28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 1996 SALI HABERLER Anayasa Mahkemesi, güvenoylaması, Çekiç Güç ve OHAL başvurulannı bugün gündemine alıyor RP'nin basvıırusıma înceleme Sıvas CHP,RP oylarmm peşinde Transfer önerileri CHP Sıvas Belediye Başkan adayı İsmail Hakkı Konar, RP başta olmak üzere sağ partilerden adayJık teklifi aldığını bildirdi. Konar, Sıvas'ta "din eğitimi veren" bir aileden geldiği için büyük oranda RP'den de oy alarak "birleştirici" kimliğiyle belediye başkanı seçileceğini iddia etti. SIVAS (A.NKA) - CHP Sıvas'ta "din eğitimi veren" bir aileden gelen belediye başkanı adayı İsmail Hakkı Konar ıle RP oylannı bölerek belediye başkanlığını almayı hedefliyor. RP başta olmak üzere sağ partilerden adav lık teklifi geldigini. sağın da oylannı alarak birleştirici aday kımliğiv le belediye başkanlığını alacağını iddia eden Ismaıl Hakkı Konar. "Sıvas'ta dini kullanan adavların çoğu bi/im evde "Bismıllah" deme>iöğrendi" dedi. "Onlardan daha dindanrrT CHP'nin eski il başkanı da olan beiediye başkanı adayı İsmail Hakkı Konar. panısinin Sıvas'ta genel seçımde başarısız olmasını. aday seçımindeki yanlışlığa ve "radikalizmden >e marjinallikten hoşlanmavan Sıvas seçmenine uygun bir strateji izlememesine" bağlarken bu seçimde geçen yıllarda sağa kavan oylarla birlikte RP gibi oyu kemikleşmış partilerden de oy alacağını söyledi. Sıvas'ta din eğitimi \eren bir aileden geldigini kaydeden Konar. "Snas'ta dini kullanan adayların çoğu bizim e\de "Bısiıııllah" demeyi öğrendi. Bu nedenle bana karşı dini kullanamıvorlar. Çünkü ben onlardan daha dindarım. Dini daha ivi bilnorum. ama bunu polirikava alet etmhorum. Bana çıkıp din diişnıanı'diyemi}orlar. Bunu bildikleri için 4 parti de adavlık teklif etti, sonra da CHP'den ada> olmamanı için ikna etmeye çalıştılar" dive konuştu. Konar. "Sıvas'ta ortamı gerginleştiren radikal \e marjinal sağ politikalar halkj bıktırdı. Halk artık Sıvas'ın kalkınmasını istiyor. Bunun için ben birleştirici kimliğimle seçime girmeve karar \erdim. RP başta olmak üzere diğer partilerin adayları radikal e> lemler kulianıvorlar. O>sa ben hem dindar hem sosval demokrat kimliğimle onlara gerginlik değiL birlikte çalışma \e kalkınma vaat ediyorum"dedi. : ; Sıvas seçımlerinin Türkiye çapında siyasetin eğilimi konusunda önemli işaretler \ereceğini vurgulayan ismail Hakkı Konar. bu nedenle özellikle RP'nin bütün maddi olanaklannı Sı\as için seferber etmesine dikkat çekti. CHP'nin içinde bulunduğu maddi sıkıntı nedenıyle kısıtlı maddi olanaklarla propaganda çalışmalarını yürüttüklerini söyleyen Konar. buna karşın sonuçtan umutlu olduüunıı vunzuladı. • Şimdiye kadar ilk kez böyle bir davayı inceleyecek olan yüksek mahkemenin. başvuruyla ilgili 'yürütmeyi durdurma* kararı verip vermeyeceği merakla bekleniyor. Anayasa Mahkemesi raportörü Ediz'in, başvııruyla ilgili raporda. RP'nin isteminin 'kısmerT yerinde olduğu yönünde görüş bildirdiği öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anavusa Mahkemesi. RP'nin. "güvenov laması. Çekiç Güç ve olağanüstü hal uvgulamasının süresinin u/atılnıasına ilişkin TBMM kararlanrun iptali istemhle" açtığı davayı. bugün e.sastan incelemeye başlayacak. Anavasa Mahkemesi. İ6 nısanda yaptığı toplantıda. başvuruyu usul eksıklikleri bularak geri çevirmiş ve RP've yenıden başvuruda bulunması için de 20 gün siire vemıişti. Anayasa Mahkemesi raportörünün başvuruyla ilgili hazırladığı raporda. RP'nin isteminin "kısmen* verinde olduğu yönünde görüş bildirdiği ögrenildi."Şimdiye kadar ilk kez böyle bir da\a> ı inccleveeek olan yüksek mahkemenin. başvuruyla ilgili "yürütmeyi durdurma" karan \erip vermeşeceği merakla beklenivor. Anayasa Mahkemesi raportörü Ali Kadri Ediz'in. baş\ uruyla ilgili hazırladığı raporu geçtığimız günlerde üyelere ilettiği öğrenildi. Ediz'in. başvuruyla ilgili kısmi iptal istediğini belirten Anayasa Mahkemesi kaynaklan. aynntılı bilgi vermekten kaçındılar Aynı kaynaklar. yüksek mahkemenin. istem doğrultusunda güvenovlamasıvla ilgili iptal karan vermesi durunuında. kararların anayasa gereği geriye vüriiıneveeeği ilkesinden dolayı değişen herhangi bir durumıın olmayacağını. sadece muhalefet partilerinin hükümete yüklenebileceklerini belirttiler. RP. anaınuhalefet partısi olarak 5 Nisan 1996 Cuma günü. TBMM Genel Kurulu'nda yapılan hükümctin güvenoylaması. Çekiç Ciüç'ün Türkiye'deki görev süresi \e OHAL uygulamasının ıızatılmasına ilişkin oylamaların. anayasanın 96. maddesinde öngörülen esaslara uymadığı savıvla ilgili 3 TBMM kararınm iptal edilmesi \e vürürlüğün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne başv umuıştu. İddianamede Köse'nin, Göktepe'nin ağırlaştığının hildiı İIIIKMIH k.u >ın hastaneyc götüriilmesi emrini vermediği belirtiMi. 11 polis, 'kastı aşan suretle adam öldürmek' suçundan yargılanacak Göktepe cinayeti 'iddianamesi' YAHYA KOÇOCLl Gazetecı Metin Göktepe'nin öldtiriH- mesi nedeniyleaçılan davanın "iddiana- mesi" olarak işlem göreeek Danıştay 2. Dairesı'ııin onama kararında. görevini >apan Göktepe'nın "vasada sayüan gö- zaltına alma nedenleri oluşmadığı hal- de" gözaltına alındığt vurgulandı. Iddi- aname nıtelığindekı kararda. Göktepe'nin "durumunun ağırlaştiğı biidirilmesine karşın" ha^tanev e götürülmediğine dik- kat çekilerek 11 polısin "kastı aşan MJ- rette adam öldürmek' v e "faili belli ol- ma>acak şekilde adam öldürmek" >uç- larından cezalandırılması istendi. Gazeteci Metin Göktepe'nin gözaltın- da dövülerek öldürülmesınin ardından oluşan kamuov u baskı.Mv la basjatılan so- ru^turnıa sonucu hazırlanan dosya. 11 emnivetgörev lisi hakkında "Göktepe'nin öldürülmesi". 38 emnivet görev lisi hak- kında da "gözaltına alınanlara kötü mu- amele>apmaktan*davaaçılmasıgerek- tiği kaydıvla Istapbul İl İdare Kurulu'na gönderilmişti. İl İdare Kurulıf nun Evüp Emnivet Nfüdürü MehmetAliA>dınÂk- demiriçin "*men-inıuhakeme"(vargıla- maya gerek olmadığı). gerive kalan 4S emnivet görev lisi için ıse "lüzum-u mu- hakeme" lyargılamanın gereklilıği) ka- ran. onanması için Danıştav 'a gönderıl- mişti. Danıştay 2. Dairesi. benzerolay- lardakinin aksine hızlı bir inceleme so- nunda İstanbul İl İdare Kurulu'nun ka- rannı 3 Nisan 1996 tarihindedeğiştirme- denonamışvedosvayı tstanbul Naliliği'ne göndermiştı. İstanbul Valiliği dedosya- yı istanbuİ Cumhuriyet Başsa\cıhğfna göndermiş. iddianame niteMğindeki Da- nıştay onama kararıvla da İstanbul 6. AğırCezaMahkemesi'ndedavaaçılmış- tıT 'Gözaltına alınması yasadışf Haklannda dava açılan polislenn suç- landığı Danıştay karannda. Çevik Kuv- vet Şube Müdürlüğü'nde görev lı Emni- vet Amiri Mehmet İşbitiren. "gazeteci oktuğunu befirterek dcfin işleminii/Jemek için mezarlığa girmekte ısrartı da\ ranan Metin Göktepe'nin "çok konuştuğunu" sö\le>erek 2559 sayılı Polis Vazife ve Sa- lahhetieri Kanunu'nun 2. maddesinde sav ıîı sebepleroluşmadığı hakie adı geçe- nin gözaltına alınması emrini verdigi" için suçlandı. Kararda. İşbitırenın "gö- revi kişilere karşı kötü>e kullanma" su- çunudüzenleven TürkCe^a Kanunu'nun 228. maddesi uyannca 3 yıla kadar ha- pi>le eezalandınlması istendi. İddianame niteliğindeki Danışta\ ka- rarında. sanıklardan emniset amiri Se>- di BattaJ Köse ile polis memurları Şuavip Mutluer. Saffet Hızarcı, Fedai Korkmaz, Murat Polat, Burhan Koç, İlhan Sarıoğ- lu, Selçuk Bavraktaroğlu. Metin Kuşat Tuncaj L'zun \ e Fikret Kayacan ise şöy- le suçlandı: "Gözaltına alınarak Evüp Kapalı Spor Salonu'na getirilen Metin Göktepe'\i dö\dükk>ri.dövüldükten sonra fenalaşa- rak yerdeyatan adı geçen gazeteciyi amir- leri olan sanık Se\di Battal Kose'nin em- ri ile spor salonunun dışına çıkarttıklan, kendisine gelmesi için yü/ünii v ıkadıkla- ru dinlendirdikleri. aııılan şahsın kendi- sini kötü hissettiğini ve ıııkltsinin bulan- dığını sö\ lemesi ü/erinedurumu amirie- ri olan sanık Se> di Battal Köse'ye bildir- dikleri, sanık amirin ise şahsın hastane- >egötürülmesinisağlamadıği.tanıklann ifadelerine göre gazeteci Metin Göktepe olduğu anlaşılan bu kişivi kapalı sporsa- lonunundışındakiça> biifesinin v aııında- ki hankın ü/erinde oturur halde bırak- tıklan \ebu itgisizliksonucu adı geçen şah- sın ölmesine neden olduklan.tanık ifade- leri \e otopsi raporundan anlaşıldığın- dan.>argılanmalannıngerekti0.vönün- de İl İdare Kurulu tarafından terilen ka- rarın uvgulanıa maddesinin FCK'nin 452/1 \e 46J. maddelcri olarak düzeltile- rek onanmasına_.~ Kararda. I I emnivet görev lisi hakkın- da "kastı aşan surette adam öldürmek" ve "faili İH'lli olnıavacakşekildeadam öl- dürmek" .suçlanndaıı 7.5 v ıIdan azolma- nıak koşuluvla hapiseezası istendi. Da- nıştay karan uyannca haklannda "gö- zaltına alınanlara kötü muameledebulun- mak. hakaret etmek"ve "ATV muhabt- ri Mustafa Erdoğan'ıdövmek" suçlann- daıı dava açılan 37 polis hakkında da 3 vıla kadar hapis cezası isteniyor. Dav a- nm görüleceği İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin. duruşma günü sapta- madan dosyayı ele alarak "suç >eri itiba- rhievetkisciik" karan v erebileceğı v e dos- yayı Evüp AğırCeza Mahkemesi "negön- derebileceöi belırtilivor. Dışişleri Bakanlığı 'Işkence tedavi merkezleri yasal değil' İşlem yapılacak' Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Nurkan. TlH\"yi kastederek "Bu tiir merkezler. yönetimin sıkı denetimi altında buhınmalıdır" dedi. Nurkan. merkezler hakkında sa\cılıkça gereken işlemlerin yapılacağını belirtti. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-Dışiş- leri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Elçi Nu- rettin Nurkan. Türkiye İnsan Hakları Vak- fı'nı (TİH\) kastederek işkence kıırbanla- n için kurulan rehabilitasyon ve tedavi mer- kezlerinin "vasal olnıadığım" söyledi. Tedav i merkezlerine yapılan başvurular- la ilgili kendilerine bilgi ulaşlırılmamasını eleştiren Nurkan. merkezlerın "sıkıdene- Hm" altında bulundurulması gerektiğinı savundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Nurkan, dün yaptığı haftalık basın toplan- tısında, işkence kurbanlannı tedavi ve re- habilitasyon merkezlerine ilişkin tasinda yer alan haberlerle ilgili birsoru üzerine. bu tür merkezlerin kurulabilmesi için resmi baş- vuru yapılması gerektiğini belirterek "Bu konuda başvuru yok. Dolavısıvla sözde re- habilitasyon merkezleri \asal değildir" de- di. "Medeni ülkelerde bu tür merkezlerin, yönetimin sıkı denetimi altında bulunduğu- nu" kaydeden Nurkan. söz konusu mer- kezlenn çalışmalannı sürdürdüğüniin anım- satılması üzerine. "Çalışmalannısürdüre- bilirler. ancak vasal değiller. Yasal olnıala- rı için başv uruda bulunmaları gerek" diye konuştu. Merkezlere yapılan başvurularla ilgili sayıların kendilerine ulaştırılmadığını \e çalışmalann "şeffafoJmadığından"yakınaıı Nurkan. "Bu tür merkezler, yönetimin sıkı denetimi altında tutulmalı" dedi. Nurkan. rehabilitasyon ve tedavi ıner- kezlennin yasal olnıamasıhalinde sav cılık- ça gerekenın yapılacağını söyledi. Dışişleri'nin TIHV karşıü kampanvası Dışişleri Bakanlığı. Türkiye'nin gümrük birliğine girışinden bir hafta sonra TİHV hakkında soruşturma ve davalar açılması- na neden olan bir kampanya başlattı. Dışiş- leri "nin. Adalet. Içişleri. Milli Savunma, Sağlık bakanlıkları. Milli İstihbarat Teşki- latı ve Milli Güvenlik Kurulu'na vaptığı "TİH\'"ye karşı iinlem alma" çağnsıv la başlatılan kampanvada. TİH\ merkezleri- ninyasalolmadığı vebaşvurularınadli ma- kamlara bildinlmeyerek konuyu düzenle- ven Türk Ceza Yasası hükümlerinin çiğnen- diği savunuldu. Buna karşılık TİHVyöne- ticileri.merkezin>asalardadüzenlenenden farklı, kendine has biryapisı olduğunu ve işkence nedeniyle yapılan başv uruların ad- li makamlara bildirilmesi halinde kurban- ların istemedikleri olaylarla karşılaşacak- larının büyük bir olasılık olması nedeniy- le başv uruların gizli tutulduğunu sav undu- lar. Yöneticiler. gizlilik ilkesınin Türkiye >a- salannca ve uluslararası düzeyde benimse- nen tıp etiği ilkelerine uygun olduğunu açıkladılar. Nurkan'ın'Medeni ülkelerde bu tür mer- kezler, yönetimin sıkı denetimi altındadır" sözlerine karşılık. geçen hafta hemen bü- tün dünya ülkelerindeki işkence rehabilitas- yon merkezleri ve insan haklan kuruluşla- rından Başbakan Mesut Yılmaz ve Dışiş- leri Bakanlığı'na. TlHV'yeyapılan ba^kı- lann durdurulması istemiyletepki mektup- ları geldi. GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Birllyarı İlhan Selçuk, pazar günkü yazısında, yalnız ülke- miz için değil, çağımız için de çok önemli sayılması gereken bir soruna değiniyordu: Yeni Insan. Ne demek "yeni insan?" Kendini bildı bileli insan hep bir "örnek insan" im- gesi taşıyagelmiştir kafasında. Gelişim inancının do- ğal kanıtıdır bu; yetkinlik ideası olmadan yaşamı ıç- güdülerle sürdürmek. bilinçsiz varlık ile yetinme an- lamına gelir sadece. Bütün hayvanlar, bitkilergibi ya- şayıp ölmek! insan, bu yazgıya katlanamayan yaratıktır. Onun için de, gelişerek varacağı bir örneğe gerek- semesi vardır. Etik değeri olan bir örnektir bu ve tarihin bütün dö- nemlerinde değişik niteliklerde göstermiştir kendini. Ama böyle bir örnekten hiç yoksun kalmamıştır in- sanlık. işte İlhan Selçuk, pazar günkü yazısında, bu önem- li soruna değinmekle toplumu sarsmak istiyordu. "Uyanın" diyordu insanlara, "ne olmak, nasıl olmak istedığinizı bilmeden yaşayamazsınız; etik değerie- riniz olsun, bunları eleyip dokuyun ve gerçekleştir- meye çahşın!" Bunca har gür içinde kulak veren olmuş mudur bu uyanya dersiniz? Ben pek umutlu değilim. . >: - Yırtıcı cangjl düzeninin buna olanak sağlayacağı çok kuşku götürür. Korkum, insan toplumunun hayvan topluluklanna dönüşebileceği olasılığından kaynaklanıyor. Böyle konuştuğum ıçın beni kötümserlikle suçla- yanlar çıkabilır; ama ben iyimserlikten iyilik çıktığını hiç görmedim. Şunu da belirtmeden geçmeyeyim; kötümserlik, ınsan için beslenen umudun canlılığını gösterir. Dünyanın umut verici yönde gitmediğini görmek için kafayı çok da yormağa gerek yok. Globalleşmenin öncüsü ve güdümcüsü olan büyük devletler bize yarınımız için hangi güzellik, iyilik im- gesıni gösterebiliyorlar ki! . .. Ülkemizın durumuna bakarsak... Politika toplumun aynasıdır derler, doğrudur. Şim- di bu aynaya bir gözatalım. Çağımızın ve toplumumuzun örnek insan imgesi- ne ilişkin bir çizgi görebiliyor muyuz? Evet. " ' Nedir bu? "Ne yaparsan yap, zengin ol!" buyruğunu yerine getiren bir açıkgöz. Onun önünde hiçbir etik engel yoktur. Bizdeki iktidarlann paralı eğitimi olağanlaştınma po- lıtikaları da bunun çarpıcı bir göstergesidir: Ancak zengin çocuklan okuyabilir! Öyleyse, her şeyden önce parayı ele geçirmeli. Peki, ötekı çocuklar? Onlar okumasalar da olur. Nerde kaldı sosyal devlet? Nerde fırsat eşıtliği? Nerde insanlık? insanlık mı? O nedır o? Politicılarırnız birbirlerini yolsuzlukla suçlama yan- şına girmişlerhalkımız da kendi işine bakıyor.^ İ : ' Î •. iki ayrı kes'it. L)ÜZ YAZI /ORHAN BİRGİT Kısa... Kısa... Kısa... Kısa... Kısa. •Başbakan Mesut ^'ılmaz. TBMM'ye sevk edılen özürlü yurttaşların sorunlarmı çözmeve yönelik yetki yasasının bir an önce çıkarılması için diğer siyasi Bartilerdendestek istedi. İMilli Savunma Bakanlığı, 46 müteahhidin çeşitti süreierledevlet ihalelerine katılmalarını vasakladı. BTürk Kızılayı'nın. CunıhurbLişkanı Süleyman Demırel'in geçen mart ayındaki Filistin ziyaretinden sonra talimat vermesi üzerine. Filistin'e insani yardım malzemesı gönderdiği bıldırıldi. • Kültür Bakanlığı, önceki gün geçirdikleri kaza sonucunda vaşamını vitiren iki personelin geçici işçi olmaları nedenitle *göre\lendirme vazıları olmadığı' volunda bazı gazetelerde vavınılanan haberleri valaııladı. M \argitay. 18 yaşını bitirmeyen kadınlann anne ve babasinın ıznı olmaksızın ev lenmelerinin mümkün olmadığına karar verdi. • Dışişleri Bakanı Emre Gönensav, Türk , ., yurttaşlannın vize için yabancı missonlara ' vaptıklan baş\urularda karşılaştıkİarı "kcvfi ve havsivet kırıcı' davranışların 'sistenıatik' değil *bire>sel* olduğunu, uluslararası platformlarda görüşülmesine gerek olmadığını söyledi. • !9 Masıs Atatürk'ü Anma ve Spor Bayramı dolavısıyîa Büyük Kolej tarafından düzenlenen "Spor Haftası" Spordan Sorumltı Dev let Bakanı Ersin Taranoğlu'nun da katıldığı törenle başladı. ' • Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Portekiz Genelkurma> Başkanı Oramiral Fuzeta Da Ponte'nin resmi konuğu olarak dün Lizbon'a gitfi. 16 MART 1978LE İLGİLİ DAV4YI YENİ ÖĞRENDİLER Polisin hızına yetişilmiyor HALİLNEBİLER istanbul Üniversitesi önünde 18 yıl önce meydana gelen 16 Mart katliamı hakkında açılan davadan polisin yeni haberı oldu. İs- tanbul Emnivet Müdürlüğü Terörle Müca- dele Şubesi Müdür V'ekili Atilla Çınar. da- vanın görüldüğü mahkemeve yazı yazarak dava açıldığını gazetelerden öğrendikleri- ni belirtti. Kamuov unda. 12 Eylül 1980 öncesinin en önemli kitle kıyımlanndan biri olarak bi- linen ve istanbul Üniversitesi öğrencileri Cemil Sönmez. Baki Ekiz. Ahmet Turan Özer. Murat Kurt Abdullah Şimşek. llati- ceÖzen. Abdülhamit Akıl'ın bomba ve si- lahlarla öldürülmesi>le soııuçlanan olav hakkında 1 Aralık 1978 tarihinde İstanbul I. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu da\a- sı açıldı. Dava. 15 Ocak 1979 tarih ve 978 580 esas. 979 4 karar sayılı kararla görev yönün- den İstanbul Sikıyönetim Askeri Mahkeme- si 'ne gönderildi. İstanbul Sikıyönetim I numaralı Asken Mahkemesi. 30 Ma> ıs 1980 gün ve 980 10 esas-258 karar sayılı karanyla Sıddık Polat adlı sanık hakkında hiikiim. diğer sanıklar hakkında beraat karan verildi. Karar tem- yiz edildi ve Askeri Yargıtay bu karan sa- nık lehinebozdu. Sonundadavanıntümsa- nıkları beraat etnıiş oldu. Ancak av ukat Cem Alptekinve diğer avu- katlar grubunun çalışmaları sonunda yeni tanıklar ortava çıkanldı ve ülkücü militan Zülküfİsot olay tarihinde polis memuru olan Mustafa Doğan. LatifAktı. daha önce hak- kında beraat karan verilen Sıddık Polat \e ismı ve sav ısı belirlenemeven sanıklar hak- kında 10 Eylül 1992 tarihinde suç duyurıı- sunda bulunuldu. Bunun üzerine I Haziran I995tarihli id- dıanameyle yeniden dava açıldı. Ancak 1980-1995 vılları arasında her vıl İstanbul /stanbul Üniversitesi merkez binası önünde yedi kişinin ölümüyle sonuçlanan 16 Mart 1978 katliamı hakkında açılan davayı, polis 18 yıl sonra gazetelerden öğrendi. Cumhuriyet Savcılığı tarafından İstanbul Emnivet Müdürlüğü'ne olavın taillerinin bulunması için yazı yazıldı. Tüm bu gelişmeler vaşanırken bütün ge- lişmelerin odağında bulunması gereken İs- tanbul Emnivet Müdürlüğü Terörle Müca- dele Şubesi. davanın sürdüğü İstanbul 6. AğırCeza Mahkemesi Başkanlığı'na 13 Mavıs 1996 tarihinde bir yazı gönderdı. TEM Şube Müdür \ekili Atilla Çınar im- zasıyla yazılan yazıda şöy le denildi: "16.03.1978 tarihinde İstanbul İ niversi- tesi önünde mevdana gelen ve 7 kişinin öl- (iüriilmesiolav ı ile ilgili olarak02.04.1996 ta- rihli Hlillivetgazetesinin 13. sayfa 2. sütunun- da (Bombacı Kardeşimdi) %e02.04.1996 ta- rihli Cumhurijet gazetesinin 7. sayfa 2. sü- tununda (Zülküf Isot'u Türkeş öldürttü) başlıklı haberde, mahkemenizce dava açıl- dığı anlaşılmıştır. Olavla ilgili hangi sanık- lar hakkında dava açıldığının, mevcut ise haznianan iddianamenin birörneğinin İçiş- leri Bakanlığı'na aktanlmak üzere nıüdür- lüğümüze gönderilmesini arz ederim." Evet. Polis 18 vıl önce açılan. 1992 vı- lında MJÇ duyurusu üzerine >enıden günde- me gelen ve 1995'te yeniden görülmesine başlanan 16 Mart katliamı davasını 18 yıl sonra gazete haberlerindeıı öğreniyordu. 16 Mart katliamı davasında ölenlerin ya- kınlannın avukatı Cem Alptekin. TEM'ın bugarip vazisinı şövleyorumladı: "Polisin bu dat anın açıldığını bilmivorolması müm- kün değil. Sav cılıkla. mahkeme) le >azışma- lar oldu. Brivle bir şe> olanıaz. Ancak bili- yor ve bö\1e bir >azıvı mahkemeye gönde- rivorsa, bunun altından nelerin çıkacağını merakedivomm. Bunu takip edeceğiz. Ka- f'amıza takılan bir başka şey var. Polis sav- cılığa nivabeten çalışır ve mahkemeve tali- mat vermesi mümkün değil. Mahkemenin her isteğini yerinegerirmekle görev li olan po- lisin. iddianamenin bir örneğini müdürive- te böy le biryazıj la istenıesi, ınahkemeye ta- limat vermesi ise her şeyden garip." Toplumlann yaşamında önem- li dönemeçler vardır. Bunlar, bir bayram olarak kutlanmazlar; hatta üzerlerinden yıllargeçtik- çe, hatırlanıp anılmazlar. 14 Mayıs 1950, bızim toplumumuz için işte öyle dönemeçlerden birisidir. Tek partili bir düzen ve iki dereceli se- çim sistemi. O sistem içinde, açık oy ve gizli ayırım. Böyle bir geleneği, Türkiye toplumunun bütün kesimlerinin sessiz bir- leşmesi sonucunda, kavgasız ve kansız bir beyaz devrım ile 14 Mayıs 1950 seçimle- rıyle değiştinmıştir. 14 Mayıs seçimlerinde. ben istanbul Hukuk Fakültesi'nde okuyan, aynı zaman- da o günkü CHP'nin üyesi ve Ulus gaze- tesinin istanbul muhabirliğini yapan bir gençtim. Bir iki kez yazdım ve anlattım. Se- çim sonuçları gelmeye başladığında, CHP'nin 27 yıllık iktidarına veda ettiği or- taya çıktı. Akşam saatlerinde, istanbul Si- kıyönetim Komutanı, CHP Parti Müfettişi Sadi Irmak'ı telefonla aradı ve bu sonuç- tan duyulan sıkıntıyı iletti: "Acaba Cum- hurbaşkanı hazretleh, sandıklara birkomü- nıst komplosu kanştığı yolunda duyum alsak. bızım müdahalernize yeşil ışık ya- karlarmı?" Parti müfettişinin seçim sonuçlannı iz- lediği masanın etrafında. şimdi hepsi bu dünyadan göçmüş, llhami Sancar, Ekrem Özden, Meliha Avni ve Tacettin Özgü- der ile ben vardım. Saydığım isimler, is- tanbul il Başkanı ile yöneticisiydiler. Sadi Irmak. heyecanla Çankaya 'yı aradı ve baş- yavere 1. Ordu Müfettişı'nin dilegini iletti. Yanıt kısa oldu. "Cumhurbaskanı, milletira- desine saygılı olmayı herkesten bekli- yor"öu. Padişah Erbakan... Kimi düşünce ve siyaset adamı. 14 Ma- yıs'ın onurunu, dönemın muhalefet parti- si olan Demokrat Parti'ye ve onun Bayar, Menderes, Koraltan ve Köprülü olarak sıralanan dört önderinin çabalarına verir. Kimi de bundan dolayı 14 Mayıs'ı. eza- nın Arapça okunuşu ile başlayan devnm- lerden dönüşün bir nirengisi olarak tanım- lar. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde, damar- dan akacak kanın durdurulamayışı gibi. bizim toplumumuzdaki doğal gelişmele- rin, kavgasız ve kansız başlamasının altı- nı hep çizmek isterim. Türk toplumu, kendi arasındaki bunca hırlaşmaya, taşkınlığa karşın seçim gun- leri sakin bir şekilde sandık başına gidiyor ve o sandığın vereceğı sonucu saygı ile kar- şılıyorsa bunda 14 Mayıs 1950'den beri al- dığı demokrasi eğitiminin payı vardır. 14 Mayıs'ın yıldönümünde bu anılarımı taze- lemeyi düşlerken gözüm pazar günkü Hür- riyet gazetesinin bırinci sayfasını süsle- yen iki fotoğrafatakıldı. Gazeteci Turan Yıl- maz, "Hoca'nın aptes ekibi" başlıklı ha- berinde Refah liderınin seçim mıtinglerin- de "Sakarya Grubu" olarak adlandınlan gö- revli bir ekibin yardımı ile nasıl aptes aldı- ğını anlatıyor. Kimi suyu döküyor, kimi hav- luyla bekliyor. Bunlar iyı de Refah liderinin ellerini kalçalarına dayayıp azametle otu- rurken ayaklarını bu görevlilereyıkatıp ku- rulatan fotoğrafına ne demelı? Necmettin Erbakan, yinmı yıldan ben Türkiye'nin politik arenasındadır. Hiçbir konuşmasında, halkı yücelten, onu efen- di olarak tanımlayan bir sözü- nü gösteremezsiniz. Partisi- nin iktidardan halkın oyu ile ay- rılma günü gelirse o gün mil- let iradesine saygı göstere- ceğini söylediğini de kimse hatırlamaz. Erbakan. tam aksine halkı küçümse- yen. politik rakipleriyle alay eden bir ko- nuşma dili kullanmayı alışkanlık haline ge- tirmıştır. Çünkü onun düşüncesi. ulus top- lumu değil, ümmet toplumu öne çıkaran bir dünya görüşüne dayanmaktadır. Mil- let egemenliğinin geçerli olduğu ulus top- lumunda. siyaset adamı hangi rutbeyi ta- şırsa taşısın, halkı önde tutar. Ümmetçi ise halkın önünde gitmeyi, ona kumanda etmeyi yeğler. işte Erbakan Hoca'nın miting miting do- laştırdığı görevlı partili ibrikçi ve havlucu- lar ekibıne ayaklannı kurulatırken takındı- ğı o pozlar da seçilmiş bir siyaset önde- rinden çok. bir padişah azametinin gö- rüntülerini yansrtıyor. O görüntüler, Refah Partisi liderinin kar- deşi ile birlikte, ne zaman, nasıl ve nere- den edindiği bilinmeyen kilolarca altınlı, milyon metrekarelerce özel ormanlı, apart- man daireli arsalı, çeşitli ülkelerin dövizle- riyle renklenmiş nakitli sen/etinin verdiği gü- veni ve gururu da aynı fotoğralann kare- lennde sıralıyor. Bir uzmanı araştırsa, Erbakan'ın bilinç altında o çevresindekilere "kul" muame- lesi yapmaya teşne padişahlık tutkusu- nun daha nice fotoğraflarını ele geçirir. Daha geçen gün, halkın tuz yemiş ko- yun gibi kendi partısıne geleceğini söyle- yen bir siyaset adamı, 1950 yılında beyaz devrım yaptığı söylenilen bir toplum için çelişkili bir kara resim değil midir?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear