Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 KASIM 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Ahmet Oktay, bu yıl Yapı Kredi Yayınlan'ndan 5 kitabı çıkan Enis Batur'un son yapıtlannı değerlendirdi
'Tarihikazan bir saır'Kûltûr Servisi - Bu yıl Yapı Kredi
YayınlarTnda beş kıtap bırden çıkardı
Enis Batur: tkı Deniz Arası Siyah Top-
raklar, Doğu-Batı Dîvanı, Seyrüsefer
Defteri. Bu Kalem Bukalemun ve Bu
Kalem Melûn. Enis Batur'un birçok
kitabı ıçin uzunlu kısah yazılar yazan
Ahmet Oktay ile Enis Batur üzerine
söyleşi yaptık.
- Son kitabınız da onun Opera'sı üze-
rine bir inceleme/çözürrüeme: İsrafil'in
Sur'u. Ükin, Batur'un performansı \e
yaznıa hızı üzerinde durahm.
AHMET OKTAY - Bu, hız kavra-
mını nasıl yorumladığınıza bağlı. Ara-
gon'lakıyasladığınızda Mallerme ner-
deyse kısırdır. Ama unutmamak gere-
kir ki, Mallerme, Batur'un Seyrüse-
fer'deki sözleriyle "damariannı kuru-
tan" o kısırlık noktasına enşebılmek
için çok hızlı, yoğun bir tinseL'düşünsel
yaşam geçirmiştır. Nâzım'ın yanında
Orhan VeB de öyledir. Ama şiırsel et-
Idsinin Nâzım'a yakın olduğunu da
söylemek gerekir. 'Hız'ın sayısalnicel
özelliklen ile nitel potansiyel özellik-
leri arasında sorunsal bir dolayım var-
dır.
Düşünsel vc kültürel hız
Ben Batur'u 1978'de tanıdım. Dört
ince kitabı vardı: Bellı ölçüde seçkin-
ci bir entelektüalızm yansıtan ürünler:
Eros ile Hgades, Bir Ortaçağ Yalnızb-
ğı, Nil ve Ara-Kitap. 19 yıl sonra top-
lam kitaplannın sayısı 60"ı aşmış bu-
lunuyor. Bu sayıya ulaşabılmeyi sade-
ce fiziksel ve nicel hız kavramıyla
açıklayamayız. Bu kitaplan zorunlu kı-
lan. yazdıran düşünsel ve kültürel hızı,
o hızı anımsamak zorundayız. Gerisi
zaman ve çalışma sorunudur.
Bizden öncekı Nâzım ve Orhan Ve-
li kuşağının da, bizim kuşağın da bo-
hemde fazla ka> ıp v erdiğini düşünüyo-
rum bugün. O yıllanmı pişmanlıkla an-
mıyorum elbette. Deneyler edindim.
Ama yine de bir kayıp söz konusu. Bo-
hemin dışında kalmayı başaran Attilâ
İlhan'ı anımsayalım. Onun hızı E-
nis'ten aşağı kalmaz, sinema ve tv se-
naryolan da anımsandığında. Bu nok-
tada, yazmak'çok yazmak konusunda
doğrudan Batur'un kendısine gitmek
gerekir: Seyrüsefer Defteri'nde anlatı-
yor.
Enis Batur, edebiyatımızm önceki
adlannın yazınsal amaçlan, düşünsel
güzergâhlan, yazma teknikleri göz
önünde bulundurulduğunda, söylemek
gerekir ki; farklı bir damardan gelmek-
• Enis Batur'un kitaplan
sürekli biçimde hirbirlerinc
gönderme yaparlar. Doğu-
Batı Divanûıda yer alan
"Digenis" şiirinin
açıklamasını ve
kaynaklannı Sevrüsefer
Defteri'ndeki "Istanburda
Bir Hayalet: Thonıas
YVhittemore" yazısında
verir. Tarihi kazan şair.
söylediğim gibi. kcndi
katmanlarını oluşturur bir
yandan. Birilcri kazsın diye
tedir. Yazmayı bir duyarbk ve yetenek
sorununun ötesine taşır; bir varoluş, bir
bilme ve yapmaTcurma sorunu olarak
konumlandınr. Bu Kalem Melûn dakı
bir cümlesini değiştirerek söyleyece-
ğim: Yaşama ve ölüme yazıyla direniş
çaresizüğini tek çare olarak seçmiştir.
- Öyleyse oradan sürdürelim. Bu Ka-
lem Melûn nasıl bir kitap sizce. Bir not
defteri mi öntasanlan, projeleri içeren?
OKTAY - Bence müstehzi bir kitap
Melûn. her ne kadar Enis, Seyrüsefer
Defteri'nde istihzayı tutum olarak be-
nimsemediğını söylüyorsa da. Kuşku-
suz, tek ya da bırkaç muhatabı yok sa-
rakaya aldığı... Yapılmış bir kitap ola-
rak Melûn'un ıç yapısından kaynakla-
nıyor istıhza.
Batur. belirttığı üzre. yazıl(a)ma-
mış'gerçekleştiril(e)memış metinler-
den, projelerden yola çıkarak. bir pro-
jeler kitabı oluşturuyor. Bir yazımsal
projenin düşünsel/kültürel ard-alanını
ve tekhne sorunsalına ılişkin kaygıla-
nn mayınlı arazisini sergiliyor. Kitap-
lar gaipten doğmaz çünkü. Örneğin
"Takma-Baba" fragmanı: Kendi baba-
sına yazdığı bir mektubun anlatnını
Kafka'nın "Baba'ya Mektup"unu
okuduktan sonra başka türlü görür. Bu
metne başka bir zamanda yürüyebilir.
1959'da Bursa'dan tstanbul'a, babama
yazdığım zehir-zıkkım mektubu vere-
bilmeyi isterdim Enis'e. Iki oğul ve i-
ki baba için bir karşılaştırma zemini
oluştururdu. Yetke, tahakküm ve dire-
niş biçimlerine ait, mikro düzey top-
lumbilimsel ve ruhbılimsel veriler.
Arkeolojik katmanlaşma
Şiirindeki tarihsel kazının kendi ya-
pıtı içindeki arkeolojik katmanlaşma-
sını da izletiyor. Bu Kalem Melûn. Ya-
dırgandı çünkü Opera'daki çaba. Ama
oradadinsel metinlere, söylenlere, geç-
mişe döndüyse burada da, bir tür Ahit
Sandığı sayabileceğimiz arşiv sandığı-
na attığı "Amerikan Pasajı" fragmanı-
na dönmeyeceğine dair hiçbir sözleş-
mesi yok bizimle Batur'un. Parçanın
bitiş cümlesi müstehzi değil midir?:
"Bana bir roman konusu verin, dermiş
ya Colette." Konu orada duruyor. ben
de yazabilinm günün birinde. Kaldı ki.
yazıyorum, bir başka metninden kalkı-
narak Mektupçu'yu.
Sur'da yazdım: Enis Batur daha ba-
şından. okurun beğenisini hiç önemse-
meden, bir Büyük Yapıt düşüncesini
ön-almıştır. Başanr başarmaz, sevilir
sevilmez, o ayn sorun. Performansı ve
hızıbunagöreayarlanmıştır. EşimTü-
lay Tura ile, uçuşan yeşil papağanlan
ben de izledim balkondan.
Ben fark edemedım buradaki kendi-
liğinden olan ile kendiliğinden olma-
yan poetik sorunsalı. Batur Doğu-Ba-
tı Dîvanı'ndayazdı. 12Martdönemin-
de yaşanan baskıyı yasal engelleri aşa-
rak yazabilmek amacıyla tarihe dön-
meyi amaçlamış, Burckhardt'ın ttal-
ya'da Rönesans Kültürü'nün ıkıncı cil-
dinde karşılaştığım Savoranola'yı mer-
keze alan bir oyun tasarlamıştım. Ya-
zamadım.
Ben de bu projeyi Plutakhors'un ki-
tabmın adını vermeyi tasarladığım Pa-
ralel Hayatlar'ın "Ateşte Sınânanlar"
bölümüne postaladım Bruno ve Man-
sur'la birlikte.
Ben söz etmedim. ama Enis Me-
lûn "da söz ediyor Savoranola/Man-
sur'dan bir başka bağlam çerçevesinde.
Söylediğim gibi farklı bir damardan
geliyor. Ama yine de yazacağım "Ateş-
te Sınananlar"ı ve Paralel Hayatlar'ı.
Şunun için söylüyorum bunlan: E-
nis Batur'un kitaplan sürekli biçimde
birbirlerine gönderme yaparlar. Orhan
Koçakbir konuşmalannda söylemiş E-
nis'in yazdığına göre: "Kimseye açık-
lama fırsatı vermiyorsun şürini" diye.
Doğrudur: Doğu-Batı Dîvam'nda yer
alan "Digenis" şiirinin açıklamasını ve
kaynaklannı Seyrüsefer Deften'ndekı
"İstanbul'da Bir Hayalet: Thomas
VVhittemore" yazısında verir. Tarihi
kazan şaır. söylediğim gibi, kendi kat-
manlannı oluşturur bir yandan. Birile-
ri kazsın diye.
Başından beri oyunbazdı
- Doğu-Batı Drvanı'na geçelim: Ope-
ra'dan belirgin bir kopma"vı ya da sap-
ma'yı mı imliyor? Aradığı ya da yaka-
ladığı ne acaba?
OKTAY - Bir sapma da söz konusu
elbet, eğer biçım ve biçem düzlemin-
deki a>nşma bir sapmaya delalet edi-
yorsa. Dîvan. onun üzerine bir kitap
olan Seyrüsefer'le birlikte okunmah
derim ben. Opera kriptografik ve tari-
he ılişkin öğeleriyle apokaliptık bir
metindir. Dîvan daha dingin, durmuş
oturmuş, daha da önemlisi gün gör-
müş, bilgelık edınmış bir metin.
Okuru terörize etmez. Tam tersine:
Teemmüle (reflexion) çağmr. Açık bir
anlatı (narration) düzeyi içermesinin
nedeni de budur. Binncinin imgesel
yoğunluğu ve şiddeti. yerini betimle-
meye ve düzdeğişmeceye bırakır. Gün-
delik yapıp etmelerden, alıntılardan,
yaşamın ıvır zıvınndan öze doğru yü-
rüme girişimidir Dîvan. Soruna bura-
dan yanaştığımızda. Opera ile Dî-
van'ın aynı doğrultuya oturduğunu dü-
şünmekten yanayım ben.
Yazı. yaşamını bu işe göre ayarlamış
herkes için. son kertede. bir ölüm ka-
lım satrancıdır. Ama bu ortak payda,
oyunculann hamlelerinı ve hamleleri
örgütleyen stratejiyi bir örnek kılmaz.
Enis Batur başka oyunculara benzeme-
den oynuyor.
Başından beri oyunbazdı. Eskiden
salt metın için oynuyordu, giderek in-
san için oynamaya başladı. Çünkü, ya-
zı ve yorum: her zaman bir öznenin yâ-
zısı ve yorumudur; kişisel mitologya
da insanlığın Büyük Anlan'na eklem-
lendirilmeden var kılınamaz.
Virgül'ün 2. sayısı
Milliyetçilik ve
faşist estetik
Kültür Servisi - Aylık kitap ve eleş-
tiri dergisi 'Vırgül'ün kasım sayısı çık-
tı. Derginın ikinci sayısında Mark-
sizraden felsefeye, Susurluk olayın-
dan kitap eleştirilerine. TÜYAP ve
Frankfurt Kıtap fuarlannın değerlen-
dirmesıne dek birçok konuva aynlmış.
Yenı kitaplann da tanıtıldığı dergide
okuyucu mektuplan da yer alıyor.
Nail Sadıgan, "Marksist İktidar. Ye-
niden" başlıkh yazısında Jacques Go-
uverneur'un "Kapitalist Ekonominin
Temelleri: Çağdaş Kapitalizmin
Marksist Ekonomik Tahliline Giriş"
isımlı kıtabını değerlendınyor. Satlı-
gan, kitabın önemli \e yararlı bir me-
todolojik özelliğinin basit meta üreti-
mi ya da mutlak kapıtalist üretim gibi
gerçeklikten kopuk soyutlamalara ilti-
fat etmemesi olduğunu belırtiyor.
Mustafa Arslantunalı. M. Emin Ozel
ve TalatSaygaç'ın "Gökyüzünü Tanı-
yahm"isimlikitabını, Metin Duranda
Sargun A. Tont'un "Sulak bir Geze-
genden Öyküler"' isimli kitabını de-
ğerlendirmış. BüfcntSomay.YenıBaş-
layanlar Dizisi üzerine yazdığı yazı-
sında Rkhard AppignanesL Chris
Garratt, Zauddin Sardar \ e Parriek
Curry'nin "Veni Başlavanlar İçin Post-
modernizm" \e Darian Leader. .ludy
Groves'un "Yeni Başlayanlar İçin La-
can" kitaplanna yer venyor.
Virgül'ün 'Med Cezir' bölümünde
ise Dario Fo, Mark Twain, TLTAP Ki-
tap Fuan ve Frankfurt Kitap Fuan var.
3 Kasım'da birinci yılını dolduran
Susurluk olayı ile ilgili EnisBerberoğ-
lu ile "Susurluk : 20 Vıllık Domino
CJv'unu" isimli kitabı üzerine bir söy-
leşi gerçekleştirilmiş.
Airçakmak'm Suat Parlar'ın "Os-
manhdan Günümüze Gizli Devlef,
Ertuğrul Kürkçü'nün TalatTurhan'ın
"Özel Savaş, Terörve KontTgerilla" ve
"KontrgeriUa" isımlı kitaplannı de-
ğerlendiren yazılan. Osman Köker'in
"Kuşçubaşı Eşrerin Teşkflat-ı Mah-
susaAnılan" başlıkh vazılardadergi-
nin bu sayısında yer alıyor.
SevinOkyay ise yazısında. dünyada
ve Türkiye'de çocuklar için yazdığı ki-
taplarla ünlenen Roald Dahl'ı tanıtı-
yor.
Aynca Emine Bora, Nurdan Gûrbi-
lek, Iskender Savaşır. Mehmet H. Do-
ğan. İnci Ozkan, Orhan Koçak, Cla-
udia Fogu, Mahmııt Temizyürek. Tan-
sı Şenyapıh, Feza Kürkçüoğlu, Yıkb-
nm Türker, Füsun Akatlı ve Mahir
Oztaş da yazılanyla dergiye renk ka-
tıyor.
Derya Alabora için kendini eleştirmek, hatalan göz ardı etmemek ilerlemenin tek yolu
6
Sanat, mükeııııneK aramaktır'
• En çok anlatılan tutkulu
ilişkilerden etkileniyor.
Çünkü yaşamda çok fazla
tercih ettıği bir kavram
tutku. Sanatta belli bir
mükemmeliyet derecesine
ulaşılması gerektiğine
inanıyor. Tomris
Gıritlioğlu'nun yöneteceği
"Salkım Hanımın
Taneleri" ve Tiyatro
Stüdyosu'nun
sahneleyeceği Jean
Genet'nin "'Balkon" adlı
oyunu yeni projeleri
arasında yer alıyor.
Kültür Servisi - "Masumi-
yet"ın Uğur'unu kimler oyna-
yabilir diye, Zeki Demirku-
buz'a yardım etti bir süre. So-
nunda kendi oynamaya karar
verdi. Böylelikle kariyerine iki
yeni ödül eklemiş oldu. Altın
Portakal. ardından Altın Ko-
za'da da en iyi kadın oyuncu
ödüllerinı... Derya Alabora se-
narj'oyu okuduğunda sıcak di-
yaloglan \ e ılginç kurguyu çok
beğenmış. Ama en çok anlatı-
lan tutkulu ilişkilerden etkilen-
dığini hemen ekliyor. Çünkü
yaşamda çok fazla tercih ettiği
bir kavram tutku.
Yardım almadan çekilen
film biraz aceleye gelmış.
Oyunculann birlikte oturup ça-
lışacak çok zamanlan olmamış.
Yine de aralannda iyi bir uyum
yakalamışlar ve keyif alajak
yapmışlar bu filmi. Alabora. ti-
cari amacı olmayan, dolayısıy-
la az kitleye hitap eden proje-
leri benimsediğini belirtirken
filmin bu kadar ilgi göreceğini
tahmin etmedikJenni söylüyor.
Sonuçtan memnun elbette, an-
cak "Masumiyefle ilgili çok
eleştınleri var, hem kendıne
hem de filmin geneline: "Eğer
yaptığımız işe sanat diyorsak,
belli bir mükemmeliyet derece-
sine ulaşması gerekiyor. Elbet-
te bu çok zor. Ancak kendini
eleştirmek, yapnğın hatalan gö-
z ardı etmemek ilerlemenin tek
yolu."
-Hiç ara vermeksizin çahşan
sanatçının önünde yeni bir sı-
nema projesi daha var. Tomris
Giritlioğlu'nun yöneteceği Sal-
kım Hanımın Taneleri. Varlık
Vergısı dönemmi ırdeleyen fil-
Derya Alabora, Devlet Hyatrosu'nda yaşanmayan tonlar olduğunu söylüyor. (UGUR DEMlR)
mın senaryosu, Etyen Mahçup-
yan'a ait. Tiyatroda her gece
aynı oyunu yeni baştan yarat-
mak elbette zevkli. Ancak ge-
ride kalan hep boş bir sahne ol-
muyor mu? Bu nedenle sinema
gerçekten kalıcı olduğu için ya-
ni oyuncular, yaptıklan işler,
yıllar geçse bile hep aynı taze-
likte kaldığı için ona daha ca-
zip geliyor.
Sanatçüann yapnrımı
Derya Alabora ve Haluk Bil-
giner.çok başanlı bir ikili oluş-
turdularMasumiyet'te. Bundan
önce de 80. Adım'da ve Kan
Kardeşler adlı oyunda birlikte
izlemiştik onlan. Önümüzdeki
mart ayında ise yine bir tıyatro
oyununda. BaşarSabuncu'nun
Tiyatro Stüdyosu'yla gerçek-
leştireceği Balkon'da bir araya
gelecekJer. Alabora'nın hay-
ranlık duyduğu Jean Genet'nin
bu oyunu için çalışmalar, önü-
müzdeki günlerde başlıyor. Sa-
natçı, böylelikle ikı yıl önce ara
verdiği tiyatro oyunculuğuna
da geri dönmüş olacak. Bir dö-
nem çalıştığı Ali Foyrazoğlu Ti-
yatrosu'ndan a>Tilarak Zerrin
Sümer. Ozdemir ve Ozden Çift-
çioğlu'yla birlikte kurduğu Ti-
yatro Grup Yeşil Bar'da dört yıl
boyunca farklı oyunlar sahneîe-
mişti. Sahne olarak seçmek zo-
runda kaldıklan bu mekânın.
izleyicinin kafasında tiyatroyla
bağdaşamadığından yakınıyor
sanatçı.
tki yıl önce Kültür Bakardı-
ğı'ndan aldıklan desteğin.
oyunlannı geç çıkarmalan ne-
deniyle üstüne üstlük faizı>le
gen alınması, Alabora'nın bir
süre tiyatro yapmama karan al-
masına neden olmuş: "KüKür
Bakanhğı 250 milyonluk deste-
ğini, 500 mih/on olarak geri al-
dı. Bu, sanatçı açısından çok he-
ves kıncı. Dormenler de erken
çıkardıklan için oy unlannı, ay-
nı tulumla karşılaşnlar. Ozel
sponsoriarsa star'lara yardım
ediyor. Seçtiğim teksüerin bü-
yük Idtlelere hitap etmemesi bu
tür bir \ardım almamızı engel-
liyor. O zaman daha anlaşdır iş-
ler yapmak gerekh or. Bu da ba-
na göre değil... O>sa yurtdışın-
da her \ıl kiliselerden, depola-
ra kadar her türlü alan, sanatuı
hizmetine verüiyor. Belediyele-
rin katkısı da cabası. Burada
oyuncuna paravermezken 'ge-
lın omuz bırliğı yapalım' de-
mek, işi sürdürmek bir yerden
sonra olanaksız."
Alabora'ya göre sanatçılann
bir yaptınm gücü oluşturması
gerekiyor. Oysa bir türlü bir
araya gelemeyen sanatçılar. as-
lında son derece doğal olan fi-
kir a>nlıldarı nedeniyle, işle il-
gili ortak sorunlanna birlikte
çözüm arayamıvorlar. Bunun
başlıca nedeni Alabora'ya gö-
re bilgı eksıkliği ve hoşgörü-
süzlük: "A\nı dili konuşup an-
laşamamak kadar korkuncu
yok! Ovsa sistemin oturması
çok önemli. Dernekler ve sendi-
kalaria sanatçı haklannm ko-
runması gerekiyor. Yoksa ya-
saklara karşı tek başına kalı-
vorsun. Sinemanm bugün gekü-
ği noktada, bu işe para \ariran
kesim, o paranın kendisine faz-
lasıyla geri döndüğünü görürse
belki o zaman bir şey ler değişe-
cek. Yine de ben çok umutlu de-
ğilim."
Eğitim seviyesi vüksehneli
Derya Alabora. kişilik ola-
rak da medyatik olmadığını
söylüyor. Ancak bazı çevreler
onu medyatikleştirmeye karar-
lı. Örnek mi? Son olarak bir te-
levizyon kanalında açıkladığı
Devlet Tiyatrolan'yla ilgili gö-
rüşleri, hemen bir polemik ya-
ratılmasına neden oldu. Oysa
sanatçı gereksiz bir tavır sergi-
lemediği görüşünde. Alabo-
ra'ya göre Devlet Tiyatrola-
n'ndaki sistem. oyunculuğu aç-
maya değil, içine kapatmaya
yönelik. Kendisinin de Devlet
Tiyatrolan'ndan olduğunu ve
bu kurumun birçok oyuncusuy-
la severek birlikte çalıştığını
vurgulayan sanatçının getirdiği
eleşriri, doğrudan bireylere de-
ğil, sısteme: "Genel olarak
baktığında, istemediğin oyun-
lan da oynamana neden olan
bir çalışma sistemi var. Oysa
oyunculuk: araşürmacıhk ge-
rektirir, bu da zaman ister. Kı-
sacası karakter yaratmak yeri-
ne tipte kahmyor. Yaşamda ol-
mayan tonlar var Devlet Tiyat-
rosu'nda. Bu datiyatrmıı cağın
dışında kalmış bir sanat yapı-
yor."
Son olarak sanatın merkezi-
leştirilmesi sorunundan söz edi-
yoruz. Özel tiyatrolann belli
kentler dışında da perde açma-
lan konusunda Alabora kendi
adma şunlan söylüyor: "Ora-
larda bir şeyler yapmak için da-
ha anlaşılir işlerçıkarmak gere-
kiyor. Bu da oyuncu ve tiyatro-
culuk adma bana yetmiyor. Ta-
mamen bir sanatçı kompleksL
Belki çok fatla Anadolu'ya gjt-
memek, hep bu sanatçı komp-
teksinden ka> naklanıyor. Bu da
sistemk düzeftilebilir. Eğitim se-
viyesinin yüji.seltilnıesi gereki-
yor. Ben oraya herhangi birjjyu-
numla gitsem beni taşa rutarîar.
Keşke yapabilsem, ama Türki-
ye ile ilgili bir şe> bu."
Simyacı tekrar İstanbul'da
• Kültür Servisi - Dostlar Tiyatrosu'nun
'Sımyacı'adlı oyunu uzun birturne döneminin
ardından 21 Kasım'da tekrar İstanbullu
sanatseverlerle buluşuyor. Rıchard Soudee ve
Georges Pouget"in Mevlana'nın şiirinden almtılarla
Paulo Coelho'nun romanından uyarladıklan oy^nu
Mehmet Ulusoy ilk kez 1996 yılının ocak ayında
Martinik Devlet Tiyatrosu'nda sahnelemişti.
Müziğini Kutsi Erguner'in hazırladığı. Genco
Erkal'ın Leman Giritli ile birlikte dilimize çevirdiği
oyun Türkiye'de Duygu Sağıroğlu'nun tasanmıyla
yine Mehmet Ulusoy tarafından sahneleniyor.
Genco Erkal. Tülay Çimenser ve Emre Kınay'ın rol
aldığı oyun turne nedeniyle sadece 15 kez
oynanacak. Cuma. cumartesi ve pazar günleri saat
20.30'da ızlenebilecek olan oyunun biletleri
Muammer Karaca Tiyatrosu'ndan temin edilebilir.
(252 59 35)
Atatürk'ü anma paneli
• Kültür Servisi -Kültür Bakanhğı îstanbul İl Halk
Kütüphanesı Müdürlüğü tarafından Atatürk Haftası
nedeniyle çarşamba günü saat 14.30'da, 'Atatürk'ü
Anlama ve Anlatmada Bugüne Kadar Uygulanan
Yöntem Başanlı Olmuş mudur?' konulu panel
Îstanbul İl Halk Kütüphanesi'nde gerçekleştinlecek.
Prof Dr. Necla Arat'ın yöneteceği panele Nazif
Karaçam ve Yusuf Çotuksöken konuşmacı olarak
katılıyor
AFA'da yeni yayınlar
• Kültür Servisi-Afa Yaytnlan'nın yeni yayınlan
arasında 'Çağdaş Türk Yazarlan' başlığı altında
Zehra Ipşıroğlu'nun "Düşünmeyi Öğrenme ve
Öğretme', MünırGöle'nin 'Yansılar Kitabı' yer
alıyor. Yabancı yayınlardan ise 'Çağdaş Dünya
Edebiyatf bölümünde Ingmar Bergman'ın 'Pazar
Çocuğu'. Antonio Tabuccini'nin 'Requiem' ve
"Pereira Itıraf Ediyor", Hermann Hesse'in 'Şeftali
Ağacf ve 'Herman Lauscher' başhklı yapıtlaryer
alıyor.
Picasso ve Johns'un yapıtları
müzayedede
• Kültür Servisi -
Vıctor ve Sally Graz'ın
koleksiyonunun bir
parçası olan Pablo
Picasso'nun 'La Reve-
The Dream-Rüya' ve
Jasper Johns'un
'Coıpse and Mirroıi;
isimli yapıtlan
müzayede ile satılıyor.
20. yüzyıl sanat
yapıtlannın yer aldığı
en iyi koleksiyonlardan
biri sayılan bu
koleksiyondaki yapıtlann satışından 125 bin dolar
gelir bekleniyor.
Saim Akçıl Azerbaycan'da
• Kültür Servisi - Bakû'de Oda Miıziği ve Org
Konser Salonu'nda 31 Ekim akşamı Kara Karayev
Azerbeycan Devlet Oda Orkestrası'nı ilk yabancı
şef olarak yöneten Saim Akçıl büyük beğeni
kazandı. .\zerba>can keman yanşması
1 .'si kemancı Sabine Rakçeyeva'nın solist olarak
katıldığı konserde Handel, Bach. Musa Mirzayev ve
Ulvı Cemal Erkın'ın yapıtlan yeraldı. Bakû
Büyükelçımız Faruk Loloğlu'nda bulunduğu salonu
dolduran izleyıcilenn yoğun alkışlanna
Saim Akçıl üç ilave parça ile karşılık verdi.
Azerbaycan ve Türkiye uluslan dostluklannın
müzik aracılığıyla bir kez daha dile getirildiği
konsere Azerbaycan radyo. televizyonu genış yer
verdi.
Yapı'da müzeler tanıtılıyor
• Kültür Servisi - Aylık kültür, sanat ve mimarlık
dergisi Yapı'nın bu aykı sayısında Atatürk,
ekonomi, sanat. yapı fuan. yeni yayınlar, resim ve
miman tasanm üzenne yazılar yer alıyor. Dergide,
Yapı "97 Ankara Fuan, Guggenheim Bilbao Müzesi
ve Bodnım Sualtı Arkeoloji Müzesi tanıtılıyor.
'Atatürk tçin Düşünmek" başlıkh bölümde
Atatürk'ün ölümü üzerine mimarca düşünmenin ilk
örneğı Katafalk tasanmından yola çıkılarak
geleceğe yönelik pek çok konuya değınılırken,
Doğan Hasol 'Boğaz'a Köprü...
Yettı Artık" yazısıyla toplumsal bir isyanı konu .
ediyor yazısında. Dergide aynca Merih Karaaslan-
llker Aksu'nun. Kaya Özgen-Necdet
Torunbalcı'nın ve Adnan Çolak-Bahar Sayıl'ın
beton yapı lar ve mimari tasanmlan konu edinen
yazılan yer alıyor.
Temel'in 'İzdüşümlen' sergisi
• Kültür Servisi - 'Yeni
yaşantılann görsel
anlatım" dilini bulmak
ıçin resım serüvenine
çıktığını belirten Sema
Ilgaz Temel'in
"Izdüşümler" başlıkh
sergısı 29 Kasım'a dek
Vakko Beyoğlu Sanat
Galerisi'nde görülebilir.
Monotype baskılar ve
akrilik çalışmalardan
oluşan bu serginin ana
temalannı resmin şiirle
buluşması. düş ile gerçek, bilinç-bilinçaltı mitoloji
ve sezgiler oluşturuyor. Marmara Ünıversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi'nde özgünbaskı, resim ve
illüstrasyon derslen ve Ilgaz'ın yapıtlan, özel
koleksiyon ve müzelerde de yer alıyor.
BUGUN
• AKSAIVAT'ta Berlin Filarmoni Orkestfası'nın
Debussy ve Ravel'in yapıtlannı seslendirdiği konser
12.30 ve 18.30'da laser-disc'ten izlenebilir.
• İSTANBUL DEVT.ET OPERA VE BALESİ saat
•20.00'de Carmen'ı sahneliyor.
• ÇEKÜL GENÇLİK BİRİMİ'nin Tarihsel ve
Kütürel Gelişimi Içinde 'Anadolu Seminerleri'
etkinlikleri kapsamında saat 19.30'da tTÜ Taşkışla
109 no'lu odada Refik Duru'nun 'Tarih Öncesi
Anşdolu' başlıklı semineri izlenebilir.