25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 1997 CUMA HABERLER PKK'ye Yımanistaıı desteği Genelkurmay, Kuzey Irak'taki Beyazdağ operasyonunda bir Yunanlı albaym öldüğünü ve helikopterimizi düşüren roket tetikçisinin Atina-Şam işbirliği ile eğitildiğini açıkladı ALPER BALLI/ENVER SEVİŞ DİYARBAKIR - Genelkurmay Plan Harekât Daire Başkanı Kurmay Albay Oğuz Kaieli. son sınır ötesi harekâtta, Kuzey Irak'taki Beyazdağ bölgesinde yapılan hava operasyonlannda bir Yunan subayının öldüğünü söyledi. 3 Yunan subayının Kuzey Irak'ta PKK'yi eğittiğini, 7 teröristin de Yunan istihbaratçılan aracılığıyla Adriyatik kıyısında ftize eğitimine tabi tutulduklannın belirlendiğine dikkat çeken Genelkurmay, Yunanistan'ın "teröre destek veren ülkeler statüsündc değeriendirilmesini'" istedi. Genelkurmay Başkanlığı'nın Diyarbakır'a düzenlediği basın turunda. gazetecılere Kuzey Irak'taki Çekiç Harekâtı konusunda bilgi verildı. Bnfıgde konuşan Genelkurmay Sözcüsü, Basın ve Halkla llişkiler Daire Başkanı Kurmay Albay Hüsnii Dağ, terörün dış desteği üzerinde durarak şunlan söyledi: "Başta Suriye olmak üzere İran, Yunanistan. Sırbistan, Güney Kıbns Rum Yönetimi ve Ermenistan'ın; bölücü örgüte kendi iilke topraklarında bannma, üslenme, mali destek. siyasi ve askeri eğitim. geçiş kola> lığı. tcda\i imkânian, diplomatik ve politik destek ile silahlanma kolaylıklan sağladıklan tarafunızdan bilinmektedir. Ele geçen dokümanlann incelenmesinden ve sağ olarak vakalanan teröristlerin kendi el yazüanyla kaleme aJdıklan samimi ifadelerinden. bu desteğin varlığı ve boyutlan riim açıkhğı ile teyit edilmiş bulunmaktadır.*' Albay Dağ. Yunanistan'ın teröre desteğine ilişkin faaliyetlerini sıralarken "Yunanistan'm, bu tür faaliyetleriyle teröre destek veren ülkeler statüsünde mütalaa e^dilmesi gerektiğine inanılmaktadır" diye konuştu. Genelkurmay Plan Harekât Daire Başkanı Kurmay Albay Oğuz Kaieli, görüştürme sırasında yaptığı açıklamada, PKK örgütüne ciddi darbeler vurulmasına rağmen örgütün bir müddet sonra yeniden toparlanma faaliyetlerinde bulunabilmesinin ana nedenini "güçlü dış desteğe" bağladı. Kurmay Albay Kaieli, emekli bir Yunan generalin başkanlığtnda kalabalık bir subay grubunun Bekaa Vadisi'nde baslayan eğitimlerinin Zap kampına kadar uzandığını da belirterek şöyle devam etti: "Son harekâtta, Beyazdağ bölgesinde yapılan hava operasyonlannda bir Yunan subayımn öldüğü haber alınmışür. Aynca, ahnan istüıbarattan, 3 Yunan subayının Kuzey Irak'ta PKK'yi eğittiği öğrenilmiştir. Halen ara/ide bulunan teröristlerin \erdigi ifadelerden. PKK terör örgütünden 7 kişilik bir gnıbun Yunan istihbaratında göre\li emekli üst diizey bir subayuı aracılığıyla Adriyatik kryısinda İS gün süreyle fuze eğitimine tabi tutuklukları anlasümıştır. Teröristler, yine ifadelerinde. etı ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - RP, DYP ve BBP'nın topladığı imzalan Çankaya Köşkü'ne götüren DYP Grup Başkanvekili Saffet Ankan Bedük. "Yılmaz hükümetine güvenoyu vermeyecegiz'' diye imzaya açılan metnin sonradan "TBMM Genel Kurulu'na katüıp ret oyu vereceğiz'" yönünde değiştirildiğini doğruladı. Bedük, bu düzenlemenin mılletvekıllerinın tek tek onayı alarak yapıldığını savunurken, DYP'liler metnin değıştirilmesinden haberdar olmadıklannı \urguladilar. Bazı DYP milletvekillerinin Çankaya Köşkü'ne faks göndererek imzaladıklan metnin değiştirildiğini bildirdiklen öğrenildi. DYP'nin bağlayıcı grup karan aldığı toplantıya katılmayan Kilis Milletvekıli Doğan Güreş, Yılmaz'ın kuracağı hükümete ret oyu vereceğini bildırdi. DYP Başkanlık Divam'na katıldıktan sonra basın toplantısı düzenleyen grup başkanvekili Bedük. grupta topladıklan imzalann "yoklama fişi" anlamına gelmediğini bildirdi. DYP grubunda ilk imzaya açılan metnin Çankaya Köşkü'ne götürülmeden önce değiştınldiğini doğnılayan Bedük, "Biz, arkadaşlanmızın ısran uzerine metne TBMM'ye gelerek ret oyu vereceğimizi teyit ederiz" bölümünii ekledik. Bunu da, ya arkadaşlanmızdan onay alarak ya da bizzat imza atmalan yoluyla yapnk" dedı. Bedük doğruladı Deklarasyonu önceki akşam Köşk Özel Kalemi'ne teslim ettiklerini anlatan Bedük. "Siz, Cumhurbaşkanı'nın teamüllere uygun davranmadığını söylemenize karşın ortada hükümet yokken bağlayicı grup karan çıkanyorsunuz. Bu çetişki değü mi?" sorusuna. "Güvenoyu alması olanaksız kişhe hükümet kurma yetkisi veriliyor. Bizim arkamızda 282 oy varken yapüıyor" karşılığını verdi. Bedük, içtüzüklerinin mılletvekilinin grup karanna aykın hareket edemeyeceğini hükme bağladığını belirterek, u Bu yönetmeükle gelmeme hakkı ortadan kalkıyor. Hiç künse gelmemek ya da oy kullanmamak hakkına sahip değildir" görüşünü dile getirdi. Bedük, listede imzası bulunmayan Bahattin YüceU Yaman Törüner, Sedat Edip Bucak, Zeki Ertugay ve Esat Kırathoğlu'nun faksla. Devlet Bakanı Bekir Aksoy ile Kilis Milletvekili Doğan Güreş'inde telefonla ret oyu vereceklerini bildirdiklerini söyledi. Genç doktorlar laiklik sözü verdi ANKARA - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakülte- si'nden bu yıl mezun olan genç doktorlar, Anrtkabir'i ziyaret etti. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Renda, öğretim üyeleri ve Tıp Fakültesi'nden bu yıl mezun olan toplam 363 genç doktor, cüppeleriyle geldikleri Anıtkabir'de, Atatürk'ün mozolesine çe- lenk koyarak manevi huzu- runda say gı duruşunda bu- lundular. Daha sonra Anıt- kabir Özel Defteri'ni imza- layan Dekan Prof. Dr. Ren- da, şunlan yazdı: "Büyük Nutuk'unun sonunda, Gençliğe Hitabe'ndeki bü- tün olumsuzluklan içeren bu ortamda dahi, Hacette- pe Ünhersitesi Tıp Fakül- tesi 1997 tnezunlan ve yö- netimi olarak,sana verdiği- miz sözü ve aldığunız ema- neti muhafaza etmek az- mindeyiz. Türk hekimleri olarak, insan sağlığına ver- diğimiz önem kadar, laik Cumhuriyetimizin temeUe- rini de konımaya kararlı- yız." (Fotoğraf: AA) Arinadaki örgüt evlerinde banndıklannı; buradan havayoluyla Şam'a giderek Şam'da parti merkez okulunda 4 ay siyasi eğitime tabi turulduklannı ve fuze eğitimi gören gnıbun Şam'dan 8 adet fıize ile birlikte Zap kampma getirildiğini, örgütün Kuzey Irak sorumlusu Cuma kod adlı Cemil Bayık tarafından kanıpın içinde ve channda göre> lendirildiklerini ifade etmişlerdir. Helikopterimizi düşüren füzelerle ilgili egitimkrin Atina \e Şam tarafından koordineli yürütüldüğü böylece ortaya çıkmaktadır." 'Gerekirse yeni operasyon' Jandarma Asayiş Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Süley man Canpolat da. Kuzey Irak'taki Çekiç Harekâtf nın büyük ölçüde tamamlandığını ve küçük bir miktar dışındaki birliklenn yurda döndüğünü söyledi. Canpolat, Kuzey Irak'ta PKK'den temizlenen bölgelerin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) güçlerine teslim edildiğini belirterek Mesud Barzani'den talep gelmesı durumunda yeni operasyonlar düzenlenebileceğini açıkladı. Canpolat, Çekiç Harekâtı'nda bugüne kadar KDP güçlerinın katkılanyla birlikte 2 bın 81 l'iölü olmak üzere 3 bin 350 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirtti. Brifıngin son bölümünde, Suriye uyruklu PKK mılitanlan gazetecilerle görüştürüldüler. BIRBAKIMA Yıbnaz'ınfezlekesiKazan'dan döndü SrVAS(AA)-Sıvas Cumhuri- yet Savcısı AdilÖzertarafından, RP'den aynlan Rize Bağımsız Millenekıli Şevld Yılmaz'ın. Sı- vas'ta yaptığı konuşmalardan dolayı dokunulmazlığının kaldı- nlması istemiy le hazırlanan fez- leke, Adalet Bakanlığı tarafın- dan evrakta eksiklik olduğu ge- rekçesiyle iade edildi. 1992 hac olayı Şevkı Yılmaz hakkında, Rize Belediye Başkanlığı görevinde iken. Milli Görüş Teşkilatı"nın 25. kuruluş yıldönümü dolayı- sıyla Snas ve Ulaş ılçesinde. "güncel meseleler r> konulu kon- feransta yaptığı konuşmada. 1992 yılında hac sırasında Ara- fat'ta yaptığı konuşmalan övdü- • Sıvas Cumhuriyet Savcısrnın, Şevki Yılmaz'ın Sıvas konuşmalan nedeniyle dokunulmazlığının kaldınlmasını isteyen fezlekesi. Adalet Bakanlığı tarafından eksik olduğu gerekçesiyle iade edildi. ğü gerekçesiyle dokunulmazlı- ğının kaldınlması istemi ile fez- leke hazırlandı. Sıvas Cumhuriyet Savcısı Adil Özer tarafından hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldınl- ması içinTBMM Başkanlığı'na sunulmak üzere Adalet Bakan- lığı Ceza îşleri Genel Müdürlü- ğü'ne gönderilen fezlekede şu görüşler yer alıyor: "1992 yılında hac sırasında yapmış olduğu konuşma nedeni ile hakkında İstanbul DCM 1994/1776,1995/6 esas ve 1995/5 savüı iddianame ile 5 Ocak 1995 tarihinde, eyleminin din farkkh- ğı gözeterek, halkı kin ve düş- manlığa açıkça kışkırtmak suçu- nu oluşturduğu saM ile kamu da- vası açılmış bulunduğu. İstanbul 1 No'lu DGM'nin 1995/20 esas, 1996/129 karar sayılı 14 Mayıs 1996 tarihli yargısı ile sanığın TBMM Genel Sekreterliği'nin 29 Mart 1996tarih ve3812 sayı- h yaalannda. 24 Aralık 1995 ta- rihinde yapılan secimlerde 20. dönem millervekili seçildiğinin ve görevine halen devam cttiğinin bildirilmesi nedeniyle 1982 Ana- vasası'nm M. 83 ve CMUK 253/4 uyannca dokunulmazlığı- nın kaldınlmasına kadar muha- kemenin durdurulmasına karar verikliği anlaşılmaktadır. Sanık hakkındaki dokunulmazlığın, anayasanın 83 ve CMUK 253/a uyannca kaldınlması için evra- kın TBMM Başkanlığı'na gön- derilmesi arz olunur." Sıvas Cumhuriyet Savcısı Adil Özer tarafından 21 Mayıs 1997 tarihinde, Adalet Bakanlı- ğı Ceza tşleri Genel Müdürlü- ğü'ne gönderilen ve Rize Ba- ğımsız Millervekili Şevkı Yıl- maz'ın dokunulmazlığının kal- dınlması istemiyle hazırlanan fezleke. Şevki Yılmaz'ın Ara- fat'ta yaptığı konuşmalann met- ninin dosyada bulunmadığı ge- rekçesiyle iade edildi. TBMM KeşifGüç'ün görev süresi 6 ay uzatıldı ANK\R\ (Cumhuriyet Bürosu) - Irak yönetımınin Kuzey Irak'taki Kürt yoırttaşlanna saldırması üzerine 1991 yılında Çekiç Güç adıyla kurulan. 1997 başında kara unsurlannın kaldınlması ve uçuş sayısının azaltılması ile yapısı değiştırilen Keşif Güç'ün görev süresi TBMM'deöay daha uzatıldı. Millı Savoınma Bakanı Turhan Tayan. Meclis'te yaptığı konuşmada. ANAP Grubu adına konuşan Mehmet Keçecfler'ın, "Türkiye-tsrail iliskileri Ue REFAHYOL hükümeti Arap ülkeleriy le iliskileri bozdu" eleştırilenne şu yanıtı verdi: "İsrail ile yapılan ild anlaşma vardır. Bunlardan biri, askeri eğitim ve işbirliği anlaşmasıdır. Ürdünle de, Mısırla da bu tür anlaşmalar yapdmışbr. Bu anlaşmalar pakt değil, ittifak değildir. Askeri tatbikat anlaşması da 23 Şubat 1996 tarihinde imzalandı. Keçeciler de Bay ındırlık Bakanı olarak o tarihteki anlaşmaya imza kovdu." ÜZYAZI/ ORHAN BİRGİT Doğru Yol Partisi'nden dün de Işılay Saygın aynldı. Bu ayrılışın asıl önemli olan yanı, Erbakan-Çiller-Yazıcı- oğlu üçlüsünün önceki gün Cumhurbaşkanı'na karşı yap- tıkları ortak açıklamada ileri sür- dükleri 278 imzalı bloku bir iğ- ne ile delmek olmuştur. Ortak deklarasyonun Cum- hurbaşkanı'na karşı çıkarmak istediği 278'lik blokun bir blöf olduğunu iddia edenlerin so- ğukkanlı davranmakta "bir bil- dikleri olduğunu" söyieyenlerin ellerine sağlam bir kanıt geç- miştir. Ankara'daki bu uzun siyaset maratonunun °b;7/nen"yönleri- ni sıralayalım: Mesut Yılmaz, kuracağı hü- kümetin isimlendirilmiş listesini bu pazartesi günü Cumhurbaş- kanı'na sunacak ve aynı gün onay alacağı için başbakanlık görevini Erbakan'dan devrala- cak. Tabii Çiller de, o çok sev- diği makama otunmak bir yana, başbakan yardımcılığına da ve- da etmek zorunda kalacak. Ecevit, REFAHYOL hükümeti- ni, YOLREFAH yaptırtmamak amacı ile Çiller'in halefi olmayı üstlenecek. Böylece, "Anavatan-DSP- Bir Uzun Maraton... DTP ve bağımsızlar"dar\ oluşan yeni hükümet göreve başlamış olacak. Sadece Mesut Yılmaz değil, bağımsız Cavit Çağlar da, bu hükümetin güvenoyu alacağına kesin gözüyle baktıklan için Işı- lay Saygın'ın istifasını başka ba- zı DYP milletvekillerinin, hatta RP'lilerin de izleyeceği yaygın bir biçimde söyleniyor. Uzun maratonun en soluk ke- sen yanı; güvenoylamasına 278'lik deklarasyonda imzalan olduğu ilen sürülen DYP ve Re- fahlılardan, kaçının bugünkü politik giysilerinden arınmış ola- rak geleceği, kaçının oylamada bulunmayacağı yolundaki tah- minlerin üzerinde oluşturuluyor. Bir iki bağımsız ile bazı DYP'lilerden oluşan küçük bir grup, parlamentoda MHP ar- masını göstererek kurulacak hükümette görev almaya hazır- lanıyor. Ve Deniz Baykal'ın bu hükü- mete katılmamak için CHP Gru- bu'nun üzerinde estirdiği yasak çemberinin kırılması amacıyla Bayram Meral-Derviş Gün- day-Rıdvan Budak üçlüsünün yann CHP Genel Başkanı ile ya- pacağı görüşmenin sendikacı- lann istediği biçimde oluşması bekleniyor. ANAYOL hükümeti kurulur- ken, Ecevit bu hükümete katıl- mamış; çekinser kalarak des- tekleme yolunu seçmişti. DSP'nin bu tutumu, CHP Ge- nel Başkanı'nın ağzından uzun uzun eleştirildi. "Mahcup des- tek" sözleri, elin taşın altına so- kulması istekleri, Baykal'ın eleş- tiri yüklü konuşmalanna malze- me yapıldı. O tarihte, ülkede bugünkü bunalımlı ortam da yoktu ve DSP, rahat rahat bir araya gel- miş iki merkez sağ partinin, bu davranışlan ile Refah'sız bir hü- kümet kurmalarına katkı yap- makla sınırlı bir misyonu yerine getirmekten bahsediyordu. Oysa bugünün olayı bam- başkadır. Önceki gün, Milli Güvenlik Kurulu toplantısına sunulan şi- kâyetler, 28 Şubat'taki gündem- den farklı değildi. O şikâyetleri karşılayabilmek için DYP'nin bir güven mendireği olduğunu söy- leyen Çiller'in, 1997 yılı Haziran ayının son günlerinde Erbakan- Yazıcıoğlu ikilisinin aguşlarına nasıl sığındığını hâlâgörmek is- temeyen Doğru Yol'cular, tama- men bir Erbakan stratejisi olan "imzalı deklarasyon" yöntemle- rini benimsemekte en küçük bir çekingenlik bile göstermediler. Refah lideri, ikide bir partisi- nin üye sayısını noterden bel- geleyerek, seçmen sayısının çoğunluğuna ulaşınca, "Bakı- nız, işte iktidarbiziz" diyecekle- rini anımsatırdı. Önceki gün, Cumhurbaşka- nı'nın Mesut Yılmaz'a görev vermemesi gerektiğini ileri sü- ren üçlü basın toplantısında benzer bir yönteme başvurula- rak anayasanın, içtüzüğün, par- lamenter geleneklerin de ters- yüz edilmesinden çekinilme- miştir. Daha ortada ne hüküme- ti oluşturan Bakanlar Kurulu lis- tesi, hele ne de bir hükümet programı oluşmadığı halde, ko- ca koca milletvekilleri, gözleri kapalı imza atmaktan ve DYP'yi, daha şimdiden Erbakan stratejinin bir piyonu yapmak- tan çekinmemişlerdir. Ve o mil- letvekillerinin arasında Nahrt Menteşe'ler. Necmettin Cev- heri'ler de vardır. Karşılaştığınız zaman sohbetlerinde neler an- lattıklannı bildiğiniz. Ve aralarında cumhuriyetin valilıği stfatlannı taşırken, rejimin bütün belgeleri ellerinden geç- miş, Hayri Kozakçıoğlu'lar, Saffet Ankan Bedük'ler. Ünal Erkan'lar; hatta Mehmet Ağar'lar, Bekir Aksoy'lar... Deniz Baykal ve CHP millet- vekillerinin 49 adet güvenoyu elbette. bu aymazlıklar karşısın- da doğal, ama önemli bir ey- lemdir. Ama sadece o kadar mı? YOLREFAH-B koalisyonu- nun önceki günkü deklarasyon- lan, Çiller'in göstermelik başba- kanlığının ardında iplerin hoca- nın elinde olduğunu kanıtlama- dımı? Bu yüzden Baykal ve arka- daşlan "mahcup destek" stra- tejisini terk ederek, ellerini geniş tabanlı çözüm hükümeti taşının altına sokmayı kabul ettiklerini bugün açıklamalıdırlar. Evet, bugün olmazsa ne za- man eller bu ağır taşın altında güç birliği yapacak?.. işçilerin, esnafın, işadamlan- nın Baykal'dan bekledikleri yanıt bu. SERVER TANİLLt Yarınları Kuracak Olanlar... Cahit Külebi, gözlerini yaşama yumdu. Her 20 Haziran sabahı bu acıyı hatırlatacak. Arkasından yazılanlara bakıyorum: Şiirleri kadar duru, yalın, abartmasız. Hepsinde ona yakışır bir ağırbaşlılık... Emin Özdemir'in, 21 Haziran günlü Cumhuri- yef'tekişudeğerlendirmesı pek yerindedir: "Türk- çeninyüzakı olan ozanlanndan binydi. Külebi'nin şiiri iki ana kaynaktan beslenırdi: Yaratıcılığın ve üretkenliğin simgesi olan halk ve doğa. Bu bağ- lamda Cahit Külebi, Türkçenin yaratma ve anlat- ma gücünü şiirleriyle ortaya koyan büyük bir sa- natçıydı. O'nun şiirleri, halkımızın, özellikJe de kır- sal kesim insanımızın yaşantısına tutulmuş biray- na gibidir. Halk duyahığını, çağdaş duyarlıkla bir- leştirmiş, halk şiirimizin toprağından devşirdiği unsuıian, kendi şiirsel tezgâhında yeni motiflerte dokuyaraksımsıcakbirşıiryaratmıştı. Külebi, çağ- daş bir simyacıydı." Bu "s(ms/ca>c£>/rş//r"ınyaratıcısının bir başka ya- nı da, Muzaffer ilhan Erdost'un -yıne aynı gaze- tede- şu söylediklerinde: "Ama kimi anlar var ki belleğimin yakıcı örsünde, her gün yeniden biçim- leniyor: llhan'/n tabutunun ardından Hacı Bay- ram Camisi'ne geldiğım an, gözlenmin veyüreği- min ilk karesinde, Cahit Külebi'nin kederi devinim- sizduruyordu. Bu, yurdunu, özgürlüğü, bağımsız- lığı tutkuyla kucaklamış güçlü bir şairin, faşizme karşı yürekli duruşuydu." Ve ekliyor: "Külebi'nin şiiri, bozkınmızda akan bir ırmaktır." İşte Cahit Külebi'nin şairliği, insan yanı, ideolo- jik kişiliği! Hepsi de bir bütünlük içındeydi O'nda. "Içisevda doluyolculuk"un öyküsü, kitaplarda, dillerde ve anılardadır artık. Hiç bitmeyecek bir yolculuk bu... • Cahit Külebi'nin ölümünü duyduğumda, bir baş- ka acıyla sarsılmış durumdaydım. Atila Ergür'ü yitirmenin acısıydı bu. 70'li yıllarda başlayan bir dostluk, 8 Haziran'da noktalanmıştı. Bir sanat emekçisi olarak tanıdım onu. Bildiğini bilen, hünerinin farkında, ama alabildi- ğine alçakgönüüü bir insandı. Bitmedi: Yurtsever bir sanatçıydı. Demokrasi, insan hakları, Cumhuriyet Devri- mi'nin değerleri, en başta arkasından koştuklany- dı. "Her ölüm erken ölümdür" gerçi; ama onunki şaşırtıcıdır ve öyle olduğu için de sarsıcı. Unutulmayacak bir aydın örneğı verip gitti. Ne denir? Evvel giden ahbaba selâm olsun erenler. • Cahit Külebi olsun. Atila Ergür olsun, daha iyi, dahagüzel, daha ınsanca birdünyanın özlemi için- deydiler. Ve daha iyi, daha güzel, daha insanca bir Tür- kiye'nin. : Ne var ki, giderken bize bıraktıklan dünya veülr. ke, kaygı ve kasvet vericidir. Örnek mi istıyorsunuz? Dünyamızın en temel sorunlarından biri, gitgide kirlenmekte ve çevre koşullannın ağırlaşmakta olu- şu. Dünyamız kurtarılmayı bekliyor. Birkaç gün önce, Birleşik Amerika'da Denver'de bir toplantı yapıldı. Ancak, gitgide ısınan dünyay- la ilgili ciddi hiçbır anlaşmaya varamadan dagıldı. Şu içinde bulunduğumuz hafta da, New York'ta, yetmiş kadar devlet ve hükümet başkanı, çevre sorunlarıyla ilgili olarak, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun birolağanüstü toplantısına katılıyorlar. Sonucun hayal kırıcı olacağı söyleniyor şimdi- den. Çünkü, kapitalizmın çıkarları ağır basıyor... Ve Türkiye'mizde hükümet kurma çabalan: Ül- kenin REFAHYOL iktıdarından kurtulmuş olması, elbette sevindiricidir. Ama politika dünyamızı dol- duran "siyasf mevta" bolluğu, başta bu, atılacak her olumlu adımın köstekleyicisi değil mi? Bir ufuksuzluk, bir ilkellık, bir ilkesizlik. Türkiye'nin yannlarını kuracak olanlar, Türkiye'yi bugünlerin çıkmazına getirip sokmuş olanlar olma- sa gerek... DYP milletvekillerine çağrı ^Yılmaz hükümetine güvenoyu verin' ANKARVİSTAN- BUL (Cumhuriyet) - Hü- kümeti kurmakla görev- lendirilen ANAP lideri Mesut Yılmaz'a 'destek' açıklaması \apan Türk- Iş, DİŞK, TEŞK. TİŞK ve TOBB'un genel baş- kanlan, DYP milleu ekil- lerinin, yeni kurulacak hükümete güvenoyu ver- melerini istediler. Şivil girişim temsilci- len, önceki gün yapılan görüşmede. destek ver- dikleri Yılmaz'a istemle- rini ilettiler. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak ve TİŞK Genel Başkanı Refik Baydur, 1998 yılı bahannda yerel seçimler- le birlikte genel seçimle- rin yapılabileceğini söy- ledi. Rıdvan Budak. gö- rüşmede Yılmaz'a DlŞK'in taleplerinı ıçe- ren bir mekrup verdi. Bu- dak, Yılmaz hükümeti- nin Susurluk gerçeğinin arkasındakı sırperdesini kaldırmasını. millerveki- li dokunulmazlığının sı- nırlannın yeniden tespit edilmesinı. partızan kad- rolaşmaya son verilmesi- ni. temel eğitim süresinin arttinlmasını ve vergi adaletinin sağlanmasını ıstedı. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, Yılmaz'ın bu yılki kamu kesımi toplusözleşmele- nne konulan "eşelmobil" sistemini kaldıracağını söyledi. Meral hükümet- te CHP'nın de yer alma- sı gerektiğini belirtti. TtŞK Genel Başkanı Refik Baydur, seçimın 1997 kasım-aralık ayla- nnda yapılmasının zor olduğunu belirtti. TEŞK Genel Başkanı Derviş Günday ise DYP'den aklıselim in- sanlann Yılmaz'ın kura- cağı hükümete güvenoyu vermesi gerektiğini kay- detti. Kadın Kuruluşlan Bir- liği Koordinatörü Prof. Dr. Necla Arat imzasıyla DYP mılleuekillenne gönderilen mektup ile ÇYDD Genel Merkezi ve tüm şubeleri adına ya- pılan yazılı açıklamada, DYP'li mıllenekilleri so- rumlu davranmaya çağ- nldı. İşçi Partisi (tP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ise milletvekillerine bir mektup göndererek DYP Genel Başkanı Tansu Çillerin CIA ajanlığını Meclıs gündemine getir- melennı istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear