28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 HAZİRAN 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER RP gergin Menderes ekibi istifayı tartışıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAHYOL or- taklannın üzerinde anlaştık- lan ve 18 hazıran çarşamba günü Başbakan Necmettin Erbakan'm görevinden isti- fasıyla işlemeye başlaması planlanan takvim, RP'de iç tartışmaya yol açtı. Parti içındeki bazı radıkal isimler, Erbakan'm istifasına karşı çıkarken Istanbul Milletve- kıli ve grup sözcüsü Süley- tnan Arif Emre, "tstifa de- mokrasiyi yaşatmak için" dedi. Gelışmelerin, Istanbul Milletvekıli Aydın Menderes ekibinde bölünmeye yol aça- bileceği belirtildi. Menderes ekibınden Ankara Milletve- kili Şaban Karataşın ıstifa- nın eşiğinde. Devlet Bakanı Gürcan Dağdaş'ın da bir çı- kış hazırlığı içinde olduğu bildinldı. Erbakan'ın güvenoylama- sindan önce SPY'nin TB- MM'den geçirileceği ve Dı- şişleri Bakanlığı'nın RP'ye verileceğı yolundaki sözlen partınin radıkal ısimlerini ra- hatlatmadı. Aralannda Dev- let bakanlan Fehim Adak ve AbdullataGülile Genel Sek- reter Oğuzhan Asilriirkün de bulunduğu bazı RP'liler, önceki gün yapılan toplantı- da Erbakan'ı. istifasının ar- dından daha SPY'nin görü- şülmesi aşamasında bunalım yaşanacağını DYP'nin yan çizeceğini belirterek uyardı- lar. RP grup sözcüsü Süley- man Arif Emre, ikı lıderin yaptıklan anlaşmanın BBP desteklemese de geçerli ol- duğunu ve Erbakan'ın belir- lenen tarihte başbakanlıktan istıfa edecegini söyledi. Em- re, "Emanet sahibine tevdi edilecektir.Çogunluk kalma- dıgı halde direnilmesine ihti- mal verivor musunuz" dıye konuştu. Erbakan'ın. "De- mokrasiyi yaşatmak için isti- fa edeceğinr öne süren Sü- leyman Arif Emre. "RP'tıin antidemokratik çözütne da- vetheçıkaranlann >ollannm kesilmesi için fedakârlık yap- maya kararverdiğini'" söyle- di." Emre, ANAP, DSP ve CHP'yi "darbetahrikçüiğr yapmakla suçladı. ANAP'ı sol partıler arasında sayan Süleyman Arif Emre. tahrik ve teşviklerle yapılan 27 Ma- yıs, 12 Mart ve 12 Eylül mü- dahalelerinin ülkede istikrar- lı bir tablo oluşmasını engel- lediğıni belirtti. Çiller'ın başbakanlığında- ki bir hükümete güvenoyu vermeyeceğini açıklayan Şa- ban Karataş, "Arada kal- mam. Benim için evet ya da hay ır vardır. Böyie bir hükü- mete kabuloyu vermeyeceği- me göre ret oyu kullanaca- gım. Bir partinin içinde kalıp o partinin izlediğipolitikanın tersiniyapmakdoğru olmaz. Oyuma sahip çıkarun ve isti- fa ederim" diye konuştu. Başbakanlık değışıminin ve ardından seçime gidilmesi- nin ülkedeki gerilimi gıder- meyeceğini savunan Kara- taş, "Emanetbir an önceTB- MİVÎ'yeverilmelive yumuşa- mayı sağlayacak bir hükü- met oluşturulmab" dedi. Yazıcıoğlu BBP yine 'RP' dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-REFAHYOL'un de- yamı konusunda 8 milletve- kiliyle kilit partı konumuna gelen BBP'nin Genel Başka- nı Muhsin Yazıcıoğlu, Tansu Çiller'in başbakanlığındaki bir hükümete içeriden ya da dışandan destek verme ko- nusundaki karannı henüz netleştirmediğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yaptığı görüşme- den sonra, RP'siz hükümet seçeneklenne sıcak bakma- dığını kaydeden Yazıcıoğlu. Türkiye'ye en uygun mode- lin, RP-ÂNAP-DYP hükü- meti olduğu görüşünü savun- du. Yazıcıoğlu. RP için "6mil- yon insanın oyunu alnuş bir partiye Kunta-Kinte muame- lesiyapuamaz" diye konuştu. Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin siyasetin içinde gibi davranmış olmasının orduyu yıprattığını kaydeden Yazıcı- oğlu, Türkiye'nın darbeleri tarihe gömdüğünü savundu. DSP lideri Ecevit, Tarsus'ta 'CHP'yle seçimde değil, Meclis'te birlik' isteklerini yineledi 'REFAHYOL tiİkendfSELAHATTtN ÖZBOZKURT TARSLS-DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "REFAHYOL tükendi, ama işbaşuıda devleti engellemeye devam ediyor" dedi. Laikliği benimseyen tüm partilerin katılımıyla kurulacak bir çözüm hükümeti istediklerini söyleyen Ecevit, CHP ve Genel Başkanı BaykaTı eleştirdı. Ecevit. partisinin Tarsus ilçe örgürü tarafından düzenlenen -Demokratik Sol tktidarla Huzuriu Türkiye'' mitinginde yaptığı konuşmada, Türkiye'de ilk kez bir hükümetin devlet, adalet, işçi. 'CHP'yle hayal kurulur' DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Tarsus mitinginde ilk kez bir hükümetin toplumun bütün kesimlerini karşısına aldığını vurgulayarak CHP'ye sert eleştiriler yöneltti. Ecevit, CHP'nin sosyal demokratlıkla bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, "CHP'den gelen teklifle hükümet değil, ancak hayal kurulur" dedi. ordu ve işveren kesimıyle karşı karşıya geldiğıni belirtti. Cumhuriyet Alanf nda vaklaşık 5 bin kişiye hitap eden Ecevıt'in sözleri "Başbakan Ecevit", "Türkiye seninle gurur duyuyor", "Tek yol demokratik sol", "Türkiye laiktir, laik kalacak", "Hacı-bacı dediler, hakkımızı yediler", "Ecevit nerede biz oradayız" sloganlanyla sık sık kesildi. Ecevit, 1995'te bu hükümete Refah Partisi'nin girmemesi için DSP'nin elinden geleni yaptığını. ANAYOL'a güçlü bir hükümet kurulması için dışardan destek verdiğini, ancak buna DYP ve CHP'nin karşı çıktığinı anlattı. Ecevit. Çiller'in üç günlük başbakanlığı uğruna Refah Partisi'ne siyasi rüşvet verdiğini, REFAHYOL'u dinltebilmek için erken seçime gitmek istediklerini kavdederek "Türkiye'nin şu anda erken seçime ihtiyacı yoktur. Ancak Türldye'yi huzura kavuşturacak. geniş tabanlı ve güçlü bir hükümete ihtiyaç vardır. Bu hükümetin içinde RP olmayacaktır. Türkiye demoratik sol iktidarla huzura ve aydınlığa kavuşacakür" diye konuştu. CHP lideri Baykal'm "RP- DYP seçim ittifakı yaparsa CHP'nin oyu artar" sözlerini de eleştiren Ecevit, Türkiye'nin düzlüğe çıkmasının güçlü bir iktidarla olanaklı olduğu görüşünü yineledi. CHP'yi sert bir dılle eleştiren Ecevit, DYP- CHP hükümetleri döneminde büyük kentlere göç yaşandığını, Güneydoğu'da terör ve açhk yüzünden göç eden insanlara dev letin sahip çıkmadığını, bu yüzden kitlelerin Refah Partisi'nin tuzağına düştüğünü kaydetti. Ecevit, şunlan söyledi: "CHP döneminde gizli işsiz sayısı hızla arttı. Enflasyon onlaruı döneminde yüzide yüzün üstüne Baykal'la çıktı. Yolsuzluk. çeteler, o dönemde arttı. Cezaevleri CHP ve SHP'nin elinde>ken PKK- Hizbullah karargâhı haline geldi. Çeteler o zamanda kök saldı. Kusura bakmasuılar, CHP'nin sosyal demokratlıkla ilgisi yok. Tertemiz bir parti isteyen CHP'lilere gönlümüz de açık, kapımız da açık. Tüm engellemelere rağmen Türkiye'de DSP en hızlı gelişen partidir." Cindoruk 'ABD'ye gidin ve gelmeyin' İstanbul Haber Ser- \isi- Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüsamertin Cindoruk, halkın bu ülkeyi kimin yönettiğini merak etti- ğini belirterek Genel- kurmav'ın, hükümetin ortağı haline geldiğini söyledi. Cındoruk. "Türkor- dusu ile gurur duydu- ğunu" söyleyerek "Ya- şavar ol Harbiye' 1 dedi. Partisinin dün Bakır- köy \e K.üçükçekmece ilçe teşkilatlannın açılı- şına katılan DTP lideri Cindoruk, halka hita- ben yaptığı konuşmada, Genelkutmay'ın RE- FAHYOL hükümetine açık tavır alışının haklı gerekçeleri bulunduğu- nu söyledi. Genelkur- may'yı "gerekirse sflah kuüanınz" deme nokta- sma gelmesinin, siya- setçilerin ve halkın or- tak ayıbı olduğunu vur- gulayan Cindoruk. "Cumhuriyetintemel il- kelerinin tehlikeye düş- tüğünü gören ordu, si- yasetçik'rin ve halkın boş bıraktığı alanı dol- duruyor. Ancak bu gö- rev size, btze düşüyor" dedi. Genelkurmay'a yö- nelik olarak "Ordu ile gurur duyuyonız. İçte ve dışta bizi Misak-ı Milli sınırlan içinde ko- ru> an ordudanricaedi- yoruz. Demokrasiyi biz kurtannz. Bü>ük Ata- türk. hırsızlan yakala- ma işini Türk polisine bırakn. Sen o işi bize b»- rak; yaşa var ol Türkiye, yaşa \ar ol Harbıye" di- ye konuştu. RP Rize Milletvekili Şevki Yılmaz'ın Al- manya'ya teyzesinin kı- zının düğününe gittiğı- ni söylemesiyle ilgili olarak "BununTürkçe- si kaçmaknr" diyen Cindoruk. "Ey Erba- kan. ey Çiller; siz de Amerika'da birerte>-ze- nizin kı/ının düğününe gidin ve bir daha da gel- meyin. Vann bu milletin yakasından düşün ar- tık" diye konuştu. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART HJtf; Aydmlık dergisinin konferansı 'Susurluk'un sorumlusu kapitalizm' İstanbul Haber Servisi - Ay- dınlık dergisı. lçışleri Bakanlı- ğı'nın izin vermediği "Uluslara- rası Susurluk" konulu konferan- sı dün düzenledi. Konferans sa- lonu olarak önceden açıklanan Petrol-tş yerine İşçi Partisi (İP) İstanbul ll Merkezi'nde gerçek- leştirilen konferans bugün de de- vam edecek. Konferansın açış konuşmasını yapan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek. öne sürdüğü "Çilkr özel örgütü"nün bir çete değil. dünya kapitalist sısteminin bir aleti olduğunu savıındu. Konfe- ransta konuşan gazeteci Uğur Dündar ise Türkiye'deki çete fa- aliyetlerinın Turgut Ozal döne- mine uzandığını belirterek. "Özal'ın liberaUeşme adıyla sun- duğu sistem, aslında kara para aklanmasıdır. .Ancak bugünlere gelindiğinde Çiller ailesine baka- rak. acaba Ozal'a haksızlık mı ettik diye düşünüyorum" dedi. .îstanbul Üniversitesi öğretım üyesi Prof. Dr. Izzettin Önder ise Susurluk'u anlatmak için Özal ya da Çiller'den söz etmenin ye- terli olmadığmı savunarak, soru- nun temelinde kapitalızmin yat- tığını kaydetti. Önder, "Yeni Dünya Düzeni" adıyla karşımıza çıkan son ge- lışmeyi; aslında bir yenilik de- ğil, sadece kapitalist sistemin fi- nansal aşamaya gelmesı olarak değerlendırdı. Konferansta Rus mafyasıyla ilgili bilgiler veren Alman gaze- teci Jürgen Roth, Rus mafyası- nın artık >urtdışına taştığını ve önümüzdekı günlerde en büyük tehlike haline geleceğini bildir- di. Bugün Rusya'da 5-6 bin çete bulunduğunu söyleyen Roth, bu suç örgütlerinin tepesinde eski komünist parti ve KGB yöneti- cilerinin bulunduğunu sa\-undu. Roth, Rus mafyasının FBI'la da ılişkide bulunduğunu belirterek, "Mafya, FBl'ya bilgi aktanyor, FBI da mafyayı kolluyor" dedi. TÜSESten 'DemokratikSiireç' toplantısı 'Bir ahlaksızhk çemberinin içindeyiz' İstanbul Haber Servisi - TÜ- SES'in düzenledıği "Parlamen- to Reformu ve Demokratik Sü- reç'" konulu toplantıda. Türki- ye"deki siyasi ahlakın ve demok- ratikleşme sürecinin yerleşebil- mesi için "Dokunubnazüğm sı- nırlandınlmasr istendi. Türkiye Sosyal Ekonomik Si- yasal Araştırmalar Vakfı (TÜ- SES) ve ABD Ulusal Demokra- si Enstitüsü ışbırliğiyle dün Ka- bataş Kültür Merkezi'nde düzen- lenen toplantıya, ABD Ulusal Demokrasi Enstitüsü üyesi Nel- son Ledsky, Ingiltere Parlamen- tosu Nolan Komisyonu üyesi Da- le Campbell Savours, Israil Ada- let Bakanlığı Damşmanı Shlomo Guberman ve İtalya'nın AB da- imi temsilciliği hukuk uzmanı Lorenzo Salazar da katıldı. Toplantıda konuşan Koç Üni- versitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlter Turan, Türkiye'de parla- mento. hükümet ve bürokrasınin yozlaşmış ilişkileri yürütmek üzere bir çıkar birliği içinde ol- duğunu belirterek "Bir ahlaksız- hk çemberinin içindeyiz" dedi. Türkiye'nin içinde bulunduğu si- yasi süreçte mafyanın kendine özgü usullerle siyasi denetimi kurmaya çalı^tığını söyleven Tu- ran. "İleride bir doktoraöğrenci- si, Türkiye'deki faili meçhul ci- nayetleri araştırdığuıda, bu cina- yetlerin siyasilerle bağlantısını da yazaeak" diye konuştu. Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ersin Kalaycıoglu ise parlamentonun gücünün, önemi- nin ve değerinin 1945'ten sonra büyük erozyona uğradığmı ve 1920'lerdeki "her türlü meşrulu- ğun kaynağı ohna" misyonunu kaybettiğinı söyledi. İtalya'nın AB daimi temsilci- liği hukuk uzmanı Lorenzo Sala- zar. siyasi ahlak ve temiz toplum anlayışının yerleşmesi için şef- faflığın kaçınılmaz bir kavram olduğunu söyledi. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (</ planet.com.tr 12 Eylül öncesi ranza bölüş- tüğümüz bir hapishane arka- daşım aradı. Ben Cumhuri- yef'teyim, o kısaca "Islamcı basın" dediğimiz gazetelerden birindeçalışıyor. Selam. kelam, hal hatırdan sonra konuya gir- di: - Listelere ne diyorsun? Liste deyince benim aklıma gözaltına alınacaklar listesi ge- lir. Sırtım ürperdi. Bunların is- tihbaratı iyidir. Bir bildiği mi var yoksa? Lafı geveledim: - Yokyahu... Oraya vardı mı iş? Listelerfilan da mı hazırian- mış? 0, benim şaşmama şaştı: - Saçmalama. Bütün gaze- telerde çarşaf çarşaf yayımla- nıyorya? Al bakalım... Karım haklı. Durmadan, "Gazete okuma- dan, televizyon izlemeden ga- zeteci olunmaz. Sense hayta geziyorsun..." der durur. Eli tel- sizlı, belı silahlı birtakım adam- Iğne ve Çuvaldız... lar ellerinde liste kapıya dayan- sa haberim olmayacak. Telaş- landım: - Kimler var? Duraksadı: - Yani hangi şirketter var de- mek istiyorsun? Işte Kombas- san var, Yimpaş var, Ülkervar... Sonra... Rahat bir soluk aldım. Doğ- rusu daha dün, "Anlaşılan bil- diğimiz darbelerden olmaya- cak" diye yazdıktan sonra, "bildiğimiz darbeler"den alıştı- ğımız gibi bir kışla koridorunda volta atıp, asker karavanasına talim etmek, mesleki açıdan tam bir karavana atmak ola- caktı. Yazıişlerine çıkıp "Islami ga- zeteleri" bir kez daha önüme çektim. Bir de "liste gözüyle" okumaya başladım. Vay canına, benim mapus- hane arkadaşım haklı. Adam- lann derdı ne brifing, ne hükü- met, ne sıyasal bunalım. Baş- köşeyi Islamcı seımaye kuru- luşlarının ürünlerine yönelen boykot haberleri almış. Başlık- larda: Demokrasi, insan hak- lan, seımayenin dini imanı ol- mayışı (laf aramızda çok da doğru), aynmcılık, ülke ekono- misini tehdit... Akşam oldu. Televizyon ka- nallan arasında turluyoruz. Ka- nal 7'de ağırlık gene listelerde. Samanyolu TV, "Bu da bize ya- pılır mı yani" dercesine gene Islamcı sermaye listeleriyle meşgul. Kanallardan birinde Refah ideologlanndan Abdul- lah Gül. Kafasıyla ters orantılı bir sesle konuşuyor: - Gidin halka sonın bakalım. Sorun bakalım, kebapçılan fi- lan sorun... Anlaşıldı, kebapçı Islami ser- maye de "yandım Allah" diyor. "Islamcı şarap sermayesi, Islamcı rakı, konyak, votka ser- mayesi" olamayacağını düşü- nüp rahatladım, masamın üs- tünde biriken kâğıtları düzen- lemeye gittim. Bir faks. Refah'ın yerel se- çimlerde "zafer" kazandığı, büyük kent belediyelerini ele geçirdiği günlerden kalma. Yol- layan belli değil. Içeriği ise pek ilginç: Alışveriş edilmeyecek Yahudi sermayesinden söz ediliyor ve listeler yayımlanı- yor. Bir faks daha. Bu kez Yahu- di sermayeli işyerleri listesiyle yetinilmiyor, alışveriş edilmesi caizolan "Islamcısermaye"ye ait marketlerin adları, adresle- ri sıralanıyor. Bir anı. Gel de gülme. Bizim manav Sabri kopuğu, biryan- dan roka ve taze soğanları plastiktorbayayerleştiriyor, bir yandan dakjasınt geçiyor: - Abi sen şimdi inadına gidip Yahudilerden alırsın. Bakben- de Yahudilik yok ama ana ta- rafından Rumluk var. Mollalar için Rum, Yahudi fark etmez. Sen gene bu kardeşinden şaş- maolurmu? Kıssadan birinci hisse: Baş- kasına iğne batınrken, bir gün senin de orana çuvaldız sapla- nabileceğini sakın unutma! Kıssadan ikinci hisse: "Ser- mayenin uluslararası (vatansız, kozmopolit) karakterine karşı işçi sınıfmın enternasyonaliz- mi" saptaması, Marksizmin te- mel bir önermesidir. Başın sı- kışınca benim ideolojıden tır- tıkçılıkyapma. Şeriat hükümle- rine bir bak bakalım. Belki işi- ne yarar bir fetva bulursun. Ya- ni gerdeğe kendi ideolojik önermelerinle gir. POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Tına...Yarı külrengi bir uykunun derinliğinde gibi çıp- lak uzanmış... Iki gri göz kapanmış sevişmenin tam orta yerin- de... Karnı biraz çekilmiş, göğüsleri o güzelim duy- gu seline kapılmış... Tına Modotti... ipek Çahşlar onu anlatırken şöyle diyor: "Tına'nın içinde uçmak isteyen birkuş vardı..." Ben Tina'nın fotoğrafına baktım uzun uzun. O'nun kapalı gri gözlerinde ağaçlarda inleyen rüz- gârlann sesini işittim. Sikelianos'tan Lewren- ce'yedektüm şairlerin dizelerindeTına'yı aradım. Bir de geçmişe kapılıp gittim, anılar denizinde ko- parılmış sevdalan aradım... Yüzyılımızın önemli kadınlanndan Tina'ya dev- rimciliğin o bitip tükenmez aşklarını anlattım, Ipek'e ve Oral'a inat. Venedik'te koca siyah piyanonun coşmasını, Moskova'da Ahmatova'nın sevdadan parça par- ça olan yüreğini taşıdım. Yüce ve ateşli mutlulukyıllanndan çiçekler top- ladım... Tina'dan dinledim hem komünist hem de sanat- çı olmanın tutkusunu... Yüreğim okşayışlar altındaydı ve Tina ipek, si- yah çarşaf üzerinde aşkın vazgeçilmez hüznünün resmini çiziyordu... Tüyler ürpertici bir sessizlikte birieşiyordu Ti- na'nın öpüşleri geçmiş zaman mevsimlerinde ya- şayan erkeklerin dudaklannda... Ây büyüyor, yıldızJargülümsüyordu... Göklerin mavisi, çan sesi ve güneş Jose Mar- ti'nin Kübası'ndaydı. Yakan bir acı, onu avutma- yaçalışıyordu. Pırıl pınl biralev kız.ılhğında.ki seviş- me taş binaları sarsıyordu... Birsığınak arayan ormanda Tına'nın saçlan rüz- gârda savruluyor; Tina'nın o incecik parmakları bir erkeğin bedeninde dolaşıyordu... Sonra bir bulut geçiyordu, sessizce kopararak yapraklarını karanfilin... Tinaağlıyordu... • • • Aşkların o bilinmez yalnızlığı, düşlerini hep ka- rıştırmıştı Tina'nın... O bir komünist ve sanatçıydı... O kadındı, sevişmelerin delicesini yaşamıştı... Roba'yı yitirmeninin acısı yüreğini vurmuştu. Roba, gecesi 20 dolar olan hastanelerin birine ya- tamamıştı. O yüzden de ölüme yenik düşmüştü... San Francisco baharı yaşıyordu. Treasu Is- land'da Bay Bridge'yi seyretti Tına. Körfezin tam ortasında Alkadras Adası'nın feneri yanıp sönü- yordu. Güneş Golden Park'ın aşağısında kaybolup gi- derken okyanus olanca hırçınlığı içindeydi... Aklına Hart Crane'nin bir şiiri geldi o anda. Mı- nldanmaya başladı: "Kıyılannı yitirmiş denızler I Rüzgâriar eser boy- lu boyunca I Sim işlemeli ipekler kervanlar I Yü- zünü eğmiş ışıl ışıl aya su pehsi Kınk-dökük aşkımıza güler I Cümle kara habe- ri iletir diyapazonlar I Ak köpüklü sözleri tutar ge- tirir deniz I Iyiliğince kutsallığınca I Aşk içinde e/^ leridir - uzanır San Salvador'un çanlan yok bundan ööy/e / Merhabalar-sapsarı aydınlığında yıldızlann I Ada- ların adagio'lan - benim başıboşluğum - merha- ba I İç döküşümdür büyûler damârlanmdaki ka- nı." • • • VVestan'ın modeli olarak çıplak fotoğraflannın sergilenmesinden hıç yüksünmemişti Tina... O bağnaz bir kadın değildi... O mu erkeklerin peşinden koştu yoksa erkekler mi onun? işte orast tartışma konusu... Yoksa meslek hanesinde 'erkekler' mi yazıyor- du?.. Islak çimlere düşen olgun erikler gibi koktuğu söylenir Tına'nın... Hani Foerster'in dizelerindeki gibi: "Şu anda yeryuzü içimizde büyüyen bir uzay- dır..." Dışarıda sözcüklerin türküsü, saatleri anlatır ar- kamızda bıraktığımızda... Gece ıssız ve durgundur... Yüreğimizde yeniden çoğalır sevda şiirleri. Gri bir yalnızlık böler geceleri... Âşklar böyle mevsimlerde çoğalır değil mi Tına? Yüreğimizdeki kuş böyle kanat çırpar değil mi Ti- na? Levçev mi söylemişti yoksa bir başka biri mi Tı- na, "Yüreğimiz çiçeğe vunjyoryine" diye. Ben bir sabah uyandığımda soluk soluğa kal- dım çocuksu öpüşler yüzünden... Saate baktım Tina, gökyüzüne ve sonra senin fotoğrafına... Gözleriniaçneolursun.sevdaya yenik düşme!.. Tina sakın uyuma!.. Bak sana Jose Gorostıza sesleniyor: "Kurudu bütün çeşmelerim I gencecik dudak- lann sunacağı I bitkin tadıyla bir öpüşün..." Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (fv Planet.com. TR Özer Çiller'in dostu Tamraz tutuklandı FUAT KOZLUKLU WASHINGTON-İnter- pol tarafından sahtekârlık suçundan aranırken zama- nın başbakanı Tansu Çil- ler'in eşi ÖzerÇiller'i dev- reye sokarak Türkiye'de Bakü-Ceyhan petrol boru hattı inşaatından hatın sa- yılır bir pay kapmak için lobi faaliyeti yürüten pet- rolcü Roger Tamraz Tif- lis'te tutuklandı. ABD Dı- şişleri Bakanlığı sözcüle- rinden Philis Young. Tam- raz'ın tutuklanması ile il- gili haberleri doğruladı. Ortadoğu ve Orta Asya petrolleri ile ilgili New York'ta bir şirketın sahibi olan \e 8 yıl önce Lüb- nan'da yürüttüğü ihşkiler sırasında 200 mılyon do- lan zimmetine geçiren Ro- ger Tamraz, kırmızı bül- tenle aranıyordu. Tam- raz'ın arandığı dönem içinde ABD'de Beyaz Sa- ray'a 1995-19% yılları arasında toplam 6 kez gir- dıği tespit edilmişti. Bill Clinton'abaşkan seçilme- si için 170 bin dolar verdi- ğı ve birlikte kahvaltı etti- ğı ortaya çıkan Tamraz' ın, C1A ile ılişkisinin bulun- duğu öne sürülüyordu. Tamraz, 1995 yılındada Türkiye'ye gelmiş, Bakü- Ceyhan boru hattı inşa- atından büyük bir pay ko- parmak amacıyla ABD'- den tanıdığı Özer Çiller'i devreye sokmuştu. Özer Çiller ile ilk görüşme ve pazarlıklan yapan Tamraz, dönemin Dışişleri Bakanı EmrcGönensay'ın engel- lemesi nedenıyle Tansu Çiller ile görüşememişti. Dışişleri'nin uyarısıyla Tamraz'ın Çankaya Köş- kü'nden aldığı randevu da ıptal edilerek doğabilecek bir skandal önlenmişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear