22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30MART1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA KIJLTUR 15 Yangının durduramadığı Tiyatro Stüdyosu, küllerinden yeniden doğınak için destek anyor 'HfeterTl>itti; mücadele sürüyor DUYGU DURGUN Geçen yıl mart ayında "kendi evlerinde' perde açacaklardı. Olmadı. Sinema salo- nundan dönüştürdükleri tiyatro sahnesi, ye- ni oyunlan 'Hkteri'nın provalannın sürdü- gü günlerde apansız geliveren bir yangın- la kûl olup gıttı. Sahneyle bırlikte 6 yılın emeği de bır çırpıda yok oluverdi. O gün bugündür Tiyatro Stüdyosu 'bir şeylere rağmen' yapılan sanatın mücadele- sinı verdi: \ermeye devam ediyor Ahmet Levendoğlu, Zuhal Otcay ve Hahık Bilgi- ner'in kurucusu olduklan Tiyatro Stüdyo- su, Türkiye'de 'suya yazüı' tiyatro sanatı- nm bınbir güçlüğe rağmen yapılabıleceğı- ni bir kez daha gözler önüne senyor. Ku- ruluşundan bu yana 'Aklatma', 'Derin Bir Soluk Al', 'Çöplük' gıbı nıtelikh yapımla- raımzaattı Tiyatro Stüdyosu Çağdaşyer- lı ve yabancı yazarlann yapıtlanyla seyır- ciyı buluştururken; oyunculuktan tasanma dek her türlü unsurda kalitenin altını çizdi. Üsküdar Odeon Sineması'ndakı yangın, Tiyatro Stüdyosu'nun 6 yıllık geçmişinde gelıp geçen en önemli badireydi Yangın, umutlan yok edemedı kuşku- suz. İstanbul'da tam yedı sahrıede buluştu, Terry Johnsonın kara güldürü nıteliğin- dekı çarpıcı yapıtı. Ankara ve tzmır'de ikı kez olmak üzere toplam 17 kentte 19 tur- ne gerçekleştırdı: 40 bin seyircmın karşı- smaçıktı. Bugünsaat 15.00"te lOl.veson kez İTÜ Maden Fakültesı'nde 'perde' di- yecek 'Histeri' Ancak Tiyatro Stüdyosu'nun özveriyle, tutkuyla. cesaretle sürdürdüğu tiyatro serü- venı bıtmeyecek. Ahmet Levendoğlu'nun dabelirttiğı gibı, "külotan tiyatro,Zümrü- düanka örneği. küllerinden yeniden doğa- cak; Tiyatro Stüdyosu. bu doğumu gerçek- leştirmekte karariT 'Histeri'nın oyuncu- ları Zuhal Olcay, Haluk Bılginer, Celal Perk. yapıtın çe\ irmenı Ahmet Levendoğ- lu \ e oyunun tasanmma emeğı geçen Duy- gu Sağıroğlu ıle yangını ve yangın sonra- sını konuşurken, bu kararlılıga tanık olduk. - Yangından bu yana neler oldu; yangın neieri alıp götürdü? HALLK BtLGtNER - '96nın başında provalara başlamıştık. 7 martta çıkan yan- gın. ne yazık kı yenı salonumuza yerteşme umutlanmızı gecıktırdı. Ancak şu anda da evimıze yerleşme çalışmalanna başlaya- mıyoruz, çünkü Üsküdar Belediyesı salo- nun ışletmecısı AÇOK'a tahliye davası aç- tı. Bu davanın sonuçlanmasını beklıyoruz. - Dava neden açıldı? BİLGİNER - Açıkçası çok iyi bilrmyo- ruz. Yangından sonra belediye AÇOK'a 'Çıkm buradan' dedı. Oysa^ AÇOK'un 2004 yılına kadar orada yap-işlet-devret artfa$tnası var angın, umutlan yok edemedi... Terry Johnson'ın kara güldürü niteliğindeki çarpıcı yapıtı, îstanbul'da tam yedi sahnede buluştu, Ankara ve tzmir'de iki kez olmak üzere toplam 17 kentte 19 turne gerçekleştirdi; 40 bin seyircinin karşısına çıktı. Bugün saat 15.00'te lOl.veson kez ÎTÜ Maden Fakültesi'nde 'perde' diyecek 'Histeri'. - Yangın sonrasında umutsuzluğa düştü- ğünüz oldu mu hiç? ZUHAL OLCAY - Yangından dolayı sarsıldık doğal olarak, ama çabuk toparlan- dık. Bir an önce oyunu çıkardık. Her ne pa- hasına olursa olsun, oynamamız ıçin gere- ken koşullan oluşturmaya çalıştık. BtLGtNER- Tiyatro Stüdyosu'nun ku- rulduğu günden ben en önemli özellikle- nnden bın haline geldı umudu yıtırmemek. Türkiye'de akla gelebılecek her şey geliyor başınıza. Ama bütün bunlara rağmen umu- dumuzu yıtırmıyoruz. - Zorluklann motive edki etkisi oluyor befldde. BtLGtNER- Daha çabuk yaşlanma, sı- rur katsayısı artışı gıbi etkıleri oluyor elbet- te! OLCAY-Bır v. . , a^\onne- denlen devlete rağmen sanat yapmak gibi nedenler olmamalı. Türkiye'de sanatçının tanımmm çok iyı yapılması gerekiyor. Her önüne gelenın ortaya sanatçı olarak çık- ması üzücü. Bunlar, motive eden değil: üzen nedenler. Ama bizım en büyük avun- tumuz, sevincimız Tiyatro Stüdyosu \e 'Histeri'nın bütün olumsuzluklara rağmen elde ettiğı başan. Zorluklar karşısında bı- le bu kadar başanlı olabiliyorsak. dernek koşullar ıyileşince daha neler yapılabılir. - Koşullar nasıl değişecek: sponsor des- teği konusunda sorun \aşı\or musunuz? BİLGtNER- Sponsorluğun şımdikı gı- bı gelışigüzel değil. sistemlı olması gerek. Devlet artık bu konuda hiçbir şey yapmı- yor. AHMETLEVENDOGLl - Sponsorlu- ğu yapanlar daha popüler alanlara yöneli- yorlar. Konserler, klipler, kitle kültürü bağ- îamına gıren konular. Tiyatro sponsorlar ıçin bir ılgi alanı oluşturmuyor. BtLGtNER- Sponsor, yaptığına bır rek- lam aracı olarak bakıyor hâlâ. Oysa bu mantığın çıkış noktası, 'Ben topluma olan borcumu nasıl ödeyebüirim?' olmalı. O ba- kış hâlâ tam yenne oturmuş değil. LEVENDOĞLU - Devlet desteğı 17. yı- lına giriyor. Ancak devletten alınan para, bır prodüksıyonu çıkarmaya yetmediğı gi- bi, o prodüksiyonun ancak dörtte birini kar- şılayabiliyor. BtLGINER - Ancak Tiyatro Stüdyo- su'nun geçirdiği yangından sonra, gerek tiyatrocu dostlanmızdan gerekse kurum- lardan yardımlar oldu. Yapı Endüstnsı Ku- rumu Başkanı Doğan HasoL, malzeme yar- dımmda bulundu. Ne yazık ki 5 milyar li- ra tutanndaki bu malzeme bugün binada öylece duruyor. Davanın sonuçlanmasını beklıyor. - Buradan aldığuuz destek sakmun ona- nnuna yetecek mi? BİLGİNER- Hayır, onun içın işi sahip- lenecek büyük bir holding ya da markanm sponsorluğuna ihtiyaç var. - Yangm sonrasındaki yardımlar ertesin- de aldığuuz moral destek bugün desürüyor mu: yoksa bu olay da kanıksandı mi? LEVENDOĞLU - Türkiye'de herkes, ülkenin işlemeyen mekanizmalannın der- dinde bugün. Bu süreç içinde bir yıl önce olmuş bir yangın unutuluyor elbette. Ama bız, yangın sonrasında dostlanmızdan al- dığımız desteği unutmuyoruz. - Geleceğe bakarsak: bundan sonra Ti- yatro Stüdyosu nasıl sürdürecek tiyatro ça- "basını? LEVENDOĞLU - tlk sorunuza döne- rek yanıt vereyım. Istanbul 'da 7 ayn salon- da oynadık. Rekor sayıda turneler yaptık. 100. oyunumuzu sahneledik. Dün de (27 Mart) Dünya Tiyatrolar Günü'nde, gerçi bız dırekt olarak mahkemelik değiliz ama, kullanmayı umduğumuz salonun ışletme- cısi olan AÇOK'a Üsküdar Belediyesı ta- rafindan tahliye davası açıldı... BİLGİNER - Dünya Tiyatrolar Gü- nü'nde, Türkıye mahkemelerinde böyle bir dava görüldü! Bu, trajık ve komık bır anı olarak kalmalı. LEVENDOGLL - Bu davanın sonuçla- nacağını ve kısa bir süre sonra salonumu- za yeniden kavuşmayı umuyoruz. Gerçi şımdiye kadar Tiyatro Stüdyosu'nun ken- dine aıt bir evı olmamıştı. Şimdi olmak üzereyken elimizden kayıp gitmesi ağn- mıza gidiyor. DUYGL' SAĞIROĞLU - Tiyatro Stüd- yosu'nun önceki oyunlannda dadekor yap- tım, ama hiçbir oyundan bu kadar çok söz eden, 'Nerede, ne zaman sahneleniyor' di- ye soran ınsana rastlamadrm. Yangın ol- masaydı daha çok seyircinin oyuna gelmiş olacağına eminim. Bu salon sorunu. oyu- nun gerçek potansıyelini bulmasına engel oldu. - Peki,bütünbunlara rağmentiyatroyap- mak, desek? LEVENDOĞLU - Atlatılan badırelen, yaşayanlar bılir. Hem oradan oraya göçe- be gibi dolasmak hem de maddı manevi güçlükler, sayfalan doldurur. Türkiye'de gerçek anlamda sanat yapanlar -gerçi gös- teri dünyasındaki her şey sanat olarak ad- landmlıyor artık günümüzde- zorluklan aşmak zonmda. Bu gerçeğı kabullenerek çalışmayı sürdüreceğiz. '• .ııt. : Uç kadın, bir aşkMURATOZER Festıvalin ikinci günü... Birbaş- yapıtın bütün özelliklerini üzerin- de toplayan PeterGreenawsıy fîlmi "Drowning by Numbers - Sayılar- da Boğulmak". günü kurtarmaya yetıp de artacak bır ustalık göste- nsı. Sinema dünyasmın en aykın yö- netmenlennden bıridir Peter Gre- ennaway. Resim eğitımi gören sa- natçı. ressamlık özelliğini sinema- sına yansıtmakta da alabildiğine başanlıdir. Uzun süre kurgucu ola- rak çalışmasının getırdiği "sinema duygusu"nu bu yanıyla örtüştürüp yanına bır de edebı kışiliğin koyan Greenaway, 1982'den bugüne ka- dar çektiğı filmleriyle "farkh" bir sinema anlayışının takıpçisi (belki de öncüsü) olmuştur. Istanbul Film Festivali izleyıci- sinin yakından tanıdığı yönetme- nın hemen hemen bütün filmleri bu festıvalde göstenlmış ve ızleyi- cinin sıcak ilgisıyle karşılanmıştır. Ticari sınemalarda ise bu yıla ka- dar yalnızca "The Cook, The Thi- af, His Wife and Her Lover - Aşçı, Hırsız, Kansı ve ÂşığT (1989) yer bulabilmiş, onun da ulaşrjğı izleyi- ci sayısı beklenen düzeyde olma- rraştır. .Ama yönetmenin son filmi "The Pillow Book-Tuval Bedenkr" (1996), izleyicıden de belli bir ilgi görmeyi başarmıştır.. "Sayüarda Boğulmak". tipik Freenaway öykülerinden birini an- latıyor.. tngiltere kırsalının güzel- liklennden nasibinı fazlasıyla al- mış bir yerde yaşayan üç kadınla tanışınz; hepsinin ismı de Cissie Colpitts'tır. Bunlar. bir ailenin üç kuşak temsilcileridir, büyükanne, anne ve kız. Yaşamlannın gidişa- tmdan memnun olmayan bu üç ka- dın, sırayla kocalannı suda boğa- rak öldürürler. Yerel adli tıp görev- lisi Madgett'ın üçüne bırden umut- suzca âşık olması, onlan yürekkn- dirmış ve suçlannın cezasız kala- cağına olan ınançlannı arttırrruş- tır... 1987 yapımı Greena\vay başya- pıtı "Sayılarda Boğulmak", Joan Plowright Bernard Hill. Juliet Stephenson v e Joely Richardson' ın mükemmele varan oyunlanyla de- ğerlenen "karmaşık'" bır film. ln- sanlann yaşamlan boyunca bırbır- lenne oynadıklan oyunlan odağa yerleştiren Greenaway. sonuç ola- rak bir kez daha özellikle kendi si- nemasının tutkunlannı tatmin ede- cek bir yapıta soyunmuş. Yönetmenin "kompteks" karak- terlerine alışkınsanız, bu filme de yaklaşmanız kolay olacak. Ancak ilk Greenaway filmınizse biraz "bocalamanız" mümkün. (118 dakika). Zaman içinde bir yolculuk... SUNGUÇAPAN Sinemaseverlerin en son üç mev- sim önce, sınemalarda gösterilen 'Kelebek Avı'yla hatırlayacağı Gür- cü sinema ustası Otar Ioseüani'nin. Dünya Festivallennden bölümünde yer alan, son Venedik festivalinde jüri büyük özel ödülü kazanmış 'Haydutiar-7.Bölüm'ü de pazar gü- nünün ılginç fılmlerinden biri. Hollywood sınemasının 1980'lerdeki popüler 'Back to the Future 1 sensıne nazire yaparcası- na, o beylik 'zaman içinde yolcu- luk' teması çevresınde dönenerek lafı gediğine oturtan, eğlendirici, humoristik bir politik mesel niteli- ğindeki 'Haydutlar', Ioseliani usta- nın bu kez ülkesinin tarihteki fark- lı dönemlenne baktığı, farklı bır deneme. Önce zengin bir ülkenin, zamanının çoğunu savaşta geçiren, dalkavuk saray erkânıyla birtakım yağcı ve yalaklann çevresini sardı- ğı, becenkli kralı Vano'nun öykü- Melekler arasında Gorbaçov da var CUMHUR CANBAZOĞLU 'Bertin ÜzerindeGökyüzü'nden (diğer adı Berlın Gökkubbe) yedi yıl sonra Wenders'in yme Berlin semalannda melekler uçurduğu 'Ne Kadar Lzak O Kadar Yakın' (1993) bu- gün Reks'te gösterilıyor. tlk fılmde melek olarak bıraktığımız Wen- ders Cassıel'in (OttoSander) sevgilısi Rap- haela'y la (Nastassia Kinski) güçsüzlere yar- dımda bulunduğu sahnelerle açıhyor fıhn. Ardından, Cassiel balkondan düşen küçük bır kızı kurtanp Karl Engel adıyla insana dönüşüyor ve ılk filmin 'insan melekleri' Bruno Ganz ve Peter Falk'a arkadaş geliyor dünyaya. Bu arada kısa bir bölümde eskı Sovyet lıden Gorbaçov'u yaşamın aşkla an- lam kazanacağını söylerken ızlıyoruz (Wen- ders uzun uğraşlardan sonra Gorbaçov'u ka- mera karşısına geçmeye ıkna edebilmış)... 1993'te Cannes'dan özel jüri ödülü çıka- ran Ne Kadar Uzak O Kadar Yakın'ın duy- gulan yakalamadakı başansını diyaloglarda gösteremeyen. ilk filmdekı şiirsel dili fazla yakalayamayan bir çalışma. Basının filmin gösterime çıktığı dönem- de. başroldeki melek Karl Engel'in adına çok takıldığını. NVenders'in de asla politıka- ya bulaşmak ıstemediğıni, Karl Marx ıle En- geb'ı bır arada vermeyi hiç düşünmediğinı her fırsatta tekrarladıfını anımsıyoruz. 70-80'lı yıllarda Alman sinemasınm ye- niden doğuşunun sımgesı olan VVenders'in Katolik yapıyı ve ahlaksal değerleri ıncele- meyi iyıce yoğunlaştırdığı bir film olarak geçtı sinema tarihine Ne Kadar Uzak O Ka- dar Yakın. İse rock'n'roll kültürü ve Ameri- kan sınemasının derin görsel etkısıyle baş- layan bir yönetmenin kalkıp Tann'nın dün- y ayı boş\ erdiğıni, bunun nedenının ınsan ol- duğu gıbi birtema üzerinde gitmesi Wenders için çok ilginç bir adım bizce. Film boyun- ca ortaya koyulan "Dünyayı degiştirmck için dünyanın görüntüsünden başlamak gerek" sloganı izleyicıden fazla destek görmese de fazla ağır eleştırilere uğramayan ve normal bir gışe tırajı yapan filmin yüzakı sahneleri, duvardan sonraki Berlın'den toplanan ızle- nimler. Bu filmden önce Angela Holtsch- midt'ın 'Senin Mavi Gözün' (Deın Blauges Auge) adlı 6 dakıkahk kısa filminin gös- tenleceğıni de ekleyelim. sünü anlatıyor Ioseliani, esprili ve çağımıza göndermelerde bulunan. bildik taşlamacı ve işbitirici tarzry- la. Savaşa giderken, sevgilisıyle her an mercimeği fınna vermeye hazır kraliçe kansına mecburen taktığı bekâret kemennin ışe yaramadığı, ele geçırdiğı savaş ganımeti kıza da tecavüz eden kralı, daha sonra Stalin dönemindeki çevirdiğı üç- kâğıtlar sırasında ve Sovyetler Bir- liği'nin dağılmasından sonra orta- ya çıkan, etnik savaşla darmadağın olmuş, hain sniper kurşunlannın dehşete boğduğu, mafyanın da ha- bire semırdigi. günümüzün patla- maya hazır bir volkanı gibi Kaf- kasya bölgesındeki karmakanşık manzarası içinde izleriz, harala gü- rele koşuştururken ve ayakta (ha- yatta) kalabilme mücadelesi verir- ken. Otar Ioseliani'ye özgü, keskın gözlemci ve iğnelemeci, hınzır bır masalcı dede yaklaşımıyla kotanl- mış, 2 saatlik bu Rusya, Fransa, Italya, Isviçre ortak yapımı, kendi- ne özgü atmosferi ve kara mizahıy- la seçkinleşmiş Ioseliani fılmlen- ni özleyenler için ideal seçım. Iş- kence sekansı gibi kimi akılda ka- lıcı bölümleriyle anımsadığımız, baştan sona hinoğluhmce bır gül- mece duygusunun eksik olmadığı bu Ioseliani tarzı, geçrnişe ve günü- müze yolculuk meselinde, Amiran AmiranaşviH, Dato Gogibeda^vili, Guio Çinsadze, Nino Orconikidze gıbi Gürcü oyuncular var. 1S.KISURMIASI İSTMieit | FİIM rSSTİHMİ B U G Ü N LMEK: Devrim ^ocuklan (12.00- 18.30),I iaydutlar (15.00-21.30) " TAŞ-1: Unutulmaz Bir faz (12.00-18.30), Taş îebek (15.00-21.30) ' TAŞ-3: Carmen (12.00-18.30), Elbise (15.00-21.30) ' rAŞ-5:Berlin Uexander Platz-2 (10.00), Bir îndülüs.../Altın >ğ/Ekmeksiz (18.30), Comedie Française,veya...(21.30) îKS: Sayılarda îoğulmak (12.00), Ne adar Uzak O Kadar (15.00), Hayat îağlan (18.30), Kama Sutra (21.30) \ti 'Elbise' I f. Y A R I N C: Kaprisli Yaz (12.00-18.30), Yûzbaşı Zonan (15.00-21.30) "rAŞ-l:Dekalogl-2 (12.00-18.30), Jnutulmuşlar (15.00- Î1.30) ' TAŞ-3: Sen de Gitme (12.00) Kum Tanecikleri }ibi (15.00, 21.30), lollyvvood Kaçaklan (18.30) "rAŞ-5:KalabalıktaBir| üz (12.00-18.30), Tam ılamıyla D****müş (15.00-21.30) ÎKS: Noel'de Kar |Yağacak( 12.00), Erotik îyküler 11(1) (15.00), Sıkı Denetlenen Trenler (18.30), Mahvedici felek (21.30) Y A P 1 Y 0 R L A R ? Edinburgh Festivali 50 yaşmda • Wynton Marsalls, özgürlüğü ve köleliğı konu alan 'Blood on the Fields' adlı son çalışmasını Londra Barbican Konser Salonu'nda 2 bin kişiyi bulan bir kalabalık önünde sundu. Üç saat süren ve oratoryoyu andıran bu projede Cassandra Wilson, Miles Griffith ve Jon Hendricks gibi usta caz vokalistleri yeraldı. Büyük bır orkestranın da eşlik ettiğı gösteri, Marsalis'in Duke Ellington geleneğinin temsilcisi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyordu. Marsalis, 'Blood on the Fields'ı üç CD'de toplayarak önümüzdeki günlerde piyasaya sunacak. • Jeffrey wrlght, Avrupa sinemalannda birkaç gün önce gösterime giren ve modem sanatın en önemli isimlerinden Jean-Michel Basquiat'ın yaşammı konu alan 'Basquiat' adlı filmdeki performansıyla sinema eleştırmenlerinın dikkatini cezbetti. David Bowie, Dennis Hopper \ c Gary Oldman'ın da rol aldığı fılmde Wright, aşın dozda uyuşturucudan ölen Basquiat'ı basanyla canlandınyor. Broadway'de başanlı bir tap-dansçı olarak kariyer yapan Wright'ın bu filmden sonra şansı açıldı. Dünün dansçısı, bugünün oyuncusu Wright, son olarak i ^ • Ouentln TarantinO ılk kez bır uyarlama eseri yönetecek. 'Pulp Fiction-Ucuz Roman'dan sonra üç yıl boyunca film çekmeyıp 'Desperado', 'Four Rooms' ve 'From Dusk Till Down' gibi yapımlarda oyunculukla yetinen Tarantino, polisiye romanın kült yazarlanndan Elmore Leonard'ın 'Rum Punch' adlı kitabını filme çekecek. • Bloomsbury Kitap Müzayedesi polisiye romanlann zafenne ev sahiplıği yaptı. Geçen günlerde Londra'da düzenlenen müzayedede bır koleksiyoncu, Dıck Francis'in 'Dead Cert' Sydney Lumet) ısimli bir kornedide rol aldı. • safllık ve Müzlsyenler konuiu uluslararası konferans Ingiltere'nin York kentinde gerçekleştirildi. Konferansta müzisyenlerin gürültüye bağlı işitme kaybından sağlık sigortasının yetersizliğıne kadar pek çok konudaki sorunlan tartışıldı. Konferansın ilgi çekici sonuçlanndan biri de müzisyenlerin ortak sorununun alkolizm olarak belirlenmesiydi. • BradPlttve Gvvyneth Paltrow, birlikte yeni bir fılme başhyorlar. Paltrow'un babası tarafından fınanse edilecek filmin adı 'Düets'. • Leonardo Di CaprlO "The Man With The Iron Mask' adlı action fılminde başrol oynayacak. Genç aktör, kamera karşısına John Malkovich, Jeremy Irons, Gerard Depardieu gibi starlarla geçecek. Filmin yönetmeni ise Randall Wallace. Jeffrey Wright adlı kıtabına verdiği 1.323 pound ile müzayedenin en yüksek fıyatını belirledi. Müzayedede, ilk baskılan birkaç yıl önce yapılan kitaplann tercih edildıği görüldü. Çağdaş yazarlann ilgi gördüğü müzayededeJrvine ;,,, Walsh'ın beyazperdeye de uyarlanan 'Trainspotting' adlı kitabı (1994), 1000 pound, Salman Rüşdü'nin 'Mıdnight's Children' adlı kitabıysa 150 pounda satıldı. • Edinburgh Festivali bu yıl 50. yaşını kutluyor. Dünyanın sayılı kültür festivallennden bin olan Edinburgh Festivali"nde bu yıl festivalin tanhinde yer etmiş, yankı uyandırmış yapıtlar yeniden sahnelenecek Bu yapıtlar arasında ılk kez 1947'de sahnelenen Verdi'nin 'Macbeth'ı ve T.S. Eliofın 'The Cokctail Party'sı de yer ahyor. 10-30 ağustos tarihleri arasında gerçekleştiilecek festivalde 100 prodüksiyon arasından dördünün dünya prömiyeri yapılacak. • Raquei Welch n 1966'da rol aldığı 'One Million Years B C adlı fılmde cömertçe sergilediği vücudun aslında Welch'e değil. model Micky Scart'a aıt olduğu iddia edıldi. Leonardo Di Caprio 'Romeo ve Juliet' fılminde. Yayıncıtar Birliği'nde yeni yönetim kuruhı • Kühür Servisi - 27 mart günü toplanan Türkıye Yayıncılar Biriiği 11. Olağan Genel Kurulu'nda yapılan seçimlere tek liste katıldı ve yeni yönetim kurulu belirlendi. Buna göre Yönetim Kurulu Atıl Ant (Afa). Çetin Tüzüner (Nurdan), Işıtan Gündüz (Sarmal), Muhsin Çetin (Başan), Süha Salan (Salan), Mustafa Nemutlu (Mutlu), Metin Celal'den (Parantez) oluştu. Onur Kurulu'nda ise Erol Erduran (Remzi), Ebubekir Erdem (Erdem), Erdal Öz (Can), M. Ali Uğur (Cem) yer aldı. Kültür Servisi - Sanyer Halkbğitim Merkezı Tiyatro Kolu, her yıl olduğu gibi 1997 sezonunda da 3-25 mayıs tarihleri arasında XIV Boğaziçı Amatör Tiyatrolar şenliğıni gerçekleştırecek. Şenlik programının tartışılacağı 'TemsiIcilerToplantısı' 6 nisan pazar günü saat 15.00'te Sanyer Halk Eğitım Merkezi üst tiyatro salonunda yapılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear