02 Mayıs 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2MAYIS1997CUMA CUMHURİYET SAYFA TELEVIZYON 17 Jason'un işi bitiyor Kanal D 00.40 Jason: Cehenneme Grt - Jason Goes to HelkTheFınal Frıday / Yönetmen: Adam Marcus / Senaryo: Dean Lorey, Jay Huguely / Görüntü: William Dill / Müzık: Harry Manfredini / Oyuncular: John D. LeMay, Kari Keegan, Kane Hooder, Steven Williams/1993 ABD yapımı. rVServisi- 1980de Sean S. Cunningham'ın yarattığı ürkütücü cani Ja- SOB Voorhees'in yok olu- şunu müjdeleyen fılm "Ja- son: Cehenneme Git" (Ja- son Goes to Hell. The Fınal Friday). "gore" türüniin "beylik" kahramanlann- dan birinın daha beyazper- deden silınmesıni saglıyor. Film. bir kadın polısın yem olarak kullanılıp Ja- son'm tuzağa düşürülerek '•öldürülmesiyle"' başlı- vor Üzerine yüzlerce kur- şun yağdınlır \e bir bom- bayla paramparça edılir. Ama Jason' ın öldürülmesı bu kadar kola> olmayacak- tır. Jason'ın ruhu. başka bi- nne geçip yeniden cinayet- lerine de\am eder. Onun asıl ıstegı, eskı "deforme" görüntüsüne ka\uşmaktır. Bunun ıçin de "'kendi ka- nından" bırinı kullanmak zorundadır ve önünde yal- nızca üç seçenek v ardır, do- gallıkla karşısında da onu engellemey e çalışan insan- lar.. "Jason: Cehenneme Git", "Frida> the 13th- 13. Gün" sensınm doku- zuncu bölümü. Bu kadar uzun zaman içinde "bizinı Jason" neler atlattı neler. Doğrusu atlatmadı ama. bir sonrakı bölümde yenıden ayağa kalkıp cinayetlerini sürdürdü. Jason, bu bölüm- de de cinayetlerini sürdü- rüyor, ama sınema ızleyi- cisınin artık kanıksadığı bu göriintüler pek etkıli olamı- yor. Bu tür filmlerin genel mantığı olan "mantıksız- Uk". "'Jason: Cehenneme Git"'te de kendıni gösteri- vor. Hiçbirolayındogrudü- rüst bir açıklaması yok. Ya da arka arkaya gelen görün- tûler arasında tutarlı bir bağ yok. Fılm boyunca bilme- nız gereken tek şey. Jason'ın yenı bir \iicut için birileri- nı öldürdüğü \e binlerinin de onun peşınden gıderek onu yok etmeye çalıştıgı- dır. Bu minvalde giden öy- künün bence tek ly i yanı fi- nal sahnesı. Klışeîerle yük- lü. bildik imlemelerle sü- ren fılm. enfes bir mizah aniayışı. keskm bir zekânın ürünü olan son sahnede he- defı buluyor... "Jason: Ce- henneme Git". vıllar yılı kuşakları korkutma görevi üstlenen bir "kahra- man"ın arkasından agıt yakmak. saygı duruşunda bulunmak için izlenebilir... Özgentürk'ün filmi birçok festivalden ödülle dönmüştü Ağahğa başkalcbrmak Tl'RHAN GÜRKAN Doğu Anadolunun bir köyünde, gele- neklere göre küçük bir çocukla evlendi- rilen genç birköylü kızının yasak aşk öy- küsü. Yargıç Necati Haksunun "Kut- sal Ceza" romanından Onat Kutlar'ın senaryolaştınp. Ali Özgentürk'ün yö- nettiği "HazaP'da. geri kalmış bir or- tamda agalık düzeninin tutsak ertiği insan- lann yaşamıyla, bunlann şeyhlerle sava- şımı anlatılırken çağdışı kör inanç düze- ninin de eleştirisi yapılıyor. Çarpıcı sıne- ma diline \e destansı bir yapıya sahip olan "Hazal," insan ilişkilerinin bırmo- zaik gibi işlendigi, toprak sorunu ve yol yapımı gibi olgulann yeraldıgı. halk söy- lencelerinın. Dogu halk masallannın iz- lerini taşıyan. ağalığa karşı bir başkaldı- n sımgesi. Fransa'da Prades Şenlıgı. Is- panya'da San Sebastıan Şenliği. Lahey Film Şenliği büyük ödüllenyle. Vlenhe- im Festivali Altın Düka Ödülü. 18. An- talya Film Şenliği yardımcı oyuncu (Çe- tinkaya) ödülü kazandı. . ı.Macdin'indagköyünün.gÜzeJluzıHa-v atv 16.25 Hazal / Yönetmen: Ali Özgentürk / Senaryo: Onat Kutlar/ Yapıt: Necati Haksun / Görüntü: Muzaffer Turan / Müzık: Zürfü Livaneli / Oyuncular: Türkân Şoray, Talat Bulut, Meral Çetinkaya, Harun Yeşilyurt, Keriman Ulusoy, Hüseyin Peyda /1979, Umut Film. zal (Şoray). kocası Beşir'in ölümü üze- nne, başlık parası ıçin onun 10 yaşında- kı kardeşi Ömer'le (Yeşilyurt) evlendı- nlir. Oysa Hazal'ın gönlü. agayla çatışan yoksul delikanlı Emın'dedir (Bulut). Kar- deş gözüyle baktığı çocuk yaştaki koca- sına karşın Hazal. Emın'le yasak aşkını sürdürür. Törelere göre bağışlanmayan günah ışleyen kara yazgılı Hazal. yanına küçük kocayı alarak korku içinde dağla- ra kaçar. Yağmur altında bir magaraya sı- ğınan nıkâhlılar. ıslak gıysilerini çıkanp .birbirJenuç Kurosava, Amerikan sermayesini kullanarak Amerika'yı eleştiriyor Lanetlenen bombalar • *) TRT12LÖÖ Ağustosta Rapsodi - Rhapsody ın August / Yönetmen-Senaryo: Akira Kurosava (Kiyoko Murata nın romanından) / Görüntü: Takao Saito, Masaharu Ueda / Müzik: Shinichiro Ikabe / Oyuncular: Sachiko Murase, Hisashi Igavva, Narumi Kayashima, Tomoko Ohtakara / 1991 ABD- Japonya ortak yapımı, 117 dakika. MLRATOZER Japon sinemasının ye- tıştirdiği en büyük sinema- cı Akira kurosavanın ül- kemizde de gösterime gi- ren son fılmlerinden "Ağustosta Rapsodi" (Rhapsody ın August). bir kezdahatüm duyarhlığıy- la tele\ ızyon ekranlannda boy göstermeye hazırlanı- yor. Filmin öyküsü. ABD'nin Japonya'ya attığı atom bombalarını eksen alarak gelişen bir yapıya sahıp. Bu bombaların günümüze yansıması ya da ABD'nin bu olaydaki bir tür eleşti- risi biçiminde önümüze ge- len öykü. ikı toplumun. da- hası tüm dünya toplumla- rının kardeşlıgi ılkesini de gözler önüne seriyor. Bu izlenimlen edindiren öykü ise şöyle gelişiyor: Atom bombası olaymı ya- şamış bır büyükanneye yaz tatıli sırasında torunlan ko- nuk olur. Bugünde yaşa- yan çocuklar. geçmişle iç içe yaşayan büyükanneden bazı masallar ya da anılar dınleyerek zamanlannı ge- çirirler. Bu arada büyükan- nenin ABD'deki yeğeni onu zıyaret etmek üzere Japonya'ya gelir. Ailenin bu Amerikalıdan beklenti- leri v ardır. ÇocukJar, anne- leri-babalan ve büyükan- neleri arasında bu beklen- tiler açısından da farklar gözlemlenmektedır. Ame- rikalı yeğenın ise bu bek- lentiden haberi yoktur. Onun en büyük merakı. ilk kez göreceğı Japonya'ya atom bombasının bıraktı- ğı izlerdır. Ülkesınin ayı- bının nelerle sonuçlandı- ğını görmek, onun başlıca sorunudur, belkı de tek sı- kıntısıdır... Kurosava ustanın "ge- lenekser' duyarlılığını, özellikle son dönem filrn- lerınde görünen yıllann de- neyimiyle gelen duyarlılı- ğını "Ağustosta Rapso- di"de aynı oranda duyum- samak mümkün. Günümöz Japon toplu- munun bellı ölçülerde bir eleştirisinin yanı sıra ABD'nin "toptan yoket- meye" yönelik atom bom- bası saldınsını da lanetle- yen ve günümüzde bile ABD'nin bu saldınsını "meşru" gösterme çaba- sı içinde olduğunu alttan alta belgeleyen bir film bu. Kuşaklar arası ılişkilenn de derinlemesıne gözlem- lerle yansıtıldığı filmde, Takao Saito ile Masaha- ru Ueda'nın ortaklaşa ger- çekleştirdikleri görüntü ça- lışması ılgiye değerözellik- ler ıçeriyor. Bu görüntü çalışması, filme aynı zamanda gızem- li bir atmosferin de kazan- dınlmasını saglıyor. Ame- rikan sermayesiyle keskin bır Amerikan eleştirisi ya- pan Akira Kurosava. fil- minde bir de Amerıkalı oyuncu. Richard Gere'i kullanarak etkıli bir sonu- ca ulaşıyor. Ama "Ağus- tosta Rapsodi"nın asıl kahramanları, büyükanne ve çocuklan oynayan Japon oyuncular. Onların inan- mış performanslan. fılmın atmosferini sınırlara dayı- vor... KENT HABERLERI Kapıcısını silahla yaralayan sanık daha önce Ziverbey Köşkü'nde işkence yapmakla suçlanıyordu Özalkuş davasında gazetecilere yasak Istanbul Haber Servisi -"Ziverbey Köşkü'nün başjşkencecisi" olduğu ıleri sürülen Eyüp Ozalkuş hakkında. kapıcı Tuncer Ağırali'yi silahla yaraladığı iddi- asıyla açılan davanın ilk oturumuna gaze- tecilerin girmesı zor kullamlarak engellen- di. 1972'de sıkjyönetım komutanlığı tara- fından işkence merkezi olarak kullarulan Zi- verbey Köşkü'nde işkence yaptığı iddia edilen Eyüp Özalkuş hakkında, yöneticisi olduğu apartmanın kapıcısı Tuncer Ağıra- li'yi silahla yaraladığı iddasıyla açılan da- va dün Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde görülmeye başladı. Yaklaşık iki ay önce su borusu yüzünden tartıştığı kapıcı- sına silahla ateş açan Özalkuş. 'adam öl- dürmeye tam teşebbüs'suçundan tutuklu olarak yargılanıyor. Sanık Özalkuş'un ge- tirilmesinden önce 2. Ağır Ceza'nın bulun- duğu kondora gelen kalabalık bır grup. ga- zetecılerın davayı ızleyemeyecegini söy- ledıler. Yargıcın davaya yayın yasağı getirdiği- ni öne süren söz konusu kışiler kol kola gi- rerek gazetecileri bir koridorda mahsur bı- raktılar. Kendılerını "vatandaş' olarak ta- nıtan bu kişıler vargıçla görüşmek isteyen gazetecilere. "Bizçektirmiyoruz,çekebi- lirsenizçekin" yanıtını verdıler Konu^mak ıstey en bayan gazetecilere de, "Biz erkek- lerle konuşuyoruz. Siz susun" dcdıler. Olay yerinde bulunan resmı polısler olaya müdahale etmezken. bınadan çıkmak ıste- yen gazetecilere de. duruşma sonuna dek kimsenin bırakılmayacağı söylendı. Bır grup gazetecı daha sonra cumhuriyet sav- cısına durunıu bıldırerek bınadan çıkabıl- di Kalkancı'nın silah tfuruşması • Istanbul Haber Servisi - Ortaköy Princess Oteli'ni silahla tarayan Canıp Tuna'nın üzerinde yakalanan tabancanın ve evınde ele geçinlen pompalı tüfeğin Ali Kalkancf ya ait olduğu gerekçesıyle açılan davaya devam edildi. İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndekı duruşmaya, tutuklu sanıklar Ali Kalkancı, Canıp Tuna. Cengiz Çiçek ve Irfan Acar katıldı. Mahkeme heyeti. tahliye istemlerini reddederken. tanıkların dınlenmesi için duruşmayı ilerı bır tarihe bıraktı. Bodyguard cinayeti • İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu'nda, '"Kulüp 12" adlı gece kulübünün 3 koruma göreviisini öldürdükleri öne sürülen ve biri hakkında idam cezası istenen 2 sanığın yargılandıgı dava, karar aşamasına geldi. Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndekı duruşmaya, tutuklu yargılanan Hıdır Ulağ katılırken, başka bir suç nedeniyle cezaev inde bulunan tutuksuz sanık Tayfun Ahmet Kurban gelmedı. Tutuksuz sanık Tayfun Ahmet Kurban'ın. "'savunma yapma" istediğini belirten dilekçesını de dikkate alan mahkeme heyeti, duruşmayı, dosyanın karara hazırlanması için ileri bir tarihe bıraktı. Atatürk sevgisi ödüllendirÜdi Atatürk'ü Scviyorum'" konulu kompozisvon varışmasında dereceye gi- ren 50 ilkokul öğrencisini Anıtkabir ve ilk Meclis'e götürerek ödüllen- dirdi. RehberlikJerini Belediye Başkanı Şecaattin Giinev ve Başkan Yar- dımcısı Turgut Gündöndü'nün yaptığı gezi sonrasında öğrenciler, Ata- tiirk'e olan savgı ve sevgilerinin daha da güçlendiğini sövlediler. 1. Balkan Çocuk Şenliği Silivri Belediyesi'nin 23 Nisan L'lusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle düzenlediği 1. Balkan Çocuk Şenliği, Bosna ve Bulgaristan'dan gelen 73 konuk çocuğun katılımıyla gerçekleştirildi. Şenlik nedeniyle gelen küçük misafırler, yerel halk oyunlarının yanı sıra sportif etkinliklerde de bulundular. OKURMEKTUBU K.Çekmece Gölii feryat ediyor Ortaçağ zıhnı\etındekı yönetıcılerın yonlcndircmedığı bır ülke Kö\ den kente göçün önünü alamayan bozuk düzen Planın proıenın rafa kaldınldıgı. rü^vetçılerin ve toprak mafvasının kol gezdığı. çarpık şehırleşme Dünşanın en bü>ük kö\kent!erınden bin İstanbul. talıhsiz kent. Yine bu kentın ılçelerınden K.Çekmece ılçesı: Golün vamaçlarına kurulan plan>ız-programsiz-pro|esız. altvapının olmadığı. sokaklanndan akan lağım sularmda çocukların oynadığı, koleranın tehdıt ettiğı bir ilçe. Rüş\ct alınarak kaçak \e çarpık \apılaşmanın alabıldığıne vavgınlaştığı. ülkemızın aynasi küçük bır şerleijim bölgesi Altmşehır. Bu ^zümona şehırde yaşayan bızler. dar gelirlerımızle besledığiınız. maaıjinı \crdığimiz, sırtınıızda taşıdığımız. sevtığımi7 yönetıcılcre ^eslenıyoruz: İlçe. ıl. ülke yönetıcı- lenne seslenıyoruz. Koltukları bırakın; rüşvetı. adam kayırmayı, ıhale oyunlarını bırakın. Altınşehir halkı adına: Seyit Aslan Tuncer Agırali'nin savunmasını üstlen- mek isteyen. Ziverbey Köşkü'nde işkence görenlerden Avukat A. Vahap Mutlugün de içerı alınmadı 19^2'de işkence gören emeklı Kurmay Albay Talat Turan da da- vayı izlemeye geldi. Ziverbey Köşkü Ziverbey ya da diğer adıyla Zihni Paşa Köşku. 1972 yılmda sıkıyönetim komutan- lığının işkence yeri olarak kullanıldı. 6 Ma- yıs 1972'de meydana gelen bombalama olayları ıle ilgili olarak 1973'te tstanbul Sıkıyönetım Komutanlığı AskeriSavcılığı'nca açılan "Bomba Davası"nın sa- nıklan burada sorgulanarak işkence gördü. Bu davanın sanıklanndan olan Kurmay Yarbay Talat Turan ile 1985 yılında konuşan Lğur Munıcu. köşkün MtT tara- fından kullanıldığını yazdı. 31 gün Ziverbey Köşkü'nde zıncıre bağlı tutulan Tu- ran'ın, Mumcu ile yaptığı söyleşide köşkün geçmişi şöyle anlatılır: 12 Mart dönemınde köşk. 1. Ordu Sıkıyönetim Ko- mutanı FaikTürün'ün em- rine venldı. Sorgu yapanlar asker olmamalarına karşın sorgulananlann yanında bir- bırlenne 'albayım. yarba- yım" diye hıtap ediyorlardı. Kontrgenlla kav ramı ilk kez burada kullanılmıştı. Köşk- te sorgulananlann çoğu. sor- gulamayı yapanlann. "Bu- rası kontrgerilla teşkila- tı"-diye söze başladıkları- nı sövlediler. Bomba Da- vası ile ilgili olarak asken savcı yardımcılanndan Yar- bay Nevzat Çizmeci, Faik Türün'e verdiği isimlerin sorgulanmalannı ıstedı. Tü- rün. listede adı bulunan Tiimgeneral Celil Gürkan, Kurbay Albay Bahattin Ta- ner. Kurmay Albay Nedim Arat. Hava Kurmay Albay İlyas Albayrak. Denız Bın- başı Erol Bilbilik ı gözal- tına alarak Ziverbey Köş- kü'nde sorguladı. Gazetemiz yazarı İlhan Selçukda 19 Ekım 1972 ta- rihinde gözaltına alınarak Ziverbey Köşkü'nde sor- gulandı. MERCEKLE BAKINCA IVIAHMUT T. ÖNGÖREN Demokratikleşemeyen Yayıncılığımız Geçen pazartesı günü bu sayfada "Ekran Sepeti" adlı köşede "lyiprogramlar sona kalmasın" diye bir çağrı vardı. "Şiddet yüklü filmler, içerıği boş yapım- lar, kaba saba eğlence programlan" en uygun saat- lerde, herkesin TV alıcısının başında olduğu zaman- lardayayımlanır. Nitelikli yapımlar ise "son s/raya", ya- ni gece yarısından sonraya kalır. Neden? Yanıt son derece basit. TV izleyicıleri şiddet yüklu filmleri, içeriği boş yapımları, kaba saba eğlence prog- ramlarını nitelikli yapımlardan çok daha fazia seviyor. Elbette böyle bir görüşün sorumluları özel televiz- yonları yönetenlerdir ve onların sıkı sıkıya bağlandığı "rating" denilen "en çokizlenen kanal" olmayarışı- nın etkisidir. Bu görüşte olanlar sonuçta "Halk böyle istiyor" diyerek işin içinden çıktıklarını sanıyorlar. Sonuçta da ozel televizyoncular, haberlen de şid- det ile doldurmaya, önemlı içeriği olan olayların ha- berierini bir eğlence izlencesi havasında sunmaya ve haber bültenlerinı kaba saba olayların yapmacık ha- berlerıyle geçiştirmeye başladılar. Önce halkı bu gibi yayınlara alıştırıp sonra da bir radyo- TV habercisine veyayıncısınahiçyakışmayan "Halk böyle ıstıyor" gö- rüşüyle aldatmaya kalktılar. Radyo-TV yayıncıhğının böyle bır serüvene atılma- ya başlaması özel radyolardan ve televızyonlardan önceTRT dönemınde başlamıştı. TRT'nın "tekel" ol- duğu dönemlerde de olaylann çarpıtılması. gereksiz aynntılarının ön plana çıkarılıp özden uzaklaşılması. çeşitli olaylann haberlehnin uzerınde durulmaması yok muydu? Ne var ki, TRT haberleri "protokol ılke- lerinden ve sıralamasından", kuruluktan. tekduzelık- ten de hiç vazgeçmedi. Bu nedenle de artık, "Haber TRT'den izlenır" gibi çok güzel bır sloganın peşınden gidilmesine karşın TRT gerçek haberi vermekten de çok uzaklaştı. Şimdi olaylann haberlerinı, tum olum- suz habercilik uygulamalarıyla beraber yıne de özel- lerden ızliyoruz. Eğer günün bırınde özeller haberci- lik bakımından kendilerıne çeki düzen verirlerse aca- ba TRT daha ne denlı kötü duruma düşecektir? Gerçekte. gerek TRT'nin ve gerek ozellerın az sa- yıdaki olumlu izlencelerine de haksızlık etmemeliyiz. Bu izlenceler yanlış günlerde ve geç saatlerde yayım- landıklarındabileızleyıcı bulabıliyorlarsa "Halköyleis- tıyor" aldatmacası da boşa çıkıyor demektir. Bir yan- dan "protokol" ve "devlet yayıncılığı" (Ne demek- se?) ve öte yanda da sululuk, niteliksızlik, şiddet ve kaba sabalık gözardı edılse halk TRT'de de. özeller- dede"olumlu" \\e"güzelı" dekavrayacakveözüm- seyecektir. Radyo-TV yayıncıhğının en büyük işlevi de burada yatar. "Fikir gazeteciliği"r\\ öldürmek için demokratik ol- mayan hangi yol varsa, nasıl hepsine başvurulduysa devletin ve özel girişımin elındekı radyolarda ve tele- vizyonlarda da aynı çizgı ızleniyor. Kısacası, genel anlamda demokrasinin Türkiye'de parça parça edilmesinın sonucunda demokratik ya- yıncılık da bir türlü yaşama geçirilemıyor. Adıyla kendini açıklayan bır sinema kıtabı: Barry Nor- man, "Yüzyılın En lyi Filmi" (Çevırenler: Vehpi Sar- gıp ve,Jale Mutlu, AFA Yayjnları, tstanbul, 1997) 1.K0ŞU SAAT:14J« 2YŞ.İNGİLİZLER MAİDEN 9MM.ÇİM «NMİL¥0> l.Topça 52 O.kau 3 2.Cemre 54.5 O.Özakdığ I 3.Global 53 l.Gur 4 4. İskoç Gdin 5 4 i E.Yakın 2 ..2 -•4 2. SMT: 15.M CGR.\R\PL\R I.Nızariu 2. Çelikoğlu 1 3.Çimen 4.ttt>az 5Seren3 6.Eİİ2 7. Esin Tulu) 8. Duduşum 9. Muhtar 1 62 Mecit 56.5 Ersan 57i lAkkılıç 56 M.Buluı 53.5 H.Öztoprak 50 M.th} 55 \.R.Yıldız 46 M.Korkmu 46 Ö.Ki>a 3 001 7 000 6 002 5 044 8 000 9 000 000 000 3.MOŞU SMT: 15J< JYŞ.İNGİLİZLER HAND-14 | U58.0O0.0O0 **** I.Barakhan 60 Z.Mutlu 4 002 •• 2.İronMan 48 Ö.Ka;a 5 342 • 3.Caotulu> 46 R.Mana» I 000 ••+ 4.M«jesticLad\ 51 Z.K»rl 2 031 5.V>fra 46 MJCorkmaz 3 000 4.KİŞU SAAT: 16.90 3YŞ.4RAPLAR IMIN.ÇtR NtMİLYON 1. \dalım 2. \5İanoğlu 3. ErkaooğİD t ** 4. Özkınbo 5. FıratgüzHi 6. Gûlenkız • 7. Kayısıgüzeli *•** 8.Şnlem *+ 9. S.Kan Z.Tinnçin T.Çekici H.Can 56 56 56 56 54i 54.5 Llzun 54.5 H.Kaja \.Kıliç54i 53i GLLE\KIZre )KUl Rl VEKÎRlDlR -40 --0 432 000 -02 003 034 TAHMINLER 1. KOŞU: F: İskoç Gelin (4). P: Topuç (1), S: Global (3). 2. KOŞU: F: îlkyaz (4). P: Esin Tuluy (7), PP: Çimen (3). S: Muhtar 1(9). 3. KOŞU: F: Burakhan (1), P: Ma- jestc Lady (4), PP: İron Man (2). S:Cantuluy(3). 4. KOŞU: F: Şulem (8). P: Özkanbey (4), PP: Yağmurum (9), S: Kayısıgûzeİi (7). 5. KOŞU: F: Vesfa (8), P: Yunakgüzeh (9), P: Küçükreşit (3). S: Aytenoğlu (2). 6. KOŞU: F: Selva (5), P: Öcean Going (2), PP: Tikma (4), S: Eastern Baby (1). 7. KOŞU: F: Biyçe (10). P: Neş'ecan (3), PP: Cesur4 (4), S: Ecenur (9|. SS: Sem- ra50(8). 8. KOŞU: F: Koşanyel 1 (5), P: Ilter (2), PP: Fiyaka 2 (4), S: Yurdabak (1). 5. KOŞl SAAT: 16J« M\İDEN 1«M «. ÇİN 9««MİIH)N I. Alacan • 2. Ajtenoğla »• 3. Kâçükreşit 4. Çimli 5. Gölengül 6. l\ana 7 . Nursultan *+*+ 8. Vesfa 54.5 I.Gür 56 O.Özakdağ 52 B.Şengel 54.5 İAkkılıç 52.5 M.Korkmaz 54.5 H.kau 52i R.Konuk 54.5 Mecit 000 - - 0 000 -0 003 ••• 9. Y unakgüzeli 54.5 VTunç fi. KOŞl , SAAT: 17.00 ,'ve'ık. I\(,III/I>K «MİM. KIH BÖL. HAND-I4 1.125.000.000 • 1. Eastern Bab» 62 Metit 200 *** 2. Ocean Goıns 62 Vkıln; 3 304 3.0}aBe>az •• 4. Tikma ••*• 5. Seha 6. Nurdojan 7.Şhe (MBH) \un;ık I 58 k.Dursun 60 Ersan 59.5 G.CSI 57.5 \\ni 60.5 M.Korkmaz 54.5 Ukkıhç 000 000 m 000 IKHI 7. KOŞl SAAT: 17J» BGR.\R.\PUR BÖL.HAND.-28 İ4M M KIH I.HücumU 2. kızınadnok ••• 3. Ne^Man •• 4. Cesnr4 5. Kesper 6. Y usufcan 1. Maaçağa 8.Semra50 9. Ecenur lO.Bhçe U.Niİgün8 12.Zehra2 13. Azaura 14. Tanagra t * **t* 61 58.5 62 60.5 58.5 59 60 60 59i 59 59 54.5 57i 56 B.Şengel k.Dursun H.Can Mecit H.Kau l.Gur M.Zeljurt O.Özakdağ A.kılıç F.Çeltik Ö.ka\a VTunç T.Ataç kESPERuZEHR.i:EkİRlDİR 13 14 1 12 4 6 9 3 230 m 400 000 000 000 000 000 10 000 11 000 l. KOŞl SAAT: 18.00 \CR.\R\PL\R Ş\RTLI-5 ISM N. ÇM li75.««aO(MI * 1. Yurdabak •*• 2. İlter 3. Emrebo •• 4.Fhıka: •••+ 5. Koşamell 6. Alişan 1 Z.\lutlu F.Çeltik 63 60 58 58 58 VTuırç 57 \.Birdal 55.5 İ.Bozkun 000 011 330 012 001 001 003 ALTILI CANYAN 8 4 9 8 9 3 5 2 10 3 4 9 8 Günün Ikilisi: 8. Koşu: 2/5 Tabela Bahis: 10. 3. 4. 9. 8 OTORİTELERİN CÖRÜŞLERİ Osman Yılmaz Ertan Kapusuz Ozan User Kerim Zeyrek 1-4-2-3-5 1-4-2 1 4-2-1 9-8-4 8-9-4 8-9-3-2-1-7 8-3-9 8-9-3-6 8-2-9-4-3 3-10-13-8-11 2-5-4-1 4-10-8-3-5-1 4-5-2-3-1-6 13-TJ-3-5-8 10-4-11-8 2-4-5-3 5-2 5-4-1-2 5-2-4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear