03 Mayıs 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 14 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Eczacılığımız Avrupalı mı? A"vrupa Bırlığı tanımmda eczacı, hastalıklann önlenmesmde, tedavisınde ve dolayısıyla halkın sağlığının olumlu jönlendınlmesınde vazgeçılmez rolü olan bır sağlık elemanıdır. Prof. Dr.DOĞUNEBİOĞLU^«/tara Ünıversıtesı Eczacüık Fakültesı Öğretım Üyesı lakaelealınacak Hemen belırtmek ge- rekırse, yuzellı yılı aşkın bır geçmışı olan Turk eczacılığı bugun ıçın başka bırçok meslek gıbı. başladığı noktadan çok farklı bır konumdadır Ancak çağ- daşlığin da bır olçutu olması bakımm- dan, eczacılığımızın \ e ulkemızdekı ec- zacılık hızmetlennın Batı'yla, uygar dunyayla karşılaştınlmasının. daha doğ- rusu bu kapsamda bır değerlendınlme- sının yapılmasında da yarar var Konuyu oncelıkle egıtım açısından degerlendırdıgımızde, Batı'dan farklı ve ne yazık kı gende olduğumuzu gor- mekteyız Batılı ulkelenn hemen çoğunda beş. bazılannda altı. hatta yedı yıl olan eğı- tım suresı, ulkemızde hâlâ dort yıl ola- rak surdürulmektedır Sureden daha onemlı olan ve Batı'da orneklennı sık- ça gördüğumuz, hastane ve klınık ec- zacılıkhızmetlenne. ılaç sanayune, ser- best eczane ve hatta ıdan hızmetlere yonelık meslek ınsanı yetıştırecek yon- lendınlmış egıtım programlanna da ü)- kemızdekı eczacılık fakultelennde he- nuz geçılememıştır Yıne Batılı toplum- lann son derece onemsedığı ve mesle- ğı surdurmekte olan kışılere yonelık olarak duzenledığı meslek ıçı ya da meslek sonrası egıtım uygulamalanna da bırkaç tekıl ve yoresel orneğın dışın- da, ne yazık kı ulkemızde rastlayamı- yoruz Bu konudakı onemlı eksıklıgı A vrupa Bırhgı'ne (AB) gınş, uzun yıllardır bır- çoğumuz ıçın tatlı bır hayal olduğu gıbı, sıya- sal ıktıdarlann da sı- yasal malzemesı ola- raic gunumuze dek gundemdekı yennı korumuştur Oysa hayal etme ve sıya- sal malzeme olarak kullanmanın dışın- da olaya gerçekçı açıdan yaklaşımda bulunan hemen herkesın vurguladığı bır olgu \ar kı o da kısa vadede Turkı- ye ıçın sorunun. salt gınşle ılgılı bazı formalıtelen yenne getırmenın otesın- de, Batı "ylayada başka bır deyışleuy- garlıkla butünleşme, ozdeşleşme soru- nu olduğudur Bu çerçevede yapılan değerlendır- melenn bırçoğunda Turkıye'nın eko- nomık, sıyasal ve kulturel açıdan Avru- pa"\a ne kadar yakın ya da uzak oldu- ğu ortaya konmaya çalışılarak bu butün- leşme surecmın onunde aşılmasi gere- ken engellenn saptanılması ıçın uğra- şılmaktadır Aslında gerçekçı olabıl- mek ıçın bu turdeğerlendırmelenn bü- fun sektorler ıçın yapılmasında buyuk yarar var 14 mayıs, bıhmsel anlamda eczacı- lık rnesleğıne atılan ılk adımın y ıldonu- mudur Yıldonümu nedenıyle bugün- lerde 'eczacılık mesleği'nın \e ülkemız- dekı uygulamalanıun değerlendınlme- sı ve sorunlan değışık toplantılarda mul- de yasal bır zorunluluk ve duzenleme- mn olmamasında göruyoruz O>sa Ba- tı'da ve ozellıkle de ABD'de her yıl bu tûr egıtım programlanna katılıp başa- nyla tamamlayamayanlann mesleğı sur- durme yetkılen ellennden alınmaktadır Eğıtımden verdığımız bu ornekten de anlaşılacağı gıbı. eczacılık \e ecza- cılık hızmetlenne ılışkın yasalar da gu- nun gereklennı yenne getırmekten uzak- tır Oldukça eskı ve bırbakıma dönemı- nı tamamlarruş olan bu yasalar nedenıy- le, Batılı anlamda hızmet uretımı ıçın gerekJı olan ıtıcı guç \e ortam yaratıla- mamaktadır Yenılenmışyadayenıden duzenlenmış yasalar ıle bırden çok ec- zacının bır arada hızmet uretmesıne ze- mın hazırlanması kaçınılmazdır Boylece ıstıhdam ve yenı açılacak eczaneler ıçın gıderek buyuyen kuruluş sermayesme ılışkın sorunlar çozulebı- leceğı gıbı, kamuoyunda da sık sık gun- dem edılen. eczanelerde eczacıdan yuz yuze hızmet alamama. daha da açıkça- sı, eczacıyı gorememe sorunu, onemlı olçude çozulecektır Yıne Batı'da sorun olmayan, ancak ul- kemızde kana>an bır yara olarak ıvedı- lıkle onlem alınması gereklı bır başka konu da sahıbı ve sorumlu müduru ec- zacı olmayan kışılenn açtığı muvazaalı eczaneler sorunudur Sorunun çozumu ıçın yapılacak ya- sal duzenleme ıle eczane ruhsatı verme yetkısı, bırçok Avrupa ulkesınde oldu- ğu gıbı. meslek kuruluşuna tanınmalı- dır Batı'da. ozellıkle de Avrupa"dakı or- nekleny le karşılaştırdığımızda, bır baş- ka onemlı farkı, bızım eczanelenmızın Avrupa'dakı eczanelere gore son dere- ce guçsuz ve cılız eczaneler olmasında gormekteyız Kurumsal anlamda oluşan bu cılızlık, ozunde ulkenm genel eko- nomık koşullanndan soyutlanamaz ıse de yenı yasal duzenlemelenn eczane açılışlanna nufusa y a da mesateye go- re (1950'lerde olduğu gıbı) sınırlama (tahdıt)getınlmesıyle onemlı olçude ter- sıne çevnlebılecektır Çarpıcı olduklannı duşunduğumuz bu ornekler Batı'yla olan temel farklı- lığın ozellıkle egıtım \ e y asal düzenle- melerde duğumlendığını ortaya koy- maktadır Her ıkı alanda olabılecek ıler- leme, gerek serbest. gerek hastane ec- zanelennde ve gerekse dığer alanlarda modem v e çağdaş bıçımde başka bır de- yışle de Batı olçutlennde eczacılık hız- metı üretılmesıne olanak saglayacak- tır Avrupa "da temelı 1959'larda atılan PGEC (The Pharmaceutıcal Group of European Communıt>) ılk kez 1968'ler- de yayımladıgı ve 1990 larda revıze edılen \e daha sonra da bırlığın dırek- tıflen arasında yer alan. dokümanında (vvhıte paper) eczacı ve eczaneyı şoyle tanımlamaktadır Eczacı. hastalıklann önlenmesmde ve tedavisınde, dolavı- sıyla halkın sağlığının olumlu yonlen- dınlmesınde % azgeçılmez rolu olan bır sağlık elemanıdır Eczacılar bu \ azgeçılmez rolu hem Batı'dahemde ulkemızde meslegeatı- lırken ant ıçerek ustlenen bırkaç nadır meslek grubundan bınsıdır Eczane ıse halkın her gereksınım duyduğu anda kolayca ulaşıp her turlu sağlık ve danış- ma hızmetmı alabılecegı sağlık merke- zıdır Av rupalının bu yalın tanımlannın al- tında ashnda ıçı dolu dolu. çok renklı v e çok boyutlu bır 'hizmetaltyapısı' bu- lunmaktadır Eczacılar bılınen ılaçlar- la bırlıkte homeopatıden, fıtoterapıye, bıyoteknolojı urunlennden, soğuk zın- cır unıtelen ıçensınde aşılara ve modern anlamda eczanede uretılen majıstral ılaçlara kadar uzanan çok genış bır yel- pazede yer alan tedavı urunlennı. o ko- nudakı becenlenne bılgılennı de kata- rak (hastanelerde uygulanan klinikec- zacıhk hızmetının bır anlamda eczane- dekı uyarlaması olan) ılaç danışmanlı- ğı hızmetıyle bırlıkte sunmaktadırlar Bunlann yanında, eczanelenn hemen ço- ğunda optık. protez ve tıbbı başka des- tek malzemesının hastaya sunumu ve uyum hızmetınden sorumlu olan ecza- cılar aynca, uzmanlaşmalannın da bır sonucu olarak, belırlı klınık testlenn uygulamasını ve ılaçlann satış sonrası denetım ve analızlennı de eczanelenn- de yapmaktadırlar Gunumuzde ıse Av- rupalı eczacılann tartıştığı konu butun bu hızmetlen hastanın evıne goturup (pharmaceutıcal home care), nasıl en ıyı şekılde uygulayacaklandır Turkıye'nın onundekı onemlı hedef- lerden bınsı, Avrupa Bırlıgı'ne gınştır Ancak ısterbubırlığegırelım. ıstergır- meyehm Turk eczacılığmın hedefı ıse Avrupa normlannda ve yukanda sıra- lamaya çalıştığımız bıçımde eczacılık hızmetı uretmek olmalıdır Bu duzeye ulaşmak ıçın anlacak adım- larda baştasıyasılerolmak uzere aka- demısyenlere, meslek orgutunun yöne- tıcılenne, ılgılı bakanlıklardakı burok- ratlara ve bızzat eczacılann kendısıne buyuk sorumluluk \e gorev düşmek- tedır Çünku, modern ve çağdaş anlam- da venlecek bır eczacılık hızmetı tum ulkenın varanna olacaktır Tarih Mahkemesinde... RAHMt KUMAŞ Hukukçu F ransızmatematık- çı D'Alembert'ın adıylaanılan'ce- bir'ın temel ba- ğıntısınm (teore- mı) sonucu "Bir denklem kaçıncı basamaktansa o sa- \ıda kökü vardır." Buna gore ıkıncı basa- maktan bır denklemın ta- nımlayıcısı (dısknmınantı) sıfırsa bu denklemın bırbı- nne eşıt ıkıkat bır koku var- dırdenır Demek kı 'ikikat' bırmatematıktenmıdır Pe- kı, sıyasette boyle bırbınne eşıt ıkı gun bulunur mu 9 Bence 14 Ma>ıs 1950 ıle 14 Mayıs 1972 'ıkıkat gün' de- yımıne uygundur Çunku bugunlerden ılkınde Ata- türk-tnönü çızgısı devlet- ten, sonuncusunda da partı- den(CHP)koptu Bınncısı- nın sonunda 1924 Anaya- sası ıle yasama kurumu or- tadan sılındı, ıkıncısının so- nunda da partı 1972 bahannda ulkenın sarsıntısı doruğa çıkmıştı Bundan CHP de payını al- mıştı 8 Mayıs 1972 gunu İs- met tnönü CHP Genel Baş- kanlıgı'ndan aynlınca, bı- lerek ısteyerek 14 Mayıs 1972 gunu kurultay toplan- ması karan alınmıştı Ulke- de demokratık seçımle ıktı- dann el değıştırdığı gunle, partı ıçı demokrasıyle ılk kez genel başkanın değıştı- ğı gun çakıştınlmıştı O sı- ralar Yenı Ortam'da vazdı- ğım 'Yörüngesine Öturan CHP' başhklı yazının bır yerınde "Yeniİen ne tnö- nu'dür, yenen de ne Ecevit: yenilen eskimişliktir. yenen de yenilik" demıştım San- dım kı CHP yorungesıne oturtulmuştu, oysa yıllar sonra anlaşılacaktı kı yö- rungesınden çıkanlmıştı Bu nıçın boyle olmuştu'' 1972 y ılına gelınceye de- ğın. Bülent Ecevit başanlı gorunuyordu Ismet lno- nu'nun oluruyla 27 Ekım 1957'de mılletvekılı, 6 Ocak 1961'deTemsılcılerMeclı- sı Uyesı, Sekızıncı Inonu (Bırıncı Karma) hukume- tınde Cahşrna Bakanı olu- yordu Başarılar bırbırıni kovalarken kendını CHP Ge- nel Sekreterlığfnde bulu- yorduEcevit Buradakıba- şansının ardından doruğa çıkıyordu O zamandan bu yana hep dorukta gorunuyor. ama doruk ıle taban arasın- İŞTE SÜRPRİZ HESAP: Esbankta Türk Lırası ya da dovız hesabı açtırdığınızda, sızı Sürpriz Sigorta Paketi beklıyor Hem vadelı, hem de vadesız hesaplan kapsayan Surpnz Sigorta Paketi nde, tamamı ücretsiz uç ozel hızmet var % Sağlık \ Ferdi Kaza \ Hayat 1 Sigortası 1 Sigortası 1 Sigortası Surpnz Hesap, benzersız avantajlanyla Esbank'ta sızı beklıyor Sıze en yakın Esbank şubesıne uğrayın, hem mevduatınıza guvenle yuksek venm sağlayın, hem de sağhğınızı güvence attına alın! J 'Surpnz Sigorta Pazeh'nden belıflenen ctalcmo mevdjatı hesab rda tjtan 66 yo| a tındûkı gerçekfajler yararlanabılır ESBANK Aynntılı bılgı ESBANK SİGORTA BIRIM MUDURLUĞU (0-212) 252 65 00 (3 hat) - 252 27 00 (4 hat) dakı uzaklık hızla kısahyor ve doruk ıle tabanı oluştu- ran dag kuçuluyor Gerçek- te doruktan ını^ 1975'ten sonra başlıyordu 'kmaEce- vıt'ın genel başkan olduk- tan sonrakı bocalamaları, ınanılmaz dav ranışlan. yan- lışları anlatılıyordu da ço- ğunluk bunlara ınanmıyor- du Çunku CHP denn bır goldu, orada oluşan bula- nıklıklar ayırt edılemıyor- du Ne zaman kı 12 Eylul yı- kımı geldı, Ecev ıt'ın dalga- larla karşılaşan CHP gemı- sını yuzdurup guvenılır bır lımana yanaştırmayt bece- ren bır kaptan olmadıgı an- laşılıyordu 12 Ey lul yonetımine kar- şı verdıgı savaşımda kendı- sını CHP'lılenn yalnız bırak- tıgını ılen surerek CHP'lı- lere ve CHP harflenne da- hı bır kuskunluk, bır alıngan- hkıçınegırdı 12 Eylul 1980 gunu parlamenter olan CHP'lılerı, o gunku sayıy- la 67 ıl başkanını ve beledı- ye başkanlannı, ılçe baş- kanlannı sureklı eleştırerek çok sevdıgı sozcukle 'iha- net'e ugradığını soyleyıp durmaktadır Bundan olacak kı kendı ellerıyle kurduğu Demok- ratık Sol Partı'nın uyelerı- ne de guv ensız dav ranmak- tadır Ve kendı ellenyle mıl- letvekılı yaptığı kışılerle de kavgalı oluyor 27 Mart 1961 gunu Ulus'ta 'CHP'linin Öde\i' başlığıyla yazdığı yazının bır yennde olduğu gıbı şun- lan soyluyordu "Eğer kin ve husumet uygar ve olgun insanlar için bir hak olsa idi geride bıraktığımız 10 yıhn ba$kı ve zulmunden. eşitsiz- lik v e adaletsizliğinden son- ra, kimse bu hakka Cum- hunyet Halk Parnüler kadar sahip olamazdı. Fakat hem geçen 10 yılda çok ısürap çe- kenler Cumhurıyet Halk PartililerdL hem de bugun 10 yılhk o ıstırap devTesınden sonra kin \e husumete ma- ruz bırakılmak istenenler Cumhuriyet Halk Partilüer- dir." Sankı Ecevit 1961 de 1987-97Ecevitı'nınCHP'lı- lere karşı yaptığı haksızlığı anlatıyordu Egero. 9Evlul 1992'deaçıhrkenCHPsıne sahıp çıksaydı, bugun sıya- sal durum çok daha umut vencı olurdu Ama o 'iıru- nıi okluğu' CHP'sını elının tersıyleıttı CHP'lılığeborç- lu olan Ecev ıt'ın. bugunku CHP yonetıcılenne uygun gorduğu •hiripçilik" suçla- ması yenndedır Ne var kı çuvaldızı başkalanna batı- nrken kendısıne ığneyı ba- tırmakgereğıdevardır Hı- zıp yontemıyle Ismet tno- nu'yu dev ırdıgınden oturu korkmaktadır lnonu devnldığıne gore. benı de dev ınrler korkusuy- la herkese kuşku ıle bakan Ecev ıt'ın bugun artık sıy a- setının 40' yılında yorgun duştuğu ve yenı bır şeyler uretemedığı tam tersıne haksız duzenle ozdesleştıgı kanısı çok yay gındu. Oysa CHP'deyken kendısı bozuk düzeni' değıştırecektı Bu- gun bu soylemı hıç kullan- mamaktadır Toplum Susur- luk kokuşmuşluğuyla bo- guşurken o evhlığının 50 vılını kutlamak ıçın soğuk Isveç'e gıtmekte sakınca görmedı Sıyasette40yılını buyıl dolduracak Ecev ıt, bugun de genel başkanlıkta 25 yı- lını dolduracaktır Kendısıne uzun yaşam dı- lemekle bırlıkte. tanh mah- kemesinde yargılanacagını da anımsatınz TARTIŞMA Samsun'da Ölen Bebeler ve Sol S ay ın Ecevit; bırkaç yıl once eşınızle, yennden yurdundan olup Hakkân ye goçen ve burada nay londan çadırlarda penşan durumda y aşamaya çabalayan Guneydoğulu çılekeş y^ırttaşlanmızı zıyaret etmıştınız Onlann, duyarlı yureklere dennden ışleyen şu sozlennı aktarmıştınız •'Burada. susuz çiçekler gibiyiz." Sız de demıştınız kı "Gezdim o çadııian. En temel gereksınmeleri karsılavacak gerecler yok; yoksulluğun. voksunluğun en katıksızındalar bu insanlar. Şimdi, karşılanna geçip Sıze kulturel haklar tanıyalım, anadılınızle oğrenım gorun, anadılınızde yayın yapacak radyolannız televızyonlannız olsun" demenin ne anlanu olabüirki? 1 ' Çok doğruydu saptamanız Pekı. geçenlerde Samsun'un bır koyunde eğıtımsızlığın bılgısızlığın kurbanı olan korpecık bebelen kısırlığa yol açtığı gıbı temelsız bır 'bilgTye dayanarak çocuklanna kızamık aşısı vurdurmayan aılelenn aymazlığıyla yaşama veda eden o çocuklan bılırsınız elbette Sıze. sozu dolaştırmadan apaçık sormak ıstıyorum. ıznınızle 1983'tenben "sağlıklı yapı ve rutariı dogruhu ozeni' temel gerekçesını one surerek Demokratık Sol Partı adı altında ayrı bır yapılanmaya gınştınız Aradan geçen on dort. evet tam on dort yılda geldığınız nokta nedır Allah aşkına'' Ataturkçu. cumhunyetçı değerlere ıçtenlıkle bağlı bır toplum çoğunluğunun 'tanımar' olduğunu. onemlı bır bolumunun. sozde 'Hberal sağ' çızgıdekı. gerçekte ıse oncellen ve kendılen yıllar yılı 'köktendinciliğin Truva atı' îşlevını gormuş olan ıkı 'merkezkaç' sağ partıye dağıldığını bır bolumununse ^aşkınlıktan. umar-ızlıktan şenatçı partıye bıle yoneldığını. seçmenın ancak dortte bmnın 'merkezdl soP partıye oyunu verdığını gormuyor musunuz 9 Geçende ne dıyordunuz0 -Biz CHP'ye katılsak secmenimi/in ancak uçte biri gelir. avnı biçimde CHP bize katılsa secmeninin v ine ancak o kadan bize oy verir" gıbısınden bır değerlendırmeydı, yanılmıyorsam Sayın Ecevit, açık konuşacağım benı bağışlayınız Sız bır çekılsenız. bize. yanı Turk halkına, sızı 60'lardakı. '70'lerdekı ve "80'lenn başlanndakı değerh katkılannızla anımsama firsatını versenız oyle yuzde beşlerle. onİarla değıl ezıcı toplum çoğunluğu olarak obek obek ınsan. cumhunyetçılığın bayrağı altında toplanır1 Ve hıç kuşkunuz olmasın. o zaman, zor oyunu 'demokratik yoldan' bozar Aziz Naci Doğan İstanbul ŞİŞLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı 1995 ^63 Davacılar Mehmet TahırOnurvekılı taratındandavalı Sheıla ManeParker(Onur) arala- nnda mahkememızde ıkame olunan boşanma davasının yapılan açık yargilaması sonunda Mahkememızın 03 04 1997 gun ve 1995 ''61 e 1997 120 k sayılı ılamlan ıle 1)îstanbul ılı. Şı^lıılçesı Me^rutıvet Mahallesı.cılt023 12 sa\fa80 kutuksıra U88"de nufusa kavıtlı bulunan MustataNun ıle Havva Muammerdenolma Mehmet TahırOnur ıle aynı yernufusuna kayıtlı bulunan eşı Ingılız uyruklu Sheıla Mane Parker ın (Onur) MK nın 134 maddesı gereğınce boşanmalanna, 2) Bakıye 307 500 - TL ılam harcının davalıdan tahsılıne, 1) Masraflann sarfeden uzennde bırakılmasına. 4) Davacı vekılı varanna takdır olunan 4 000 000 - TL ucretı vekaletın davalıdan tahsılı ıle davacıva venlmesıne Temyızı kabıl olmak uzere davacı vekılının yuzune karşı davalımn yokluğunda karar venlmış oİup. vapılan araştırmalara rağmen davalımn adresı tespıt edılemedığınden, Nışantaşı Bahtıyar Sokak 6 10 Şı^lı tstanbul ddresınde mukım davalı Sheıla Mane Parker'a (Onur) ışbu kara- nn ılanen teblığıne karar venlmış olmakla karann teblığı yenne geçerlı olmak uzere ılan olunur 01 05 1997 Basın 2001^ PENCERE Makinalaşmak... Nâzım Hikmet ın "835 Satır" adlı şıırkıtabı 1929 yılında basıldı Asım Bezirci dıyor kı "835 Satıryayımlanınca edebıyatımızda genışyan- kılaryaratır, ovgu veyergılerbırbınnı kovalar Çun- ku alışılagelmış olçulerı, goruşlerı sarsan, yıkan bır kıtaptır bu ( ) N Hikmet bağiandığı maddecı, gerçekçı goruş kadar futurıstlerın de etkısıyle şa- ıranelıkten, kendı deyışıyle 'tab'ı şaırane'den kur- tulmak ıster ( ) Sozgelışı, yayımlandığında çok yadırganan 'Makinalaşmak' şıın futurızmın duyar- lık anlayışına yaklaşır. Trrrum, trrrum, trrrum1 Trak tıkı tak> Makinalaşmak ., ıstıyorum1 Beynımden, etımden, ıskeletımden gelıyor bu! Her dınamoyu altıma almak ıçın çıldınyorum Tukuruklu ditım bakır tellerı yalıyor damarlanmda kovalıyor oto-dırezınler lokomotıflen" Asım Bezırcı yazıyor "Makinalaşmak şnrınde uygarlaşma, sanayıleş- me ozlemı belırtılır" • 1929'da bdgısayar ınsan yaşamına gırmemıştı, sa- nayı, mekanıkten elektronık aşamaya geçmemış- tı, Turkıye, Osmanlı dan koylu toplumunu mıras alalı 6 yıl olmuştu Anadolu'da proletarya yoktu Yaklaşık 70 yıl sonra bugun gazetelerde ılgınç bır satranç karşılaşmasının habennı okuyoruz IBM'ın urettığı 1.4 tonluk "super bılgısayar" ıle boy olçu- şen unlu şampıyon Garry Kasparov 6 maçlık tur- nuvanın son maçında, yenılgıye uğradıktan sonra ofkesını yenemeyıp "- Maç boyunca anlayamadığım şeyler oldu" demış "Oyun sırasında bılgısayara mudahale ol- duğunu sanıyorum Durustçe bır maç yapsaydık, yenerdım " IBM yonetıcılen yanıtlamışlar "- Hıle yapmadık' " Dunya kamuoyu, bılgısayarla ınsan arasındakı maçı ılgıyle ızlıyor, daha oncekı karşılaşmada Kas- parov bılgısayarı yenınce herkes kendısıne bır şı- şınme payı çıkarmıştı - Hıh 1 Insan makıneyı yener' Bu kez ne dıyecegız - Makıne ınsanı yendı, ama, unutmayatım kı ın- sanı yenen makıneyı ınsan yapıyor Ucuz felsefenın dıbı yoktur • IBM dunyanın en unlu fırmalarından bındır, bu oyunda ıster bılgısayar yensın, ıster Kasparov, ka- zanan, enınde sonunda şırket oluyor Çunku sağladığı reklam stnırsız Pekı, şırket ne 9 Şırket kâr amaçlı ortaklıktır Bugun dunyayı 200 şırket yonetıyor, bunlann yaklaşık 17O'ı beş ulke- de toplanıyor devletlen sollayan bu şırketler, dun- ya ekonomısinde egamendırler; ama, hıçttr'öö" rumluluklan ve kâr amactndan gayn hıçbirtasalan yok Çağımız ınsanını çaımıha geren, bu akıl almaz du- zenın buyurganlığıdır Demokrası mı'' Dunya nufusu 6 mılyara yaklaşıyor; demokrasıy- le yonetılen ulkelerın bu toplamda oranı Devede kulak 1 Emre Kongar Demokrasi ve Laiklik REMZİ KITABEVI VİLLA NERGİS SWlMMtNG POOL-BAR RESTA RANT BtTEZ BODRUM Rez.Tel: 0252 343 16 95 Fax: 0252 343 10 75 KADIKÖY AHKÂJVIIŞAHSİYE DAVALARENA BAKMAKLA GÖREVLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'ÎSDEN 1997 298 vesavet Şemsettın Gunaltav Cad Fentbey Sk 8 4 Erenkoy Ka- dıköy adresınde ıkamet eden kıymet-Şakır kızı. 1970 doğumlu Kadnye Şoltoğlu mahkememızce vesayet altı- na alınarak. kendısı MK'nın 369 maddesı gereğınce an- nesı Kıymet Şoltoğlu'nun velayetı altına konulmuştur Keyfİyet ılan olunur 16 4 1997 Basın 19688 ESKİŞEHİR ASLİYE 3. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Savı 1996 683 E 199^ 240 K Davacı Semıha Atanak vekılı tarafmdan davalı Sezaı Atanak aleyhıne mahkememıze açılan boşanma davası- nın vapılan açık yargılaması sonunda Davanın kâbulü ıle Bursa ılı Yıldınm ılçesı Molla- arapKovü 023 11 cılt 56sayfave 1090 kutuk sıra no'da nufusa kayıtlı bulunan Cemalettın ve Zakıre oğlu, 10 5 1944 doğumlu Sezaı Atanak ıle Suleyman ve Dön- du kızı 4 5 19"?1 doğumlu Semıha Atanak'ın boşanmala- nna daır mahkememızın 27 3 1997 tanh, 1996 683 esas, 1997 240 karar sayılı ılamı ıle karar venlmış olup, ışbu karar ılan tanhınden ıtıbaren yedı gunluk bekleme mud- detı sonunda başlayacak 15 gunluk sure ıçensınde temyız edılmedığı takdırde kesınleseceğı hususu tum aramalara ragmen adresı tespıt edılemeyen davalı Sezaı Atanak a ılanen teblığ olunur 28 4 1997 Basın 19549
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear