Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2MAY1S1997CUMA
HABERLER
Cindoruk
'Kaddafi'nin
emirsubayı
başbakan
olamai
ANKARA (Cumhuriyrt
Bürosu) - Demokrat Türkiye
Partisi (DTP) Genel Başkanı
Hüsamettin Cindoruk,
"Türkiye'ııin, Libya Devlet
Başkanı Muammer
Kaddafi'nin emir suba>mı
başbakan olarak
tutamayacağmı" söyledi.
Cindoruk, "ordunun
rahatsızlığım dikkate
almavanlann belirtüen
yapanma katlanacaklanna"
işaret etti. Türkıye'ye
hakarete \aran düzeylerde
tepkiler dile getiren
Kaddafi'nin. Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
Uluslararası lslami Halk
Komutanlığı'nda kendi
yardımcısı olduğunu resmen
açıklaması üzerine RP
liderine yönelik sert
eleştiriler sürüyor. Skandala
ilişkin TBMM'de verilen
soru önergelerine ay lardır
yanıt \ermeyen ve Milli
Güvenlık Kurulu'nda da
gündeme gelmesine karşın
bu konuda açıklama
yapmayan Erbakan'ın
tutumuna son tepkı DTP
lideri Cindoruk'tan geldi.
'Milli ordumuz buna
tahammül edemez'
Cindoruk. Türkiye Sanayıci
ve lşadamlan Vakfı'nca
(TÜSİAV) dün düzenlenen
sohbet toplantısında.
Türkıye'nın, Kaddafi'nin
komutanlığını yaptığt
kaydedilen Uluslararası
îslami Halk Komutanlığı
üyesi başbakandan bir an
önce kurtulması gerektığini
vurguladı. Cindoruk.
"Türkiye. Kaddafi'nin emir
subayını başbakan olarak
tutamaz. Bizinı milli
ordumuz buna tahammül
edebilir mi?" dıye konuştu.
RP'nin Türkıye'ye zarar
vermeye başladığını belırten
Cindoruk. tüm tahnklere
karşın ülkede ırkçı ve dınsel
nitelikte çatışmalar
yaşanmadığını kaydettı.
Yaşanan sorunlann nedenıni
darbelere bağlayan
Cındoruk. "Darbelerle
demokrasi gelsey di. 27
Mayıs'tan sonra ne 12 Mart
ne de 12 Eylül yapılırdı"
dedi. Cindoruk. sorunlardan
çıkış yolunu "başkanlık
sisteminde" gördüğünü
kaydederek.
Cumhurbaşkanlığı'nın
yetkilerinin arttınlmasma
ilişkın önerilenni yineledi.
28 şubatta yapılan MGK
toplantısında. 12 Mart
1971 'de venlen muhtıranın
"nazik ve demokratik bir
biçimde yinelendigHii"
belırten Cindoruk. ordunun
rahatsızlığının göz önüne
alınması gerektiğıni
vurgulayarak şunlan
kaydettı: "Bunu hafıfe alan.
orada vazılı olan
yapünmlara katlanmak
zonında kalır. Ordunun
rahatsızlığı dikkate
alınmau-"
Kara Avcılığı Yasa Tasansı'nda avcılık belgesi alınması zorlaştınldı
Pompah yine yasaldanmadıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Şeriatçı kesımin silahlanmada tercih
ettiği belirtilen pompah siiah yasağını
Kara Avcılığı Yasa Tasansı çerçevesinde
TBMM Tanm Orman ve Köyişleri
Komisyonu'ndan geçıremeyen Içişleri
Bakanlığı, yeni bir yasa ile düzenleme
yapmaya hazırlanıyor. Komisyonun
dünkü toplantısında Kara Avcılığı Yasa
Tasansı üzerinde. pompah silah yasağı
ile ilgıli yeniden görüşme (tekrir-i
müzakere) yapılmasından vazgeçilirken,
tçişleri Bakanlıgı uzmanlan. bu konuda
2521 sayıh "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar
ile Diğer Aletler Hakkındaki
Yasa"kapsamında değişiklik yapılarak,
tasannın en kısa sürede TBMM'ye
iletileceğini açıkladılar.
TBMM Tanm Orman ve Köyişleri
Komisyonu'nda Kara Avcılığı Yasa
Tasansf nm görüşmelerine devam
edildi. tçişleri Bakanlığı'nın avlanmada
pompah silah kullanımını yasaklama
önerisinin daha önceki görüşmelerde
reddedilmesi üzenne. bakanhk bu
konuda yeni bir öneri getirmedi. Ancak
İçişlen Bakanlığı'nın önerisiyle avcılık
belgesi alınması zorlaştınldı. Eski yasa
hükümlerine göre avcılık tezkeresi
bulunanlara avcılık belpesi verilmesi
öngörülürken. yeni düicnlemeyle,
avcılık belgesi almak ısteyenlerin silah
ruhsatının bulunması zorunlu hale
getirildı. Komisyon Başkanı DYP'li
Zeki Ertugay. avlanmada kullanılâcak
silahlann özelliklennı belırleme
yetkisınin Merkez Av Komisyonu'na
devredildiğine dikkat çekıp. silah ismi
belirtilerek yasaklama getirilmesinin
pratik bir yaran olmadıgı göriişünü
savundu. Gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan İçişleri Bakanlıgı uzmanlan.
pompah yasağı ile ilgili düzenlememn
bu aşamadan sonra Kara Avcılığı Yasa
Tasansı kapsamında düzenlenmesinin
zor olduğunu belirterek, bakanlığın
2521 sayıh yasa çerçevesinde
düzenleme yapacağını bildirdıler.
Uzmanlar, bakanlığın hazırhklannı
sürdürdüğünü ve tasannın en kısa
sürede TBMM'ye sevk edileceğini
bildirdiler.
Yılmaz: Seçim çözüm olm
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, mevcut
koşuliarda yapılacak bir
erken seçimin Türkiye
için çözüm
olmayacağını savundu.
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Agâh Oktay
Güner de, Yılmaz'ı
"yalancı çobana"a
benzeten DYP Genel
Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu
Çiller'i seviyesizlikle
suçladı.
Mesut Yılmaz, NTV'de
yaptığı açıklamada,
hükümet ortaklannın
erken seçimi gündeme
getirmeleriyle ilgili bir
soruyu yanıtlarken,
hükümetin ülkeyi 10
ayda siyasi bir kaosa
sürüklediğini
belirterek, "Bundan ne
erken seçimle ne de
yalan bevanlarla
kurtulabilirler'" dedi.
Çözümün parlamento
çatısı altında aranması
gerektiğıni kaydeden
Yılmaz, seçimin son
çare olarak görülmesi
gerektiğıni söv ledi. Yılmaz
şöyle konuştu:
"Bize göre. bugünkü
koşuliarda vapılacak seçim
" ANAP'ın konumunu
güçlendirse bile Türkiye için
çözüm olmaz. Öncelikle nüfus
savımının yapılması. seçmen
kütüklerinin yenilenmesi,
vıırtdışındakilere seçme hakkı
tanıyacak yasal diizenlemenin
gerçekleştirilmesi \e seçim
yasasmda değişiklik vapılması
lazun. Bunlar yapümazsa en az
5 milyon vatandaş ov kullanma
hakkından vararlanamayaeak.
İttifak kurmava olanak
tanınabUir, en azından mahalli
seçimlerde iki tuıiu sistem
Yılmaz, "Bugün yapılacak seçim ANAP
uygulanabUir. Milletvekili
seçiminde kullanılan diğer
esaslar yeniden beliıienebilir.
Bunlar, seçimin çare olmasını
sağlamak için yapümalıdır."
Yılmaz. bir başka soru üzerine
548 milletvekili bulunan
parlamentoda iki tane 276
çoğunluğu bulmanın olanağı
buiunmadığını belirterek.
"Alternatif hükümet çıkması
için bu hükümete destek veren
partiler ya da millervekilierinin
tavıriannda değişiklik olması
gerekir. Bunun işaretleri vardır.
iki bakan bu hükümetin
Türkhe'yi uçuruma
sürüklediğini söyleyerek istifa
etmiştir. Bu Meclis'ten RP
dışında alternatif hükümet
çıkar. Bizim tercihimiz ban
"ı güçlendirecek olsa bile Türkiye için çözüm olamaz" dedi.
milletvekillerinûi değil
DYP'nin topyekün
kaülmasıdır" dedi.
Çiller ile 10 aydır hiçbır
görüşmeleri olmadığını
anlatan Yılmaz, bundan
Çiller'i sorumlutüttu.' '
'Seviyesiz politika'
Yılmaz. geçmiş hükümetlenn
tersine bu hükümette Dışişleri
Bakanı'nın muhalefete bilgı
verme gereksinimi
duymadığını söyledi Yılmaz
aynca, Çiller'in dış politik
gelişmelerle ilgili de sürekli
olarak kamuoyunu yanıltıcı
açıklamalar yaptığını ileri
sürdü.
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Güner de. bazı
parti yönetıcılerının katıldığı
değerlendırme toplantısının
ardından yaptığı açıklamada.
ekonomik rakamların alarm
verdiğinı söyledi.
Hükümetin bunu görmesi ' ' "
gerektiğini kaydeden Agâh '
Oktay Güner, Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'in
Yılmaz'a ılişkin "yalancı
çoban" benzetmesıyle ilgili
soru üzerine. "Bazı siyasiler
seviyesiz konuşma üslubundan
vazgeçmediler. Sayın Çiller'e
Genelkurmay Başkanı'nın
açıklamasını okumasını tavsiye
ediyorunı. Eğer Savın Çiller,
bir Türk hanımefendisine
yakışır üslupla konuşursa
kendisini dinleyeceğimizi
belirtmek isterim" dedi.
Aksener
'MGK
kararlan
dayatma
değil'
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - İçişleri Bakanı Meral Akşe-
ner. "Mütedeyyin(dindar)kitie-
nin. hiçbirzaman ne rejimle ne de
Atatürk ilkeleriy le bir sorunu ol-
mamıştır'"dedı.
Kanal 6 telev izyonunda önce-
ki gece yay ımlanan "Sözün Doğ-
rusu" adlı programa katılan Ak-
şener, rejimin laik nıtelığinı hedef
alan şenatçı ginşimlere karşı ön-
lem alınmasını ısteyen Milli Gü-
venlik Kurulu (MGK) kararlan
ile ilgili bir soruyu yanıtlarken
"MGK kararlan, bizler için aske-
rin bir dayatması değildir" diye
konuştu. Cumhurbaşkanı Süley-
man DemireTın bu konuda ken-
dılerının vaptıkları çalışmaları
olumlu bulduğunu kaydeden Ak-
şener. MGK'de alınan kararlarda
sıv il kanadın da imzasının bulun-
duğunubelırttı.
"Türkiye'de birçok insanın ra-
hatsız olduğu yanlış organizas-
yonlarvar. Türkiye'deyanlışlıkla-
rın üzerine gidilmelidir" dıyen
Akşener, halkı şenatçı kalkışma-
ya ve orduv a karşı dırenmeye ça-
ğiran "BlrHakOüşmanr adlı ti-
vatro oyuriunda valilerin ve sav-
cılann görev lerinı tam anlamıvia
yenne getirdiklennı savundu.
Akşener. Istanbul'da Fatih ve
Çarşamba gıbi semtlenn "kurta-
nlmış bölge''" şeklinde görülme-
mesı gerektiğıni vurgulayarak
şunlan kavdetti: "Mütedeyyin
kittenin. hiçbirzaman ne rejimle,
ne Atatürk ilkeleriyle bir sorunu
olmamıştır. 12 Evlül öncesinde
kurtanlmış bölgeler vardu ama
bugün artık böv le bir durum söz
konusu değildir. Bugün buna mü-
saade edilmesi de söz konusu ola-
maz.
Çevre Bakanı Ziyattin Tokar, TSK'den atılan eniştesini daire başkanı yaptı
Şeriatçı subay, daire başkanıYÜSUFOZKAN
ANKARA - Çevre Bakanı Zi-
yattin Tokar. "şeriatçı faaliyetle-
re katıldığı*' gerekçesıyle Aralık
1996"dakı Yüksek Askerı Şûra'da
(YAŞ) ordudan atılan enıştesi,
topçu yüzbaşı Cengiz Ton'u ba-
kanlığında bürokrat yaptı.
YAŞ'ın, "şeriatçı faaliyetlere
katıldıklarT gerekçesiyle Türk
Sılahlı Kuvvetlen'nden (TSK)
uzaklaştırdığı subay ve astsubay-
lan, kendisıne bağİı beledıyeler-
de işe yerleştıren RP. MGK'nın
asker kanadının bu konudakı sert
tepkilerine karşın, uygulamayı
Kamu Iktisadi Teşebbüslen "ne ta-
şıdı. RP'li Devlet Bakanı Teoman
Rıza Güneri'ye bağlı Etıbank'a.
TSK'den atılan astsubay başçavuş
YusufTemizy ürek'ın alınmasının
ardından. ordu-RP gerginhğinin
doruğa ulaştığı bir dönemde Çev-
re Bakanı da aynı uygulamayı
sürdürdü.
Alınan bılgiye göre Tokar. ka-
muoyu ve askeri kesimın bu ko-
nudaki duyarlılığına karşın. 21
şubatta TSK'den uzaklaştınlan
enıştesi Cengiz Ton'u bakanlığı-
na bağlı Özel ÇevTe Koruma Ku-
rumu Çevre Koruma Araştırma
ve Inceleme Daire Başkanlığf na
atadı. Tokar'ın, kimyager olan kız
kardeşini de Çevre Bakanlığı'nda
laborant olarak işe aldığı öğrenil-
di.
Tokar'ın eniştesi. 25. Mekani-
ze Piyade Tugayı'nda görevli olan
topçu yüzbaşı Ceneiz Ton,
YAŞ'ın Arahk 1996'daki yıllık
ikincı olağan toplantısında, "şeri-
atçı faaliyetlere katıldığı" gerek-
çesiyle 58 arkadaşıyla bırlikte or-
dudan atılmıştı. Bu toplantıda.
toplam 69 kişi "disiplinsizlik" ge-
rekçesıyle ordudan uzaklaştınl-
mıştı.
Çevre Bakanlığf na yakın kay-
naklar. ÇevTe Koruma. Inceleme
\ e Araştırma Daire Başkanlığf na
getirilen Ton'un. çevTe konusun-
da hiçbir bilgi ve birikimi bulun-
madığını belirterek atamanın. bü-
tünüyle siyasal tercihe ve akraba
ilişkisine dayandığını söylediler.
Bir asken kaynak da şenatçı su-
bay iann. laik. demokratik cum-
huriyete vönelik faalivetleri ne-
deniyle ordudan uzaklaştırıldığı-
nı anımsatarak "Bu kişilerin, ba-
kanlıklarda üst düzey görevlere
getirilmeleri, devletin temeline di-
namit koymaktan farksızdır. Bu
girişim, son günlerde iyice dikka-
ti çeken laikük karşırı uygulama-
larui bir parçasıdır" dedi.
Tokar, Ton'un işe ahnmasıyla
ilgili soru üzerine Cumhuriyet'e,
"Ne zaman başlamışişe" diye sor-
du. Ton'un 21 şubatta işe ahndı-
ğının belirtilmesi üzerine ise. "Bi-
zim ilgili birimlerie bir görüşün"
vanıtmı verdi.
UZYAZI / ORHMS BİRGİT
Anayasamıza göre, "Genel-
kurmay Başkanı, görev ve yet-
kilerinden dolayı başbakana
karşt sorumludur".
Onceki gün Genelkurmay
Başkanlığı'nda gazetecıler için
düzenlenen brrfingde, Türk Si-
lahlı Kuvvetlen'nın ülkenın kar-
şısında bulunduğu tehdıt ve
tehlıkelerle i'gıli yeni stratejı üze-
rinde yapılan açıklamalan, ana-
yasanın 117. maddesinde yer
alan bu hükümler ışığında oku-
mak gerekiyor.
Bu brifingde, "Bölücü ve ir-
ticai faaliyetlere izin verilme-
si, devletin intiharı demektir.
Devletin intiharına izin verile-
mez. irticaın yok edilmesi,
Türkiye için hayati önem ta-
şıyor" denılmıştir.
İrticaın yok edilmesi amacıy-
la alınması gereken önlemlerin,
Milli Güvenlik Kurulu'nun 28 şu-
bat toplantısında Bakanlar Ku-
rulu'na biidirilmesiyle başlayan
tartışmalan, Genelkurmay Baş-
kanlığı'nın önceki günkü brifin-
gınde açıklanan ülkenın yeni sa-
vunma stratejisinde yeralan hü-
kümlenn ışığında bir kez daha
okuyanlar. aslında bu gorüşlerin
de, 28şubat MGKtoplantısının
kararlarının da, siyasi ıktidarın
her ıkı kanadı ıçın de "sürpriz"
olmaması gerektığini kolaylıkla
kabul edeceklerdır.
Başbakan, kendısine karşı
sorumlu olan Silahlı Kuvvetler
Başkomutanlığı'nın. ülkenin ve
devletin savunması ile ilgili ka-
rarlanndan haberi olmadığını el-
bette söyleyemez. Kaldı ki, as-
kerlerın "savunma öncelikli iç
tehditin öncelıkle irtica olduğu"
yolundaki karann Yüksek Aske-
rı Şûra'nın son toplantısında
oluşturulan "Milli Askeri Stra-
teji Konsepti" içinde yer aldığı
ve Başbakan'ın da imzasını ta-
şıdığı dünkü "Radikal" gazete-
sinde yer alıyordu.
Kim bilır, Yüksek Askeri Şû-
ra'yı oluşturan Genelkurmay
Başkanı, kuvvet komutanları ve
ordu komutanlan. Türkiye Cum-
huriyeti'nı tehdıt eden bolücü ve
gerici faaliyetlere karşı yeni sa-
vunma konseptıni saptarlarken,
Erbakan neler duşunüyordu
da. toplantıda konuşulanlan ye-
terınce izleyemıyordu? Belki
Önümüzü Göremezsek...
boyle bir toplantı ile, Kadda-
fi'nin kendisine yardımcı oldu-
ğunu ıddia ettiği "lslami Ko-
mutanlık"la ilgili toplantılan kı-
yaslıyordu Erbakan. Belkı de
bazı tarikat şeyhlerinden görüş
aldıkları ıçın silahlı kuvvetleri-
mizle ilışkılen kesılen subay ve
assubaylar için camıasına nasıl
hesap vermesi gerektiğıni du-
şunüyordu. Böyle olmasaydı,
öyle ınanıyorum ki, Erbakan
anayasa uyarınca bütün bu ka-
rarları en ince ayırdına kadar tar-
tıştınr. öğrenir ve ondan sonra
da "Laik, demokratik ve sos-
yal hukuk devletini bozmak
isteyenlere karşı vatandaşlar
gibi biz de sorumluluk sahibi-
yiz. Bizim farkımız, elimizde
silah olmasıdır. Silah olduğu
için doğru yerde, halkın iste-
diği yönde ve doğru zaman-
da kullanma bilincindeyiz" dı-
yen Genelkuımay'dan açıklama
isterdi. "Laik, demokratik ve
sosyal hukuk devletini" bozmak
isteyenlerin kimler olduğunu so-
rar, belgelendirirdi.
•••
Artık apaçık anlaşılmaktadır
ki, Milli Güvenlik Kurulu'nun se-
kiz yıllık kesintisiz eğitim ile baş-
layan önlemlerönenlerı, Yüksek
Askeri Şûra'da oluşturulan yeni
"Milli Asken Strateji Konsep-
ti"n\n gereğıdir. Milli Güvenlik
Kurulu'nun gündemine bu ko-
nudakı görüşlen ve önerileri al-
dırtan asker kanadını oluşturan
"vatandaşlar", öyle ınanıyorum
ki, en kısa yoldan alınacak en
hayırlı önlemın de bu hüküme-
tin bir an önce ışbaşından ayrıl-
ması olduğuna inanıyorlar. Şim-
di herkes hafızalarını birkaç ay
önceye götürerek, silahlı kuv-
vetler içinden yapılan ve ülkenın
ıçınde olduğu bunalıma "sılah-
sız kuwteler"'m el koymasını di-
leyen açıklamalan hatırlasın.
Türkiye Büyük Millet Meclı-
si'nı oluşturan siyasi partılerın
Refah dışında bir hükümet oluş-
turması için son günlerde Ece-
vit ve Yılmaz tarafından yeni-
den gündeme getirilen çalışma-
lar, bu olayların ışığında değer-
lendırilmelidir. Böyle bir değer-
lendırme içinde CHP Genel
Başkanı olarak Deniz Baykal'ın
aldığı tutum tek kelıme ile ibret
vencıdır. Baykal'ın tutumunun
Tansu Çiller'i ne ölçüde mutlu
ettiği, dün yapılan DYP Gru-
bu'nda, Başbakan Yardımcı-
sı'nın konuşması ile de belge-
lenmiştır.
Çiller, ne olursa olsun bu hü-
kümetin devamına kendisini
adamış, Genelkurmay brifingın-
de yer alan "irticaın PKK tehli-
kesını geçtıği" görüşü karşısın-
da "Refah Partısı dokuz aydır
ıktıdarda. Böyle bir tehlıke var-
sa dokuz ayda mı oluşmuş?"
sozleriyle dün grubunun kürsü-
sünden Erbakan'a göğsünü si-
per etmiştir. iyi de, şayet irtica
tehlıkesi son dokuz ayda, yani
Refahlı koalisyonda doruğa çık-
madıysa, o zaman bu işin fatu-
rasını yıllardan beri ıktıdann sa-
hibi olan DYPye ve Çiller'efa-
tura etmek gerekmeyecek mi-
dir?
Deniz Baykal, bir bölümünde
partisinin de, milletvekili ve ba-
kan olarak kendisinin de yer al-
dığı o dönemi, bu töhmetten
kurtaracağı yerde, Çiller'i birsü-
re daha ıktidarda tutmak için
payandalık görevı yapmıyor
mu?
Sadece bu kadar da değil.
CHP'li dostlar, bir bölümü-
nün, özellıkletabanlarının içten-
lıkle ıstedıği bırfırsatı da gözar-
dı etmiş oluyorlar. CHP ile ortak
hükümet önerisi geri çevrilince
DSP Grubu'nda düşüncelerinı
sesli hale getiren Bülent Ece-
vit'in milletvekili arkadaşlanna
söylediği şu sözlerin altını çize-,,
rek okursanız ne söylemek iste-
dığimi daha kolay anlayacaksı-
nız: "Birlikte hükümete gire-
lim. Ortakyanlanmızı önce bir
görelim. Nerede anlaşıyoruz?
Nerede farklıyız? Bu belli
olunca, sonra neleri yapabili-
riz, daha somut ortaya çıkar."
BIRBAKIMA î
SERVER TANİLLİ
Bir Aydınlanma Kolloku
Gazetemizin 25 nisan günlü nüshasında, llhan
Selçuk'un -benı pek onurlandıran- güzel yazısının
yanında, Melih Cevdet Anday ustamızın/4yd/n/an-
ma Üstüne başlıklı, 18. yüzyılın egemen felsefesi-
nin inceliklerini sergileyen -yine usta işi- bir yazıs
vardı. Ondan da yola çıkarak söylemiş olayım:"Ay-
dınlanma", aklaönceliktanıyan, başta dınsel olmak
üzere dogmatizme, her türlü metafiziğe karşı laik
bir felsefe hareketinin adıdır. Onun bu nitelığini en
güzel belirtenlerden birı de Friedrich Engels o\-
muştur ki şöyle der: "Dın, doğa anlayışı, toplum,
devlet örgütü, her şey en amansız bir eleştihnin
hedefi oldu; her şey, aklın mahkemesi önünde ak-
lanmak zorunda kaldı, ya da mahkûm oldu."
"Aklın mahkemesi": Aydınlanmaya en çok yakı-
şan nitelemelerden biri bu olsa gerek.
Hoşgörüyü öğütleyen. ilerlemeye de inanan bir
felsefe.
Irkçılığın yeniden hortladığı, yabancı düşmanlı-
ğının kol gezdiği, köktendinci akımların ortalığa dö-
külüp akılcı ve laik her türlü kazanıma karşı saldı-
rıya geçtiği bir ortamda, Aydınlanma felsefesinin,
18. yüzyılla beraber tarihe kanştığını söyleyebilir
misiniz? ;.
Hayır! "Aydınlanma" günümüz için de önemli. *
Ve biz Türkıyeli aydınlar, bir düşün arkasından gir
diyor değiliz. Bu felsefe, daha Cumhuriyet önc&r
sinden bızi etkilemeye başlamış, 1923 Devrimi ise
yaptıklarıyla onu sürdürmüştür. :
Bugün de bir Aydınlanma kavgası içindeyiz. \
llhan Selçuk'un pek güzel belirttiği gibi "Türkiye,
Aydınlanma olgusunu 'devrim' ile 'karşıdevrim'
gelgitlerinde yaşıyor. Bu, 'Yeni insan'/a 'Eski in-
sanVn kavgasıdır."
•
25-26 nisan günleri, Strasbourg'da, Türk Etütle-
ri Enstitüsü ile Vis-â-vıs Derneği'nın düzenlediği
birkollokta. Türkiye'den ve Türkiye dışından aydın-
lar ve uzmanlar, işte bu Yeni insan'la Eski insan'ın
kavgasını oturup tartıştılar.
Kimler mi katıldı toplantıya? • • •*
Türkiye'den Hüseyin Batuhan, Ahmet Oktay,
llber Ortaylı, ilhan Selçuk, Bülent Tanör, Şirin Te-
keli; Türkiye dışından da Fakir Baykurt, Louis
Bazin, Ufuk Doğrusöz, Paul Dumont, Ragıp
Ege, François Georgeon, Irene Melikoff, Timc>-
ur Muhidine, Demir Özlü, Semih Vaner ve ben.
Ben bir bahaneydim, önemli olan konuydu elbefr
te.
"Türkiye'de Aydınlanma Hareketi" adını taşıyan
kollokta. düne bakıldı, bugün sergilendı ve sorun-
lartartışıldı. Toplantıya sunulantebliğler, yazsonun-
da, Türkıyeli okuyucuların önüne bir kitap halinde
konacak. Pek zengın bir tartışma dünyasından ak-
lımda kalanlar ise, özellikle şunlar oldu:
Batı'da Aydınlanma, yapısal bırdeğişimin birürü-
nüdürvesınıfsal bırtemeledayanıyordu; bizdeisa,
Cumhuriyet öncesinden başlayarak, apayn koşuk
larda ortaya çıktı ve gelişti. "Anadolu Müslümanr
lığrrun yapısında laik devletin kimı dayanakları ol»
sa da, dın-devlet ayrıhğına gıdış kolay oJmadı. • -»
Aydınlanmayı sadece laik bir reformdan ittare}
görmek de doğru değil. "Modemleşemeden küre^
selleşebileceğinı" sanan bir ortamda, sorunlarala
1
bıldiğine çok boyutludur. Her konuda olduğu gibi,
Aydınlanma Devrımi'nı de, demokrasi sürecinde
yeniden kazanma sınavmı verdiğimizi unutmama-
h.
Ancak. işin bir nankör yanı var ki şu: Vicdanlar-
da kalması gereken dinın polıtıka alanına çıkanlma-
sı, yani "siyasal lslam"\n, kısa sürede de olsa in-
sanlara gösterdığı, Türkiye'de Aydınlanmanın ka-
zanımlanna katkıda bulununmak şöyle dursun, on-
ları yok etmeye yöneldiğıdır.
Özellikle, Cumhuriyet öncesıne değın uzanan ka-
dın haklan bakımından kazanımları büyük tehlike-
ler bekliyor. Öte yandan kadın hareketine, yakın
zamanlara kadar baktığımızdan çok daha farklı
bakmak zorundayız.
Son olarak, Türkiye'de Aydınlanmanın en çok
etkilediği alan eğitim olmuştur. Cumhuriyeti kuranj
ların en büyük zaferlerınden biri "laik okul"u yaratf
malarıdır. Ne var ki, özellikle 1950'lerden kalkarak,
eğitimin laik ve dinci yönde yeniden "iki başlı" bı>
duruma sokulması, ülkemizde birbirine zıt iki insan"
tipinin yetişmesine yol açmıştır. Bunu ne yapıp ya*
pıp önlemelidır. Ancak eğıtımın sorunu sadece bü
değildir: Altyapısı, pedagojıkyöntemlen bozulmuş
ve demokratik nıteliğini yitirmiş bir eğitim, baştan
aşağıya bir reform bekliyor: Laikliğe olduğu kadar
demokrasiye de saygılı bir eğitimi kurmak, 2000'H
yılların eşiğinde "onsuz olmaz" bir önem taşıyor.
Özetle, büyük mesajlar taşıyan bir kollok oldu bu.
Onu hazırlayanlara, tebliğlerıyle katkıda bulunan-
lara; ve Sayın Adalet Ağaoğlu ndan başlayarak,
mesaj, mektup ve yazılarıyla destekleyenlere
gönülden teşekkürler...
Tunceli'de operasyon
17PKK'liöldüriildü
Yiırt Haberleri Senisi -
Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu bölgelerinde PKK'nin
etkisiz hale getırilmesi
amacıyla sürdürülen ope-
rasyonlar Tuncelı > öresin-
de yoğunlaştınldı. Bölge-
deki operasyonlarda 17 P-
KK'li öldürüldü. Kuzey I-
rak'taki PKK kamplanna
yönelik olası bir operasyon
için sınır bölgesinde hazır-
lıklar tamamlandı. Günev-
doğu'da bu yılın ilk dört
ayında gerçekleştinlen
operasyonlarda öldürülen
PKK'li sayısı 761'e ulaşır-
ken. 73 güvenlik görevlisi
de şehit oldu. Bölgede 17
kişiyi öldüren. 48 kişiyi de
yaralayan 18 Hizbullahmı-
litanı da tutuklandı.
Bahann gelmesi ve terö-
rıstlerin saldınlar düzenle-
yeceği duyumlannın alın-
ması üzerine Tuncelı ve
çevTesınde sürdürülen ope-
rasyonlarda terörıstlerle za-
man zaman sıcak temas
sağlanıyor.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan açık-
lamaya göre, bölgede sür-
dürülen operasyonlarda,
Tuncelf nin Nazimıye ilçe-
si kırsahnda 9, Bıtlis'in
Mutkı ilçesı Başkaya böK
gesinde 5. Hakkâri"nin Çu-
kurca ilçesı yakınında 2 vö
Şımak'ın Güllüce Dağı'n
J
da da bir olmak üzere top^
lam 17 PKK'li öldürüldü.
Örgütten kaçan 2 terönst,
Bıngöl ve Hakkânde gu-
venlık güçlerine teshm of-
du. Operasyonlann özellik-
le Tuncelı yöresinde yo-
ğunlaştınldığını belirteri
yetkilıler. ıçı gıda dolu çok
sav ıda sığınağın ortaya çı»
kanlarak imha edildiğinı \f
örgütün lojistik yöndei
ağır darbe aldığını kaydet-
tıler. Yetkıliler. teröristlerin
eylem yapmak için Türkt'
ye'ye sızmalannı önlemek
amacıvlada sınır kesımın-
de geniş güv enlik önlemle-
ri alındığını söylediler. Ku-
zey Irak"taki PKK kampla-
nna yönelik operasyon için
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
sınır bölgesindekı hazırhk-
lan tamamlandı.