Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 1997 PAZARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
ıstanbul
Edime
ÇB 4 Sinop
PB 5 Samsun
Çanakkale PB 7 Trabzon
Kocaeli K 4 Giresun
Izmir PB 10 Ankara K 0
Manısa
Aydın
PB 10 Konya PB 2
Denizli
PB 12 Eskişehir K 2
PB 7 Sıvas K 0
Zonguldak K 2 Antalya PB 12 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siırt
Hakkâri
Van
HB
PB
K
Y
K
Y
K
K
11
12
6
7
7
7
-1
1
K -2
Yurdun kuzey ve otoğu
kesimleri çok bulutlu,
Marmara'nın doğusu,
Karadenız, iç Anado-
lu'nun kuzeyi ile Doğu
ve Güneydoğu Ana-
dolu bolgeıen yağışlı,
öteki yerier az bulutlu
geçecek. Yağışlar
Karadenız kıyıları tle
Güneydoğu Anado-
lu'da karta kanşık yağ-
mur, öteki yerierde kar
şeklirvde olacak.
ÂV RIIP1
Londra
Paris
Roma
Beriin
Amsterdam
Madrid
Sofya
Brükse!
Y
Y
Y
ÇB
ÇB
PB
PB
ÇB
1b
14
16
8
10
23
1
11
Budapeşte ÇB 9 Münih
Atina
Mılano
Oslo
Helsınki
Stockholm
Beigrad
Vıyana
Bonn
ÇB
Y
Y
ÇB
PB
PB
ÇB
ÇB
11
19
5
-1
2
5
3
9
^s^mfvspsğp
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
Şam
ÇB
PB
Y
PB
Y
Y
Y
ÇB
Y
0
23
12
20
10
11
8
20
17
f*\ Parçalı bulutlu : SlSİI BUutb k
Çok bulutlu ı Yağmjrtu Kartı , Gck guuttülü
G U N C E L CllNEYTARCAYTREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Toplum ne bekliyor? Bir parti liderine umut bağ-
lamayı, güven duyup arkasına takılmayı... Hadi,
gösterin bir parti lideri ki toplumu geleceğin umut
kapılanna taşıyarak yeni ufuklar açabilsin, halkının
yüzünü güldürebilsin. Nerede!..
Içimizden biri günümüzdeki siyasal kişilerle kişi-
likleri tartıştığımızsıradaOsmanlı tarihinden bir bö-
lümü anımsatan bir sözcük kullandı: "Fetret" dedi.
Açıklaması gayet basit. "Günümüzde her kafa-
dan bir ses çıkıyor. Tıpkı Yıldınm Beyazıt'/n Tı-
mur'a yenilmesinden sonraki 4 şehzadeli Osman-
lı dönemi gibi."
Eh, doğrusu benzetme bir açıdan doğru. Örne-
ğin, Doğan Güreş'i alalım... Partisi var, arkasında
grubu yok. Gardıropta ünıforması var, arkasında
asker yok.
Parti parti gezdikten sonraki son demeci müthiş!
MGK kararları uygulanmazsa ne olacakmış, biliyor
musunuz? Hükümet istifa edermiş. Çünkü efen-
dim; DYP'nin, muhalefetin, medyanın projektörie-
ri çevrilmiş hükümetin üzerine.
Bir ölçüde -DYP vurgulaması hariç- dikkate alı-
nacak sözler. Ama şu cümle neyin nesi? "Doğan
Güreş Paşa 'nın da projektörieri çevrilmiş."
Yanlış okumadınız. Bu son cümle de Doğan Gü-
reş'e ait. Breh, breh!
Anasının kuzusu
Belki bilgi vermek, belki kendine yakıştırdığı "VIP
havası"n\ sürdürebilmek için Geneikurmay'dan is-
tediği "randevuya" nangi nedenlerden olumlu ya-
nıt alamamış acaba?
Gerekçe basit: Genelkurmay Başkanlığı'ndan
emekli olanlar dahil hiç kimse TSK adına davrana-
maz, konuşamaz!
Gelelim ikinci örneğe: Bir iki gün önce sürekli
"çekici haber arayan" gazetecilerımizden biri, Şa-
ibe'nin bir numarası Necmettin Cevheri den kimi
cümleler aktardı.
Cevheri "Bugün sistem tıkanıyor, demokrası dı-
şı sözler kulislere yayılıyorsa, siyasi inandıncılığın
eksikliğindendir. Eğervatandaş, bir siyasi kişiya da
kuruluşa inancını kaybederse, o iş biter" diyor.
Amma velakin "o iş -sayesinde- bitmiyor". Şa-
ibe Hanım, Cevhen'nin engin deneyimlerinden,
Ekinci Hasan Bey'in düzenlediği desteklerden ya-
rarlanarak "inandıncılığını çoktan yitirmiş", hâlâ
ayakta!
Üstelik demokrasi havarisi, laik cumhuriyetin ko-
ruyucusu, TSK'nin "desteklediğini yayarak" de-
mokrasimizin öncelikli savunucusu!
Öyleyse, Cevheri ne demeye getiriyor? Sistemin
tıkanışında isim vermeden siyasal inandırıcılığını yi-
tiren Şaibe Hanım'ı mı sorumlu tutuyor?
Bizdekı umuda da kitaksi! Cevheri'nin başta söy-
lediğı ile konuşmanın sonunda öne sürdügü "de-
rin düşünceler"ir\ ne hedefi, ne de gerçekçi bir
amacı olmadığını, kişiliğini bilen eskiden tanıyanla-
rı anlatıyor.
Kamuoyu, üstelik Şaibe Hanım'ın 2000'li yıllarda
da başımızdan ayrılmayacağını, dertli ve sevinçli
günlerinde telefon muhabbetini esirgemediği kimi
yazarlardan öğreniyor.
Yazarımızın anlattığına göre Şaibe, "siyasete iki
'misyonu' gerçekleştirmek için girmiş. Biri AB'ye
Türkiye'yi tam üye yapmak... Öteki ise' merkez sa-
ğı birleştirerek' kalıcı siyasal istikrar sağlamak."
Oysa, önceki açıklamalarda AB'nin Türkiye'yi
2000'lerde tam üyeliğe uygun bulduğu öne sürü-
lüyor.
Son günlerde sağdaki soldaki önemli görüşme-
lerde "hevesTni yineliyor. Merkez sağı birleştirmek!
Ne ki yolundan yordamından bihaber görünüyor.
Merkez sağda DYP ile ANAP'ı birleştirmek mı ıs-
tiyorsunuz? Öncelik ve ıvedilikle tek çare; Şaibe
Hanım'ın aradan çekilmesi!
Bütün bunlar olmayacak duaya amin demek gi-
bi bir şey.
Bu nedenle insanın merakı başka konulara kayı-
yor ve Kartalkaya doğumlu Şaibe'ye armağan edi-
len süt kuzusunun akıbeti üzerinde yoğunlaşıyor.
Hani şu, "bakanhğa ait bir hizmet aracıyla" Ku-
şadası'ndaki Pelister Teyze'den ucuza hamhum
edilen çiftliğe giden kuzu.
Anasını. ı kuzusu!
Refah Partisi ö£ke saçıyor• Baştarafi 1. Sayfada
dede Abdülhamit'e övgüler yağdırdı
ve popçulara "adikfi" dedi. RP'nin
"Sevgjve kardeşflk" adı altmda düzen-
lediğı bir başka gecede de "mermiE,
ıüşanh,hedeftr marşlar söylendi. Kar-
deşlik gecesinde konuşan RP'li Bele-
diye Başkanı Gökçek de "medayaya"
saldırarak "68 kuşağı komünistferin,
halka kurşun akanlann medyayı yö-
nettiğini'' iddia etti ve "Medya şimdi
de ekrandan kurşun sıkıyor" dedi.
Başbakan Necraettin Erbakan ko-
nuşmalanyla, tavırlanyla demokrat,
laık, insan haklanna saygılı görünmek
ıstese de Refahlılar liderlerine aksine
her fırsatta "kin kusmaya** devam edi-
yorlar. UBA'nın haberine göre Istan-
bul'da RP Eyüp Ilçe Teşkilatı tarafin-
dan organize edilen "Çanakkale Şe-
hitlerini AnmaGecesrnde Atatürk'ün
adı yine hiç anılmazken, RP Denizli
Millenekıli Ramazan Yenidede'nüı
sisteme yönelik sert konuşmalan dik-
kat çekti.
Önceki gece Birlik Dûğün Salo-
nu'nda gerçekleşen vepartininilçeyö-
neticilerinin de hazır bulunduğu gece-
ye katılan Izmir ve Denizli eski müf-
tüsü RP Denizli Milletvekili Ramazan
Yenıdede, yaklaşık 1.5 saat süren bir
konuşma yaptı. Çanakkale savaşlannı
anlatırken bir kez bile Atatürk'ün adı-
nı arünayan Yenidede, bunun yerine
"Ulu Hakan, cennet mekân" diyerek
bahsettiği Abdülhamit'e övgüler yağ-
dırdı. Türkiye'de şu an Hak ile batılın
çok ciddi şekilde savaştığını ve yapıl-
ması gerekenin Allah'a dönmek oldu-
ğunu söyleyen Yenidede. "Biz dava-
mızdan vazgeçecek değiliz. Gerekirse
bu yoida öüneye de haztnz" dedi.
Basirelsiz yönetıcılerin ülkeyı rezıl
rüsva ettiğini öne süren Yenidede.
"Bugün ülkemizde fahişeye fabişe di-
yemezsiniz, suçtur, şahsiyetini ve şere-
fini zedelemis olursunuz. Hangi şeref-
se? Onun adı fahişe değil hayat kadım-
fhr. Yinesizfuhuşa fiıhuş diyemezsiniz,
onun adı aşk yapmakbr" diye konuş-
tu. Yenidede, bu arada kendisinın yaz-
dığı "Ağlayan Yülar" isimli şiiri de
okudu. Yenidede'yi ve bazı dinleyici-
leri ağlatan şiirin en dikkat çekici mıs-
ralan şöyle:
"Birbirini kovaiar baharlar, kışjar,
yazlar/ Başörtüsü ba^ından zorla ab-
nan lazbtr/ Şuiffetstz güruhun taUhine
ağhyor/ Minaresi pastutmuş Ayasofya/
Cenabet insanlardan tiksinerek ağb-
yon"
Kendisini dinlemeye az sayıda insa-
nın gelmesini de eleştiren Yenidede,
"Şimdi Evüp'ün en kaUbahk salonu-
na bir pop şartoası getirseterdi o saJon
insan aknayacaktL Sahne>e bir sidikü
çıkaracaklardı,etrannatencere,tabak,
kazan ne varsa ko>acaklardL O, onla-
nn arasında vatıp tepinecekti. Bunun
adına da müzik deniiecekd" dedi.
Ankara'da da RP Mamak Ilçe Teş-
kilatı'nın düzenlediği "Sevgi ve Kar-
deşük Gecea" de ilginç görüntülere
sahne oldu. Mamak Düğün Salo-
nu"nda spot ışıklan altmda sahneye çı-
kan müzık grubunun solisti Mehmet
Erdoğan sözlenne, "Nişan aldıktan
sonra. mermi namludan çıkuktan son-
ra hedefe ulaşması an mesetesidir'' di-
ye başladı.
Bu sunuşun ardından, "Zafere zaie-
rr az kaldı zafere/Gevşeme^io, üzül-
me>in ha>di gençler zaferc/Erbakan'la
birlikte havdi gençler zafere/Liderleri
Erbakan/Korkmuyoıiar dünya-
dan/Halka sö/ vermiş onlar.adım adım
zafere/HOaL başak altında toplanmış
tüm kardeşler/Halka söz vermiş onlar
adımadımzafere" marşı söylendi. Ge-
ceye katılan Ankara Büyükşehir Bele-
diyesi'nin RP'li Başkanı Melih Gök-
çek de bir konuşma yaptı. Gökçek
"Medyanın ekrandan kurşun aktıg»-
nı" belirterek şunlan söyledi: "Sebep,
akan hortumlannı kesmemiz. Bunun
için üstümüzegebneye başladılar. Rant
çevreierinin çogunun eünde gazete, te-
lcviz>onvar. Devamlıolarak bunlarbi-
ze sakünyor. Görevleri bu. Bize saldır-
mayıorganizeetmekiçinradyo.televiz-
yonlan kullanıyorlar. Bunlann başın-
da da 68 kuşağı var. 68 kuşağı denince,
komünistiikten içeride vatan adamlar
akla geliyor. O dönemde içeride yatan
bu adamlar, miDete kurşun sıkan bu
adamlar, şimdi de ekrandan kurşun
sıkıyor." Gökçek aynca partilere de
değinerek CHP'nin önümüzdeki ilk
seçımde sandığa gömüleceğini.
ANAP'ın büyük bir kaos içinde ol-
duğunu söyledi.
Gökçek ANAP'm ayakta durabil-
mesinin tek koşulunun da RP'ye katıl-
mak olduğunu belirterek "ANAP,
Mesut'un sayesinde sokru otdu" dedi.
ANAP içinde Mesut Yılmaz'a karşı
muhalefet olduğunu belirten Gökçek,
"ANAP'ın avakta durabümesinin tek
şarn RP ile ciddi bir çahşma içine gir-
mesidir" dedi.
Maliye Bakanı Abdüllatif Şener de
gecede yaptığı konuşmada, RP'nin
çizgisinde hiçbir değişiklik olmadığını
söyleyerek, 28 yıl önceki misyon-
lannın bugün de aynen sürdüğünü an-
lattı. RP Ankara Milletvekili Ersön-
mez Yarbav. ANAP lideri Mesut Yıl-
maz'ın bazen milliyetçi sola, bazen de
demokratlara yakın olduğunu, bazen
de darbecilere mesaj yolladığmı an-
latarak Yılmaz'ın bututumunu eleştir-
dı.
MIT hâlâ sııskun
H Baştarafi l. Sayfada
yon, telefon görüşmeleri üzerin-
de yaptığı incelemede de Çakı-
cı'nın öldürülmeden bir süre ön-
ce Mumcu cınayetiyle ilgili ola-
rak bildiklerini açıklayacağını
söyleyen ülkücü Tevfik Ağan-
so\ 'un eşinin üzenne kayıtlı tele-
fonla bir görüşme yaptığını belir-
ledi. Komisyona mektupla ihbar-
da bulunan yazar Ümit Oğuztan
ıse Mumcu'nun, MKE'de seri nu-
maralan silinen 100 bin adet sila-
hın Kürdistan Demokrat Partisi
lideri Mesud Barzani'nin güçle-
rine verilmek üzere Kuzey Irak'a
geçinldıkten sonra PKK'ye satıl-
dığına ilişkin dosyayı ele geçirdi-
ği için öldürüldüğünü ileri sürdü.
Jandarma lstihbaratçısı Hüse-
yin Oğuz da, komisyona bilgi ve-
rirken, cinayette kullanılan C-4 ti-
pi bombay\ ŞişkoTekintakma ad-
lı Tekin Coşkuner'ın Malatya'da-
ki evinde gördüğünü söyledi ve
bu kişinın suikastta rol aldığını
savundu. PKK itirafçılan Murat
Demir ile Murat tpek'in ifadele-
nnın ıse yazar Lmıt Oğuztan ile
istihbaratçı Hüseyin Oğuz'un id-
dialannı doğrulaması dikkat çek-
ti. Tutanaklara göre, Murat De-
mir ve Murat ipek, cuıayetin ay-
nı zamanda Iran istihbaratına da
çahşan, ancak asıl bağlı olduğu
yerin MtT olduğunu belirttikleri
Velit Hüseyin tarafından gerçek-
leştirildiğini savundular. ltirafçı-
lar. Velit Hüseyin'in MİT Kontr-
Terör Daıre Başkanı MehmetEy-
mür ve eski MlT'çi KorkutEken
ile yakın ilişki içinde olduğunu
ilen sürdüler. Velit Hüseyin'in,
cınayeti gerçekleştirirken özellik-
le Islami inançlan ağır basan ba-
zı polislerden de destek gördüğü-
nü savunan itirafçılar, Hüseyin'in
Mumcu'nun arabasına 3 bomba-
yı yaklaşık 1.5 saat sürede taktı-
ğını. daha sonra da elini kolunu
sallayarak oradan uzaklaşUğını
anlattılar. Bütün bunlan Velit Hü-
seyin'in kendilerine itiraf ettiğini
kaydeden itirafçılar, bunun nede-
ninin de yurtdışma kaçacak ol-
manın rahatlığı olduğunu söyle-
diler.
ltirafçı Murat Demtr, Velit Hü-
seyin'i Kuzey Irak'taki Zaho
kampına kadar götürdüklerini ve
Ebu Gohan adlı o dönemdeki
kamp sorumlusuna teslim ettikle-
rini söyledi. Demir, Velit Hüse-
yin'i Zaho kampına götürürken
kendilerine JİTEM'li Kadir Ka-
rataş ile Taşkm adlı uzman çavu-
şun da eşlik ettiğini belirtti.
PKK itirafçılan da, Mum-
cu'nun çeteyi çözdüğü ve
MKE'de seri numaralan silinen
100 bin silahın Barzani güçlerine
bazmorfin karşılığı satıldığına
ilişkin dosyayı ele geçirdiği için
öldürüldüğünü söylediler. Mum-
cu'nun avukatı Emin Değer de,
komisyona bilgi verirken, "Sflah-
lar ortada. failler beüi, ama dna-
yet aydınlaülamıyor. Çünkü ucu
geJip kontrgerillaya davanıyor"
dedi. Polısin araştırma, ınceleme
yaptığını ve bir yere kadar gidip
orada kaldığını kaydeden Değer
şunlan söyledi: "Ben Mumcu ci-
nayetinde lran baglanösı olduğu-
na da inanmıyorum. Çünkü tran
baglanös oisaydı CL\ hemen or-
taya çıkanrdı. PKK de yapmış
olamaz. Öyle oisaydı de\1et orta-
yaçıkannh.Çalısüpürgeshie top-
lar gibi delil topluyorlar. sonuç
ahnmasm diye çahşıyorlar." TB-
MM ıVİumcu Cinayetinı Araştır-
ma Komisyonu'na bilgi veren
emniyet mensuplan ve MtT kö-
kenlilerin ellerinde hiçbir kanıt
bulunmadığını söylemelerine
karşın ısrarla cinayetin yurtdışı
bağlantılı olduğunu söylemeleri
ise şaşntıcı bulundu. Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü Sağ ve Dış Terör
Masası Şefi HajTettin Özdemir.
soruşturma sırasında cinayetin
îran bağlantılı olduğuna dair bul-
gular ortaya çıktığını ama delil
bulunamadığmı söyledi. Hakkın-
da cinayetle ilgili iddialar bulu-
nan MİT Kontr-Terör Daire Baş-
kanı Mehmet Eymürde, "Aradan
çok senekr geçti, bir şey çıkmaz"
derken, suikastın lran-Suriye-I-
rak bağlantılı olabıleceğini söyle-
di.
Eski Emniyet Genel Müdürü
Yılmaz Ergun da. aynı şekilde
kendisine o dönemde verilen bil-
ginin lran kuşkusunu içerdiğini
söyledi. Emniyet Genel Müdürlü-
ğü îstihbarat Daire Başkan Yar-
dımcısı Hanefı Ava da, cinayetin
lran bağlantılı olarak işlendığin-
den emin olduğunu söyledi.
MİT, Susurluk'tan sonra Uğur
Mumcu komisyonuna da bilgi ve
belge vermekten ısrarla kaçını-
yor. Komisyonun bilgisine baş-
vurmak üzere komisyona çağırdı-
ğı MİT Müsteşan Sönmez KSk-
sal, bir yazı göndererek. "MTT'in
elinde cinayetile bilgi ve belge yok.
Cinavet ile ilgili bilgileri Ankara
DGM Başsavcıhğı'ndan alabinrsi-
niz"dedi. Köksal. komisyonun ıs-
rarlı talebi üzerine bu kez de ko-
misyona cinayetle ilgili bilgi ve-
recek adamı bulunmadığını bil-
dirdi.
Buna karşın, MÎT Kontr-Terör
Daire Başkanvekili Mehmet Ey-
mür'ün komisyona bilgi vermesi
dikkat çekerken. "MtT,Hiraiçıla-
ruı ve Ava'nın ifadelerinde cina-
yeti işlemekie suçlandı. Tüm ifa-
deler,rina>«tiMI l'in işledigi ><o-
lunda buieşiyor. MtT bunlan ya-
nıtlamak için Eymür'ün komis-
yona konuşmasına izin vermişoJa-
bfflr" dedıler.
Basbakan Erbakan
'İmam-hatiplerin
orta hsmını
kapattırmayız'
Istanbul Haber Servisi - Basbakan Necmettin
Erbakan, "70 milyonluk ülkede dinine bağu,
şehitlik nedir bilen, vatanını, devletini seven
dindar insanlann hiçbirinin kılına dahi
kimse dokunamaz" dedi. Erbakan, imam-
hatip liselennin orta kısımlannın
kapatılmasına kesinlıkle müsaade '
etmeyeceklerini söyledi.
Basbakan Erbakan. "Kuzey Haliç Çe*Te
Projesi" çerçevesinde İSKİ tarafından
yaptınlan "Battalimanı Ön Antma Tcsisrnı
dün hizmete açtı. Açılışta bır konuşma
yapan Erbakan, yerel yönetimlerle merkezi
yönetimin hizmetlerini anlatarak, 54.
hükümetin, Türkiye'nin en büyük iki
partisinin bir araya gelmesiyle kurulmuş,
"son derece uyum içinde çauşan" bir
hükümet olduğunu söyledi.
Basbakan Necmettin Erbakan, daha sonra
tlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı ve Imam
Hatip Liseleri Mezunlan ve Mensuplan
Derneği yöneticilerini kabul ederek bir süre
görüştü. Basına kapalı olarak gerçekleşen
görüşme sonrasında bir açıklama yapan
Ensar Vakfi Başkanı .\hmet Şişman,
Basbakan Erbakan ile Milli Eğitim
Bakanlığı'nın 8 yıllık kesintisiz eğitimi
getirmesi durumunda imam hatip liseleri
(IHL), Anadolu liseleri ve yabancı dille
eğitim yapan özel okullann karşılaşacaklan
sorunlan görüştüklerini söyledi.
Basbakan Erbakan'dan, İHL'lerin orta
kısımlannın kapatılmamasını istediklerini
bildiren Şişman, görüşmede, bu
uygulamanın yanlış. kanunlara, anayasal
haklara ve insan haklanna aykın olduğunu
beyan ettiklerini, Başbakan'ın da "bu
konunun bilincinde olduğunu ve bu rür
gettşmelere müsaade etmej'eceğmi"
söylediğini anlattı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
"Türkiye'de insan haklan sonınu tümüyle çö-
zümlenmelidir. Karakollarda insanlık dışı uygula-
malara artık son verilmelidir. "
Saptama doğru ama, Çiller her zamanki gibi,
saptamaya saplamayla karşılık venyor. Bu işi,
"baskınlaria" çözmeye kalkıyor.
Işte Çiller mantığı:
"Türkiye'de insan haklan sorunu baskınlaria çö-
zülecek..."
İnsan haklan uygulanacaaaak... Uygula...
Biz bu gidişle insan haklamalarında.. affedersi-
niz haklarında Avrupa'yı da geçeriz.
Çiller cumartesi günü, Müsteşarı Onur Öy-
men'le birlikte, Içişleri Bakanı Meral Akşener'e,
"bakanlık gezmesine" gitti. Akşener de, Müste-
şarı Teoman Ünüsan, Emniyet Genel Müdürü
Alaaddin Yüksel ve yardımcılarıyla birlikte Tan-
su Hanım'ı bekliyordu.
Bir buçuk saat konuşuldu. Avrupa Birliği'nin in-
san haklan konusundaki hassasiyetinin attı-üstü
çizildi. Sonra baskına... Önce Kavaklıdere düşü-
nülüyordu. Olmadı, Anafartalar...
Çiller, nezarethaneleri dolaşırken soruyor:
"Sanıklar nerede?"
Karakol amiri Başkomiser Yusuf Karababa,
"Yok efendim" diyor, "CMUK hükümlerine göre
24 saatten fazJa tutmuyomz. Işlemini tamamla-
dığımızı hemen ilgili yere gönderiyoruz."
Tabii, Karababa ve arkadaşları nezaketlerini bo-
zup, "Efendim gözaltında sanık olmaz. Zanlı olur"
demiyorlar.
Buna da şükür. "Mahkûmlar nerede" de diye-
bilirdi.
Bütün denetim tamam da çatıyı denetlemesi
aynca anlamlıydı:
Damdaki bakancı...
Yanlış anlamayın, hapishane anlamında değil,
karakol damı...
Final ise muhteşemdi:
Alaaddin Yüksel ve Yusuf Karababa'ya birer İn-
san Haklan Evrensel Bildirgesi...
Bunu gören yabancı bir kişi, "Herhalde Türkiye
bu bildirgeyi yeni imzaladı. Karakol karakol öğre-
tiyorlar" demez mi?
Yabancı der mi demez mi, önemli değil. Önem-
li olan, halk yer mi, yemez mi?
Halkımız arasında, kimi akşamlarda, "ülkeyikur-
tarma faslına" rakip türkülerden biridir:
"Karakolda ayna var I Kız kolunda damga var I
Gözlerinden bellidir I Sende kara sevda var..."
Böylestne arabesk bir insan hakları kampanya-
sına, bu türkünün sözlerini değiştirmek yaraşır:
"Karakolda Tansu varI Komiserin şansı var/ Gi-
dişinden bellidir/ Erbakan7a dansı var..."
Abdurrahman Özer Çelebi...
Karakoldan kuzulara gelelim...
1997 başından bu yana, Anadolumuzun kimi
güzel insanlan, muhteşem bir gelenek geliştirdi-
ler:
Çiller'e kuzu hediye ediyorlar.
İlk kuzu Bolu'da hediye edildi. Yılbaşıydı. Adı,
"1997" oldu. Sonra ikincisi... Serçe koydular ikin-
ci kuzunun adını...
Son olarak Iğdır'da bir kuzu daha verdiler. Ken-
di ifadesi o ki, bu dördüncü kuzu. DYP bayrağı-
na sanlmış bu kuzuya da, "Çilli" adı verilmiş. Ku-
zuyu DYP bayrağına sararken, DYP'ye RP'nin ku-
zusu diye mi baktılar, yoksa demokrasinin Erba-
kan'a emanet edildiği bir ülkede, kuzu da Çiller'e
emanet edilir mi demek istediler... Bilinmez...
Kuzuyu görünce Çiller'in dili çözüldü. Meğer bir
de keçi varmış.
Özer Bey tutturmuş: t ,,
"Ya keçi ya ben..."
insan kendisini bir başka kişiyle eşdeğer tutup,
"Ya o ya ben" diyebilir. Ya da bir iş veya görevle
karşılaştırabilir,"Ya işin ya ben" de diyebilir...
Ama keçiyle eşdeğer tutmak farklı bir duygu ol-
sagerek...
Özer Bey acaba neden bu kadar inat ediyor?
Abdurrahman Çelebi'lik elden gidiyor psi-
kolojisine girmiş olmasın...
Ödüller sahiplerine verildi
Ankara Film Festivali sona erdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- 9. Ankara Uluslararası Film Festi-
vali, dün akşam TRT An Stüdyo-
su"nda gerçekleştırilen törenle sona
erdı. Modern Dans Topluluğu'nun
(MDT) gösterileriyle katıldığı gece-
ye Ankaralılar yoğun ilgi gösterdi
Film festivalinin, Ulusal Kısa
Film, Ulusal Uzun Film, Ulusal Bel-
gesel Film ve Kısa Canlandırma
Filmleri dallannda 31 ödülün sahi-
bini bulduğu töreni Mehpare Çeük
sundu. Para ödülleri ise Çankaya
Belediyesi'nce karşılandı.
"Akrebin Yolculuğu" adlı filmiy-
le en iyi yönetmen ve Seçiciler Ku-
rulu özel ödülünü kazanan ancak tö-
rene gelmeyen Ömer Kavur'un tem-
silcisine ödülünü Anayasa Mahke-
mesi Başkanı YektaGüngör Özden
verdi. Yekta Güngör Özden, ödülü
verirken yaptığı konuşmada. "Bü-
yük Atatürk'ün kaynağnu oluştur-
duğu Türk aydınlanmasınm, ulusal
atılımlann ve toplumsal banşın itici
güçlerinden biri de sanattır" dedi.
Festıvalde en iyi film ödülüne de-
ğer görülen "Sen de Gitme"nin yö-
netmeni Tunç Başaran'a ödülünü
Çankaya Belediye Başkanı Doğan
Taşdelen verdi. Taşdelen. sekiz yıl-
hk belediye başkanhğı döneminde,
siyaset merkezi olan Ankara'yı ay-
nı zamanda bir kültür merkezi hali-
ne getirmek için çalıştıklannı söyle-
di.
Almanya'da Nevruz Senliği
Tilbe ve Sağ'ın konserleri engellendi
BONN (AA) - Almanya'nın Le-
verkusen kentinde, Köln Türk Kül-
tür Merkezi tarafından TEMA Vak-
fı yaranna düzenlenen Nevruz Ba-
har Şöleni'nde, PKK yandaşlan
konseri engelledi.
Yüdız TUbe, Arif Sağ, Belkıs Ak-
kale, Türksem Halk O>oınlan Top-
luluğu'nun katıldığı şölende, 50 ka-
dar PKK yandaşı. Yıldız Tilbe sah-
nedeyken örgüte ait sloganlar attılar.
Daha sonra sahneye çıkan PKK yan-
daşlanna polis müdahale etti. Til-
be 'nin "Türkiye bizim vatanunız.
Siz istemeseniz bile, ben bir Türk kı-
zıyun ve Türk'üm" derken salon gü-
venlik güçlerince boşaltıldı. Konse-
ri engelleyen grup dışanda kendili-
ğindendağıldı.
Bir grup PKK yandaşı. aynca dün
öğleden sonra sanatçı Arif Sağ'a
protestogösterisinde bulundu. Gös-
tericilerin, Sağ'ı, "Köm'de yapılan
Kürt Dernekleri Birliği Komkar'm
düzenlediği Nevruz Şenüği'ne katıl-
mayip Türk Kültür Merkezi'nin şö-
leninde sahneye çıktığı'' gerekçesiy-
le protesto ettiği bildınldi.
CUMHURIYET'TEN OKURLARA ORHANERINÇ
• Baştarafi 2. Sayfada
dayız" diye cesaret verenler de az değil.
Bu işin uzmanlanndan bir RP milletve-
kili sarığın engellenmesi konusunda ko-
nuşurken, "sarıkla namaz kılmanın 80
sevap ettiğini" açıklayıp, Erbakan Ho-
ca'nın ikide bir gönderme yaptığı °ilim"e
matematiksel bir boyut eklemeye ken-
disinde yetki gördüğünü de belgeleyi-
verdi.
Bir başka RP milletvekili ise "Atma Re-
cep din kardeşiyiz" bölümünü belki de
içinden geçirip bilimsel gerçeği vurgula-
dı: "Sankla namaz kılmanın sevabı 80
değil 70'tir."
Derken geldik Nevruz'a. Ankara'da ilk
kutlamalar da RP milletvekillerine nasip
oldu. Yemek yedikleri lokantanın yanın-
daki parkta yaktıkları ateşin üzerinden
dilek tutup sıra ile atladılar. Nevruz, Or-
ta Asya kaynaklı pek çok ulusta olduğu
gibi Türklerde de Islamiyet öncesinin
önemli günlerinden biri. 12 Hayvanlı
Türk Takvimi'nin başlangıç günü de 21
mart. Şamanlıktan, ateşe tapma döne-
minden kalma kutlama şeklini gerçekte
ümmetçiliği savunan bir partinin millet-
vekillerinin de (Kuran'da, hadiste yeri
yok demeden) uygulaması güzel bir şey.
Ama yaptıklarının ateşe tapma sayılma-
yacağını söyleyebiliyorlarsa başkaları-
nın kendi yaşayışlanna göre yaptıklan-
na kanşmamaları gerektiğini de öğren-
meleri lazım.
Sanğın bir gösteriş aracı olduğunu ka-
nıtlamak için yeni Nasreddin Hoca'la-
ra gereksinimimiz yok. Devrim yasalan-
nı uygulamak yetip de artacak bile.
•
Hakkâri Dağ Sınır Komando Tuga-
yı'nda görevli Albay Hamdi Poyraz'ın
da Yüksekova çetesinin içinde yer aldı-
ğını ve suç işleyen bazı koruculara usul-
süz izin belgesi düzenlemek suçundan
hakkındatutuklama kararı verildiğini Al-
per Ballı okurlarımıza aktardı.
•
Basbakan Yardımcısı ve Dışişleri Ba-
kanı Tansu Çiller'in, ocak ayında Ro-
ma'da görüştüğü Avrupa Birliği üyesi 6
ülkenin dışişleri bakanlanna, Türkiye'nin,
biriiğe tam üyeliği karşılığında serbest
dolaştm hakkı ile bölgesel fonlardan vaz-
geçebileceğini bildirdiğini Lale Sanib-
rahimoğlu okurlanmıza duyurdu.
•
REFAHYOL hükümetinin devlette sür-
dürdüğü kadrolaşma hareketi, SSK per-
sonelinin yer değiştirme yoluyla atan-
ması ve unvanda yükselme yönetmelik-
lerinin kaldınlmasına karşı açılan dava-
laria, ilk kez yargı kararına geçti. Danış-
tay, personel atama yönetmeüklerinin
kaldınlmasında "kadrolaşma" amacı ol-
duğunu saptarken "kamu yarannın yok
edildiğine" dikkat çekti. Üst düzey bü-
rokratlardan odacılara kadar uzanan
kadrolaşma hareketinin yaşandığı Sos-
yal Sigortalar Kurumu'na (SSK) bağlı 28
ilin sigorta müdürü, 49 hastanenin baş-
hekimi değiştirildi. Diyanet işleri Baş-
kanl»ğı'nda imam olarak çalışan 35 kişi-
nin, iş ve Işçi Bulma Kurumu'na memur,
avukat, eğitim uzmanı ve şef olarak ak-
tanldıklan ortaya çıktı. REFAHYOL hükü-
metinin sürdürdüğü kadrolaşma hare-
ketine ilişkin haberleri Banu Salman
yazdı.
•
Esra Yener, RP'nin Türkiye Kalkınma
Bankası'nda yürüttüğü kadrolaşma ha-
reketini duyurdu.
•
RP'nin Türkiye'deki imam-hatip me-
zunlannı Mısır'a götürerek Kahire'deşe-
riatçı eğitim veren El-Ezher Üniversite-
si'ne yerleştirmesine ilişkin olarak DGM
Savcılığı'nın sürdürdüğü.soruşturmaya
ilişkin gelişmeleri Yusuf Özkan aktardı.
El-Ezher Universitesi'ne RP'nin yerleş-
tirdiği Türk öğrencilerin "şeriat savaşçı-
sı" olarak yetiştirildiği ve burada sahte
diplomalar verildiği, ilk kez Cumhuri-
yet'te yayımlanmıştı.
•
Susurluk Komisyonu'ndaki DYP ve
RP üyelerinin, devlet içindeki yasadışı
örgütlenmelerle ilgili suçlamaların büyük
bölümünü ANAP iktidarlan dönemine
dayandırmayaçalıştıklarına ilişkin habe-
ri Ayşe Sayın hazırladı.
•
Kaliteli pamukta rekoltenin düşüklü-
ğü nedeniyle fiyatların yükselmesi ve
dünyafiyatlarının üzerine çıkması sonu-
cu tekstil sektörünün ithalata yönelme-
siyle ilgili gelişmeleri Merih Ak haberleş-
tirdi.
RP'nin Çocuk Esirgeme Kurumu'nda-
ki kadrolaşma "harekâtı"nda kimsesiz
çocuklara kadar vardırılan baskıları Ce-
lal Yılmaz duyurdu. :
•
Izmir Girişim Grubu'nun insan haklan
ihlalleri yapan ülke liderlerine mektup
eylemi başlatarak ihlallerin sona erdiril-
mesini istemesini Necati Aygın haber-
leştirdi.
•
Cem Ulutaş, TBMM Susurluk Araş-
tırma Komisyonu üyesi CHP Milletveki-
li Fikri Sağlar ile yaptığı söyleşide, ra-
porun oybirliği ile çıkmayacağının belir-
lendiğini, raporun muhalefet milletvekil-
lerinin karşı oylarıyla çıkacağını, bunun
da alternatif rapor anlamına geleceğini
duyurdu.
•
Berat Günçtkan ve Kerem llgaz, 16
Mart 1978 katliamını konu alan yazı di-
zisiyle karanlıkta kalan noktalan aydın-
lattılar.
•
Yıllardır kamera ve fotoğraf makinele-
rinin girişine izin verilmeyen Bayrampa-
şa Cezaevi'nin C blokundaki siyasi tu-
tuklularla görüşmeye Hülya Topcu ve
Kerem llgaz katıldılar ve izlenimlerini ak-
tardılar.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gön-
lünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve
saygılanmızla.