Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CumhuriyeC
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıışlerı Müdürlen:
lbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
• Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara
0 Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 Istıhbarat:
( engiz Y ıldınm • Kültür. Handan Şenköken
• Spor: Abdüllcadir Yücelmajı • Makaleler
Sami Karaören # Düzeltme: Abdullah Yaacı
0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kunıhj. İlhjuıSdçak (Başkanu
OIİUD Erinç, Okta) Kurtböke.
HikmetÇetinka)a, Şûkruı Soner,
ErgDnBakı,DİDçTaywıç, Ibrahim
Yıldız, Orhan Bursah. MusUfa
Balbav, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustaiıı BaJbay 0 Haber Müdimı; Doğan
AJan Atatürk Buivan No 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 tzmır Temsılcısr
SerdarKcık,RZıyaBh 1352S23Tel 4411220. Faks:
44191170AdanaTemsılcısı:Çe«inYiğenoğlu. inönüCd.
119S. No 1 Kat 1, Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15
Koordınaton Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Bülent Yener 0
Idare HüseyinGürer01şletme.
ÖnderÇelik0BiJgı-lşlem Naü
lnal 0 Bılgısayar Sistem.
Mürüvet Çüer
MEDYA C: • Yönetım Kuru
Başkanı - Genel Müdur Gölb
Erduran 0 Koordınator Rcl
Işıtman 9 Genel Müdur Yanfemcı
Mine Akdağ Tel 514 07 53
5139580-513846MI,Faks 5138*
Y s>ımU)an ve Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş.
TıâocagıCad 39 1] Cagajoglu 34334 Ist PKJ46 JstanbilJ Tel (OVII) 512 0S 05 (20hM) Faks (0712)513 85 95
18NİSAN1997 lmsak:4.40 Güneş:6.14 Öğle: 13.11 fkindi: 16.53 Akşam: 19.53 Yatsı: 21.21
Pepsi'den
bayram
hediyesi
• Haber Merkezi - Dünya
meşrubat devleri arasında
bulunan Pepsi, 18-23 nisan
arasında Star VVars'un
onjinal uzay gemisi "'X-
Wing"i tstanbul'a
getinyor. X-Wing, bayram
süresince eğlence merkezi
Tatilyada kalarak 6 gün
boyunca sürpriz şovlar
sergileyecek. Pepsi de X-
Wıng etkinlikleri sırasında
üzennde Darth Vader
amblemı bulunan teneke
kutular dağıtacak.
Tüpk Barış
Gucu ne odul
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet Bakanı
Işılay Saygın, 1997 yılı
Atatürk Uluslararası Banş
Ödülü'nün, Bosna-Hersek
Türk Banş Gücü'ne
verilmesi konusundaki
karann. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel
tarafından onaylandığını
bıldirdi. Bırleşmiş
MilletlerGüvenlik
Konseyi'nın onayı ile 4
Ağustos 1994 yılında
Zenica'da fiilen göreve
başlayan Türk Banş Gücü
Görev Kuvveti'nın, dünya
banşının korunması
uğruna önce Somali'de,
sonra Bosna-Hersek'te çok
güç koşullarda görev
yaptığı gerekçesiyle ödüle
layık görüldüğü belirtildi.
Dünya plajlarma
yolcukık
• İstanbul Haber Servisi -
ZekiTrikol997
koleksiyonunu dünyaca
ünlü Hollandalı topmodel
Karen Mulder'ın de
podyuma çıktıgı bir
defıleyle tanıttı. Hilton
Convention Center'da
önceki gece düzenlenen
defilede, Zeki Triko'nun
200'e yakın mayo ve
bikiniden oluşan
rengârenk koleksiyonunu
Smem Güven, Pınar Altuğ.
Beril Önder, Eyşan Özhim,
Didem Taslan, Buket
Saygı'nın da aralannda
bulunduğu toplam 36
manken taruttı. (Fotoğraf:
BERTAN AĞANOĞLU)
Dişhekimleri
toplantısı
• ANKARA (ANKA) -
Dünya Diş Hekimleri
Bırliğı'nın (FDI) Avrupa
Dişhekimleri Birliğı
(ERO) Avrupa Bölgesel
Toplantısı ile Avrupa
Topluluğu üyesi ülkelerin
dişhekimleri (LC)
toplantısı 24-26 nisan
tarihlerinde İstanbul'da
gerçekleştirilecek.
Beyin
kanaması
• ANKARA (AA)-
Amerikah doktorlar. beyin
kanaması geçiren ve beyin
faaliyeti 6 saat duran bir
hastayı yeni biryöntem
kullanarak hayata
döndürmeyi başardılar.
Oregon'daki Portland Tıp
Fakültesi doktorlan, beyin
kanaması geçiren hastanın
doğrudan doğruya beynine
ilaç enjekte ederek tedavi
yöntemi uyguladıklannı
açıkladılar. Boston"da
toplanan tıp kongresine
katılan doktorlar,
geliştirdikJeri yöntemi
anlatırken beyne şınnga
edilen ilacın, sadece birkaç
saat içinde etkisini
gösterdiğini ve damarda
meydana gelen tıkanıklığı
giderdiğini kaydettiler.
ABD'de yapılan ve 4 yıl süren bir araştırmada işaret dilinin erken konuşmada etkili olduğu belirlendi
Işaret dfli, bebeğî ıııuthı eder
İşaret dilinin konuşma>ı öğrenme sürecini hı/Jandırdığu kendine güveni armrdığı
ve anne ile çocuk arasındaki ilişkjvi kuvvetlendirdiği öne sürülüvor.
Çeviri Servisi - Son yıllarda yapılan bir
araştırma, işaret diliyle iletişim kuran
bebeklerin zihinsel faaliyetlerinin hızlandığını
ve daha çabuk konuştuğunu ortaya koydu.
Konuşma yeteneği gelişinceye kadar bebeğini
anlamakta zorlanan pek çok anne, çocuğun
çıkarttığı seslerden anlam çıkartmaya çalışır.
Ne var ki son derece gelişmiş bir beyne sahip
olan bebeklerin, bu kısıtlı lisanla kendilerini
ifade eönekte zorlandığmı belirten psikologlar.
şimdi işaret diliyle bu iletişim kopukluğunun
giderilebileceğini ileri sürüyor.
Kalifomiya Üniversitesi öğretim
görev Iilerinden Linda Acredolo ve Susan
Goodwyn'e göre işaret dili, "konuşmayı
öğrenme sürecini halandınr, zihinsel gelişmeyi
ıryanr, kendine güveni artünr ve anne ile çocuk
arasındaki ilişltiyi kuvvetiendirir.''
İşaret dilinin en büyük avantajlanndan birinin
basitliğı olduğu belirten Acredolo ve
Goodvvyn, bebegin son derece basit el
hareketleri ve mimiklerle kendıni ifade etmeyi
öğrenebileceğini söylüyor.
Örneğin evden çıkan kişiye el sallayan,
"hayır'' anlamında kafasını yukan aşağı
oynatan çocuğun, basit hareketler aracılığı ile
pek çok konuda isteklerini dile getirebileceği
belirtiliyor.
Bugüne dek bebeklerde işaret dili üzerinde
hiçbir araştırmanın yapılmamış olduğunu
ortaya çıkartan Acredolo ve Goodvvyn, 11
aylık 40 bebek üzerinde bir çalışma
gerçekleştirdi. tşaret dilinin, çocuğun zihinsel
gelişimi üzerindeki etkisini inceleme amacmı
güden bu çalışma kapsamında aynı yaştaki 40
bebek de kontrol grubu olarak incelendi.
Deney grubundaki bebekJer işaret dilini
kullanmaya teşvik edilirken kontrol
grubundaki çocuklar kendi hallerine bırakıldı.
BebekJer dört yaşına kadar her 6 ayda bir zekâ
testine tabi tutuldu. Dr. Acredolo, 4. yılın
sonunda elde ettiği sonuçları şöyle
değerlendiriyor "İşaret dilini kuüanan
çocuklar kelime dağarcığu zekâ düze>i ve
algüama yeteneği açısuıdan kontrol grubunu
geride bırakü. Deney grubunun IQ'su (zekâ
katsayısı) ortalama 118 civannda seyrederken
kontrol gmbunda ortalama \Q 108 olarak
tespit edildi. Aynca işaret dilini kullanan
çocuklann anneleri, çocukiannın daha huzurlu.
daha sakin. daha güvenli ve daha mudu
olduğunu beuftiyor. En önemlisi bu çocuklar,
daha erken konuşmaya başlıyor."
Bu sonuçlardan hareketle, çocuklanna işaret
dilini öğretmeleri yoiunda anneleri teşvik eden
psikologlar, anne ile çocuk arasında iletişim
kurulmasrnın önemini şöyle dile getiriyorlar:
" Konuşma, insanoğluna özgü bir olgudur.
Dolayısıyla her bebek iletişim kurma dürtüsü
ile doğar. Bu dürtü o denli kuvvetlidir ki çocuk
ne yapıp edip kendini ifadenin >ollannj arar.
İşaret dilini kullanarak iletişim kurabildiğini
sezen çocuk, son derece mutlu olur ve yaşamı
renklenir."
Köy Enstitülerini kapatanla, '8 yıl'a karşı çıkanlann aynı düşüncede olduğu belirtildi
'Atatürk devrimlerine saygısızlık'
İstanbul Haber Servisi - Köy Enstitülerini ka-
patanlann Atatürk'ün ilke ve devrimlerine say-
gısızlık ettiği belirtilerek.
u
Köy Enstitülerindeye-
tişen kü\ çocuklannuı gözlerindeid tşdüdan rahat-
SE olan ahni>ttie, bugün 8 >Ulık temel eğitinıe kar-
ştçıkanlann aym körkaranhğı temsü eöflderi" vur-
gulandı.
CHP İstanbul II Başkanı Mehmet Ali Özpolat
Köy Enstitülerini oluşturan felsefenin, köy çocuk-
iannın üretime dönük biçimde egitilip hayata ka-
zandmlması olduğunu belirtti. Köy Enstıtüleri-
nin Türk eğitim tarihindeki en demokratik, çağ-
daş ve özgün deneyimlerden bıri olduğunu vur-
gulayan Ozpolat, Köy Enstitülerinin, eğitimi kır-
sala yaygınlaştırmak konusunda ciddi bir başan
sağladığını kaydetti. Özpolat, Köy Enstitülerini
bitirerek edebiyat ve kültür dünyamızda denn iz-
ler bırakan sayısız isim olduğunu vurgulayarak
şunlan söyledi:
"Çok büyük heyecanlarla ohışturulan bu uy-
gulama, ne acıdır ki bazılannın çıkarlannı boz-
duvel954'teDPiktidanKöy Enstitüleri admı kal-
dınfa. Tarihin her döneminde olduğu gibi karan-
lıktan beslenenler. avdınlığı temsil edenlere ta-
hammül edemediler. İktidar erkini ellerine geçir-
dikleri ilk fırsatta öfkelerini kustular. Köy Ensti-
tuJeriniönceamacındaJi sapürmaya kalktdar, son-
• CHP istanbul II Başkanı Özpolat,
'Tarihin her döneminde olduğu gibi
karanlıktan beslenenler, aydınhğı
temsil edenlere tahammül
edemediler. Köy Enstitülerini önce
amacından saptırmaya kalktılar,
sonra da kapattılar" dedi.
ra da kapattılar. İ Ikenin ayduüanmasuu engelle-
yenleri, aynı mannkla bugün 8 yılhk eğitime kar-
şı çıkanlan protesto ediyoruz."
CHP İstanbul fi Kadın Kolu Başkanı Muazzez
Çeiebi de Köy Enstitülerinin. "ülkenin ihtiyaçla-
n ve gerçelderryle bire bir örtüşrtiğünü" ka\ det-
ti. Nüfusunun büyük bölümü kırsalda yaşayan bir
ülke için Köy Enstitülerinin "ekmek vesu kadar''
temel bir gereksinme olduğunu belirten Çeiebi,
Köy Enstitülerinin, Atatürk'ün eğitime ve köy ço-
cuklanna verdiğı özel önemle de örtüştüğünü
söyledi. Çeiebi, açıklamasında özetle şu görüş-
lere yer verdi:
"Karanlıkyilzlü ve karanhkfikirlikr,bugün de
sahnedeler. Hedef bu kez de 8 yılhk kesintisiz eğj-
tim. Çağdaş eğitimi hedef alanlar dün olduğu gi-
bi bugün de ülkeye ihanet içindedirier. Köy Ens-
titüleri kutsaldı. Ancak Köv Enstitülerinden ül-
keye yayılan aydınhk, bazılannın gözünâ aJdi, ra-
hatsız oldular, çıkarlan bozuldu. DP iktidan. Köy
Enstitülerini siyasi çıkarianna aletetmek istedi ve
kapatü. Ama Köy Enstitüsü denevimi hiç unutul-
madL Bu okullan kapatanlar da hiç unumlmadı
Karanlığm sembolü olarak hep haörlandılar. Ta-
rih onlan da asla unutmayacak."
Samsun'da da Köy Enstitülerinin 57. kuruluş
yildönümünedeniyle Atatürkçü Düşünce Derne-
ği (ADD) bir toplantı düzenledi. Toplantıda ko-
nuşan ADD Samsun Şubesi Başkanı Avukat Ata
Giritii. Köy Enstitülerinin eğitime çok büyük
katkısı olduğunu belirterek şunlan söyledi:
"Laik eğitime yeniden geçişte ilk aşamalardan
birini ohışturacak 8>ıllık kesintisiz temeleğhimin
zaman yitinneksizin uygulanmasını ve karanhk-
tan aydınlığa çıkmamızda önemli etkenlerden
olan laik-bilimsel ve demokratik eğhimin ödün-
süz uygulanmasını öneriyonız.
Karanhk köylerimize uygarhk ışığını taşıyan.
binlerce yoksul köylü çocuğun kara yazgısını de-
ğiştiren, onlann elİeriyle kafalaruu birieştirip bi-
rer aydın yapan Köy Enstitülerinin kuruluşunun
57. yikJönümünde, gelecekten umutlu olarak baş-
talsmaıl Hakkı Tonguç. Hasan Âlı Yücel ounak
üzere,KöyEnstitülerineemeğigecenyönetici,öğ-
retmen \e öğrencilere saygılar sunuyoruz." e-posta : tan <a vol. com. tr
Mormon
papaza
cinsel taciz
suçlaması
Çeviri Servisi - Ingilte-
re'nin Liverpool kentinde-
ki Mormon Kilisesi papazı
Peter Gibson. 21 yılhk gö-
rev süresi boyunca kadınla-
n cinsel yönden taciz ettiği
gerekçesiyle mahkemeye
venldi. Temsil ettiği kuru-
ma duyulan saygı nedeniy-
le bugüne dek hakkında ya-
sal işlem yapılmayan Gib-
son, son günlerde tacizleri-
ni çocuk yaştaki kızlara yö-
neltince kızılca kıyamet kop-
tu.
Çocuklann ebeveynleri-
nin şikâyeti üzerine açılaıi
davada, bugüne dek din ada-
mının tacizlarine sessizce
katlanan kadın kurbanlar
dinlendi. 72 yaşındaki dın
adamı, hakkmdaki ıddiala-
nn hepsini reddederek ka-
dınlara yalnızca din aşkıy-
la yaklaştığını iddia etti.
Gwyneth Paltrow, Emma filminden sonra ilgi odağı oldu
6
Anne olmak istiyorum
9
Çeviri Servisi
Gnyneth Pahrow artık sa-
dece Brad Pht'in sevgilisi
değil. Emma filmindeki ilk
ve oldukça başanlı başro-
lü ile milyonlann da sevgi-
lisi... 1973 yılında Los An-
geles'te dogmuş olan sa-
natçı, TV yapımcısı Bru-
ce Pattrow'un kızı. Anne-
si de film sanatçısı olan
Gvvyneth, 'Hook', 'Mrs.
Parker' ve 'Yedi' (Seven)
gibi fîlmlerde de oynadı.
Son günlerde ise Play-
bpy'da ve Intemette yayım-
lanan çıplak fotoğraflan
ortalığı çalkalandınyor...
- Sizi hâlâ Brad Pitt'in
sevgilisi diye anryorlar?..
Partrovv: Evet ve bu çe-
virmiş olduğum 15 filmden
sonra haksızlık.
- Bir Jane Austin uyar-
laması olan Emma'dan
sonra sanınz hedefinize bir hayii yak-
laştınız?
Paltrwv: Kariyerimin kilometre taş-
lanndan biri olarak görüyorum.
- Modern bir kadın, sürekli yüzü
kızaran, utangaç ve başka deviriere
ait bir kadını nasd canlandınyor?
Paltrow: Bence Jane Austin'in en bü-
Pahrorç 'BradF1tt'mse\gih^'obrakanunıaktan\akınıyor.
yük özelliği tüm zamanlann yazan
olmasıdır. Böylebirrolüheranoyna-
yabilirim.
- Neden Brad Pitt ile nişanlanmak-
ta bu kadar tereddüt gösterdiniz?
Pahrow: Tereddüt etmedim. Ayn-
ca öyle yazılıp çizildiği gibi hamile de
değilim. Magazin basmında Brad ile
çıkan çıplak fotoğrafalara ge-
lince de, iğrençti... Aynı şey
L'ma Thurman'ın başma da
gelmiş, sonra fotoğraflar
Playboy'a satılmıştı.
- Playboy'a çıplak poz ve-
rirmiydiniz?
Patowv: Ne münasebet!
- Niçin yargrya başvurma-
dımz?
Paltrow: Her şeyimi inti-
kam uğruna yok edemem.
Bir avukatlar ordusuna sa-
hipler ve davalar yıllarca sü-
rebiliyor.
- Brad ile nasıl tanıştınız?
Pahrovv: Herkesin yazdı-
ğı gibi Seven'in çekimleri sı-
rasında değil. Çok önceleri bir
film setinde tanıştık.
-Onun bürün geceteriniev-
de TV" karşısında geçirdiğL,
sizin de sabahlara kadar dis-
coiardagezdiğiniz doğru mu?
Paltrmv: Saçmalık ba.. Biz
Brad ile mesleğimiz icabı çok sık ay-
nlıyoruz. Beraber olduğumuz zaman-
larda da arkadaşlannuzı çağmr, beraber
dışan çıkanz.
- Oynamak istediğiniz çok özel bir
rolvarmı?
Paltrow: Evet, anne olmak is-
tiyorum..
Turizm Haftası'nda pembe tablolar
İstanbul Haber Servisi - Başbakan
Vekili ve Dışişleri Bakanı Tansu Çil-
ler. Türkiye'nin büyük bir değişim ve
gelişim süreci yaşadığını belirterek
"Türkiye,dünyanın 11. büyük turizm
iilkesi ve ülkemizde 10 mihon insan ru-
rizmden ekmek yiyor. Bu yıl turizm-
den 8-10 milyon dolar gelir bekb'yo-
ruz" diye konuştu. Turizm Bakanı Ba-
hattin Yücel ise önümüzdeki yüzynl-
da iletişim, bilgi ve turizm sektörleri-
nin en önemli sektörler olacağını ifa-
de ederek turizmin, dünyayı ve Tür-
kiye'yi geleceğe taşıyacağını söyle-
di.
21. Turizm Haftası önceki gün İs-
tanbul Lütfı Kırdar Uluslararası Kong-
re ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen bir
törenle başladı. Törende konuşan Çil-
ler, 3 yıl sonra Türkiye'nin turizm ge-
lirlerinin 12 milyar dolar olmasının
beklendiğini belirterek şunlan söyle-
di: "Dünya Bankası veriJerine göre,
Türkiye dünyanın büyüyen 10 devi
arasında. Turizmde egitun çok önem-
IL Türkiye 8 yıllık eğitime mutiakage-
çecek ve turizm eğitimine de daha çok
önem vereceğiz. Turizmin çeşitlennıe-
si de önemlidir. Çukurova turizmi, do-
ğuda kayak turizmi,8 milyar dolar ge-
lir beklenen yatcıhk turizmi daha da
gelişecektir. fürkive A\ rupa Buiiği'ne
(AB) tam üye olarak ginneye aday 11
ülkenin 7'sinden daha ileridedir ve
AB'ye mutlaka ghTecektir."
Törenin açış konuşmasuıı yapan Tu-
rizm Bakanı Bahattin Yücel de dün-
yanın en büyük açık hava müzesi olan
Türkiye'nin turizmde dünyanın geliş-
miş ülkeleriyle başa baş rekabet etri-
ğini söyledi.
Törende daha sonra Türkiye'ye en
çok turist gönderen 3 ülke olan Alman-
ya ve Ingiltere başkonsoloslan ile Rus-
ya büyükelçisine birer plaket verildi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Mehmet Ali Aybar 'Örneği'...
I ki aydın, biri doktor, biri eczacı: 1968 kuşağından!
I Doktor, 'üçyılyatmış' genç bir kadın; eczacı, 'fa-
külte yıllanndaki devrimci heyecanını', yeni burju-
vazideki 'varsttlığına bir türiü sığdıramıyor'muşl Si-
yaset hayatımızdaki karmakanşıklığın kimlere yara-
dığını konuşuyorduk, ben her zamanki gibi, kendi-
mi tutamadım, dedim ki:
"...bizde sosyalist sol, farkında bile olmadan,-hep
'oligarşi'nin davuluna oynamıştır: 1965'te Ismet
Paşa, CHP'ye 'ortanın solu'nda biryer açıp, Türki-
ye Işçi Partisi'ni (TİP) açıkça 'aşırı sol'a itmeseydi
(bu, bir); bilahere Aren/Boran takımı, SSCB 'nin çö-
küşünün kanıtladığı yanlış savlanyla, TİP'/ bölme-
seydi, (bu, iki) TİP, günümüzde Türkiye'nin üçün-
cü büyük partisiydi, hiç kuşkusuz da Mehmet Ali
Aybar, Erbakan'/n yerine Başbakan olacaktı!.."
Hayal mi aörüyorum? Hiç sanmam! Aybar yöne-
timindeki TIP, sosyalizmi ülkenin (ulusal) koşullan-
na göre, gerçekçi ve esnek yorumlamakla kalma-
mış; uluslararası sosyalizm platformunda da doğru
yorumu seçmişti: Aybar'ın 'yukardan aşağıya', ya-
n Narodnikyarı Nihilist, 'dikey' Bolşevik örgütlenme
modelini, nasıl akıllıcaeleştirdiğini; onun yerine, 'aşa-
ğıdan yukanya', kendiliğinden ve 'yatay' bir örgüt-
lenme modelini önerdiğini, duymamış olamazsınız.
Yalnız önermiş midir? Hayır! Daha sonra îşçilerfe
örgütlediği Sosyalist Devrim Part/s/'nin program ve
tüzüğünü bu anlayış üzerine oturtmuş; Türkiye'de
görülmemiş, hatta inanılmayacak bir şeyi hayata
geçirerek, belirli bir süre sonra parti liderinin değiş-
mesi kuralını zorunlu kılmıştır. Zamanı dolunca, lider-
lik sırasını, Cenan Bıçakçı'ya kolaylıkla bırakan
odur. 'Pratik've 'pragmatik'o 'siyasetesnafı'varya,
hani sabah akşam sosyalistleri 'doktrin' katısı, 'to-
taliter', ilan eder dururlar; aralannda, şu geçen ya-
nm yüzyıl içinde, 'liderliğini' Mehmet Ali Bey gibi
'kendiliğinden' bırakabilmiş, tek bir 'kabadayı'çık-
mış mıdır?
Hayatlan 'palavra'bel
Zurna nerede zırt diyor?
Neden mi? DSP'li genç siyasetçi Gökhan Ça-
poğlu'nagöre, şu apaçıkgörünen nedenlerden:
"...Türkiye, lider yenileyemiyor, yeni liderler
çıkartamıyor; bu da siyasi yapıdan dolayı: par-
tiiçi demokrasi olmadığı için yeni kişilerin lider
olması önlenryor. Önemli nokta ise, şu: Türkiye'de
liderler vizyon sahibi olduklan için değil, dar bir
örgütcülük temelinde örgütü ele geçirdikleri için
lider olabiliyorlar ve lider kalıyorlar. (...) Bir kere
örgütü ele geçirdiğiniz zaman, o yapı içersinde
yerinizi koruyorsunuz ve başkalannın yerinize
geçmesini önlüyorsunuz..."
"...Onun ötesinde liderlik kalitesi çok düşüyor,
liderlik dediğiniz zaman, ülke sorunlan karşı-
sında kendisini yetiştirmiş, vizyonu olan, yanı-
na en iyi insanlan toplayan kişiyi anlamamız ge-
rekiyor, ama Türkiye'ye baktığınız zaman lider-
ler yanına iyi insanlan almayı istemiyorlar, çün-
kü kuşkuyla bakıyorlar bu insanlar yerlerini alır
mı diye?" (Milliyet, 11 Mart 1997)
Adına 'siyaset'denilen 'batakfığın' içindeki genç
biraydının 'tespiti' budur, üstelik doğrudur! Dahası
çıkmaza girmiş 'çoğulculuğumuzun', 'mâkûl' ge-
rekçesidir: 27 Mayıs'ta Menderes'le Ismet Paşa uz-
laşamıyordu; 12 Mart'ta Demirel'le Ecevit; 12 Ey-
lül'de ise, hiçbirisi, hiçkimseyle! Şımdi diyeceksiniz
ki, uyuşmazîık 'vizyon' farklılıklarından, ileri gelmi-
yor muydu? Hayııi Bunların hepsi, alttarafı, 'Sis-
tem'e angaje, 'Soğuk Savaş' politikacılandır, üç
aşağı beş yukan, hepsi 'amerikancı'dttiar, uyuşmaz-
lıklan, incir çekirdeğini doldurmaz bireysel neden-
lerden doğmustur, ama zaran ülkeye olmuştur. O ka-
dar ki, artık bunu Amerikalılar bile görüyor.
Onlar da beğenmiyor...
New York Times'ın yazdıklannı, haksız bulabilir
misiniz?
"...laik partiler, kökleri derinlere uzanan bir
popüleriikyaratmakta başansız kaldılar, giderek
artan biçimde, sıradan vatandaşlann sorunlann-
dan habersiz olduklan düşünülüyor ve kişisel
kan davalan ve çürümüşlük bu partileri tüketi-
yor." (Milliyet, 26 Mart 1997)
Ya Financial Times'ın yazdıklan: "Erbakan, yüz-
de 21 oy oranı olduğu halde, laik partiler işbirli-
ği yapamadığından iktidar oldu. Türk demokra-
sisindeki yalpalanmalar, özellikle yoz ve zayrf li-
derierden kaynaklanıyor." (Milliyet, 11 Mart 1997)
Kim ne derse desin, şu anda tek vizyon sahibi li-
derin Erbakan olduğunu hangimiz inkâr edebilir? Mer-
kez Sağ'da, iyi kötü, Menderes 'Görülmemiş Kal-
kınma', Demirel 'Büyük Türikye' projeksiyonlanna
sahiptiler, ama Merkez Sol'u hiç sormayın! Gâzi'nin
ölümünden bu yana, hepsi 'Atatürkçü' geçinen bu
'kâğıttan kaplanlann', 'Kuva-yı Milliye/Müdafaa-i
Hukuk/Misak-ı MillT sacayağını, anti/emperyalist
kaidesine oturtarak savunduğu, asla duyulmamış-
tır. Birinin olsun, 'sürekli devrimcilik' Kemalizm'in
ilerdeki safhalannı, aşama aşama, halkın önüne so-
mut bir porjeksiyon halinde çıkarabikJiğini gördünüz
mü siz? Yetmiş küsur yaşımdayım, böyle bir şey
görmedim.
Mehmet Ali Aybar'ın, acaba, tırnağı olabilirier
mi?
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.try-bilgiyayyyazar/ailhan.html