04 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA 12 DIZIYAZI Sunuş Sizin çocuğunuz hiç götürüldü mü? Onların çocuklan götürüldü ve geri gelemiyorlar. Insanoğhınun en kötü icadını. hapishaneyi Çankırı 'da denivorlar. Onları TBMMdeki dinleyici localarında "Paralı eğitime hayır" pankartı açtıklarında tanıdık. Biz, Meclis in halkın sesini duyurmaktan başka ne işe yaradığım düşünürken, onlar götürüldüler. DYP 7/ Menzir'in "Kim sokıu bu teröristleri buraya " demesiyle, ses çıkarmamn pek de emniyetli olmadığım anladık. Onlar, çok sabretmişli oysa. Ama DGM, toplam 96 yıl hapis cezası verirken bıınu görmedi. Adlannı ceza açıklandığında gazeteciler kovdu: "Kalemli Çete 7 Belki de Türkiyede bu kadar hızlı yakalanan, yakalanabilen tek çeteydi onlar. Hızla verilen kararları şimdi Yargıtay'da. 5 çete üyesi şimdi haklarında verılecek son kararı bekliyorlar. Yine de hapishaneyi macerava dönüştürmeye çalısıyorlar. Şîir yazıyor. sarkı söyleyip, çiğköftesine maçlar yapıyorlar. Aileleri dışarıda örgütleniyor. Konuşanları bile suçlu yapan DGM leri tarihe iade etmek istiyorlar ve çoeuklarım geri alnıak. Yargıtay'in. •: sesini beklerke.nT herkese şunu sonıyorlar: "Sizin çocuğunuz hiç götürüldü mü? Daha götürülmedi mi? " 'Kalemli Çete' üyesi Bülent'in babası Ali Karakaş 'Çocıddarmıız içîn sürekb aydmhk istiyoruz' ECE TE.MELKÜRAN -1- "Bu çocuklar niçin ceza aldı?" Bülent'in babası Ali Karakaş bu sorunun yanıtını ararken karşısına 12 eylül anayasası. anti-demokratik uygulamalar, işkence çıkıyor. Karakaş, oğlunun kurban olarak "seçildiğinP" savıınuyor. - Bülent ve arkadaşlan niçin cezalandınldılar? - Çocuklara verilen hükmün gerekçesi, "Her ne kadar silahh eylem yoksa da üniversitelerde yapay bir toplumsal muhalefet oluşturup örgütün alrşapısını oluşturmak ve bir kısım kişileri örgütün emrine verme amacı gütmek" dıye açıklandı Çocuklar, "muhtemel çete" olduklan savıyla cezalandınldılar. - Bülent öğrenci koordinasvonunda aktif bir öğrenciydi. Hangi istemlerle nasü e\ lemler düzenlediler? - YÖK'ün baskıları ve siyasi iktıdann istemlen doğrultusunda çalışması. demokratik taleplerin dile getirilememesı. ünıv ersitedeki sorunlann gıderilmesi çabalan, öğrencılen farklı bir konuma getirdi. Bunu da koordinasyon kanahyla vaptılar. Koordınasyon bir örgüt değil. öğrencılerin sorunlann çözümü içın oluşturduklan bir platform. ÇocukJar. burada ülkenin de sorunlannı tartışmaya başladılar. Kızılay'da evlem yaptılar. Bunlan yaparken sılah kullanmadılar. Tek yaptiklan düşüncelerinı savunmak. Bunları sav-unurken de yüz bınleri peşlerine taktıklan ıçin hareketin önünün kesilmesi gerektı. Bizim çocuklanmız da kurban oldu. Koormnasvon - !! cezalandırılacak - Klmin adına kurban? - Kafası çalışan bütün öğrenciler adına. Bu çocuklann hüküm giymesi demek, Öğrenci Koordi Ali Karakaş. sadece oğlu içîn değil, bütün çocuklar için çalışıyor. Neyle suçlandılar - 1 Mayıs 1995'te Ankara Demokrasi Platformu tarafm- dan düzenlenen 1 Mayıs mi- tingine katılmak. - 20 Ekim 1995 tarihinde harçlann kaldınlması için top- ladıklan imzalan, Kızılay Meydanı'ndaki basın açıkla- masından sonra TBMM'ye vermek. - 29 Şubat 1996'da TBMM dinleyici localannda pankart açıp slogan atmak. - 13 Mart 1996'da "Eğhim- Sen Kapatılama/" mıringıne katılmak. - 14 Nisan 1996'da Ankara Demokrasi Platformu tarafın- dan düzenlenen *5 Nisan Ka- rarlanna Hayır" mitingine ka- tılmak. - 68*liler Vakfi'nda yapılan Ankara Üniversiteleri Öğrenci Koordinasyonu toplantısına katılmak. - Gazi Oniversitesi'nde öğ- renci sorunlanyla ilgili çalış- malar yapmak. - 30 Mart 1996 tarihinde korsan gösteri yapmak. Molo- tofkokteyli atmak. lzinsizpat- lavıcı madde bulundurmak. nasyonu'nun hüküm giymesi demek. Çünkü çocuklann cezası Yargıtay'ca da onaylanırsa, koordinasyonda oldugu bilınen ya da sanılan herkes cezalandınlacak. Koordinasyonun düzenlediği eylemler "örgüt eylemi" olarak tammlamp. engellenecek Amaç. üniversite öğrencilerini susturmak. Kararda da görölüyorjbu. Çünkü da\ ada A ' tahllye olanlarla hüküm-giyıp tutukluluk durumlan devam edenler arasmda suçlamalarda bir fark yok. - Davada bazı ara karaıiann çelişkili olduğu savlandı. Siz ne drvorsunuz? - Göstenlen tanıklar reddedildi. Çocuklar. varolmayan bir örgütün üyesi olmakla suçlandı. Evdeki patlayıcı maddeler ise şaibeli. Çünkü polis tutanağınm hazırlanmasından 1 gün önce tnsan Haklan Derneği'ne bir kadın telefon ediyor ve eve sivil kişilerin kolilerle girdiğini söylüyor. Biz kadının tanık olarak dinlenmesini istiyoruz, reddedihyor. Polis tutanağı, hükfhe dayanak oîıiştüruyor. Kaldı ki, aynı evde oturan ve aynı davada hüküm giyen Metin Murat Kalyoncugü'in babası gözalrı olav mdan sonra. evin aranmasından önce 2 gün evde kalıvor ve kasalarla molotof kokteylini görmüyor. Ailelerin tanık olarak dinlenmesi yıne kabul edilmiyor. "Tanıklar evlerinden sürüldü" - Tanık kadını bulabildiniz mi? - Avukatlar çağn yaptı, gelmedi. Kadın, "Ben korkuyorum, 18 yaşında çocuğum var" dedi. Kolilerin taşındığını gören 2 aile. polis baskısıyla başka yere taşındı. - Çocuklar için neler yaprvorsunuz? - Manışalı ailelerin çocuklan, biz ve Öğrenci Aileleri ve Yakınları Demeği'ndekı arkadaşlarlaDGM'lere, polisin öğrencilere karşı tutumuna karşı bir kampanya başlatmak istiyoruz. Artık çocuklanmza bir şey yapmasınlar. Onlar bizim sakındığımız çiçekler. Ama birileri gelip onlann hayatını alt- üst edebiliyor. Çeşitli kitle örgütlerinden destek alıyoruz. Avukatlaria DGM'leri boykot eylemı planlıyoruz. Bu çocuklların ve diğederinin kurtulabilmesi içın anti- demokratik uygulamalara karşı mücadele vermek zorundayız. Yarın: Kalemli çete 1 hapisaneyi yeniyor 'Kalemli Çete' biiyiik 'suçlary işledi Kalemli Çete, Ankara Merkez Kapalı Cezaevinde, "hatıra fotoğrafı "çektirdi. çünkü bunların hepsi "hatıra" olsun is- tiyorlar. Arkadakiler, soldan sağa: Bülent Karakaş, Ahmet Aşkın Doğan, Mahmut Yılmaz. Ondekiler, özgür Tüfekçi. Metin Murat Kalyoncugil. Onlan TBMM'ye "Paralı egitime ha- yır" pankartı astıklan gün tanıdık. Oysa onlar. demokratik ve özerk üniversite içın hep "naif" yollardan mücadele et- riler. Bu naiflikle çok sayıda suç ışledı- ler. Suçlan kesinleşirse de 18'er yıldan 96 yıl hapis cezası alacaklar. Lmut imzalarda: 20 Ekim 1995 te, yüzde 350 oranında yapılan zamlara kar- şı Üniversite Öğrenci Koordinasyonla- n'nın topladığı 350 bin ımza TBMM Başkanvekili KamerGenç'e iletildi. Bu imzalan ileten temsılcı öğrenciler ara- sında Hacettepe Ünıversitesi son sınıf öğrencisi Mahmut Yılmaz da \ardı. Harç değil Dinar'a yarduTi:15 Şubat 1996'da. Ankara Öğrenci Koordinasyo- nu "Harçlan ödeyip köleleşme\etim, Di- nar'a gidip özgürleşelim" kampanyasını başlattı. Mahmut Yılmaz, Ozgür Tüfek- çi, Bülent Karakaş ve Belgin Cengiz Dı- nar'daki temsilcilerarasındaydı. TBMM locasında 'teröristler': 8 öğ- renci TBMM dinleyici localanndan "Pa- rah eğitime hayır" pankartı açtılar. Öğ- renciler. slogan attılar: "Oğrenim hakkunız engeUenemez, pa- rah eğitime hayır!" DYP Istanbul Milletvekili Necdet Menzir •'Kim soktu bu teröristleri bura- ya" dıye sordu. Sloganın sahipleri aynıydı: Mahmut Yılmaz. Deniz Kartal, Hülya Yeşiljiırt, Özgür Yılmaz, İbrahim Ethem Altun, Ahmet Bahadır Ahıska, Hacı Fer- han Temiz, Devrîm Öz, Söz tutulmayınca daya: Öğrenciler, 1 Mart 1996'da Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Başkanı ile görüştüler. Görüşmedeki öğrenciler. Aşkın Doğan, Bülent Karakaş, Özgür Tüfekçi v e Deni- zerŞanh'ydı. Görüşme sonuç vermeyince, harçlara yapılan zammın iptali için Danıştay'a dava açtılar. Milli Eğitim Bakanı Turhan Tayan ay- nı gün öğrencilerle >aptığı görüşmede. basının önünde harçlannı ödemediği için kayıtlan yapılmayan öğrencilerle ılgile- neceğine söz verdi. Görüşmeye katılan öğrencilenn adları. Halise Karaaslan ve Deniz Kartal'dı. Çözüm eylemde: Öğrenciler, girişm- lerden sonuç alamayınca Beyazıt'ta ey- lem yapma karan aldılar. Ancak eylem- den önce 17 nisanda Ankara "da, toplu gözaltılar başladı. Harç karşıtı kampan- yada etkin olan isimlerin hemen hepsi, 17-22 nisan tarihlen arasında Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli polis ekiplerince ev, okul ve sokaktan toplandı. Ankara DGM Başsavcılığı öğrenciler ıçin 15 güngözaltı karan verdi. Bu süre içinde başsavcılık avukatlann. hukuki yardım taleplerini reddettı. Bazı öğren- cılerin evinde tutanak tutularak örgütsel doküman ve molotofkokteylı bulunduğu polis fezlekesine ekJendi. Ancak bu tutanağın tutulmasından bir gün önce İnsan Haklan Derneği (İHD) Ankara Şubesi'ni arayan bir kadın. öğ- rencilerin evlerine beyaz bir Renault ara- bayla gelen sivıl giyimli kişilerin koliler taşıdığını anlattı. 'Örgüt uyduruldu": Uluslararası Af Örgütü (UAÖ). öğrenciter için "Acil Ey- lem Çağrısı" yaptı. 27-30 nisan arasında öğrencilerin ifadeleri emniyette alındı. İfadeler, işkence ortamında alındıklan gerekçesiyle öğrenciler tarafından red- dedildi. Gözaltındaki öğrenciler, Ankara Em- niyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şu- besi tarafından düzenlenen toplantı ile basına "yasadışı örgüt üyelerT olarak ta- nıtıldı. Öğrencilerin, Dev-Yol'un silahh kanadı olan Devrimci Gençlikadlı örgü- te bağlı olduklan açıklandı. Ertesı gün gazeteler haben. "Üniversite öğrencile- rinden vasadışı örgüt yaratıldı" diye ver- di 1 Mayıs 1996'da gözaltındaki öğren- ciler sorgu hâkimliği önüne çıkanldı. Öğrencilerden Ahmet Aşkın Doğan. Öz- gür Tüfekçi, Bülent Karakaş. Mahmut Yıhnaz, Deniz KartaL N'urdan Bayşahan ve Elif Kahvaoglu hakkında tutuklama karan verildı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan öğrenciler aynı gün İHD Ankara Şubesi'ne kendilerine ve tutuklu kalan arkadaşlanna işkence yapıldığı iddiasıyla başvurdular. Avukatlann rutuklama karanna yap- tıklan 2 itiraz. Ankara 1 ve 2 No'lu DGM'lennce reddedildi. UAÖ, öğrenciler için ikınci "acileylem çağnsı"nı yaptı. Ankara DGM Savcılığı tarafından ha- zırlanan iddıanamede 15 üniversite öğ- rencisi, "yasadışı silahh örgüt üyesi ol- mak" ve "patlayıcı madde (mototofkok- teyli) bulundurmak ve kullanmak"la suçlandı. Öğrencilerin, Türk Çeza Yasa- sı 168 2 ve 264. maddeleri ve Terörle Mücadele Yasası uyannca cezalandınl- malan istendi. Yargılamasonucu öğren- ciler toplam 96 yıl hapis cezasına çarp- tınldı. Hüküm, şu anda Yargıtay aşa- masında. ÇALIŞANLARIN SORULARI7 SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL 31 yıl çalışan bir sigortalının ayhğı Soru: 31 yıl özel sektörde sigortah olarak çahştım. Çalıştığun süre içinde işime hiç ara vermediğim gibi, sigortava ilk guiş gününden bu yana primlerinı hep tavandan ve ke- sintisiz ödendi. Bu yıl SSK'den emekli ohnak istiyorum. 31 yıl çalışan bir sigortalının ayhğı nasıl hesaplanacak ve bana bağlanacak ayhk ne kadar olacak? (\ .O.) YAMT: 506 Savılı Sosyal Sigortalar Yasası ek madde 34'e göre: 1997 yılında özel sektörden emekli olanlar için. "Malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklannın hesabına esas alınacak üst gösterge sigortalının işten aynldığı veya öldüğü tanhten önceki malullük. yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödenmiş son dokuz takvim vılının prim hesabına e- sas turulan kazanç tutarlanna göre bulunacak yılhk kazanç esas alı- narak tespit edılir. 1997 yılı içinde bağlanacak yaşlılık aylıklan 1 Ocak 1988 ile 31 Aralık 1996 arasındaki son dokuz yılın prime esas kazançlanna gö- re aylık hesaplanacaktır. Bu son dokuz yılın primlerinin tümünü tavan kazançtan ödeyenle- re de, günümüz tavan göstergesi olan 13.385 göstergeden aylık bağ- lanır. 1997 yılında özel sektörden emekli olanlann son dokuz yıllık si- gortaprimine esas kazanç ortalaması 73 milyon 200 bin 390 lıra olan- lara. Ust Gösterge Tablosu 1. derece 10. kademeden ve tavan göster- ge olan. 13 bin 385 göstergeden yaşlılık avlığı bağlanır. 31 yıl (11.160 gün) tavandan pnm ödeyen sıgortalıya. %75 aylık bağlamaoranı ile 13.365 göstergeden ayda 33 milyon 278 bin 456 li- ra yaşlılık ayhğı ve 4 milyon 690 bin lira sosyal yardım zammı ol- mak üzere toplam 37 milyon 968 bin 456 lıra aylık bağlanır. 1 Ocak 1988-31 Aralık van ücretler: YIL .988 .989 990 1.991 1.992 .993 .994 .995 .9% 9 Yıl Toplamı 9 Yıl Ortalaması 1996 dönemi 9 yıl için prime esas ta- TOPLAM 7.065.720 12.787.380 22.080.060 31.564.980 46.842.660 64.937.430 85.386.240 109.891.080 278.247.960 658.803.510 73.200.390 POLİTİKA YE OTESİ MEHMED KEMAL L Katil Abdülaziz... j Kim bulmuşsa çok 1yi etmiş: • { "Güneşle geliyoruz." { Alkışlarla ve güneşle yola çıkma bereket... Küçük ve dar bahçede toplandık. Alev Coşkun kısa bir konuşma yaptı. Dünyanın bütün pislikler rinı birkaç tümcede topladı, yüzlerine attı. 1 Defter imzalanıyordu. sıra Sabahattin'deydj Ekmekçi'nin domuz savaşımını yazmış. Göi ucuyla okudum. Bir yaşam boyu böyle bir kavga? yı kim göze alabilir? \ Sabahattin (Dikmen) eskı tüfeklerden, Ekmek»- çi'nın kadim arkadaşı, başındaki kasketi gösterî- di: ; "Bak dostum, kasket alacaksan Vakko'dan a£ En iyileri orda." j "Çok pahalı değil mi?" I "Pahalı ama dayanıklı. Bu kasketi ben oradan aldım. SonraSabahattin'ledeğiştık. BuncayılkuK lanırız, taşgibi.." Bir kasketin öyküsü bu kadar olur. Kişi gider kasket kalır. • • • Doğru Yol, içinden, teker teker çöküyor. Buna, bağdan anlayanlar bağbozumu derler Kızarmaj- ya başladı mı kızartısı Dikmen sırtlanndan gön> nür. Koalisyon içinden çöküyor. Birer birer çözü- lüyorlar. Ne demiş şair: Ahibba şive-i yağmada mebhût eyler adâyı [ Hüdâ göstermesin asâr-ı izmihlâl bir yerde Tansu Çiller'in kurduğu bir koalisyonda; para vardı, pul vardı, bir ayağı Amerıka'da, bir ayağı burr daydı, bir eli dolardaydı, bir elı marktaydı. ! "İzmihlâl" görmemişti. Biri tam gelirken Refah- çılar sinelerini açtılar, kurtardılar. Bu yenisi, bun- dan pek kurtulacağa benzemiyor. Vaktiyle dost diye sarılanlar şımdı düşman diye kaçıyorlar. Bir kara yılan dolaşıyor. Yılanın adı Abdülaziz... "Bu Abdülaziz nereden çıktı" diye soracak olur- sanız, anlatayım: Bir dostum var; kedi besler, köpek besler, kuş besler. Kuşlar olağanüstü yaratıklardır. Papağarv lar, kanaryalar. muhabbet kuşları... Ne istersen vardır. Günün birinde kuş beslemekten utanıyor. Kuşları bırakıyor yılan beslemeye özeniyor. Bilerv lere soruyor. Nasıl beslenir, nereden alınır? Nere- de satılır. ; Bir bilene soruyor. ) Yol gösteriyor. Gidip çarşıdan bir yılan alıyor. Dedim ya yılanın adı: "Abdülaziz.. \ Abdülaziz aşağı, Abdülaziz yukan.. Evin içinde bir Abdülaziz dolanıyor. Abdülazizin boynuna bir de çıngırak takıyorlar, Çıngırağı yüksekten attık, zil gibi bir şey... Konuk gelenler yılanı görünce irkiliyorlar, ama sonradan sonraya ahşıyorlar. Tutuyorlar, avuçluyorlar, ok- şuyorlar. ; Abdülaziz!.. Tin tin koşup geliyor. Yabanıl yılan evcilleşiyor. Durup dururken evde birinı yılan sokuyor. Bunü Abdülaziz'den bilıyorlar. Evcil yılan oluyor mu ya- banıl.. adı katıle çıkıyor: ; Katil Abdülaziz!. Katil Abdülaziz!. --T " ' Abdülaziz katil olmaktan kurtulamıyor. "Katil Abdülaziz!.." Buyurun: Tin, tin, tin!.. Ben Abdülaziz!.. v- I B U L M A C A SEDATYAŞAYAH 1 2 3 4 1 2 3 4 SOLDA.N SAĞA: 1/Iranmıtolojı- sinde sözü edı- len. otuz kuş büyüklüğünde- kı efsanevı va- ratık... Bir cet- vel türü. II Acı- badem ağacı... Agır kokulu bir gaz. 3/ Pamuk kozası... Bırha- ber ajansının simgesı. 4/ Bir oyun ya da _ filmde anıden " yaratılan komık durum- lar... Bir ınceleme sonu- cunu bıldıren vazı. 5/ ' DağkırlangKidadenılen 2 bırkuş...Japonlınkdra- 3 mı. 6/ Akcığerlen dın- ^ lerken hekımın duvdu- ğu patolojık ses... Cem ^ Sultan'ın Batı dıllerın- 6 dekı adı. II Yarada bin- 7 kenıltihabıakıtmakıçın „ kullanılan bükülgen bo- ru... Balmumuna va da 9 parafıne batınlmış fıtıl. 8/ Bir gıda maddesı... Verme. ödeme... Yabanıl ha>~van bannağı. 9/Aksaray ılınde. tüf kayalara oyulmuş Bızans dönemi kıliselenyle ünlü vadı. VTJKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Kötü ve olunisuz bir ıştekı elebaşı. 2/lran'ın plaka ışaretı... Mübalağa. 3/Lğraşılan şey, ış güç. 4/ Israil yapımı hafıf makınelı tüfek... Afh- ka'da bir ırmak. 5/ Eski Yunan \e Roma yapılarında ta- ban kirişı ile çatı arasında kalan. üzen boydan boya ka- bartmalarla süslü bölüm... Lzaklık ışareti. 6/ Çm ve Ja- ponya'da oynanan bir strateıı oyunu... Yozgat yakınlann- dakı ünlü h'öyük. 7/Dogu Ajıadolu'da bir ırmak... Güney Afrika Cumhuriyetrnin plaka ışaretı. 8/ Yer adlarını m- celeyen dılbılım dalı. 9/Hav"vanlara vurulan damga... Çal- gı eşliklı. yalın ve dokunaklı şarkı. SİNOPSULHHLTaiC MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1996 492 Davacı Orman Işletme Müdürlüğü vekıli Av. Selma Güney tarafından davalı Mehmet Gök alevhine mahke- memizde ıkame olunan 16.243.000 TL alacak davası- nın yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara kara- n gereğınce; Davalı Mehmet Gök'ün mahkememızde yapılan tüm araştırmalara rağmen kendısıne teblıgat yapılamamıştır. Ve kendısıne ılanen teblıgat vapılması- na karar verilmiştır. Davacı vekıli Av. Selma Güney"in 4.12.1996 tanhlı dılekçesı ile hâkımlığimize müracaat ederek davalı Mehmet Gök'ün 16.243.000 alacak da-. vasımn dava tanhinden ıtibaren ışleyecek Merkez Ban- kası kısa vadelı krediler içın öngörülen reeskont haddı üzennden uygulanacak faizı ile bırlikte ödemeyı, tüm yargılama giderlen ile vekâlet ücretının de davalı üze- rınde bırakılmasına ve aynca fazlaya ılışkın haklanmı- zın da saklı tutulmasına karar verılmesını talep ve dava etmiştir. Davalı Mehmet Gök'ün duruşma günü olan 17.6.1997 günü saat 09.00"da hâkımlığimize bızzat ge- lerek davaya karşı diyeceklennı bıldırmesine. duruş- maya bızzat gelmediğı takdırde ve kendisını de bir ve- kıl ile temsıl ettırmediğınde. yokluğunda duruşma ya- pılacağı ve karar verileceğı hususu ılanen teblığ olunur. 2.4.1997 Basın. 15572
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear