22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı. Orhan Erinç 0 Genel Ya\ın Koordınatorü Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Müdurlerı: IbrahimYıldız. Dinç Tayanç (Sorumlul 0 Haber Merkezı Müdüru. Hakan Kara 0 Görsel Yonetmen Fikrct Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 İstıhbaraı: Cengiz Yddınm 0 Kültur. Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen: Mehraet Faraç YayınKunjlu ÖhanSdçuk(Başkan). Orhan Erinç, Oktav Kurtböke. Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner, Ergun BafcL Dürç Tayanç. tbrahim \ ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba>, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay 0 Haber Müchıru. Doğan Akın Atatûrk BuKan No 125. Kat 4. Bakanltklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks 419502"' 0 İzmır Temsıleısı SerdarKızık.H ZıvaBU 1352S 23Tel 4411220. Faks 4419117 0 AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu. InönüCd 119 S No-lKat l.Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Koordmatör Ahmet Korulsan 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Idare: Hüseyin Gûrer 0 tşletme. ÖnderÇelik0Bılgi-Işlera NaU tnal 0 Bilgısayar Sıstem: Mürüvet Çüer MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gülbin Erduran # fCoorduıator Reha Işıtman # Genel Mudür Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 Yavuniayaa *e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yavtncılık A.Ş TüÂocağıCad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 lstanbul f cl (0 212)512 05 05 (20 hat) Faks (0 2121513x5 28MAYIS1997 İmsak: 3.35 Güneş: 5.29 Öğle-13.08 Ikındı: 17.05 Akşam: 20.33 Yatsı: 22.19 Kumaş boyama yarışması • Istanbul Haber Servisi - MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ile Deka- Faner Şirketi işbirliğiyle Türkiye genelinde halk eğitim merkezleri arasında düzenlenen "Iç Giyım Kumaş Boyama Yanşması" Türkiye Finalı, Istanbul Merit Antique Otel'de düzenlenen defileyle sonuçlandı. Sunuculuğunu Atilla Saral'ın. koreografisini Atilla Kaplakarslan'ın yaptığı ve Merve îldeniz. Gizem Özdilli, Şenay Akay gibı mankenlerin sunduğu fınal defilesinde, dereceye giren ürünler belirlenerek. ödül alanlann plaketleri verildı. Kml Banon' öldii • BONN(AA)-Naziler dönemınde ve 2. Dünya Savaşı sonrasında Rusya'dakı çalışmalanyla ünlü "Kızıl Baron" lakaplı çok yönlü Alman mucit Manfred von Ardenne. 90 yaşında öldü. Dresden kentınde bulunan fizikçı Ardenne'nın Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada, televizyon; atom silahlan ve kanser tedavisi için kullanılan yöntemlere kadar geniş bir yelpazede yüzlerce buluşu olan Von Ardenne'in, kısa süren hastalığınm ardından önceki gece Bonn'daki e\ inde yaşama veda ettiği belirtıldi. Cosmopolitan muzıp bulundu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu. Cosmopolitan dergisinin mayıs sayısını muzır buldu. Kurulun Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan duyurusunda, derginin mayıs sayısında yer alan yazılann. 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzennde muzır tesir vapacak nitelikte olduğu belırtilerek bu nedenle derginin. ilgili yasada öngörülen sınırlamalara tabi tutulmasına karar verildı&i bildirildi. Bilgisayarlarda gerekli düzeltme yapılmazsa 1999'u 2000'e bağlayan gece büyük bir kargaşa yaşanacak Dünyayı 2000 korkusu sardıÇeviriServisi-1999 yılının sona erip 2000 yılının başladığı gece yarısı dünyada büyük bir kargaşa yaşana- cak. Ana bilgisayarlara bağh sistem- lerde tarih değişikliğine bağh yaalım düzeltmeleri yapılmadığı takdirde, tüm dünyada yaşam duracak. Hafta- lık Newsweek dergisinin kapaktan verdiği habere göre tanh değişikliği- nin neden olacağı kargaşanm önüne geçilebılmesı için şimdiden önlem alınması gerekıyor. Dergiye göre 2000 yılına girildiğı gece yansı, ana bilgisayara bağlı sis- temlerde gerekli tarih degışıkligi ya- pılmadığı takdirde elektrikler kesi- lecek, paralar bankalarda bloke edi- lecek, asansörler çalışmayacak. tra- fik ışıklan sönecek, telefonlar susa- cak. yoğun bakımdaki hastalar ka- derlerine terk edılecek. 1 Ocak 2000 günü sabah işe geldiğinizde fabrika veya ofıs binalannın kapılan kilitli ol- duğu için içeri giremeyeceksiniz. Bu örnekleri çoğaltmak olası. ancak kı- saca özetlemek gerekırse yaşam du- racak. Felaket kapıda Bu senaryolar gerçekleşebilir mi? Bilgisayar uzmanlanna, şirketlerin ıletişim binmlerine, yönetimde görev- li teknokratlara, kısaca bilgisayarla- ra biraz ilgi duyan herkese göre bu so- runun yanıtı "evet". Bilim adamlan, tarihin en pahalı projesi olarak nite- lendirilebilecek düzeltme operasyo- nuna şimdiden başlanmazsa felake- tin kaçınılmaz olduğunu ileri süriiyor- lar. Peki, sorun nedir? 2000 Yılı Prob- lemi, Y2K. veya Millenium Bug (bin- •Uzmanlar. ana bilgisayarlara bağlı sistemlerde tarih değişikliği ile ilgili yazılım düzeltmeleri yapılmazsa 2000 yılının başladığı gece yansı dünyada yaşamın duracağını öne sürüyorlar. Felaket senaryolannın önlenebilmesi için şimdiden çalışmalara başlanması gerekiyor. yıhn bilgisayar hatası) adı verilen bu sorun 4 sayılı bir rakamın ilk 2 sayı- sının değiştirilmesindeki zorluktan kaynaklanıyor. Bellek kapasitesinin sınırlı oldu- ğu yıllarda tarih atarken ilk iki raka- mı yazmayarak yer kazanma çabala- nnın (1951 yılının 51 olarak yazılma- sı gibi) programcılar tarafından alış- kanlık haline getinlmesi sonucu or- taya çıkan bu sorunu düzeltmek, za- man ve para açısından çok büyük ya- tınmlar gerektiriyor. Birkaç yıl son- 2000 yılına girilirken neler olacak? Işte felaket senaryolan3. bin yıla girerken ana bilgısayarlann tarih değişikliğini zamanında yapamaması büyük sorunlara yol açacak. Newsweek dergisi bu sorunun ne gibi felaketlere yol açabileceğine ilişkin çeşitli senaryolar üretti. Havayollan En kötü senaryo: 2000 yılına girildiği gece yansı hava trafık kontrol sistemlen tümüyle çökecek. Uçaklann bazılan yolunu şaşıracak. Gökyüzünde büyük bir kargaşa yaşanacak. Olası senaryo: Havaalanlannda bekleme salonlan dolup taşacak. Uçaklar piste inemediği için havada turlayacak. Seferler aksayacak. Gerekmedikçe seyahat edilmemesi öneriliyor. Sanayi: En kötü senaryo: Güvenlık sistemlen çahşmayacağından işçiler fabnka kapılannda yığılacak. Montaj hatlan çalışmayacak. Olası senaryo: Büyük şirketler bırlikte çözüm arayışına girecek. Yüklemeler gecikeceği için üretim aksayacak. 1999 model ürünler vitrinlerde müşteri bekleyecek. Bankacıkk: En kötü senaryo: Borsa dahil finansal altyapınm çivisi çıkacak. Tüm kayıtlar. bilançolar, analizler yok olacak. Olası senaryo: Bazı bankacılar geçici olarak hesaplan kapatacak. Elekrronik transferlerde kanşıklıklar yaşanacak. Bir mıktar parayı şimdiden şilte altında saklamakta fayda görülüyor. Hastaneler. En kötü senaryo: Aralannda kardıyak monitörlerinin de bulunduğu tüm tıbbi cihazlar duracak. Yoğun bakımdaki hastalar kaderlerine terk edilecek. Olası senaryo: Hasta ve işletme kayıtlan birbirine girecek. Faturalar kanşacak. Hastanelerin malzeme ihtiyaçlan zamanında yapılamayacağı için bakım aksayacak. NükJeer santrallar: En kötü senaryo: Kontrol çipinin devreleri kanştınnasıyla dünyanın dört bir yanında "mantarlar" bitecek. Milyonlarca kişi ölecek. Olası senaryo: Güvenlik sistemlerindeki aksama yalnızca enerji sorununu gündeme getirecek. Evler karanlıkta kalacak. sanayi elektriksiz kalıp üretim duracak. Silah sanayi En kötü senaryo: Savunma sistemlen zayıflayacak. Uydulann gönderdiği sınvaller alınamayacak. Dolayısıyla her ülke muhtemel bir füze saldınsına açık hale gelecek. Olası senaryo: Silahlar demode olacak. İleri teknoloji ile çalışan silahlar son derece tehlikelı hale gelecek. Resmi daireler: En kötü senaryo: Merkez Bankası, sigorta kurumlan, emekli sandığı kayıtlan kanşacak. Vergi tahakkuklan ve bütçe kalemleri düzelemeyecek şekilde bozulacak. Kontrol altında tutulan bilgisayar virüsleri meydanı boş bulup hesaplan altüst edecek. Olası senaryo: ABD'de resmi daireler şimdiden önlem alıyor. Üst düzey teknokratlann bir kısmı sorunun başlanna ne büyük dertler açacağım • şimdiden fark ederek önlem almaya çabahyor. OTUBUM BAŞKANI tZLEYİCtLERİK SORULARHNA İZİN VERMEDİ Enerji seminerine çevreci tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nükleer Enerji Kamuoyunu Bilgılen- dirme Semineri, nükleer karşıtı grup- lann sert eleştirileriyle sona erdi. Ka- tıluncı olamadıklan toplantıda izleyi- ci olarak söz alan çevreci gruplar, se- minerin, kamuoyunu bilgilendirme amacından çok "nüldeeri sevdjrme" ça- basına dönüştüğünü belirttiler. Çev- reciler, seminere nükleer karşıtı pro- fesörlerin davet edilmemesine tepki gösterdiler. Türkiye Atom Enerjisi Ku- rumu (TAEK) Radyasyon Güvenliği ve Sağlığı Daire Başkanı Mehmet Ali Avundukoğlu. nükleer santralların "halka rağmen halk için gerekli oldu- ğunu'' savundu. Türkiye Uluslararası Atom Enerji- si Ajansı (IAEA). TAEK ve Türkiye Elektrik Üretim tletim AŞ'nin (TEAŞ) işbirliği ile düzenlenen seminer, son gününde nükleerkarşıü gruplann eleş- tiri yağmuruna tutuldu. "İngütere'de Kamuoyu Bflgflendirme Aktiviteleri" adlı bir bildiri sunan Ingiltere Nükle- erEndüstri Forumu direktörü IpekVI- ğit, bu ülkede nükleer endüstrinin 18 istasyona sahıp olduğunu söyledi. Nük- leer endüstnnin yaklaşık 50 bin insa- na iş olanağı yarattığını beiırten Yiğıt. Ingiltere'deki Sellafield nükleer istas- yonunun aynı zamanda önemli bir tu- rizm potansiyeli de yarattığını kaydet- ti. ODTÜ Kirnya Bölümü öğretim üye- si Doç. Dr. İnci Gökmen ise yapılan araştırmalar sonucu Sellafield "de ça- lışan insanlarda ve onlann çocukla- nnda görülen kanser oranlannın art- tığını açıkladı. TEAŞ genel müdürlük danışmanla- nndan Prof. Dr. Nejat Aybers. ınsan- lann risksiz yaşayamayacağını savu- ndu. Semınerin kapanış bölümünde sert tarnşmalar yaşandı. Oturumu yöne- ten Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Kadiroğlu konuşmacılara yö- neltilen sorulan kısa tutmak isteyin- ce, nükleer karşıtı gruplann eleştirisi- ne uğradı. Sorulan sık sık kesen Kadiroğlu, "Burada propaganda yapmaıuza izin veremeyiz" diyerek soru sormak iste- yenlen de engelledi. Çevre Platfor- mu'ndan Refik Vlaraşhoğtu. "Dünso- ru sormama izin verilmedi. Bu neden- le kıvafctlerimi değiştirdim. Elbiseie- rimi değişurmesevdim soru soramava- caktım" diyerek tepki gösterdi. Youth For HABITAT' Türkiye Birimi Toplantısı 6 Alman kararlar uygulansm' e-posta : tan @ vol. com. tr • Wally N'dow konferansın ana tezi olan "sürdürülebilir insan yerleşimleri" konusunda gençliğin çok önemli bir role sahip olduğunu söyledi. N'dow. "Çeşitli ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de bölgesel bir ofisin açılmasını umuyoruz" dedi. tstanbul Haber Servisi - İstanbul'da yapılan HAB1TAT-I1 Konferansı'nın amaçlanna dünya gençliğinin aktif katkıda bulunması için oluşturulan Youth ForHABITAT" Türkiye Birimi Toplantısı dün Şişli Belediyesi Başkanlık binasında yapıldı. Toplantıda, HABITAT-II Konferansı'nda alman kararlann hayata geçirilmesinin önemi \oırgulandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin resmi konuğu olarak dün Türkiye'ye gelen ve toplantıya başkanlık yapan VV'allj1 N'dow konferansın ana tezi olan " sürdürülebilir insan yerleşimleri" konusunda gençliğin çok önemli bir role sahip olduğunu söyledi. N"dow, "Çeşitli ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de bölgesel bir ofisin açılmasını umujoruz" dedi. N'do\v, HABITAT-II Konferansı'nın bin "Herkes için yeterli bannak", diğeri de "Hızla şehirleşen dünyada sürdürülebilir insan yerleşimleri'' olmak üzere ıki ana temasının bulunduğuna ışaret etti. N'dow, Türkiye'de bulunduğu süre içinde parlamenterİerle de görüşeceğini ve parlamenterlere HABITAT-II çerçevesinde gençkrle ortak çalışmalar^rütmelerini önereceğıni belirtti. N'dow'un bugün Ankara'da Cumhurbaşkanı Demirel ile de görüşeceğı ve ona HABITAT çalışmalan konusunda bir brifing vereceğı öğrenildı. Toplantıya katılan Şişli Belediye Başkanı Gülay Aüğ da gençlerin kentlere sahip çıkmalannın, dünyanın geleceği açısından çok sevindiricı ve önemli olduğunu ifade ederek. Türk gençliği ve kadınının bu konuda çok duyarlı olduğuna işaret etti. Atığ, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada da. HABITAT-H'nın Türkiye'de yapılmasının çok büyük bir şans olduğunu belirterek. "Türki\e ne yazık ki HABITAT'ın kalduımlannı tartışfığı kadar, sonuçlaruu tartışmadr dedi. Bu arada, Youth For HABITAT Türkiye Birimi 'nin eylül ayında Eskışehir'de uluslararası düzeyde HABITAT-II ile ilgili bir toplantı düzenleyeceğı de bildirildi. ra ortaya çıkabilecek bir sorunu çö- zümlemek için bugün milvonlarca dolar tutannda bir yatınmı gereksiz gören iş\erenler, ne yazık ki bu teh- likenin gerçekleşme olasılığını arttı- nyor. Çözüm arayışı Genye sayımın başladığı şu gün- lerde tehlıkenin kapımıza dayandı- ğını gören bilgisayar programcılan, 1999'u 2000 ile değıştirmeyi redde- den programın güncelleştirilmesinin kestirme yollannı anyorlar. Uzmanlar, sistemlerini anabilgisa- yarlar ile yürüten tüm hükümetlerin, küçük veya büyük yönetim birimle- rinin, işadamlannın, sosyal kurumla- nn şimdiden kollan sıvayıp düzeltme ışlemine başlamalannı, aksi takdirde çok geç kalınacağını öne sürüyor. ABD'nin önde gelen bilgisayar şir- ketlennden Gartner Group'un yaj> tığı tahminlere göre düzeltme ışlemı yaklaşık 600 milyar dolara mal ola- cak. Bu miktann Clinton hükümetinin bütçeden ilk ve ortaeğifım için ayır- dığı paraya eşit olduğunu belirten ABD'li uzmanlar. pek çok özel ku- ruluşun böyle biryannma girmeye ya- naşmayacağına dıkkat çekiyor. Sokaktaki adamın "Yamızcaikisa- yının değiştirUmesi niçin bu kadar abarnhyor? Tüm bQgisa>'arlara uygu- lanabilecek robotik bir program sa- yesinde bu sorunotomatikolarak hal- ledilemez mi" sorusuna hedef olan bilgisayaruzmanlan, bu konunun dü- şünüldüğü kadar kolay olmadığını belirtiyorlar. Eski birbilgisayardili olan COBOL ile yazılan ana bilgisayarprogramla- nnın her 50 satınnda bir kez tarih be- lırtilmesi düzeltme işlemıni güçleş- tiriyor. İçinde tarih bulunan tüm satırlann düzeltilmesi işlemi tamamlandıktan sonra yeniden yazılan programın test edilmesi daha büyük zaman ve emek kaybma yol açacak. Programcılann işkence olarak ni- telendirdikleri bu işlem. ne yazık ki 2000 yılında kıyametın kopmaması için gerekli. Uzmanlara göre gerekli önlemler almmazsa 2000 ydma girildiği gece yansı elektrikler kesilecek, asansörler ça- hştnav acak, trafik ışıklan sönecek, telefonlar susacak, yoğun bakımdaki hastalar kaderlerine terk edilecek SÖYLEŞİ ATTİL İLHAN Ülkücüler'e 'Özeleştiri' Fırsatı Türkeş'in ölümünü duyduğum an, kulağımda onun, uzak ve sisli bir mayıs sabahı, Türkiye radyolarında yankılanan 'dâvudi' sesi: "... dikkat! Dikkat! Büyük Türk Milleti! Silâh- lı Kuvvetlerimiz, Istanbul, Ankara, Eskişehir ve diğer büyük merkezlerde, 27 Mayıs saat 03.00'ten rtibaren idareyi ele almıştır..." Bu ilk anonsu, "askeri yönetimin, NATO'ya ve CENTO'ya. -yâni 'sistem'e- bağlı olduğunu" dün- yaya ilan eden, ikinci bir anons takip edecekti. Eğ- ri oturalım, doğru konuşalım: Alpaslan Türkeş'in -gizli ya da açık- bütün siyasi kariyeri boyunca, 'NA- TO'ya ve CENTO'ya bağlı' bir politikacı olarak kal- dığını, kim inkâr edebilir? Kimse sormaz, ya sorsalar derim ki: Türkiye'de- ki 'milliyetçihareket' Başbuğ'un vefatını müteakip, gelmişini geçmişini ince elekten geçirip, yeniden değerlendirmelidir, Türkeş'in ölümü, hayli gecik- miş bir özeleştirinin yapılabilmesi için, ikinci önem- li fırsat sayılmalri Birincisi, SSCB'nin dağılmasıyla bağımsızlığınakavuşmuş 'esirTürkler'in, 'turancı- lığa', düpedüz omuz silkmesiydi; çoğu kendileri- ni Türk diye adlandırmıyor, Kazak', 'Türkmen', 'Ûzbek' vb. demeyi tercih ediyordu, oysa 'Turan- cılık' ülkemizde Rusya'daki 'esir Türkler', onlann kurtarılması ve tek bayrak artında birleştirilmesi hayaline dayandırılmıştır. Kim tarafından, nasıl mı? 'Evveliyatı', cumhuriyet öncelerine uzanıyor. Tadsız' bir soru... \S im ki Andre Malraux'nun, 'Antimemoires'ad- l \ lı 'hatıralan'm okumaya davranır; ilk cildin, ilk bölümünde şöyle bir cümleylekarşılaşıpirkilecek- tir: "... Alsace, 1913 / Babam İstanbul'dan dö- neli, henüz bir hafta bile olmamıştı..." (Antime- moires. s. 27, Gallimard 1972) Allah Allah, Malra- ux'nun babası, I. Dünya Savaşı arifesinde, İstan- bul'da ne arıyordu? Meraklısı bılir: Alsace o dö- nemde 'Alman'û\, Malraux'nun babası Alman is- tihbaratı'nın Enver Paşa nezdindeki 'müşavirterin- den' birisidir, en çok da Orta Asya Türklerini Çar- lık Rusya ve Hindistan Müslümanlarını Ingiltere aleyhineayaklandırmaklailgileniyor: Gâzi'nin. 7â- fını edip yapamayarak, dünyayı kendimize düşman ettiğimizi' söylediği, pan/türkizm'in de pan/tura- nizm'inde 'iticigücü'oyıllarda, Kayzer'inAlman- ya'sı! II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında, 'nöbeti' Hitler'ın Almanyası devralmıştır, savaş sonrasın- da, SSCB Dışişleri Bakanlığı'nın yayımladığı 'giz- li' belgeler, Rusya'daki Türkleri Moskova aleyhi- ne örgütlemek için, Mareşal Çakmak namına ha- reket eden Mürsei (Bakû) Paşa'nın ve mahiyeti belırsiz Doktor Hârun'un Nazi istihbaratı ile ilişki- lerini gün gibi ortaya koymuştu; Nazi Dışişleri Ba- kanı Ribbentrop'un. 'Türkiye'de/c; dostlara dağı- tılmak üzere' Ankara'daki Büyükelçı Von Papen'e gönderdiği 'a/f/nmarWann'şrfresuretıni, bu köşe- de yayımlamıştım. (Cumhuriyet, 4 Kasım 1996) O da başlıbaşına bir ibret belgesidir. İnsan elinde olmadan sormaz mı? Bu nasıl bir 'milliyetçi hareket'tır ki, Alman 'aşın' milliyetçiliği- nin, Rusya'ya ve Ingiltere'ye karşı yayılmacılığı- nm 'taşeronluğuna' soyunur? llahi, yalnız o mu? 'Rus ajanı' mı?.. Gazi, 28 Eylül 1920'de Moskova'dan bir mek- tup almıştı, önemli bir mektup: göndefen En- ver Paşa! O ara ittihatçı takımı, pan/islamizm ve pan/turanizm'i 'bircihan ihtilâli' olarak örgütlemek iddiasındadır: Enver Paşa, Gâzi'ye bunu bildiri- yor, bir de sır açıklıyor: "... ben islâm muhitinde teşkilât icrasıyla memleketin halâsı uğrunda çalışmak maksa- dıyla buraya geldim (şimdi dikkat); esasen Rus- lar, komünizm şeklinde olmasa bile Ingiltere aleyhindeki ihtilâl hareketlerine muavenet (yar- dım) etmeyi, prensip itibariyle kabul etmişler- dir" (Ş.S. Aydemir / Enver Paşa, Cilt 3, s. 547) Şevket Süreyya ayrıca, Enver Paşa'nın Ber- lin'den, o tarihte Moskova'da bulunan Halil Pa- şa'ya gönderdiği mektubu açıklamış; orada 'SSCB Dışişleri Komiser Yardımcısı Karahan'dan alaca- ğı 200.000 rubleyi, verdiği tâlimat dairesinde kul- lanmasını' istiyor. 5 Eylül 1921 tarih ve Batum çı- kışlı 'tâlimatı' ise şöyle: "... 1) yayınlanacak Livâ-ül İslâm gazetesi için Berlin merkezine 10.000 mark; 2) her ay Is- tanbul'a (Kara Vâsıf Bey'e ve Karakol Teşkilâ- tı'na) gönderilen 6.000 markın 10.000 marka iblağı; 3) başta 'Kara' Kemal bey olmak üzere, Malta'dan kaçan 'arkadaşlar' için, Münih'te bulunduğu anlaşılan Kemal Bey'e 100.000 mar- kın itâsı..." (Aynı eser, s. 654) Bilmez değilsiniz ya, 'Bolşevik' Ruslardan para aldığı, onlann çıkarına politika yaptığı iddia edilen- lerin adı, ülkemizdeki 'Ülkücü' argosunda. 'Mos- kova Ajanı' ya da 'Rus Uşağı 'dır; pantürkıst ve pa- nislamist Enver Paşa'ya hangi ülkücü 'Moskova Ajanı' ya da 'Rus Uşağı'. diyebilecektir merak edi- yorum. > Halbuki o ilkTürkçüler... neyse, sonra devam ede- riz. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear