25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayuı Yönetmenr Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordmatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışleri Mudurlen: IbrahimYildız (Sorumlu), Dinç Tayanç • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu • lstıhbarat: Cengi/Yıldınm • Kültür Handan Şenköken 9Spor: Abdûlkadir Yücelman • Makalelen Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayin Kurulu İHuuıSdçuk(Başkan), Orhan Erinç, Oktay Knrtböke, Hikmet (, etinkayı. Şfikran Soner, Ergun Baio, Dinç Taysnç. Ibrahim V ıldız, Orhan Bursalı, Mnstafa Balbav, Hakan Kara. AnkaraTemsıkısı. Mustafa Balbav • Haber Müdürii Doğan Akın Atatürk Buivan No: 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0 lzmır Temsılcısı: SerdarKmk,H.ZıyaBK. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 0Adana Temsılcısı: ÇetinYiğenoğlıı, InonüCd 119S.No:lKat:l,Tel:363 12 11,Faks. 363 12 15 Koordinatör AhmetKonıban 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Idare- Hüseyin Görer 0tşletme ÖnderÇeBk0Bilgı-tşlem Naü lnal 0 Bılgisayar Sıstem: Mûrûvet Çiler MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Müdür Gûlbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman # Cenel Müdür Yaıdnncısı Mine Akdağ Tel: 514 07 53 - 51395 80-513 84 60-61,Faks:51î8463 Vanmlajan ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yayıocilık A.Ş. Türtocagı Cad. 39/41 Cagalogiu 34334 Ist PK 2A6 lstanbul Tcl (0/212)512 05 05 (20 hat) Faks. (0/212) 513 85 95 23 HAZlRAN 1997 İmsak: 3.23 Güneş: 5.25 Öğle: 13.13 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.40 Ayasofya Miizesi tartışması •ITRABZON (AA)- Kültür Bakanlığı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilmesi kararlaştınlan ve boşaltılması için hazırlıklar yapılan Trabzon Ayasofya Müzesi'nin kapatılacağı yönündeki haberlerin. dış turizmi olumsuz etkilediği belirtildi. TÜRSAB Doğu Karadeniz Yürütme Kunılu Genel Sekreteri Uftık Dereli, "Trabzon'a gelen yabancı turistlerin hemen hemen tamamı Ayasofya Müzesi'nı ziyaref ediyor. Böylesıne ilgi çeken bir tanhı eserle ilgili spekülasyon yapılması bile doğru değil. Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilen müze ile ilgili olarak umanz kapatma karan çıkmaz. Çıkarsa da çok büyük bir yanlış olur" dedi. Fotoğraflarla GAP • ŞANLIURFA(AA)- Ankara Fotoğraf Sanatçılan Derneği (AFSAD) üyesi 9 fotoğrafçı, GAP'ı fotoğraflan ile tanıtacaklar. GAP Bölge Kalkınma ldaresi Bölge Müdürlüğü"nden alınan bilgiye göre GAP ldaresi, Ziraat Bankası ve AFSAD'ın işbirliği ile düzenlenen 'GAP'ta Kadın ve Çocuk' konulu fotoğraf sergisi projesi çerçevesinde, 9 sanatçı bölgeye geldi. Yetkililer, bu sanatçılann Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin'de 10 gün çalışacaklannı belirterek çekilecek fotoğraflann söz konusu sergide izlenime sunulacağını söylediler. Rus çevreci için kampanya • İZMİR (AA) - Norveç'te faaliyet gösteren bir çevre kuruluşu için 'nükleer denizaltı kazalan ve çevresel etkileri' konusunda malzeme toplayan, radyoaktif kirliliğin kaynaklan hakkında rapor açıklayan Rus çevreci ve bilim adamı Aleksandr Nikitin'in tutuktuluğuna son verilmesi için kampanya başlatıldı. Yeryüzü tçin Eylem (Earth Action) adlı çevre kuruluşu ve Uluslararası Af Örgütü'nce baslatılan kampanyada, Rusya'da tutuklu bulunan Nikitin'in "derhal ve koşulsuz serbest bırakılması" isteniyor. 6 Şubat 1996 tarihinden beri gözaltında tutulan Nikitin, 'casusluk yoluyla hainlik, ve devlet sırlannı açıklamakla' suçlanıyor. Kamyon faciası • TARSUS(AA)-lçel'in Tarsus ilçesinde meydana gelen trafik kazasmda 6 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Adana'dan Mersin'e gıden, sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 52 EU 273 plakalı çimento yüklü kamyon, aşın hız nedeniyle Tarsus ilçesi Çardak kavşağında, kontrolden çıktı. Once karşı şende geçerek Mehmet Ağaçdelen yönetimindeki 33 TL 392 plakalı otomobıle çarpan kamyon, daha sonra Mehmet Batmanoğlu'na ait eve çarptı. Kazada, kamyon sürücüsü, otomobil sürücüsü Mehmet Ağaçdelen, oğlu Tolga ve kimliği henüz belirlenemeyen 14 yaşlanndaki bir kız ile evde bulunan Vahide Batmanoğlu ve Sema Yıldız(12)öldü. 62 kişi zehirlendi • ZONGLLDAK (Cumhuriyet) - Zongyldak ın Çatalağzı beldesinde, 62 kişi sünnet düğününde yedikleri tavuktan zehirlendi. Çatalağzı Termik Santralı (ÇATES)Sosyal Tesisleri'nde önceki gün yapılan, Turan Göktaş'ın oğlunun sünnet düğününe katılanlardan 62'si, dün sabaha karşı rahatsızlandı. Zonguldak Devlet ve SSK hastaneleri ile Göğüs ve Meslek Hastalıklan Fastanesi'ne kaldınlan 62 kışinin, düğünde yedikleri tavuktan zehirlendikleri belirlendi. Bukişiler, tedavileri yapıldıktan sonra taburcu edildi. Çok düşük bedellerle özel sektöre kiralanan koruma alanlanndaki ekosistem büyük bir hızla tahrip oluyor VfiHi parldar4 kâr hırsnıa' emanet• Milli parkların özel sektöre kiralanmasına tepkiler artıyor. Doç. Dr. Yücel Çağlar, milli parklann özel koruma gerektiren alanlar olduğunu belirterek, "Bu alanlar 'Kendin pişir kendin ye' anlayışıyla işletilemez" dedi. Prof. Dr. llçin Aslanboğa da işletmecilerin kâr hırsı yüzünden, milli parklardaki ekosistemlerin dayanma güçlerinin aşıldığını söyledi. ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR- Banndırdıklan hayvan ve bıtki türleri ile özel statü verilen ve ti- tiz bir bakım-koruma gerektiren tabi- at alanlan ve milli parklann "yalnız- ca kâr kaygısı" güden özel sektöre ki- ralanmasına yönelik tepkiler yoğunlaş- tı. Bu alanlardan sağlanan gelirin "ko- ruma amaçlı" kullanılmadığını belir- ten çevTe kuruluşlan, geçen yıl Dilek Yanmadası Milli Parkı'ndaçıkanyan- gının bunu kanıtladığmı bildirdiler. Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Ge- nel Müdürlüğü'nce bu yıl nisan ayın- da kapı girişi, büfe ve benzeri tesıs ve hizmetlerin özelleştirilmesi için ihale- si yapılan 84 yer arasında. "Kemer Kındılceşme kamp alaıu, Topcam. Ha- tila \adisi, Artvin KaragöL Dilek Ya- nmadası. Ölüdeniz, Kurşunlu Şelale, Yozgat Çamlığı, Salda Gölü. İ ncekum, Sedrc. Izmir KaragöL Bolu Gölcük, Heybeliada. Bü\ükada,Tekirdağ Ata- türk OrnıanL Ankara Beynam" gibı önemli doğal merkezler bulunuyor. Milli parklann yüksek gişe geliri getirmesine karşın çok düşük "mıı- hammen bedeüerle" ihale edildiğjne dikkat çeken çevTe korumacılar, "Olü Deniz'in gişe geliri geçen yıl 10 müyar, bu yıl ise 25 miryar Hraya ihale edildi. Orman Bakanhğu koskoca bir ekosis- temi 25 miryar için bir işletmedye ema- net ediyor. Böv le bir ekosistem. 25 mil- yaruk gelir için riske atüamaz" dedi- ler. Kiralar çok düşük Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Ge- nel Müdürlüğü'nce ihalesi yapılan yer- lerin listesindeki bazı alanlann mu- hammen bedellen şöyle: "Antalya Merkez Topcam 6 miryar 762 miryon; Kemer Kındılçeşme 8 miryar 922 mil- yon; Kemer Göynük 1 miryar 640 mil- yoru Artvin HatİaVadisi 61 müyon: Art- vin Karagöl 136 miryon; Kuşadaa Di- lek Yanmadası 20 miryar 456 miryon; Fethiye Ölü Deniz 19 miryar 893 mil- yon; Âdıvaman Nemmt Dağı 332 mfl- yon: Antalya Kurşunlu Şelale 13 mü- yar 311 miryon; Burdur Salda Gölü 1 miryar313 milyon; Alanya İncekum9 miryar 199 miKon; Alanya Sedre 147 miryon; İzmir Karagöl 2 milyar 454 milyon; Bolu Gökük 2 miryar; Heybe- liada 4 mihar 200 milyon; Büyükada 2 mihar 500 milyon; Alemdağ Taşde- len 3 miryar 1(K). miryon: Tekirdağ Ata- türk Ormanı 1 milyar 953 miry on." Kırsal Çe\Te ve Ormancılık Sorun- lannı Araştırma Derneği Başkanı Doç. Dr. Yücel Çağlar. Orman Bakanlı- ğı 'mn özelleştirme için gösterdiğı "Ba- kamıyonız, etimizde kaynak yok" ge- rekçesini eleştirerek. "Ozamanhiçiş- letmeyin. Buralar, koruma böJgeterkür, özel koruma önlemleri gerektirir. Bu alanlan 'Kendin pişir kendin ye' an- layışı ile işletflecekyerler olarak görme- mefiyiz" dedi. Geçen yıl Dilek Yanma- dası ve Menderes Deltası Milli Par- kı'nda çıkan orman yangınmda 4 bin hektar ormanm yandığını anımsatan Çağlar. "Demek ki, Orman Bakanlı- ğı'nm, bu alanJann işletmesirü satarak gelir sağiamak \e kuruluşun donam- mını artörmayoluyla buralan korumak amaa gerçekleşmefniştir. Dilek Yanma- dası, korunamadığı için yanmtşOr" di- ye konuştu. Ekosistem tehlikede' Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlı- ğı'ndan Prof. Dr. bçin Aslanboğa da milli parklann özelleştirilmesinin acı sonuçlanrun ortaya çıkmaya başladı- ğına dikkat çekerek, özel sektörün do- ğası gereği bu alanlan para kazanmak üzere işlettiğini ve "mürnkün rnerte- be fazla sayıda ldşiyi işletmeye sok- mak" istediğini söyledi. Böylece işlet- mecinin "gelecek kuşaklara firsat bt- rakmayacak biçimde" bu alanlan sö- mürdüğünü ve milli parklardaki eko- sistemlerin dayanma güçlerinin aşıldı- ğını vurgulayan Aslanboğa, bunun da ekosisteme geriye döndürülmesi müm- kün oimayan olağanüstü büyük yara- lar açtığını bildirdi. İşletmecilerin tabiat parkı ve milli parklardaki ekosistemlerinin bakımıy- la ilgilenmediğini, milli parkm bakı- mını üstlenen kişilerin denetlenmesi- nin de mürnkün olmadığını vurgula- yan Aslanboğa, "Bu demektir ki işlet- meci sezon başında aldığı bir piknik alanınıhertüıiükötülükyaparaksezoD sonunaltadargötürebflmektedir'dedi. Ekvador'da 'Atatürk9 lokantası lstanbul Haber Servisi - Türki- ye'de Mustafa Kemal Atatürk'e saldınlar devam ederken, Atatürk sevgisi Güney Amerika ülkelerin- den Ekvador'a kadar uzandı. Bu ülkede yaşayan Mehmet AB- Emel Girgin çifti, açtıklan restorana "Atatürk Restaurant De Tunju- ia" adını verdiler. Girgin'ler lo- kantalannda Türk yemekleri yap- tıklannı, yemeklerinin çok beğe- nildiğini belirterek "Ataouzm adı- nı dünyaıun her yerinde, her koşul- da yaşatacaöz" dediler. llericilik. Islamcılık ve bölücü- lük adına Atatürk'e saldınlann ya- pıldığı, hatta hakaret edildiği bir dönemde, Atatürk sevgisi çok fark- lı biçimlerde ve çok uzak yerler- de kendisini gösteriyor. Ekvador'da yaşayan ve bir süre önce Atatürk- çü Düşünce Derneği (ADD) Ka- dıköy Şubesi'ne üye olan Emel Girgin. eşi Mehmet Ali Girgin'le Atatürk adını verdikleri bir resto- ran açtıklannı söyledi. Girgin çif- ti, Atatürk adıyla ilgili şu bilgile- ri verdiler "Türk mutfağından ye- meklerin sunulduğu restoranımız büyük ilgi görüyor ve yemekler çok begenilryor. Amatımız, hem Türk mutfağım tanıtmak hem dc Atamızın adını yaşatmak. Ata- türk'ün adını ve ilkelerini, nerede, nasıl olursa olsun ) r aşatacağunızı göstermek istiyoruz." Girgin çiftimn Ekvador'da açtığı "Atatürk Restaurant De Turquia"daTürk yemekleri sunuluyor. Lokantanın duvarlannı da Atatürk resimleri süslüyor. ETİBANK IN MADEN OCAĞINA BAKANLIK İNCELEMESÎ Siyanürün bedeli kanser EBRUTOKTAR ANKARA- Etibank'ın siyanürle gü- müş çıkardığı Kütahya-Gümüşköy ma- denine 100 metre uzaklıktaki Dulka- dir Köyü'nde kanser ve ağız hastalık- lan oranında artış olduğu, Sağlık Ba- kanlığı'nm inceleme yapmak üzere bölgeye bir heyet gönderdiği belirlen- di. Eurogold başta olmak üzere siya- nür kullanmakta direten uluslararası şirketlerin propaganda için ömek gös- terdiği bölgede, Anadolu Üniversite- si'nce yapılan araştırma, içme suyun- daki inorganik arsenik oranınm tehli- keli düzeyde yüksek olduğunu ortaya çıkardı. Maden Teknik Arama (MTA) Enstitüsü'nden konunun incelenmesi için destek istenmesine karşın bir ya- nıt gelmediği öğrenildi. Tavşanh ılçesine bağlı Dulkadir Kö- yü Muhtarhğı'nm köylerindeki kan- sere bağlı ölümlerin artması nedeniy- le yaptığı yazılı başvuruyu dikkate alan Anadolu Üniversitesi, bölgede geniş kapsamlı bir araştırma yaptı. Araştır- mada, köye 100 metre uzaklıkta gümüş işleme tesisleri ve bu tesisin açık siya- nür havuzlan bulunduğu belirlendi. Analiz sonucunda, ıçme ve kullanma suyunda 0.67 mgi inorganik arsenik be- lirlenirken, bunun Dünya Sağlık Örgü- tü'nce belırtılen güvenli eşik değerin- den yüksek olduğu ortaya çıktı. Ana- dolu Üniversitesi'nin raporunda, bu düzeydeki arseniğin cilt kanseri, cilt bo- zukluklan, mide rahatsızlıklan ve ko- roner arter hastalıklanna neden oldu- ğunun bütün bilımsel merkezlerce ka- bul edildığine dikkat çekildi. Raporda, evlerin sıva ve badana işlerinde kulla- nılan toprak örneklerinde de "krista- lin kuarts" saptandığı, bu mineralin uzun süre solunması ve kişinin sigara içmesi halınde akciğer kanseri oluş- turma riskini arttırdığı vurgulandı. Araştırmada, köyde yaz aylannda ortalama 200, kış aylannda 100 kişi- nin yaşadığı, son on yılda 22 kişinin kan- sere bağlı nedenlerden öldüğü öğre- nildi. 22 kışiden 10'unun akciğer, 4'ünün cilt kansennden öldüğü belir- lenen araştırmada, "10 akciğer kan- serli hastanın dokuzunun kronik siga- ra içici olduğu öğrenilmiştir. Yine bu şa- hıslann bir kısmııun maden arama et- Idnlikleri sırasuida galerilerde değişik süreler çalışüğı öğrenilmiş, fakat a>nn- ülı bilgi elde edilmesi mümkün olma- mıştır'' denildi. Yurttaşlar bugün eylemde Bodrum Kalesi'ne 'insanhalkası' e-posta : tan @ vol. com. tr ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA- Bodrum Yurt- taş Inisiyatifi, Bodrum Ka- lesi'ne sahip çıkmak üzere harekete geçti. Belediye Baş- kanı Tuğrul Acar'ın çağn- sıyla toplanan yurttaş inisi- yatifi bugün kale çevresin- de 'insan halkası' oluştur- ma karan aldı. Bodrum Yurttaş Inisiya- tifı 'nin toplanhsına BODER, Bodrum Gönüllüleri Deme- ği. BOTAY BOSAY Pir Sul- tan Abdal Derneği, Türk Ta- biatını Koruma Demeği, Mi- marlar Odası, GHP, ÖDP. ÇYDD, Turmepa, TÜRSAB ile yerel gazete ve radyolar temsilcileri katıldı. Toplantıda bugün saat 11.00'de Bodrum Kalesi önünde eylem yapılarak, Kültür Bakanlığı'nın şape- lin boşaltılması talimatlan- na karşı çıkılması karan alın- dı. Toplantının ardından Bodnım Yurttaş Inisiyatifi tarafından yapılan çağnda, "Sizi, her rürlü yıkjcı güçle- re karşı kültürel mirasımızı korumaya çağınyonız'' de- nilerek, şu görüşlere yer ve- rildi: "Kültür Bakanı'nın, var olan kültürel değerteri- mizi, arkeolojikzenginlikle- rimizi dünya insanlan ile pa>1aşma olanağı yarataca- ğına; tarihi eserierimizi baş- ka mekânlara taşmma baha- nesiyle tahrip etmesine asla göz yummayacağız. Binler- ce yıldan bu yana. değişik kültür, din ve ırktan insan- lann oluşturduğu Bodrum mozaiğinin yoziaştınlmasına da izin vermeyeceğiz. 23 Ha- ziran 1997 Pazartesi günü saat 11.00'de Bodrum Ka- lesi'ni kucaklayacak ve sa- racak insan halkalanndan birini oluşturmanız için sizi davet edivoruz.'' BATI, GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE HASTALIK İHRAÇ EDİYOR Once mikroplar küreselleşti ÇeviriServisi-Gelışmek- te olan ülkeleri giderek et- kisi altına alan Baü tarzı ya- şam, pek çok kronik hasta- lığı da beraberinde getiri- yor. Gelecek 25 yıl içinde kanser ve şeker hastalıkla- nnın iki katına çıkacağı tah- min ediliyor. 1997 yılının dünya sağlık raporunun sunuş konuşma- sında "Tüm dünyaya mik- rop taşryoruz" diyen Dün- ya Sağlık Örgütü (UHO) yetkilikrinden Dr. Paul Kte- ihaus, yılda 24 milyon kişi- nm kronik hastalıklardan öl- düğünü belirtti. Dr. Kleiha- us, tüm dünyada insan öm- rünün uzamasma karşın, bu- nun içi boş bir ödül olduğu- nu, çünkü pek çok insanm uzayan ömrünü acı ve ıstı- rap içinde geçirdiğine dik- kat çekerek şöyle konuştu: "Baü tara yaşam tehti- keti bir hızla küreselleşry or. Ne var ki buna koşut olarak Baühlasmanın yol actiğı has- tauklar da küreselleşiyor. Böyle bir sonucu zaten bek- liyorduk. ancak hastalıkla- nn bu kadar hızn y^yılaca- ğuu kesinlikk tahmin etnû- yorduk. Dahaönce kanserin aduun duyulmadıği ülkeler- de btnlerceinsan kansereya- kalanryor. Yeme-içme alış- kanhklanmn degişmesi ve giderek daha fazla insanmsi- gara içmesi bu gidişao körük- Batılı ülkeleri sigara ko- nusunda çifte standart kul- lanmakla suçlayan Dr. Kle- ihaus, "Başta ABD olmak üzerepekçok Batihülkeka- muya açık yerlerde sigara içiminiyasaldarken, ürettik- lerisigaralange&smekleolan ülkelere ihraç edip sigara şirketlerinin zarannı bu şe- kikte kapatmaya çabauyor- lar. Kendiçocuklannın sağ- Dünyadaki en yaygın 10 ölüm nedeni (milyon) Kalp ve damar hastahtdan İ7.2 Kanser Felç 4.6 AkutakciğefiltihatM 3.9 TûbertaMoz 3.0 Kronik akciğer hastalıklan 2.9 Bağırsak hastalıklan 2.5 Srtma 2.1 HIV/Aids 1.5 HepatitB. •\ o Kaynak- 1996 WH0 raporv bğını korurken, yoksul ül- ketenkkiçocuklannsağhği- nı bozmakta hiçbir sakınca görmüyorlar" dıye açıklı- yor durumu. VVHO'nun raporuna gö- re ağırlıklı olarak sebze ve tahıl yiyen gelişmekte olan ülke insanlan, Batılı tarzı yiyeceklere geçerek yeni kanser türlerine davetiye çı- kartıyor. Önceden yalnızca midekanseri vakalannm gö- rüldüğü bu ülkelerde, şim- dilerde meme, bağırsak ve prostat kanseri olaylannda artış görülüyor. WH0 raporunda yer alan bazı veriler şöyle: -1980 ile 1995 yıllan ara- sında ortalama yaşam süre- si 4.6 yıl arttı. - Bugün 380 miiyon dob- ymda seyreden 65yaş veyu- kansındaki insan nüfusu 2020>imda 690 mihona ula- şacak. -1960'ta 19 milyon olan 5 yaşından küçük çocuk ölümleri 1996'da 11 milyo- nadüştü. - 1974te aşılanan çocuk onuıı yüzde 5 iken, bu oran 1995te yüzde80'eulaştL - 1996'da toplam 52 mil- yon kişi öldü. - AIDS'ten 19%'da 1^ mflyon kişi öldü. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "Kemal'in 'Başına' Belâ Olmak!" Esat Âdil Bey mi söytemişti, onun evinde miy- dik; Hasan (Tannkut) da var mıydı, mütered- ditim; kulağımda Esat Bey'in yorgun sesi; sık sık, sigarasının oimayan külünü silkeleyerek. 'Erken' Cumhuriyet dönemini yorumluyor: "... Sovyet Ih- tilâli yüzünden, Ingiltere'nin Mustafa Kemal'i, sonradan hoş karşıladığı söytenir; boş laf, Ke- mal, Londra için birçok sebebden 'persona non grata' idü..." Sonra hep biriikte neden dola- yı 'istenmez adam' oluşunun gerekçesini tartışıyo- ruz. Almanya Versailles, Avusturya/Macaristan St/Germain, Bulgaristan Neuilly, Devlet-i Aliy- ye, Sevres muahedeleriyle, 'dağıblmışti'; hepsi, pü- vel-i Muazzama'nın dayatmasına baş eğiyor; dü- zeni bozan Mustafa Kemal'dir; hem bağımsızlı- ğa giden yolda 'Mazlum Milletler'e, hem de an- laşmaların ağır koşullannı 'tanımamak' bahsinde 'Mağluplar'a örnek oluyor. Hitler, gecikerek de ol- sa, Versailles Anlaşması'nı yırtarken, Sevres'i Lausanne'la değiştiren Mustafa Kemal'i örnek almamış mıydı dersiniz? Lausanne'a gelince, orada Ismet Paşa'nın Yu- nanlıdan çok Ingilizle uğraştığı, hatırdan hiç çıka- nlmamalı: Lord Curzon, sürekli, yeni Türkiye'yi 'ev- cilleştirmeye' uğraşır; Türkiye üzerinden, SSCB ile diyalog kurmaya çabalar. Endişesinde haksız sa- yabilir misiniz? Gelecek elli yıl içinde, 'Sistem' yer- yüzü 'pazan'nın önemli bir kısmını, bu iki 'inkılâp' yüzünden kaybedecektir Sosyalist Blok'u ve 'Üçün- cü Dünya Ülkeleri'nU... 'Eğilmeyen o mağrur ba;l..' Lausanne süreci bitmeden, Türkiye'de 'Ke- mal'in başını derde sokmak, 'Sistem'in gün- demine alınmıştı; en önemli neden, Musul üzerin- deki anlaşmazlık gibi görünürse de, yeni Türkiye'nin antiemperyalist tavn, hele ecnebi sermayesine so- ğuk bakışı, Londra'yı fena halde tedirgin ediyor- du. Ünlü The Economist, uzunca birzaman, 'An- kara'da o bir türtü eğilmek bilmeyen mağrur ba- şın aleyhine, sürekli yazmıştır, demiştir ki mesela: "...yeni koşullann en önemlilerinden biri de, geçmişte ticaret alanında etkisiz görünen yer- li halkın bir kesiminin, giderek yabancı tüccar- la rekabet edecek duruma gelmesidir. (...) He- men belirtelim ki tecrübe, girişimcilik ve işa- damlığı yönünden, yabancılann çok gerisinde kalan yerli tüccar, armatörya da banker, 'Tür- kiye Türklerindir' ilkesi uyannca çikarblan ya- sa ve düzenlemeler sayesinde, yabancılarla rekabet eder duruma geçmektedir. (...) Hükü- metin son derece iyi düşünülmüş, kurnazca önlemlerte ticaret ve iş olanaklanru yabancılar- dan Müslümanlara doğru kaydırmakta olduğu bir gerçektir." (The Economist, 7 Ağustos 1929) Gâzi'ye 'komplo'nun, bu uluslararası perspek- tif içinde ele alınması, yerinde olur; çünkü içerde cumhuriyetin ilkyıldönümüne rastlatılan anti/kema- list tepkinin, Nestûrî Ayaklanması, Ingiliz Ültima- tomu ile 'çakışması' yetmezmiş gibi, 'Terakkiper- ver Cumhuriyet Fırkası'olayını, Şeyh Sait Isya- nı tamamlamıştır: isyan sanıldığının aksine 'etnik' değil, 'feriafç/'tavıriçindeydi; 'Halife'yi istiyordu. Takrir-i Sükûn Kanunu, Istiklâl Mahkemeteri, an- cak Inkılâb'ın müdafaa-i nefs refleksinı gösterir; çünkü neden, içerden ve dışardan zincirieme bu devirme teşebbüsleri başansız kalınca, sonunda iş yine -başansız kalan- Izmir Suikast'na gelip da- yanmıştır: Mustafa Kemal'i, kesinlikle ortadan kaldırmak istiyoriardı. '27 Mayıstan çeyrek yüzyıl önce... j nkılâb'ın bu çetrefil ve çetin döneminde, Gâ- I zi'nin dayandığı ekip, gerçekte Ihtilâl'in 'sertçe- kirdeğini' oluşturuyordu: ismet Paşa, Fevzi Pa- şa, Kâzım Paşa; aynca, bir avuç 'kemalist' aydın! Yunus Nâdi Bey dışında, bütün lstanbul bası- nı, Ankara'nın aleyhineydi: Mustafa Kemal Pa- şa Nutku'nun son bölümlerinde, dönemin anti/ke- malist 'başmuham'rleri' ile, adeta sert bir polemik içindedir. Fevzi, Ismet, Kâzım Paşalar inkılâbı korumak bahsinde Gâzi'ye mutlak destek verme- selerdi, iş nerelere vanrdı; bunu düşünmek bile, in- sanın tüylerini ürpertir. Gel gör ki, aynı ekip, iktida- n, millet adına kullandıklannı zamarria unutacak, he- le Gâzi'nin son yıllanna doğru, halkın 'kayıtsız şart- sız sahip olduğu hâkimiyete', 'seçkinci ve bürok- rat bir kadro olarak' adeta el koyacaktır. Hatırlayacaksınız: 1935 sonrasında, 'tekpartiye' Italyan ve Alman Faşizminden ilham almış yeni bir şekil vermek istediklerinde, Recep Peker ve Is- met Inönü, Gâzi tarafından birbiri ardınca görev- den alınmışlardı; Gâzi'nin ölümünü müteakip, hiç şüphesiz Mareşal Fevzi Çakmak'ın 'ağırlığı' sa- yesinde iktidara gelen o ekip, hem ülkenin tartış- masız iktidan olacak, hem de o zaman tam anla- mıyla gerçekleştiremediği tüzük ve programı bu de- fa 'harfiyyen' uygulayacaktı. Hazındir ama doğrudur Mustafa Kemal Paşa'nın ömrünce karşı olduğu, 'Terakkiperver Fırka' ola- yında çabuk davranıp önleyebildiği 'askeri müda- hale' -açık açık değilse de, el altından- bu defa ol- muş, 'Silahlı Kuvvetler' siyasete bulaşmıştın 27 Mayıs 1960'tan, aşağı yukarı, çeyrek yüzyıl önce! Nedense bunu, kimse hatırlamak ıstemez! http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear