25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10HAZİRAN1997SAU HABERLER Cooperative IYugget-97 tatbikatı • ANKARA (AA) - NATO ve Banş Için Ortaklık (BİO) fiili banşı koruyan Cooperative Nugget-97 tatbikatına katılmak üzere subay, astsubay, er ve erbaşlardan oluşan 50 kişilik Türk birligi törenle ABD'ye uğurlandı. Etimesgut Asken Havaalanı'nda düzenlenen törende konuşan 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Tamer Akbaş, 1994 yılında BlO Konsepti ile NATO'nun genişletilmesi yönünde bir süreç başlatıldığını belirterek, bu konsepte göre NATO ve üye ülkcler arasında müşterek insani yardım konulannda asken ilişkilerin geliştirilmesinde faaliyetlerin sürdürüldüğünü kaydetti. Övür'e saldıranlap tutuklandı • Istanbul Haber Servisi - atv haber merkezinde görev yapan Mahmut Övür'e silahlı saldın düzenleyerek yaralayan Yusuf Deveci ve Tuncay Kalaycı, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bakırköy Adliyesi'ne dün sevk edilen Deveci ve Kalaycı, Cumhuriyet Savcısı Erdal Köker tarafından sorgulandı. Savcılıktaki sorgulannın ardından Yusuf Deveci, sevk edildikleri nöbetçi 2. sulh ceza mahkemesi tarafından tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi. Ciller'den 'a dava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller, Susurluk skandalıyla ortaya çıkan çetenin Kuşadası'nda kendisi tarafından korunduğuna ilişkin iddialan TBMM'de gündeme getiren CHP'li Fikri Sağlar hakkında dava açacağını bildirdi. Özer Çiller, dün yaptıgı yazılı açıklamada. Sağlar'ın elinde hiçbir somut belge ve bilgi olmadan Çiller ailestni yıpratmaya ve karalamaya yönelik bazı dedikodulan ortaya ko>Tnasının bir parlamentere yakışmadığını kaydetti. Orduya destek • tstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkân Saylan, hükümetin kendi kısır çekişmeleri yüzünden silahlı kuvvetlerin gereksinimlerinin karşılanamadığını belirtti. Saylan, yaptığı yazılı açıklamada, "Hükümet iktidar pazarlıklan dışında hiçbir görev yapmamaktadır. Böylesine laçka bir iktidar sürdürülemez" dedi. Düzeltme • Gazetemizin dünkü sayısının bir ve onbirinci sayfalannda yer alan 'Carmen'de laık sloganlar' başlüdı haberde söz konusu operanın yazan Bizzet yerine yanlışlıkla G. Puccini yazılmıştır. Düzeltir, tüm okurlanmızdan özür dileriz. Baykal, Avrupa Sosyalist Partiler 3. Kongresi'ni Cumhuriyet'e değerlendirdi 6 Sohm özgüveni arttı''CHP hazir' Solun artık küreselleşme ve sermayeden korkmadığını vurgulayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP'nin Türkiye'deki sol rüzgârlan karşılamaya hazır olduğunu söyledi. Yeni politikalan tartışmak için, 21-22 haziranda CHP'nin tüm il başkanlan ve eğitim sekreterleri Ankara'ya çağnlacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Avrupa'da so- lun kendine güveninin arttığını. artık ser- mayeden, küreselleşmeden korkmadığını, kendisini yeni koşullara hazırladığını söy- ledi. Baykal, Türkiye'de toplumun temel özlemlerine karşılık verecek tek partinin CHP olduğunu söyledi. 21-22 haziranda CHP'nin tüm il başkanlan ve eğitim sek- reterleri Ankara'ya çağnlarak yeni politi- kalar tartışılacak. Baykal, Avrupa Sosyalist Partileri 3. Olağan Kongresi dönüşü gözlemlerini Cumhuriyet'e açıkladı. Baykal'ın Avru- pa'daki değişim ve Türkıye'ye ilişkin de- ğerlendirmeleri şöyle: AB'YE SOL DAMGA: Avrupa Birli- ği'nin şekillenmesi yakın geçmişte daha cok sağ partilerin politikalan ışığında ger- çekleşmişti. Şimdı, sosyal demokrat poli- tikalar damgasını vurmaya hazırlanıyor. Sol, Avrupa Birliği sürecınin önünde engel olmayacak, tam tersine daha gerçekçi adımlar atacak. Malmö'de bu yönde karar alındı. Takvime dokunmadan, politikalara yeni biçim verecek. ÖZGÜVEN: 1980'li yıllarda, sol bitti deniyordu. Öyle olmadığı görüldü. Solun kendine güveni tam. Bu içi boş bir özgü- ven değil, yeni durum çerçevesinde yeni politikalarla örülmüş önemli bir adım. Sol artık sermayeden, küreselleşmeden kork- muyor. Bunlann neden oluştuğunu tartış- mak yerine, bu durum çerçevesinde kendi hedeflerine ulaşma yollannı yeniliyor. He- def değişmiyor, araçlar yenileniyor. SOSYAL DEVLET: Solun başansında önemli etken, işsizlık ve gelir dağılımıyla ilgili olumsuzluklar. Sol, buna hayırdiyor. Fransa'da biroluşum var. Çalışma süresini azaltıp daha çok insanın ış sahibi olması düşünülüyor. tşsizlik sorunu solun etkisiy- le AB zirvelerinin de gündeminde olacak. CHP YÜKSELİŞTE: Sosyal demokrat partiler zırvesine bizı de çağırdılar. CHP'nin darbeye gerek kalmadan, şeriat- çı yükselişi durdurabileceğini söyledik. Bu, onlann çok istedıği bir durum. Türkiye'de köktendincı ıktidan sandıkta değiştirece- ğiz. RP'nin karşısında CHP var. ANAP'ı geçmiş durumdayız. Hedef önce solun bi- rinci partisi, sonra merkezın en büyük par- tisi olmak. 21-22 HAZtRAN ZİRVESİ: Bütün il başkanlanmızı ve eğitim sekreterlerimizi 21-22 haziranda Ankara'ya çağınyoruz. Zaten son PM toplantılanmızın konusu da hep "yeni potitikalar" üzerine. Örgütle şu iki temel konuyu konuşacağız: 1 - CHP'nin Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan gelen tarihsel doğrulan var. Bir de çağdaş sosyal demokrat anlayışa yönelik çizgisi var. Bu ikisi kesinlikle çelişki değil. Bunu netleştireceğiz. 2- Ekonomideki değişim, paranın çok hızlı el değiştirmesi, teknolojik ilerlemeler, pazann evrenselleşmesi ve benzeri geliş- meler sol politikalann önünde ne ölçüde engeldir, sol politikalara ne ölçüde yeni olanaklar açmaktadır? Bu sonıya yanıt ara- yacağız. Biz, Avrupa'daki solun yükselme koşul- lannın Türkiye'dekinden farklı olduğunu biliyoruz. Sadece oradaki gelişmelere ba- kıp umutlanmıyoruz. Türkiye gerçeğinin ayırdındayız. Toplumda, laikiik kaygısı var. Yolsuzluklann önlenmesi. temiz bir top- lum özlemi var. Bunlara biz karşılık vere- bilecek güçteyiz. 'Söylemez kardeşler' çetesine yardım etmekle suçlanan polis şeflerinden Deniz Gökçetin ve Erdal Durmaz dünkü duruşmada tahliye edildiler. Söylemez davasında2polisetahliyetstanbul Haber Servisi- "Söyle- kardeşler"' olarak da bilinen organize suç örgütü üyelerine rüş- vet karşılığı yardım ettikleri öne sürûlen sanık polis müdürlerinden Deniz Gökçetin ve Erdal Durmaz tahliye edildi. Istanbul 5. Ağır Ceza Mahke- mesi 'ndeki duruşmaya tutuklu sa- nıklar eski Istanbul Emniyet Mü- dür Yardımcısı Deniz Gökçetin, eski Asayiş Şubesi Müdürü Sedat Demir, eski Cinayet Büro Amiri Erdal Durmaz, başkomiser Ha- lim Apayduı katıldı. Duruşmada bilırkişi heyeti tarafından hazırla- nan rapor okundu. Raporda Sedat Demir'e ait Vakıflar Bankası Ye- şilköy Şubesi'ndeki kasanın açıl- dığı ve 30 milyon lira değerinde- ki Spot marka tabanca ile yakla- şık 275 milyon lira değerinde ziy- net eşyası bulunduğu belirtildi. Daha sonra söz alan sanık avukat- lan müvekkillerinin tahliyelerini istedi. Görüşü sorulan savcı, sanıkla- nn tutukluluk hallerinin devamı- nı istedi. Mahkeme heyeti ise dos- ya içindeki bilgi ve belgelere gö- re delillerin toplarunış olduğunu belirterek sanıklann tutukluluk sürelerini de göz önüne alarak. Deniz Gökçetin ve Erdal Dur- maz'ın tahliyesine karar verdi. Gökçetin ve Demir'in menkul ve gayrimenkulleri ile harcamalan- nın, gelirleri ile uygun olup olma- dığının 3 kişiden oluşacak heyet tarafından yeniden incelenmesi- ne karar veren mahkeme heyeti, Erdal Durmaz'ın, dava karara bağlanıncaya kadar yurtdışına çıkmasını da yasakladı. RP muhalefeti faşistlikle suçladı RP'li Aksu: Bizi tepeden tırnağa sallasalar üstümüzden vefa dökülür ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, muhalefeti faşistlikJe suçladı. Demokrasilerde muhalefetin tercihinin seçimler olduğunu kaydeden Aksu, "Biz demokrasiyi kitlelere ve şahıslara göre değişen, Jakoben bir anlayış oiarak görmedik ki seçimden korkahm" görüşünü savundu. Abdülkadir Aksu, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, muhalefetin darbe çığırtkanlığı yaptığını ileri sürerek "Biz darbe çığırtkanlığıyla, taklitçilikJe, korkaklıkla, ara rejim söylemleriyie, demokrasiyi komplolarla arkadan hançerlemeye çahşmadık" dedi. Ulkenin seçim atmosferine girdiğini kaydeden Aksu, bu seçimin aynı zamanda bir referandum niteliği taşıyacağı görüşünü savundu. Ortaklannın "Uerici", muhalefetin "gerici" olduğunu ileri süren Aksu, seçimin de bu iki anlayışm yanştığı bir ortam olacağını söyledi. Aksu sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokrasiyi sadece kendilerine sunuhnuş bir hak olarak göriip, milli iradenin neticesi olan bir siyasi parti) i kapatmaya çalışıp. kendi yanhşhklannı ve yöntemsizliklerini, milli irade doğrulan ve yöntemleriyle çanştırmaya çahşanlar, yakında sadece kırmızı veya sadece mavi ya da sadece siyah derse hic şaşınnayın. Onlara göre, kendi anlayışlanna uymayan herkes ortadan kaldınlmalı, tüm renkler yok edilmeli, sadece kendi renkleri kalmah. Sadece kendisi gibi düşünmüyorlar diye on mihonlarca vatandaşmı ve diğer mifleâerden insanlan yok eden Stalin düşüncesL Ve dünyayı şavaşa sürekleyen, sadece benim düşüncem vardır diyen Mussolinı'nin faşist düşüncesi." Çiller garanti peşinde ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)- Hükümet ortağı RP'nin erken se- çimin ekim ayında ya- pılması yönündeki bas- kısına direnemeyen DYP, başbakanlık konu- sundaki pürüzleri orta- dan kaldıramadı. DYP yöneticileri, başbakanlı- ğın Tansu Çüler'e geç- mesi işlemini "teferru- at" diye nitelendiren Başbakan Necmettin Erbakan ve RP'ye kar- şı garanti arayışlannda henüz olumlu bir sonu- ca ulaşamadılar. Çil- ler'in de ANAP'lı 5 mil- letvekiliyle anlaştığı, BBP'nin hükümet orta- ğı olmaması riskine kar- şı transferçabalannı yo- ğunlaştırdığı kaydedil- di. Çiller, dün partisinin başkanlık divanı toplan- tısından önce seçim tari- hi konusunda çeşitli spekülasyonlar olduğu- nu vurguladı. Erken seçimin en kı- sa sürede yapılmasından yana olduklannı kayde- den Ekinci, muhalefete de "Siyasi parti genel başkanlannın kulağı düdük sesinde ounama- h" diye yüklendi. DYP Başkanlık Diva- nı'nda, Genelkurmay'ın irticai faaliyetlen des- tekleyen şirketlere am- bargo uygulanmasını öngören genelge ile hü- kümetin durumu değer- lendirildi. Toplantıda Çiller'in, BBP'nin desteğıni çek- mesi durumunda da ye- ni hükümetin güvenoyu alma şansının yüksek olduğunu söylediği öğ- renildi. Toplantıda, RP'nin kapatılması du- rumunda Yeniden Do- ğuş Partisi ve diğer kü- çük partilerin RP'ye destek olacağma dikkat çekildiği belirtildi. ÜZ YAZIIORHAN BtRGtT iktidardaki parti ya da partiler ile mu- halefet partilerinin zaman zaman ça- tşması olağandır. Böyle bir çatışma ya da çekişmede, sivil toplum örgütleri de taraf olabilir. Ama, bir ülkede siya- si iktidarın, devletin silahlı kuvvetleri ile sürekli bir gerilim içinde karşı karşıya geldiği görülmüş şey değildir. REFAHYOL'un bütün işleri ağzına yüzüne bulaştıran bir politika ızlemesi yüzünden ülke, 28 Şubat 1997 günün- den bu yana böyle bir gerilimi yaşa- mak zorunda bırakıldı. Tam tamına yetmiş bir gündür süren ve her gün daha da temposu arttınlan bir gerilim havası, sadece politikacılanmızı, as- kerlerimizi değil, tümümüzü baskısı al- tnda tutuyor. Bir dostum, yan şaka ile haziran ayı- nın başlamasına karşın atmosferdeki meysime uymayan koşullann bile, bu gerilimden kaynaklandığını söyleye- rek, krizin boyutlannın büyüklüğünü anlatmaya çalışıyor. Gerilim 28 şubattan en az bir - bir buçuk ay önce siyasi iktidann Refah Partili kanadının gericilik akımlanna kol kanat geren bir tutum izlemesi, öbür kanadın da, genel başkanlannın şa- ibelerinin kapatılması koşulu ile bu tu- tuma karşı çıkmaması ile başladı. Silahlı Kuyvetler, bizim sivil kesimin "Dur bakali n'olacak" tevekkülü ile beklemeye alışmamış, tam aksine Meclis Görevini Yapmazsa... düşmanın kıpırdanması karşısında he- men "teyakkuza" geçme alışkanlığın- da olduğu için belgelerini dosyaladı. 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu top- lantısında da, en yumuşak uyarısını yaptı. 0 uyan, ne iktidar partilerince ne de muhalefet cephesinin tümünde yeterii etkiyi yapmadı. Yapmış çlsay- dı, sanki ülkede siyasi partilerimizin alan ya da pariamento boyutunda el- le tutulur ve olağanüstü çalışmalan varmış gibi, bu partilerin hangısinin önüne geçtiği yolunda, hiçbir bilimsel ciddiliği olmayan anketier, medyamı- zın bazı kesimlerinin haber, yazı, kari- katür konusu olmazdı. Parlamento- muz, hiçbir ülke insanının görmeye alışmadığı böyle bir gerginliği ortadan kaldıracak önlemleri arar, bulur ve alır- dı. Hayır. Onlar da, ayncalıklar kuralları bozmaz, ama çogunlukla işin bilinci- ne bence yeterince erişemediler. Özellikle koalisyonun küçük kana- dındaki milletvekilleri, iktidar nöbetini tutanların bir süre hava değişimi yap- masındaki yaran aklına getirmedi. Gensoru yollan, "...9, 10, 11" diye sayılarak reddedildi. Anavatan gru- bundaki Truva atlan, Bangladeş tatil- lerine çıkmak için, oylamalardan kaç- tılar; ama, homojen olmayan parti ya- pısı yüzünden bu firar olaylan görmez- likten gelindi. Basınımız da bu görmez- liğe katılmakla kalmadı, başka partile- rin homojen olmayan bir biçimde ya- pılanmasını da önermekte sakınca görmeyen yazılar biribirini izledi. Ama gerginlik bu kez de bitmedi. Bitmek şöyle dursun, daha da arttı. Kamuoyu, sekizyıllık eğitim, kıyafet yasalannın uygulanması, Sincan olay- lannın tepkileri ile uğraştığı bir sırada Kuzey Irak harekâtı boy gösterdi. Bu harekâtın, hükümetin bilgisi içinde ol- madığını asker kanadı ağzından kaçı- nyerdi. Çünkü Ecevrt'in dün de söyle- diği gibi, "hükümetle Genelkurmay Başkanlığı arasında ciddi ve kaygı ve- rici bir kopukluk olduğu açıkça görül- mektedir". Bu kopukluk, sınır ötesi ha- rekât için gerekli ödeneğin verilip ve- rilmediği tartışmasını doğurdu. Sonun- da, ödeneğin en azından zamanında ödenmediği anlaşıldı. Devamı için de asker, Türkiye Cumhuriyeti'nin Maliye Bakam'ndan yazılı, imzalı, mühürlü "taahhütname" istedi. Önceki gün, bu gecikmeyi örtmeye çalışırken Başbakan, sınır ötesi hare- kâtın bittiğini açıkladı. Bir başbakanın bu tür açıklaması, elbette devletin resmi haber ajansın- da kalın başlıkla yer aljr, televizyonlar- da da ilk haber olur. Öyle de oldu, a- ma hemen ardından harekâtı şehitler pahasına omuzlamış olan Genelkur- may'ın "Hayır, bitmedi. Sürüyor" bil- dirisi getdi. Tam bir açmazda kalan Erbakan, bu kez harekâtın bitmediğini kabule yanaşarak temizliğin sürdüğünü söy- ledi. DSP Genel Başkanı, dün bu tevil için "Harekâtın amacı zaten temizlikti. Anlaşılan Erbakan 'ın bundan da habe- ri yok" diyor ve Başbakan'ın bu tür davranışının altında Kuzey Irak'taki sı- nır ötesi harekâta karşı çıkan bazı Arap ve Islam ülkelerini teskin ve tatmin amacının bulunduğunu söylüyor. D-8'lertoplantısının yaklaştığını da ha- tırlatıyor. Bu varsayımın yabana atılamayaca- ğını Tahran radyosunun son yayınlan da destekliyor. Radyo, Türk hüküme- ti ile generalleri iki ayn güç olarak gös- teriyor. Birincisinden dostça söz eder- ken, Silahlı Kuvvetler'e ateş püskürü- yor. Kuzey Irak'taki Çekıç Harekâtı'nın Türk Silahlı Kuvvetleri ile siyasi karar mekanizması arasındaki aynlığı daha da ortaya çıkardığı "The Guardian" gazetesinin de dün ele aldığı başlıca konu idi. Ecevit'in dünkü basın toplantısında, Çiller'in Dışişleri Bakanlığı'nın tüm iş- lerini ihmal ettiğini söyleyerek verdiği örnekler, insanın aklına "lyi de, bu ha- nım kendisini başbakaniığın nöbet devrine endeksledi. Şayet böyle bir görevin altına girerse neyapacak" so- rusunu getiriyor. İki helikopteri düşü- ren füzeleri terör örgütüne veren kom- şulanmızın hangisı olduğunu bilmiyo- rum. Bildiğim, tümünün bir kuşku büyü- teci içinde olduğu ve tümü ile ilgili bil- gilerin sağlanmasında Çiller'in aymaz- lığı nedeni ile Dışişleri'nin devre dışı bı- rakıldığı. Hiçbir parti ve hiçbir bağım- sız milletvekili, siyasi iktidar ile ülkenin silahlı kuvvetleri arasındaki bu sürtüş- meyi ipleri koparacak kadar gerginleş- mesine seyirci kalmamalıdır. Muhalefet partilerinin gensoru ku- rumunu çalıştırması gibi bir yükümlü- lüğü vardır. Âksi halde, bu hükümetin kaderini, altında bu hükümetin tüm ba- kanlıklannın imzası bulunan ve 30 Ey- lül 1997 tarihli "96/8716 sayılı yönet- meliğin" belirleyeceği gibi bir kuşku- yu düşünmek bile istemiyorum. O yönetmeliğin adı, "Başbakanhk Kriz Yönetim Merkezi"d\r. llgilenenler, daha geniş bilgiyi 9 Ocak 1997 günlü, 22872 sayılı Resmi Gazete'de bulabi- lirler Kazan. yine iş başında RP'nin yargıda ü üsürgün hazırlığı• Kazan'ın, boş bulunan Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı'na, kendisine çok yakın bir isim olan Ceza işleri Genel Müdürü Abdulvahap Erkan'ı atamak istediği bildirildi. EVİN GÖKTAŞ ANKARA - Adalet Bakanı Şe\ket Kazan ın, 1200 dolayında yargıç ve savcıyı kapsayan yeni bir "sürgün kararnamesiT> hazırladığı öğrenildi. Kararname taslağı nedeniyle, yargıda geçen yıl eylül ayındakine benzer bir "RP tedirginliği" yaşanmaya başladı. Şevket Kazarı'ın. boş bulunan Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı'na, kendisine çok yakın bir ısim olan Ceza İşleri Genel Müdürü Abdulvahap Erkan'ı. Müsteşar Yardımcılığı'na da Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcısı Erdal Gökçen'i atamak istediği bildirildi. Halen Başbakan Necmettin Erbakan'ın önünde bulunan çifte kararnamenin, önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel'in onayına sunulacağı belirtildi. Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı'na getirilecek isim, tüm yargıç ve savcılann atama ve özlük haklannı düzenleyen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) asil üyesi olması nedeniyle de büyük önem taşıyor. CHP'li Seyfı Oktay'ın Adalet Bakanlığı döneminde Kİnunlar Genel Müdürlüğü'nden kendi isteği ile istıfa edip yüksek müşavir olan Erkan, Mehmet Moğunay zamanında HSYK tarafından Ankara Adliyesi'ne yargıç olarak atandı. Şevket Kazan bakan olunca Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne getirilen Erkan; Atatürk ve Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine açıklamalar yapan RP'liler hakkında yapılan suç duyurulannı zamanında işleme koymamakla da eleştirildi. Kazan'ın • müsteşarlığa getirmek istediği Erkan'tn, son olarak bakânlığın açtığı yargıç ve savcı adaylığı sınavında, imam-hatip kökenli adaylann başanlı ohnasında etkili olduğu savı dile getirildi. ANAP liderinden suclama Yılmaz: Şehitler D-8'inbedeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz. terörü destekleyen Müslüman komşu ülkelere, Başbakan Necmettin Erbakan'ın "D-8 haj"ali" nedeniyle tavır alınmaması sonucu iki Türk helikopterinin düşürüldüğünü söyledi. Yılmaz, Erbakan'ın 18 hazirana kadar istifa etmemesi durumunda gensoru vereceklerini bildirdi. Mesut Yılmaz, partisinin başkanlık divanı toplantısından sonra yaptığı açıklamada, REFAHYOL hükümetinin ülkeyi karanhk bir mecraya sürüklediğini, ulusal çıkarlan ne ölçüde koruyacağı sorulanrun gündemde olduğunu kaydetti. Yılmaz, "Bu konuda çok ciddi endişelerimiz var. Genelkurma> Başkanhğı'nuı >aptığı açıklamalar da bizim cndişelerimizi doğrulamaktadır" dedi. PKK'nin ilk kez füze kullanarak TSK helikopterinı düşürdüğünü anlatan Yılmaz yapılan açıklamalar doğru ise Iran'ın Türkiye'nin bir numaralı düşmanı olduğunu, ancak hükümetin hâlâ bu ülkeyi dost olarak gördüğünü, büyük olasılıkla Başbakan Erbakan'ın da D-8 toplantısında "tranlı kardeşlerine övgüler düzeceğini'' bildirdi. Yıhnaz, bunun affedilecek bir şey olmadığını, tersine isyan edilebilecek bir durum olduğunu söyledi. İstanbul'da yapılacak D-8 zirvesi 15 haziranda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Necmettin Erbakan'ın girişimlenyle kurulmaya calışılan D-8 (gelişmekte olan 8 Müslüman ülke) örgütünün 15 haziranda İstanbul'da yapılacak zirvesine katılma yönünde Mısır ve Nijerya devlet başkanlanndan henüz yanıt gelmediği bildirildi. Devlet veya hükümet başkanlannın katılacaklan zirvede, örgütün resmen kurulduğunu belgeleyen bir metin imzalanacak. Cumhurbaşkanı Süle\man Demirel'in açış konuşmasını yapacağı, ancak metnin Başbakan Erbakan tarafından imzalanacağı kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Omer AkbeL dün düzenlediği basın toplantısında, bir soru üzerine, Mısır ve Nijerya devlet başkanlanndan D-8 zirvesine katılma yönünde henüz bir yanıt alınmadığını kaydetti. Mısırlı diplomatik kaynaklar da, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in katılması konusunda henüz bir gelişme olmadığını, ancak Dışişleri Bakanı Amr Musa'nın zirveden önce yapılacak dışişleri bakanlan toplantısına katılacagını kaydettiler. Aynı kaynaklar, Mübarek'in kahhnaması durumunda Mısır'ı büyük olasılıkla Dışişlen Bakanı Musa'nın temsil edeceğıni bildirdiler. Nijerya Devlet Başkanı General Sani Abacha'nın da henüz Istanbul'a gelme yönünde bir karar açıklamadığı kaydedildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear