25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 1997 PAZAR 12 HABERLER Bilim adamlan, Refah Partili milletvekillerinin kışkırtıcı demeçlerini değerlendirdi 4 Bu tavır politik ve akılcı değiP• SODEV Genel Sekreteri Aydın Cıngı, RP'nin kendi içindeki ikilemlerin kıskacında kaldığını ve hırçmlaştığını vurguladı. Cıngı, RP'nin talep ağırlıklı olan ve sistem dışı muhalefet isteyen kendi radikal tabanı ile son seçimlerde RP'yi tercih eden. tepki ağırlıklı olan ve sistem içi muhalefet isteyen seçmenlerinin arasında sıkıştığını ve şizofrenik bir yapı sergilediğini belirtti. BARIŞ DOSTER Refah Partisi (RP) yöneticilerinin son zamanlarda yaptıldan kışkırtıcı ve kamu- oyunu geren çıkışlannı değerlendiren bi- lim adamlan "RP'nin bu tavrı politik ve akılcı değil, psikolojik ve akıldışı. Böy- le davranarak hem radikal tabanları- nı diri tutmaya çalışıyor hem de gün- demi saptırıyorlar" diye konuştular. RP sözcülerinin başta 8 yıllık zorunlu temel eğitim ve MGK kararlan olmak üzere kamuoyunun duyarlı olduğu konu- larda, ortamı gerginleştrici ve kışkırtıcı demeçler vermelerinin nedenlerini de- ğerlendiren bilim adamlan, RP'lılerin bu tavnnın akılcı ve politik olmadığını söy- lediler. Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Aydın Uğur, RP'lılerin çıkışla- nna bilimsel olarak bir anlam veremedi- ğını belirterek, bu durumu RP'lilerin içinde bulunduklan psikolojik ortama bağladı. Uğur. "RP'liler imam-hatip liselcri. Kuran kursları. türban konusu, kılık kıyafet yasası gibi konularda kendi öz tabanlarını mcnınun edecek adımları şimdiye dek istedikleri oranda atama- dılar. Bir de bunun aksine, kendileri- nin açmadıkları, sayısını arttırmadık- ları imam-hatiplerden, Kuran kursla- rından dolayı suçlandılar. Yani RP, kendisinin değil, merkez sağın yaptığı işlerden de sorumlu tutulunca zaten hırçınlaşmaya uygun olan yapısı iyice sertleşti" diye konuştu. Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Genel Sekreteri ve siyaset bilimci Aydın Cıngı da RP'nin kendi içindeki ikilem- lerin kıskacında kaldığını ve hırçınlaştı- ğını vurguladı. Cıngı, RP'nin talep ağır- lıklı olan ve sistem dışı muhalefet isteyen kendi radikal taban' ile son seçimlerde RP'yi tercih eden, tepki ağırlıklı olan ve sistem içi muhalefet isteyen seçmenleri- nin arasında sıkıştığını ve şizofrenik bir yapı sergilediğini belirtti. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi tktisat Bölümü öğretim üyesi Yardımcı Doç. Dr. Yalçın Karatepe ise erken seçime dönük olarak tabanlanna tnesaj verdikleri öne sürülen RP'lilerin çıkışlannı ekonomik açıdan değerlendir- di ve piyasalarda erken seçım havası ol- madığını belirtti. Karatepe, hükümetin aldığı kararlara rağmen, ekonominin ken- di iç dınamiklen sayesinde ayakta kaldı- ğını v e hükümetin buna en ufak bir kat- kısı olmadığını vurguladı. CHP'li Adnan Keskin 'Erbakan pis işlerin hesabını veremez' • CHP. hükümetin hukuk dışı tutumunu kınamak amacıyla 'Beyaz İğne' kampanyası başlattı. Genel Sekreter Adnan Keskin, gerekirse 'çuvaldız batırma kampanyası' başlatacaklarını söyledi. ANKARA/İSTANBLL (Cumhuri- yet) - CHP. Susurluk kazası sonrası or- taya çıkan ilişkiler \e hükümetin hukuk dışı tutumunu kınamak amacıyla 'Beyaz İğne' kampanvası başlattı. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. "İktidar. iste- diğimiz seviyeye gelmezse önünıüzde- ki günlerde, "çuvaldız batırma kampan- yası" başlatacağız"dedi. Adnan Keskin, Ankara milletvekille- ri. Cankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen ve Ankara İl Örgütü'nün katı- lımıyla hükümetı uyarmak içın Güven- park'ta "Beyaz İğne Kampanyası" baş- lattı. Kampanyada konuşan Keskin, Meh- met Ağar ile Sedat Bucak hakkındaki dokunulmazlıklann kaldınlmasını öngö- ren fezlekelerin 2 aydır Başbakan tarafin- dan bekletildığine dikkat çekerek "Yar- gı organının yetkileri gasp edilmekte- dir. Yapılan, hiçbir pozitif hukuk ilke- siyle bağdaşmaz. Başbakan, bırakınız 25 kere, 35 kere de hacca gitse, kirli iş- lerin hesabını veremez" diye konuştu. Keskin. "İktidar. istediğiıniz seviye- ye gelmezse, önümüzdeki günlerde, •çuvaldız batırma kampanyası' başlata- cağız" dedi. CHP'lıler, Keskin'in konuşmasından sonra yurttaşlann yakalanna iğne taktı- lar. CHP'liler. kampanyanın bugün Is- tanbul'da. önümüzdeki günlerde de Ana- dolu'da sürdürüleceğini söyledıler. Bu arada CHP Şişlı Gençlik Kolu Ör- gütü Susurluk kazasıyla ortaya çıkan "si- yaset-mafya-devlet" ılişkilerınin unut- turulmaya çalışıldığı belirterek, dün Har- bıye'dekı Uğur Mumcu Anıtı önünde "Susurluk unutulmasın" başlıklı imza standı oluşturdu. CHP'nin tüm ilçe ör- gütlerince 2 gün süreyle düzenlenecek olan kampanyada toplanan ımzalar TB- MM Başkanı Mustafa Kalemli ile Ada- let Bakanı Şevket Kazan'a gönderile- cek. Laiklîk mjtingi 'Kadınız, güçlüyüz, Atatürkçüyüz' NAZ.Mİ AKDAĞ MERSİN - Kadın Platformu tarafın- dan düzenlenen "Laiklik ve Demokra- si" yürüyüş ve mitingı, çok sayıda kadı- nın katıhmıyla gerçekleşti. Mitingde "Kadını/, güçlüyüz, Atatürkçüyüz" slogam atıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği, CHP, İP, DP, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Ha- cı Bektaş Veli Kültür Derneği, Tabip Odası ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nce oluşturulan Mersin Kadın Platformu dün bir miting ve yürüyüş dü- zenledi. İstanbul Alanı'nda 11 .OO'de baş- layan yürüyüş süresince "Ne şeriat ne darbe, aydınlık Türkiye", "Türkiye la- iktir laik kalacak", "Kadınız, güçlü- yüz, Atatürkçüyüz", "Yaşasın demok- ratik mücadelemiz" ve "Emekçiler de- ğil, çeteler yargılansın" sloganlan atıl- dı. Platform adına konuşan CHP 11 Kadın Komisyonu Başkanı Döndü Babacan, laıkliğin yeniden tartışmaya açıldığına dikkat çekerek Atatürk devrimleriyle el- de edilen kazanımlann geri alınmak is- tendiğini vurguladı. Babacan şunlan söy- ledi "Bu özlemlerden yola çıkarak ağa- cı yaşken eğmeyi yeğliyorlar. Özellikle yoksul halk çocuklannı hedefliyor, kü- çük yaşlarda özel yurtlara yerleştire- rek Kuran kurslarında kul yaratma eğitiminden geçiriyorlar. Kadınlar ola- rak bizlere sağlanan bu kazanımlann korunması için olmazsa olmaz koşul olan laikliğe sahip çıkmamız gerekir."' rSrTOU-ER.{ Halk aydınlık eyleminde ısrarlı "Sürckli \\dınlık İçin Bir Dakika karanlık' kampanyası için önceki geceOkmeyda- nı Şark Kahvesi önünde toplanan \aklaşık300 kişilik grup, 'Okmevdanı Enıekçi Hal- kı'pankartı açıp ellerinde meşalelerle \ürüv üş yaptı, davul zurna eşliğinde halay çek- ti. Ülkedeki yolsuzlukları, çeteleri protesto eden grup, yürüyüş sırasında "Susma sus- tukça sıra sana gelecek", "Çeteler halka hesap verecek", "Susurluk devletin tükeni- şidir" sloganlan attı. Topluluk, protesto gösterilerini; Okmeydanf nın semtlerini so- kak sokak gezerek sürdürdü. Gösteriler, olaysız sana çjndi. (BERTAN AĞANOĞLU) H a l k , S u s u r l u k l a i l g i l i r a p o r u n u b u g ü n A n k a r a d a a ç ı k l ı y o r Eylemde izin gerginliği ANKARA/tSTANBUL (Cumhuri- yet) - Susurluk kazası sonrası ortaya çı- kan de\ let içi çete örgütlenmesine ilişkın olarak "halkın raporunu" açıklayacak- lannı belırterek bir araya gelen örgütle- rin oluşturduğu platform bugün .Ankara Kızılay'da basın açıklaması yapacak. Ancak Ankara Valiliği'nin, şeriatçı ve ülkücü eylemlere açık tutulan Kızılay'da eylem yapılmasına izin verilmeyeceğini açıklaması gerginlik yarattı. Özgürlük ve Dayanışma Partısı. HA- DEP, Demokrasi ve Banş Partisi. KESK. DİSK. TMMOB, TTB. TEB, Türkiye Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalan Bir- liği, Türkiye Diş Hekimleri Birlıği. Çağ- daş Gazetecıler Derneği, tnsan Haklan Derneği. Halkevleri, Mülkiyeliler Birli- ği. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Hacıbektaş Velı Kültür DerneSi adına yapılan açıklamada, Türkıye'nin yol ay- nmında olduğu vurgulandı. Susurluk ka- zasının ardından ortaya çıkan devlet içi çete örgütlenmesinin "kirli ve kanlı iliş- kilerde" yer alanlann skandala ilişkın soruşturmayı kapatmaya çahştıklan kay- dedilen açıklamada, "Son dönemde as- kerlerle karşı karşıya gelen RP, Susur- luk konusunda, ortağı DYP ve Tansu Çiller'i rehin aimıştır. Başbakan Nec- mettin Erbakan, Ağar ve Bucak hakkın- daki suç fezlekesini elinde bir koz ola- rak tutmakta, Çiller'in yolsuzluklan- nı örtmekte ve bu yolla iktidardaki ye- rini korumaya çalışmaktadır" denil- di. Ankara dışından gelen demokratik kit- le örgütleri, meslek birlikleri ve sıyasi parti temsilcileri saat 11.OO'de Hipod- rom'da bir araya gelerek Kızılay'a yürü- yüşe geçecekler ve saat 13.OO'te Kızı- lay'da basın açıklaması yapacaklar. Şeriatçı ve ülkücü gösterilere açık tu- tulan Kızılay'ın, bugünkü eylem için ka- patılacağının açıklanması gerginlik ya- rattı. Ankara Valiliği'nce yapılan yazılı açıklamada. bugün yapılacak basın açık- lamasının izinsiz olduğu belirtilerek yurttaşlara "mağdur olmamalan" için eyleme katılmamalan uyansında bulu- nuldu. Programın hazırlayıcılarından olan ÖDP'nin Genel Başkan Yardımcısı. ey- lemin yürüyüş ve miting değil, basın açıklaması olduğunu belirterek şeriatçı eylemlere göz yuman valiliğin uyansmın anlaşılmaz olduğunu belirtti. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu da bir yazılı açıklama yaparak çetelerin devleti, tarikatlann da toplumu yapılan- dırmaya devam ettiğini belirterek, dev- letin devletin illegal yapılann ve işlerin gölgesinden kurtuluncaya kadar çabala- nnı sürdüreceklerini bildirdi. Oğrencilere gözaltı İstanbul Üniversitesi Öğrencilen Ko- ordınasyonu'ndan 150 öğrenci, dün sa- bah 09.30'da Susurluk'a gitti. Taksim'de Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önün- den kaldınlan 2, Kadıköy'den de 1 olmak üzere toplam üç otobüsle yola çıkan öğ- renciler, saat 14.30'da güvenlik görevli- leri tarafindan durduruldu. Saat 18.00"e kadar otobüslerde bekleyen öğrenciler- den bir bölümü. daha sonra Bursa-Balı- kesir karayolu üzerinde Susurluk'a gir- melerinin engellenmesini protesto etmek için slogan attılar. Güvenlik güçlennin müdahalesi ile 14 öğrenci gözaltına alın- dı. Öğrenciler, kimlik tespitinin yapıl- masının ardından serbest bırakıldılar. Öğrenciler daha sonra basın açıklaması- nı yapamadan Susurluk'tah aynldılar. Bu arada Aydınlık İçin Yurttaş Girişi- mi, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak hak- kında Erbakan tarafından bekletilen do- kunulmazlık fezlekelenni yann TBMM Başkanlığı'na postayla gönderecek. Ay- dınlık İçin Yurttaş Ginşımf nden yapılan açıklamada. "14 Nisan 1997 pazartesi günü saat 11.30'da İstanbul Galatasa- ray Postanesi'ne giderek, TBMM İç- tüzüğüne aykın bir şekilde Başbakan Erbakan'ın çekmecesinde bekleyen dokunulmazlık fezlekelerini 'aidiyeti cihetivle" Meclis Başkanı Kalemli'ye postalayacağız" denildı. Sosyalist İktidar Partili bir grup da dün akşam Taksim Meydanı'nda basın açık- lamasında bulundu. "Susurluk'taki ka- zayla ortaya dökülen kirli ilişkilerin örtbas edilmesine izin verilmeyeceği" belirtılen açıklamada. DGM'de açılan davanın \ddianamesinin göstermelik ol- duğu ileri sürüldü. Çevik Kuvvet'e bağ- lı polislerin geniş güvenlik önlemi altın- da gerçekleştırilen açıklamadan sonra göstericilerin yürümesine izin verilme- di. Yaklaşık 50 kışılik grup. açıklmanın ardından sessızce dağıldı. Barış için imza kampanyası • Avrupa'da 10 Aralık 1996 tarihinde başlayan kampanyanın sona erdiğini belirten Eşber Yağmurdereli, banşın Türkiye'de tartışılması için çalıştıklannı vurguladı. İstanbul Haber Servisi - 'Banş İçin Bir Milyon İmza Kampanyası na des- tek veren partı. sendıka ve sivil toplum kuruluşlan çeşitli yerlerde standlar aça- rak imza topladılar. Kampanya çerçeve- sinde Avrupa'da toplanan 100 bin imza- yı teslim alan Türkiye sözcüsü Eşber Yağmurdereli, "Türkiye'nin barışa ihtiyacı var ve olmaya da devam ede- cek" dedı. Toplanan imzalar, 17 Ma- yıs'ta TBMM'ye teslim edilecek Banş İçin Bir Milyon İmza Kampanyası, içın Avrupa'da toplanan 100 bin imza dün Martı Sanatevi önünde açılan standda Türkiye sözcüsü Eşber Yağmurderelf ye teslim edildi. Avrupa'da 10 Aralık 1996 tarihinde başlayan kampanyanın sona er- diğini belirten Eşber Yağmurdereli, ba- nşın Türkiye'de tartışılması için çalış- tıklannı vurguladı. Almanya'dan 10 ki- şilık bir heyetle imzalan getırdiklenni belirten Necati Şen ise kampanyanın bit- mesine karşın ımzalann hâlâ toplandığı- nı kaydederek, "Almanya'dan 60 bin imza yolda. İngiltere'den de 10 bin im- za gelecek" dedi. Özgürlük ve Dayanış- ma Partisi (ÖDP), Demokratik Banş Par- tisi DBP), HADEP, Almanya Yeşiller Partisi de kampanyaya desteklerinin de- vam edeceğini bildirdi. HADEP İstanbul 11 Örgütü de Istan- bul'da 25 ilçede ve 3 ana bölgede "Ba- nş İçin Bir Milyon İmza Kampanya- sı" için imza topladı. Ses Sanatçısı Ferhat Tunç'un da ka- tılarak destek verdıği Taksim'deki imza kampanyasında konuşan HADEP İstan- bul İl Yönetim Kurulu üyesi Eşref Do- ğaner. yoldan geçen herbeş kişiden üçü- nün kampanyaya katıldığını belirterek, "Çetelerin kol gezdiği ve anti-demok- ratik uygulamalann sürdüğü bu or- tamda banş istemekten daha güzel bir şey olamaz" dedi. Bazı siyasi partiler, dernekler ve sivil toplum örgütlerince "Güneydoğu'daki savaşın bitmesi için" başlatılan kam- panya sonucunda toplanan imzalar, oluş- turulacak bir heyet tarafından 17 Ma- yıs'ta TBMM'ye teslim edilecek. HADEP İstanbul ll Yönetim Kurulu üyesi Eşref Doğaner, Taksim'de her beş kişiden üçünün imza kampanvasına destek verdiğini söyledi. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Bana, Okur Sağınlar Bakıyor! Yaşamım boyunca, sayrılandığımda, okur sağınlar (doktorlar) baktı diyebilirım. 1960-61 yıllanydı, Sağlık Bakanı Dr. Ragıp Üner'le (1914-1994) gazete için bir gö- rüşme yapmaya gıtmiştim. Oksürüyordum. Sorulan sormaya başlamadan bana: - Sen, önce bir soyun bakayım! dedi, sen saynstn (hastasın). Gömleğini giydi, dinlemeaygıtlarını çıkardı. Şaşıp kal- mıştım. "Soluk al, soluk ver" diyerek benı bir güzel din- ledi. Bazı ilaçlar verdi. Bir de reçete verdi. Soaılanmı so- rup yanıtını aldım gazeteye döndüm. Ragıp Bey'le son- ra çok dost olduk, bana Nevşehir'e gidince fıçıda şarap getirirdı. Başımız sıkıştığında dost sağınlan arardık. Engin Ton- guç, Ceyhun Atuf Kansu başta gelirdi. Ceyhun Bey, Eylem'le Özlem'in çocukluklarında aşılarını yapar, pa- ra ne almazdı! Konya'dan tanıdığımız Refet Erten de öyle. Can insanlardı. 1977 yılı Mayısı'nda, Bülent Ecevit'in Aydın toplan- tısını izlemek içın izmir'e gitmiştim. Gazetecılere, Iz- mir'de Efes Oteli'nde yerler aynlrnıştı. llk kez Efes'te ya- tacaktım. Komşumuz Albay Sait Kaya'nın eve gitme önerilerini "Ecevit basın toplantısı ne yapar, oteldenay- nlmam doğru olmaz!" diye reddettım. Yukanya odama çıkıp hemen bir duş almalıydım. Odaya girdim. soyunup banyoya adımı atar atmaz, ayağım kayıp düştüm mü, sol gözüm kurnaya çarptı. Kan fışkırmaya başladı. Ken- di kendime: - Bu bana yapılır mı? diye söyleniyordum. Banyoda daha önce yıkananlar. şampuanlarla, çeşitli yağlı şey- • lerle, banyoyu ayakta durulmazdurumagetirmişler.lve-' di giyindim. Sol gözümü kâğıtla kapadım, ama kan akıp duruyor. Aşağıya inince oradakiler telaşlandılar. Süley- man Genç, o zamanki Gültepe Belediye Başkanı Ay- dın Erten (o bir süre önce öldü), beni alıp bir eczaneye götürdüler. Eczacı: - Böyle biryaraya ben elsüremem. Hemen birsayn- evine götürün! dedi. Arkadaşlanm, beni bir özel saynevine götürdüler. Ora- da sırada bekleyen saynlar (hastalar) vardı. Biri: - Bu, dedı, Cumhuriyet'ten Mustafa Ekmekçi, yann Ay- dın 'a gidecek. Olanağı varsa, bir an önce bakar mısınız? - Peki, elimızdeki ameliyat bitsin, onu alalım, dedi iki genç sağın. Sıra gelince, yatirdılar oracığa. Gözüme bir şey olma- mış, ancak sol gözümle kaş arasında derin yara açılmış- tı. Oraya dikiş atılacaktı. Sağınlar konuşuyorlardı: - Bu bölgeyi biraz uyuştursak mı? - Yok canım, oyazılanyazan adam, buncacıkacıya da- yanıri Yattığım yerden, "Uyuştunın!" diyeceğim, sesim çık- mıyor. Uç mü, dört mü dikiş attılar. Bin: - Bir dikiş daha atalım, biraz estetik olsun! diyordu. Dikişier atıldı, gözüm pamukla kapatılıp bantlandı, sı- ra borcumuzu ödemeye geldi. Sağınlardan biri: - Ben ıpliğievden getirmiştim, onuyazmayalımt dedi. Sonunda, yüz elli lira hesap çıkarıldı, genç sağınlar emeklehnin karşılığını almamışlardı. Ertesı günü 29 mayısta Aydın'a gittik. Ertan Ünver'le ilk orada tanıştık. O genç sağınlann adlannı unuttum, a- ma olayı unutmadım. 1988'in 23 Aralığı'nda bir trafik kazasında sağ kolum üç yerinden kınlmıştı. Yeğenım Mustafa Çınar, 'Güven Saynevi'nde yürek ameliyatlan yapıyordu. Fılm çektiler, sanp sarmaladılar, alçılar içine aldılar. Daktıloda yazı ya- zamıyordum. Bir gün, gazeteci arkadaşım Cemalettin Ünlü. çıkageldi. Elinde daktilosu: - Ben senın panvaktann olmaya geldlm, sen söyle benyazacağım! dedi. Koca Cemalettin, o son yıllannda Kıbrıs'a gitti, orada gazetecilik yaparken öldü. Herkes bir şey öneriyordu. - Bol paça yesin, paça jelatinli olduğu içın kmktar ko- lay kaynari Ben de paçayı seviyorum, ancak bol paça yıymce yü- reğime dokundu. 1989 yılbaşında yüreğimin çalışması bırden bozuldu. Yılbaşı gecesini Ibnı Sina Saynevi'nde geçirdim. Orada herkes, yılbaşı geçiriyordu. Yerde por- takal kabuklan, bira şişeleri. Kim bakardı bana? Görev- li ördek bile vermedi. "Kalk, kendin al" diyordu. Oysa, ilk dört saatte, çok şey yapılabilirmiş. 23 gün ölümü bekleyerek yattım. Ölmedim! Rıdvan Ege de, kolumun kınğına bakıyordu. O daha biçimli bir şeyler yaptı. Yüreğımi, Güneş Akgün denet- liyordu. Güneş Akgün, Cumhunyet okuruydu, genç sa- ğınlar da bana çok iyi baktılar. Orada 23 gün yattıktan sonra, Cumhuriyet beni Hollanda'ya gönderdı. Orada "anjiyo" oldum. ama ameliyat yapamadılar. "Masada kalırmışım!" llaçlarla iyıleşecektim. Üstüne üstlük bir de, bir atardamarda gevşeme şişkinliği (anevrizma) vardı. Yüreğimde dinamit taşıyordum! Rıdvan Ege'ye gıdip gelırken, kınk-çıkık bölümünde atkımı unutmuştum. Telefon ettım, Rıdvan Ege, nereden bilsindi, atkımı. Her karşılaşmamızda, elımı boynuma götürüyor, "Ne oldu, bızim atkıya?" diye takılıyordum. Geçenlerde, bir paket içinde güzel bir atkı geldi, bir de not: Prof. Dr. Rıdvan Ege, kartında şöyle yazıyordu: "Muhterem üstadımız, Sayın Mustafa Ekmekçi, Dün Londra'da gezinirken bir atkı (kaşkol), sanki 'Ben Mustafa Beyefendi'ye aitim' dergibi geldi bana. Saygı- lanmla." Sağın okurlar daha çok, bunlann arasında Prof. Şi- nasi Yavuzer, beyin cerrahı Prof. Yücel Kanpolat, Ha- cettepe'den Prof. Sım Kes, Izmir'den Prof. Veli Lök unutmadıklarım...Yücel Kanpolat'ın değişik bir görüşü var; bana hiçbir zaman saynevinde bakmadı, muaye- neevine çağırdı. Şöyle dedi: - Saynevinde sana dostum gibı bakanm; oysa muaye- ne evimde bir saynm (hastam) gibi bakanm! (Çarıklılar kitabında Prof. Kanpolat'la bir söyleşi var.) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ Yüksükotundan özütlenen ve kalp hastalıklannda kullanılan madde. 2/ Osmanlılar'da gecebekçisi... "Ey — sen ol mehli- kâdan mı gelırsin" (Nabı). 3/ Çelik çomak oyununa ve buoyunda kullanı- lan değneğe veri- len ad... Ankara yakınlannda lcü- çük bir göl. 4/ Tu- zağa düşürülen şey... Kap ağırlıgı. 5/ Siyah ve iri ta- neli bir üzüm cinsı. 6/ Ke- di ya da köpek yavrusu... Birnota. 7/Antalya'nıntu- 3 ristikbırilçesi...Birinedo- 4 kunsun diye söylenen söz. 8/"Gızh-~":MelihCev- det Anday'ın romanı... Cstü toprakla örtülü saman yığını. 9/ lyiye yonılur ol- 8 YUKARTOAN AŞAĞIYA: 9 1/Birzekâoyunu... Arap abecesinde bir harf. 2/Hıristiyan... Eskı dilde bağırsaklar. 3/ Tepkılı uçak... Kum falı. 4/ Du- man lekesı... Iskambildeki karorengıne verilenbirbaşkaad. 5/ "Hile yapan, hileci" anlamında eskı sözcük. 6/ Su geçir- mez kumaştan yapılan bırçeşıt sporceket... Olumsuzluk be- lirten bir önek. 7/ Zayıf, kuru, sıska... Eskı Türkler'de top- lumsal ve örgütsel içenklı büyük zıyafet. 8/ Ustü kapalı o- larak anlatma... "Acele, ivedi" anlamında kullanılan yerel sözcük. 9/ Nesne, şey... Eskiden toprak ürünlerinden onda bir oranında alınan vergı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear