25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 1997 PAZAR HABERLER RP'nin 1 yılı - 4 Dışta itibar yitirildi tstanbul Haber Servisi - Türkiye'yi sarsan asıl skandal ise Libya'da patladı. Çölün ortasındaki Bedevi çadınnda Erbakan'ı kabul eden Libya lideri Muammer Kaddafi. Erbakan'ın tslam Halk Komitesi üyesi olduğunu açıkladıktan sonra Türkiye'nin ICürtlere zulüm uyguladığını ve Kürtlerin bağımsız devlet kurma hakkına sahip olduğunu. hiçbir diplomatik kaygı duymaksızın ifade etti. Ancak tüm bunlar Erbakan'ı, bilinen dış politika çizgisinden bir adım dahi geriletmedi. Erbakan, bugünlerde çeşitli vesilelerle yaptığı konuşmalannda, toplam ekonomik büyüklükleri ttalya kadar dahi olmayan Müslüman 8 ülkenin oluşturduğu D-8 oluşumunu "yeni bir dünyanın kuruluşu" olarak tanımlıyor. Dışişleri Bakanı ÇiDer de dış politikada skandal yaratmakta ortağı Erbakan'dan geri kalmadı. Bir Alman mahkemesi Çiller'i uyuşturucu çeteleriyle ilişkisi olmakla suçladı. ABD ve Batı'da artık inandıncı bulunmadıgı açıkça dile getirildi. Dışişleri Bakanlığı'na uğramadığı ve bu işi fıili olarak Devlet Bakanı Abduüah Gül'ün yaptığı eleştirilerine hedef oldu. "ABadaylıgıicin NATO'nun genişlcmesini vetoedebüiriz" açıklaması ise Batı'da santaj, içeride ise gaf olarak değerlendinldi. Kadrolaşma ve yağma Yaklaşık bir yıl iktidarda kalan REFAHYOL ortakhğının icraat denebilecek uygulamalanna bakıldığında, kadrolaşma dışındaki ikinci büyük hamlenin yağmanın yaygınlaşması ve lcurumsallaşması olduğu görülüyor. 54. hükümetin hem başbakanlık hem de Bakanlar Kurulu ve tek tek bakanlıklar düzeyindeki yağmaya dayalı başlıca icraatlan özetle şöyle: Başbakanlık: 1996 yılı temmuz ayından bu yana Başbakan Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller tarafından üç kez kamuoyuna açıklanan tûm kaynak paketlerınde sanayileşme. üretim, ticaret vb. gibi temel ekonomik kalkınma hedefleri yerine yağma var. Özelleştirme ile kamu mallanmn ve hazine arazilerinin satışını aynı gören bu paketler. hukuka aykjn olduklan için daha açılmadan kapatılırken, son zamlarda gündeme getirilen ve hazine arazilerinin işgalcilere satışını hedefleyen MEGİP projesi de yasal dayanaktan yoksun bir girişim olarak eleştiriliyor. Bayındırkk Bakanlıgı: Görevi Türkiye'nin dengeli kalkınmasını sağlayacak projeler geliştirmek ve uygulamak olan Bayındırlık Bakanlıgı, özellikle rant değeri yüksek bölgeleri yine yagmaya açan imar planı kararlanyla duyurdu. Çanakkale Boğazı ve Edremit Körfezi kıyı kesimlerindeki imar ve inşaat haklannı arttırarak yüksek yağma potansiyeli yaratan planlan yürürlüğe sokan REFAHYOLun Bayındırlık Bakanlıgı, son olarak Istanbul'un su havzalannda da RP'nin kasası Süleyman Mercûmek'in arazilerine yeni rant planlan armağan etti. Demirel, güvenoyu verip vermemenin TBMM'nin hakkı ve görevi olduğunu söyledi 'Bunabma çözüm buldum'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. ANAP Genel Başkanı MesutYılmaz'ın kuracağı hükü- mete karşı milletvekıllennden "ret" imzalan toplayan REFAH- YOL ortaklanna. "Hükümete gü- venoyu verip vermeme TB- MM'nin hak ve ödevidir, imza toplanması. ne anavasaya ne de- mokrasiye uyar. Meclis'in ikinci plana itiİmesine razı olmadığunı gösterdim" sözleny le \ anıt verdı. Bugünkü durumun I977"den farklı olduğunu vurgulayan De- mirel. "1977'deseçiminçıkardığı hükümet aranmakta idi. Bugün ise bunalımın götürdüğü hükü- met şekil degişrirerek devam et- sin isteniyor" dedi. Demirel, "Yapngun değerlendirmede, hü- kümetin istifa sebebi olan buna- lıın ortamının nasıl ortadan kal- MeCİİS İkİnCİ plana İtİlemez' REFAHYOL'dan kendısine yöneltilen suçlamalan yanıtlayan Cumhurbaşkanı, bunalımın nasıl kaldınlabileceğini düşündüğünü belirterek, "'Imza toplanması, ne anayasaya ne demokrasiye uyar. Meclis'in ikinci plana itiİmesine razı olmadığımı gösterdim" dedi. dınlabileceginidüşündüm"açık- dığı.fiilen bittiği. hassas dönem- lamasını >aptı. den geçildiği" doğrultusunda Demirel. Başbakan Necmettin açıklamalar yaptığını anımsatan Erbakan ve Başbakan Yardımcı- sı Tansu Çiller'in kendisıne yö- nelttiği suçlamalan 3 sayfalık ya- zılı bir açıklamayla yanıtladı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın istifasından sonraki gelışmelerı aynntılanyla anlatan Demirel, ıs- tifa gerekçesınde "ülkede meyda- na gelen gerginliğın ancak seçime gidikrek ortadan kaldınlabüece- ğj" görüşüne yer verildığıne dık- kat çektı. Çiller'in de aynı dö- nemlerde. "Türkiye'nin önünde bir bunalım. bir karmaşa olduğu, bu hükümetin ömrünü tamamla- Demirel şöyle dedi: "Bütün bunlardan hükümetin Türidye'dekiortamı "bunalım" ve 'gergınlık' olarak nitelendirerek çare aramaya koyulduğu ve "istı- fa ettiği" sonucu çıkar. Görülüyor ki, ülkenin karşı karşıva kaldığı sorun. her zamanki hükümet ku- nıluşlanndan çok farkhdır. Tür- kiye, hükümet kuruluşu sorunu ile ilk defa karşdaşmıyor.*1 1977'de seçimin ardından bir hükümet arandığını. bugün ise "bunalımın götürdüğü hüküme- tin, şekil değiştirerek devam etme- sinin istendiğini1 " savunan Demi- rel. "Bunalım çözecek hükümet aramyor. Zira bugün "sayı soru- nu olmadığım' iddia eden hükü- met, 'Bunalım \ar" dive istifa et- miştir. Sonra dönüp yeniden 'hü- kümet olmak" istemiştir"' görüşü- nü dile getırdı. lstıfasını sunarken koalisyon protokolünü dayanak göstererek hükümetin Çiller tarafından ku- rulmasını isteyen Erbakan'a. ana- yasa. kanun ve geleneklerde 'baş- bakanhğın devri' diye bir duru- mun ve teamülün bulunmadığını söylediğini anımsatan Demirel. "Aynca, iki parti arasındaki pro- tokolün anavasavı, kanunlan ve CumhurbaşkanTnı bağlamadığı da sövlenmiştir'" dedi. İstıfanın ardından görüştüğü siyasi parti li- derlerinin 'ülkedeönemlibirger- ginliğii) bulunduğunu' savunduk- lannı kaydeden Demirel, şunlan söyledi: -Bunalım var diyerek istifa e- den hükümetin bir başka şekilde görevi sürdürmesinin durumu nasıl düzelteceği hususundaki çe- lişkiyi çözmekte güçlük çektim. Gerçekten hükümet 'bu bunalımı aşabılecek durumda" idiyse.oza- man istifavı anlamak zorluğu olurdu. Anayasanın, cumhurbaş- kanına yüklediği sorumluluğun gereğine de davanarak genettikle uygulanan kural gereğince TB- MM'de temsil edilen en çok üye- ye sahip ikinci partinin Genel Baş- kanı Sayın Mesut Yılmaz'a hü- kümeti kurma görevini verdim." DSP Genel Başkanı, partisinin Kars'ta düzenlediği açık hava toplantısında konuştu Ecevit: Karabasan sona erdî YUCEL SEZER KARS- DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit önümüzdeki haf- ta başında yeni bir hükümette yeni bir dönem başlayacağını söyledi. REFAHYOL hüküme- tınin getirdiğı bunalımlann sona erdiğini ifade eden DSP lideri. "Hilkatgaribesi RE- FAHYOL koaüsyonu,tarihe gömülmek üze- redir" dedi. Partisince Kars Bulvar Caddesi'nde dü- zenlenen açık hava toplantısında konuşan Bülent Ecevit, kurulacak yeni hükümete de- ğinirken "Kâbus ve karabasan gibi bir yıl- dır iktidar olan bu koalisyon artık bitmiştir. Bu dönemde Türkiye en ağır rejim bunab- mını yaşamış, daha ötesi devlet bunalımı ya- şanmışrır" diye konuştu. REFAHYOL ikti- dan döneminde, hükümetin devlet kuruluş- lanyla kavgalı olduğuna dikkat çeken Ece- vit. şunlan sövledı: "REFAHYOL hükümeti, Cumhurbaş- kanı ile kavgau, ordu ile kavgah, ünrversite- lerle kavgalı, kadınlarla. gençlerle, öğrenci- lerle, adaletle, yargıçlarla. savcılaıia kavga- 1L Erbakan. devletin polisine güvenmiyor. kendi adamlanna koruma görevi vaptırı- yor. Bu şekilde devlet yönetilemezdi. Onun için devlet bunalımı diyoruz." Konuşması, zaman zaman, "Türkiye la- iktir.laik kahcak"sloganıyla kesilen Ecevit. partililennin bu sözlenne katılarak, "Evet Türkiye laiktir, laik kalacak. Erbakan da bunu anlayacak" dedi. REFAHYOL hükümeti döneminde, Tür- kiye'yi çağdaşlık, Atatürkçülük, laiklik yo- lundan ayırmaya hükümetin gücünün yet- meyeceğinin görüldüğünü ifade eden Ece- vit. Türkiye'yi bu yolundan ayırmaya kal- kanlann yalnız devlet değil. milleti de kar- şısında bulacağını kaydetti. Kendilerinin de yer alacaklan yeni hükümette, yoğun bir çalışma dönemıne gırileceğini anlatan Ece- v ıt. "Hükümet sonınlann çözüm yollann- da kararh adımlar atacaktır. Her şevden önemlisL hem kendi içimizde hem de devlet- le banşık bir şekilde görev yapacağız. Sag- sol aşuacaktır" diye konuştu. Doğu ve Güneydoğu'daki sorunlann yan- lış politikalar yüzünden had safhaya çıktı- ğını söyleyen Ecevit, şöyledevam etti' "Bu bölgeler hep ihmal edikli. Bunun için bura- daki iller göç veriyor. Sorunlar büyük şehir- leretaşınryor. Yeni hükümetimiz kalkınma- ya Doğu'dan, kövlüden. esnaftan başlaya- cak." Kurulacak yeni hükümette kendisinin Dı- şişleri Bakanı olmayacağını. ancak partisi- nin dış politikaya ağırlık vereceğını belır- Cumartesi Anneleri'nin eylemine bir grup aydm da destek verdi 'Susurlukörtbas edümesinKayip yakınlannı aramak için 111. kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, Susurluk olayının örtbas edildiğini ve çetelerin korunduğunu belirterek "Bugün ka\ ıplann hesabını sormak daha da önem kazanıyor" dediler. Cumartesi Anneleri. her hafta Calatasaray Lisesi'nin önüne park eden gezici kavıp minibüsüne olan tepkilerini su-tlarını çevirerek gösterdi. Kayıp yakınlannın eylemine, aralannda sinema oyuncusu Nur Sürer, Tomris Özden, şair Suna Aras, Sine-Sen Başkanı Yusuf Çetin, tiyatrocu Orhan Aydın'ın da buhınduğu bir grup destek verdi. Cumartesi Anneleri, kayıp çocuklannın resimlerini ve gözaltında öldürülen gazeteci Metin Göktepe için va/ılan "Metin Göktepe, Gazetechim" kitabını eller üstünde tutarak "Kayıplara son, sorumlular hesap versin" sloganını attı. Kayıp yakınlan adına yapılan açıklamayı okuyan Nur Sürer. "Galatasaray oturmalan bir sesleniştir. Evrensel hukuka, evrensel insan haklanna saygı duyuyor musunuz? Bunlann vazgeçilmez olduğuna inanıyor musunuz? O halde yeriniz yanımızdır. O halde siz de bir cumartesi insanısınız, sesimize ses katmahsınız" dedi. (Fotoğraf: ALPERTURGUT) ten DSP lıden. Türkiye'nin komşu ülkeler- le banşık olması gerektiğini v urgulayarak "Her şevden önce. .\zerbav can-Ermenistan sorununun çözümü için rol oynavacağız. Bu sorun uvgun bir şekilde aşılına. Ermenis- tan'a olan kapı açılacak. bütünleşme aşama- sındaki Avrupa ile Asv a arasında kilit duru- munda olan Türkiye, çok büv ük bir hamle yapacak" diye konuştu. Ecevit Kars'ta işçi temsilcileri ile yaptı- ğı toplantıda, kurulacak hükümetin çözüm hükümeti olmasını istediklenni, ancak ol- madığı takdirde seçime gidileceğini söyle- di. Hükümet kurulduktan sonra gerekirse seçim takviminin belirleneceğıni kaydeden Ecevit. "Ama öncelikle nüfus sayımı yapıl- malı. Çünkü mevcut seçmen kütükleriyle gkiikcek seçim, milli iradeyi yansıtmaz. Ku- rulacakçözüm hükümetiyürümezse,seçim tarihi belirlenir'" diye konuştu. Özden 'Herkes haddini bilsin'ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- mesi Başkanı Yekta Gün- gör Özden. siyasal ödünler- le adaletın gerçekleşmesıni savsaklayarak geciktirenle- rin kendi geleceklerini ka- rarttıklannı vurgularken, "Herkes haddini bilsin" de- di. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof Dr. Eralp Ozgen, Türk yargısı- nın Adalet Bakanı Şevket Kazan'a hakkını helal et- meyeceğini söyledi. Ozden. dün yeni seçılen TBB Yönetim Kurulu üye- lerini ziyaret etti. Ziyaret sırasında konuşmasına ba- zı basın organlannda ken- disi hakkında yer alan "beynindeki ur nedeniyle ameliyat olduğu" volunda- ki haberleri anımsatan Öz- den, "Ne ameliyat ne de muayene oldum. Böylesi in- sanlık dışı, gerçek dtşı, ter- bhe dışı dedikodulan yaz- manın anlamı yok. Benim beynimde herhangi bir ra- hatsızük yoL Kendilerine ilişkin raporlan bana >akış- urmaya çauşıyorlar" dedi. Özden. kendi şahsında yar- gıya saldınldığını belirte- rek. "Bir de bunlan yazan- lar Müslüman geçiniyor. Bu nasıl Müslümanük? Böyle Müslümanlık, böyle insan- bkolurmu? Bunlan yazan- lann boynuna insanlık tas- ması takmak lazım" diye konuştu. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Tansu Çiller'in 5 yıldır ya- şamımıza ipotek koyduğu bir karabasan dönemi sona eri- yor. Çiller, Türkiye'nin olağa- nüstü koşullannın yarattığı bir felaketti. Felaketti diyorum, çünkü artık kurtuluyoruz. O belki de uzun yıllar biriktirdiği- miz günahların bedeliydi. 1971 ve 1980 askeri darbe- leri, yeni boy veren taze sol hareketi ezmeyi amaçlamıştı. Önce Amerikancı sağcı ikti- darlar kuruldu, o yetmeyince askeri darbeler tezgâhlandı. Bu ortam içinde. sola karşı, dincilik ve ırkçılık beslendi. Imam-hatip okullan, koman- do kamplan, ülkücülerin ger- çekleştirdiği çarpıcı cinayet- lerin amacı da solu ezip yok Antandros Amfitiyatrosu'nda... etmekti. Bütün bu gericileşme; dev- letin de tepesinde tam 50 yıl boyunca merkezi ve sistemli bir şekilde tezgâhlandı. I- mam-hatipler, merkezi devlet politikasının birürünüydü. Zo- runlu din dersleri cuntacı 12 Eylül generallerinin marifetiy- di. Solu ezmek ne demek, şim- di çok daha iyi görülüyor. Sol, bu ülkenin namusu ve vicda- nıydı. Bu vicdan yok edilmek istenince ortaya işte bu kor- kunç tablo çıktı. Merkez sağ partileri siyasi islamcılar ve ırkçılar doldurdular. Bu yet- medi, ırkçı ve dinci partilerin gelişmesi için hertürlü olanak onlann önüne sunuldu. Çiller, bu gelişmenin ürünü. O, çürü- yen, kirienen, demokratik tep- kileri ezilmiş bir ülkede bir yıl- dız gibi parladı. 0,1982 Ana- yasası'nın, Güneydoğu'da her gün 25-30 insanımızın öl- düğü ortamın içinde gelişti. Çiller, bir devlet tercihiydi. Susurluk'ta ortaya çıkan fe- laket manzarasıyla Çiller'in bir karabasan gibi tepemize çök- mesi aynı döneme denk gel- di. Bu bir tesadüf değil. Bir tercihin siyaset yaşamımıza yansıması. Çiller'in DYP'yi elinden kaçırması ve köşeye sıkışması ise yeni bir dönemin işareti. İşlerin iyiye gittığını söyleyebiliriz. • •• Altınoluk'ta yüzlerce yıl son- ra yeni bir amfitiyatro inşa edildi. Genç ve dinamik Bele- diye Başkanı Ismail Aynur, bu tiyatroya Antandros adını verdiklenni açıkladı. Assos taşlarıyla inşa edilmış bu an- lamh eserin önceki gün açılışı vardı. Züjfü Livaneli'nin kon- serinde beş binden fazla Altı- noluklu, siyasi gelişmelerin de etkisiyle neşe ıçindeydi. Ida Dağı'nın eteklerinde an- tik dönemde güzellik yanşma- ları düzenlenir, şehrin tüm hal- kı amfitiyatrolarda sorunlannı tartışıp karara bağlarlardı. Zül- fü Livaneli'nin konserine, komşu Midilli'den belediye başkanları, gazeteciler, barış vedostluk temsilcileri gelmiş- lerdi. Bir yıl önce Midilli'de birlik- te olduğumuz Yunanlı dostla- n karşımızda görünce çok se- vindik. Ege'nin iki yakası bu- ralarda sıcak bir ilişki içindey- di. Antandros tiyatrosunda ke- yifle çevreyi izlerken Çiller'den kurtulmanın sevincini yaşıyor- duk. Dansı Susurluk çetesin- den hesap sorulduğu gün- lere... MtKRO DİNÇ TAYANÇ Nasıl Bilirdiniz? Türkçe Sözlük'te "sabık"\n karşılığı "eski, geri- de kalmış" diye veriliyor. "Sabıka" ve "sabıkalı" sözcükleri ise, sabıktan "türeme". Acep, her sabık bir ya da birçok sabıkadan sa- bıkalı m'ola? Türkçe Sözlük'te bir de "sakıt" sözcüğü var; "düşük, düşmüş, bitmiş" anlamına... Sakıttan türeme kaç sözcük olduğu değil, sakıt yadasakıtlann kendilennın nasıl "füredıg/"önem- li. Önemli, çünkü; ya edebiyle sabık olmayı ken- dine sindiremeyip de, sabıkaya yönelip sabıkalı damgasını yıyen "n'oldum delileri" sonunda sa- kıt olup çıkıyorlar ya da sabıkalı olarak işe atılıp sa- bıka üstüne sabıka işledikleri için sonunda sakıt ediliyorlar... Ortam, sabık ya da sakıt olmuş sabıkalıların, Devr-i iktidarları'ndaki sabıkalarının hesabının so- rulmasına vardığında, iş de, Devr-i Sabık ve de Devr-i Sakıt yaratıp yaratmamaya gelip dayanıyor. Kendılerini "şehit" (!) saydırmaya çabalayan sa- bık ve de sakıtlar ile şerik-i cürümleri ya da yala- kalanna göre; "bu dünyanın hesabı bu dünyada venlemeyeceğinden" (!) hesap sorulmasını "öte- ki dünya"ya bırakmak ve "Nasıl bilirdiniz" soru- sunu "lyi bilirdiiik" diye yanıtlamak her "dini bü- tünün" (!) görevi! Bunlann "ne şehit, ne gazi; sabıka yolunda Ni- yazi" olduklarının bilincinde olanlar için ise "lyibi- lirdiiiik" tanıkhğındaki (!) sahtecilik bile, sabık ve de sakıt herıf-i naşeriflenn sabıkalannı örtemeye- ceğı, sabıkalılıklannı bağışlatamayacağı için, "dünya suçunun hesabının dünyada sorulması" yurttaşlık görevi oluyor! Işin aslına bakılacak olursa; Devr-i İktidar - De- vr-i Sabık - Devr-i Sakıt üçlemesi dünden bugü- ne nice kendini bilmezin dönmezlere karışıp gitti- ği Şeytan Üçgeni olmuş, daha nicesinin olacağı da cabası! ••• Düşünüyorum da: Düşünce suçundan "sabıkalı" (!) kaç fikir emek- çisi ve aydın (eğer "kaybedilmekten", vurulmak- tan, bombayla uçumlmaktan ya da topluca yakıl- maktan kurtulabilmışler ise) gözaltında, yargılan- mayı bekliyor, yargılanıyoryada "içerde "yatıyor? Ya; rüşvet, zımmet, yolsuzluk, görevi kötüye kul- lanma, görevi kötüye kullanarak servet sahibi ol- maktan kaç bürokrat "sabıka kaydı "yla yaşıyor? Ya; azmettırmekten, tetikçilikten, cinayetten, kundakçılıktan, uyuşturucu ya da silah kaçakçılı- ğından "sabıkalı" kaç hükümlü, yıl sayıyor? Ya; bölücülüğün, terör yaratıcılığının, din tacir- liğinin, halkın bir bölümünü diğer bölümüne karşı kışkırtmanın "sabıka defteri" tutuluyor ve bunlar- la "iş" ve "çıkar ortaklığı" yapanlara sabıka kaydı düşülüyor mu? Ya; Anayasa'nın, "Anayasa'nın 1'inci madde- sindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hak- kındaki hüküm ile 2'nci maddesindeki Cumhuri- yetin nitelikieri ve 3 'üncü maddesi hükümleri de- ğiştirilemez ve değıştirilmesi teklif edilemez" hük- mündeki 4'üncü maddesini; hem de 2'nci Mad- de'deki "demokratik"liği kullanarak "çiğnemeye teşebbüs "ten sabıkalı olanlar ve şerik ve şürekâ- lannın sabıkaları "hangi" dünyanın defterinde dü- rülüyor? Ya: laik Türkiye Cumhuriyeti'nın teme) ilkelerini yıkıp ortaçağ karanlığının şeriatına dönme cüreti- nin; bu cüretle şeriatçı Müslümanı'ndan "Müslü- man Kasabı" Sırpına. Düvel-i Muazzama artığı gâ- vurundan bölücü terör örgütüne her "düşman" ile al takke ver küllah halli hamur olmanın; CIA'dan islam Komuta Konseyı'ne türtü çeşitli örgütlere uşaklık ederek "vatana ihaneften sabıkalanma- nın hesabını yargıçlar mı soruyor, yoksa sorgula- yıp yargılama işi meleklere mi "havale" ediliyor? Ana fikir. "Suçluyu cezalandırmamak, masu- ma zulümdür" (Suriye Atasözü). Ana fikrin ana fikri: "Yanlış hesap Bağdat'tan döner", "Dimyata pirınce giden, evdeki bulgur- dan daolur", "Keskin siri<e küpüne zarar", "Ece- lı gelen it cami duvanna işer" (Anadolu atasözleri). Öldürülen ODP'lfler karanfillerle amldı Istanbul Haber Servisi-TKP(ML) örgütünce 16 ha- ziranda öldürülen ÖDP'lı Yasemin IldırtenveBehzat Yıldınm. dün Ka- dıköy'de pazarda satışyaptıklanye- re karanfıl bırakı- larakanıldı.ÖDP Kadıköy ılçe ör- gütünce düzenle- nen anma toplan- tısında. Behzat Yıldınırûn baba- sı Ali Yıldınm gözyaşlanna bo- ğularak fenalık geçırdi. Kadıköy PTT'si arkasın- daki açık pazarda hazırla- nan bir masaya Yıldınm ve Ildırten'in birlikte çek- tirdikleri fotoğrafı yerleştı- ren partıliler. çevresini ka- ranfillerle süslediler. ÖDP Kadıköy ilçe örgütü adına yapılan açıklamada. ÖDP il merkezine. TKP(ML) adına çekilen faksta Yıldı- nm ve Ildırten'in hain ve işbırlikçi olduklan için öl- dürüldüklerimn ifade edil- diği anlatıldı. Insanlann Ali Yıldınm gözyaşlanna boğuldu kendilerini savunma hak- lannı ellerinden alarak adaletten söz edilemeye- ceği belirtılen açıklamada, "SoL sosyaüzm, devrimci- lik adına gerekçesi ne olur- sa okun böylesi bir cinaye- tin politik açıklaması mümkün değildir. ÖDP'- nin, iki üyesinin katiıne ne- den olan bu anlayışın tüm toplumsal ve siyasal haya- tın dışına auunası için mü- cadele yürütme kararhb- gında olduğunu tekrar be- lirrmek istivoruz" denıldi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear