25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 1997 ÇARŞAMBA 10 KULTUR Meyerhold uzmanı Paris CNRS Gösteri Sanatlan Laboratuvan Müdürü Beatrice Picon-Vallin: Meyerhold hak ettiği yerde değil Beatrice Picon Vallin, Meyerhold tiyatrosu üzerine iki konferans verdi. (Fotoğraflar: ZEYNEP SAYGI) KEREM EKSEN Avrupa Tiyatrosu, yüzyıl başında Rusya'da ortaya çı- kan iki büyiik yönetmen ve oyunculuk teorisyeniyle dev- rim niteliğinde değişimler yaşamış ve bu değişimler tüm yüzyıla damgasını vur- muşru Bır yanda (son dö- nemlen hariç) doğalcı ve ıç aksiyona dayalı bir oyuncu- luğu savunan Stanislavski, dı- ğer yanda da fıziksel aksiyo- na vurgu yapan. stilize ve plastik bır oyunculuğu savu- nan MeyerhokL zaman za- man işbirlığiyle. çoğu zaman da ayn gruplarla kendi tarz- lannı oluşturdular. Günümüzün tiyatroseverle- ri özellikle Stanıslavski adı- na ve onun yöntemıne hiç ya- bancı değil. Ancak Meyer- hold 1940'ta Stalınist rejim tarafından kurşuna dizilme- sinin ve uzun süre yasaklı kalmasınm da rolüyle. bugün hak ettiği ilgiye sahip değil. Bu ılgisizliğin Türkiyedekı yansımalan Ayşe Emel Mes- çi ve Ali Berktay'ın son yıl- lardaki çabalanyla birlikte aşılmayaçalışılıyor. Özellik- le Alı Berktay'ın hazırladığı ve 1997'nin Nisan ayında Mıtos BOYUT Yayınla- n'ndan çıkan •'Tıyatro-Dev- rim ve Meyerhold" adlı kitap • Fransız Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi'nin Gösteri Sanatlan Laboratuvan Müdürü Beatrice Picon-Vallin, Meyerhold'un büyük bir kaynak olduğunu vurgulayarak, "'Bence o lıâlâ hak ettiği yere sahip değil. Buna rağmen bugün ona gösterilen ilgiyi, onun büyük bir kâşif olmasına ve tüm 20.yüzyıla etki edecek biçimler yaratmış olmasına bağlayabiliriz" diyor. önemlı bir adım oluşturuvor. Bu ikili. ÎTÜ Oyuncula- n 'yla beraber çok değerlı bir Meyerhold uzman olan Be- atrice Picon-Vallin'ı tstan- bulda konuk ettiler. Fransız- caya yaptığı dört ciltlik çevi- riyle ve birçok araştırmayla Meyerhold'u dünyaya tanı- tan Picon-Valin, 7-8 hazıran- da Meyerhold tiyatrosu üze- nne bir konferans verdi Beat- rice Picon-Vallin'le Meyer- hold tiyatrosu ve bugünü üzenne konuştuk. - 20. yüzyıl başı. tiyatroda birçok değiş.inı ve yeniliğin yaşandığı bir dönemdL Sta- nislavski ve Meyerhold'unor- taya çık&ğı Rusya ve tüm Av- rupa alaıunda bir dönüşüm yasadı. Bu dönemin böylesine veriınli olmasını nasıl açıkla- yabiliriz? - Her şeyden önce 20. yüz- yıl "mizansen" yüzyılıydı di- yebilıriz. Tiyatroda 19. yüz- yılın sonlannda yenı bır kişi ortaya çıktı: Yönetmen. Bu yeni kişinın işlevi fazladan eklenen bir işlev değil, tiyat- royu baştan yapılandıran bir işle\di. Bence en önemli nokta bu. Keşfedecek çok şey var - Peki bu değişikliğin nede- ni neydi? - Her şeyden önce dünya değişıyordu. Açıkbirşekilde bır burjuva tiyatrosu bunalı- mı. eğlendirici tiyatronun bu- nalımı söz konusuydu. Tiyat- ro artık bir "sanat" dalı hali- ne gelmek istiyordu. Craigve Appia gibi dönemin büyük tiyatro düşünürleri de tiyatro- ya hem soyluluğunu iade et- mek istiyorlardı, hem de ona toplumda bir anlam ver- mek.. Fransada da örneğin Antoine bu türden bir değişi- mın başmı çekıyordu. Ancak Rusy a'dakı değişim çok daha kuvvetli oldu. Bunu da Rus- ya'daki polıtık bunalımın da- ha kuv-vetli olmasına bağla- yabilınz. Devrim öncesi ve sonrası tiyatro toplumda çok büyük bir rol oynadı. - Bugün MeyerhokFuntek- rar gündeme gelmesini nasıl açıklıyorsunıız? - Asltnda ben onun gerçek- ten de gündemde olmadığını düşünüyorum. - Ama bugün yeniden keş- fedDmeye çalışnğını söyleye- biliriz." - Evet. ama daha keşfede- cek çok şey van çünkü çok büyük bir esere sahip bir sa- natçı söz konusu. Bence o hâ- lâ hak ettiği yere sahip değil. Bir oyuncuy a Stanıslav ski 'yi ya da Brecht'i sorsanız mut- laka tanır. ama Meyerhold'u tanımayan birçok ınsan var. Bu şekilde öldürülmüş ve ha- fizalardan zorla sılmmış ol- masaydı çok daha farklı bir yere sahip olacaktı şüphesiz. Buna rağmen bugün ona gös- terilen ilgiyi de onun büyük bır kâşif olmasına ve tüm 20. yüzyıla etki edecek biçimler yaratmış olmasına bağlaya- bılinz. Büyük bir kaynak gı- bıdir Meyerhold. - Karherinin sonlanna A y $ e E m e l M e s ç i v e H a l k O y u n c u l a r ı Yenitarttşntalann tohumkm atdacak•Ayşe Emel Mesçi 20-30 haziran tanhlen arasında İTÜ oyunculanyla Meyerhold VVorkshop'u gerçekleştirecek. Bu çalışmada Füruzan'ın "Kayıp Çocuklar Menkıbesi" Meyerhold tekniğiyle sahnelenecek. 1980 sonrası yurtdışına çıkmak zo- runda kalan Emel Mesçi'nın 1982'de Tuncd Kurtizle birlikte ısveç'te kurdu- ğu Halk Oyunculan, hazırladığı on do- kuz prodüksıyonla A\ ıgnon dahıl olmak üzere Avrupa'nın pek çok büyük festı- valinde perdelerini açtı. "Kadınlar, Bi- zim Kadınlanmız". "Mustafa Suphi Destanı". "Bir Anarşistin KazaSonucu Ölümü". "Dünyaja Aülan Çığhk" gibi önemlı oyunlar sergıleyen topluluk, oyunlannda başta Anadolu olmak üze- re bırçok kültürün folklorik öğelerine yer verdi. Ayşe Emel Mesçi. ilk döne- mıni ts\eç"te. sonrasmı da Pans'te ge- çırdiğı "sürgün" yıllannın ardından. en son geçen yıl tstanbul'da Abduliah Şa- hin Nokta Tiyatrosu'yla Aziz Nesin'ın "Hukuk-u Merkep Beyannamesi" oyu- nunu sahneyekoydu. - Halk Oyunculan'nın Meyerhold'la tanışmasından söz eder misiniz? -1980 sonrasında yurtdışına çıktıktan sonra bir araştırma yaptık, bizi en çok ilgilendıren de Türkiye'de '60 1 sonrası büyük tartışmalara neden olan Stanis- lavski - Brecht tiyatrolannın zıtlıklany- dı. Yurtdışına çıkmak, hem Batı hem de Doğu tıyatrosunu çok yakından ıncele- me fırsatı verdi bize. Özellikle devrim sonrası Rusyası'nda tıyatroların neler yaptığını çok merak ediyorduk. Bu araş- tırmalann sonucunda Meyerhold, Vag- tangov ve Tairtn'la buluştuk. Özellikle bızım ıçin çok önemliydi. çünkü dünya tiyatrosunda denemediği tarz kalmamış bir yönetmendi v e Stanislavski'ye alter- natıf olan tek kışıydi. Meyerhold'un oyuncunun vücut kullanımına ve uzam- dakı hareketlerine çok önem verdiğini fark ettık. Yaratmış olduğu biyo-meka- nik teknik özellikle aktörün vücudunda hiçbir psikolojizm yaratmadan sadece birhareketdeviniminı öngören. yeni bir enerji biçiminı de beraberinde getiren, neredeyse, bir anlamda kozmosla yeri aktörün vücudunda birleştıren bir bı- çımdi. Bu bizi aktör olarak çok ılgılen- dirıyordu. Beatrice Pıccon-Vallin'ın Fransızca yayımlanan dört ciltlik Me- yerhold araştırmalarını bulana kadar fazla bir kaynak elde edemedik Meyer- hold hakkında. Ali Berktay'ın bu kıtap- lardan yaptığı çevıriler, bize son derece genış ufuklar açtı. Öncelikle Meyerhold'un "total tiyat- ro" anlayışı, yani bütün sanatlan yenı bir biçımle tiyatroda bırleştirmesı. daha ön- ce rastlamadığımız bır olaydı. 1985'te Berlıner Ensembleda bırreji semineri- ne katıldım. Oradakı vırtüöz sanatçılar- la yaptığım tartışmalarda Meyerhold'u hıç bilmedıklerini gördüm. Bu arada Beatrice Picon-Vallin'in bilgileri ışı- ğında Peter Brook, Peter SteLt, Luibi- mov gibi y önetmenlerle ilişkiye geçtiği- mizde daha çok bilgı sahibi olduk ve sahne uygulamalannı da gördük. Bu tür bilgıler ışığında kendi tiyatromuzda bi- yo-mekanik üzerine pek çok alıştırma yaptık. Oyunlanmızın ıçine de bu alış- tırmalann sonuçlannı da koyuyorduk. Tabıi ki oyunlanmız özgün yaratımlar- d.. Birde 1987 ile 1989 arasında ilk sa- y ısını Sanat 87 adıyla çıkardığunız der- gıde Meyerhold'u tanıttık ve bu Türki- ye'de de yankısını buldu. Beatrice Pı- con-Vallın'in önce Ankara'da şımdı de burada, Istanbul'da verdiği bu konfe- ranslann, yeni gelişme \e tartışmalann tohumlannı atacağını umuyoruz. -Bundansonra hangi projeierigerçek- leşüreceksiniz ? - Şu anda bir projemiz belli. Eylül ayında, büyük bır salonda "Az GittikUz Ghtik" adında bir proje gerçekleştirece- ğım. Bu proje YaradılışDestanlan'ndan başlamak üzere Şamanlar, Bedevı kök- leri, Endülüs. Mezopotamya. Anadolu medeniyetlen ve bugünü kapsayacak. Murat Kayır da projede organızatör o- larak görev alacak. Bu çalışmayı on iki müzisyen ve on iki dansçıyla birlikte sergileyeceğim. Bir de 20-30 haziran tanhleri arasın- da İTÜ Oyunculan 'yla gerçekleş- tireceğimiz Meyerhold Workshopu ola- cak. Bu Srorkshop'un sonunda da bir ürün ortaya çıkacak. Biz bu ürünün ilk defa adını koyuyoruz. Bu çalışma, Fünızan'ın "Kayıp Çocuklar Men- kıbesTnin Meyerhold tekniğiyle sah- nelenmesi olacak. Bu çalışma Works- hop'ın son gününde ITÜ Gümüşsuyu Kampusu Spor Salonu'nda ser- gilenecek. Ayşe Emel Mesçi. Stanislavski'ye tek alternatif kişi olarak gördüğü Meyerhold'u sürekli araştınyor. dogru Stanislavski de Meyer- hold gibi. fiziksel aksiyona ağıriık veren bir tarza yönel- mişü. Buna dayanarakacaba bu iki usta arasındaki tartış- mayı Meyerhold önde bitirdi diyebüir miyiz? - Kimse önde bıtirmez as- lında. Bu politıka değıldır. Durum biraz daha karmaşık Bu iki ustanın arasında bır üçüncü isim olarak Vaktan- gov vardı. Stanıslavski oyun- culuğunu çok ıy ı bılıyordu ve bir yönetmen olarak onun sı- nırlannın bılincındeydı. Kı- sa sürede anladı kı eğer Rus- ya'da gerçek bır yönetmen \arsa bu Meyerhold'du. Bu konuda Vaktangov'un ölü- miine (1922) yakın sanator- yumda yazdığı bır yazı çok önemlidir. Bu yazıda Stanis- lavski'ye birçok eleştıri, Me- yerhold'a da birçok övgü vardı. Bu yüzden bu kitap uzun bır süre. hatta perest- royka dönemıne kadar bütü- nüyle yayımlanmadı, sansür- lendi. Stanislavskı de bır dönem, sembolist bır oyxmu. "Tanta- giles'in Ölümü"nü sahneye koyabılmek rçin Meyer- hold'a çağn yapmıştı. Puş- kin sahnelemek ıstedığinde de Vaktangov 'u çağırmıştı. \'aktangov bır anlamda Sta- nıslavski'yle Meyerhold ara- sında bir orta nokta gibıydi. Vlrtüoz ojoıncu - Biraz da Meyerhold tiyat- rosu için büy ük öneme sahip olan "konstrüktıv ist" sahne- den bahsedebın isterseniz. Bu tür bir sahnenin böyle sivasi anlamda de>rimcibir yönet- men tarafından kullanılması- ııın anlamı neydi? - Konstrüktıv ist sahnede dekor ortadan kalkıyor. de- koratifve figüratif özellikler kayboluyor ve dekorun "konstrüktivist" özelliği or- taya çıkıyordu. Dekor. oyun- cunun hızmetmde. onun "oy- nama nuüdnesi" halıne gel- dı. Böyle bır "tnakine". üze- rinde aktör yokken hıçbır işe yaramaz. Ancak oyun oyna- nırken. oyuncu uzenndeyken bır anlam kazanır. Böyle bir sahne oyuncular için. onlann olabılecek en büyük venmı sağlayabilmelen ıçın yapıl- mıştır. Oyuncunun önünde bır "'oy nama makinesi" oldu- ğu ıçın artık onun işi de hem sanatsal bır ış. hem de bır fabrika ışı gibi sayılmaktadır. Devrim sonrası ışçiler tara- fından yeniden ınşa edilen dünyayla oyuncular tarafın- dan inşa edilen bu sahne ara- sında bir denklik kurulmuş- tur Bu sahne geleceğın tiyat- rosu için bır manifesto rute- liğı taşır Oyuncu ıçın gerek- sız olan tüm öğeler ortadan kalkmıştır. Bu konstrüktiv ist sahne son derece vırtüöz bir oyuncu ister. Aynı zamanda ıy ı zamanlamaya sahip olma- 11. Böy le bir sahne. vücut ola- rak da çok ıy i eğitilmış aktör- lere ihtıyaçduvar BODRUM INTERNATiONAL ULUSLARARASI ENVIRONMENTAL F'LM ÇEVRE FlLMLERt "SST'VAL FESTİVALİ JUNE 5-10 HAZİRAN 1997 Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı Bodrum Uluslararası Çevre Filmleri FestivalFn'm gerçekleşmesinde büyük destek sağlayan GARANTİ BANKASI'na ve değerli katkılarından dolayı Doğal Hayatı Koruma Dernefi Unesco Bodrum Belediyesi Isis Tatil Köyü Mail Boxes Etc. Kodak Top Air Koleksiyon istanbul Hava Yolları AGF Garanti Sigorta Hotel Sanara Hotel Karıa Princess IFR ANIMA Yeni Lale Orion Sinema Bodrum Singapur Havayolları Alitalia Brrtish Airways Izmir Dokuz Eylül Üniversitesi GSFSir>ema-7VBölümü Era Outdoor Stüdio Renk Aynmı teşekkür eder. Gündoğan Belediyesi Bodrum Tanıtma Vakfı (BOTAV) Bodrum ve Karya Bölgesi Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfı (BOSAV) Bodrum Otelciler Demeği (BODER) Akdeniz Ulkeleri Akademisi Vakfı Türk Seyahat Acentaları Birliği (TÛRSAB) Yat Işletmecileri Deme|i Bodrum Habitat Gençlik Kozası Deniztemız Sın Rent a Car ve Türk Net'e tiirs«* Tûuin snau n «movnua (ÜDUI *«F Sanatçıların Schindler'i Kültür Servisi- 1940'lı yıllarda Nazıler Avrupa "da önlerine çıkan Yahudı entelek- tüel ve sanatçılan ölüm kamplanna gön- denrken gelışmeleri uzaktan ızleyen ABD'de Avrupa'nın yaratıcı adamlarını kurtarmak için bir şey ler yapılması gerek- tiği bilinci uyandı. Bu çerçevede. 32 yaşın- dakı Harv ard mezunu profesör Varian Fry. çoraplannın ıçınde sakladığı 30 bın dolar- la Fransa'ya gıderek orada bir 'acil kurtar- ma komitesi' oluşturmayı, pek istemeyerek de olsa kabul etti. Marseılles'e vardığın- da. yanında kurtanlması gereken bir sanatçılar. ya- zariar ve bilim adamlan lis- tesiyle. Eleanor Roose- >elt"in eşinin yardımıyla çı- karttığı 200 adet özel \ ıze vardı. Buna karşın. Amerı- kan hükümeti Fry 'ı resmen desteklemiyor ve Ameri- kan konsolosluğu da bur- nunu kendisıni ilgilendir- meyen meselelere soktuğu için ona zorluk çıkanyor- du. Vanan Fry'ın görevi ta- mamlandığında. 2 bını aş- kın göçmen. özgürlüğüne kaviiştu. Bunlann arasında, Avrupa kültürünün o dö- nemde önde gelen isimlen de yer alıyor- du Marcel Duchamp, Marc Chagall. Max Ernst, Andre Breton. düşünür Hannah Arendt, romancı Henrich Mann, Nobel ödüllü bio-kimyacı Otto Meyerhofve Ges- tapo'nun lıstebaşı olan Konrad Heidenm Bu sanatçılar ve entelektüellenn gelışen Amerikan kültürü üzerindeki etkisi büy ük- tü. BBC televizyonunda önümüzdekı gün- lerde yayımlanması beklenen "Sanatçıla- rın Schindler'i" başlıklı bir belgesel. bu il- ginç operasyonun nasıl gerçekleştirildiği- U A. rofesör Varian Fry. 1940'larda 2bini aşkın göçmeni Nazilerden kurtararak özgürlüğüne kavuşturdu. Bunlann arasında Avrupa kültürünün o dönem önde gelen isimleri yer ahyordu. Bu sanatçılann gelişen Amerikan kültürü üzerinde etkisi büyüktü. ni irdeleyecek. The Guardian gazetesi ise operasyonda Fry'a en yakın ısimlerden bi- ri olan Charles Fawcett ıle bır söyleşi yap- mış. 1939 y ılında Paris'te. bir heykeltıraş- hk bursu nedenıyle bulunan Amerikalı Favvcett. söyleşide resmi yetkilileri atlat- mak ıçin ne gibi yollara başvurduğunu an- latıyor. "O insanlan kurtarmak için yap- tıklanm cesaretten değU... Fry'ı hayal kınk- lığına uğratmak istememişrim. o kadar" dıyen Favvcett. daha sonra Fransızlardan, gösterdiği cesaret nedeniyle resmi bır ni- şan da kazanmış. Charles Favvcett. bir ke- resinde Matisse'in evinde verdiği bir davete katılmış: •'Picasso'nun büyük bir sa- natçı olduğunu bile bilme- yen cahil bir çocuk olduğu- mu söy ledi bana. O dönem- de Matisse'in yardım etme- diğini söylerler hep. Oysa bu doğru değil. Bir ahırı vardı. orada bir sürii göç- men saklıyordu." Kurtarma operasyonu- nun beyni Varian Fry ıse 2 bıni aşkın Yahudı entelek- tüelını özgürlüğe kavuşrur- duktan sonra. Amerikalıla- nn da onayıyla Fransa'dan çıkanlmış. Amerika'ya döndükten sonra ülkesınin göçmenler konusundaki politi- kalannı eleştiren Fr>', büyük tepkiy le kar- şılaşmış ve FBI'ın kendisine açtığı dava sonucunda iş bulmakta güçlük çekmiştı. Fry ın çabalan. yıllar sonra değerlendiril- di. Fransızlar. 1960 yılında kendisine Le- gıond'Honneur verdi 1967 yılında 59 ya- şındayken ölen Vanan Fry. yürekli girişi- mınin böyle sonuçlanacağını ummuyordu ku^kusuz... Kendi ülkesi, o ancak öl,dük- ten sonra başarısını kutladı; geç gelen Eisenhovver Özgürlük Madalyası'yla... DEFNE GOLGESt TURGAY FİŞEKÇİ Nurettin Sözen'i ammsamak Başkanlığı bırakalı üç yıl oldu. Adı artık basın- yayın organlarında anılmıyor. Şu içinde yaşadığımız görülmemiş yağışlı ilk yaz günlerinde kentimizde gördüğüm kimi şeyler bana onu anımsatıyor. En başta top top gürbüz akasya ağaçları, ge- niş yollar boyunca ekılen çınarlar. Bu vahşi ken- tin yıkıcı insanlarının cadde ve sokaklarda küçük süs bitkilerini yaşatmayacaklan çok açık. Yeni eki- len çiçeklerin üzerinden basıp geçmekte bır sa- kınca görmeyen insanların kentinde süs bitkileri- ne yeryok. Ezemeyecekleri, çekip koparamaya- cakları. üzerlerine arabalarıyla çıkamayacakları bitkiler gerek. Bir şiırimde, Çınarlar Bir çifti bir şehre güzel demeye yeter diye yazmıştım. Işte o dev çınarlar, ancak cad- de ve sokaklarımızı yeşil, gölgelik kılabilir. Dolma- bahçe'de, Boğaz kıyısı boyunca, Levent'ten baş- layarak Büyükdere Caddesi'nde, bu gelişmiş ağaçların üçüncü yıllannda beş metreyı aşan boy- larına bakıp yerierini benimsediklerini gördükçe seviniyorum. Onlara baktıkça bir de çağdaş tiyat- romuzun kurucusu Muhsin Ertuğrul gelıyor ak- lıma; "Hayatta yaptığım en önemli iş, Dragos'ta- ki evimin yoluna diktiğim çınar ağaçlandır" dedi- ği- Gördükçe sevindiğim, sevindikçe bana Nuret- tin Sözen'i anımsatan başka şeyler de var bu kentte. Sözgelimi, yüz yıl öncesinde yapılması gerekir- ken, inanılmaz bir "doğululukla kent yöneticile- rınin yönelmedığı raylı sistemle toplu taşımacılık. Heıtıalde dünyada başka bir büyük kent yoktur, havaalanı ile kent merkezi birbirine raylı sistemle bağlanmamış olsun. Tarihsel yarımadada çağcıl vagonların peşpe- şe geliş gidışlerini gördükçe Sözen geliyor aklı- ma, Taksim'den 4. Levent'e dek yeraltı ulaşımını sağlayacak tünellerin açılmış olduğunu düşün- dükçe de. Yenikapı'dan Bakırköy'e dek yemyeşil sahil ku- şağında dolaşıp dinlenen cıvıl cıvıl insanlan, spor yapan gençleri görünce de seviniyorum. Parksız bir kente bu denli genış yeşil alanlar sağlanmış ol- ması ne güzel. Geçen yıl başansından ulusça övünç duyduğu- muz HABİTAT toplantısı ve sonrasında günümü- ze dek gerçekleşen çeşitli etkinlikler, yüz yıldır bir kongre salonu yapamamış kentimize, Lütfü Kır- dar Kongre Merkezi yapımı başlatılmamış olsa nerede yapılacaktı? Beyoğlu'nu kentin en canlı bölgesi durumuna getiren düzenlemeler de -trafiğin kaldırılması, uy- gar ülketerdekı örnekler gibi yaya yolu oluşturul- ması- kentimizin uygaryüzü adına kazanımlardır. Park otel gibi kentsel rant azgınlıklarının durdu- rulabildiği örnekleri başka dönemlerde yaşadık mı? Dolmabahçe'deki gökkafes yapısı beş yıllık Sözen döneminde çivi çakılmadan beklerkett şu günlerde nasıl yeniden yükselebiliyor? Kentimizde yapılan en kapsamlı uluslararası şi- ir toplantısı olan Poesium 'un da Sözen dönemin- de gerçekleştiğıni anmadan geçemeyeceğim. Nurettin Sözen bugünün deyişiyle "medyatik" bir yönetici değıldi. Bugünün yöneticı anlayışının dışında bir insandı. Tanıtımıyla değil, işiyle ilgiliy- di. Bu yüzden belki onu yeterince tanıyamadık. Ama ışte bu kent durdukça duracak olan yapıt- lan ortada. Taksim'den Levent'e ilk yeraltı yolcu- luğumuzda onu anacağız, Lütfü Kırdar Salo- nu'nda her etkinliğe katılışta da; Beyoğlu'na her çıkışta, Aşiyan kıyısında yürürken altından geçeceğimiz akasyaların gölgesınde de. Kültür Servisi -Galatasaray Lısesi Kültür Festıvali kapsamında Türkiye Yayıncılar Birliği bir kitap şenlığı düzenliyor. Galatasaray Lisesi bahçesinde yapılacak şenliğe 50 yayınevi katılıyor. 12 hazirana dek sürecek olan şenlık. her gün 10.00-22.30 arası gezilebılecek. Aynca şenlik kapsamında çeşitli konularda söyleşiler, paneller, konserler. film gösterimleri yer alacak. Cemal Nadir Güler Karikatür Yarışması • BURSA (.4A) - Bursa Lotary Kulübü. Bursalı sanatçı Cemal Nadır Güler anısına. 'Cemal Nadir Güler Karikatür Yanşması' düzenledi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen yanşma, ortaokul. lıse ve dengi okul öğrencileri ile amatör kankatüristlere açık olacak. Yanşmacılann istedikleri konuda ve en çok 5 yapıtla katılabileceği yanşma için adaylar 16 hazirana kadar kulübe başvTirabilecekler. Yapıtlann. amatör ve öğrencı olarak iki kategoride değerlendırileceği yanşmada. kategorilerinde birinci olanlar 30'ar milyon TL, ikinciler 20 milyon TL. üçüncüler ise lO'ar milyon TL ile ödüllendirilecek. K Ü L T Ü R • ÇİZİK KÂMİL MASARACI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear