Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13NİSAN1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Arnavutlura
gönderilecek
Tiirk birliği
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Arravutuk'ta
başgösteren fcnzı bertaraf
etmek üzere, Birieşmiş
.MBletler Güvenlik
Konseyi'n n saran
doğrultusunda
oluşturulacai güce.
Tiirk Silahlı K.uwetleri'nin
de katılması ıçın hükümete
yetki veren TBMM karan,
Resmi Gazete'de
yaytmland..
Mehmet Sabancı
toprağa
veriliyor
• İstanbui Haber Servisi -
Sabancı Holdingin
kurucusu Hacı Omer
Sabancf nın kardeşi Hacı
Mehmet Sabancı. bugün
toprağa veriliyor. Evınde
önceki gün ölen
Sabancı'nın cenazesi
Teşvikiye Camısi'nde
kılınacak öğle namazından
sonra Edirnekapı
Şehitliği'ne kaldınlacak.
Sözieşmeli
personelin
I ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Kamu
Çalışanlan Sendikalan
Konfederasyonu (ICamu-
Sen) Genel Başkanı Resul
Akay. sözieşmeli
personelin maaş
farklannın bayramdan
önce ödenmesini istedi.
Akay. yaptığı yazıiı
açıklamada.
Maliye Bakanı
Abdul lati f Şener'i,
söileşmeli personelin
maaş farklannın
bayramdan önce ödenmesi
konusunda "verdiği sözû
tutmaya" davet etti. Resul
Akay, K.İT yönetim
kurullanna birer mektup
göndererek, sözieşmeli
personelin maaş
farklannın bayramdan
önce avans olarak
ödenmesi talebinde
bulunduklannı da bildirdi.
RTÜK'ün payı
•ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Radyo ve Televizyon Üst
Kurûlu'nun (RTÜK)
yayrn kuruluşlanndan
aldığı reklam gelirleri
payı, 3 yıllık süre dolduğu
için 20 nisandan itibaren
yüzde 4'ten yüzde 5'e
çıkanlacak. RTÜK'ün,
Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanan
tebliğinde 3984 sayılı
Radyo ve Televizyonlann
Kuruluş ve Yayınlan
HakJundaki Kanun'un
ilgili maddesinde, yaym
kuruluşlannın reklam
gelirleri üzerinden
hesaplanacak Ost Kurul
payının ilk üç yıl için
yüzde 4, sonraki yıllar
için ise yüzde 5 olarak
öngörüldüğü anımsatıldı.
Akşener valileri
tophıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Içişleri Bakanı
Meral Akşener, 80 il valisi
ile yann Ankara'da
toplantı yaparak, Mılli
Güvenlik Kurulu
kararlannın uygulanması
konusunu görüşecek.
Içişleri Bakanlığf ndan
yapılan yazılı açıklamaya
göre. Akşener'in
başkanlığında yann
toplanacak 80 il valisi ve
Olağanüstü Hal Bölge
Valisi. Içişleri
Bakanlığı'nın 28 Mart
1997 tarihli "Anayasa ve
Yasalann
Uygulanmasmdaki Usul ve
Esaslan" genelgesini ele
alacak.
TÜMÖD'den tepki
• ANKARA (AA) - Tiim
Öğretim Üyeleri Demeği
(TÜMÖD) Genel Başkanı
Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu,
YÖK'ün kuruluş
yıldönümünde protesto
gösterisi düzenîeyen
öğrencilere verilen
'uzaklaştırma' cezasını
kınayarak "Bu öğrenciler
böylesi agır bir cezayı hak
etmemişlerdir" dedi.
Oniversite tarihinin hiçbir
döneminde üniversiteden
öğrenci atmak gibı bir ceza
venlmediğinı bildiren
Hatipoğlu, "İşin tuhafi bu
cezalann profesör unvanlı
kişilerce verilmesıdır.
Cezadan sorumlu olanlar
tarih önünde mahkûm
olacaklardır" dedi.
DYP'deki iki bakanla başlayan muhalefet, hükümetin ardından partiye de yöneldi
Erez: Yönetimi de\îreceğhn
HÜLYA KARABAĞU
ANKARA- DYP Genel Başka-
nı ve Başbakan Yardımcısı Tansu
Çiller. parti içi aynşmalan önle-
mekte güçlûk çekiyor. Hükümetin
düşürülmesi için parmak hesabı
yapan partiiçi muhalifler Çıller'e
doğrudan sağlanan siyasi destek
yollannın kapanması için hareke-
te geçtiler. DYP Başkanlık Diva-
nı üyelerini yetersiz bulduğunu
dıle getiren Sanayi ve Ticaret Ba-
kanı Yalım Erez, "Onlan demok-
ratik yollarla devireceğim'' dedi.
DYP yönetimi ise, Erez'in tavır-
lannın "ara rejim başbakanı ol-
ma" hevesinden kaynaklandığını
savundu.
REFAHYOL hükümetine karşı
ittifak çemberinin genişlediği
DYP'de, parti içı muhaliflerin he-
saplan şekillenmeye başladı.
DYP'de kalarak mücadele ede-
ceklerini açıklayan muhaliflenn,
bunun için iki aşamalı bir planı
uygulamaya çalıştıklan kaydedil-
di.
Adının yazılmasını istemeyen
bir yetkili, Çiller'in olası bir aske-
ri müdahaleye karşı komutanlar-
dan güvence arayışı içinde oldu-
ğunu, ancak olumlu mesajı bula-
madığını belirterek "Bildiğim ka-
danyla komutanlar çeşitli neden-
lerden dolayı Erez'i destekliyorlar.
Ona ne yapması gerektiğini söylii-
yorlar" değerlendirmesini yaptı.
Erez'in. bu ilişkilerçerçevesin-
de önce hükümete yüklendiği, ar-
dından Çiller'in kurmaylannı he-
def aldığı kaydedildi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım
Erez, Çiller'e yakın isimlerin yer
aldığı DYP Başkanlık Divanı üye-
leri için "yetersiz" ifadesini kul-
landı. "Partiyitemsiledemiyorlar,
teşkilatlardan şikâyet var, bakan-
larla diyaloglan kötü" diyen Erez,
"Onlan demokratik yoliaıia devi-
receğim'' açıklamasını yaptı. Erez
şunlan söyledi:
"Genel merkez yönetküeri ör-
gütün benden şikâyetçi olduğunu
iddia ederken, adlannı bile ver-
mekten çekiniyoriar. Bana göre ise
taban da örgüt de onlardan şikâ-
yetçi. Ben bu fıkirtcrimin hepsini
genel başkanıma da söyledim, söy-
lemeye de devam edeceğim.
DYP'nin tek başına iktidar olama-
masında bunlann büyük sonım-
luluğu var."
Erez'in, partinin en yetkili ka-
rarorganı olan 40 kişilik DYP Ge-
nel İdare Kurulu içindeki muha-
lefeti de genişletmeye çalıştığı.
genel başkan, yardımcılan ve ge-
nel sekreterden oluşan Başkanlık
Divanı'nı bu yolla sarsmaya çalış-
tığı kaydedildi. Çiller'e yakın
isimlerise Erez'in çıkışının, "ara
rejim başbakanı olma hevesinden
kaynaklandığuu" öne sürdüler.
Parlamentoda. güvenoyu için
gerekli salt çoğunluk rakamı olan
276'nın birkaç rakam üzerinde bir
Çiller:
ÖSYM
komünist
MERİH AK
tZMİR - DYP Genel
Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller,
Türkiye'de çağdaşlıktan
taviz verilmeyeceğini be-
lirterek "Bu hükümetin
programı A'dan Z'ye
DYP'nin programıdır.
Eğer en ufak bir şüphe-
miz olsaydı bir saniye bu
hükümette kaunazdık"
dedi.
Çiller. ÖSYM'nin bir
buçuk yıl içinde kaldınla-
cağını da dile getirerek
"Biz bir buçuk yıl sonra
ÖSYM gibi komünizmin
son damgasını taşıyan ve
evlatlarunızı hallaç pa-
muğu gibi dağıtan ve lise
eğirhnini adeta safdışı bı-
rakan bir anlayışı da bı-
raknıış olacağız" dedi.
DYP liden Çiller'in ön-
ceki günkü Izmır gezisin-
de parti içi muhaletefe ve
RP'nin radikal kanadına
yönelik mesajlan dikkat
çekti.
Gazetecilerle düzenle-
diği "tek taraflı sohbet
toplantısı''} la, örgüt ye-
de yaptı^-kosuş-
mada partiyle iîgiü açık-
lamalarda bulunmadığı
gözlendi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Beıiin Eyalet Mahkemesi 1993 yılından bu yana süren Mikonos davası hakkında karar ver-
di: İRAN TERÖRİST DEVLET!..
VALLA B£AJ
millervekili desteğiyle bıçak sırtı
dengede bulunan hükümetin,
DYP'den birkaç ismin kopanlma-
sıyla düşebileceği üzerine yapılan
hesaplann Çiller'i tedirgin ettiği-
ne işaret edildı. Çiller'in. hükü-
metten desteğini çekme eğılimin-
de olan bazı isimlere, haklannda-
ki usulsüzlük dosyalannm açık-
lanabileceği yolunda mesajlar
verdiği savunuldu.
'Rejim için biriik şart'
DYP'de "Şahinler" grubunun
önde gelen isimlerinden Kayseri
Milletvekil Ayvaz Gökdemir,
merkez sağda bütünleşmenin re-
jim açısından da zorunlu olduğu-
na dikkat çekti. "Yıkmaya yeten
güç yapmaya yetmiyor" di-
yen Gökdemir, muhalefet li-
derlerini özverili olmaya da-
vet etti.
DYP'de, hükümetten çe-
kilme yanlılan ve Erez'in,
merkez sağda bütünleşme-
nin sağlanması için gızli tur-
lar başlattıklan öğrenildi.
Erez'in, bu ginşimi Çiller'in
bilgısı dışında yaptığına ışa-
ret edildi.
Diğer yandan, RP'nin
özellikle Millı Güvenlik Ku-
rulu kararlannı uygulama-
makta direnmesi nedeniyle
büyük birbunalımın eşiğine
gelindiğini gören bazı DYP
kurmaylannın da. ANAYOL
uzlaşmasını yeniden canlan-
dırma peşınde oiduklan kay-
dedildi. Bu doğrultuda Kur-
ban Bayramı ve sonrasında
somut gelışmeler kaydedile-
bileceği tahminleri dile getı-
rildi.
Hürriyet Gazetesi Yazıiş-
len Müdürü Tufan Türenç,
dünkü köşesinde. Milli Gü-
venlik Kurulu'nun 28 Şubat
toplantısında çıkan kararlar
ve ardından yasanan geliş-
meler nedeniyle Çiller'in
komutanlan emekli etme
planı yaptığını öne sürdü.
Türenç'e göre, Çiller, 3
martta Dışişleri Konutu'nda
topladığı DYP Başkanlık Di-
vanı üyeleriyle bunalımdan
çıkış için bazı çözüm yön-
temlerinı tartıştı. "A" ve "B"
olarak tanımlanan 2 planın
ele alındığı toplantıda, önce-
likle kararlar konusunda hü-
kümetin RP kanadının ikna
edilmesi benımsendi.
Yılmaz, Manisa'daki iki günlük gezisine Belediye Meydanı'nda düzenlediği mitingle başladı
'Cennet vaat edenler sarlatan'
YÜKSELGÖRDES
MANtSA - ANAP Genel
Başkanı MesutYılmaz, siya-
sı çıkarlan için cennet vaat
edenlerin şarlatan olduğunu
söyledi. Bayrağı da ezanı da
milletin koruyabileceğinı be-
lirten Yılmaz, "Bayragı, eza-
nı insanlar kendi pisliklerini
örtmek için kullanmasınlar"
dedi.
Manisa'daki iki günlük ge-
zisine partisinin Belediye
Meydanı'nda düzenlediği
mitingle başlayan Mesut Yıl-
maz, ANAP - DYP hüküme-
tini kendisinin bozmadığını.
yolsuzluklann üzenne gidil-
mesiyle bozulduğunu belirt-
ti.
RP ile anlaşmalannın
mümkün olmadığını, Nec-
mettin Erbakan'ın kafasın-
daki Türkiye'nın "başka
Türkiye'' olduğunu öne sü-
ren Yılmaz. şunlan söyledi:
"Oy avcıhğı için cennette
tapu vermhomz. Siyasi çı-
karlar için cennet vaat eden-
lerşarlatandır.Hoca, Bacı'va
soruşturma açtirmasaydı.
ben de 'Doğrucu Da\Tjt" ol-
masaydım. bugün başbakan-
dım ama size 'Siyasetten ya-
lanı. haramı sileceğim' diye
söz verdim. Çamurun üstün-
de oturan bir başbakan ola-
mayacağımı söyledim. Ho-
ca,"Benimle hükümet olan
ak kaşıktır' dedi. Bacı Ho-
ca'ya kaçt ve DYP - ANAP
hükümea' öyle bozuldu."
Yılmaz, 160 gündür Su-
surluk'la uğraşanlann hiçbir
şey ortaya koyamadıklannı
belirterek "Bu işin altından
Ecevit Adapazarı'nda REFAHYOL'a yüklendi
'Binmişler alamete, gidiyorlar kıyamete'
MURATUYGUN
ADAPAZAR1-DSP Genel Başka-
nı Biüent Ecevit Türkiye'de giderek
büyüyen geçim sıkıntısına, REFAH-
YOL hükümeti ile birlikte rejim sı-
kıntısının da eklendiğini belirterek,
hükümetortaklan için "BinmişJer bir
alemete, gküyoriar kıyamete" dedi.
Ecevit, hükümetin ülkede tanm ve
hayvancılığa çıkmaza sürüklediğini
de belirterek,"Vatandaşcevabinı san-
dıkta verecektir" diye konuştu.
Partisince düzenlenen miting için
Adapazan'na gelen DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit TEM otoyolunun
Sakarya gişelerinde kalabaJık bir
yurttaş topluluğu tarafindan karşı lan-
dı. Ecevit'in Gar Meydanı'nda dü-
zenlediği açık hava toplantısma çev-
re illerden de gelen yurttaşlar yoğun
ilgi gösterdi. DSP lideri burada yap-
tığı konuşmada, Başbakan Necmet-
tin Erbakan'ın icraatlan ve konuşma-
lanna eleştiriler yöneltti. Olkede
yurttaşlann ekonomik sorunlar yaşa-
dığını, hayvancılık ve tannun körel-
tildiğini belirten Ecevit, hükümetin
bu olumsuzluklan ciddiyle bile al-
madığinı söyledi.
Hoca'nın ortağı çıkacak da
onun için birşey çıknıadı. Ho-
ca30yildırbeklediğikoltuğu
kaybedecek, onun için razı ol-
muyor" diye konuştu. Sıya-
setçılerin halka verdiği sözü
unuttuklannı, bugünkü kötü
yönetimin halktan kaynak-
lanmadığını belirten Yılmaz,
"Bütün partikr hükümet ol-
duklan altı senede ülkede
önemli bir yaürım yapmadı-
lar ve Türldye'yi kaosa sü-
rüldediler. Herkes başbakan
oldu,yardunası da. Ama 6 yû
boşa geçti" dedi. Yılmaz
ezan okunurken ara verdiği
sözlerini "BajTağı. ezanı, in-
sanlar kendi pisükkrini ört-
mek için kullanmasınlar, is-
tismaretmesinler. Bayrağı da
ezanı da miUet korur" diye
bitirdi.
IRMIKIAYDIN ENGİN e - mail: engin @ planetcom.tr
12 Mart 1971 sonrasında ko-
ca koca adamlann, kadınlann,
yığınsal tutuklama dalgalan sıra-
sında gozaltına bile alınmadıkla-
n için öfkelendiklerıne tanık ol-
muş, alışmıştık.
Hemen bütün ilericiler gozal-
tına alınır, tutuklanırken onlann
kıllanna bile dokunulmaması
onurlanna dokunuyordu. Ço-
cukça bir eziklik duygusu ile or-
talıkta dolanıyorlardı. Gece kapı-
lannın çalınmamasına; ellerinde
tüfek ve tabancalarla içeri dalan
sıkıyönetim birliklerince, siyasi
polisçe alınıp götürülmeyişlerine
öfkelenirierdi.
Sonra masallar yazmaya baş-
ladılar. lllegal havalara girdiler.
iyiden iyiye esrarengizleştiler.
"Saat kaç" diye sorarken bile ön-
ce kısık gözlerle sağı solu kola-
çan etmeyi bir davranış alışkan-
lığına dönüştürdüler.
Hiç geregi yokken saklanma-
ya başladılar. Her gece bir baş-
kasının evine sığınıp "Aranıyo-
rum, dün anneannemin kiracısı-
nın damadının kûçük baldızının
evini basıp beni sormuşlar" gi-
bisinden hikâyeler anlatıyorlardı.
Gözattına alınmayışlannı devrim-
ciliklerine krem sürülmüş olarak
kabulleniyor ve kızıyorlardı.
Bunlara alıştıydık.
1970'lerin sonlannda, ülkenin
Mizah'ın da Suyu Çıktı
kan gölüne döndüğü, mahalle-
lerde sağcı ve solcu silahlı grup-
lann iç savaş benzerı çatışmala-
ragirdıkleri, Çatlı'ların stajyerlik-
ten profesyonelliğeyükseldikle-
ri, Türkiye'nin en ryi evlatlannın
art arda yok edildiği o korkunç
günlerde önemli kişi olmanın,
devrimci sayılmanın ölçütleri de
biraz şaşmıştı.
Koca koca adamlar, kadınlar,
en azından faşist işgalindeki bir
sokaktan geçerken ölümüne da-
yak filan yememiş olmaktan te-
dirgin oluyorlardı. Onlar da ken-
di uydurduklan çocukça masal-
lar anlatııiardı:
- Bizım mahallede ölüm liste-
si yapmış faşistler. Listenın en
başında benim adım yazılıymış.
Bizim bakkalın kızının nişanlısı-
nın eniştesi ülkücü. O söylemiş.
Bakkal beni sever, o da bana
söyledi...
Bugün bir TV kanalında yo-
rumculuk yapan birinin ha bire
benzeri masallar anlatmasından
gına getirmiştik. içimizden biri
ciddi bir suratla dalga geçti:
- Yahu onu ben de duydum a-
ma, dedi, ölüm listesinde sen bi-
rinci değil, ikinciymişsin...
Ötekinin gözlerinde belli belir-
siz kıskançlık ışıklan çaktı:
- Birinci kimmiş peki?
Çok güldüydük. Ama alıştıy-
dık da... Ona ve çok sayıdaki
benzerine alıştıydık...
12 Eylül sonrasında iş daha da
sertleşti. işkence tezgâhlanna
yatınlanlann sayısı binlerle değil,
onbinlerie, gozaltına alınanlar
yüzbinlerle ölcülmeye başlandı.
Ama kör talih, bu piyangodan
da biletlerıne hiçbir şey çıkma-
yanlar oldu. 12 Eylül toz duma-
nı dağılmaya başladığında, ma-
salarda o karanlık günlerin soh-
betleri yapılırken, anlatacaklan
ya hiçbir şey yoktu ya da anlat-
maya değmeyecek kadar önem-
sizdi.
Bunu onuruna indirilmiş bir
darbe olarak kavrayan koca ko-
ca adamlar, kadınlar oldu. Gö-
zaltında geçırdikleri üç buçuk
saati tam üç buçuk günde anla-
tp gene de bitiremeyenler gör-
dük.
Güldüydük müldüydük ama
alıştıydık.
Ustelik hepsinin temelinde bir
'olumlanma özlemi' yatıyordu.
Çocukçaydı ama kırii değıldı.
Namuslu, yiğit, özgür ve aydın-
lık bir Türkiye özleyen, bunun için
çabalayan insanlann öldürül-
dükleri, dövüldükleri, tutuklan-
dıklan, işkence gördükleri, ha-
pislere atldıklan günlerde kendi-
ierinin dışanda bırakılmasına
tepkı duyuyorlar, "Ben de na-
musluyum. Ben de özgür ve ay-
dınlık bir Türkiye isteyenlerde-
n/m"demeye çabalıyoriardı.
Davranışlan onlan belki gülünç
kılıyordu ama kirli ve namussuz
değil.
• • •
Peki ya şimdi?
Adam çıkıyor ortalığa, kendini
"lejyoner - ülkücü - tetikçi" diye
tanımlıyor. Adını da saklamıyor
Abdullah Çetin. Gazetenin
renkli bir fotoğrafını basmasın-
dan da son derece hoşnut. Afili
bir poz veriyor. Başlıyor anlat-
maya:
- Uğur Mumcu'ya öldürenle-
re C-4 eğitimini ben verdim. O
bombanın fünyesiniben hazıria-
dım, Azerbaycan Dışişleh Baka-
nı'na düzenlenen suikasta ben
katıldım. Talimab Çatlı'dan, pa-
rayı bilmem kimden aldım...
Adam çıkıyor ortalığa, kendini
"uyuşturucu kaçakçısı - ülkücü
- evrak sahtekân - devletin özel
görevlisi" diye tanımlıyor. 'Ikinci
Çatlı" diye anılmak yiğitliğine
krem sürüyor ojsa gerek ki "Ben
birinci Yaşar Öz'üm" diye dü-
zeltiyor. Avrupa'yı adım adım bil-
diğini söylüyor, havası artsın di-
ye "Bilgi topladım" yerine "In-
formeyşın yaptım" filan diyor.
Ardından çıkıyor mahkemenin
karşısına, rahat, fütursuz, han-
diyse küstah:
- Evet, uyuşturucu ticareti
yaptım, ama aynntı veremem,
devletsımdır... Tabiitabii, evim-
de birsürü sahte pasaport, kim-
lik belgesi çıktı. Ama devlet sır-
ndır, söyleyemem... ElbetteAv-
rupa'da operasyon yaptım,
epeyadam hacamatettim, ama
devletsımdır, aynntı veremem...
Çok doğru, evimde ve üstümde
çok silah yakalandı, ama malum
devlet sım...
itirafçı çalıyor gazetecinin ka-
pısını, ötüyor, ötüyor, ötüyor...
Kaç kişiyi öldürmüş, kaç kişiyi
sorgulamış, kaç kişiyi kaçırmış,
kaç kişiden fidye almış. Ardın-
dan sıntarak soruyor:
- Gazetede fotoğrafım da çı-
kacak değil mi ağabey? Renkli
mi çıkacak ağabey?
Farkında mısınız, mizahın da
suyu çıktı. Bu artık mizah filan
değil. Bu kara mizah da değil.
Bu ne bu Allahaşkına? Bu ne
bu?
ÜGÜPOLtTİKA GUINLÜGÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Anımsayış...
Denize doğru uzanan o ahşap iskele, hemen öte-
sinde çakıl taşlanyla oynayan çocuklar, ağlannı top-
layan balıkçılar...
Ağacın duruşu esen yeli mi gösterir, yoksa uzun
soluklu bir acıyı mı?
Robert Graves'de yerin kımıldayışıyla uyanan
otlan mı yoksa çiçekleri mi seyrediyorsun, yoksa
yakaran gözlerinle Paul Eluard'daki sonsuz yalnız-
lıklan mı düşlüyorsun?
Hiç fark etmez sevdalı kadın, hiç fark etmez...
llhan Berk'in 'Avluya Düşen Gölge'siri\ okudun
mu?
Okumadıysan 'Adam Yayınlan'ndan çıktı, al he-
men...
Kayada büyüyen sen tepelerin sevdasını yakala
puslu bir ilkyaz akşamında. Ölümden konuşan ka-
ya ile tepenin suyu seyredişlerini izle...
Ellerini havaya kaldır, ben o küçük burnundan
öpeyim, yeşil gözlerinde tüm doğayı soluyayım...
Dıyeyim ki sana:
"Dinle
bak
yeryüzü
soluyor"
Her şeyi bağışlatan bir uzaklık, değişen mevsim-
ler benim iç evrenimi yansıtır...
Gün gelir yürekte hüzün de söner artık. Mutiulu-
ğun ve acıların olduğu yerde yeni bir aşk fılizlenir.
Ivan Bunin'in dizeleri belki Turgut Uyar'la se-
lamlaşır, Kemal Özer, Lorca'nın ürperen yıldızla-
nyla selamlaşır...
Oğulları öldürülen analar, Pantürkizmin Führe-
ri'yle kör akşamlarda çatışır. Savaştan söz açan
her fotoğraf gözyaşı damlasından fışkırır. Metin
Göktepe'nin annesi Fadime Hanım'ın buğulu göz-
leri Afyon Kalesi'ni deler...
Kılıç gibi keskin acı bir yanda, her şeyi kemiren
dünya öte yandadır... O saatlerde 'Cumartesı An-
neleri' bilinen mekânda gözyaşlannı kurutmaktadır.
Bense senin ceylan bakışına kanıp düşler ve
anımsayışlarla avunurum...
•••
Içim sıkılıyor, midem bulanıyor kimi zaman...
Bir faşist köpeğin salyalan arasında 1970'li yılla-
rı yaşadım dün gece.
Televizyon kanallannın birinde katillerin resmi ge-
çidini izledim...
Fırtınalı bir gecede umutlanm birden kayboldu,
gözlerim karardı...
Faşist ve şeriatçı olmak moda günümüzde...
Pantürkizmin Führeri'ne alkış tutmak, ona anıt-
mezar yapmak da yükselen değerlerin bir parça-
sı...
Işte bu yüzden sevdalanm eriyip gidiyor...
Ataol Behramoğlu'nun 'Kardeş fürküleri'ni
okuyorum, Mihail Lermontov'la teselli buluyo-
rum...
Ben de seviyorum yurdumu tuhaf bir aşkla!..
Soğuk suskunluğu yurdumun bozkırlannın, sınır-
sız dalgalanışını yurdumun ormanlarının...
Ve ben bunca bağırtının arasında sevdanın düş-
terini kuruyorum. Kara kelebekler arasında LOJT-
ca'nın düş zenginliğini kıskanıyorum... ,,„.
Tam bu sırada ışıklar sönüyor, çalgılar susuyor...
Ben olanca gücümle bağınyorum:
"Dinle, çocuğum ıssızlığı.
Dalgalanan ıssızlığı,
vadilerin kaydığı ıssızlığı,
yankılann olduğu ıssızlığı,
altnlan toprağa eğilten ıssızlığı."
•••
Denize doğru uzanan ahşap iskelenin yanında
çocuklaria konuştum uzun uzun, onlarla oyunlar
oynadım. Balıkçılarla 'kardeşliktürküleri' söyledim
geceler boyu...
Hidayet Karakuş'la buluşup bir lyonya gecesin-
de Yorgo Seferis'le rakı içtik...
Issızlıkta çimen kokulan vardı, ayın üstünde bu-
ğular...
Kirpiklerinde çiy damlalan ansızın...
Rüzgâr Midilli'den esiyordu ve o gece tüm iyon-
ya ayaktaydı...
Troya'nın yangınlannı, Sicilya'nın taş ocaklannı
anımsadık bız o gece...
Uyuşturucu çarşaflanna sanlmış insanlann su-
nacak hiçbir şeyleri yoktu...
Gazete haberleri, televizyonlardaki yorumlar be-
nim mutluluğumu alıp götürmüştü artık...
Aradığım sahte birdolunay değildi. Aradığım ko-
nuşmayan yıldızlar değildi...
Kokulan sevenlere bol bol dağrtacak yannlar ara-
maya çıktığımda Hekate'nin kurumuş rahibesine
kafatuttum...
Ruhumda vakitsiz sevişmeler, ruhumda hüzün
vardı...
Gün geldi yürekte hüzün de söndü. Düşlerim ve
anımsayışlanm benim oldu...
Akşamın alacakaranlığında bir kadın şarkı söy-
lüyordu. Akşamın alacakaranlığında bir kadının
gözlerinde ürkek bir kırgınlık görülüyordu...
Biliyor musun gözlerin bana yalan söylemiyor-
du!..
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (g Planet.com. TR
HİKMET CETİNKAYA
Hlıın Çtılmt»
PÖSTUNM
450.000 TL (KOV dahıl)
2. BASI
CIKTI
Ça§ Pazadama A.Ş. Yerebatan Caddesi Saikımsoğüt Sokak
No: S/B Cağetoğlu (stanbul Tel:514 01 95/96
Postaçekino.: 666322