15 Mayıs 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya 9 Yazıışlerı Müdürlen: lbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 Istıhbarat: ( engiz Y ıldınm • Kültür. Handan Şenköken • Spor: Abdüllcadir Yücelmajı • Makaleler Sami Karaören # Düzeltme: Abdullah Yaacı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kunıhj. İlhjuıSdçak (Başkanu OIİUD Erinç, Okta) Kurtböke. HikmetÇetinka)a, Şûkruı Soner, ErgDnBakı,DİDçTaywıç, Ibrahim Yıldız, Orhan Bursah. MusUfa Balbav, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustaiıı BaJbay 0 Haber Müdimı; Doğan AJan Atatürk Buivan No 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 tzmır Temsılcısr SerdarKcık,RZıyaBh 1352S23Tel 4411220. Faks: 44191170AdanaTemsılcısı:Çe«inYiğenoğlu. inönüCd. 119S. No 1 Kat 1, Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15 Koordınaton Ahmet Korulsan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 Idare HüseyinGürer01şletme. ÖnderÇelik0BiJgı-lşlem Naü lnal 0 Bılgısayar Sistem. Mürüvet Çüer MEDYA C: • Yönetım Kuru Başkanı - Genel Müdur Gölb Erduran 0 Koordınator Rcl Işıtman 9 Genel Müdur Yanfemcı Mine Akdağ Tel 514 07 53 5139580-513846MI,Faks 5138* Y s>ımU)an ve Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş. TıâocagıCad 39 1] Cagajoglu 34334 Ist PKJ46 JstanbilJ Tel (OVII) 512 0S 05 (20hM) Faks (0712)513 85 95 18NİSAN1997 lmsak:4.40 Güneş:6.14 Öğle: 13.11 fkindi: 16.53 Akşam: 19.53 Yatsı: 21.21 Pepsi'den bayram hediyesi • Haber Merkezi - Dünya meşrubat devleri arasında bulunan Pepsi, 18-23 nisan arasında Star VVars'un onjinal uzay gemisi "'X- Wing"i tstanbul'a getinyor. X-Wing, bayram süresince eğlence merkezi Tatilyada kalarak 6 gün boyunca sürpriz şovlar sergileyecek. Pepsi de X- Wıng etkinlikleri sırasında üzennde Darth Vader amblemı bulunan teneke kutular dağıtacak. Tüpk Barış Gucu ne odul • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Işılay Saygın, 1997 yılı Atatürk Uluslararası Banş Ödülü'nün, Bosna-Hersek Türk Banş Gücü'ne verilmesi konusundaki karann. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylandığını bıldirdi. Bırleşmiş MilletlerGüvenlik Konseyi'nın onayı ile 4 Ağustos 1994 yılında Zenica'da fiilen göreve başlayan Türk Banş Gücü Görev Kuvveti'nın, dünya banşının korunması uğruna önce Somali'de, sonra Bosna-Hersek'te çok güç koşullarda görev yaptığı gerekçesiyle ödüle layık görüldüğü belirtildi. Dünya plajlarma yolcukık • İstanbul Haber Servisi - ZekiTrikol997 koleksiyonunu dünyaca ünlü Hollandalı topmodel Karen Mulder'ın de podyuma çıktıgı bir defıleyle tanıttı. Hilton Convention Center'da önceki gece düzenlenen defilede, Zeki Triko'nun 200'e yakın mayo ve bikiniden oluşan rengârenk koleksiyonunu Smem Güven, Pınar Altuğ. Beril Önder, Eyşan Özhim, Didem Taslan, Buket Saygı'nın da aralannda bulunduğu toplam 36 manken taruttı. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU) Dişhekimleri toplantısı • ANKARA (ANKA) - Dünya Diş Hekimleri Bırliğı'nın (FDI) Avrupa Dişhekimleri Birliğı (ERO) Avrupa Bölgesel Toplantısı ile Avrupa Topluluğu üyesi ülkelerin dişhekimleri (LC) toplantısı 24-26 nisan tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek. Beyin kanaması • ANKARA (AA)- Amerikah doktorlar. beyin kanaması geçiren ve beyin faaliyeti 6 saat duran bir hastayı yeni biryöntem kullanarak hayata döndürmeyi başardılar. Oregon'daki Portland Tıp Fakültesi doktorlan, beyin kanaması geçiren hastanın doğrudan doğruya beynine ilaç enjekte ederek tedavi yöntemi uyguladıklannı açıkladılar. Boston"da toplanan tıp kongresine katılan doktorlar, geliştirdikJeri yöntemi anlatırken beyne şınnga edilen ilacın, sadece birkaç saat içinde etkisini gösterdiğini ve damarda meydana gelen tıkanıklığı giderdiğini kaydettiler. ABD'de yapılan ve 4 yıl süren bir araştırmada işaret dilinin erken konuşmada etkili olduğu belirlendi Işaret dfli, bebeğî ıııuthı eder İşaret dilinin konuşma>ı öğrenme sürecini hı/Jandırdığu kendine güveni armrdığı ve anne ile çocuk arasındaki ilişkjvi kuvvetlendirdiği öne sürülüvor. Çeviri Servisi - Son yıllarda yapılan bir araştırma, işaret diliyle iletişim kuran bebeklerin zihinsel faaliyetlerinin hızlandığını ve daha çabuk konuştuğunu ortaya koydu. Konuşma yeteneği gelişinceye kadar bebeğini anlamakta zorlanan pek çok anne, çocuğun çıkarttığı seslerden anlam çıkartmaya çalışır. Ne var ki son derece gelişmiş bir beyne sahip olan bebeklerin, bu kısıtlı lisanla kendilerini ifade eönekte zorlandığmı belirten psikologlar. şimdi işaret diliyle bu iletişim kopukluğunun giderilebileceğini ileri sürüyor. Kalifomiya Üniversitesi öğretim görev Iilerinden Linda Acredolo ve Susan Goodwyn'e göre işaret dili, "konuşmayı öğrenme sürecini halandınr, zihinsel gelişmeyi ıryanr, kendine güveni artünr ve anne ile çocuk arasındaki ilişltiyi kuvvetiendirir.'' İşaret dilinin en büyük avantajlanndan birinin basitliğı olduğu belirten Acredolo ve Goodvvyn, bebegin son derece basit el hareketleri ve mimiklerle kendıni ifade etmeyi öğrenebileceğini söylüyor. Örneğin evden çıkan kişiye el sallayan, "hayır'' anlamında kafasını yukan aşağı oynatan çocuğun, basit hareketler aracılığı ile pek çok konuda isteklerini dile getirebileceği belirtiliyor. Bugüne dek bebeklerde işaret dili üzerinde hiçbir araştırmanın yapılmamış olduğunu ortaya çıkartan Acredolo ve Goodvvyn, 11 aylık 40 bebek üzerinde bir çalışma gerçekleştirdi. tşaret dilinin, çocuğun zihinsel gelişimi üzerindeki etkisini inceleme amacmı güden bu çalışma kapsamında aynı yaştaki 40 bebek de kontrol grubu olarak incelendi. Deney grubundaki bebekJer işaret dilini kullanmaya teşvik edilirken kontrol grubundaki çocuklar kendi hallerine bırakıldı. BebekJer dört yaşına kadar her 6 ayda bir zekâ testine tabi tutuldu. Dr. Acredolo, 4. yılın sonunda elde ettiği sonuçları şöyle değerlendiriyor "İşaret dilini kuüanan çocuklar kelime dağarcığu zekâ düze>i ve algüama yeteneği açısuıdan kontrol grubunu geride bırakü. Deney grubunun IQ'su (zekâ katsayısı) ortalama 118 civannda seyrederken kontrol gmbunda ortalama \Q 108 olarak tespit edildi. Aynca işaret dilini kullanan çocuklann anneleri, çocukiannın daha huzurlu. daha sakin. daha güvenli ve daha mudu olduğunu beuftiyor. En önemlisi bu çocuklar, daha erken konuşmaya başlıyor." Bu sonuçlardan hareketle, çocuklanna işaret dilini öğretmeleri yoiunda anneleri teşvik eden psikologlar, anne ile çocuk arasında iletişim kurulmasrnın önemini şöyle dile getiriyorlar: " Konuşma, insanoğluna özgü bir olgudur. Dolayısıyla her bebek iletişim kurma dürtüsü ile doğar. Bu dürtü o denli kuvvetlidir ki çocuk ne yapıp edip kendini ifadenin >ollannj arar. İşaret dilini kullanarak iletişim kurabildiğini sezen çocuk, son derece mutlu olur ve yaşamı renklenir." Köy Enstitülerini kapatanla, '8 yıl'a karşı çıkanlann aynı düşüncede olduğu belirtildi 'Atatürk devrimlerine saygısızlık' İstanbul Haber Servisi - Köy Enstitülerini ka- patanlann Atatürk'ün ilke ve devrimlerine say- gısızlık ettiği belirtilerek. u Köy Enstitülerindeye- tişen kü\ çocuklannuı gözlerindeid tşdüdan rahat- SE olan ahni>ttie, bugün 8 >Ulık temel eğitinıe kar- ştçıkanlann aym körkaranhğı temsü eöflderi" vur- gulandı. CHP İstanbul II Başkanı Mehmet Ali Özpolat Köy Enstitülerini oluşturan felsefenin, köy çocuk- iannın üretime dönük biçimde egitilip hayata ka- zandmlması olduğunu belirtti. Köy Enstıtüleri- nin Türk eğitim tarihindeki en demokratik, çağ- daş ve özgün deneyimlerden bıri olduğunu vur- gulayan Ozpolat, Köy Enstitülerinin, eğitimi kır- sala yaygınlaştırmak konusunda ciddi bir başan sağladığını kaydetti. Özpolat, Köy Enstitülerini bitirerek edebiyat ve kültür dünyamızda denn iz- ler bırakan sayısız isim olduğunu vurgulayarak şunlan söyledi: "Çok büyük heyecanlarla ohışturulan bu uy- gulama, ne acıdır ki bazılannın çıkarlannı boz- duvel954'teDPiktidanKöy Enstitüleri admı kal- dınfa. Tarihin her döneminde olduğu gibi karan- lıktan beslenenler. avdınlığı temsil edenlere ta- hammül edemediler. İktidar erkini ellerine geçir- dikleri ilk fırsatta öfkelerini kustular. Köy Ensti- tuJeriniönceamacındaJi sapürmaya kalktdar, son- • CHP istanbul II Başkanı Özpolat, 'Tarihin her döneminde olduğu gibi karanlıktan beslenenler, aydınhğı temsil edenlere tahammül edemediler. Köy Enstitülerini önce amacından saptırmaya kalktılar, sonra da kapattılar" dedi. ra da kapattılar. İ Ikenin ayduüanmasuu engelle- yenleri, aynı mannkla bugün 8 yılhk eğitime kar- şı çıkanlan protesto ediyoruz." CHP İstanbul fi Kadın Kolu Başkanı Muazzez Çeiebi de Köy Enstitülerinin. "ülkenin ihtiyaçla- n ve gerçelderryle bire bir örtüşrtiğünü" ka\ det- ti. Nüfusunun büyük bölümü kırsalda yaşayan bir ülke için Köy Enstitülerinin "ekmek vesu kadar'' temel bir gereksinme olduğunu belirten Çeiebi, Köy Enstitülerinin, Atatürk'ün eğitime ve köy ço- cuklanna verdiğı özel önemle de örtüştüğünü söyledi. Çeiebi, açıklamasında özetle şu görüş- lere yer verdi: "Karanlıkyilzlü ve karanhkfikirlikr,bugün de sahnedeler. Hedef bu kez de 8 yılhk kesintisiz eğj- tim. Çağdaş eğitimi hedef alanlar dün olduğu gi- bi bugün de ülkeye ihanet içindedirier. Köy Ens- titüleri kutsaldı. Ancak Köv Enstitülerinden ül- keye yayılan aydınhk, bazılannın gözünâ aJdi, ra- hatsız oldular, çıkarlan bozuldu. DP iktidan. Köy Enstitülerini siyasi çıkarianna aletetmek istedi ve kapatü. Ama Köy Enstitüsü denevimi hiç unutul- madL Bu okullan kapatanlar da hiç unumlmadı Karanlığm sembolü olarak hep haörlandılar. Ta- rih onlan da asla unutmayacak." Samsun'da da Köy Enstitülerinin 57. kuruluş yildönümünedeniyle Atatürkçü Düşünce Derne- ği (ADD) bir toplantı düzenledi. Toplantıda ko- nuşan ADD Samsun Şubesi Başkanı Avukat Ata Giritii. Köy Enstitülerinin eğitime çok büyük katkısı olduğunu belirterek şunlan söyledi: "Laik eğitime yeniden geçişte ilk aşamalardan birini ohışturacak 8>ıllık kesintisiz temeleğhimin zaman yitinneksizin uygulanmasını ve karanhk- tan aydınlığa çıkmamızda önemli etkenlerden olan laik-bilimsel ve demokratik eğhimin ödün- süz uygulanmasını öneriyonız. Karanhk köylerimize uygarhk ışığını taşıyan. binlerce yoksul köylü çocuğun kara yazgısını de- ğiştiren, onlann elİeriyle kafalaruu birieştirip bi- rer aydın yapan Köy Enstitülerinin kuruluşunun 57. yikJönümünde, gelecekten umutlu olarak baş- talsmaıl Hakkı Tonguç. Hasan Âlı Yücel ounak üzere,KöyEnstitülerineemeğigecenyönetici,öğ- retmen \e öğrencilere saygılar sunuyoruz." e-posta : tan <a vol. com. tr Mormon papaza cinsel taciz suçlaması Çeviri Servisi - Ingilte- re'nin Liverpool kentinde- ki Mormon Kilisesi papazı Peter Gibson. 21 yılhk gö- rev süresi boyunca kadınla- n cinsel yönden taciz ettiği gerekçesiyle mahkemeye venldi. Temsil ettiği kuru- ma duyulan saygı nedeniy- le bugüne dek hakkında ya- sal işlem yapılmayan Gib- son, son günlerde tacizleri- ni çocuk yaştaki kızlara yö- neltince kızılca kıyamet kop- tu. Çocuklann ebeveynleri- nin şikâyeti üzerine açılaıi davada, bugüne dek din ada- mının tacizlarine sessizce katlanan kadın kurbanlar dinlendi. 72 yaşındaki dın adamı, hakkmdaki ıddiala- nn hepsini reddederek ka- dınlara yalnızca din aşkıy- la yaklaştığını iddia etti. Gwyneth Paltrow, Emma filminden sonra ilgi odağı oldu 6 Anne olmak istiyorum 9 Çeviri Servisi Gnyneth Pahrow artık sa- dece Brad Pht'in sevgilisi değil. Emma filmindeki ilk ve oldukça başanlı başro- lü ile milyonlann da sevgi- lisi... 1973 yılında Los An- geles'te dogmuş olan sa- natçı, TV yapımcısı Bru- ce Pattrow'un kızı. Anne- si de film sanatçısı olan Gvvyneth, 'Hook', 'Mrs. Parker' ve 'Yedi' (Seven) gibi fîlmlerde de oynadı. Son günlerde ise Play- bpy'da ve Intemette yayım- lanan çıplak fotoğraflan ortalığı çalkalandınyor... - Sizi hâlâ Brad Pitt'in sevgilisi diye anryorlar?.. Partrovv: Evet ve bu çe- virmiş olduğum 15 filmden sonra haksızlık. - Bir Jane Austin uyar- laması olan Emma'dan sonra sanınz hedefinize bir hayii yak- laştınız? Paltrwv: Kariyerimin kilometre taş- lanndan biri olarak görüyorum. - Modern bir kadın, sürekli yüzü kızaran, utangaç ve başka deviriere ait bir kadını nasd canlandınyor? Paltrow: Bence Jane Austin'in en bü- Pahrorç 'BradF1tt'mse\gih^'obrakanunıaktan\akınıyor. yük özelliği tüm zamanlann yazan olmasıdır. Böylebirrolüheranoyna- yabilirim. - Neden Brad Pitt ile nişanlanmak- ta bu kadar tereddüt gösterdiniz? Pahrow: Tereddüt etmedim. Ayn- ca öyle yazılıp çizildiği gibi hamile de değilim. Magazin basmında Brad ile çıkan çıplak fotoğrafalara ge- lince de, iğrençti... Aynı şey L'ma Thurman'ın başma da gelmiş, sonra fotoğraflar Playboy'a satılmıştı. - Playboy'a çıplak poz ve- rirmiydiniz? Patowv: Ne münasebet! - Niçin yargrya başvurma- dımz? Paltrow: Her şeyimi inti- kam uğruna yok edemem. Bir avukatlar ordusuna sa- hipler ve davalar yıllarca sü- rebiliyor. - Brad ile nasıl tanıştınız? Pahrovv: Herkesin yazdı- ğı gibi Seven'in çekimleri sı- rasında değil. Çok önceleri bir film setinde tanıştık. -Onun bürün geceteriniev- de TV" karşısında geçirdiğL, sizin de sabahlara kadar dis- coiardagezdiğiniz doğru mu? Paltrmv: Saçmalık ba.. Biz Brad ile mesleğimiz icabı çok sık ay- nlıyoruz. Beraber olduğumuz zaman- larda da arkadaşlannuzı çağmr, beraber dışan çıkanz. - Oynamak istediğiniz çok özel bir rolvarmı? Paltrow: Evet, anne olmak is- tiyorum.. Turizm Haftası'nda pembe tablolar İstanbul Haber Servisi - Başbakan Vekili ve Dışişleri Bakanı Tansu Çil- ler. Türkiye'nin büyük bir değişim ve gelişim süreci yaşadığını belirterek "Türkiye,dünyanın 11. büyük turizm iilkesi ve ülkemizde 10 mihon insan ru- rizmden ekmek yiyor. Bu yıl turizm- den 8-10 milyon dolar gelir bekb'yo- ruz" diye konuştu. Turizm Bakanı Ba- hattin Yücel ise önümüzdeki yüzynl- da iletişim, bilgi ve turizm sektörleri- nin en önemli sektörler olacağını ifa- de ederek turizmin, dünyayı ve Tür- kiye'yi geleceğe taşıyacağını söyle- di. 21. Turizm Haftası önceki gün İs- tanbul Lütfı Kırdar Uluslararası Kong- re ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen bir törenle başladı. Törende konuşan Çil- ler, 3 yıl sonra Türkiye'nin turizm ge- lirlerinin 12 milyar dolar olmasının beklendiğini belirterek şunlan söyle- di: "Dünya Bankası veriJerine göre, Türkiye dünyanın büyüyen 10 devi arasında. Turizmde egitun çok önem- IL Türkiye 8 yıllık eğitime mutiakage- çecek ve turizm eğitimine de daha çok önem vereceğiz. Turizmin çeşitlennıe- si de önemlidir. Çukurova turizmi, do- ğuda kayak turizmi,8 milyar dolar ge- lir beklenen yatcıhk turizmi daha da gelişecektir. fürkive A\ rupa Buiiği'ne (AB) tam üye olarak ginneye aday 11 ülkenin 7'sinden daha ileridedir ve AB'ye mutlaka ghTecektir." Törenin açış konuşmasuıı yapan Tu- rizm Bakanı Bahattin Yücel de dün- yanın en büyük açık hava müzesi olan Türkiye'nin turizmde dünyanın geliş- miş ülkeleriyle başa baş rekabet etri- ğini söyledi. Törende daha sonra Türkiye'ye en çok turist gönderen 3 ülke olan Alman- ya ve Ingiltere başkonsoloslan ile Rus- ya büyükelçisine birer plaket verildi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Mehmet Ali Aybar 'Örneği'... I ki aydın, biri doktor, biri eczacı: 1968 kuşağından! I Doktor, 'üçyılyatmış' genç bir kadın; eczacı, 'fa- külte yıllanndaki devrimci heyecanını', yeni burju- vazideki 'varsttlığına bir türiü sığdıramıyor'muşl Si- yaset hayatımızdaki karmakanşıklığın kimlere yara- dığını konuşuyorduk, ben her zamanki gibi, kendi- mi tutamadım, dedim ki: "...bizde sosyalist sol, farkında bile olmadan,-hep 'oligarşi'nin davuluna oynamıştır: 1965'te Ismet Paşa, CHP'ye 'ortanın solu'nda biryer açıp, Türki- ye Işçi Partisi'ni (TİP) açıkça 'aşırı sol'a itmeseydi (bu, bir); bilahere Aren/Boran takımı, SSCB 'nin çö- küşünün kanıtladığı yanlış savlanyla, TİP'/ bölme- seydi, (bu, iki) TİP, günümüzde Türkiye'nin üçün- cü büyük partisiydi, hiç kuşkusuz da Mehmet Ali Aybar, Erbakan'/n yerine Başbakan olacaktı!.." Hayal mi aörüyorum? Hiç sanmam! Aybar yöne- timindeki TIP, sosyalizmi ülkenin (ulusal) koşullan- na göre, gerçekçi ve esnek yorumlamakla kalma- mış; uluslararası sosyalizm platformunda da doğru yorumu seçmişti: Aybar'ın 'yukardan aşağıya', ya- n Narodnikyarı Nihilist, 'dikey' Bolşevik örgütlenme modelini, nasıl akıllıcaeleştirdiğini; onun yerine, 'aşa- ğıdan yukanya', kendiliğinden ve 'yatay' bir örgüt- lenme modelini önerdiğini, duymamış olamazsınız. Yalnız önermiş midir? Hayır! Daha sonra îşçilerfe örgütlediği Sosyalist Devrim Part/s/'nin program ve tüzüğünü bu anlayış üzerine oturtmuş; Türkiye'de görülmemiş, hatta inanılmayacak bir şeyi hayata geçirerek, belirli bir süre sonra parti liderinin değiş- mesi kuralını zorunlu kılmıştır. Zamanı dolunca, lider- lik sırasını, Cenan Bıçakçı'ya kolaylıkla bırakan odur. 'Pratik've 'pragmatik'o 'siyasetesnafı'varya, hani sabah akşam sosyalistleri 'doktrin' katısı, 'to- taliter', ilan eder dururlar; aralannda, şu geçen ya- nm yüzyıl içinde, 'liderliğini' Mehmet Ali Bey gibi 'kendiliğinden' bırakabilmiş, tek bir 'kabadayı'çık- mış mıdır? Hayatlan 'palavra'bel Zurna nerede zırt diyor? Neden mi? DSP'li genç siyasetçi Gökhan Ça- poğlu'nagöre, şu apaçıkgörünen nedenlerden: "...Türkiye, lider yenileyemiyor, yeni liderler çıkartamıyor; bu da siyasi yapıdan dolayı: par- tiiçi demokrasi olmadığı için yeni kişilerin lider olması önlenryor. Önemli nokta ise, şu: Türkiye'de liderler vizyon sahibi olduklan için değil, dar bir örgütcülük temelinde örgütü ele geçirdikleri için lider olabiliyorlar ve lider kalıyorlar. (...) Bir kere örgütü ele geçirdiğiniz zaman, o yapı içersinde yerinizi koruyorsunuz ve başkalannın yerinize geçmesini önlüyorsunuz..." "...Onun ötesinde liderlik kalitesi çok düşüyor, liderlik dediğiniz zaman, ülke sorunlan karşı- sında kendisini yetiştirmiş, vizyonu olan, yanı- na en iyi insanlan toplayan kişiyi anlamamız ge- rekiyor, ama Türkiye'ye baktığınız zaman lider- ler yanına iyi insanlan almayı istemiyorlar, çün- kü kuşkuyla bakıyorlar bu insanlar yerlerini alır mı diye?" (Milliyet, 11 Mart 1997) Adına 'siyaset'denilen 'batakfığın' içindeki genç biraydının 'tespiti' budur, üstelik doğrudur! Dahası çıkmaza girmiş 'çoğulculuğumuzun', 'mâkûl' ge- rekçesidir: 27 Mayıs'ta Menderes'le Ismet Paşa uz- laşamıyordu; 12 Mart'ta Demirel'le Ecevit; 12 Ey- lül'de ise, hiçbirisi, hiçkimseyle! Şımdi diyeceksiniz ki, uyuşmazîık 'vizyon' farklılıklarından, ileri gelmi- yor muydu? Hayııi Bunların hepsi, alttarafı, 'Sis- tem'e angaje, 'Soğuk Savaş' politikacılandır, üç aşağı beş yukan, hepsi 'amerikancı'dttiar, uyuşmaz- lıklan, incir çekirdeğini doldurmaz bireysel neden- lerden doğmustur, ama zaran ülkeye olmuştur. O ka- dar ki, artık bunu Amerikalılar bile görüyor. Onlar da beğenmiyor... New York Times'ın yazdıklannı, haksız bulabilir misiniz? "...laik partiler, kökleri derinlere uzanan bir popüleriikyaratmakta başansız kaldılar, giderek artan biçimde, sıradan vatandaşlann sorunlann- dan habersiz olduklan düşünülüyor ve kişisel kan davalan ve çürümüşlük bu partileri tüketi- yor." (Milliyet, 26 Mart 1997) Ya Financial Times'ın yazdıklan: "Erbakan, yüz- de 21 oy oranı olduğu halde, laik partiler işbirli- ği yapamadığından iktidar oldu. Türk demokra- sisindeki yalpalanmalar, özellikle yoz ve zayrf li- derierden kaynaklanıyor." (Milliyet, 11 Mart 1997) Kim ne derse desin, şu anda tek vizyon sahibi li- derin Erbakan olduğunu hangimiz inkâr edebilir? Mer- kez Sağ'da, iyi kötü, Menderes 'Görülmemiş Kal- kınma', Demirel 'Büyük Türikye' projeksiyonlanna sahiptiler, ama Merkez Sol'u hiç sormayın! Gâzi'nin ölümünden bu yana, hepsi 'Atatürkçü' geçinen bu 'kâğıttan kaplanlann', 'Kuva-yı Milliye/Müdafaa-i Hukuk/Misak-ı MillT sacayağını, anti/emperyalist kaidesine oturtarak savunduğu, asla duyulmamış- tır. Birinin olsun, 'sürekli devrimcilik' Kemalizm'in ilerdeki safhalannı, aşama aşama, halkın önüne so- mut bir porjeksiyon halinde çıkarabikJiğini gördünüz mü siz? Yetmiş küsur yaşımdayım, böyle bir şey görmedim. Mehmet Ali Aybar'ın, acaba, tırnağı olabilirier mi? http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.ada.com.try-bilgiyayyyazar/ailhan.html
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear