25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 9 Gene! Ya\ın Koordınatoru Hikmet Çetinkaya # Yazıışlen Müdürlerı lbrahimY üdız (Sorumlu), Dinç Ta\anç # Haber Merkezı Mudıiru. Hakan kara # Görsel Yönetmen Fikret Eser Dı^ Haberler Şinasi Danışoğlu 9 Istıhbarat Cengiz \ ıldınm 9 Kültür Handan Şenköken 9 Spor \bdülkadir Yücelman 9 Makaleler Sami Karaören 9 Düzeltme. Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf Lrdoğan Köseoğlu 9Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kunılu- flhan Seiçuk I Başkan). Orhan Erinç, Okta\ Kurtböke. Hikmet Çetinkava, Şükran Soner. Ergun BakL Dînç Ta\anç, İbrahim \ ıldu, Orhan Bursalı, Mustafa Balba>. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balba> 9 Haber Muduru Doğan Akın Ataturk BuKan No 125. Kal 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (" hatl. Faks.. 4195027 9 tznıır Temsılcısı SerdarKızık,MZı>aBK 1352 S. 2 3 Tel 4411220. Faks 44191179Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, lnönüCd. I 1 9 S . No 1 Kat 1, Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Koordınatör Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Bülent ^ ener 9 tdare HüseyinGürer# İşletme: ÖnderÇeli"k#Bılgı-Işlem. Naü tnal 9 Bılgısayar Sıstem: Mürihet Çiler MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gfilbin Erduran # Koordınaıor Reha Işıtman 0 Genel Mudur Vardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 513958O-5I3S46O-61.Faks 5138463 \ayimla>£iı \e Basan: Yem Gıin Haber Ajansı. Basm \e Ya>ıncılik A Ş TMd-caŞ- Cad 59 41 Cağalogiu 34334 Is! Pk 246 Istanbul Tel 10 2121 512 05 05 (20 hat) Fakv <O'2I2) 513 85 95 27HAZİRAN 1997 İmsak: 3.25 Gûneş: 5.27 Ögle: 13.14 tkindı: 17.12 Akşam: 20.48 Yatsı: 22.40 'Cafe Renoip' açıldı • İstanbul Haber Servisi - Fransız ressam Auguste Renoır'ın adını taşıyan ve dınarlan ressamın reprodüksiyonlan ile süslenen 'Cafe Renoir', Bakjrköy Carousel Alişveriş Merkezi'nde açıldı. Açılışa çok sayida davetli katılırken Canan Erçetın, seslendirdiği şansonlarla geceye ayn bir renk kattı. Greenpeace İstanbul'da • İstanbul Haber Servisi - Greenpeace denız filosuna aıt 'Sinus' adlı gemi bugün İstanbul "a gelıyor. Kampanyalannın odak noktasına, enerji ve toksik maddelerin yarattığı kirliliğı alan Sinus'un ziyaretı, 1997 yılı güney ve güneydoğu Akdeniz turunun bır bölümünü oluşturuyor. Kara Kuvvetleri kuruluş yıldöniımü • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Kara Kuvvetlen'nın 2206. kuruluş yıldönümü yann, Kara Kuvvetleri Komutanlığrna bağlı bütün kıta. karargâh ve kurumlarda çeşitli etkinlıklerle kutlanacak. Genel sekreterlikten yapılan açıklamada, etkinliklerde araç-gereç. silah, resim sergileri. çeşıtlı sportif gösteriler, müzelenn ziyarete açılması. halkla birlikte öğle yemeği, tesislerin gezilmesi ve bando konserleri yer alacak. Soranos Bilim ve Dostluk Ödiilü • A>KARA (Cumhuriyet Biirosu) - Türk-Yunan Meterno-Fetal Tıp ve Doğum Hekimliği Kongresi'nde iki yılda bir düzenlenen Soranos Bilim \e Dostluk Ödülü. sahiplerine verildi. Dostluk ödülü Yunanlı tşadamı A. Lavidas ve Türk Işadamı Rahmi Koç'a, bilim ödülü ise Fransız bilim adamı Prof. Dr. J. Touraine'ye verildi. Klinikte indirim • İstanbul Haber Servisi - Türkiye'de kamu sağlık hizmetıne alternatif olarak sayılan hızla artan özel sağlık kuruluşlannda fahiş fiyatlar uygulanırken bazı özel klinikJer indirim yoluna gidiyor. Özel Sahrayıcedit Kliniği, yalnızca muavenenin 3 milyonun üzerinde olduğu bir dönemde. haftada iki gün indirim yaparak insanlann sağlığı daha ucuza almasında yardımcı oluyor. Haber-Sen'den protesto • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Haber-Sen üveleri, Posta tşletmesi Genel Müdürlüğü önünde öğle saatlennde toplanarak ücret zammını protesto ettıler. Haber-Sen üyeleri adına vapılan açıklamada, Posta Işletmesi ve Türk Telekom genel müdürlüklerinin. Yüksek Planlama Kurulu karanyla verilen yetkiyi çalışanlann aleyhıne kullandığı belirtildı. Danıştay'ın, Eurogold firmasmın işletme izninin iptali için Çevre Bakanlığı'na verdiği süre bugün doluyor Bergama'da gergîıı beldeyişANKARA/İZMİR (Cumhuri- yet)-Danıştay'ın, BergamaOva- cık'ta çalışmalannı sürdüren Eu- rogold fırmasının işletme izni- nin iptali istemini ÇevTe Bakan- lığı'na tebliğetmesinın ardından. bakanlığa karann uygulanması için verilen süre bugün sona eri- yor. ÇevTe Bakanlığı Hukuk Mü- şaviri Ramazan Tüzün. Danış- tay'ın "yürütmeyi durdurma" karan vermediğini belirterek iş- letmenin kapatılmayacağı mesa- jını verdi. tzmır Barosu Başkanı Çetin Turan. "Bu karar uygu- lanmazsa köylülerin şirket \e ida- re aleyhine maddi ve manevi taz- minat davası açma yolu açılır" dedi. Danıştay. sıyanürleme yoluy- la altın üretmek isteyen Euro- gold'un işletme izninin iptali is- temıyle açılan davada, yerel mah- kemenin verdiği "ret" karannı. anayasanın ilgili maddelerinde- ki "yaşama hakkı" ve "sağhkb ve dengeli bir çevrede yaşama hak- kı'" hükümlerine uymadığı ge- rekçesiyle bozmuştu. Bozma ka- rarı, 27 Mayıs 1997 tarıhınde ÇevTe Bakanlığı'nat'ebliğedilmış- tı. ÇevTe Bakanlığı Hukuk Mü- • Çetin Turan, 27 hazirandan itibaren maden sahasında bir çivi bile çakılmaması gerektiğini belirterek aksi davranışın mahkeme karanna rağmen fiili durum yaratmak olacağını söyledi. şa\ iri Ramazan Tüzün. Danış- tay'ın karanna ilişkin Idari Da- va Daıreleri Genel Kurulu'na iti- raz başvurusu yaptıklannı söyle- di. Tüzün. "Damstay, 'bozma' karanverdi. Yasa hükümleri açık. 'Yürütmenin durdurulması' \eya 'iptal' karan verilseydi bemen uygulanması gerekinli" diyerek işletminin kapatılmayacağı me- sajını verdi. Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın ise Berga- ma'da gergın bir bekleyiş oldu- ğunu vıırguladı. Taşkın, "Danış- ta> karan uygulanmazsa, protes- to eylemlerinedevam edeceğE" de- di. İzmir Baro Başkanı Çetin Tu- ran. Çevre Hareketi Avukatla- n'nın da katıldığı basın toplantı- sında. Bergama'nın, Çamköy. Narhca. Ovacık köyleri sınırlan içinde Eurogold firmasınca Çev - re Bakanlığı'ndan alınan izin üze- nne devam eden çalışmalann dur- durulması için 650 köylünün baş- lattığı hukuk mücadelesinde önemli bir noktaya gelindiğinı belirtti. ÇevTe BakanlığYna tanınan sü- renin bugün sona ereceğini anım- satan Turan. anayasanın 138'nci maddesindekı. "Yasama ve yü- rütme organlan ile idare. mah- keme kararianna uvmak zo- rundadır. Bu organlar \e ida- re, mahkeme karariannı hiçbir surette değiştiremez ve bunla- rın yerine getirilmesini gecik- tiremez" hükmüne dikkat çek- ti. Turan. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28'ncı maddesine göre de. Danıştay'ın esasa ilişkin verdiği bozma karannı idarenin. gecıkmeksizin uygulamaya zo- runlu olduğunu vıırguladı. Çetin Turan. anayasal ve yasal durum çerçevesinde 27 haziran- dan itibaren maden sahasında bir çivi bile çakılmaması gerektiği- ni belirterek aksi davranışın mah- keme karanna rağmenfiilidurum varatmak olacağını söyledi. Danıştay'ın durdurma karannı, Büyükşehir Belediyesi yerine getirdi Gökkafes'te olaylı yıkımİstanbul Haber Servisi - Dolmabahçe sırtlannda yeniden yükselmeye başlayan "Gökkafes" inşaatıyla ilgili Danıştay 6. Da- ıresı'nin verdiği yenı durdurma karan. İs- tanbul Büyükşehir Beledivesi tarafından Fıilen yerine getirildi. Belediye ekipleri- nin inşaat çalışmalannı durdurma girişi- mine işçiler karşı koydu. Çıkan kavgada işçi ve zabıtalardan bazılan hafif şekilde yaralandı. Gökkafes inşaatının ginş yol- lan kazıldı. elektriğı kesildi. beton hazır- lama makinesi ve inşaat asansörü tahrip edildi. Danıştay'ın, 18 Şubat 1997 gün ve 1996/4797 sayılı karan ile bir kez daha dur- durulan "Gökkafes" inşaatındaki çalış- mayı fiilen durdurmak için Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ekiplerdün sabah in- şaat sahasına gittı. İnşaat sahasına giriş yol- lannı çeşitli iş makineleriyle kapatarak belediye ekiplennin içenye girmesini en- gellemeye çalışan inşaat yetkılılen. fiili dur- durma gırişimınin hukuka aykın olduğu- nu öne sürdü. Kılitlı demir kapılan ış ma- kinelenyle açan beledive ekipleri. ilk ön- ce inşaatın elektriğinı kestı. Daha sonrabe- ton hazırlama makinesi tahrip edildi. İn- şaat asansörünü de tahnp etmeye çalışan Beledive ekiplerinin inşaat çalışmalannı durdurma girişimini işçiler engellemek istediler. Çıkan kavgada işçi ve zabıtalardan bazılan hafif şekilde yaralandı. belediye ekipleri. inşaat sahasına giren yollan da kazdı. tnşaatın ana girişinden iş makinelerinin gırişini engellemeye çalışan inşaat işçileri, belediye ekiplerine saldır- dı. Ilk saldında yumruk ve sopalarla ge- nlemek zorunda kalan belediye ekipleri, kısa sürede toparlanarak işçılenn saldın- sını püskürttü. Daha sonra polıs ekıplen- nın gelmesiyle olaylar yatıştı ve belediye ekipleri çalışmalannı tamamladı. Belediye yetkilileri, Danıştay'ın karan üzerine Beyoğlu Belediyesı'nin inşaatı durdurma kararı aldığını; ancak yeterli gücü olmadığı için, bu karann Büyükşe- hir Belediyesi tarafından uygulanmasını istedığinı belirttiler. Danıştay. Büvükşehir ile Beyoğlu Be- ledıyesininbaşvurulan üzerine aldığıka- rarda. Gökkafes inşaatının dayanağı ola- rak kabul edılen 23 Ekim 1987tarihlı imar planının 1992"deki değişiklikle "yürür- İükten kalkmış olması" nedeniyle halen 1987 planına göre uygulanan gökdelen projesının ve buna aıt ruhsatlann da "ge- çerliliğini vitirmiş olduğunu" hükme bağ- ladı. Karar. yeniden imar planı ve proje tan- zimiyle yeni ruhsat alınıncaya dek inşa- atın mühürlenerek durdurulmasının "hu- kuka a> kın olmadıgnu" da v urguluyor. Eskı istanbul Belediye Başkanı Nuret- tin Sözen döneminde yapılan 4 Kasım 1992 tarihli bir imar planı değışıkliğıyle. daha önceki Başkan Bedrettin Dalan dö- neminde onaylanan gökdelen şeklindeki imar izni "8kata" indirilen Gökkafes, in- şaat bu aşamadayken yine Başkan Sözen döneminde mühürlenerek durdurulmuşru. Danışta> 6. Dairesi, Dolmabahçe sırtlannda yeniden yükselmeye başlayan 'Gökkafes' inşaaünı durdurdu. (Fotoğraflar:"MEHMET DEMIRKAYA) 'Kültür Bakanı'nın asıl amacı Ayasofya' İZMİR(Cumhuri>et Ege Bürosu)- Kültür Ba- kanı Isnıail Kahra- man'ın Bodrum Kale- si'ndeki Küçük Kilise, Trabzon Ayasofya Mü- zesi ve Kayseri Etnog- rafya Müzesi'ndeki uy- gulamalarının lstan- bul'daki Ayasofya Mü- zesi 'nin ibadete açılma- sı için prova niteliğı ta- şıdığı belirtıldi. Arke- oloji ve Arkeologlar Derneğı Başkan Yar- dımcısı Turgut Barur. Kültür Bakanı Kahra- man'ın yasalann kendi- sini yükümlü taldığı kül- türel ve doğal varlıkla- n koruma görevini ye- rine getırmediğini be- lirterek. Anadolu'nun kültür mirasını dışlayan birtutum içine girildiği- ni savundu. Bodrum Kalesı'nin hemen girişinde Osman- lı dönemine ait bir cami bulunmasına karşın mü- ze içindeki küçük kıli- senin camiye dönüştü- rülmek istenmesinin. si- yasi bir karar olduğunu vurgulayan Batur. bu- nun da bilimsel, teknik ve ekonomik açıdan ola- naksız olduğunu belirt- ti. Bodrum Müzesi'nin dışında da pek çok yer- de benzeri girişimlerol- duguna dikkat çeken Ba- tur, söyle dedi: "Bodrum Suam Ar- keoloji Müzesi'ndeki Küçük Kilise, Trabzon Ayasofya MUzesi ve Kay- seri Etnografya Müzesi gibi anıtsal yapüar için- deki değişiklikler ve teş- hir salonlannın boşaltı- larak başka \erieretaşın- dığı bilinmektedir. Bu uvgulamalar, İstan- bul "daki Av-asofva Müze- si'nin ibadete açılması için prova niteliği taşıdı- ğı izlenimi yaratmakta- dır. Kamuoyunu miize- lerimiz üzerinde oyna- nan ve müzecih'k gele- neğimize ters düşen oyunlara ve baskılara son verilmesi için duyar- h olmava çağınyoruz." Patrikhanenin düzenlediği sempozyuma son anda izin verildi Çevre sempozyurnunda tatsızJık LEYLA TAVŞANOGLU Fener Rum Ortodoks Patnği Bart- holomeos'un önayak olmasıyla Hey- beliada'da dört yıldır düzenlenen çev - re sempozyumlannın sonuncusuna tatsızlık kanştı. Aya Triada Manastı- n'nda önceki gün başlayan sempoz- >"um Ankara'nm müdahalesi yüzün- den iptal edilme tehlikesi geçirdi. Edinilen bilgilere göre Patrikha- ne'ye tstanbul Valilıği'nden gönderi- lenbirmesajdaadı "Çevre veAdalef* olan sempozyumun yapılmaması ge- rektiği bildırildi. Neden olarak da Fe- ner Patrikhanesi'nin ışinin "adalet" olamayacağı gösterildı. Daha sonra alınan bir bilgiye göre Ankara'da Ada- let Bakanlığı sempozvTimun adında- ki "adalet" sözcüğüne takılmış ve "adalet"ın sadece kendi ilgi alanına girdiği düşüncesiyle İstanbul V'alili- ği aracılığıyla Parnkhane'yı uyarmış- tı. Daha sonra yapılan girişimler so- nucu sempozyumun planlandığı gibi gerçekleşmesine. açılış resepsıyonu- nun düzenleneceği 25 haziran sabahı izin verildi. Sempozyuma katılan ba- zı kişilere Ankara'nın "adalet" söz- cüğüne neden takılmış olabileceğini sorduğumuzda aldığımız cevap şu ol- du: "Tann'nınbiradıdaHakdeğflnii? Hak adakrtcn geçer. Adalet, özeUikle sağhkh bir çevrede vaşaması istenen her insanın hakkıdır. Burada adalete shaset bulaşnrümasının anlamını çı- karamadık." Öte yandan, dört gün sürecek "Çev- re ve Adalet" sempozyumunun açılı- şı. yaşanan bu olumsuzluk nedeniyle çarşamba öğieden sonra bır saat ge- cikmeyle yapılabildi. Aya Triada Ma- nastın'nda yaklaşık yanm saat süren ayinin ardından binanın ikinci katın- daki toplantı salonunda davetlilere bir resepsiyon verildi. Bu resepsiyonda. seminerin öbür sponsoru olan Dünya Doğal Hayat Vakfı (WWFN) Başkanı PrensPhüip, ABD Başkanı Bill Clinton. Papa Je- an Paul II, Avrupa Komisyonu Baş- kanı JacquesSanter,Canterbury Baş- piskoposu, Dünya Kıliseler Birliği Genel Sekreten Dr. Kondrad Raiser, TURMEPA Başkanı Rahmi Koç, HELMEPA Başkanı Kaptan Dimitri- osMitsatsos'la Adalar Kaymakamı'nın mesajlan okundu. Mesajlarda genelde işlenen tema şuydu: "Adalet, bütün canhlann, ya- şadıklan çevreden pav ahnalandır. Hepimizin, v^şadığımız gezegene da- ha saygüı davranmamız gerekir." Patrik Bartholomeos'un konuşma- sıyla noktalanan resepsiyonun ardın- dan, geçen yıl yitirdiğimiz çevre uz- manı Prof. Kriton Curi'nin anısına manastınn bahçesine bir ağaç fidanı dikildi. 2. Eğitim Kurultayı bitti 'Diş hekimliği eğitimi yetersiz' e-posta : tan (a vol. com. tr İstanbul Haber Servisi -Diş hekimliği eğitıminin yetersiz olduğu vurgulana- rak reform yapılması isten- di. Türk Diş Hekimleri Birliği, sürekli diş hekim- liği eğıtimine bir an önce geçilmesinin önemine dik- kat çekerek bununla ilgi- li yasal zorunluluklarolus- turulmasını istedi. Türk Diş Hekimleri Bir- liği 2. Eğitim Kurultayı sonuç bildırgesi yayım- landı. 24-25 haziran tarih- leri arasında Lütfu Kırdar Kongre ve Sergi Sara- yı'nda yapılan kurultay- da, diş hekimlerinin eği- timinde reforma gidilme- si istendi. Kaliteli hizmet almanın herkesin anayasal hakkı olduğu vurgulanan bildirgede. "Bu hedefe ula- şabümek için Sürekli Diş Hekimliği Eğitimi Yöner- gesi, Türk Diş Hekimleri Birliği'nee uygulamaya konmah, eğitimin etkin- likkrinekatılımın v-asaJ zo- runluluk haline getirilnıe- sine çalışılmair denildi. Fakülte eğitimınde de tıb- bi ve koruyucu bir yakla- şımın getirilmesi istenen sonuç bıldirgesinde. diş hekimliğinde gerekli dü- zenlemelerin bazılan şöy- le: - Fakülte eğitim süresi yeniden gözdengeçirilme- H. - Öğretim üyelerinin eğitici formasyonlannın arttınlmasına yönelik ön- lemler almmalıdır. - Ülkemizin diş hekimi gereksinimi bilimsel ola- rak saptanmadan diş he- kimi fakültesi açılmama- lı, mevcutlaruun konten- janlan düzenlenmeU. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN İsmet Paşa' Denildi mi? Düşüncem yeni değil: oluşması 50'li. gelışmesi 6O'lı yıllara uzanıyor. Dağdağalı, Paris yıllan! Fransızcayı sökmüş, Marksizmin klâsiklerini, o dilden okumaya başla- mıştım. Okudukça, hele bağnazlığı bırakıp Jaures'i, Kautsky'yi, Plekhanof u. Bernstein'ı inceledikçe, 4O'lı yıllarda Türkiye'de gözlerime inen perde kal- kıyor. Marksizm'in Bolşevik 'yorumu', kafarnda -Ber- diayef in de katkısıyla- gerçek yerini buluyor. Ta- bii, -'bilinç' değil 'inanç' aydını- Marksist dostla- rımla, birbirimıze giriyoruz. Sebebi belli: Vladimir iliç'in ölümünden sonra, Troçkiy ve Stalin -ayn ayrı ve karşıt uçlarda- Ekim Devrimi'ne sahip çıkıyorlar; ıkisi de teoriyi ve pra- tiği, kendi kafasına göre yorumluyor; bildiğinız gi- bi, kaybeden Lev Davidoviç, kazanıp rejimi kendi kafasına göre 'örgütlemeyi' başaran ise Ovsif Vi- saryanoviç'tir, yâni Stalin! Stalin'ın başarısı o ka- dar acımasız, o kadar hınzırcadır kı, III. Enternas- yonal'in uluslararası nüfuzu sayesinde, 40'lardan itibaren Marksizm/Leninizm demek, düpedız 'Sta- lin'ci totaliterlik demektir: adeta özdeşleşmiştirler. Mahiyetleri. hareket noktaları, sonuçlan çok fark- lıdır ama, olayın Anadolu Ihtilâli ve İnkılâbı ile 'çarpıcı' bir benzerliği vardır. Hıç unutmam, bunu farketmek beni adamakıllı heyecanlandırmıştı: şa- rap rengi akşam bulutlarının, ağaçlı bulvarların üs- tüneağırağırindiği biryazdı; yakındaki birlunapark- ta, Edith Piaf'ın ünlü les Foraıns' şarkısını çalıyor- lardı; kendimi hem çok kalabahk. hem son derece yalnız hissediyordum. O günden bu güne Mütare- ke'den Cumhuriyet'e, Cumhuriyet'ten Demok- rasi'yeyaşadıklarımızı, yeniden veözel bırdikkat- le irdeler duaırum; bu bana, bir sünü düşman ka- zandırmıştır. Malûm, Türk 'aydını', hâlâ Vnanç'aşa- masından, 'bilinç' aşamasına geçebilmiş değil! 'O vahim yanılgı'... r n ' l i yıllar, 'Soğuk Savaş' ortalığı kırıp geçiri- O V J yor. İsmet Paşa 'devhlmiş'ür, bu onun Mil- li Şef kisvesinden sıynlmasını sağlamış; artık bir de- mokrasi 'mücahidi' sayılmaktadır: nice genç. 7/e- riciliği' onun platformunda tanıyacak ve savunacak- tır; öyle ki komünist sol bile bu yanlışa düşmekten kendini alıkoyamaz, oysa gerçek ne kadar başka- dır! Sizeezberlettim sanınm: 1920'lerde Kemalizm, anti/emperyalist yâni tam bağımsız, lâik Ve demok- ratik (yâni halkçı) bir ihtilâlin adıydı; Üçüncü Dün- ya'ya (yâni mazlum milletlere) açılıyordu; değiş- kendi, değiştiriciydi, kendi kendini yenileyebiliyor- du. Oysa 'Milli Şef dönemi, onu 'muhafazakâr bir bürokratlığa'dönüştürmüş, bu da 'totaliterliği' ka- çınılmaz hale getirmişti. Gâzi, daha 30'lu yıllarda gi- dişâtın kötülüğünü anlamıştır, yoksa onca sevdiği, itibâra ve ikbâle kavuşturduöu, -ölünceye kadar hesabından tahsisat ödediği-İsmet Paşa'yı, Baş- vekillik'ten uzaklaştırıp, görevı neden bir 'sivıl'e, bir' 'liberal'e versin? Işte, zamanı, ölçeği ve ölçüleri şaşırmamak kay- dıyla. Sovyet Ihtilâli ile Anadolu Ihtilâli arasında- kı kader benzerliği, burada göze çarpıyor. İsmet Pa- şa da Celâl Bey de 'Atatürkçü 'dürler; nasıl ki Troç- kiy de, Stalin de Lenin'ciydi; fakat nasıl Mark- sizm/Leninizm, Stalin tarafından örgütlenmiş, re- jim sonunda Stalin ci bürokrasi egemenliği (Nomenk- latura) ile özdeşleşmişse, ülkemizde de 'Atatürk- çülük', daha ünlü ve yaygın tâbiriyle 'Atatürk llke ve Inkılâplan' İsmet Pasa'nın, ona verdiği şekil sa- nılmıştır. Sanılmıştır da lâf mı? Bence bu son derece va- him yanılgı, hâlâ sürüyor. 'Çıkmazımız' budur i$te!... Daha 'Demokrat Izmir'de (1965/1975) dikkati çekmeye çabalamıştım. Müdafaa-i Hukuk'un anti/emperyalist ve de- mokratik 'Kemalizm't ile, 1935'ten itibaren kemik- leşmeye başlayan, İnönü'cü 'fofa//fer'oligarşi'yi (bürokrasi + burjuvazi) kanştınmamak; hele hele, as- la bir tutmamak lâzımdır. Oyle yapılırsa, rejim tıka- nıyor, 'sivilleşmesi' imkânsız bir 'seçkınler diktası' haline geliyor; sağı solu budandığı için de, demok- rasiye dönüşebilmesi mümkün değil! Buna rağ- men, 1950 sonrası demokrası tecrübesınde, CHP ve yandaşlan -tabıi 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Ey- lül de- aynı hataya düşmüşler, hürriyet ve demok- rasi diye, gizli oligarşinin güdümünde statükoyu sürdürmeye çalışmışlardır. Çıkmazımız budur iş- te; yâni, 'ilerici' geçinenlerin aslında 'statüko- cu'; devrimci geçinenlerin, 'muhafazakâr' olma- sı; bu bir şey değil, üstelik bunu bilmemesi! Turgut Ozal'ın 'anılannı' okurken gözüme çarp- mıştı; 's/V/7/eşme'ile 'Amerikanlaşma'y\ birbirinden ayıramadığı için, stksıkeleştirdiğim; sırasında 'Da- mat' Ferid Paşa ile bir tuttuğum Ozal, benim yıl- lardır üstüne bastığım gerçeğı, bütün açıklığıyla ka- bul etmişti, diyordu kj meselâ: "... şimdi herkes 'Atatürkçülük'ten bahseder, Atatürk'ü göklere çıkarır ama, bürokrasi bütün çizgisi ile, Inönü çizgisindedir, Atatürk çizgi- sinde asla değildir. İsmet inönü bir nevi son Os- manlı paşasıdır, Atatürk ise statükoyu değiştir- meye çalışan bir reformcudur hep! Askeri, si- vili, Hariciyesi, Dahiliyesi ile Türk bürokrasisi, Atatürk'ün değil, İsmet Inönü'nün çizgisinde- dir" (Sabah, 14 Temmuz 1994) Ülkemizde, bırakın komünistliği, sosyalistliği, sos- yaldemokratlığı, liberalliği; gerçekten 'yeni' ve - Gramsci'nin anladığı manada- 'sivil' aydın olabil- menin ılk şartı, bu gerçeği görebilmekten geçer. Şim- di inanmayacaksınız ama, daha o zaman bile 'gö- renler' mevcuttu, meselâ Fâlih Rıfkı Atay.. Onu da gelecek sefer ele alınz. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear