25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 3 HA2İRAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Bakanlıktaki atamalar, Türkiye'nin bir 'hukuk devleti' olup olmadığının da göstergesi Kültür Bakanhğı'nda RP kadrolaşması AHMET SAY ANKARA- "KadroUşmak" ne keli- me? Refah Partisi, Kültür Bakanlığfnı "tepedea omağa" ele geçirmiştir. Müs- teşardar; "geçici işçi"lere kadar bin do- layında ''Refah ahniyetii" eleman. son bııyü içinde Kültür Bakanlığı'nda iş- bası yapmıştır. Türkiye Cumhuriye- ti 'nin kültür politikalannı Refahlı baka- nın getirdiği görevliler yönlendirmek- tedir. Bakanlıktaki atamalar, Türkiye'nin bir "bukukdevleti" olup olmadığının da göstergesıdir. Müsteşar ve müsteşar yardımcılan. genel müdürler ve yar- dırncılan, daire başkanlan, stratejik ko- numdakı üst düzey uzman bürokratlar, şube müdürleri, şef, memur, sekreter. odacı, işçi, her kademe ve görevden yüzlerce eleman, "hukuk dışı" yoliar da kullanılarak değiştirilmiştir. Bu uy- gulama \e işlemlerin inanılmaz birper- vasızlıkla "hukuk dışı" yapılmış oldu- ğunun kanıtlan, Danıştay ve idare mah- kemelerinin kararlandır. Dahası. bakan- lık. mahkeme kararlarını uygulama- maktadır. Kültür Bakanlığı'nın bu tutu- muna bakarsanız Türkiye Cumhuriye- ti. anayasanın öngördüğü bir "hukuk devleti" değildir. Atatûrk'ün temellen- dirdıği kültür politikalannın uygulayı- cısı hiç değildir. tkisinin de karşıtıdır. Öyleyse, "Türkiye nereye gkliyor" so- rusunu değıl, "Türldye nerededir" so- rusunu yanıtlamak dunımundayız. Aşa- ğıda özet olarak verdiğim liste, Refah Partisrnın Kültür Bakanlığı kadrolann- da yaptığı değişiklikleri içermektedir. Gekcek belgelenmeli Bu birbelgedir. Kültür Bakanlığı ör- nek alınarak Türkiye'nin "nerede" ol- duğunu gösteren, gündelik politikanın üstünde ve ötesinde bir "belge"dir. Gündelik politıka kapsamında iktidar- lar değişebilir; iktidar partileri ve ba- kanlar da değişebilir. Olumlu ya da olumsuz değişimler olabilir. Ama önce "durnm' bilinmelidir. Gerçek belgelen- melidir. Kadın ve erkek, genç ve yaşlı, sivil ve asker. gerçeği bilmelidir: Müsteşardan başlıyorum. Çünkü Re- fahlı bakan, işe müsteşar ve üç müste- şar yardımcısını değiştirmekten başla- R.efah Partisi, Kültür Bakanlığı'nı 'tepeden tırnağa' ele geçirmiştir. Müsteşardan 'geçici işçi'lere kadar bin dolayında 'Refah zihniyetli' eleman, son bir yıl içinde Kültür Bakanlığı'nda işbaşı yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kültür politikalannı Refahlı bakanın getirdiği görevliler yönlendirmektedir. Bakanlıktaki atamalar, Türkiye'nin bir 'hukuk devleti' olup olmadığının da göstergesıdir. Bu uygulama ve işlemlerin inanılmaz bir pervasızlıkla 'hukuk dışı' yapılmış olduğunun kanıtlan, Danıştay ve idare mahkemelerinin kararlandır. Dahası, bakanlık, mahkeme kararlannı uygulamamaktadır. mıştır. Müsteşar Tevfik Rüştü Gökalp ve müsteşar yardımcılan Gülgün Per- kins, Şakir Çelik, Nebahat Tüysûzoğlu görevlerinden ahnmışlardır. Müsteşar Tevfik Rüştü Gökalp, bakanlıkta yirmi beş yıldan beri görev yapan üst düzey bir bürokrattır. Emre Kongar'dan son- ra müsteşar olmuştur. Kongar dönemin- de de müsteşar yardımcısıydı. Gökalp, önce müşavirliğe kaydınlmış, sonra müşavirlikten de alınmak istenmiş, oy- sa kararnamesı Cumhurbaşkanlı- ğı'ndan dönmüştür. Danıştay'da açtığı "yürütmeyi durdurma" davasmı da ka- zanmıştır. Şimdi karann uygulanması- nı beklemektedir. Kütüphaneler Genel Müdürü Gökçin Yalçın da müşavirliğe kaydınlmış, Da- nıştay'dan "yürütmeyi durdurma" ka- ran almasına rağmen Bingöl, Tekirdağ ve Malatya'ya "geçici görev "Ie gönde- rilmıştir. Yasal olarak Kütüphaneler Ge- nel Müdürlüğü görevıne dönmesi gere- kirken taşrada dolaştınlmaktadır. Sinema ve Telif Haklan Genel Mü- dürü thsan Yücesoy, müşavirliğe alın- mıştır. HAGEM Genel Müdürü Yahya Ak- so>, APK uzmanı olarak görevlendiril- mış. yürütmeyi durdurma karan almış, emekliye aynlmıştır. Sinema ve Telif Haklan Genel Mü- dür Yardımcısı Gürbuz Mutlu, Ankara Kültür Müdür Yardımcılığı'na nakle- dilmış, Danıştay"dan "yürütmeyi dur- durma" cıkmış olmasma karşın bu ka- rar henüz uygulanmamış, Ağn'ya geçi- ci görevle gönderilmiştir. Kütüphaneler Genel Müdür Yardım- cısı Bekir Sıtkı Şenol, APK uzmanlığı- na ahnmış, Danıştay'ın verdiği "yürüt- meyi durdurma" karanna karşın, göre- ve başlatıldıktan sonra Ardahan'a geçi- ci görevle gönderilmiştir. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdür Yar- dımcısı Kenan YurttagüL, "arkeolog" olarak görevlendirilmiş, Danıştay'dan "yürütmeyi durdurma" karan aldığı halde Ankara dışına üç kez geçici gö- revle gönderilmiş, "bakanlık kara- n"nın Danıştay'ca iptal edilmesine kar- şın geçici görevle Mardin'e gönderil- miştir. Güzel Sanatlar Genel Müdür Yar- Yeniden inşa edilen ünlü yazann tiyatrosunda Richard Olivier'nin yorumuyla 'V Henry' sahneleniyor Shakespeare, Globe'la canlarayor Kültür Servisi - Ünlü şair ve oyun yazan Shakespeare'in Glo- be Tiyatrosu geçen hafta Kraliçe II. Elizabeth ve Prens Philip'in Elizabeth dönemi kıyafetleri içinde katıldığı bir törenle yeni- den izleyicilerle buluştu. Glo- be'un aslına uygun olarak yeni- den inşa edilmesi aynı anda hem doğumu hem de yeniden doğu- mu simgelıyor. Devlet desteği görmeyen, Sha- kespeare ve çağdaşlannm oyun- lanna kucak açaa, orijinal Globe mımarisine göre inşa edilen 'ye- ni' bir tiyatro var artık tngilte- re'de. lngiliz tiyatrosu köklerine dönüyor: Geleneksel lngiliz Ti- yatrosu'nun doğduğu, geliştiği, kendı ızleyicısini yarattığı, bu iz- leyicilenn taleplerine yanıt ver- meye başladığı 70 yıllık dönem yeniden canlanacak Globe'da. 400 yıllık tıyatro, 1993 yılında ölen aktör Sam Wanamaker'ın topladığı yardımlarla yeniden in- şa edilirken bu proje için toplam 13 milyon dolar harcandı. Globe'un yeniden inşası sanat- sal amaçlı ticari bir girişim aslın- da. Bu sahnede izleyiciyle bulu- şan oyunlar sayesinde ünlü usta Shakespeare'in tiyatronun yapı- taşı sayılacak bir dizi oyunu na- sıl yazdığı, bu ustanın tiyatroda nasıl çalıştığı, izleyicilerinenasıl ulaştığı canlı olarak incelenebile- cek. Böylelikle kültürel tarih yaşa- ma geçirilmiş olacak. Geleneksel tiyatronun ilk dönemleri incele- nirken en önemli gelişme, izleyi- cilerin de dönemin tiyatro dilini yeniden öğrenecek olması. Sha- keşpeare Globe Tiyatrosu'nun kurulduğu ilk dönemlerde V Henry'yi sahnelemişti bu me- kânda. Genel Sanat Yönetmeni Mark Rylance'm 1997'nin Glo- be'unda sahnelenecek ilk oyun olarak V Henry'yi seçmesi de doğru bir tercih bu bağlamda. Geç Tudor dönemi özelliklen- ni taşıyan oyun yurtseverlik, şüp- hecılik, zafer ve merhamet gibi temalan bir potada topluyor, po- litik tarihi işlerken günümüz in- sanını eğlendirebiliyor. Oyunun yönermeni, Ulusal Tiyatro'nun kurulmasında büyük katkılan ge- çen Sir Laurence Olivier'in oğlu Richard Olivier. Toplumsal biriiğin ve eşitliğin simgesi Sözcüklere günümüzde yükle- nen anlamlar bakımından baktı- ğımızda yanlış olsa da, bu döne- min oyunlan 'popüier' tiyatro olarak adlandınlırdı. 1599 yılın- da kurulan tiyatro 1613 yilında- kı büyük yangında yandıktan • Shakespeare ve çağdaşlannm oyunlanna kucak açan, orijinal Globe mimarisine göre inşa edilen 'yeni' bir tiyatro var artık Ingiltere'de. lngiliz tiyatrosu köklerine dönüyor. 400 yıllık tiyatro, 1993 yılında ölen aktör Sam Vvanamaker'ın topladığı yardımlarla yeniden inşa edilirken bu proje için toplam 13 milyon dolar harcandı. • Globe'un yeniden inşasıyla asıl amaçlanan, Shakespeare Tiyatrosu'nun ruhunun, o günlerin heyecanının, sınıfsız izleyici anlayışının yakalanması. Bütün tartışmalara karşın en azından bu yöndeki beklentiler karşılandı. Ingilizler artık Elizabeth dönemi tarihine, kültürüne, tiyatrosuna daha bir ilgililer. sonra restore edilmiş, ancak kısa bir süre sonra, 1642'de Cromwefl tarafından kapatılmıştı. Crom- well'in tiyatrolan kapatmasından sonra eğlendirici, sınıfsız tiyatro geleneği ortadan kalktı. Il.Char- lesdöneminde ise bir yandan top- lumsal sınıflar oluşurken bir yan- dan da sarayın katkısıyla sanat ve bılim belirgin birgelişme süreci- ne girdi. Shakespeare döneminde de el- bette sınıflar arasında birtakım eşitsizlikler vardı. Özellikle Glo- be'un bilet fiyatlannda gösteri- yordu bu dengesizlik kendisini. Halk oyunu birkaç penny ödeye- rek açık alanda izlerken, soylular çok daha yüksek ücretler ödeye- rek kapalı bölümde oturma hak- kına kavuşuyordu. Buna karşın yuvarlak bir mimari yapıya sa- hip olan tiyatro, toplumsal birli- ği ve eşitliği simgeliyordu. Bu özellik Shakespeare oyunlannda da gösterir kendini. Aynm ve bü- tünlük bir aradadır bu oyunlarda da. Globe'un 1997 ilk sezonunda sahnelediği bir başka oyun da, David Freeman'ın yönettiği 'Kış Masalı'. Ancak V. Henry ıle kar- şılaştınnca 'Kış Masalı'nın izle- yicilerden yeterli ilgiyı görmedi- ği söylenebilir. Tartışmalara yol açtı Globe Tiyatrosu'nun yeniden inşası Ingiltere'de heyecanın ya- nı sıra tartışmalara da yol açtı. Tiyatronun aslına uygun olup ol- madığı; mimarlan, tiyatroculan, öğretim görev lilerini, edebiyat- çılan farklı gruplara ayırdı. Ancak çoğunluk. günümüz Globe'unun Elizabeth dönemin- den farklı olacağını kabul etmiş bile. Çünkü o dönemin insanına yabancılaşmış bir topluma hiz- met verecek yenı tiyatro. Elizabeth dönemine ait bu ti- yatronun planlarının aslına uy- gun olup olmadığı da Ingiltere'de büyük tartışmalara yol açtı. Sah- nenin taslaklan günümüze ula- şamadığı için baş mimar Theo Crosbydönemle ilgili araştırma- lar yaptı. 16. yüzyılda bir sahne inşa etmek için ne kadar tahta kullanıldığmı bile buldu ve çizimlerini ona • göre gerçekleştirdi. So- nuç mu?.. Elbette yapı- nın herhangi bir 16. yüz- yıl sahnesinden farkı kalmadı. Ye- ni yapıdan mem- nun kalmayanlar. mimarlann, yapı- nın yeniden in- şası sırasında bi- limsellikten uzaklaşarak tah- minlerine çok büyük yer ver- diklerini sa\'unuyorlar. Bir de, tu- ristlerin dolaşması için eklenen özel yollardan şikâyetçiler. Pro- jede çalışan kişiler ise projenin güvenilirliğini kanıtlama kaygı- smdalar. Kostüm tasanmcısı Jen- ny Tıramani, Elizabeth dönemi yakalannın dikimi için pek çok iğneciyle çalışırken elle örülmüş yünlerle dikilen çoraplann yapı- mında yönetici kadro bile görev almak zorunda kaldı. Gece oyunlan, izleyicilerin yerleşeceği bölümün bir kısmı- Globe'dt samıtienen 'Kış Masalı' adlı oyundan bir kesit nın üzerini kaplayacak olan saz- dan yapılmış çatının arasına giz- lenen ışıklar tarafından aydınla- tılacak. Sahne üç katlı salonla çevrilirken izleyiciler burada me- şe banklar üzerinde oyunu izler- ken yönetmen ve oyunculann özellikle sahnenin yanlannda y- er alan iki büyük sütuna dikkat etmesi gerekiyor. Ovuncularm sonımluluğu Tiyatro binası, yapısı nedeniy- le oyuncuya büyük sorumluluk yüklüyor. Üstü tamamen açık olan sahne, bir izleyici çembe- riyle çevrildiği için iç konuşma- lar ve izleyiciyle konuşma bö- lümleri daha yakın bir nitelik ka- zanıyor. Birçok sahnede ışıklan- dırma çok güçlü olduğu için oyuncular ancak ilk sıradaki iz- leyicileri görebiliyorlar. Globe Tiyatrosu'nda ise sanat- çılar bütün izleyiciye doğrudan sesleniyor. Bir de bu açıkhava sahnesinde artık ışıkçılar dikka- timizi istedikleri oyuncunun üze- rine toplayamayacaklar. Her oyuncu sesiyle ve yeteneğiyle, ışığa ihtiyaç duymadan izleyici- lerin kendisiyle ilgilenmesini sağlamak zorunda kalacak. Globe'un yeniden inşasıyla asıl amaçlanan, Shakespeare Ti- yatrosu'nun ruhunun, o günlerin heyecanının, sınıfsız izleyici an- layışının yakalanmasıydı. Bütün tartışmalara karşın en azından bu yöndeki beklentiler karşılandı. İpgilizler artık Elizabeth dönemi tarihine, kültürüne, tiyatrosuna daha bir ilgililer. Daha şimdiden, bu dönemin mimarisinde günü- müz izlerini taşıyan özgün yapıt- lann sahnelenmesi heyecanı sar- dı insanlan. dımcısı Tbnç Tanışık, APK uzmanlığı- na nakledilmiş, "yürütmeyi durdurma" karanndan sonra Hatay'a geçici görev- le gönderilmiştir. Güzel Sanatlar Genel Müdür Yar- dımcısı Tulga Ocakçıoğlu da APK uz- manlığına kaydınlmış, "^Tİrütmeyi dur- durma" karanna karşın Erzincan'a ge- çici görevle gönderilmiştir. Bakanlık müşaviri ve koordinatörü Ve0erGüngör,Eskişehir Kültür Müdür- lüğü'ne "şube müdürü" olarak gönde- rilmiş, Danıştay'dan "yürütmeyi dur- durma" karan almıştır. Bakanlık Müşaviri Türan Karakaş, Erzincan Kültür Müdürlüğü'ne Şube Müdürü olarak nakledilmiş ve yürüt- meyi durdurma karan almıştır. Tefbş Kurulu Başkanı AhmetAtasoy, müşavir olarak görevlendirilmiş, Da- nıştay'dan "yürütmeyi durdurma" ka- ran almıştır. Atasoy halen "bekleme- de*dir. Sinema ve Telif Haklan Genel Mü- dür Yardımcısı Ozkan Yüdınm, Zon- guldak'a şube müdürü olarak gönderi- lince emekli olmuştur. HAGEM Genel Müdür Yardımcısı Aydın Yertikaya, önce müşavir yapıl- mış, sonra Izmir Kültür Müdürlüğü'ne "şube müdürü" olarak gönderilmiştir. Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Genel Müdür Yardımcısı Füsun Ersoy; "arkeotog" olarak istıhdam edilmiştir. Milli Kütüphane Başkanı AJtınay SernikH, müşavirliğe alınmışrır. Stuttgart Kültür Ataşesi Tülin Bumin ve Londra Kültür Ataşesi H^riye Er- kııt, görevlerinden ahnmışlardır. Yayımlar Dairesi Başkan Vekili Peün Kıraoğtu, Kütüphaneler Genel Müdür- lüğü'ne "şube müdürü" olarak nakle- dilmiştir. HAGEM'de Daire Başkanı olan Ser- pfl Budak, çeşitli cezalar verilerek gö- revden alınmış, Anıtlar ve Müzeler'e "uzman" olarak atanmıştır. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlü- ğü'nde "Daire Başkanı" olan Ayşegül Uğuıiuol, Ankara Koruma Kurulu"na arkeolog olarak atanmıştır. Uğurluol, "yürütmeyi durdurma" karan almıştır. Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Genel Müdürlüğü'nde "Daire Başka- nı"yken görevden alınan Emine Aynur, "yürütmeyi durdurma" karanna karşın "arke- olog" olarak görevlendi- rilmiştir. HAGEM'de Daire Başkanı olan Seyhan Li- vaneli, Ankara Kültür Müdür Yardımcılığı'na getirilmiştir. Livaneli, "yürütmeyi durdurma" karan almıştır Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde "Daire Başkanı" olan Ahmet Oruç, "yürütmeyi dur- durma" karanna karşın geçici görevle Kırşehir ve Hakkâri'ye gönderil- miştir. Oruç, uğradığı haksızlık dolayısıyla ba- kanlık aleyhine beş mil- yarlık tazminat davası açmıştır. Bakanlık suç işüyor Yukandaki listeyi, başkan yardımcılan, şu- be müdürleri ve yardım- cılanyla ve daha alt ka- demedeki görevlilerle sürdürecek olursak ga- zetemizin sayfalan yet- mez. Kültür Bakanlığı'nda- ki kıyımın, yasadışı iş- lemlerin, usulsüzlükle- rin dökümü, ancak bir "ek gazete"de yayımla- nabilir. Işten çıkanlan bin dolayındaki "geçici işçi"nin listesi, okurlan- mıza "krymı" konusun- da fıkir verebilir. "Sayı- sal taMo"dan daha önemli olan, "yasadışı" uygulamalardır. Mahke- me kararlanmn uygulan- mayışı, Danıştay'ın ver- diği "yürütmeyi durdur- ma" kararlannın yerine getirilmeyişi suçtur. Bakanlık, «hukuk dı- şı"na çıkmakla suç işle- mektedir. "Geçka görev" ne demektir? Bir devlet görevlisinin mahkeme kararlanna rağmen "ge- çid görev"le yurdun dört bucağına gönderilmesi ne demektir? Bu, "göre- vi kötüye kullanmak"tır. Mahkeme karannı uy- guluyor gözüküp aslın- da uygulamamaktır. Adı nedirbilemiyorum; "hi- te-i şer'iye" mi, "takıy- ye" mi nedir? Durun, daha bitmedi. Bütün bu uygulamalann özünde ne vardır? Ne amaçlanmaktadır? Ata- türk'ün temellendirdiği kültür politikalan şimdi nerededir? Kültür Bakanlığı ör- neğinden yola çıkarak "Türldye nerede"dir? Asıl sorun budur ve asıl görev bunu belgelemek- tir! BU AgAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL 40 Kuşağından Cahit Külebi İlk şiirlerini 194O'lı yıllann edebiyat dergilerinde yB- yımlama olanağı bulan yaratı adamlannın ortak yaz- gılan şu beş sözcüğün içeriğınde gizlidir: Seferberlik ekmeğiyle büyüyen şairier kuşağı. Birinci savaşta çocuktular. ikincisi yüksekc^renim yıllarında yakaladı onlan. Nazi ordulan Balkanlar'da Ege adalannda kol ge- zerken yangın yerine dönmüş dünyayı algılama yü- kümlülüğü bindi omuzlarına. Üstelik Tanndağ, Gokbörü, Çınaraltı gibi faşizm ba- ğımlılıklan sayfalanndaki yazılara, ştirlere yansıyan der- gilerde savaşa çağn edebiyatı yapılıyordu. "Özlüyorum cedlerimin döğüştüğü cenkleri Başımda çelik tolga, eğri kılıç belimde." Seferberlik ekmeğiyle büyüyen 40 kuşağının öteki şairieri gibi aykın toplum güçlerinin temsil ettiği geliş- memiş edebiyat odaklarına kapılmama gücünü han- gı düşünsel binkjmden aldı Cahit Külebi? Bilemeyiz. Bildiğimiz, daha ilk şiirterinde içindeki insanın Ana- dolusu'nu yansrtan dizeler getirmiş olmasıdır. Başucunda Nâzım Hikmet, yanıbaşında Ahmet Muhip, Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat gibi nice deneyimden geçmiş şairier varken kendi şiirini aradı Cahit Külebi. Yalnızca "aydın bir saz şairi içtenliğinden" gelmi- yordu bu şiir. Özgün tekniği, "Şairane"ye düşmeyen lirizmi var- dı. Çağnşım zenginliği vardı. "Çağdaş Türk Edebiyatı - Cumhuriyet Dönemi'nöe "Istanbul" şiirinden (Sokak dergisi, sayı: 1-6 Mart 1940) birkaç dıze vererek şöyle yazmıştım: "Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, . , Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm - Niksar'da evimizdeyken Küçük bir serçe kadar hürdüm-. Şiirin bu parçasında -8'/ yinelendiği için sayı dışı b- rakırsak- 15 sözcükten yalnız ikisı 'hürlük ve düşün- ce' soyut kavramlar olduğu halde 13 sözcûğü ege- menliğine almış gibidir. Somut dunımlarda şairce çağnşımlaruyandırmak... Bunu Külebi şiirinin belirgin özellıklerinden sayabi- liriz. Güncele bağlı sorunlan yansttırken somutla so- yut arasında dolaşmayı sever şair, sorunsalı arama- dan, dünyayı şiırsel olarak algıladığını düşündüren di- zeler yazar. Estetiğini oluştururken ayn bir uğraş vermemiş gi- bi rahattır. Az sözcük, kısa dizeler ve elden geldiğince annma- nın rahatlığıdır bu. Bir de sorunlara halk gibi yaklaşmanın. Belki bu yakJaşım nedeniyle 'O'nunla Hasan ya da MehmetAIİ'yle kendisi arasındaki bihikteliği koruma- ya özen gösterir. 'Işte bu dünya onun, sizin ve benim mutluluğumuzun dünyasıdır. Acılanmızın, savaşımla- nmızın dünyasıdır' dediğıni duyar gibiyizdir. Savaşa katılmışlann, savaşa evlat gönderenlerin, gurbetten mektup bekleyenlenn yürek çarpıntısı ve duygululu- ğu içtenlik olarak görünür Külebi'nin şiirinde. Ve şiir- sel öğelerini berabennde getirir." • • • * Cahit Külebi özümsemekle öykünmenin, duyariık- la duyar gibi olmanın aynmını gösterdi şiirinde. özgünlüğü bu özelliğinden geliyordu. Adı çağdaş klasiklerimiz arasında anılacak. Istanburda tango ezgileri • Kültür Servisi - Dünyaca ünlü keman virtüözü Gidon Kremer. 22 yıl sonra tekrar Uluslararası Istanbul Müzik Festivali'nin "gümüş yıh"na katılmak üzere ülkemize geliyor. Boeing sponsorluğunda ülkemize gelen Gidon Kremer, "Le Grand Tango" adını verdiği konserinde, "Çağdaş Aıjantin Müziği" olarak bilinen klasik müzik ve caz etkisiyle zenginleşmiş modern tangonun yaratıcısı, Arjantinli ünlü bandoneoncu Astor Piazzola'nın eserlerini yonımlayacak. 24 haziran salı günü Aya Irinı'de gerçekleşecek olan konser sırasında Gidon Kremer Grubu'na bir de solist eşlik edecek. Dölek'in Kippi' adlı romam çıktı • Kültür Servisi - Gülmece yazan Sulhi Dölek'in, Türkiye Iş Bankası 1996 Yılı Edebiyat Büyük Ödülü'nü kazanan Kirpi isimli romanı, Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınlan'ndan çıktı. Sulhi Dölek, yapıtlannda güç koşullar ve ters durumlar İcarşısındaki sıradan insanlann öykülerini mizahi bir dille aktanyor. Romanın kahramanı 'Kirpi Reşat'. Ona, yalnızca saçlannm kirpi dikenleri gibi dört bir yana dikilmesi yüzünden değil, kendisine yapılan kötülüğü hiç aftetmediği. mutlaka bir yolunu bulup intikamını aldığı için de 'kirpi' diyorlar. Kirpi Reşat aslında son derece korkak, silik bir insan, sıradan bir aile babası. Ama bir de dokunuyorsa intikam almak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Sulhi Dölek, bugüne dek birçok ödüle imzasını atan bir yazar. Koruganadh romanı 1975 Milliyet Yayınlan Roman Yanşmasf nda üçüncüjük ödülünü; Vidalar adlı öykü kitabı Sabahattin Alı Öykü Ödülü'nü; Kiracı, Madaralı Roman Ödülü'nü; Aynalar adlı kitabı ise Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü kazandı. Çocuklar Eskişehir Festivali'nde •Kültür Servisi - 11-19 ekim tarihleri arasında Zeytinoğlu Eğitim. Bilim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenecek olan '3. Uluslararası Eskişehir Festivali'nde bu yıl çocuklar da festivalin önemli bir parçası haline gelecek. Festival kapsamında çocuklara yönelik bir dizı gösteri düzenlenerek "Çocuk Konseri", "Tiyatrolar", "Kukla Tiyatrosu" ve "Resim Atölyesi" oluşturulacak. T.C. MAZGİKT ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1993/36 Davacılar Kemal Tunç ve Şari Tunç vekili Av. Türkan Gündoğan tarafından davalılar Hazıne, Orman ldaresi ve Dazkaya Köyü tüze'.kışilığini temsılen köy muhtarlığı aleyhine açıian senetsızden tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Mazgirt ilçesı (Hasonk) Dazkaya Köyü hudutlan da- hilinde yazı mevkiinde bulunan ve tescili istenilen taşın- mazın Doğusu: Alı Koç, Şari Tunç, Kemal Tunç. Heriye Tunç, Saadet Tunç ve Veli Tunç'a aıt 10,11, 12 nolu par- seller, Batısı: MunzurÇayı, Kuzeyi: Ali Koç, Şere Tunç, Kemal Tunç, Hediye Tunç, Saadet Tunç, Veli Tunç'a ait 9 nolu parsel, ıle fopağaç Deresi, Güneyi: aynı kişilere ait 12 ve 65 nolu parsellerle çevnli 210.000 m2'lik mik- tanndaki taşınmazın kendi adlanna tescilini talep ettiğin- den, ışbu ılanm yurt çapında yayımlanan bir gazetede ilanından itibaren 3 ay ıçındc hak ıddiasında bulunan- lann ellerindeki tûm kanıtlan ıle birlikte mahkememizin 1993/36 esas sayılı dosyaya müracaat etmeleri ilan olunur. Basın: 26369
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear