25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Özgürlük, Demokrasi ve Hukuk Prof. Dr. İBRAHİM Ö. KABOGLU MUHukuk Fakültesi Anayasa Huk. Anabiiim Dalı B irey, toplum ve devlet yok edebilirier mi, siyasal partiler de- ilişkısi. çoğulcu sıyasal rejımlerde u özgürlük, demokrasi ve hukuk" üçlüsüyle tamamlanır. Her biri. ikincı aşama- da "özgür birey", "demokratik top- lum" ve "hukuk devleti"" kavramlan- na dönüşür. Bunun anlamı: Bırey, an- cak demokratik bir toplumda özgür olabılır: demokrası ise hukuk devle- tinde var olabilır. Demokratik rejimin dayanağı olan Tarklı olma hakkı", öncelıkle dûşün- ce özgürlüğü'nü gerekli kılar. Halkın yönetimi. bu özgürlük temehnde ku- rulur. Genel ve siyasal partiler olarak örgütlenmeler yoluyla farklı çözüm önenleri, düşüncelenn özgürce dışa- \UTumuyla gelıştınlebılır ancak. De- mokratik rejimin erdemi, siyasal ikti- dan elde etme ereğiyie yanşan gruplar arasındaki çatışmalan uzlaşmaya dö- nüştiirebilmesindedir. Bunu hukuk sağlar. Toplumsal ya da siyasal alanda bı- rey % eya grup olarak her aktör. huku- kun nesnel. genel, soyut ve e\rensel özellik taşıyan uyulması zorunlu ku- rallanna(normlanna|bağlıdırlar. Hu- kuk ve yasa önünde eşitlik ilkesi. sa- dece olanaklardan yararlanmada de- ğil, yaptınmlara bağlı olma bakımın- dan da geçerlıdır. Özgüriiikçü düzenden yararlana- rak. bireyler başkalarının haklarını mokratik ovun kurallannı değiştirebi- lirler mi? Ulkemizin karşı karşıya bu- lunduğu bu güncel sonın Batı'da yak- laşık yanm yüzyıl önce çözüme bağ- landı. İki dünya savaşı arasında totali- ter ideolojilerin çoğulcu rejimlere kar- şı giristikleri yıkıcı e\ lemler karşısında özgüriiikçü demokrasiler, kendilerini aşın akımlara karşı koruma önlemle- ri aldılar. Uluslararası alanda kabul edilen bü- yük belgelerle insan haklan (İH) ev- renselleşirken, yeni anayasalar huku- kun üstünlüğü ile özdeşleşmiştir. Bu şekılde ortaya çıkan "mücadeleci de- mokrasi" anlayışı, toplumsal alanda "özgürlükleri yok etme özgürlügü"nü yasaklamakta: siyasal eylem araçlan- nı hukukun denetimıne tabı kılmakta- dır. 1949 Kederal Alman Anayasası bu- nun uç örneğini oluşturur: "Her kim, bür demokratik düzene karşı mücadele amacıyla, (...) özgürlü- ğünü, (...) hakkını kötüye kullanırsa, bu temel haklan kaybeder." (m. 18). Amaç \eya etkinliklen özgür ve de- mokratik anayasal düzeni zedeleme veya kaldırmaya yönelen siyasal par- tiler kapatılır. (m. 21). İH Avrupa Sözleşmesi de. tanımış olduğu hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılarak bunlann yok edilmesini yasaklamaktadır (m. 17). Bızde de. 1961 Anayasasf na, "öz- gürlüğün yok edilmesini önleyici". mutlak demokrasi anlayışmı ve dikta rejimıni reddeden hükümler konmuş- tur(m.2.4.57;1971değişikl.m. 11 3- 4). 1982 Anayasası ıse, özgürlüklerin ve özellikle siyasal parti özgürlükleri- nin kötüye kullanımını önleyen daha kapsamlı, sınırlayıcı ve yasaklayıcı hü- kümler öngördü (özellikle m. 14 ve 69). İH Avrupa Komisyonu. Fed. Alman- ya Komünist Partısı'nın kapatılması- nı Sözleşme"ye uygun bulurken, 17. mad.nin amacının, "öngörülen hakla- n. demokratik kurumlann özgürce iş- lemesi yoluyla konımak" olduğunu be- lirtmıştir (1956). Daha sonra. mahke- me ifade özgürlüğü (m. 10) ve örgüt- lenmeözgürlüğünden(m. 1 l)yararla- narak hak ve özgürlükleri yok etmeyi 17. mad.nin engellediğini ortaya koy- du (1959, Lavvless, Irlanda). Nıhayet. 17. mad.nin genel amacının, "totaüter gruplaşmalann sözleşmenin koyduğu ilkeleri lehlerine işletebilmelerine en- gel olmak" olduğuna karar verdı (1979. ClimmerveenHollanda). Hukuk ve iktidar arasında uzlaşma sağlayan militan demokrasi anlayışı, anlatım ve örgütlenme özgürlüğünde uygulama bulmaktadır. Anlatımdan örgüflenmcye İH Avrupa Mahkemesi'ne göre, ifa- de özgürtüğü. sadece hoşa giden ya da insanlan tedirgin etmeyen "haber" ya da "fikirter" için değil. devleti ya da halkın bir kesimini inciten, şoka sokan veya rahatsız eden haber ve fikirler için de söz konusudur. Demokratik toplu- mun olmazsa olmaz koşullannı oluştu- ran çoğulculuk, hoşgörü ve açıklık dü- şüncesinin gerekleri bunlardır (Handy- sideka. 1976). "Demokrasininişleyişi- ni sağlayan serbest fikri tarOşma ve öne süriilendüşünceler,gerçekükdeğerlen- dirmesinin dışında kaJırlar. Çiinkü. si- yasal toplum ve sı\ıl toplum, kanaat- lerin serbest değişimiyle beslenir; doğ- ru ya da yanlış olarak fıkirlerin çatış- ması. birey lerin kendilerine özgü kana- at oluşturmalanna olanak verir." (Lin- genska. 1986). Koruma dışında kalan alanlar neler- dir° Devlet ve toplum için tehlikeli bir eylem başlatacak nitelikte açıklama- lar, hukukça cezalandınlan bir eylem veya demokratik kurumlan şiddet yo- luyla deviımeye kışkırtan söz ve ko- nuşmalar; ırkçı ve gerçekleri çarpıtıcı. olgulan bozucu söz ve söylev ler. her türden şiddet söylemi; hakaret ve sev- me öğelerini içeren açıklamalar, her türlü anayasal ve uluslararası koruma- nın dışında kalırlar. Örgütlenme özgürlüğü açısından; amaç ve programlan demokratik ol- mayan partilerin, dikta yanlısı anti-de- mokratik örgütlerin iktidar yanşması dışında tutulmalan sorumluluğu kabul edilmektedir. Yeterki maddi olgularla. hukuksal gerekçeler arasında neden- sellik ilişkisi bulunsun.. Asıl sorun. örgüt içerisinde ve örgüt adına yapılan açıklamalara ilışkindir. Örgütün gücü ve ereği. bu çerçevede kullanılan ifade özgürlüğü rejimini, bireysel nitelikte olandan farklılaştırmaktadır. Yine, bu özgürlüğün gerekli kıldığı "görev ve sorumluluklar"ın (İHAS m. 10/2), si- yasal partiler ve özellikle iktidardaki- ler için geçerli olması doğaldır. Çünkü, tüzelkişi olarak siyasal partilerin yap- tınma bağlı kılınması. bu örgütün ama- cından saptınlması ve örgütlenme öz- gürlüğünün, kötüye kullanımının so- nucudur. Hukuk yoluyla demokrasi: Demok- rasiyi korumak adına özgürlükleri sı- nırlamak, duyarlı bir konu. Buna kar- şılık, belli demokratik söylemi genel- leştirip, hukuku arka plana itmek, hem özgürlükleri hem de demokrasıyi bo- ğucu sonuçlara yol açabılir. Demokra- sı kayıtsız davranış ve hareket serbest- liğine olanak tanımaz. Seçim temetin- de "demokratik söylem"in meşnüaştı- ncı işlevi, hukukla sımrlıdır. Bu neden- leu daha az hukuk daha çok demokra- si" formülü tehlikelidir. Hukuk iktidar uzlaşması ancak "hukuk yoluyla de- mokrasi" denklemiyle sağlanabilir... Batı'da faşist ve totaliter partilerin iktidaratırmanışını engellemeyi gerek- li kılan ortam ve koşullar, yanm yüz- yıl sonra farklı etmenler sonueu başka coğrafi ortam ve koşullarda belirmeye başlamış bulunuyor. Burada ana sorun, din özgürlüğünün kötüye kullanılarak, "özel"den "kamusal"a, "sosyal alan"dan "siyasal alan"a taşınmasın- dan kaynaklanıyor. "•Hoşgörü", demokrasinin bir öğesi olarak hukukileştirilmiştir. Ne ki. hoşgörü, hoşgörülmezi hoş- görmek değildir. Eğer hoşgörülmez olan bugün hoşgörülürse, yarın hoşgö- rülen bile hoşgörülmeyebilir. Ülkedeki Rejim Bunalımı Prof. Dr. BEDl N. FEYZİOĞLU Toplumsal Saydamhk Derneği Başkanı S on günlerde. brifinglerle birleri almakta bulunabilır. açıkça ortaya çıkan hükü- met bunalımının bir "re- jim bunalımı" durumuna dönüşmesinin nedenlen, değişik çevrelerde deği- şik şekillerde yorumlanagelmektedir. Bunalımın bir hükümet sorunu olmak- tan çıkıp bir rejım bunalımı haline gel- mesinden daha çok ıktıdardaki büyük partiye kusur atfedilmektedir. Aslında bu duruma iktidar koalisyonu sebep olduğuna göre. koalisyona dahil olan kiiçük partı de onun kadar kusurlu de- mektir? Özellikle, seçimterde, gericilrğin ver şeriat istemlerinin "panzehiri" oldu- öunu ileri sürerek oy alan bir parti, bu nitelikleri ile suçladığı dığer partı ile koalısyon kurup ona laik, demokratik bir hukuk devletinin ana vasıflannı bo- zacak. bir şeriat idaresi kurma gayret- lerıne gırecek imkânlan veren parti de en az onun kadar suçludur. Bu durumun sadece başbakanlığın değışmesı ve 54. hükümet yenne 55. hükümetin de aynı ya da benzer bir ko- alisyonla kurulması ile herhangi bir değışıkliğe uğraması beklenemez. O halde. çare. ülkede bir şenat sistemi kurmak ısteyen ırticanın ana sebeple- rini araştırmak, ona göre gerekli ted- Meseleyi. koalisyonun nasıl kurul- duğu ve ilericı, Atatürkçü gözüken bir parti başkanmın, kendisi hakkında çe- şıtli yolsuzluklardan soruşturma açıl- masını isteyen bir parti ile bu ıddıalar- dan vazgeçmesi şartı ile bir hükümet kurması ve cumhuriyet başsavcısınca açılan "kapaülma"davasından kurtar- ma sırasının kendisine geldiği ve iki yıl sonra gelebıleceğınden şüphelendiği başbakanlığı bu fırsatla bir an önce el- de edebileceği mülahazalanna gırme- den. ana nedenleri itiban ile irdeleye- eek olursak, şu açıklamalarda bulun- mak gtrekecektir. Iktidann büyük partisi, daha önce aşağı yukan aynı kişilerce kurulan di- ğer iki parti gıbi, ülkeyı şeriat hüküm- lenne göre yönetmek gayesıni hiçbir zaman bırakmamıştır. Bir sol parti ile kurduğu koalisyon- da da. muhalefette kaldığı yıllarda da, bu defa kurduğu şaibeli koalisyonda da aynı gayeye, imkânlann ve gücünün yettiği nıspette şeriat sistemini yerleş- tirme çalışmalanna hem de temelden devam edegelmiştir. Sağcı olarak bılinen Demokratik Parti. Adalet Partisi gibı partiler, kök- tendinci ve şeriatçı bu grupla (Milli Selamet-Milli Nizam ve Refah Parti- si) halkın dini hislerini istismaretmek- te yanşa girmişlerdir. Demokrat Parti. kuruculan itiban ile şeriatçı ve köktendınci bir partı değil- di. Fakat seçımı kazanınca ilk icraata. Türkçe okunan ezanı Arapçaya çevır- mekle başlamış, seçim propagandasın- da seçmenle konuşmak yerine. hava- da bulutlan görünce. "halkı yağmur duasına çıkarmak" suretiy le gerici tu- tumlara girmiş ve şenatçılara bilerek bılmeyerek büyük yardımcı olmuştur. Daha sonra, Demokrat Parti'nin ye- rini doldurmak niyeti ile politikaya gi- ren Adalet Partisi de. o sırada kurulan Milli Selamet Partisi ile rekabet etmek üzere. tavizler vererek şeriatçılan ken- dine çekmeye çalışmış ve imam-hatip okullan ile Kuran kurslannın sınırsız bir şekilde artmasına imkân hazırla- mıştır. 1980 rejimi de gerek askeri idare, gerek Anavatan Partisi devresmde. her ne kadar "Okul açmakda cami açmak kadarsevapür" fetvasını arada bir söy- lemelerine rağmen. Refah Partisi'ne hizmet etmekten geri kalmamıştır. Anavatan ve Doğru Yol partilerinin son yıllardaki tutumu da farklı olma- mış ve Refah Partisi'ni iktidara şeriat- çı ve köktendincileri, laik cumhuriyet rejimıni yıkmaya yeltenecek cesarete getirmişlerdir. Bu itıbarla, meselenin ve bugünkü durumun köklerine inerek çareleri ona göre aramalıdır. Gençlik. 40-50 yıldan ben ikili yön- de yetiştirilmektedir. Bir grup normal eğıtimden. ılkokul. ortaokul, lise. öğ- retiminden geçmekte; diğer bir grup Kuran kursu, imam-hatip okulu veya lısesinden yetışmektedir. Bugün mılyonlan bulan ve Refah Partisi'nin militanlan durumuna gıren gençler işte bu gruptandır. Bu grup, başörtüsü bahanesi ile v e hükümete sı- zan şeriatçı bakanlann tasvibi ile, imam-hatip okulu mezunları olarak üniversitelere de alınmış, özellikle sos- yal bilimler fakültelerinden mezun olanlar devletin çeşitli kadrolannda görevli ve yetkili seviyeye gelmişler- dir. İmam-hatip okulu mezunlan bir tek harp okullanna girememişler, buna rağmen şeriatçılardan ordunun çeşitli kademelerine sızanlar ve bu nedenle ihraç edilenler olmuştur. Son brifinglerin ve ordunun hassa- siyetinin ana nedeni. bu şeriatçı ve köktendinci ınsanlann ülkede bir iç sa- vaşa yeltenecek derecede çoğalmış ol- malandır. Refah Partisi iktidan. küçük ortağını hemen hiç kaale almadan, hü- kümette en büyüğünden en küçüğüne, mahalli idarelerde içini dışına vuran beledıye reisleri ile bu irticai hareket- leri teşvik ve tahrik etmektedir. Başbakanlığın değişmesinden iba- ret kalacaksa aynı partilerin (bir ufak ekleme ile) kuracaklan yeni bir hükü- metten de bir netice çıkacağa benze- memektedir. Derhal veya kısa sürede yapılacak bir seçim, TBMM'de lehte bir değışımı getirmeyeceğe, aksine şe- riatçı grubu arttıracağa benzemekte- dir. Bu itibarla, son günlerde Doğru Yol Partisi 'nde beliren bazı ümitlere baka- rak orta sağ ve orta sol partilerin bir "milli mutabakat hükümeti" kurmala- n, siyasal yönde atılacak ilk önemlı adımdır. Anayasada, Siyasal Partiler Kanu- nu'nda, Seçim Kanunu'nda, halkın oy- lannı Meclis'e isabetle aktaracak de- ğişiklikler yapılması ikinci adım ola- caktır. Şeriatçıiehlikenin, ordu müdahale- si olmadan bertaraf edilmesi için ön- celikle 8 yıllık kesıntisiz eğitim siste- minin bu sonbaharda başlatılması ve izinsiz Kuran kurslan ile bu mahiyet- teki tekke, zavıye ve tarikat yaıvalan- nın tamamen kapatılması, kılık kıya- fet kanunlanna tam uyumun sağlan- ması, kısaca AtatürkTürkiyesi'nin bü- tün haşmetiyle belirlenmesi gerekir. llerici, aydın. laik cumhuriyetin, in- san haklanna dayalı saydam bir hukuk devleti olarak devamı için gerekli tüm gayretin sivil sosyal toplum kuruluş- lannca da gösterilmesi ümit ve temen- nisi ile ülkenin aydınlığa kavuşmasını dilemekteyiz. PENCERE Açık Rejimi Korumak... Bizim toplumda, herif-i naşerif kansını eve kapa- tır, politikada kadın hakları uğruna nutuk atar. Şa- ibe Hanım 78 gazeteciyi hapse kapatmış, demok- rasinin ortaoyununda 'zenne'ye çıkıp nelersöylüyor: "Bu yolda şehitler de veririz!.." Hesaba göre asker müdahale edecek, DYP'liler Refah'la birlikte direnip savaşacaklar!.. Bacı, takunyalı Hacı'nın nalıncı keserini eline al- mış, habire yontuyor. • Rahmetli Özal ne demişti: "Osmanlı sadrazamının iki gömleği varmış, bir bayramlık, öteki idamlık..." Özal yaman oyuncuydu; 12 Eytül'de 'ağabeyi' Süleyman Bey'e ihanet ederek askere 'dehalet' ediverdi; askeri hükümete Devlet Bakanı olmakta 'fütur' etmedi; 1983'te asker gözetiminde 'rvhsat- lı' olarak seçime girip Başbakanlık koltuğuna otur- du; yasaklı düzende iktidannı sürdürmekten 'hicap' duymadı; Kenan Evren ile Turgırt Özal 'ikilisi' Tür- kiye'yi 10 yıl, al gülüm ver gülüm, çekip çevirdiler. Demokrasi neredeydi?.. Özal askerci miydi?.. • Yıl 1997... Asker gelirse ne olur?.. Kimsenin gıkı çıkmaz. 27 Mayıs 1960'ta Demirci'de yedek teğmendim. O sabah nöbetçı subayıydım. Komutan, evinden te- lefonla emir verdi. Üç manga askerle ilçeye el koy- dum. Kimsenin gıkı çıkmadı. Bir Allah'ın kulu merak edip de ne yaptığımı sor- madı, kacşı durmadı. Dursaneyazardı?.. 12 Mart'ta sıra bana gelmişti. İki sivil polis beni ev- den aldılar. Bir otomobile attılar. Kadıköy Kayma- kamlığı'nın önünde park ettik. Bir başka araba ya- naştı. Biliyorum Ziverbey işkence köşküne götüre- cekler. Kadıköy Iskele Meydanı kalabalık mı kalabalık... Bağırsam mı: -Imdat!.. Biliyorum, kimse yardıma gelmeyecek... Kimsenin gıkı çıkmayacak. 12 Eylül'de kimsenin gıkı çıktı mı?.. Terörden halk yılmıştı, gözü korkmuştu. 11 Ey- lül'de sokakta dolaşmaktan ürkenler, 12 Eylül'de sevindiler, Hanya'yı Konya'yı anladıkları zaman da iş ışten geçmişti. • Türkiye'de bugün çok değişik bir ortam var, ne 27 Mayıs öncesine benziyor, ne 12 Mart'a, ne de 12 Ey- lül'e!.. Koşullar alabildığine değişik... Halkın büyük çoğunluğu titriyor: - Türkiye Cezayir'e mi dönecek, Iran'a mı?.. Ordu güven kaynağı olarak görülüyor. Silahlı Kuvvetler ne yaparsa yapsın, halk askeri sonuna dek destekler... Kimsenin gıkı çıkmaz. Tansu bu ortamda DYP ve Refah'taki yandaşla- nyla birlikte askere karşı savaşıp şehitler verecek- lerini Anıtkabir'deki deftere yazıyor. Tevekkeli, TV ekranında konuşurken Şaibe Ha- rum'ın sağ gözü daha da sağa kayıp şaşılaşmaya başlamıyor!.. Derler ki: - Bacı, şehit olmak istiyorsan Güneydoğu'ya giti. Hevesini orda al!.. • Bugün elbirlığiyle yapılacak şey 'açık rejim'i ko- rumak için gerekli önlemleri almaktır. Geçmişte yaşananlardan biraz ders alan kişi, dı- şandan kuşatılmış Türkiye'de 'milli askeri strate- y/'nin en büyük 'tehdif saydığı 'irtica'ya 'dur' deme- nin 'açık rejim'\e özdeşleştiğini görebilir. 'Irtica'nın 'açıkrejim'l yoktur ki... TEKSTİL ve KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN HAMMADDE TEDARİKCİSİ EGSEGESER 158 Uzmanlasmıs Hcaret anlayısının rekabet gücü, 5 8 Dünyo ölceginde ticaret ve marka hedefif Serbest Bölge avantajları, İstikrarlı biiyüme, EGS EGESER Giyim Sanayi İç ve Dış Ticaret A.Ş. KÖRFEZ YATIRIM A.Ş. liderliginde oluşturulan konsorsiyum aracılığıyla halka açılıyor. Halka A r z Yöntemi Satış Fiyatı Talep Toplama Tarihi : Sabit Fiyatla Talep Toplama : 11.500.- TL (1.000- TL Nominal değerli bir pay için) : 26-27. Haziran. 1997 BASVURU YIRURI KONSORSİYUM ÜDERİ KÖRFEZ YATIRIM A.Ş. Merkec Otoldar Caddesi Bahçeler Sokak No 25 80290 Mecıdiyeköy - İSTANBUL T el.0.2122882000 Fax:0.212.273 1431 veKörfezbankA.Ş.'ninl KONSORSİYUM ÜYILEB EGS Yohnm A.Ş. (Ege Giyim Sanaykileri Yohnm Menkul Değerter A.Ş.) Merkez: BOyökdere Cocldesi Stad Hon Kat 6 Mecıdıyeköy - İSTANBUL U 0.212.213 27 50 Fax 0.212.213 27 64 ve EGS BonkA.Ş 'nin tüm jubeleri AJtematif Menkul KıymeHm- A.Ş. MerkeE Cumhuriyet Caddesi No.22-24 80200 Elmadağ • İSTANBUL Tel. 0.212.232 44 00 Fax. 0 212.296 11 51 ve Ahematif Bank A Ş.'nin lûm şubeferi. hctisat Menkul Değerier A^. Mericez: Büyükdere Caddesi No 165 80504 Esentepe - İSTANBUL Tel. 0.212.27411 11 Fax. 0.212.274 70 28 ve IktisatftankasıTAŞ.'nin KJm şubeleri. Alfa Menkul Değerter A.Ş. MerkeEAkmeH(ezE3Kulesi Kat 4 Nispetiye Caddesi Uius 80600 Biler - İSTANBUl Tel. 0.212.282 18 00 Fax. 0.212.282 17 28-29 veiüm şubeferi Dış Yafınm A.Ş. Merfces Yıldız Posta Caddesi No.54 80280 GavreHepe - İSTANBUl Tel. 0.212.274 42 80 Fax. 0.212 211 58 79 ve Dtşbank A.Ş 'nin löm subeleri. Demir Yatınm A.Ş. Merkez: Büyükdere Caddesi No. 122 B Blok 80280 Esentepe - İSTANBUL Tel. 0.212.275 19 00 Fax. 0.212.266 49 07 ve Demirbank TAŞ.'nin lüm subeleri. Global Menkul DeğeHer A.Ş. MerkeKMayaAkarCenter, Büyükdere Cad No 100-102 80280 Esentepe - İSTANBUL Tel. 0.212.2114900 Fax. 0.212 211 4905 velOm subeleri. Acor Menkul DeğeHer Tk. A.Ş. MericeE Goıeteciler Sitesi Keskın Katem Sokak No 25 Esentepe - İSTANBUL Tel. 0.212 275 48 24-25 Fax 0 212.266 05 43 ve tüm subeleri. Nuroi Menkul Kıymener A.Ş. Merker Kasap Sokak Özden Konak ishanı No 2 K.4 Esentepe - İSTANBUL TBI. 0.212.275 19 45 Fax. 0.212.275 33 60 ve lüm subeleri. HALKA ACILIYOR EGS EGESER Giyim Sanoyi k; ve Dış Tıtgret A.Ş. İştiroUeri UZMAN KURULUŞ UASINO Bu holka anda ilgili wrküler 22 Haziran 1997tarinındeYeni Yüzyıl ve Rodikal Gazetelerinde yayınlanmıştır. 5# NAK SAN Ve TtC A Ş «•(illlltl Uta «ı. tioul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear