29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 MART 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erbakan nüfus • AXKARA (Cumhumet Bûrosu) - Başbakan Necmettin Erbakan, partisinin köktendinci yaklaşımına koşut açıkJamalar yaparak aıJe planlamasına olumsuz baktığı mesajıru verdı. Toplu Konut İdaresi Baş.kanlığı (TOKİl, dünBaşbakan Erbakan'a kiirumun çahşmalanna ılişkin brifıng verdi. Erbakan burada yaptıgı konuşmada, ülkelerin güçlü olmasının teraeiinde insan gûcü ve nüfiısun yattığını savunarak Tûrkiye"deki hızlı nüfus artışına sevindiklerini söyledı. TURBAN için iki çuvalbelge • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-KİT Komisvonu'nun dünkii toplantısında, Turban Genel Müdürlüğü'nün 1994 yılı hesaplan görüşüldü. DYP Isparta Milletvekilı Ömer Bilgin'in genel müdürlüğü döneminde birçok yolsuzluk yapıldıgının ortaya çıkması ve sorıışrurma ıstemının TBMM Genel Kurulu'nda REFAHYOL hükümetince önJenmesmin ardından toplantıda yoğun tartışma yaşandı. Turban Genel Müdûrii Nihat Baytan, kurumda polıtıze olmuş personelın göre\ lerine son Verildiğıni. bunlardan 49'unun Danıştay karan ile geri döndüğünü söyledi. KİT Komısyonu'ndaki görüşmelere ıki çuval dolusu belgeyle gelen ANAP Istanbul Milletvekili Halit Dumankaya, Turban'daki yolsuzluklarla ılgıli olarak toplam 135adet suç duyurusunda bulunulduğunu bıldırdı. Diyarbakır Cezaevi olayları • ANKARA (Cumhurivet Biirosu)- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 11 tutuklu ve bükümlûnün öldüriildügû Di yarbakır Cezaevi olaylannın faili olduklan gerekçesiyle haklannda dava açılan sanık polis ve askerlenn Diyarbakır 3. Ağır Ce^ş Mahkemesi' nde yafğılanmalannı kararlaştırdı. Dıyarbakır Cezaevi'nde geçen yıl eylül ayında meydana gelen 11 tutuklu ve hükümlünün yaşamını yıtirdiği olaylardan sonra 35 polis ve 30 asker hakkında açılan soruşturma sonucunda Diyarbakır tl Idare Kurulu, 'suçun idari göre\ sırasında ışlenmediği' gerekçesiyle 'görevsizlik' karan vermişti. Ujucak'tan sanir düzeltmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devrim yasalanna tavnnı açıklarken sankla kıhnan namazın 80 kat sevap olduğunu söyleyen RP Ankara Milletvekilı Hasan Hüseyın Ceylana RP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak'tan düzeltme geldi. Iflucak, parlamentoda düzenledığı basın toplantısında "Sankla namaz kjlmak 80 değil, ama 70 kat sevap" dedi. Mutıtarfann ziyareti• ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakan Necmettin Erbakan, göç nedeniyîe köyleri boşaltılan Vanh muhtarlan kabui etti. Erbakan. Doğu \e Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde terörü yok etmeye çalıştıkJannı belirterek bölgede eğırim, sağlık, hayvancılık ve tanm alanlanndaki hizmetlerin hızlandınlması için yoğun bır program yaptıklannı söyledi. Erbakan, "1997, köye dönüşün tamamlanacağı bır yıl olacak" dedi. Kuran kurslanı sorunu • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Mılli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlannın ardından izinsiz faaliyet gösteren bazı Kuran kurslannın kapatıldığına ilişkin haberier DYP içinde de rahatsızlık yarattı. Devlet Bakanı Nevzat Ercan, DYP'nin Kuran kursuna karşı olmadığmı belirterek kapatmaiann DYP tarafından yapildığına ilişkin izlenimden yakmdı. Sayılan, bulundukJan yerter ve denetım dışı kurslara ilişkin verilen bilgilerin doğrulan yansıtmadığını belirten eski Diyanet Işleri Başkanı Tayyar AltıkuJaç'ın Devlet Bakanı Ercan'la tartışuğı öğrenildi. Ecevit, kendi içlerinde kavgalı bir parti görüntüsü vermemeleri gerektiğini söyledi DSP'de <üsiıJiıı kavgasıANKARA (Cumhuri>etBûrosu)-DSP'li 8 milletvekilinin, Genel Başkan Bülent Ece- vit'in istemiyle dısıplin kuruluna sevk edil- mesi, grupta yoğun tartışmalara neden oldu. Bülent Ecevit, Grup Yönetim Kurulu'nun karannı, "Biz, Türkiye'yi REFAHYOL kâ- busundan kurtarmak için miicadeie verir- ken, kendi icinde kavgah bir parti görüntü- sü vermeyi göze alamayız" diye savundu. Grubun basına kapalı bölümûnde söz alan Zonguldak Milletvekilı Mümtaz Soysal, sevk karannın zamanlamasina dikkat çeke- rek, "Ortadaki dunım, Dreyfus davasuu an- dınyor. Karan verenler vicdan muhasebesi yapsın" dedi. Ihracı istenenlerden Ankara Mılletvekjlı Gökhan Çapoğlu da, Ecevıt'in, \smet İnönü'nün demokratlığını örnek al- masını isterken. "KişilerinveyaaüeJerüıpar- tileri otanaz" diye konuştu. DSP'nin dünkü grup toplantısında, GYK'nin, 5'i uyan, 3'ü ihraç istemiyle 8 milletvekilinin disipline sevk edilmesi kara- n tartışma yarattı. Toplantının başında koıju- şan DSP lideri Ecevit, •'disiplin tşlemi uygu- lamaya mecbur kaldtğuıı" savunarak, şunla- n söyledi: "Biz, Türkiye'yi REFAHYOL kâbusun- dan kurtarmak için somut çözüm önerileri ile miicadeie verirken, kendi içinde kavgalı bir parti görüntüsü vermeyi göze aiamayız." Ecevit, daha sonra kamu görevlilennin ay- lıklanna yapılan zamlann "adfldüzenmada- letsiziiğinin^ çarpıcı bir örneği olduğunu, Mılli Eğitim Bakam'nın öğretmenlere ver- diği sözün de çiğnendiğini söyledi. Toplantının basına kapalı bölümûnde di- sipline sev k kararlan ile ilgili sert tartışma- lar yaşandı. Ordu Millervekil; Müjdat Koç'un yönetimden rahatsızlığını dile getir- dıği ve "milletvekillerine daha seveceo dav- nuulmasınıistediğT öğrenildi. Alınan bilgi- lere göre, disipline sevk kararlan ile ilgiii olarak şu tartışmalar yaşandı: Gökhan Çapoğlu: Kişilerin veya ailelerin partıleri olmaz; partilenn ilkeleri ve görüş- leri vardır. Benim bir yıl önce yaptığım hü- kümete girelim önerime karşı çıkjlmıştı. Sa- yın Ecevit ancak Şubat 1997 tarihinde, RP ülkeyi ekonomik, toplumsal ve rejim açısın- dan tehlikeli bir noktaya getirdikten ve Tan- su Çilfcr bizim ret oylanmıza rağmen aklan- dıktan sonra CHP ile güç birliği yapacağını belirtmiştir. Şimdi DYP ile yapılacak bir ko- alisyon ile Çiller'i zımnen aklamış olmaya- cak mıyız? Susurluk olayının örtbas edilme- sine göz yummuş olmayacak mıyız? Soysal: Dreyfus olayı gibi Mümtaz Soysal: GYK kararmda yanlışlık var, GYK grubun bir organıdır ve bütün ka- rarlan burada tartışılmalıdır. Hikmet Ulugbay (Grup Başkanvekili): Anayasa profesörüsünûz. Burada disiplin sürecini etkıleyecek konuşmalar yapılma- malı. Mümtaz Soysal: Görülmekte olan bir da- vamn mahkeme dışında tartışılmaması iie paralel görûlerek, bu konular görüşme dışı tutulamaz. Genel başkan basına açüdama yaptı ve suçlama niteliğinde sözler söyledi. Şahsen bu suçlamalan haklı gösterecek bir durum olduğunu sanmıyorum. Solda birlik olsun diye sendikalarla bir araya gelmiş ya da yemek yemiş olsalar da, bunun parti gü- venilirliğ-ne gölge dü^ürecek bır yanı var mı? Parti kurmaya mı kalkmışlar, başka par- tilerin yöneticileriyle mi görüşmüşler? He- pimizin sendikacılarlatemaslan var. Bunla- ra atfedilecek bir suç yok. Hüsamettin Özkan (Grup Başkanvekili): Niye tekzip edilmedi? Mümtaz Soysal: Yapılan açıklama bence hem bir yalanlama niteliği taşıyordu, hem de partinin öncülük görevinden söz edilerek, partiye bağlılık dile getiriliyordu. 8'ler kav- rarrunı yaratmış olan genel başkandır. Benim asıl üzerinde durmak istedığim zamanlama konusu. Siyaseten yanhş bir karar alındı. Partinin iktidara gireceğini açıkladığı bir ortamda, üye sayısı ve bütünlük önem taşırken böyle bir karann alınması yanlış. Genel başkan, birkaç hafta önce bu dö- nemde, parti içi sorunlarla kamuoyunu meş- gul etme sorumluluğunu üstlenemeyeceği- ni söylemişti. Değişen ne var? Sevk karan, iktidar istekJih'ğimızin içtenliğine de gölge düşûrmüştûr. Dreyfus olaymı andıran bir du- rum ortaya çıktı. Neyin, hangı ilkenin, de- ğerin tarmin edildigi belli değil. ÇtZMEDEIV YUKARI MUSA KART Yeni hükümet önerilerini reddetti Çiller: Ydmazyalancı Ecevitise ütopik ANKARA (Cumhumet Bûrosu) - Başbakan YardımcıTansu Çüler. muhalefetin ortaya koyduğu alter- natifhükûmet önerilerini alaycı üs- lupla reddetti. Çiller, rejimin gele- ceği için RP'yi devredışı bırakan hükümet önerilerinde bulunan ANAP Genel Başkanı Mesut Yü- maz'a 'yalancı pehüvan', DSP Ge- nel Başkanı Bülent Ecevit'e de 'üto- pik'' yakıştırmasında bulundu. Çiller, dün partisinin Meclis gru- bunda yaptığı konuşmanın önemli bir bölümünü merkez sağdaki bü- tünleşme konusuna ayırdı. "Mer- kez sağ ya bütünleşecek ya biirünle- şecek" diyen Çiller, hükümet orta- ğı RP'ye de, 'dimn oy araa olarak kullanılmamasr mesajını verdi. MGK kararlannın uygulanacağını, "Devletlaik kalacak, çağdaş vasalar uygulanacak" sozlenyle dile getir- di. Her 3 ayda bir 'sihirbaan torba- smdan çıkanr' gibi DYP'nin önü- ne yeni hükümet önerileri getirildi- ğini kaydeden Çiller, bu tekJiflere prim vermedikleri için partilileri kutladı. Çiller. liderlerin giımeye- ceği dörtlü koaJisyon önerisini 'öto- pik' bulduğu Ecevit'e şu sözlerle çattı: "Sayın Ecevit'e 'Hadi şu mo- deli denesene' dediğimizzaman,ya Sana yağı ya da zeytimağıyokolur- du ülkede. O günleri haOriavın. Ve sanki RP ile kendisi hiç hükümet kurmamış gibL. O hükümeti boz- masımn sebebi, 'Kıbns'a çıkarma- yı sen yaptın, ben yaptım. Sen da- ha öndesin. ben daha öndeyim" kav- gası olmamış gibi. Biz yıllardır bu- na ahşığK." Çiller, Ecevit'in, liderlerin gir- mediği koalisyon önerisine destek veren Yılmaz'a da şunlan söyledi: "Sayın Yümaz diyor ki, 'Hadi gelin işbirliği yapalım, iktidar ortaklığı yapalım. Ben de fedakârhk yapıyo- rum, dışanda kalıyorum'. Peki a- ma, sen iktidar mtsın? DeğiL Peki sen iktidar ortağı nusın? DeğiL Pe- ki iktidarda olmayan bir partinin genel başkanının zaten bir başba- kanlık beklentisi olur mu? Olmaz, Peki sen neyin fedakâruğuu yapı- y»rsun?Olmayan bir şeyin fedâkâr- uğıolurmu?" Başbakan'ı yalancılıkla suçladı Erbakan'ı İdiAmin 'e benzetti ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yü- maz. icraatı nedenıyle hükümete 12 madalya takan RP Genel Başkanı ve Başbakan Necmettin Erbakan ı insan eri yemesiyle tarihe geçen es- ki Uganda diktatörü İdi Amin'e benzetti. "Erbakan da îdi Amin gi- bi kendi kendine madaha takmış- or"diyen Yılmaz, hükümete kendı- lerinin de 6 yeni madalya verdiğini söyledi. Yılmaz, Erbakan'm ekono- mi ile ilgili verdiği rakamlann hep- sinin yaîan olduğunu söyledi. Baş- bakan'ın fazla verdiğini söylemesi- ne karşın bütçenın 2 ayda toplam 245 trilyon lira açık verdiğini anla- tan Yılmaz, yıl sonundakı açığın ise 2.5 katrilyon olacağını söyledi. Yılmaz, hukümetin, memur ma- aşlannda yeni bir düzenlemeye git- tığıni, ancak bu düzenlemede de yi- ne aynmcılık yapıldığını kaydetti. RP'nin önceki gün yapılan grup toplantısında icraatı nedeniyîe ken- disine madalya takan Erbakan'ı İdi Amin'e benzeten Yılmaz, "Herhal- de nıadahaya çok ihtiyacı var. Eğer çok merakülarsa biz hükümete ma- daha veririz" dedi. ANAP lideri Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vferebfleceğiıniz bi- rind madalya, yoisuzhıklan örtbas ettikleri için 'Adalet Cellathğf ma- dah asıdır. Ikinci madalya,örtme ko- nusundaki gerçek niyetterini ortaya ko\ duklan Susurluk'la Ugüidir.' Su- surluk Özel Madalyası' veriyoruz. Hükümete üçüncü olarak da, Tür- kiye'nin dünyadaki itibannı artbr- dıklan için 'Muzaffer Romalı Im- parator Kahramanlık' madalyası ve- riyoruz. Devktteki kadrolaşma ha- reketini başanyla tamamladıklan içifl 'Kadro Kıyım Harekâtı Özel Odülü' de, hükümete verdiğimiz dördüncü madalya. Basını sustur- mak için yaptıklan mücadekden do- layı 'Medyayla Savaş'madahası da hukümetin 5. madalyası olacak. Hü- kümete vereceğiıniz son madaha ise MGK kararlan ile demokrasiyi tar- Dşır hale getirdikleri, 15 yıl aradan sonra müdahaJeyi Türkiye'nin gün- demine soktuklan için 'Demokrası Özel' madahasıdır." Muhalifler 'Solun güç birliği gerekli' ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu)-DSP'den kesuı ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen Istanbul Millet- vekilı Bülent Tanla, Ankara Mılletvekıli Gökhan Çapoğ- lu ve Kocaeli Milletvekili Be- kir Yurdagül, "Parti suçu iş- lemedik. Karar anti demok- ntik" dediler. Oç milletv eki- ü, "Bizler Türldye'yi bu du- ruma getiren ve bugünkü du- rumdan sorumlu olan sağ partilere karşı solun güç bir- liği yapmasL, bütünleşerek tek basına iktidara yürümesi ge- rekliliğine inamyoruz ve bu- nu gerçekleştirmek içinçakşı- yoruz, çanşacagH" açıklama- sını yaptı. Milletvekilleri, is- tifayı ya da başka bir partiye geçmeyi düşünmediklerini söylediler. Tanla, Çapoğlu ve Yurda- gül dün parlamentoda düzen- ledikleri basın toplantısında, sevkkarannın henüz kendile- rine bıldirilmediğini açikla- dılar. Milletvekilleri. "Bate- re umut bağlayan vegönül ve- ren milyonlarca kişiyi hayal kınklığına uğratan bu anti de- mokratik ola>ın. sol bir parti- de ve özelUkle DSP'de gerçek- leşmesi gerçektea biziere bü- yük üzüntü vermektedir'' de- , diler. Doğal müttefik olan sendikalarla ilişki kurmanın disiplin suçu olarak değerlen- dirildiğine dikkat çeken 3 milletvekili, şu açıklamayı yaptı. "Türk halkı yoksulluk, iş- sidik içinde. gelecek güvence- sinden yoksun, karamsar, umutsuz bir durumdayken; Türkiye Cumhuriyeti Ata- türkçuJük, laiklik. hukukun üstûnlüğü ilkelerindeıı gerile- re-karanlıklara götürülmek istenirken; demokratik rejim tarOşmalan sürerken; de- mokrarikleşme, kadın hakla- n, Türkive'nin bolünmez bü- tünlüğü tarbşmalan, Doğu ve Güneydoğu'daki sorunlar bütün canhhğıiledevameder- ken toplumun bizden bekkdj- ği, çatışma yerine bütünles- me, parçalanma yerine uzlaş- ma, güçaynhğıyerinegüç bir- liğkiir. Bizler solun güç birü- ğinin gereküliğine inamyoruz. Bu istek halkın isteğidir, Tür- kiye'nin istegktir,Türkiye'nin beldentisidiıf IRMIKIAYDIN ENGtN e - mail: engin @ planetcom.tr Şimdi oturup bir Tırmık yaz- sam. Istanbul DGM Savcılığı'nın kamera yasağı üstünde dursam; Diyarbakır DGM Savcılığı'nın, hem de Söylemez çetesi gibi ki- lit önemde bir davaya bakacak olan bir mahkeme için gazeteci- lere koyduğu kesin ve keskin ya- sağı tırmıklasam... Milyonlarca yurttaş "saydam devlet" istemiyle yanıp tutuşur- ken konan bu yasaklar demok- rasinin beline indirilmiş hoyrat bir darbedir, desem... Medyada üst üste yayımlanan DGM iddianameleri, tutuklama kararlarıyla filan, kimilennde uyanan umut kıvılcımlannı anım- satsam... (Burada, bu devletin işleyiş mantığını ve iliklerine iş- lemiş alışkanlıklannı yeterince tanımayan iyi niyetli yurttaşları kaştediyooım.) Ülkeyi yıllardır kan göllerine çeviren çetelerin kanlı karanlık yüzleri tam da ekranlardan evle- rimize taşınacak, gazete sayfa- lanndan bilinçlerimize yansıya- cakken konan bu yasaklar neye hizmet edecek, diye sorsam... Yarı buçuk hukuk bilgimle, "yargılamanın aleniyeti" diye Sade Suya Tirit Bir Tırmıkanılan temel hukuk ilkesi, dara- cık mahkeme salonlanna dolu- şan üç beş kişiyle değil, iletişim tekno/ojisindeki devrimin sağla- dığı zengın olanaklarla ete ke- miğe bürünüyordu; dolayısıyla DGM savcılıklannca alınan bu kamera ve yayın yasakJan, yar- gılamanın aleniyeti ilkesini an- lamsızlaştırmaktadır desem... Hukuk devletine uygunluklan tartışmalı DGM'lerin belki de kendi varlıklannın meşruiyetini kanıtlayabilecekleri tarihsel bir fırsat, DGM savcılarının eliyle yok edilmiş oluyor diye yaz- sam... TV ekranlannda, gazete say- falannda milyonlann izleyebile- ceğı yargılama süreci boyunca hukukun gücü, ağır ama güven- ii işleyişi toplumsal bilinçte yer edecekti ve bundan kazançlı çı- kan hukuk olacaktı, demokrasi olacaktı, aydınlık bir ülke özle- yenler olacaktı diye vurgula- sam... Özellikle Diyarbakır DGM'sin- de Söylemez çetesinin yargıla- nacağını anımsatıp, duruşmala- ra konan yayın yasağının şimdi ister istemezfısıfn gazetesini ha- reketlendireceğine dikkati çek- sem. Bu davada asker kökenli sanık sayısının sayıca ve rütbe- ce yüksek oluşu ile yasak kara- n arasında ister istemez bağ ku- rulacaktır; DGM savcı ve yargıç- larından kimilerinin asker köken- li oimasına yönelgin kimi itiraz- lar bu durumda yoğunlaşacak ve hatta kimilerinin gözünde haklılık kazanacaktır, diye tah- minleryürütsem... Bütün bunlann tam da say- damlaşmanın milyonlann bilin- cinde yer ettiği, siyasal kirlen- menin kamu vicdanını aşın. kat- lanılmaz düzeyde aşın ölçüler- de rahatsız ettiği günlerde olma- sının ülkenin geleceğine ilişkin yeşeren umut kıvılcımlannı kül- lendimnekten öte işe yaramaya- cağını eklesem... Işleyişindeki kımi aksaklıklara ilişkin genel bir kanının oluştuğu adalet düzeninin, kendısini akla- yabileceği, geniş krtleJerin çabu- cak katılıverdiği, benimseyiver- diği o toplumsal cinneti, linç eği- limlerini köreltebilecek bir fırsa- tn heba edildigi görüşünü öne çıkarsam... Bu dediklerimi yaptığım için bir DGM savcısı, şu anda yasal gerekçesini bulup çıkaramadı- ğım bir kovuşturma başlatsa... Demokrasiyi, hukukun üstün- lüğünü, yurttaşlık hakJannı koru- maya ve kullanmaya karariı bir gazeteci olarak ben bu kovuş- turmayı fırsat bilip, ülkenin seç- kin hukukçulanna danışıp hukuk biliminin incelikleri, evrensel il- keleri üstüne kurulu örnek bir sa- vunma hazıriasam... Hukuka gönül vermiş seçkin avukatlar, artık birbirimizin do- ğal uzantısına dönüştüğümüz avukat Fikret flkiz'in yanı sıra, onurla taşıdıklan cüppelerini sa- vurarak duruşma salonunda yerlerini alsalar... Mahkemece verilecek olası bir beraat karanndan çok daha önemlisi, duruşma boyunca sü- recek içerikli hukuksal tartışma- lar, ekranlarla, gazete sayfalany- la ülkeye yayılacak, böylece "Fı- rat'ın iki yakasındaki yurttaşla- nn" yüreğini ısıtacak diye um- sam... Boşuna ummuş olurum... Duruşmayı avukatlar, savcı, yargıçlar ve mübaşir izleyecek... Akşam televizyonlannın basına oturan, bir koltuğa kurulup ga- zetelerini okumaya başlayan yurttaşlar olup bitenden haber- dar olamayacaklar. Fırat'ın iki yakası ne, Istanbul'da Boğaz'ın iki yakası ne, Beşiktaşta DGM binastnın önündeki caddeden geçenlerin, kapıda nöbet tutan polislerin, DGM'nin çaycısının, önündeki pan< yerinin kahyası- nın bile haberi olmayacak... Metris'te duruşma günü bek- leyen Ibrahim Şahinlerın. umursamaz görünseler de sıkın- tılan yüzlerinden okunan Ağar- lar'ın, Bucaklar'ın, Ekenler'in, Yeşil ve benzerlerininse yürek- lerine serin sular serpilecek... lyisi mi... lyisi mi ben böyle bir yazı yaz- mayayım. Bugün de böyle, sa- de suya tirit bir Tırmık çıksın... N'apalım... POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Peygamber Yolu... Gerçekten bu kişiler bilim adamı mı yoksa sof- tamı? Işlami llimler Araştırma Vakfı Başkanı ye Marma- ra Üniversitesi ilahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Özek diyor ki: "Dünyada insanlann ikiyolu vardır Birisipeygam- berlerin yolu... Bir de peygamberterin dışında kaian padişahlann, şeytani insanlann ve bazı filozoüann çizdiğiyol vardır. Peygamberierinyolundan gidecek- sen hukuk sistemini dini esaslara dayandıracaksın. Şeriat dediğimiz bu düzendir. Şimdi gelelim ikind sisteme... Insanı ıdare edecek kanunlar insanlar ta- rafından yapılır ve bu kanunlarda dini naslara rast- lanmaz. Işte bu da laikliktir. Ben Müslüman olarak bu kanunlann nasa dayalı kanunlarolmasını inancım gereği isterim. Bana göre şeri kanunlann hiçbirsa- Kincasıyoktur..." Bu kışi laik, demokratik cumhuriyetin bir üniver- sitesinde. ilahiyat fakültesinde okuyan çocuklan- mızı eğitiyor... Muhterem ne istiyor? >-: Şer'ı hukümlere dayaiı bir Islam cumhuriyeti... Bir türiü hızını alamayan şeriatçı profesör devam ediyor "Harf inkılabı zarariıdır. Birmilletin bin senelik ta- rihini tamamen ortadan kaldırmak yanlış bir şey- dir..." YÖK profesörü Ali Özek gibi sözde bilim adamı olan softalann sayısı az değildir bugün. Istanbul'dan Trabzon'a, Izmir'den Van'a, Ankara dan Şanlıurfa'ya, Edirne'den Erzurum'a dek pek çok üniversitede sof- talann sayısı bir hayli faziadır... Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda kız öğren- cilere 'tunban' dağıtılırken universitelerdeki kûtüp- haneler mescide dönüştürülmüştür. Laik, demok- ratik cumhunyete düşrnan olanlar 'bilim yuvalan'n tek tek ele geçirmişlerdir... Oyun kuralına göre oynanmaktadır... Istenen nedir? Peygamberimizin yürüdüğü yolda mesafe almak... Şeriatın, peygamberterin yolu; laikliğin, şeytani yol olduğunu söyleyenler bugün-laik cumhuriyeti ku- şatan şeriatçılann ideologlandır... ••• Hopa Devlet Hastanesi'nde olup bitenleri Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna biliyor mu? Hopa Devlet Hastanesi'nde 'turban uygulama- s/'nabaşlandı... Karaman, Konya, Erzurum, Samsun yb. devlet nastanelerinde de 'turban uygulaması' sürüyor... Işin ilginç ve düşündürücü yanı Milli Güvenlik Ku- rulu karariannın açıklanmasından sonra kamu kuru- luşlannda 'turban uygulaması'mn hız kazanması... Bayındırlık Bakanlığı'nın ve Orman Bakanlı- ğı'nın tüm bırimlerinde; Devlet Su Işlen ye Karayol- lan tesislerinde, GAP Idaresi'nde ise 'içkiyasağı' uy- gulaması hız kazandı... Batman, Diyarbakır (Sur Belediyesi), Ş.Urfa, Kon- ya, Kayseri, Bursa-lnegöl, Bingöl, Ağn ve Kütah- ya'da RP'li belediyeler tekel bayilen ile lokantalara alkollü içki yasağı koydular... Kayseri ve Diyarbakır 1 da tekel bayilen, betediye- lerle mahkemelik oldular... RP'li Kütahya Belediye Başkanı Süleyman Ca- nan, bakkallann aıhsat başvurulanna 'alkollü içki dı- şındaki tekel maddelerinın satışı' koşuluyla izın ve- riyor... Belediye başkanı bu arada tekel bayilerinin ruhsatlannı geçersiz kılıyor... Kütahya Valisi Kaya Uyar. 21 tekel bayisinltfşJİto yetlerini değeriendırerek RP'li belediye başkanını 12 Şubat 1997 ve 7 Mart 1997'de iki kez üfanS^r.ir^ Vali Kaya Uyar'ın yazısı şöyle: "7- Haklannda kapatılma veya zabıt varakası tu- tulan esnaflann tamamının Belediyeden 3572 Sayı- lı Kanuna ve bu hususta çıkanlan 'Işyen Açrna ve Ça- lışma Ruhsatlanna İlişkin Yönetmelik' hükümlenne göre IşyeriAçma Çalışma Ruhsatı aldıklan, alınan bu ruhsatiann Kanun ve bu hususta çıkanlan yönetme- lik esaslanna uygun bulunduğu, 2- Tekel maddesi ve Alkollü içki satmak için Tekel Idaresinden Alkollü içki satış belgesi aldıklan ve bu- nun 4250 Sayılı Ispirto ve Ispirtolu Içkilerin Inhisan Hakkındaki Kanuna uygun olduğu, 3- Belediyece bu türmadde satan yerier için 1580 Sayılı Kanunun 15J3 maddesıne göre kapatılma sa- atleri bildirildiği anlaşılmaktadır. Ülkemizde Alkollü içki satışının ne şekilde yapıla- cağı 4250 Sayılı Kanunla düzenlendiğinden, Bele- diye Başkanlığının Alkollü İçki satışı yapıyor diye iş- yeıieh hakkında kapatma karan alması hukuka ay- kındır. 4250 Sayılı Kanun hükümlerine göre dayranılma- sını, mevzuata uymayan tatbikata son verilerek hu- kuka aykın işlemden vazgeçilmesini ve sonucundan valiliğımize bilgi verilmesini rica ederim." ••• 1997 Türkiyesi'nin fotoğrafına bakınca görüyoruz yukanda anlattıklanmızı... Sözde bilim adamlan, 'peygamberyoluyiaşeri- atın geçerli kılınmasını istiyoriar; RP'li belediyeler 'al- kollü içki satışını' engelleyerek Türkiye'yi Iran'a çe- virmek istiyoriar... Bu olup bitenler karşısında siz ne diyorsunuz laik, demokratik cumhuriyetin yılmaz savunucusu Tansu Hanım? Ne diyorsunuz? Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet http: // wyvw.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Pianetcom. TR ÇAĞDAŞ YAYINLARI Olayiar, anıiar, işgaller, boykotlar, grevler, politikacılar HİKMH SancıiıYıl KuşatımışSokaklar lar 250.000 TL(KDVdahil) Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sohak Mo: 9/B Cağaloğlu Istantmi TeU514 01 95/96 Posta çeki no.: 666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear