25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 KASIM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Devlet Bakanı Işın Çelebi özelleştirmede yasal boşluk olmadığını savundu 6 Son yasa anayasaya uygun' Devlet Bakanı Çelebi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Devlet Bakanı Işın Çelebi, özelleştirme konusunda yasal boş- luk olmadığıru, son yasa hakkın- da dava açılmaması nedeniyle ana- yasaya uygunluğun sağlandıgını savundu. Çelebi. enflasyonla mü- cadelede gerçekleştirilmesi gereken reformlan sıralarken, özelleştir- melere hız verilmesi gerektigini söyledi. Devlet Bakanı Işın Çelebi, ön- ceki günkü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşma- da, 24 Kasım 1994 tarihinde çıka- nlan Özelleştirme Yasasf nın de- ğer tespit ve ihale yöntemlerine ilişkin hükümlerini Anayasa Mah- kemesi'nin iptal etmesinın ardın- dan 3 Nisan 1997 tarihinde yapı- lan yasa değişikliğiyle yasal boş- luğun ortadan kaldınldığını belirt- ti. Anayasa Mahkemesi'nin, yasa- manın yetkinin yürûtmeye devri gerekçesiyle iptal ettiği hükümle- rin yerine getirilen yeni düzenle- menin de bu ilkeye aykın olduğu görüşlerine karşın Çelebi. yeni ya- sayla ilgili dava açümadığmı, bu rte- denle yasanın anayasaya uygun ha- le geldiğini savundu. Çelebi, enflasyonla mücadele ıçin hazırlanan 3 yıllık orta vadeli istikrarpaketi çerçevesinde sosyal güvenlik, vergi ve idari reform- lann gerçekleştirilmesi gerektigini belirtirken "Özelleştirmelere hız vermemiz lazım. Yasal boşluk konusunda bir engel kahnanuşür'' dedı. Maliye Bakanlığı'nın projesine Alman hükümeti destek verdi Vergiye bilgisayarh denetim ANKARA (AA) - Maliye Bakanlığı, vergi kayıp ve kaçağının kısa sürede or- taya çıkanlmasına yönelik Bilgisayar Destekli Denetim Projesi'ni uygıüa- maya soktu. Alman hükümetinin de teknik işbirliği anlaşması çerçevesinde destek verdiği projeye ilişkin hazırlık- lar tamamlandı. Bilgisayar Destekli Denetim Projesi, geçen gûnlerde tstan- bul, Ankara. tzmir ve Adana'da uygu- lamaya girdi. Projenin şubat ayı başın- dan itibaren de bütün illerde hayata ge- çirilmesi kararlaştınldı. Çalışmalan 3 yıldırdevam eden pro- je kapsamında, 6 milyon mükellef fış- lendi. Bu mükelleflere ait gelır, kurum- lar ve katma değer vergisi beyanname- leri ile muhtasar beyannameler ve ek bildirimler, bılgisayara yüklendı. Veri tabanı oluşturuldu Mükelleflere ait temin edilen diğer bilgiler de aynı şekilde bilgisayara iş- lendi. Böylece vergi istihbarat merke- zinde, mükelleflere yönelik detay bil- gılerin olduğu bir veri tabanı oluşturul- du. Bilgisayar Destekli Denetim Proje- si ıle maliye müfettişleri, hesap uzman- lan. gelirler kontrolörleri ve vergi de- netmenlen artık masa başında denetim yapacak. Denetim elemanlan, bilgisayar başın- da. mcelemek istediğı mükellefe ait her türiü işlemde bulunabilecek. Bilgisayar destekli vergi çalışmalan sürüyor. Vergi indirimi bir parmak bal ANKARA (ANKA) - Gelir ver- gisi oranında yapılması öngörülen 5 puanlık indirim, ücretliler için sa- dece 'bir parmak bal' olacak. tndi- rimin net asgan ücrete yansıması ay- lık 1.5 milyon lirayı bile bulmaya- cak. Yüzde 25 olan gelir vergisi ilk diliminin yüzde 20'ye çekilmesi, halen 22 milyon 900 bin lira olan net asgari ücretin 24 milyon 300 bin lıraya yükselmesini saglayacak. Vergi indiriminin net ücrete katkı- sı 1 milyon 400 bin lirada kalacak. Asgari ücretin ilk belirlendiği yıllarda yalnızca yüzde 9 olan, son yıllarda ise yüzde 35-40 düzeyinde seyreden asgari ücretten yapılan vergi, sigorta ve benzeri kesintile- rin brüt ücrete oranı, ancak yüzde 31 'e gerileyecek. Daha yüksek üc- retlerde de kesintilerin oranında üc- retliler lehine 1 -2 puanlık iyileşme yaşanacak. DÜNYA EKONOMtSİNE BAKIŞ/ERGİN YILDIZOĞLU/Z,CW£>«/1 Mali Kriz İçinde Tehlikeli Gelişmeler ünya ekonomisi derin bir eko- ı nomık felaketin eşiğınde du- ' n "'fuyor. Uluslararasi ilişkilerde ilginç gelişmeler var; silah- tanma yanşı hızlanıyor. "1929'a benzer bir çöküş dönemi- ne mi giriyoruz?" Dünya ekonomısının derın birkrizin eşiğinde olduğunu düşündüren ven- ler gittikçe artyor. Evvelki hafta The CX>- server'deyayımlanan uzun biryorum, "1929'a benzer bir çöküş dönemine mi ginyoruz?" dıye soruyordu (16/11/97). Bu kötumserlık boşuna değıl. "As- ya mucizesi", tam bir kâbusa dönüş- müş durumda. Bölge ülketerinin döviz- leri ve borsalar birbırı ardına çöktük- ten sonra, şımdı bankalar tek tek ba- tıyor. Yüzyılın ekonomik mucizesi Gü- ney Kore, IMF kapısında. Gözlemci- lere göre bu malı krizın etkıleri htzla yayılıyor ama sureç daha yeni başla- dı. ABD ve Avrupa borsalan son derece ıstikrarsız, "Boğa Piyasası" sona erdi. Tüm göz- ler, Asya ülkelerinin en büyük kredı kaynağı olan Japon ban- ka sıstemınde. Çünkü Japon banka sistemı de ABD ve Av- rupa ülketerinin Haane bono ve tahvillennın çok önemli bir kıs- mını elinde tutuyor. Dünyanın en büyuk ıkıncı ekonomisi olan Japonya, 3-5 yıldır derin bir ressesyon içinde ve henüz tü- nelın ucunda bir ışık yok. Üs- telik görülen o ki, bu mali du- rum daha yeni başladı. Ulus- lararası mali sermaye geliş- mekte olan ülkelerin piyasala- rından hızla kaçıyor. Kaçıyor ama boylece kriz daha da yay- gınlaşıyor. Mali sermayenin kaçışıyla, kriz Latin Amerika'nın en bü- yük ekonomisi Brezilya'ya sıç- radı. Brezilya şiddetlı bir resses- yona gırerken ihracatının yüz- de 50'sını Brezilya'ya yapan Arjantin'ı de peşınden sürük- lüyor, böylece kriz tüm Latin Amerika'yı tehdit ediyor. Avrupa ülkelerinde, çok za- yıf da olsa bir ekonomik to- kuluslu şirketlerin artan gücü yüzün- den eğitim, ücretler ve çevre korun- ması konusunda vaat ettiklerimizi ye- rine getirmekte çok zorianıyoruz" (In- ternational Herald Tribune 22- 23/11/97) dememiş mıydi? Avrupa Bir- liğı DışTıcaret Komisyonu Başkanı Sir Leon Brittan, bu gelişmelere bakarak CNN"e "ABD, uluslararası ticaretgö- rüşmelerinde güvenilihiğini kaybet- miştir" diyecekti. ABD güvenılirîiği ıki alanda da daha zayıflıyor. Bunlardan bıri Ortadoğu ba- nş süreci ve Irak sorunu. En son Irak- Birleşmiş Milletler anlaşmazlığı, an- cak, Rusya Dtşişleri Bakanı, SSCB za- manında, azgelişmiş ülkelerte ılişkile- ri düzenleyen Yevgeni Primakov'un insiyatifi ile ve içeriğı bilinmeyen bir Rusya-lrak anlaşması pahasına en- gellenebildi. Yorumcular, bölgede ABD'nin yarattığı güven boşluğunu Rusya'nın doldurmaya hazırtandığını deki 22 milyonbk Çinligöçmen nûfu- su kontrol edebilmek için yeni ittifak arayışlan var". Wall Street Journal'ın aktardığına göre (17/11/97) Çin ve diğer Doğu As- ya ülkelerinin askeri harcamalan 1996 yılında toplam 165 milyar dolara ulaş- tı. Çin 1996'da asken bütçesini yüzde 20 genışletti. Bu, tüm küresel askeri har- camalann yüzde 20'sine eşit bir ra- kam. Stockhoim Barış Enstitüsü'nün son rakamlarına göre Asya ülkeleri, 1996 yılında dünya çapında silah alım- lannın yüzde 48'ini gerçekleştirdiler. Diğer taraftan, bugün kriz içinde olan bölge ülkeleri ordulannın yapısını, sa- vunma amaçlı örgütlenmelerden uzun menzilli savaşlara göre değiştiriyorlar. Fılipinler uzun menzilli savaş uçaklan, Matezya Mig-29 savaş uçakJan, Ende- nozye SU-30 taarruz helikopterleri, Tayland 6 fırkateyn, bir ufak boy uçak gemısi, 28 Rus savaş uçağı, 6 ABD ta- arruz helikopteri alıyor. Güneyde silahlanma Çin'e karşıyken kuzeyde endişe kay- nağı Japonya. Bu bağlamda WSJ, Güney Kore'nın esas ola- rak. Japonya'ya karşı silahlan- dığını yazıyor. Güney Kore, pi- lotsuz bir keşif uçağı geliştirme projesi için, geçen 6 yılda 20 milyon dolar harcamış ve 35 milyon dolar daha harcaması bekleniyor. Japonya'da bulu- nan Uluslararası Çalışmalar Ens- titüsü'nün bulgulannagöre, böl- gedeki bütün asken ıhaleierin, maliyetinin yüzde 30- 4O'ı rüş- vete aynlıyor. Diğer taraftan, Güney Kore kendi uydusunu yaparak ABD'den bağımsızlaşmaya ça- balarken, uçaktan, gemıden ve havadan atılabilen, gemilere yö- nelik düşük maaliyetli füzelerin yaygınlaşması ABD'nin "Gun- Boat" diplomasisı kapasitesini azaltryor. Çin'in Rus imalatı, ses- ten 2.5 defa hızlı giden SS-N- 22 füzelerini yerleştırme hızına bakarak, yapılan bazı Pentagon simülasyonlan, ABD uçak gemi- lerinin, 2105 yılına kadar etkisiz- leştirilebileceğinı hesaplıyoriar. parianmadan,şirketgelirterinin Clinton'ındışticaretanlaşmayetkisi iptal edildi. J a p o n y a d a iki tane AVVACS', artmakta olduğundan bahsedıliyor. düşünüyoriar. ABD'nin etkinliğininza- erkenuyan uçağı almak için Boeing'le Ancak, hemen arkastndan ekleniya, bu toparlanma işsizliği azaltmayacak On- temational HeratdTribune 17/11/97). Dünya ekonomisinın stratejık sana- yilerinde, bir fazla kapasite sorunu, ya- tınm olanaklanndan yoksun bir fazla banka sermayesi sorunuyla birlikte ge- lişirken, aynı zamanda, bir kredi krtlı- ğı, likıdite sorununu da beraberinde getiriyor. Bir çöküşe dönüşme olasılı- ğı yüksek olan tipik bir aşırı üretim kn- ziyle karşı karşıyayız. ABD ve güven sorunu Kontrolsüz bir şekilde gelişen küre- selleşmenin etkilerınden kaygı duyan ABD Kongresı'nde, sendikaların da baskısıyla Demokratlar ve Grup Newt Gingrıch'ın tüm çabalanna rağmen Cumhuriyetçiler, Bill Clinton'ın dış ti- caretalanında, hızlı anlaşma yapmayet- kısini elinden aldılar. Kongre üyeteri, ser- best tıcaretin ücretler ve sanayi üreti- mı üzerinde olumsuz etki yaptığına inanıyoriar. Zaten Bıli Clinton da "Ço- yıfladığı bir diğer bölge de halen derin bir mali kriz içinde olan Güneydoğu Asya. ABD'nin etkisinin zayıflamasıy- la bölgede silahlanma yanşı giderek iv- me kazanıyor. Güneydoğu Asya'da silahlanma yanşı Bu yıl başında, "Bulletin oftheAto- mic Scientitsln, Doğu Asya'da aske- ri gelismeleri inceleyen bir araştırma- sına göre, Tüm DoğuAsya ülkelerias- keri harcamalannı arttınyoriar. Burası, Soğuk Savaş bittiğinden bu yana as- keri harcamalann sürekli arttığı tek bölge" (Ocak, Şubat, 1997). Bir baş- kaaraştırmada, Christian Science Mo- nitor, "Soğuk Savaş döneminin gü- venlik çerçevesinin dağıldığını ve USA'nın bölgedekiaskeri variığım aza/f- maWa otduğunu"tespitediyordu. Böy- lece "Japonya ve Çin bölgede yeni süpergüçlerolarakyükseliyoriar". Çin ve Japonya silahlanma harcamalannı arttınyoriar, "Çin'i ve bölge ülkelerin- göriişmeleri sürdürüyor. Mali krizın ortaya çıkmaya başladı- ğı 1996'da, sadece Asya'da değil tüm gelişmekte olan ülkelerde de, dört yıl gerilemeden sonra, silahlanma harca- malannın tekrar arttığı bildinliyor (Inter Press Servıce 18/8/97). Bu ülkelere si- lah satımlan, 1995'te 17.3 milyar do- lardan 1996'da 19.4 milyar dolara, ay- nı dönemde, dünya silah piyasalann- da ABD'nin payı yüzde 25ten yüzde 37'ye yükselmiş. 1993-1996 arasın- da yapılan tüm global silah ticaretinin yüzde 63.2'si azgelişmiş ülkelerce ger- çekleştirilmiş. Gözlemciler bu sene ABD'nin ileri silah sistemlerinin Latin Amerika'ya satışını serbest bırakma- sıyla, bu bölgede de özeilikle Şili ve Bre- zilya'nın başını çektiği bir silahlanma yanşının başladığını belirtiyoriar. 1930' larda da dünya ekonomisi ön- ce bir mali krize, arkasından koruma- cılık eğilimi ve silahlanma yanşıyla bir- likte gelişen derin bir ressesyona gir- mişti. Umalım tarih tekrar etmesin. • Çok avantajlı fıyatlara sahip Tofaş otomobilleri için, Tofaş-Fiat'ın katkısıyla özel Koçfınans Tüketici Kredisi imkânı: * Seçeceğiniz vadeye göre %1.75'ten başlayan minimum faizler. • 18 ava varan vadeler. VADE AYLIK FAİZ • ÖRNEK ÖDEME TABLOSU ŞAHİN 1.4 (Ay) (Net) ™ ' 3 6 12 18 %1.75 %3.75 %5.75 %6.75 Anahtar Teslim Maliyeti * Peşinat Bakiye Vade Aylık Net Faiz Ayhk Taksit 1.577.649.400 800.000.000 777.649.400 18 Ay %6.75 1.709.251.450 900.000.000 809.251.450 18 Ay %6.75 81.614.597 84.931.244 • Anahtar teslim mahyett. piaka-nthsat masrafîanndan dolavı farklıhk gosîerehıiır Hemen bir Tofaş-Fiat Ana Bayi veya Yetkili Satıcısı'na uğrayın. Bu çok özel fırsatı kaçırmayın. Bu fınat, tısa sure ifiıt sımr/ı stnıda otomobıl ve model ıçm zeçerltdtr Itkal ürunler da/ıtl degıldı Gîomobillenmıztn ftsııttan if daha aynntılt bılgı ifi/r, Türktyf'fiifj her \ennden, ucretsn Totas 24 hattını tO 800 211 42 42) artıyın. 7ÖFAŞ Koç ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Şu "Gurur" Sorunu Doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi "ahlak de- ğerieriniyitiren" bir toplum ne duruma gelir? Bu sorunun somut yanıtını her gün yeniden ya- şıyoruz. Nasıl mı? Iç ve dış siyasetteki uygulamalanyla Cılkeyi ba- tıran, az gelirli kesimleri enflasyon ve işsizlikle ezen, yoksul-varsıl gelir uçurumlannı daha da açan ve de üstüne üstlük "hırsızlığı belgelenen" siya- setçiler, siyasal vaıiıklannı sürdürüyor. Yasal boşluk- lardan yararlanarak yargı kovuşturmasından kurtu- lan pek çok bu tür siyaset- çi, beslemeleri ve yandaş- larınca, "Türkiye seninle gurur duyuyor" çığırtkan- lıklanyla çılgınca alkışlanı- yor. Khlesel destek buluyor. Çete kurarak siyasal suç işleyenler ve işletenler, va- tan kurtaran aslan kesili- yor; gittiklen yörelerde tö- renlerte karşılanıyor; kendı- lerine övgüler yağdınlıyor; kısaca önemli bir toplum kesimi örgütlü suç sanık- lanyla "gurur duyuyor". • • • Son gûnlerde bunlara ye- nileri eklendi, "gurur alanı genişledi". Önceleri kamu mallannı yağmalayan hırsız- lar, siyasal cinayet işleyen- ler, "toplumun belirii ke- simlerine gurur kaynağı" oluyordu. Son haftalarda, "sanata saldınyeni birgu- rur alanı "oluyor. Gerçi, daha önce sana- tın "içine tüküren" beledi- ye başkanı alkış almış; Sı- vas'ta sanatçılan yakanla- nn "destekçileri" çıkmıştı. Ancak şimdilerde bu iş iv- me kazandı. Ülkenin yaşa- yan en büyük yazan Yaşar Kemal'e kamuoyunun gözlerine baka baka küfre- debilen ve bunu ısrariatek- rariayan bir belediye baş- kanı, "yandaşlannca", gu- rurla alkışlandı. Çok daha ürkütücü bir gelışme oldu, Istanbul Üniversitesi'nin ki- mi ögretim üyeleri, küfür- cü belediye başkanının ya- nında yer aldıklannı bir bil- diriyle kamuoyuna açıkla- ma yoluna gidebildi. Aynı gûnlerde, tarıhsel bir filmdeki rolü nedeniyle sanatçı Okan Bayülgen kurşunlandı ve bir kesim yurttaş, bu "sanatçıyı kur- şunlayanlarla gurur" duy- duğunu haykırabildi. Normal toplumlar, sanat- çılan ve onlann yarattıkla- n sanat eserleriyle gurur duyariar; tıpkı bilim ve spor alanlanndaki başanlardan gurur duyduklan gibi. Oysa, siyasetten sanata, toplumsal yaşamın hemen tüm kesitlerinde bir "yan- lış gurur" süreci ve bunun doğurduğu toplumsal yı- kım yaşanıyor. ••• Türkiye'de yaşanan sü- reç, "yoğunluğu artan yoz- laşma ve çöküntü" olarak nitelenebilir. Ancak bu ni- teleme yeterli değil. Asıl üzerinde durulması, araştınlması ve düşünül- mesi gereken kimi toplum kesimlerinin, "neden s/ya- seti hırsızlık sayanlardan, siyasal amaçlı adam öldü- renlerden, sanatçılara küf- reden ya da kurşun sıkan- lardan" gurur duyduklan- dır. Kişi, bunalıma girer; çıl- dırabilir; ve uygun deyımiy- le çapı kadar yer yakar, ya- ni zarar verir. Türkiye'de olan bu değildir. Toplumun birkesiminin, oldukça geniş bir kesimi- nin "canavariaşma yolun- da hızla ilerlediği" görülü- yor. Ve bu canavarlaşma- nın "ekonomik, siyasal, top- lumsal ve kültürel neden- lerini" nesnel ve bılimsel verilerle inceleme ve çö- züm üretmeyönünde adım atılmıyor. Ülkenin, kaldıysasağlık- lı düşünen tüm kesimleri- nin, üniversiteler başta ol- mak üzere, kamuoyu oluş- turan tüm kesimlerinin "yanlış gururun nedenleri- ni" incelemesi ve ülkeyi yö- netenlere gerekli uyarı gö- reı/ini yapması gerekiyor. Bu yapılmazsa, esasen bilim, sanat ve düşünce bakımından yoksul olan bu topraklar, iyice çoraklaşır; "insansızlaşır". Çünkü, doğruluğun, dürüstlüğün, erdemin yok olduğu; sa- natçının yok edildiği olu- şumlar, insansızlaşmanın ta kendisidir. Bu yanlış gurura ve de- ğer yıkımına dayalı toplum- sal süreç tersine çevril- melıdir. F I A T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear