25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SES'ten süpgüne protesto • AMvARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), sendikanın Genel Eğitim Sekreten Mahmut Konuk'un sürgün edilmesini, Damştay'ın önünde toplanarak protesto ettiler. SES adına yapılan açıkJamada, Konuk'un iki ayn sürgün karanna karşı aynı gerekçeyle yaptığı başvurulann birisi kabul edilirken dığerinin reddedıldiği anlatılarak Danıştay ve idare mahkemelerinin "işveren yanlısı ve hukuk dışı kararlara" son vermesi istendi. Coşkunoğlu'nun mahkûmiyeti • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, "haksız servet edindiği, mal bildiriminde bulunmadığı, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele yasasına aykın davrandığf gerekçesiyle çarptınldığı 3 yıl hapis 10 milyon lira para cezası Yargıtay'ca onanan Atalay Coşkunoğlu'nun karar düzeltme istemini reddederek dava dosyasını 7. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Coşkunoğlu, haksız edindiği 14milyar406 milyon 324 bin lirayı olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödeyecek. Susurluk giıi kaza • BİLECİK (Cumhuriyet) - Bilecik'te kamyonla çarpışan bir Mercedes otomobilde bulunan iki güvenlik görevlismden Mustafa Doğan öldü, Mustafa Yalamak ta yaralandı. Doğan'ın Fethıye tlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis, Yalamak'ın da Muğla 11 Jandarma Alay Komutanlıgı'nda uzman çavuş olarak görev yaptığı belirlendi. Sahte plakalı Mercedes'ın bağajında seri numarası silinmiş bir silah ile çok sayıda sahte plaka çıktı. Papaziap ozurdıleıf • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - ABD'den gelen "Dinlerarası Diyalog Grubu" temsilcileri, Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nun Yılmaz'ı ziyaret ederek Haçlı Seferlen'ndeki işgal nedeniyle Müslümanlardan özür dilediler. ökişilik temsilci grubu adına konuşan Papaz Gene Caddinas, Avrupa ve Amerika'daki Hıristiyanlar adına "Dinlerarası Diyalog Yürüyüşü" başlattıklannı ve Türkiye'de gördükleri ilgiden çok memnun kaldıklannı söyledi. Boşaltılan köyter İçin araştırma • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - CHP Istanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ve arkadaşlannın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bazı köylerin boşaltılmasının nedenleri ve çözüm önerileri konusunda verdikleri Meclis Araştırma Önergesi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. CHP İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu grubu adına yaptığı konuşmada, geniş bir coğrafi bölgenin terörle mücadele alanı olarak belirlenip boşaltılmasının askeri strateji açısından doğru olabileceğini kaydederek. "Ancak sorunun kökten çözümü, halkla devleti kucaklaştırma, gençleri teröre malzeme etmemek açısından bu doğru değil" diye konuşru. Katemli'den açıklama • ANKARA (AA)- TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, dün gazetemizde yer alan "Görev ANAP'a verilir" dediği şeklindeki haberin doğru olmadığını belirterek "Sayın Cumhurbaşkanı ile aramızda yapılan konuşmalar, iki kişinin arasında kalır. Benim siyasi anlayışım budur" dedı. Kalemli, açıklamasında, "Böyle bir demecim olmadığı gibi bu konuda hiç kimseyle de görüşmüş değilim. Haberde bana atfen yayımlanan sözler, spekülasyondan ibarettir" dedi. DYP'li 11 milletvekilinin Yılmaz'la görüştükten sonra ANAP'a geçeceği öne sürüldü Çfller köşeye sıkışbANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Nec- mettin Erbakan'ın, başbakanlıktan istıfa- sından önce seçim yasası ve seçim tarihi konusunda koşul öne sürmesiy le başbakan- hk planı bozulan DYP Genel Başkanı Tan- su Çiller, grubunda da muhaliflerin sayısı- nuı artması üzerine köşeye sıkıştı. DYP Başkanlık Divanı'nda Çiller'i, başbakanlı- ğının beklediğı kadar kolay olmayacağı yö- nünde uyaran kurmaylar, kendi önderliğin- deki hükümete de partisinden 10'un üstün- de milletvekilinin güvenoyu vermeyeeeği- ni bildirdiler. Çiller, partisindeki seçim kar- şıtlannın blok oluşturmaya başlamasıyla yeniden ikna turlanna geçti. Çiller dün Dı- şişleri Konutu'nda görüştüğümilletvekille- rine seçimin kaçınılmaz olduğunu söyledi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. DYP'den ihraç edilen Muğla Milletvekili Yalım Erez'in, "Acil görüşmemiz lazun" mesajı üzerine Karadeniz gezisini yanda keserek bugün Ankara'ya dönme karan al- dı. Yılmaz'ın. Ankara'da, DYP içinde Yalım Erez'e yakın 11 muhalif milletvekili ile gö- rüşeceği öğrenildi. Bu milletvekillerinin görüşme sonucuna göre DYP'den istifa ede- rek ANAP'a geçebileceği öne sürüldü. Söz- konusu gelişmenin meydana gelmesi duru- munda. hükümet kurma görevi Çiller'e ve- rilse ve BBP ile ittifak yapılsa dahı kurala- cak hükümetin Meclis'ten güvenoyu ala- mayacağına dıkkat çekildi. ANAP kulislerinde, DYP'de beklenen is- tifalann ardından hükümetin düşeceği ve Mesut Yılmaz başbakanlığında yeni bir hü- kümet kurularak 98 bahannda seçime gidi- leceği görüşleri dile getirildi. Erez'le Yıl- maz'ın görüşmesine konu olduğu savunu- lanmilletvekillenninbazılan şunlar: Hasan Karakaya, Hasan Denizkurdu.Osman Ber- beroğlu, Turan Annç, Nuri Yabuz, Musta- fa Zeydan ve Mahmut Duyan. DYP'li Devlet Bakanı Bekir Aksovda, "Protokote göre 28 Haziran 1997 ile 28Ha- ziran 1998 arasında bir tarihte seçime gkü- lebflir" diyerek, Çiller'in başbakan olması durumunda erken seçim tarihinin ileri atı- labileceği mesajını verdi. DYP Başkanlık Divanı'nda, BBP'nin ül- ke barajuun yüzde 5'e indirilmesi önerisi- nin kabul edilemez olduğu görüşünde bir- leşilirken. Çiller, Genel Başkan Yardımcı- sı Rıza Akçah'nm da bulunduğu bir heyeti bu parti ile görüşme yapmalan için görev- lendirdi. Çiller, seçimde MHP ittifakırun sağlamlaştınlması için ülkücü kesime ya- kınlığıyla bilinen Cihan Paçacı ve Ayvaz Gökdemir'i harekete geçirdi. Öte yandan RP kurmaylan, ittifak öneri- sinin DYP'den geldiği görüşünü öne sürer- ken Başbakan Necmettin Erbakan RP Gru- bu'nun basına kapalı bölümünde bu konu- da bir yasal düzenleme yapılacağını söyle- di. Erbakan. "tki parti kendi adlanyla seçi- me girecek, sonra oylan toplanıp bölüne- cek" şeklmdeki sözleri DYP ile seçim itti- fakı işareti olarak yorumlandı. Seçim Yasa- sı değişikliğı ile ilgili oluşturulan heyette y- er alan Bakan Bekir Aksoy, dün Çiller'le yaptığı görüşmenin ardından, RP ile ittifa- kın söz konusu olamayacağmı söyledi. Baykal: Bizim katkımızla seçimi engellemeyi kimse beklemesin 'RP'ye dersini tankla değil oyla vereceğiz' ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "kapkaç seçime" karşı çı- karken diğer muhalefet partilerine de "Seçtaı ısra- n içinde değiliz, ancak se- çime karşı çıkanlar ülkeyi yönetmekzorundadır. Ge- lemezseniz, indiremezse- niz, bizim katkımızla seçi- mi engellemeyi kimse bek- lememeUdir" dıye tepkı gösterdi. Baykal, RP'ye hak ettiğı dersin "tankla, paletle değil, oyla verilece- ğüıi" söyledi. CHP lideri Baykal, par- tisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, RP'nin içyüzünü 3-4 ay maskelemeyi başardığmı, ancak son günlerde bu partinin "kûfürbaz,ahlak- sn" siyaset anlayışınm or- taya çıktığını söyledi. RP'nin çifte standartla, köşeye sıkıştığında 'yar- gısız infaz', 'demokrasi' dediğine dikkat çeken Baykal, bazı göstergeleri özetleyerek ülkedeki eko- nomik bunalıma da değin- di. Baykal, ülkede 10 mil- yon insarun parasızlıktan dolayı beslenemediğini, enflasyonun yükseldiğini, bu tabloya karşın Başba- kan Necmettin Erba- kan'ın grafiklerle "mille- ti uyutmaya çalışüğuıı" söyledi. Baykal, Erba- kan'm bazı sözlerini ammsatarak, "Ne okJu? Attı, gitti, satb. Hakmış, hukukmuş, imanrruş, se- nin asıl derdin para, salta- natını uzatmak. RP'ye hak ettiği dersi tankla, pa- letledeğü, seçimdeoylave- receğiz'' dedi. CHP'ye yönelik ilginin artması karşısında bazı çevrelerin "laikiiğeduyar- h, ondan" diye küçümse- meye çalıştığını aktaran Baykal, "O laikök dedik- leri sanki önemsiz bir şey. Senin de programında, tü- züğünde yazıyor. Sen niye kaytanyorsun?" dedi. Baykal, iktidara hazırlan- dıklannı vurgularken, şu anda çalışan 6 komisyona ek olarak, 25 komisyon daha kurulacağını, yerel yönetimler ve üreticiler kurultayı toplayacaklannı bildirdi. Kendilerini ülke- yi yönetmeye hazırladık- lannı vurgulayan Baykal, kollanru tüm ülkeye açtık- lannı, ancak bu aşamada bazı yanlış anlaşılmalar olduğunu söyledi. Baykal, "Mevlana'nm dediği gibi yeni şeylersöylemek lazım. ÇizgimLa reddetmiyoruz. Yerimizdesağlam duruyo- ruz, ama Idmseyidışbuna- dan. Şimdi seçimlere gi- derken, ödünç verdiğimiz oylan geri istiyoruz" dedi. Baykal. "kapkaç seçi- me" karşı çıktıİdannı be- lirterek seçmen kütükleri- nin "günceüeştirUmesi de- ğil, tamamen yenilenme- si",nüfus sayımırun yapıl~ ması ve uyum yasalannm çıkanlmasını istedi. CHP lideri Baykal, partisbıingruptopianösjnda baskın Ms,imc karşı çıktLCHP'nin seçimde ısrar etmedigini \inele>en Baykal, muhalefet partilerine seslenerek, "Se-, çime karşı çıkanlar ülkeyi yönetnıek zorundadır. Gelemezseniz, indiremezseniz, seçimi engeUememizi beklemeyiıT dedi (Fotoğraf: HASAN AYDIN) Orlaklar arıyor ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - REFAHYOL or- taklan kendi lehlerine en avantajlı sonucu çıkarabil- mek için "seçim modeUeri'7 üzerindetartışıyorlar. Siyasi partiler arasında tartışılan modeller şöyle: Dar bölgeli iki turlu ço- ğunluk: Bu modelde, ülke her bın parlamentoya bir temsilci gönderen dar bölge- lere aynlıyor. Birinci turda seçilebilmek için kullanılan geçerli oylann mutlak ço- ğunluğunu elde etmek ve el- de edilen bu oy sayısının o bölgedeki toplam seçmen sayısının dörtte birine eşit olması koşulu aranıyor. Bı- rinci turda bu iki koşulu ye- rine getiremeyen adaylar ikinci tur seçime giriyorlar. Seçim Yasası'nda değişik- Hk: Hükümet ortaklan, ha- len yürürlükte olan çıft ba- rajlı d'Hondt sisteminin Se- çim Yasası'nda yapılacak bazı değişikliklerle uygulan- masjnı savunurken BBP'nin -§lke-bar«qının-yözde 5'e in- dirilmesine ilişkin önerisi kabul görmedi. 'Seçiın şaibeli olur'ANAP lideri Mesut Yılmaz, Giresun'da seçimin terörize edildigini vurguladı ve REFAHYOL hükümetiyle seçime gidilmemesini istedi DÜRDANE KOCAOĞLU ERDOĞAN ERİŞEN GtRESUNA)RDU - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, REFAHYOL hükümeti iş başındayken gidilecek bir seçimin şaibeli olacağını belirtirken, hükümetin seçimleri terörize etme eğiliminde olduğunu, güvenlik güçlerinin sandık güvenliğinin sağlanması konusunda tarafsız olacağına ilişkin kuşkulan bulunduğunu söyledi. ANAP lideri Yılmaz, Karadeniz turunun ikinci gününde Ordu'da halka hitap etti. Yılmaz, DYP ve RP'nin amacının seçime gitmek değil, Erbakan başbakanlığındaki hükümetin gitmeyeceğini gördükleri için kamuoyunu oyalamak olduğunu savundu. Yılmaz, mitingden önce Giresun'da düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında, koalisyonun seçim konusunu "dejenere" ettiğini, gerçekten seçim yapmak isteyen hükümetin uzlaşma araması gerektiğini kaydederek, "ÖzeUikfc DYPnin yapuacak bir seçimde başına geleceklerin farkuıda olmadığını diişûnmüyorum*' dedi. Nüfus sayımı yapılmadan seçmen kütükleri yenilenmeden gerçekleştirilecek bir seçimde en az 5 milyon seçmenin sandığa gidemeyeceğini kaydeden Yılmaz, "YSKde seçmen kütüklerinin yenilenmesini talep edecektir. Bunlar dikkate ahnmadan yapılacak bir seçimden DYP zarartı çıkar, beUd barajı bile aşamaz" dedi. Erken seçim için en uygun tarihin yerel seçimlerle genel seçimlerin birleştirilebileceği 1998Nisan ayı olduğunu savunan Yılmaz, sepet sistemi ve ittifaklarla ilgili gündeme getirilen önerilerin bu aşamada "fanteziden ibaret olduğunu" söyledi. Yılmaz, bu seçimlerde güvenliğin de çok önemli olduğunu belirtirken, şunlan kaydettı: "Bu konuda çok ciddi endiselerimiz vanur. Milktvekilimiz Metin Gürdere, Tokat'uı Resadiye ilçesinde kaoldığı bir radyo programı su-asında saldınya uğramış, devletin gûvenlik güçleri de buna seyirci kalmışür. Radyonun ekipmanian tahrip edilmiştir. Yapılan şikayetlere rağmen ilgüüer gerekli işlemleri yapmamışör. Bûtûn bunlar hükümetin seçimi terörize etme eğiliminde olduğu düşüncesini yaratmaktadır. REFAHYOL hükûmethle gidilecek seçimin sağhkh olacağına inanmıyorum. Sadece devletin fonlannın kullanılması değil, devletin gûvenlik güçlerinin tarafsız kalmayacağı kuşkulan da vardır. Bu hükiimetk yapılacak seçim şaibeli olacaktır." Mesut Yılmaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın hükümetin düşürülmesine "evet", yeni hükümet oluşumuna "ha>ır" biçimindeki yaklaşımını da eleştirdi. Baykal'ı bu tavn nedeniyle egoistlikle suçlayan Yılmaz. demokrasinin tehlikede olduğunu ve onu kurtarma konusunda bütün siyasi partilere sorumluluk düştüğünü söyledi. Çiller'in seçimi kendi başbakanlığı için baskı unsuru olarak kullandığını da ileri süren Yılmaz, bu koşullarda yapılacak seçimin "DYP'yi dümdüz edeceğuıi'' savundu. Yılmaz, "Çiller, RP'ye sığınmak isteyebilir. Ama buna DYP misyonu izin vermez. Eğer DYP'nin bir misyonu varsa RP koltuğu ahmda seçime girmeyi kabul etmez" dedi. AYDIN ENGİN e - mail: engin (â? planet.com.tr - Ülkeyi cephelere bölme- mek gerek. Birlik ve beraber- liğe en çok muhtaç olduğu- muz bu günlerde ülkenin bir de... Ne çok duyduk bu laf sala- tasını. Ülke bir cepheleşmenin bü- tün göstergelerini sergiliyor. Üstelik geçmiş yıllardaki zoria- ma cephe ve cepheleşmeler gibi değil. "Cepheleşme" teri- mi neyi içeriyorsa, tümü eksik- siz (hatta fazlasıyla) var. Hâlâ "Aman cepheleşmeye yol aç- mayalım", hâlâ "Aman ülkeyi kamplara bölmeyelim " deme- nin anlamı ne peki ?... Tam tersini savunalım: De- mokrasi cephesi. Hem de hiç gecikmeden. Hemen, şimdi!.. Ülkeyi karanhğa, bataklığa sürükleyen bir gericilik cephe- si kemikleşiyor, kurumlaşıyor, kadrolaşıyor ve yol almaya ça- balıyor. Ancak bir demokrasi cephesi bu azgın saldınyı diz- ginleyebilecek ve püskürtebi- Un, Şeker, Yağ Var da... lecek. Oysa demokrasi cep- hesinin bileşenleri henüz birbi- riyle itiş kakış içinde. Hâlâ vur- gu noktalan ve öncelikter üs- tüne dibi, sonu gelmez tartış- malarla oyalanılıyor. Siyasal örgütlenmelerteme- linde bakıldığında gericilik cephesinin bileşenleri belli: Refah'ın elebaşıları, DYP'nin Çiller'in çevresinde sımsıkı kenetlenmiş kadrolan, iç çe- kişmeleri tamamlar tamamla- maz "cephe'öe kendisi için hazır tutulan yeri alacak olan MHR MHP'den farkı Türk-ls- lam sentezi yerine Islam-Türk sentezi demekten ibaret olan BBP. Bu siyasal güçlere Refah'la tam bütünleşmemiş. ama yol aynmında elbette Refah'ın ya- nında saf tutacak bin bir tari- katı, gırtlaklanna kadar teröre batmış köktendinci gizli örgüt- lenmeleri, "bilmem ne efendi cemaati" gibi karanlık yuvala- n ekleyin. Bitmedi. Korucu denen ya- rı-askeri güçlere hükmeden aşiret reisleri, Özel Harekât timlerine, JfTEM'lere bulaşmış hukuk devleti yerine, kendi ta- nımladıklan zorba devleti ge- çirmiş çeteleri, mafya reis ve tetikçilerini, uyuşturucu tüc- cariarını da ötekilerin yanına katın. Bu siyasal, yan-siyasal güç- lerin, kesimlerin tümü kanlı ve kirti bağlarla ortak bir kadere bağlanmışlar. Her biri ötekile- rin, kendi vaıiık nedeni olduğu- nu ya biliyor, ya seziyor. 'Susurluk çefes/'nin bir kü- çük kanadı olarak İstanbul DGM'deyargıçönünedikilen- leri kimlerin koruyup kolladığı- na, yargılama sonunda "birka- zaya" uğramamalan için kim- lerin kollan sıvadığına, kimlerin kimlere "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye haykınp sırt sı- vazladığına bakın. Domuz topu gibi kemikleş- miş ve kenetlenmiş bir cephe var karşımızda. 70'li yıllann 'Milliyetçi Cepheleri' bunlann yanında çocuk oyuncağı. Ka- zanmalan, uzunca süre bu ül- kenin geleceğini belirleyecek bir siyasal güce ulaşmaları ciddi bir olasıhk. Başarıya u- laştıklannda bu ülkede ne de- mokrasiden, ne hukuktan, ne laiklikten, ne özgürlükten söz edilemeyeceği ise bir olasıhk filan değil; bir kesinlik! Sorunu bir seçim ittifakına indirgemeksizin, ama bir se- çim ittifakını da asla göz ardı etmeksizin, acilen, "hemen şimdi" bir demokrasi cephesi üstünde yoğunlaşılmazsa kor- karız ki tren kaçmış olacak. Helanın yolunu soran kekeme örneği "Hee.. heee... Hhhh... Hacet kalmadı" eşiğindeyiz. Ister Refah'ın, DYP'nin, MHP ve BBP'nin aldıklan ya da alacaklan oylan toplayarak sonuç çıkann, ister Bir Daki- ka Karanlık" eylemine 23 mil- yon kişilik katılım üstüne akıl yürütün; nereden bakılırsa ba- kılsın demokrasi cephesinin doğal bileşenleri daha çok, daha güçlü, daha aydın. Siyasal düzlemde CHP - ÖDP - HADEP; sivil örgütlen- meler düzleminde barolar, TMMOB, meslek örgütleri, sendikalar, irili ufaklı sivil top- lum örgütleri, salt yurttaş kim- likleriyle "Bir Dakika Karanlık" eyleminde karariılığa ses, ka- ranlığa ışık verenlerin dev kit- lesinin, bir demokrasi cephe- sinde buluşmak ve kenetlen- mekten öte çıkış yolu yok. Yani yağ var, şeker var, un var... Haydi helva yapalım. POLtTtKA GÜNLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Sol İttifak... Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın evdeki hesabı çarşıya uymayınca merkez sağ bozguna uğ- radı... Fransa'da 'baskın seçim' sosyalistlerin işine yara- dı, bu arada komünistler de beklemedikleri bir sonuç akJı... Sağcı Chirac, tam beş yıl solcu bir hükümetle bir- likte Fransa'yı yönetecek... Bizim hacıyla bacı da tıpkı Chirac gibi, işleri daha rahat yürütmek için 'baskın seçim' için kollan sıvadı- lar... Amaçları şu: 'Solu perişan edip ülkeyi kendi çıkar- lanna göre yönetmek...' Fransa ve Türkiye birbirinden çok farklı iki ülke... Fransa'da halkın sağ partilere tepkisi ekonomik ve sosyal sorunların giderek artmasından kaynaklanı- yor... Önce Fransa'nın bir demokrasi sorunu yok... Köklü bir devlet politikası var Fransa'nın. O yüzden devtet politikası sağ ya da sol partilerin iktidara gel- mesiyle değişmiyor... Türkiye'de ise durum tam tersi. Geri kültürlere öz- gü politikacı tipleri hem sağ, hem sol partilerde çoğun- lukta. Bunun yanı sıra, şeriatçı yapılanma giderek artıyor. Din bezirgânlan yoksul yığınlan kandınyor. Cezayir'de daha önce uygulanan yöntemi deniyor. Yoksullar gı- da maddeleri dağıtılarak kandınlıyor. işte hacıyla bacı bu noktada işbiıiiğine girip ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı 'milliyetçi sol', Bülent Ecevit'i 'demokratiksol', Deniz Baykal ı 'sosyaldemokratsol' olarak gösterip 'kutsal ittifak pra/es/'ni başlatıyor... Bu işin içine BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nu, eğer seçilirse MHP'nin yeni lideri Devlet Bahçeli'yi katıp 'baskın seçime' gidecekler... Ben böyle bir 'kutsal ittıfakı' destekliyorum... Hacıyla bacıdan bu ülke ancak böyle bir formülle kurtulur... Neden mi? Çünkü oyun tersine döner, RP, DYP ve MHP taba- nı bunlara iyi bir ders verir... Siyaset bilimınin ne olduğunu bilmeyenlerin siyaset- le uğraştığı Türkiye'de, o hor gördükleri, kandırdıkları yığınlar öyle sanıldığı kadar 'safoş' değıldir... 1995 seçımlerınde sandığa gitmeyen 5 milyon seç- men olduğunu biliyor musunuz? Sadece istanbul'da 1 milyon seçmen sandığa git- medı... 1994 II Genel Meclısi seçim sonuçlanndan bu oy- lann sol oylar olduğunu; daha açık söyleyelim SHP'li seçmen olduğunu göreceksinız... O zaman dün belirttiğimiz gibi 'kutsal ittifaka' karşı 'so//tt/7a/c'şarttır... ••• 1995 genel seçimlerinde sandığa gitmeyen, hem D- SP hem de CHP'yı protesto eden 5 milyon seçmenin yüzde 80'i 'so/cu'dur... Acaba bunlar nasıl solcudur? Sultanahmet Meydanı'ndakı büyük çoğunluğu oluş- turan, kimilerinin elinde Atatürk büstü, Uğur Mum- cu posteri taşıyan solculardır... Yıne bunlar Zülfü Li- vaneli'nin Ankara'da Hipodrom'daki konserini miting alanına dönüştüren solculardır... Onlar hhan Selçuk, Yaşar Kemal, Uğur Mumcu, AzizNesin, Rıfat llgaz, Onat Kırtlar, Timur Selçuk, Yılmaz Güney ve Nâzım Hikmet'e söz söyletmeyen solculardır... Onlar ulusal değerlerimize toz kondurmayan, laık demokratik cumhuriyetin çatısı altında yaşamak iste- yen, Sevr'i değil Lozan'ı savunan, emeğın en yücede- ğerolduğuna inanan, Mustafa KemaFden veTürk bay- rağından yüksünmeyen solculardır... Dün sabah Cumhuriyet'in İstanbul Haber Servisi, Haber Merkezı ve Yazıişleri'nin bulunduğu bölümler- deki fotoğraflara şöyle bir göz attım... Uğur Mumcu, Yılmaz Güney, Rıfat llgaz, Mustafa Ekmekçi, Onat Kutlar ve Metin Göktepe'nin fotoğ- raflan yan yanaydı. Bir başka köşede Yunus Nadi ve Nadir Nadi'nin fotoğrafları vardı. Haber Merkezı'nde Mustafa Kemal'in Ülkü'yle bir- likte bir posteri yer alıyordu: 'Gelecek Cumhuriyet'tir...' Yine Haber Merkezi'nde Rdel Castro'nun fotoğraf- lan göze çarpıyordu... Yazıişleri'nde ise Atatürk, Che Guevara, Rıfat llgaz fotoğraflanyla Deniz Gezmiş ve Azız Nesın'in poster- leri görülüyordu... Aslında bu fotoğraflarTürkiye'dekı sol hareketin ay- nasıydı... Benim gözlerim Rıfat llgaz'ın bir şiirine çevrildi: "Yollar kesilmiş alanlar sanlmış I Tel örgüler çevir- mişyöreni I Fınl fınlalıcı kuşlar tepende I Benden geç- ti mi demek istiyorsun I Aç iki kolunu iki yanına I Kor- kuluk ol" ••• Bugün ÖDP dinamik bir kitle partisidir... Eğer büyümek istiyorsa 'ulusal değeıierimizi' gözar- dı etmemelidir... Dünyanın hiçbir ülkesınde sol partiler ulusal değer- leri bir kenara iterek halkla buluşmuyor, onlardan des- tek istemiyor... Gelelim HADEP'e... Onlar da ayaklannı yere basarak politika yapmalı- dır. Türk bayrağı yerine PKK bayrağı taşımak onlan bir yere götürmeyecektir... Yapacaklan tek şey, aynlıkçı güçleri ne pahasına olursa olsun içlerinden temizle- mektir... Türkiye'nin açmazı, emek-sermaye çelişkısi, de- mokrasi ve özgüriüklerdir... Ve sol ittifak ulusal değer- leri, emek-sermaye çelişkisini göz ardı etmeden, ço- ğulculuğu, demokrasiyi ve özgüriükleri savunursa; iş- te o zaman Türkiye'de 'kutsal ittifakı' yıkacaktır... Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planetcom. TR KISA... KISA... • Ankara Barosu avukatlanndan Gülay Baytaş, devlet olanaklannı kullanarak ailesiyle birlikte hacca gıden Başbakan Necmettin Erbakan hakkmda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. • Şile 15. Füze Üs Komutanhğı tarafindan dûzenlenen "1997 Yüı Nike Füze Eğitim Aoşlan" başladı. Hava Kuvvetieri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, "Bu eğitim auşlaru caydıncı gücün, banş gücüne dönüşmesini gösteriyorr dedL • Güvenlik ve Hukuk Muhabırleri Derneği (GHMD) başkanhğına Salih Selçuk seçildi. • Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek. Başbakan Necmettin Erbakan'ın 8 Müslüman ülke\i bir araya getirme>e çalıştığı "D-8"in liderler toplanbsuıa katılma>acağı mesajı verdL M. Ü. akademik kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMET ŞIŞMAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear