25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA HABERLER Şener için sopuşturma istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Hatay Milletvekilı Fuat Çay ve arkadaşlan, Maliye Bakanı Abdüllatif Şener hakkında Meclis soruşturması açılmasım istediler. CHP'li 58 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı'na \enlen önergede Şener" in. mahallı idarelere yapılacak vardımveödemeler tertibinde yer alan ödenekten mahallı idarelere yapılacak vardımlan anayasanın ve yasalann belirlediği smırlar dışına çıkarak aynmcıhk anlayışı içerisinde siyasi saiklerle ve pazarlıklar sonucunda iktidar partisine mensup belediyelere aktararak görevini körüye kullandıği belirtildi. Parsadan şantajma soru onergesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP, Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın DYP'ye yaptığı öne sürülen "Selçuk Parsadan şamajını" TBMM gündemine getirdı. ANAP Ankara Milletvekili Nejat Arseven. önergesinde, "DYP ile ılgili olarak'Bız sizinle ilgili birçok sıkıntıyı göğüsledik. hatta bugün dahi Ankara Savcısi'nı çağırdım. Parsadan davasıyla ilgili olarak. bir yüksek bürokrat ifade vermiş. lfade sizin döneminizı sıkıntıya sokacak nitelikte imiş. Bu bürokrat devletin nasıl tahrip edildigini anlatıyormuş' şeklındekı ifadenız doğru mudur" diye sordu. 5.5 milyon kişi oy kulianamayacak • Haber Merkezi - Bağımsız Istanbul Milletvekili Bülent Tanla. olası bir erken secimde 5.5 milyonu aşkın kişinin oy kullanamayacağım savundu. Tanla, Devlet Istatistik Enstitüsü verilerine dayanarak yaptığı açıklamada 1997 yılı sonunda oy verme çağındaki nüfusun 39 milyon 799 bine ulaşacağını söyledi. Kütüklerde kayıtlı seçmen sayısınm 34 milyon 155'te kaldığına dikkat çeken Tanla. bu durum nedeniyle seçmen niteliği kazanması gerekenlerin sekizde birinin daha işin başında devTe dışı kalacağmt kaydetti. Osmanlı amblemi yarışması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Bakanlığı, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1999 yılında kutlanacak 700. kuruluş yıldönümü etkinliklerinde kullanılacak amblemi belirlemek için yanşma açtı. Kültür BakanlığYndan yapılan açıklamada. Osmanlt İmparatorluğu'nun "ihtişamını. zengin medeniyetinı ve insani değerlerini" temsıl edecek amblemin üzerinde. çizimler ve kompozısyonlar bulunacağı bildirildi. Amblemde, Osmanh'nın 700. kuruluş yıldönümü 1299-1999 gibı yazılar ve rakamlar da yer alacak. Ferhat Tunç beraatetti • ANKARA (AA) - Ankara 1 No'lu DGM, Eğitim-Sen Kınkkale Şubesi'nin 20 Eylül 1996'dadüzenlediği şölende, Sıvaskatliamı ile ilgili olarak yaptığı konuşmada, "Halkı, din ve mezhep farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan sanatçı Ferhat Tunç'un ilk duruşmada beraatine karar verdi. Düzeltme Orhan Birgit'in "Meclis Görevini Yapmazsa..." başlıklı dünkü yazisının sondan bir önceki paragrafında bazı dizgi yanhşlıklan olmuştur. Bu paragrafı düzeltilmiş. biçimi ile yeniden yayımlıyoruz: •'Muhalefet partilerinin gensoru kurumunun çalıştırılması gibi bir yükümlülüğü vardır. Aksi halde bu hükümetin kaderini, altındaaynı hükümetin tüm bakanlannm imzası bulunan ve 30 Eylül 1976tarihli '96 8716 sayıh yönetmeliğin' belirleyeceği gibi bir kuşkuyu bile duymaktan korkuyorum." Erbakan, başbakanlık koşullannı yinelerken DYP liderine yeşil ışık yakmadı Erbakan ıııııut vermiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Necmettin Erbakan, hükümetin is- tifası konusundaki önkoşullannı yineleye- rek. seçim tarihinin yeni hükümet kuru- lunca belirleneceği yolunda partisine va- atte bulunan DYP Genel Başkanı Tansu ÇUler'e umut \ermedi. Hükümetin desteğini arttırmak için se- çime gitmekaran belırten Erbakan. "Lçak zaten uçuyor. hav ada ikmal olacak. Zaman ka> betmeden halktan aiacağımız destekle hizmerJerimizi yürüteceğiz" dedi. Erbakan. sandıkta -hürriyetilebastanın" oylanaca- ğını savundu. Erbakan. RP grup toplantısında "birta- kım güçlerin ulkede tedirginlik \arattjkla- nnı" savunarak. bu çabalara karşın koalis- yon partilennin ülkedekı istikran koruma azmine sahip olduklannı söyledi. RP lide- ri Necmettin Erbakan. "Çıkarlan zedele- nen rantiyeeilerin, bir kısım holdinglerin ve • Partisine erken seçim tarihinin başbakanlığın kendisine devredilmesinden sonra belirleneceğini söyleyen Çiller'i Erbakan rahatlatmadı. Erbakan, "Uçak zaten uçuyor. havada ikmal olacak. Zaman kaybetmeden halktan aiacağımız destekle hizmetlerimizi yürüteceğiz" dedi. medyanın ülkenin huzurunu bozmaya ça- lıştıklannT öne sürerek. "Biz onlara kar- deşane seslendik "bindiğiniz dalı kesme- yin. bu ülke hepimizin' dedik. Fakir fuka- ra zenginleşecek. zengin daha da zengin olacak. yapmak istediğimiz bu. Rantiyeci- likle kazanan işadamlan, alın teriyle daha çok kazanacaklardır*' diye konuştu. Hükümet ortaklanmn daha da güç kaza- narak yola devam edebilmek için seçime gitmeyi kararlaştırdıklannı kaydeden Er- bakan, şunlan söyledi: "Seçime gidebilmek için haarlık koşul- lannın yerine getirihnesL yetkili kurullan- nuzın onay vermesi ve TBMM'nin karar alması gerektiğini söyledik. Bunlar yerine geldiği takdirde Türkiyc en kısa zamanda seçime gidecektir. Yapılacak erken secim- de halkınuz hizmet mi. kısır çekişme mi buna karar verecek. Seçimin manası bu- dur; hürriyet mi, baskı mı? Muhalefet ve bir kBun ıriedyave rantheciler kendi çıkar- lan için sömürü düzeninin devamını iste- mektedir. Kendi a\ antajlannın devamı için demokrasi)mis., insan haklanymış, bunla- nn hiçbirine kulak asmayacaksın. Seçime gjtmenin anlamı daha çok demokrasi ve insan haklandır. Lçakzaten uçuyor, hava- da ikmal yapılacak. Zaman kaybetmeden halktan alınacak destekle hi/metler yürü- tülecekf Erbakan, konuşmasında hafta sonu İs- tanbul'da yapılacak olan D-8'ler toplantı- sına da değindi. D-8'in bir banş hareketi olduğünu savunan Erbakan, "Bu çalışma bütün insanbk için önemli bir dönüm nok- tası olacaktır. Bir süre sonra D-8'ler ile G- 7"ler bir araya gelecek. Bu 2. Yalta adımı olacak inşallah" dedi. 'Ankara'dan aynlmayın' Erbakan. grup toplantısının basına ka- palı bölümünde yaptığı konuşmada da se- çimin ekim aymda yapılması için uğraştık- lannı söyledi. RP mılletvekillerıne Anka- ra'dan aynlmamalan talimatını da veren Erbakan. TBMM'de bu hafta ve gelecek hafta yoğun bir gündem yaşanacağına dik- kat çekti. Cindoruk 'Refah duvara çarpar' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DemokratTürkı>e Partisi (DTP) Genel Başka- nı Hüsamettin Cindoruk. Si- yasi Partıler Yasası'nda (SPY) yapılmak istenen de- ğişikliklerin anayasaya ay- kın olduğünu vurgulayarak RP'ninkapatılmasını \asay- la değil. hakh sa\ unmasıyla önlemesı gerektiğini sövle- di. Cindoruk. -RP. >asa>la bunu yaparsa. Anayasa Mahkemesi'nin bir başka duvanna çarpar" dedi. Adalet Bakanı Şevket Ka- zan'ın yasaları zorlavarak savcı ve yargıçlann Genel- kurmay Başkanlığfnın \e- receği brifinge katılmasını engellemeye çahştıâını be- lirten Cindoruk. "Demek ki ülkemizde yargı bağımsız değil" diye" konujtu. DTP Genel Idare Kurukı. Genel Başkan Cindoruk başkanlı- ğında dün toplandı. Polıtik arenadaki esas sorunun. **si- yasette irtica" olduğünu kay- deden Cindoruk. bunun çö- zümlenmesı halinde. bütün demokratik değerlerın yeri- ne oturacağını söyledi. DTP lideri. Siyasi Partiler Yasasf nda yapılmak istenen değişikliklerle iktidann. bir siyasi parti aleyhindeki ka- patma davasını durdurmayı amaçladığını öne sürdü. Atila Ergür için M.Ü. Güzd Sanatlar Fakültesi'nde tören düzenlendi. Törene kaülım oldukça yüksekti. (ERDOĞAN KÖSEOCLU) Atüa Ergür toprağa verüdiKültür Servisi - Pazar günü aramızdan ayn- lan Atila Ergür için dün saat 10.30'da Marma- ra Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi önün-. de 'AtflaErgür'ü Anma Toplanüsı" düzenlendi. Ergür. daha sonra Erenköy Galip Paşa Ca- mii'nde kılınan namazın ardından Nakkaştepe Mezarlığı'nda toprağa verildi. Marmara Oniversitesi'nde düzenlenen top- lantıya aralannda gazetemiz \azan tlhan Sel- çuk. gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanvekıli Atilla Coşkun. Nâzım Hikmet V'akfı Başkanve- kilı Tarık Akan. Mengü ErtcL Erdal Atabek. Hüsamettin Koçan, Nâzım Hikmet Vakfı Genel Sekreteri Kıymet Coşkun, Şükran Kurdakul. MerihSezer. Nâzim Hikmet \akfı yöneticilen. Gencay Gürsov Cevat Çapan. Ali Aka>. Semih Balcıoğlu. Ataol Behramoğlu. Öner Yagcı. kızı Gamze Ergür. Pen ^azarlar Derneği Başkanı Alpay Kabacau. Hıfzı Topuz. Toktamış Ateş. Yıldız Üniversitesi Rektörü Ayhan Alkı^. 68'li- ler Birligı Başkanı Haşmet Atahan. ÖDP Ge- nel Başkanı.Ûfuk Lras, ÖğTetım Elemanlan Sendikası Başkanı lzzettin Onder. Hatke Kur- tuluş. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Baş- kanı Aydın Aybay'ın da bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Meüh Cevdet Anday ise katılama- dığı toplantıya bir telgraf gönderdi. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül- tesi Dekan Vekili KemalŞen,Hhan Selçuk. Prof. Ömer Faruk BatırcL Prof. Burhan Şenatalar. Öğretim Elemanları Sendikası Başkanı Prof. İzzettin Önder. arkadaşı MehmetSaçboğtu. Dü- şün Kulübü'nden ve resim bölümünden ıki öğ- rencisi birer konuşma yaparak Ergür'ü anlattı- lar. tlk sözü alan Kemaî Şen "Atila Ergür i\i bir vatandaş, hi bir dümainsanı olarak bizeher za- man ömekolmuştur. Toplumsal kitle örgütlerin- de aldığı görevlerle de birçok insana ömck tcş- kil etmiştir. Kaybı önemlidir" dedi. Marmara Ünnersıtesı Rektörü Ömer Faruk Baiırel,.Ergür,'ün.kısa bır yaşam süımüş olma- sına karşın insanlara katkısının çok büyük ol- duğünu belirttı ve yaşamı boyunca demokrat bir üniversite ıdeali ile yaşadığını ekledi. llhan Selçuk ise toplantıda "Herölüm erken ölümdür" sözünü hatırlattıktan sonra "*Bu ka- dar da erken ölünmezdi" dedi. Selçuk şunlan söyledi: "Atila. hepimizi üzerek aramızdan a>- nldı. Boşluğu doldurulamaz. O, geleceğin insa- nını simgeliyor. bu yüzden Nâzım Hikmet Kül- tür ve Sanat Vakfı yönetiminde yer alıyordu. Çünkü Nâzım da geleceğin insanıydı. Atila üret- tikleri ve yaptıklanyla etrannda çok geniş bir sevgi halesi yarattı. O üretken. yarahcu insancıl bir insandı; >ürcği a\dınlıktı. Bizim tesellimiz kı- sayaşamına karşın da\ ranışlarıyla hepimize ör- nek olması." İşçi emeklilerinden REFAHYOL'atepki İstanbul Haber Servisi - İşçi emeklile- ri. REFAHYOL hükümetinin Başbakan Yardımcısı Tansu ÇiUer ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'e ateş püskürdü. Türkiye tşçi Emeklileri Cemiyeti Ge- nel Başkanı Ethem Ezgü. Cüler \e Ce- lik'in taahhütlerine rağmen işçi emekli- siyle ilgili intıbak yasa tasansında bir so- nucagidilemediğinibelırterek"Eğerbir sonuca gidilmezse biz onlan sonuca gö- türürüz" dedi. Türkiye İşçi Emeklileri Cemiyeti dün Şişli Belediyesi'nin Dolmabahçe'deki toplantı salonunda bir panel düzenledi. Panelin açış konuşmasını yapan Şişli Be- lediye Başkanı Güla> Aöğ, Türkiye'nin bir yol aynmına doğru götürülmek is- tendiğıni belirterek "HABITAT-2 Kon- feransı'nda alınan kararlar gereği de siz- lerin örgütlenmenize katktda bulunmak bizleringörevidir"dedi. Atığ, işçi emek- lilenne şöyle seslendi: " lecnitH'lerini/den bu ülkenin gençle- ri, politikacüan, işçüeri mutlaka yarar- lanmalıdır. Bunun için Şişli Belediyesi olarak, bütün masrafları bize ait bir ye- ri sizlere tahsis edeceğjz." TİSK: Kaynak arayışı pahalıya mal olacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür- kiye Işveren Sendikalan Konfederasyo- nu'nun(TtSK) 26-27 hazıran tanhlerinde yapılacak Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Genel Kurulu'na ilişkin olarak ha- zırladığı raporda, REFAHYOL'un politi- kalan eleştirildi. Raporda. kaynak arayış- ları sonucu çıkanlan çeşitli yasalann uzun vadede kuruma çok pahalıya mal olacağı belirtildi. TlSK'in raporunda. hükümetlerin SSK'nin kaynaklannı siyasi amaçlanna alet ettikleri vurgulanarak sigortacılık il- kelerinden uzaklaştıkça başta SSK olmak üzere sosyal güvenlik kuruluşlanndaki mali dengesizliğin giderek arttığı ka\de- dildi. Erken emeklilik. süper emeklilik, hizmet birleştirmesi. borçlanma ve prim affı gibi sigortacılık anlayışıyla bağdaş- mayan uygulamalann sürdürüldüğüne dikkat çekilen raporda. "Dövizle emekli- lik yasası diye adlandınlan yasa gündeme getirilmiştir. Yine geçen günlerde prim borçlulanna sınırlı da olsa af getiren bir ya- sa TBMM Genel Kurulu'nda kabul edil- miştir. Kaynak arayışlan sonucu hazırla- nan bu yasalar, kuruma uzun \ adedc çok pahalıya mal olacaktır" denıldi. TlgNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Halide Mesudi, Güneri Cı- vaoğlu'nun programında Ce- zayir'deki deneylerini anlatır- ken siyasetle islam arasındaki ilişkiye dikkat çekiyordu. Siya- set ve iktidar mücadelesine Is- lamı karıştırmanın ne kadar tehlikeli olduğünu bızlere ak- tarmaya çalışıyordu. Mesu- di'nin "Cezayir'de Kadın Ol- mak" kitabında da dikkat çek- tiği en önemli noktalardan biri- si, iktidardaki "laik" diktatöriü- ğün siyasi Islama verdiği ödün- lerdi. Sözde laik Cezayiryasalann- da kadınlarm aleyhine ağır hü- kümler yer alıyordu. Bu hü- kümleri koyanlar siyasi islama karşı olduğünu söyleyen bu- günkü yöneticılerdı. Erkeklere dört kadınla evlenme hakkı, malın mülkün ayrılık halinde ta- mamen erkeğe kalması, bu hü- kümlerden bazılarıydı. Eğitim, geçmiş ıktidarlar döneminde siyasi islamın gelişmesine ola- nak hazırlayacak bır hale geti- rilmişti. Yabancı okuüar kapatıl- mış, Arapça ve Arap kültürü la- Cezayirli Sarışm Kadm... ik eğitimi dışlayacak şekilde bütün sisteme egemen olmuş- tu. Siyasi islam, diktatörlüğün verdiği ödünlerle adım adım güçlenmiş, sonunda şiddet do- lu bir muhalefete dönüşmüştü. Cezayir'de siyasi islama da, baskıcı yönetime de karşı olan, etkıli kadın önderleryaşamlan- nı koruyabilmek amacıyla ye- raltında yaşamak zorunda kal- mışlardı. Cezayirti sarışm güzel kadın Halide Mesudi, bizim ülkemiz- deki sarışm güzel kadından farklı olarak, çıkargözetmeksi- zin ülkesinin demokrasi ve öz- gürlüğe kavuşması için canını ortaya koyan örnek bir savaş veriyor. Yeni Yüzyıl'dan Günseli Kartay, Cezayir'deki etkili ka- dınlarla görüşmüş. Feminist Halide, gazeteci Salima ve Troçkist Louisa yaşamlan teh- drt altında olan öncü kadınlar. Halide Mesudi, siyasi islama karşı olduğünu söyleyen ikti- dann, solcularia savaşmak için aşın dtncilere büyük ödünler verdiğini dile getiriyor ve şun- lan belirtiyor: "Cezayir'iöylebir hale getirdiler ki okullarda res- mi ağızlardan şeriatçılık öğre- tiliroldu." Mesudi, siyasi Islam- cılartarafından ölüme mahkûm edildiği 1993 yılından beri ye- raltında yaşıyor. Şimdi millet- vekili. Salima Gazali de yeraltında yaşayan bir kadın gazeteci. Fransızca olarak yayımlanan; sansür nedeniyle sürekli toplaT tılan La Nation gazetesinin yö- neticisi. Hükümet, seçimden i- ki hafta önce Salima'nm gaze- tesini yine kapatmış. Cezayir basınının "Cesaret Ana"sı, al- dığı ölüm tehditleri nedeniyle i- ki yıl önce evini terk edip sak- lanmaya başlamış. Salima. öl- dürülen sivillerin bir kısmının hükümet güçlerince katledildi- ğine ilişkin güçlü kanıtlara sa- hip olduklannı belirtiyor. 14 ve 17 yaşındaki iki kızını arada bir gördüğünü, gözleri dolarak an- latıyor. Sosyalist Louisa, dört millet- vekilliği kazanan işçi Partisi'nin lideri. Türkiye ile ilgili radikal saptamalar yapıyor: "Türki- ye'deki durvm, 5 yıl önceki Ce- zayir'e benziyor. Eğer Türk or- dusu darbe yaparsa, sonunuz bizimkigibi olur" diyor. Bir baş- ka önemli saptaması da şu: "Cezayir'de terörden daha tehlikeli olan eğilim, toplumda- ki çürüme. Terörden çıkarı olanlarzenginleşti. Terörün bit- mesini tabii ki istemezler." Cezayirli kadınlarm özgüriük kavgasından etkilenmemek mümkün değil. Şeriata ve dik- tatörlüğü karşı ölümüne müca- dele ediyorlar. Onların yiğit ve dirençli tutumlan, yannın Ce- zayir'i için en büyük güvence. Halide, Salima, Louisa ölüm- den korkuyoriar, ama direniyor- lar. Ülkelerini terk etmiyorlar. Örnek ve etkili bir kavga yürü- tüyorlar. Gazeteci, milletvekili, politikacı Cezayirli kadınlardan öğreneceğimiz öyle çok şey var ki. Türkiye Cezayir'e benziyor mu? Solun önünü kesmek uğ- runa dini gericiliği kışkırtma noktasında tam bir benzerlik- ten söz edebiliriz. Eğitimin şe- riatçı bir yöneliş içine sokulma- sı her ıki ülkede de sağcı ikti- dar partilerinin marifeti. Cezayirli sanşın güzel kadın Halide Mesudi'ye baktım. Tür- kiyeli silikon suratlı kadın poli- tikacıya baktım. Benzemeyen bazı şeylerolduğu kesındi. Tür- kiye'de çağdaşlık ve demokra- si yanlısı güçlerdaha önemli bi- rikimlere sahiptiler. iki sarışm kadın da bırbirlerine hiç ben- zemiyorlardı. Idealleri, kadın ol- manın sorumluluğu, çıkar he- saplarını reddeden cesur tav- rıyla Halide Mesudi, Türki- ye'deki sarışından öylesine farklıydı ki... GLOBALPOLİTIKÜLTÜR; ERGIN \1LDıZOĞLL :• ğe İEmeğe İhanet "Piyasa şimdı tanrı oldu; ekonomik planlama ise. şeytanın ta kendisi. Serbest piyasa idolojisi niha-. yet tamamen galip geldi... SovyetlerBirliği'nin çö-, küşü ile kapitalizm daha önce hiç görmediği bir or- tama kavuştu: Serbest pıyasanm toplumu örgüt- lemenin en iyi yöntemi olduğu fikrine karşı çıkan-. lar yok olup gittiler..." ; Bunlar "nostaljik" bir sosyalistin hüzünlü yakın-. maları değil. Yukarıdaki satırtarın yazarlan Business: VAteekdergisinin başekonomisti William VVoolman veaynı derginin yorumcularından Anne Colamos- ca. Bu yazarlar kapitalizme karşı değiller. Yalnızca, Judas Ekonomisi: Sermayenin Zaferi ve Emeğin. Uğradığı İhanet (1) isimli kitaplannda sermayenin" zaferinin giderek kendi sonunu hazırladığına ilişkirv korkulannı anlatıyorlar. Yazariara göre günümüz kü-"' resel piyasa ekonomisinde zincirlerinden boşalarv güçler giderek son derecede yıkıcı bir değişim sü-İ recinin kaynağı haline geliyoriar; küreselleşmenin; faturasını emeğe çıkaran "bu güçler mutlaka kont-; rol altına alınmalıdır". Adı geçen kitapla ilgili olarak Los Angeles 77- mes'da (1/6/97) bir makalesi yayımlanan, uluslara- rası ekonomi ve gelişme ekonomisi alanlarmın önemli isimlerinden Prof. Robert Heilbroner de VVolman ve Colamosca'nın hakh olabileceklerini düşünüyor. Heilbroner "günümüzde kürese/tesen' kapitalizmın, emek ve sermaye arasında, sermaye- den yana gerçekleşen büyük bir gelir kayması ya- ratan yıkıcı bir eğilime" (2) sahip olduğünu tespit ettikten sonra, kapitalizmin bugün egemen olan neo-liberal dogmadan dolayı kendi kendine büyük' ve kalıcı bir zarar venmek üzere olduğünu ekliyor. Bu tartışmaya International Herald Tr/öune'deki; köşesinden katılan William Pfaff, Heilbroner'in yo-' rumuna katıldıktan sonra, 1970'lerin ve 1980'lerin ilk yarısının yüksek enflasyon (biz buna düşük ve- rimliliği de ekleyelim) ortamına belki uygun olan neo-liberal kemer sıkma politikalarının, artık bir ise. yaramadığı gibi yıkıcı etki yaptığını savundu (7/6/97). i Pfaff'a göre "Fransız seçmeni dışında, bu duru- mun çok az insan farkında"... "Ve siyasi biretkin-^ liğe sahip düşünürier grubu olarak" ilk defa, "He- men herkesin yanıldığının farkına varan da galiba- Fransız seçmeni oldu." . j • • • Bu tartışma belli ki daha uzayacak. ingiliz ve Fransız muhafazakâr partilerinin içine düştükleri, politikasızlıktan kaynaklanan istikrarsızlığa ve Av- rupa işçi sınıfında gittikçe su yüzüne çıkmaya baş- layan kızgtnlığa bakarak hangi yönde gelişebilece- ğini de öngörmek çok zor değil. Ben, bir başka konuya değinmek istiyorum. 1970'lerin ortasında, enflasyonu kontrol altına al- mak. üretkenlikteki ve kârlardaki düşme eğilimini tersine çevırmek için bu neo-liberal politikalar uy- gulanmaya kondu. Bu uygulamalann dört önemli etkisı oldu. Birincisi. zengin ve fakir arasındaki uçu- rum daha da arttı. Ikincisi işsizlik arttı. Üçüncüsü küreselleşme süreci hızlandı ve züccaciye dükkâ- nına girmış bir boğa gibi tümü jle kontrolden çıktL Dördüncüsü, bıreyler. ultra mddern cnelrooolie«*» içindeki bazı mahalleler, dünyaekonomisındekiba 3 " zı bölgeler. yokuş aşağı ve gittikçe hızlanarak giden freni patlamış bir kamyondan etrafa saçılan mallar gibi tarumar oldular, geride kaldılar, dışlandılar. Yaklaşık 20 senedir emekçilerden, ekonominin yasalanna uymak adına fedakâriık etmeleri isteni- yor. Rakamlar emekçılehn bu fedakârlığa yeterin- ce katlandığını gösteriyor. Ama sonuç tam birfiyas- ko ve yönü belli otmayan bir gidiş. Bu gidişi kontrol altına almak, ekonomik ve siya- • si istikran sağlamak, son 15 yılda açılan ekonomik ve siyasi yaraları sarmak ve yüzyılın başında yaşa- nan trajedilerin tekrar ortaya çıkmasını engellemek gerekıyor. Ancak bu sefer fedakâriık sırası artık( emekçilerde değil. < Fransız seçimlerı bu açıdan çok önemliydi. 1995_ Aralığt'ndan bu yana ışçiler, "Artık yeter. fedakârlık'- etmeyeceğiz, biraz da başkası fedakâriık etsin" di- • yordu. Giderek seçmenin büyük kısmı da buna ik- na olmaya başladı. Benzer gelişmeleri yakın za-' manda Almanya ve Belçika, Italya. hatta ispan- ya'da yaşarsak hiç şaşırmayalım. işçiler ve seç- men bir mesaj veriyor bugün. Umanz sosyal de- mokratların bir kulağından girip öbüründen çıkmaz. 1) The Judas Economy: The Triumph of Ca- pital and Betrayal of Work. Addison-VVesley. 2) Tam bu noktada. 358 milyarderin, bugün dün-' ya nüfusunun yarısının toplam zenginliğinden da- ha büyük bir servete sahip olduğünu hatırlamak ye- ter sanırım. (Le Monde Diplomatigue, 06/97). ergin(« ergin.demon.co.uk Hükümetin arsa \ yağması başlıyor ANK.\R\ (Cumhuri- yet Bürosu) - Açıklan ka- patmak için umudunu ka- mu taşınmazlarının satışı- na bağlayan hükümet. ka- mu kurumlarının sosyal tesıslerı. hazine arazileri ve gecekondulaşan hazine arazilerinin satışına hız verdi. Başbakanlık Başdanış- manı Kamil Eren'in ver- diği bilgıye göre, gecekon- dulaşan hazine arazileri- nin belediyeler aracılığıv- la satışına bu ay içinde başlanacak. Satışlara ilk aşamada Istanbul'da Bağ- cılar ve Şık. Ankara'da Keçiören ve Pursaklar. Antalya'da Calkaya'da başlanacağını kaydeden Eren. belediyelere dev ir iş- leminin bir hafta içinde ta- mamlanmasına çalışıldığı- nı bildirdi. Gecekondu arazilerinin hangı biçımde değerlendi- rileceğine belediyeler ta- rafından kararverileceğıni belirten Eren. satışların peşin veya taksitle olabi- leceğini söyledi. Eren, bu- güne kadar yaklaşık 100 beledivenin 400 bin dö-' nüm gecekondu alanı için başvuruda bulunduğunu' kavdederek, satışlardan" 400 tnlyon lıra getir bek-; lendiğini söyledi. -' Hazine arazilerinin sa-- tışına da hız verilirken,' Ankara'da toplam 914 dö-' nüm tutan 146 hazine ara-' zısınin ihaleleri bugünden itibaren başlıvor. Metreka- : resi 125 bin lira ile 11 mil-1 yon 500 bin lira arasında- deaişen arazilenn ıhalele-i riîl, 13. 16. 24ve26ha- ziran günlerinde yapıla-^ cak. Ihalelerde, Canka- ya'daki toplam 88 bin 492'. metrekarelik 49 ar^^i. A1-* tındağ'daki 36 bin 665- metrekarelik 8 arazi, E'i- ! mesgut'taki 156 bin 545. metrekarelik 12 arazi, Gölbaşı'ndaki413bin 147 metrekarelik 28 arazi, Ke-J çiören'deki 10 bin 334 metrekarelik 16 arazi. Ma-, mak'taki 7 bin 673 metre- karelik 9 arazi. Sincan'da-' ki 22 bin 944 metrekarelik' 2 arazi ile Yenimahalle'de- ki 178 bin 646 metrekare-- lik 22 arazi satılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear