş- maz. Mesut Yılmaz önce ne demişti, eğitimin ke- sintisiz değil de kesintili olması için Meclis kürsü- sünden nasıl haykırmıştı? Bunları sıralıyortar. DYP bu haliyle ağzıyla sekiz yapsa RP safında görünmekten kurtulamaz. Onlar da sekiz yılı çok istiyormuş ama, yönlendirme yapılmazsa kurşun askerler yetişirmiş. Çiller böyle diyor son demecinde. Çiller, eğitim deyince iyi timi anlıyorolmalı ki kur- şundan, askerden dem vuruyor. Gerek sekiz yıl gerekse son günlerdeki öteki tar- tışmalar tam anlamıyla "merkez sağın" acıklı gö- rüntüsünü ortaya koyuyor. ANAP ve DYP, konula- ra yaklaşımlannı iktidarda-muhalefette olma duru- muna göre belirliyoriar. Doğru sözlerden birisini ANAP Istanbul Milletve- kili Refik Aras söyledi: "Muhalefet sıralanndaki arkadaşlar... 11 ay de- ğil de daha uzun süre dayanabilmiş olsaydınız, belki de bu yasayı Meclis 'e sizler getirecektiniz." Merkez sağ, yıllardır yaptığı yanlışı yineliyor, RP'ye gidebilecek oyları kaçırmama kaygısıyla "Biz de RP kadar dine saygılıyız"a oynuyor. Oysa oyunun kurallan farklı. Merkez sağla RP'nin din konusunda yarışa girmesi; satranç oyuncusu mu iyi koşar, yüzücü mü sorusuna yanrt aramaya benzer. RP, "Din iktidara ulaşma aracım" diyor. Merkez sağ, "Dini RP'nin elinden biz kurtannz" diyor. DYP'liler yasanın utangaç itirazcısı rolünü üst- lenmeye çalışırken RP'lilerin yasa lehinde konuşan milletvekillerine yönelik saldırıları, akla gerçekten de ışık sızıntısı görmüş yarasayı getiriyordu. Ah bu karanlıkzade yarasalar... Bari susup biraz işe yarasalar... IfÜranın sonu H Baştarafi 1. Sayfada dan."Cesur yürek" diye adlandınlsa da şeriatçı ba- sın her gün bir suçlama ya- mamak için olmadık yolla- ra başvuruyor. Zühal'e önce "sarhoş", sonra "militan" dediler. Şimdiki suçlama ise iğ- renç... Ç>nu içki içip erkek- lerle birlikte olmakla suçlu- yorlar. Kütahya'da 8 yılhk eğiti- me karşı eylemi "Yaşasın laiklik" diye protesto eden Zühal Sönmez'in başına gelecekler, aslında polisin olay yerindeki tavnndan anlaşılıyordu. Kendi deyi- miyle "kudurmuş gibi" üzerine saldıranlar hoş gö- rülüyordu, ama "Yaşasın laiklik" demek suçmuş gi- bi, polisler tarafindan kolu bükülmüş, ağzı kapatılmış ve çevTeden gelen tekme ve yumrukJara karşı savunma- sız bırakılmıştı. Zühal, "linçten kurtanlmak için" saçlanndan sürüklenerek polis otosuna götürülürken, Atatürkçülerin katledildiği bir ülkede bir süre sonra şe- riatçı basının yargısız in- fazlanna hedef olacağını da biliyordu. Sönmez"i bir haftadır sü- rekli hedef gösteren ve ol- madık suçlamalar yönelten Akit gazetesi dün de. "Sar- hoş yürek militan çıktı" başlığı altında Zühal Sön- mez'in TDKP-GKB üyesi olduğunu yazdı. Laik ve Atatürkçülen sürekli hedef yapmasıyla tanınan gazete, daha ileriye giderek Sön- mez'in evli bir öğretmenle bir restoranda içki içtikten sonra geceyi birlikte geçir- diğini de öne sürdü. "Sarhoş" ve "militan" suçlamalanna gülüyor Zü- hal, ama iş, namusuna. özel yaşarruna saldınlara dönü L şünce öfkesini tutamıyor. Şeriatçı basının "ahlaksız- ca ve iğrenç saldınlarda bu- lunduğunu" belirten Zühal Sönmez, "çirkePe varan yayınlar nedeniyle yasal yollara başvuracağını belır- terek şunlan söylüyor: "Ben Kütahya'da de- mokratik bir tepki koy- dum. Bunlar tabii ki saldı- rrya geçecekler. Bundan do- ğal bir şey yok. Adamlann huyu bu. Herkesi hedef et- mek.Birdebayansaıuz_ ça- mur atmak çok daha kolay. Beni önce DHKP-C milita- m yapûlar sonra da TDKP. Ben okulda öğrenciyken olaylar oluyordu. Herkesi olduğu gibi beni de gözalü- naaldüar. Ancak ifadem alındı ser- best bırakıldım. Demokra- tik kitle örgütlerinin eylem- lerinde yer almak, onlara destek vermek ne anlama geliyor yani?_ Terörist mi olmak gerekiyor, örgüt mi- litanı mı olmak gerekiyor? Memlekette birazcık baş- kaldırdığında bu heriflerin gözünde ya yasadışı örgüt militanı olursun, ya terö- rist_"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear