25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 HAZtRAN 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Üç büyük ildeki özel hastane ve polikliniklerde ücret tarifeleri son derece değişken Sağhktafiyatvurgunu Aksaray Hast. Aobadem Hast Yaşar Hast. Afnerikan htest F. Nıghtmgale Hast. VatanHast AlmanHast. mtemationai Hast Ozel Marmara • 1989-1994 yıllan arasında SSK'den 1.5 milyar dolar, Emekli Sandıgı ve TBMM üyelerinden de 600 milyon dolar, özel sağlık sektörûnün kasasına aktanldı. tstanbul HaberServisi - Tüıkiye 'de. Sağlık Bakan- lıgı ve SSK'ye bağlı has- taneler, parasizhk ve yoğun hasta akışı nedeniyle te- davi hizmetlerinde dökü- Iûrken, bunlann yerini al- maya çalışan özel hastane ve polikliniklerin sayısın- da patlama yaşaruyor. Uzmanlar ödenek azlı- ğı gerekçesiyle kamu alan- lanna maddi yardım ya- pılmadığının altını ısrarla çiziyor. Yapılan hesapla- malara göre yalnızea 1989- 1994 yıllan arasında SSK'den 1.5 milyar dolar, Emekli Sandığı ve TBMM üyelerinden de 600 mil- yon dolar özel sağlık sek- törünün kasasına aktanlmış durumda. Istanbül Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Rıfat YüceL sağ- lıktan da sorumlu Dışişle- n Bakanı Tansu ÇiDer'in sağlık reformuyla birlikte hekimleri tezgâhtar, has- talan da müşteri olarak ni- telendirdigini anımsatarak, 'IMF heyetinin ülkemize hergeftşindeyönetidlerHni- ze verecekleri kredilere ön koştıl olarakSSK'nin özel- leştirilmesini öne sürmele- rinden bir Cumhuriyet yurttaşı olarak utanmamak elde değil* ye konuşuyor. Ozel hastanelere teşvik Hükümetin özel sağlık şirketlerinin tril- yonlarca liralık yatınmlanna büyük teşvik- ler sağlanırken kamu sağlık alanlannda çö- kertrae operasyonlan başlatüğını vurgula- yan Yücel. sözlerini şöyle sürdürüyor "Özel sağlık sektörünün kasasına her yıl milyar- larca dolar para aktanbyor. Gitgkk biivü- yen krizi görmesine karşın kamuya yaünm yapmayan hiikümeöer, özd sağhğı büyük bir hevesle teşvik ediyor. Şu anki hükümet 1997 yıhnın ilk üç ayuida özel sağlık sektörünün ûzelÇapa Öze) G.O.Paşa ömürHast. Hasekı Hast. SSKKartaiHast 21fTfyon lOmityon 8miyon 5-6 mıtyon doç. (5 milyon) uz. (6 milyon) 20m8yon 33 milyon 50-55 milyon 15mi(yofi 14 milyon 8 milyon Evrak, Bağ-Kur 4 mityon 445 bin 70Obin 4.40O000 1.150.000 750bin 1.250.000 1.400.000 900 bin 850 bin 1.000.000 800 bin 250.000 400.000 460 bin (açbkkanşek.) 500 bin 550 bin 575 bin 500 bin 650 bin 750 bin 500 bin 400 bin 400 bin Ad |450 bfn) 250.000 250.000 2250.000 7niyon 3.400.000 1.500.000 7.500.000 6.000.000 3.900.000+KDV 2.000.000 1.500.000 1.000.000 1.500.000 t.500.000 1.500.000 1500.000 1.000.000 1.500.000 2.300.000 1.500.000 1.150.000 1200.000 600 bin 1.000.000 450 bin 450 bin 2.000.000 3.500.000 2.300.000 6.000.000 Uz. (5 milyon) doç. + prof. 6.000.000 2.300.000 6.000.000 6.500.000 4.000.000 1.800.000 2.000.000 2.000.000 600.000 500.000 Normal(140mılyon) Sezaryen (210 milyon) Normal (75-80 milyon) Sezaryen (250 milyon) + doktor ücretleri Nofmal(130m8yon) Sezaryen (250 milyon) + doktor ücretleri Metropol normal 150 milyon + KDV Sezaryen (225 milyon) Normal (85 mityon) Sezaryen (160-170 m8yon) 200 milyon + ekstralar 600-700 milyon Normal (110 milyon Sezaryen (180 milyorf 50 milyon 39 milyon - Btlgt veriimedi' Nomıaf(3miyon5Q0 Sezaryen (10 milyon' Müdahale (6 mityon) dı- 9 trilyon 792 milyar 81 mihon lira rutann- daki sannmlanna.KDV;Gürnrük\fergjsi mu- afiyeti ve kredi geri ödemelerinde kolaylık- lar gibi büyük mali teşvikler sunmuşrur." Dr. Yücel, -Toplumasöylenmekistenenşu- dur: Biz size bu sağlıkişletmesinde sağlık sa- tabiliriz. Ancak paranız ya da ödediğiniz özel sigorta priminiz kadar" diyor. tstan- bul, tzmir ve Ankara son beş yıl içinde açı- lan 48 özel hastane ve 779 özel poliklinik- le "özelsağhk hizmetterrnde rekor kırarken, yapılan araştırmalar, üç büyük ilimizde man- tar gibi her köşe başında bitmeye başlayan özel hastane ve polikliniklerde fiyat tarife- lerinin son derece değişken oldugunu orta- ya koyuyor. Adeta bir banka gibi çalışan bu özel sağlık kuruluşlannda ücretlerde birbi- nni tutmuyor. Uzmanlar devlet hastaneleri ile karşılaştınldığında aralannda adeta üc- ret uçurumu olan bu hastanelerin devlet ta- rafindan da yeterli şekilde denetlenemedi- ğini ileri sürüyor. 'Fahiş fiyatiandırma var' TTB Başkanı Füsun Sayek. TTB'nin bir muayenenin taban ücretini belirlediğini söy- leyerek, *Zaman zaman fahiş fıyaüandırma ohryor. Hastaneter. konumlanna, kulbndık- lan makemelere, çalıştırdıklan hekimkre görefiyatbeUrliyor. Devlet sağhk ocaklannı gelistirmeü. Insanlann başvuracağı alanlar obnah" diyor. Özel Marmara Hastanesi Baş- hekimi Cevdet Caner, tıp olayında fiyat be- lirlerken hekim ücretinin içinde olup olma- masına dikkat edi Imesi gerektiğini belirtiyor. Özel Ömür Hastanesi sahibi Ncvzat Ülter. fıyatlar üzerinde TTB'nin kesin otoritesinin olmadıgını belirterek, fıyatlann semtlere gö- re arttığını söylüyor. Haseki Hastanesi Baş- hekımi Doç. Dr. Mustafa Yenigün, özelde fı- yatlann 10 misli arttığına dikkat çekiyor. Özel hastanelerin çalışanlanna kamuya gö- re 5-10 kat fazla ücret ödediklerini de ifade eden Yenigüa -Hekiınlkte ufak vebüyük has- taneier arasında kaUte farkı yok. Harcana- cak anestezt ilaç. hekimin hizmeti a> nı. De- ğişen, daha lüks oda, gülery üdü insan. An- cak ücretleri fahiş''diyor. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Üç İsim, Üç Resim Demirel, Ecevit ve Baykal. Üç isim ve... Cumhuriyet tarihinin en bü- yük bunahmına "sivil çıkış yolu" arayışlan içinde, bakışlann zaman zaman üzerierinde yoğunlaştığı üç resim. Bazen umutla, bazen öfkeyle, bazen de bezginlikle bakılan... Niçin Erbakan, Çiller ya da Mesut Yılmaz değil de onlar? Çünkü Erbakan kendinden ne bekleniyor kjiyse onu yaptı ve yapıyor. Çiller dönüşü ol- mayan biryolda, sürükleniyor. Mesut Yılmaz ise geçmiş hatalannı belki anladı, ama düzel- tecek olanağı yok. • • • Demirel'in bugüne gelinmesinde çok gü- nahı var... Herkes biliyor. Yeni baştan sayıp dökmek anlamsız. Ama Çankaya'ya çıktıktan sonra degiş- meye başladı. Belki artık oy kaygısının kalmamış oluşun- dan... Belki de tepeden bakmanın, bütünü gör- meyi kolaylaştırmasından... Çoğunlukla geçmişte yaptıklannın tersi de olsa... Doğru şeyler söyler oldu. Zaman za- man doğru şeyler yapar oldu. Sevindik, destek verdik. Derken son günlerde, viraj alıyor duygusu- na kapıldık. Yeni çizgisiyle bağdaşmayan, tutariı gibi görünmeyen laflar etmeye başla- dı: "Hiç kimse seçimden kaçmak için baha- ne uydurmasın" dedi. "Ordu kendi işine bak- sın" dedi. Yazılmamış milyonlarca yeni seçmen. Sag- lıksızlığı ortada bir seçim sistemi. RP'yi ka- panmaktan, Çitler'i yok olmaktan kurtarma- ya yönelik; suçluluğun telaşı içinde bir "ace- le seçim"... Üstelik de ordu ile halkı karşı kar- şıya getirmeye yönelik kirli hesaplara o seçi- mi de alet etme çabası... Cumhuriyet, var olma ile yok olma arasın- da bir dönüm noktasında. Siyasetçiler aymaz- lık içinde... Ve darbe yapmadan ülkeyi kur- tanmaya çabalayan orduya "Kendi işine bak" nasihatı... "Hesap adamı" Demirel, iki kez darbe ile iktidardan uzaklaşmıştı. Şimdi insan sorma- dan edemiyor - Acaba Demirel yeni bir hesap hatası mı yapıyor? .. . ••• Ikinci resim de zaman içinde çok değişmiş. Bir zamanlar aydınlann, gençlerin, köylü- lerin, halkın sevgilisi. Pınl pınl isimleri etrafın- da toplamış. "Kin" duygusunu insan vicda- nına yük sayıyor. Sevgi dolu, insancıl mesaj- lar veriyor. Halk ile aydın arasındaki uçurum- lan yok ederek büyümüş ve partisini de bü- yütmüş... "Umut" olmuş. Şimdi isim aynı, ama resim çok farklı. Eşinden başka kimseye güvenmiyor. Sa- yısız iyi niyetli, değerli insan, biröğütme ma- kinesinde yok olup gidiyor... Ne solun birle- şip ülkenin geleceğine yeniden ağırtıgını koy- masını kabullenıyor; ne de partisini, cumhu- riyet elden gitmesin diye bir şeyler yapmak isteyen insanlara açıyor. Kendisini de, partisini de, solu da küçül- ten insan olarak görülüyor artık... Çok kişi- nin gözünde; umut değil "umutsuztuk" kay- nağı. Ecevit bugün, dostiarının sözlerine ve yaz- dıklanna bile önem vermeyecek kadar ken- di kendisinin tutsağı olmuş. Bu nedenle de "yararsız" gördüğüm için, bu konuya yeniden dönmeyi düşünmüyordum. Ama insanlaröy- lesine çaresiz ki nereye gitsem yalvanyoriar: - N'olursunuz bıkmadan, tekrar tekrarya- zın!.. Ecevit inadından vazgeçerse, herşey birdenbire değişebilir. Demokrasi elden gi- diyor. Solbu tehlike karşısında bile birleşme- yecekse, hiç değilse güçbiriiğiyapmayacak- sa, vahığının ne anlamı kalır? • • • Üçüncü resim Baykal'a ait. İlk ikisinden çok daha yeni... Ama insan- lara hiç de yeniymiş gibi gelmiyor. "Yeni so/"dan söz ederken bile yeni değil... Üste- lik ne eskiden "net"ti, ne de bugün net. Ortian Birgrt geçenlerde yaşadığı olayla- n ammsattı.. Baykal'ın -SHP Genel Sekrete- ri iken- DSP ile seçim işbiriiğine karşı olan tav- m. CHP yeniden açılırken, Ecevrt'in genel baş- kanlıgı olasılığtna karşı "sfrate//"sini. RP'li bir hükümet kurulmaması için, Eceyit'in ANA- YOL'a verdigi desteği sert bir biçimde eleş- tirmesini... Bunlara başka ekler de yapılabilir... Yerel seçimler öncesinde Karayalçın'ın önerileri- ne karşı olumsuz bir tutum takınarak RP'nin seçim zaferine yaptıgı katkı gibi... Ama Baykal bugün büyük bir şans yaka- lamış durumda. Cumhuriyet tehlikede, insanlar bir şeyler yapmak gereksinmesi içinde... DSP'nin ka- pıları kapalı ve içerde terör esiyor. ANAP ve DYP ise zaten bugüne gelinmesınin baş so- rumlulan... ADD'leri, ÇYDD'leri yeterii gör- meyip mutlaka bir siyasal çatı arayanlar için CHP tek seçenek olarak kalıyor. (öteki sol par- ticikler ise fazla güdük ve güçsüz.) Ama sadece kendi dışındaki nedenlerie iktidara ulaşmış parti yoktur. Baykal. Türkiye'den çok farklı koşullara sahip bir Ingiliz solu örneğine sanlmış; üste- lik de onu yanlış yorumluyor. CHP'nin tarih- sel çizgisine çok daha uygun bir Fransız so- lu oteyına gözierini kapamış... Başanyı "az sa- ğa kaymakta" arıyor. Türkiye'de sağtn sadece siyasal politika- lan iflas etmedi... Toplumsal ve ekonomik politikalan da iflas etti... "Onlann çizgisini ben onlardan daha iyi sürdürürûm; ya da onlann boşluğunu en iyiben doldururum"di- yerek mi umut olacaksınız? * * * Üç isim, üç resim. Demirel, geçmiş günahlannı unutturabile- cek bir fırsat yakaladı. Ecevit, kendisini yeniden "Karaoğlan" ya- pacak bir fırsatı harcadı. Gelecek için en şanslısı ise Baykal... Eğer hizipçilikten vazgeçer ve partisini Ke- malizmin çağdaş bir temsilcisi konumuna getirebilirse... Ve eğer, somut bir "ortak prog- ram" etrafında, sivil toplum örgütleriyte bir güç- birliği oluşturabilirse...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear