29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
IYFA CUMHURlYET 28 ARALIK1997 PAZAR OIAYLARYE GOKUŞLER Priene'deHüzün ÇElJKGÜLtRSOY B ir ayıbımı açıga vurarak baslayayınr. Turizmde 50. yıUnıtamamlamışbir yönetıciyim. Anadolu degerlerimn dünyaca bi- linmesine epeyce etne- ğımgeçtisayılabilir. Amaelimızdekibu çok özel. çok seçkin kültür ve turizm *sermayesi''îü gUfip görmeyi, ancakbu yılaku ettim! Güzelbir giizsabahı,ö$eYedognıydu. Erken saatıe. az ötelerdeki "Bülbül Da- ğr*naçıkmış. MeryemAnaevindebana umutve sevinçverensürprizbirola\ dan muüuiukduymuştum.Onuntatlırüzgâ- n üe,bir başka dağakurulu olanbukül- tür ocağmın dik yollanna vurdum ken- dimi. Ege'nin -demek kı- epeyce kuru olanhavasmda, UtanbuVdaki siyatiğim- den iz bik kalmamıştı. Bir tepcnin ya- macına kurulu olan -ve çok dâ az turist çeken- eskil (antik) kentinköşebucagı- m. her an artanbirhayranlıkladolaştım. O ne anlanknaz bir güzettik". katem. yetmiz kahr. Fuçayada objektiî gerek. Arkada, tepede, yalçvn bir kayalık yükseliyor Buşehir,okayalannoyulma- sıyla, o taşla, ümik-ilmikörülmüş.. Mal- zetneyi. Anadolu. bağnndançıkarmış. Ama iraanlar da, taşın hakkını ver- mister. Burada koyun otlatmak ve der- me-çatma bannaklarda ömür geçirmek ûzere değil, bu topragı vatan edinmek rçin.'dünyadunlukçayasaşueak" ömek bir kent kurmak için, imar edip yerkş- mişler. Yapı sanatının en güzel örnekle- rini sergüemek için, yüreklerinde bir aşkduymuşlar. Bunlar. her zamanve her yerde rastlanmayan olgular ve değerkr. Küçükasyadaki birkaç eskil yerkşimin. dünyadakiseçkinuğiveâegeridebuözel- liklerindengeliyor. Göçerukdegil. "yer- teşJkyaşanT temeüeriüstündeyüksefcn, nümarhkve estetik egemenligi. Küçükkentintarihi, Anadoluıçin, çok eski değıl: Isa'dan önce 300 yıllan. Bir tyonyerkşimi. Hvçbir zaman sıyasal, as- keri bir gücü ve arzusu olmamış.. Sırast ile Atına'ya, Bergama'ya ve Roma'ya bağh yaşamış. Roma ıle birlikte tüken- miş,. Makedonîskender'e de. birçokgü- zelyapısmı borçlu, tnsanlan, belli ki asağılardaki tanm alanlanndan ve o zamanlar yakın olan denizden, geçimleriıvi sağlamıs,. akşam olunca tepedeki kentlerine çekılmişkr. Amane kent 1 . Her köşesibirsanatsergi- si. GerçigönJükkrimiz, 19. yy sonunda buralan ilk kazan İngilizlerin British Museum'ataşKhklanndan. ardakalan- lar.Bukadanbik, insanıhayranetmeye yetiyor. Bir •'düzen* düşüncesirıin tarn birsergisihalinde. önünüzdeyelpaze gi- bi açılıyor. Hepsi, bir tepsinin içinde sunulmuş gibi düzbir geometriyle değil, çevrenin dogal yapısmm gereği olarak, yokuş. yanlanna, dörvemeç kenarlanna, sahne- lcr arkalanna istif edilmiş,, ayn-ayn bi- rer kültürveuygarlıktiyatrolanhalinde: Düzenli ve sevimli çarşılar ve epeyce görkemlitapmaklarla,konutlardemetle- ri... Bir orta noktası var ki. önünde hay- li düşündûrdübeni: Üç kenan dikçe bir amfi düzeninde (tabii, yine taştan sıra- larla) kurulmuş. olan, küçük bir parla- mento! Dünyadademokrasiıünilkuygu- lanmamodellerindenbin. Eskildönem- lerde bugûnkü msan haklannm temel alınmadığmı, ayncalıklann sadece va- undaşlara tanınıp, köklerin sayılmadı- ğını düşünerek, partamento benzet- memdenkuşku duyacakolanlar,bence, günümüzdünyasuun,ana çizgilcrde ko- sjut giden, ancakdeğjijikbiçimltrde ken- dinigösterendüzeninihesabakatrnahlar-. "GtobalekonornTde. artıkkapıtalmtam egemenUğı, kalabalıkkitleleri, tekelya- pısındaki güçlü ve etkili medya araçlan ile ayaktopu tutkulan ile.. yönlendirme vekonlrol altındatutmayöntemleri, da- ha mı "demokratik''? Önun içm, azsa- yıdainsanıntaşsıralara oturupkendiiş- leriııi doğrudan görüşmelerini sağlayan bu ilkpartamento. bana çok sevımh ve sağhklı geldi. Buiyimserliğimi, çevrede, olanca be- reketiyle destekliyordu. Yıkıntı ve ser- giler balindeki taş ve mermer yapıtlann arasından. sayısız çam fıdanlan, orada- burada zümrüt yeşili renkleri ile birer ftskiye gibiyükseliyor, tıeryanı birer rü- ya tablosuna çeviriyordu. Tambircoşkuiçinde. geldigimyönün karşvsma dogru yürüdüm. Oradan bir yol, aşağı dogru inmekteydi. Bir nokta- dadurup. karşılan seyre dalmakarzusu- nu ve geregini duydum içimde: Buras» bir yokuş başıydı. Solda arut türîmden bir meş,e (yoksa sakız, ya da çitlenbik miydi?) yükseliyor, benüz yapraklanm dökmemiş, hatta yeşil tonlanna sanlan vekırmvzıları dakatmışolandallan.ba- şımdaçelenkleşiyor,birbakıma,karşun- da açüanpanoramaya. renkli çerçeveler çekmiş oluyordu. L T zun uaın seyre daV dun, buradan a§a|üan ve karşı görü- nümleri. Uzaklarda, biraz sislı ve puslu yeşillikler, hatta solgun mavrtikler için- de, larlalar uzanıyordu. Sonrabirden,içimdebirürpertiduy- dum: Bu genişresim.bu canh fotograf, Esentepe'deki eski evimde yatagunın karşı duvannda çeyrek yüzyıl asılı kal- mış, olan bir son dönem Osmanta \"ag*- boyatabVosuiktam tamuıaçakışıyordu-. Ondada,yinesotda,birkocaağ^çşem- «yesiniaçar,ondada,ıssa\%kiınsesizbir yol, krvnla-dolana aşağdara iner-gider; onda da. ye^Uikter ve soigun raavilikler her yeretûBeriniserper; ondada, bir sa- bahın,taze neşesi, dalgın giuelliği, renk- li iyûnsertiği, sür ohır dik getir,bakanla konuşur. O tablo, bâlâbende. Onun bu- radan tek farkı olarak, uzaklarda eski masmasiBo&aâ^'ndenbirpan,a,birgöl gibi aynalaşurve pınVdar. Priene'de, o yokuşun başındabu ben- zeyişûı ayırdına vardıgun an, inan ki, okuyucu. önce sankibendecevremdeya- tantaşkrdanbiriolu\erdinv,fakat içime o an, bir dekor düştü. Dilimden. \ssızve karhbir Varşova gecesinde ve gurbetin- de, tstanbul rüyası gören Yahya Ke- nud'in dizeleri dökülüverdi: "Z.ihnimbusehirden.budevirdençok uzakta,/TanburiCenûlBe> çah\ or, eski plâkta /Sandımki, uzaklaşu, v^an kar ve karanhk / Uykumda bütün bir gece, k»rfezde>im, arokr Ben Yahya Kemal gibi her güzel or- tamda yine de lstanbul'unu arayjtti bir <4 rind-«»eşrep''değildim. Yer, gamlıVar- şova değildi, vakit de,karb bir gecebiç degildi. Kendi yurdumdaydım, çe\Tem ışMv çamlarlabezeliydi. Ama neyapa- yun Vd, ben Prieneiide degOdim, 3 ya- şvnda dünyayı tstanbul'da tanımaya ko- yulmu§bir çocuktum. Bu ağaçlı toprakveyokuş yol da. ya- nm yüz yıl öncesindeki kendi şehrimc, kendiocağıma, öylesine benziyordu ki! Bir andaıslanangözlennde,karsundaki tabkıyabaktım, uzun-uzun BöyVeydi,iş- tetopkıböyleydi, Bogaziçi tepelerinden kıyılara inen \ssız ve toprak yollar. Ya- nıbaşınızda koca bir a|aç amtlaşırdı, sonraiki yanıböğürtknlerin,hatta mür- verlenn süslediği ve yagmurlarla "şah- rem-şahrem" olmuş çıplak ve toprak yollar. kıvnla-dolana, denize ulaşırdı. Yüdu'da Balmumcukırlan, Gayrette- pe'deSaitFaut'inMenekşeliVadi'si, Bü- yükdere"nm Hünkâr Suyutepeleri, han- pbiriıüsavarsınBoga7 auzaklardanba- kan, oralardanhep denizedogru«ssızto- rakpatikalanyollâv^n\>er\TİksekBk.heT mesafe. böyk tablolar açar,böyteşürier söylerdL Şürsöy\enwklekalmaz,her vadi,ülke- nin abartmasız en tadı iyi (ve Ege'nin irıcİT-üzümüne karşı en çe^idi bol) ye- mişlerinidöker, en *ince" sulanrnve en bereketli balıklannı sunardı. Cökyüzü çogu gün masmavi partar, tepede bembeyaz buluüar, atünuş pa- muklar gibi ya durur. ya hafifçe akar, ueurtmalanmızosemalârdarüzgârtage- zer,yerde dizbovupapatyalarta, korgi- bi getincikler, ates-ateş yanar ve çocuk gönüUerimiziezer-ezerdi Hayaloldu gitti,bütün o dender Banakalan, sade, eski resimler. Onlara baktikça, içim kan ağlar! Priene yıkılannda ^harabelerinde) o gün, vakitöğleyi geçmişti. Oyokuşu in- meyiı, gönlüm çekmedi. Poyrazlarda masmavi,koyumavi, lodoslardayemye- şil bir Boğa/içi'ne varmadıkça, Tanrv- 'nın toprak youannu ıssu yokuslanıu, neyleyecektnin? Ben bir Priene'li değildim ki... Ben, her şeyiykVdre-pasabatnuşbirvidkceo- netin, öksüz çocuğu değil tniydim? Ba- şım önüme eğik, gönlüm engin derece- de ktnk, geriye döndüm. PENCERE YecücNlecüc... "söz- Izmifin 19. Yüzyıl ¥otoğraflan Y ül%6, onbeş yaşındayıtn. Onlü yazar AndreGide'm dünya yazını- na mal olmuş, \897'de yaz- dığı Dünya Nimetleri adl\ yapvttm okuyorum. Yapıtta geçen Gide'in şu cümlesi beni lzmir'e bağlıyor: "\z- mir'iuzannuşbirküçük ka Anıalya H Kültür Müdürü gibi u\Tir gördüm". Yıl, 1%9. frmiı'e ilkokul ögret- mem olarakatanıyorum. İlk işim Kurtuluş Savaşımızın simgesi Kordon'a gitmek, ınci gibi dizilen iki katlı, cumbalı sıra sıta evleri gör- mek, kıyı boyunca oturan. gezinen insanlan izlemek oluyor. Hızlı geçen ikiyıl ve lzmır denizine günes, batar- kenVaryant"tanokunan Ca- hitKülebi'nin dizeleri: "Savaştepe köprüsünden geçen trenkr Selolar Izrair'e akar Izmir'vn denio ku. kua deniz Sokaklan hem kız, hem denizkokar." 1969 yılından sonra de- |işıkkerelerlzmir'egeldim. Her gelişimde, yok olan kent dokusu, beni hep düş- kınklıgvna u|rattı. En son 1997 Ağustos'unda geldim. Ünlü Kordonboyu'nda dev makinekr, çıkardıklan bü- yük gürültüierk denizi dol- duruyorlardı Suna - İnan Kıraç. Akde- niz Medenıyetleri Araştır- ma Enstitüsü'nün yayımla- n arasmdan çıkan 19. Yüz- yıl Izmir Fotograflan kata- logunu incelerken Andre Gide'in yukandaki cümle- sinı ammsadım. Dünya Ni- metleri"nin yazıldıgı yıllar- la, katalog'daki resimkrin çekildiği yıllar çakışıyor. Resimleri inceleyince Ege ev mimarisiningüzelömek- leri, limandakiüç direklige- miler, Sankışla, camiler, öbür dinsel yapıtlar. resmi yapıtlar, insanlann giyimi saltbirsiluetitamamlıyOTve IT DÜHYA HAU A.Ş. (hracatia, *u scw5röe TÜftKlYE BİRlN&Sİ * tetenit«9ct. Ufe «onorrnsı vs mtac«nna iiltfalannıtm İK-vammtW«ra^ bütünlükteki gÖTkem işte Andre Gide'in sözunü etti- ğı Izmir dedirtiyor. Resim- leri inceleyince lzmir'in es- kil (antik)çaglardaki adıyla Smyrna'nın tarih boyunca uygarlık metkezi oltnasmın coşkusunuyaşadığnu görü- yoruz. Dogu Akdenvz'in incisi Izmir, 1919'lardaki Yunan işgaliyk elbette büyük yı- kımlar, yangınlar geçirmiş,- tir. Buyangmlara ve yıkım- larakarşm 1930'lann,40'la- nn, 50'lerin İzmir'i yine de aüzeldi. 1970'krde güzel izmİT'deki konaklann çogu ayaktaydı: Oijrtemli Türk ' 'eVlerini' ifiı yVfMda' ySktik'. 1 ' Çok katlı apartmanlar yap- ök. Belediye başkanlannm keyfiyetkri doğrultusunda, denizidoldurduk. sokaklan, caddeleri. kent dokusunu, kent kültürünü yok ettik. Denizle iliskisinikesük. Bu- gün "Vzmir'in deniâkız, kj- n deniz" kokmuyor, başka bir şey kokuyor. Katalogdayer alaresim- ler Paris'te oturan Ahmet Ahut'un on altı yılhk çaba- styla Fransa, Ingiltere, Bel- çika, Avusturya ve Türki- ye'den derknmiştir. Yapıtta yer alan resimler, uzmanla- nn belirttiğine göre dünya- daki etı iyi 19. yüzyıl Izmir fotoğraflan koleksıyonu. Belirtiknkoleksiyondabili- nen en eski Izmir fotoğraf- lanndan üçü yer alıyor, fo- toğraflann tarihi 1854'kre uzanıyor. Metitı yazarlıgmı ^ehir plancısı Prof. DT. M. Çınar Atay'myaptığıyapıtta,kent dokusunu,insanloyafetleri- ni, meslekyapısını, yaşamı- nı içeren 126 fotograf, 4 pa- norama yer alıyor. Böyksi bir yapıtvtoize'kaısMitran '^Suria - İnan K.ıraç çiftine, Sevgili Ahmet Abut'a yü- TektenteşekküTİer. Resimle- ri çekenkrise dünyamızdan aynldıklan içvn ışık içinde yatsınlar. îlgiktıenkre not: Buka- taloğu edinmek isteyenkr Antalya'daki Akdeniz Me- deniyetleriAraştırmaEnstı- tüsü'nden (Tel: 0 242 - 243 42 74), Istanbul'da ise Sad- berk Hamm Müzesi'nden (TeV. 0212-242 3813) sag- layabilirler. Geçmişin bir döneminde "Türk" ile "köylü' cükleri özdeşti; Mustafa Coşturoğlu'ndan nyorunv. "Ahmet Vefik Paşa'nın 'Lehçe-i Osmani' adlı sözlüğünde yazdığma göre Hicret'in dördûncü yt- Imdan sonra Türk boylannın kırsal kesimde yaşa- yanlanna 'Türk' veya 'Türkmen', kentlerde otu- ranlanna 'Selçuk' deniyordu. Osmanlı'nın dilindeki 'eşekTürk', 'kabaTürk' sözcükleri, daha çok 'köylü' anlamt taştyordu. Kuran ve Tevrat, yeryüzünde insanlığm başına bela kesilen bir ulustan söz ederler. Kuran, bu ulu- su 'Yecüc-Mecüc' olarak adlandınr. Eski Kuran yorumculan ve hadis ravileri (aktancılan) de bu baş belası ulusun Türkier olduğunu söyterler (Ömer Rıza Doğrul). Arap hadis aktancılanmn başında gelen Ebu Hüreyre ve lbn\ Abbas gibi ünlü kişiler, Yecüc ve Mecüc'ün Anadolu'ya gelip yerleşmeierini 'kıyamet alâmeti' sayariar. Peygam- ber sözde diyesiymiş ki; 'Yecüc ve Mecüc Anado- lu'ya (Rum diyan) gelmedikçe kıyamet kopmaz'. Demek ki Türkleri Anadolu'ya sokmamak ya da buralardan söküp atmak, kıyameti önlemenin bi- ricik çaresiymiş!.. Ingiliz Başbakanı Lloyd Geor- ge da Sevr'in gerekçesi olarak Türkleri Anado- lu'dan ve Avrupa'dan söküp atmanın bir insanhk borcu olduğunu söylüyordu." (.Birieşmiş MiHetter Türk Derneği Yıtlığı, 1997) • Osmanlı kültüründeTürk'ü(veköylüyü) aşağıla- mak bir sürekVılikgösteriyor, gelenek içeriği kaza- nıyor. Türk'ün (köylünün) biri yanlışlıkla güzel kokular satan bir "ıtriyat" dükkanına girince, düşüp bayı- lır. Oradakiler ne yapacaklannı bilemezler, nekre- nin biri sokaktan köpek pisliği alıp getirir, Türk'ün burnuna tutunca köylü hemen ayılır. .,, Nekreye sorariar: - Ne yaptın sen?.. , \ . Nekre der ki; - Bunlar pislik içinde yaşariar, temiz yerde ba- yılıriar, alışttğı kokuyu bumuna tuttum. Türk, Osmanlı'da "etrak-ı bi idrak" (idraksiz Türkier)diyehorlanırdı. Tarihin imparatorluklar dö- neminde böylesi görülmüş mü?.. Osmanlı'da Türk'e düşmanlıköylesine önyargıya dönüşmüşki Divan-ı Hümayun katiplerinden Hafız Hamdi Çe- lebi,Türklerin horianmasına, aşağtlanmasına, hat- ta öldürülmesine ilişkin manzume yazmış: "Dedi ol kâni kerem şahı celal < Türk'ü katleyleyiniz kanı helâl." • <"' •- Sonuçtaortayane çıkıyor?.. AvrupalırteOsman- lı bir yerde birteşiyortar. Avrupalı çocuğunu nasıl korkutuyor: - Uslu dur, yoksa seni Türklere veririm... Osmanlı ne diyor: - Kaba Türk, eşek Türk, aklı ktt Türk, öldürülesi Türk, köylü Türk... Mustaia Kemal ne demiş: "Köy/ü efendimizdir." y ^ % y ş e r ye gerek var mı?.. Mustaia Kemal, yüzyülar boyu insandansayılmayana saygıgöstermeye çalışıyor; ama nafite... Türklerin hem Batı'dahem Dogu'da, hem \slam hem Hıristiyanhk kültüründe aşağılanması ilginç bir olgul.. Günümüzde "tatlısu enteli" ya da "yeni mandacı" diye anıian kesim de bu mirası üstlen- mişler; Türk'ten kötüsü yok!.. Yoksa biz gerçekten Yecüc Mecüc müyüz?.. urkıv ırınDünya Halı, 1996 yılında gerçekleştirdiği thracatla, sektörunde Türkıye binncisı olarak, T.C Başbakaniık Dış Ticaret Müsteşarlığı tara^ından ödüliendınldi. 1997 yılının, yayınlanan son verilerine DUNYA V HALI / göre, Dünya Halı'nın ihracat birinciliği bu y\l da devam ediyor... Dünya Halı. 40 yıllık deneyimin 7 yıllık ürünu olan bu başansını daima "en ıyi"yı arayan yüce halkımızla paylaşmaktan onur duyuyor... "En îyî"yî arayanlara ilk * • tek Dase «âaik istasjona Badio 2Oİ9 »e «a i y i la\>«llaruıı.a distritfitörü SJ£.T. HBzik Ltd. ilit House C ü k « daka ittta Dans Mûziginin v 2 0 1 9 CD ve Kasetinde Sounâs, XU«gKX«Bs, Slip'S'SU4« ve Soa«e »aıi|iıı 4e»l«ri5 ttood I I Sving, H»stsr6 at «oric, Baıoıj T«Mglii, B l m , *ag«ı. «oraea, B,0^., 13. <kn»14 il» olaj»aîst C»roi SjrVraa, Sakrjaaalı Poıp», Ki»ars loirelae», 3J).Br»tiaıait», I.TI3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear