25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MAY1S 1996 SALf OLAYLAR VE GORUŞLER Eğitimde Değişim Örgütte Başlamalı RIFAT OKÇABOL Boğaz B ilindiği gibi. girdi, çıktı (üretim). süreç \ e yönetim gibi sistem öğeleri içinde en önemlisi. sistemin yö- netim öğesidir. Yönetim. sistem çıktılarının (ürün- lerinin) sistemin amaçlanna uygun olup olmadığına göre sisteme girecek kay- naklann (girdilerin) nitelik ve niceliği- nibelirlediğigibi istenileniirünlerilçık- tıları) elde etmek için. girdileri iirüne dönüştüren süreçlerde ya da sistem ya- pısında gerekii değişiklikleri de yapar. Yönetimin etkın \e \enmli birbiçimde çalışması. sistemdeçalışanlann yetki \e sorumluluklarının belirgin olmasına: sistemin işlevleriyle iigili bilgilerin za- manında ve doğru olarak toplanıp de- gerlendirilmesine: sistem sorunlannın gecikmeden saptanıp bunları giderecek çözümlerin üretilmesine: bu çözümler- den en uygun olanın seçilmesine: doğ- ru kararlar verip bu kararlann izlenme- sine: girdileri çıktılara dönüştüren sü- reçlerin sistemin amaçlarını gerçekleş- tırme yönünde çalışıp çalışmadığmın denetlenmesine bağlıdır. Görevini yapamayan yönetim öğesi. sistemi yok olma>a götürür: Açık sis- temlerde. başka sistemlerle etkileşim içinde olan sistemlerde, bu etkileşimler yönetim öğesini yönlendirebilir. Eğitim gibi sosyal sistemlerde. yönetimi olum- luçalışmaya vönlendirecek etkileşim ise demokratik ortamlarda gerçekleşir. Karmaşık örgüt Milli Eğitim Bakanlıgı (MEB). 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 56. maddesine göre eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesi. gözetimi ve denetiminden sorumludur. 'Eğitim sis- içi Üniversitesi temimizin yönetim öğesi. bakanlığın merkez örgütüdür. Bu örgüt. 1992 yıhn- da kabul edilen 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığfnın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'a göre. bakanlık ma- kamı. Talim ve Terbiye Kurulu. ana hiz- met birimleri. danışma ve denetim bi- rimleri ile yardımcı birimlerden oluşur. Bakanl ık makamı. bakan, müsteşar ve yedi müsteşar yardımcısmı; ana hizmet birimleri. 15 genel müdürlük ile bir da- ire başkanlığını; danışma v e denetim bi- rimleri; Teftiş Kurulu Başkanlığı. Araş- tırma Planlama ve Koordinasyon Kuru- lu Başkanlığı. Hukuk Müşavirliği. ba- kanlık müşavirleri ile Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği "ni; yardımcı birim- lerde 11 daire başkanlığı. bir genel mü- dürlük. savunma sekreterliği ve özel ka- lem müdürlüğünü içerir. 1920 yılında kurulan MEB'in 1926 yılındaki merkez örgütü, ilköğretim.or- taöğretim ve yüksek ve mesleki öğretim genel müdürlükleri ile Talim \e Terbiye Kurulu'ndan oluşmaktadır. Bu örgüt. bugün genel müdürlük ve daire başkan- lığı gibi 30"un üzerinde üst kuruluşun bulunduğu dev bir kuruluşa dönüşmüş- tür. 1739 sayılı yasaya göre. eğitim siste- mi. örgün eğitim ve yaygın eğitim gibi iki ana bölümden oluşur: örgün eğitim. okul öncesi eğitımı: temel eğitim. orta- öğretim ve >ükseköğretim kurumlannı kapsar (madde 18), MEB'de en karma- şık örgütlenme ortaöğretim düzeyinde görülmektedir. Liselerle doğrudan ilgi- li olan ortaöğretim. Erkek Tek. Öğr. Kız Tek. Öğr., Ticaret ve Turizm Öğr.. Öğ- retmen Yetiştirme \e Eğitimi, Din Öğ- retimi Genel Müdürlüğü olmak üzere altı tane genel müdürlük vardır. Dört ay- rı genel müdürlük ile bir daire başkan- lığı da hem ortaöğretimle hem de diğer kademelerdeki eğitimle ilgilidir. Orta- öğretim Genel Müdürlüğü'ne 2000 okul. 1.100.000 öğrenci ve 65.000 öğ- retmen bağlı durumdayken Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlü- ğü'ne baglı olan yalnızca 70 okul. 18.704 öğrenci ve 1.454 öğretmen bu- lunmaktadır. 3797 sayılı yasaya göre yukarıda adı geçen ortaöğretimle iigili altı genel mü- dürlüğün görevlerinden biri. iigili ol- duklan okullann programlannı hazırla- yıp Talim ve Terbiye Kurulu'na sun- maktır. Bu arada Din Öğretimi Genel Müdür- lüğü de temel eğitim ve ortaöğretim ku- rumlanndaki din derslerinin programla- nnı hazırlayıp Talim \e Terbiye Kuru- lu'na sunar (madde 17 h): Özel Eğitim. Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü de okul ve kurumların eği- tim programlannı hazırlayıp Talim ve Terbiye Kurulu'na sunar (madde 23 b); Bilgisayar Eğitimi ve Hizmetleri Genel Müdürlüğü de her derece \ e türdeki eği- tim kurumlarının bilgisayardestekli eği- timiniplanlar (madde 24 a): OkuIıçiBe- den Eğitimi. Spor \e Izcilik Daire Baş- kanlığı da eğitim kurumlarındaki iigili hizmetleri yürütür (madde 25). Benzeri örnekler çoğaltılabilir. Ayrı ayn birim- ler kendilerince program hazırlamakta- dır. Kimı bırimlerin hazırladıklan prog- ramlan Talim ve Terbiye Kurulu'na sun- maları yasada yer alırken kimi birimler içinbuzorunlulukyasadayeralmamış- tır. Yaygın eğitimden sorumlu olan Çı- raklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdür- lüğü. ortaöğretimle iigili dersler açtığı gibi. ortaöğretimle iigili genel müdür- lüklerin de yetişkin eğitimi yapan okul- lan vardır. Anlaşılan. kimin elinin ki- min cebinde olduğu belli değildir. Iş bö- lümüyaparkenbirımlerartmış. birimler yeni birimleri doğurmuştur. Ingilizlerin geri kalmış ülkeler için geliştirdikleri "böl, yönet" sistemi. bakanlık tarafın- dan bakanlık içinde uygulanmca için- dençıkılmazdurumagelinmiştir. Kimin ne yaptığı belli olmayınca ne yaptığını bilenlerin (!) bir şevler yapması kolay- laşmıştır. Sorun kaynağı Bakanlığın en önemli birimi olan Ta- lim ve Terbiye Kurulu'nun görevegelip gitmeleri, bakanın iki dudağı arasında olan 15 eğitimciyle bu yükün altmdan kalkması beklenmez. Bakanlığın örgüt yapısında. doğru karar \erebilmek ve çözümler üretebilmek için temel girdi olması gereken "bilgi üretimi1 " yoktur. Merkez örgütünün bu karmaşık. mer- kezci ve hantal yapısı ile bakanlık için- deki yetki ve sorumluluk karmaşası. de- mokratik olmayan süreçler. hem mer- kez örgütü içindeki hem de merkez-taş- ra arasındaki bilgi akışını ve etkileşimi engellemektedir. Bir ikisi dışında ilgisiz kimselerin ba- kanlık müsteşarlığınagetirilmesi iseişin tuzu biberi olmakta. bakanı bu konuda tek seçici yapmaktadır. Yasal amaçları ve temel ilkeleri bilim- sellik. demokratiklik ve laiklik olan ba- kanlık. hızla bu amaçlar dışına sürüklen- mektedir. Kimi sözde eğitimciler, eğitimciden çok. kimi akımlann militanı olarak ça- lışmakta; siyasetçilere taşçıkartacak de- recede dini ellerine bayrak gibi almak- ta; dini. kişi v icdanından. kişiyle Allah arasında var olan kutsal konumundan çıkarmakta. ellerde işarete. namaz saat- lerinde gösteriye ve bakanlık kararlann- da uygulamaya dönüştürmektedirler. Üst düzey görevlere yükselebilen ger- çek eğitimciler. göre\ lerinde uzun süre kalamazken kimi marjinal akımlarla bağlantısı olduğu sa\ lananlar yerlerin- den bile kımıldamamaktadır. Ülkemizde yaşayanlann büyük ço- ğunluğu ne dincidir ne de ırkçıdır; ne inancını ne de etnik kökenini siyasete alet etmek istemekte ne de bunları gün- lük yaşamında kullanmaktadır. Bu ço- ğunluğun haklı tepkilerine ve istekleri- ne kapalı olan sistem, bir azınlığın dü- men suyunda pupa yelken gitmektedir. Sistem. çevresinde ateş çemberi yarata- rak kendisini akrep yerine düşürmekte; giderekateş çemberini daraltmaktadır. Bakan başta olmak üzere. bakanlık için- deki vedışındaki tümeğitimcilerin, eği- tim görnıüş herkesin. bu gidişten sorum- luluk payı vardır. Çözüm Bakanlığın kurtuluşu, sistemin ken- disini yok etmemesi. dolayısıyla Türki- ye'ningeleceğı "bilimserolmakta sak- lıdır: demokratikliktedir; laikliktedir; kararlann, siyasal ya da dinsel inançlar yerine. eğitsel değerlere göre alınmasın- dadır: bireyin, kendini özgürce gelişti- rebilecek ve toplumun çağı yakalama- smda yardımcı olacak nitelikte yetişti- rilmesindedir: bakanlığın bu doğrultuda yeniden örgütlenmesindedir: merkez ör- gütünün küçülmesinde. yetki \ e sorum- luluklarının belirginleşip taşra örgütüy- le paylaşılmasındadır; bakanlığın. ista- tistiksel verilerle. araştırmalarla ve de- mokratik ortamlarda sürdürülen katı- lımcı tartışmalarla bilgi üretebilmesin- dedir: çözüm seçeneklerinin özgürce ve "eğitsel amaçlaria" oluşturulmasında- dır. Çözüm zamanı gelmiştir. Eğitimde Türk StandardıL ÖZGÜN ÖZGUR Tarih Öğretmeni % nsan bir canlı. Tüm canlılar gibi, tarihsel sü- I reç içinde e\rim sonucu bugünkü yapısına. gelişmışlik düzeyine ulaşmış. Öteki canlılar- dan daha gelişmiş... Bu gelişmişiikdüzeyiy- le birlikte pek çok şeyi -belki de her şeyi- et- kilemiş. dönüştürmüş. değiştirmiş. Söz ko- nusu dönüşümler. insanın düşünme yeteneğinin ürünü. Evrim sürecinde değışen. dönüşen insan, dört ayağı üzerine kalktığında evrenin ve insanın tarihinde önemli bir devrimi gerçekleştiriyordu. Insan. gereksinimlerinin itkisiyle. algılama, kav- rama. çözümleme aşamalannın ayrımına varıyor. Düşünce denilen olgu. oluşup gelişiyor: beyni ile ellerinin uyumlu çalışması, uygarlığın basamakla- nnı birerbirerçıkmasını; özgürleşme ve bağımsız- laşmasının önündeki engelleri aynmsayıp aşması- nı sağlıyordu. Bitinmezleri bilinirliğedönüştürdük- çe, kafasının içindeki karanlık aydınlanıp dünün bilincinde. bugünün ve yarınm sahiplenilip geliş- tirilmesinin aynmında, insanlaşıyordu... Insan. ınsanca özelliklerinin bilincine vardıkça insanlaşıyordu!.. Her şeyi özgürce sorgulay ıp düşündükçe, eşitlik- çı, paylaşımcı. özsaygısına sahip. toplumsalltğının aynmında bir çizgiyi izledikçe güzelleşiyor. güzel- leştiriyordu... Daha güzel bir dünyanın kurulması için, tüm bu temel özellikleri geliştirecek 'eğftim'in ilkelerinin saptanması için pek çok bilim adamı kafa yordu. emek verdi. araştırdı, inceledi... Kimi gerçekleri aynmsadı. Insanı özgürleştiren. bağımsızlaştıran, toplum- sallaştıran. 'erk'i elinde kılan bireğitimdi erekle- nen. Tüm bu değerlere insan. özgürce düşünüp. sorgulayıp. yordadığında, bu bağlamda üretici. ya- ratıcı katılımcılaştığında kavuşabiliyordu! Buluşlar böyle oluşuyor. zorluklar böyle aşılıyor, yaşam. yaşanası oluyordu! John Milton, "Akıl kendi başına cenneri cehen- nem,cehennemicennetyapabilir"diyor. Ülkemiz- de insan yetiştirmede izlenen yöntemi düşününce, bu sözaklıma geldi. Aklımızla -daha doğrusu, akıl- sızlıklanmızla (neredesin AzizNesin)-yaşamı ken- dimize de. çocuklanmıza da cehennem yapmıyor muyuz? Eğitim denilince. toplumumuzda ilk olarak akla gelen özlü söz. "Ağaçyaşkenegüir." Bu sözün özün- de. küçükten eğitimin öneminin vurgulandığı ileri sürülse bile "eğilir" sözcüğü bizim eğitim siyasa- mızda "boynn eğme" anlamına yorumlanıyor sa- jıırım. Aileden okula. toplumumuzun her kesimin- de. "eğrtim" olgusuna bu anlamda bakılmaktadır. Bu "boyun eğdirme 1 ", kişilikleri ezme. silikleştir- me. çarpıklaştırma bağlamında. bir **tcktip*'te so- mutlaşıyor: içler acısı örneklerle eğitimin "egi- tim"likten çıktığmı yüksek sesle bizlere duyurma- ya çalışiyor, doğalhkla duyan olursa bilinç ve yü- rek gözü ile duyabilenlere!.. Bakın Fransız şair Jacque$ Prevert "Tembel Öğ- renci*'sinde neler diyor "Başıyla hayır diyor / Fakat \üreğiyle evet / Sev- diğine evet dijor / Oğretmene ha>ır.~" u Bu 'evet'ten yola çıkmak ve Rousseau'nun de- diği gibi, 'çocuğu çocukluğu içinde olgunlaşmaya bırakmak' gerekir" diyor Eğitim Felsefesi adlı ya- pıtında Olivier Reboul. Oysa neler neler yapıyoruz "eötim r> adına... h^anın du>gulannı hesaba katn^ayan, insan kı- ^iliğme saygı duymayan yaklaşımlar iflas etmeye tutsaktır! ,. i\ Insanı eğip bükmek üzere yola çıkarak eğitim (!) yaparsanız. orada insanlık ayaklar altındadır! Kuşkucu. güvensizlik temeline dayalı eğitimi- mizle çocuklarımızın duygu dünyalannı yaralıyo- ruz. Olanaklannın getirdiği başanyla bir öğrenci- yi yüceltirken olanaksızlıklarının getirdiği başarı- sızlıklarla öteki öğrenciyi itiyor. aşağılıyoruz. Ba- şansızlığın birhastalık olduğunun bilinçsizliğinde, eğitimci olarak başansızlıkları sorgulamıyor. eli- mizde olan şeyleri bile yapmıyoruz. Çocuklanmız çaresizliğin açmazında bunalırken bizler aptalca bakıyoruz. Ana-baba ve eğitimciler olarak "Beni dinl^in'*' seslerine. kulaklarımız. ruhumuz sağır... Özgür düşünme yetisine erişmiş. özgürleşmiş. bağımsızlaşmış. erkı elinde. gerçek **birey' > *lerden ödümüz kopuyor. Çünkü "kalıplanmış yaşam an- lajışı" sarsılıyor. o kalıplanmış kafalar. "geliştiril- miş yaşam anlayışrnı ayrımsayın kav rayamayacak denli köreltilmiş. Ezberci eğitimin ürünü bir örnek kafalar. ezberlenmiş yaşamlar çıkıyor sonuçta or- taya. Kimliksizlıkler. sevgisizlikler. nearadığını. ne istediğini bilmeyen do>umsuz insanlar. başansız- lıklar. sağlıksızlıklar, umutsuzluklar. mutsuzluk- lar. insanlaşamamışyaratıklar olarak kendi ördük- leri agın içinde debeleniyorlar . Standartjara uygun ad)m yürüdügünüzde sorun yok. Acı çekin. ölün. önemli değil! Bu kokuşmuş çemberi kırıp atarak **ben rl olmaya karar verdiniz... "Kendiniz olarak" yaşamak. kendi çizginizi. evre- ninizi oluşturmaya kalkıştığınızda, "hayır!"deme- ye başladığınızda. "standarriann" dışına çıkıyor. çizmeyi aşıyorsunuz, haberiniz olsun!.. Eğitimimizin (!) iflas» burada başlıyor. ne yazık ki gün geçtikçe "kalıplanmış kafalar" oluşturma- ya yönelik eğitim uygulaması daha da boyutlanı- yor. Insanımızı "'insan olmanın olanaklanna" ka- vuşturan bir eğitimi uygulamaya koyuncaya dek. çocuklanmız. insanımız daha çok acılar çekecek. Arçelik KNma'nın arkasmda Aivelikvar! Klima alırken vermeniz gereken bir karar var: Hangi klima? Bilinenle bilinmeyen arasında bir seçim yapmalısınız... Çünkü aşağıdakikri yalnız Arçelik Klimalarda bulabilirsiniz: ArçeEk güvencûsi: Verimi yüksek, yıllarca kullanabileceğiniz, üsfün özelliklere sahip klimalar. - . Arçelik senrisi: Klimanızın ücretsiz monfajını yapan, büfün yvrda yayılmış, deneyimli yetkili servisler. Arçelik fiytih ve ödeme koşuRan: Yüksek nilelikli ürünlere kolayfıkla sahip dmanızt sağlayacak liyaihr ve ödeme olanaklan. Arçelik ûrvn yeipazesi: Her türlü ihtiyaca cevap verecek, pencereya da split tiplerinde, soğutmalı ve ısıtmalı, kapasiteleri 7000-28000 btu/saat arasında değışen klima modelleri. Arçelik Klima Danışma MeHcezr; İhtiyacınıza ve isteğinize en uygun klimanın seçimi ve doğru kullanımı için her bilgiyi danısabileceğiniz, ücretsiz keşifhizmeti veren merkez. Ücretsiz danışma telebnumuz: 0 800 261 85 21 Şimdi kararınızı verin! Klima mı alacaksınız, yoksa Arçelik /C/imo mı? PfSlN FIYAVNA TAKSITU flSINAT - 3 TAKSİT PİSIHAT * 7 TAKStT PfS4HAT <• 1OTAKSIT PtUNAI * 13 TAKUT KLİMALAR 1170 MarGM KİİMÂ ıt70ttmıynuiMA *3\0 DÖCTMfVSİM 5310 SÛKHOJMA 53101 SÛPa UİMA 4000 SHJTOJM» 4700 5PÜTKUMA «oo iptiraİMA «500 MUnSPUTKUMH «oo Mun'tnJTKuıu 7000 &UONriMKUM« 7000 871/ 7000İV1/ {Sıtak/SoğJ^ 170001TU (SKak/Soğtık) ııoosnu 31000 « V (Sıeot/Scju*! 12000İTU /&n*/Soğu*j 1(000 ITU (S.cok/Soğuk| 22000 (TU {Smk/Jojutj 2x9000 «IU fcrfooonu ficok/s.^*; 2(000 (TU f&cafc/Soğukj 42.000.000 44.(00.000 II.JOO.000 71.300.000 74.200.000 ırtooo.ooo 142.000.000 1J9.0O0.OO0 1(7.000.000 IMJM0J00 2U.000.000 10.500.000 11.200.000 20.315.000 17.tOQ.000 U.iM.000 29.500.000 3İ.İ00.000 19.750.000 4i.730.000 49JO0.0O0 65.750.000 IOJOO.000 IIJOOlOM 20.325.000 17.tO0.O00 K.550.000 2V.Ma.000 35JO0.0O0 39JS0M0 4i.7W.000 4VJ00M0 65.750.000 42.000.000 44.1oa.oaB VMO.000 7I.20M00 74.200.000 111.000.000 142.0O0.O00 159.000.000 1(7.000.000 1 «.000.000 24J.000.000 6.1(0.000 6-590LOOO 10.4(0.000 10.92OÛ00 I7J40.000 20.(90.000 2U9O000 27.510.000 29.130000 3S.490.000 6.1(0.000 6J9O.000 II.960.000 10MOM0 io.no.ooo 17.340000 20.(90.000 2İ.J90.000 27.510.000 » . 130.000 31690000 49.440.000 jzrjoooo 93ASOJ3GO 93MOMO (7.MO.SO0 13t.ttO.000 167.120.000 1(7.120.000 220.0(0.000 T1.t <H0 OTff 309.520000 4.920.000 5.250.000 7.520.000 (-34O000 1.490.000 13J2O000 16.630.000 1 (.420000 21.(90.000 23.110.000 30.790.000 4.920.000 JJ5O000 9.520.000 (J40L000 (.490.000 I3J2O000 I6.63O0O0 1 (.420000 21.(90.000 211M.OO0 30.790.000 54.120.000 J7.7ja.000 104.720.000 91^40000 95.İ9O.OO0 153.020000 1(2.930.000 204,(20^)00 240.790.000 254.9M.000 JJ(^«.000 4.040.000 4J1O000 7.(20.000 <HT0ffffft 7.I3O000 IIJ40JOO 13.650.000 15.2*0000 17.970000 I9J3O000 25.1M.IXW 4.040.000 4J1O0O0 7.J20.000 6.(50000 7.130.000 IU«M 13^50.000 13.2W.000 17.970.000 19.030.000 İ5J90.000 56.540.000 40340000 109.4(0.000 95-900000 99.(20.000 15176O000 191.100.000 2)3.920000 251.5(0.000 246.420000 353.920.000 3 <D* dohıiÖK <ü>V •flyo dıffef *wg. ûfmjio'-ındaiı okıbnecm cMğ^ıtokMr v« gmietMİecsA yeoı vwgîief ftyotfaro oy?en «jrırt/oca**f Kamponyomiz SorKîyı »» Ticoref Sofcan^ı'om 25 5 1994>arhtı 219*3 ıayh Retmı Gazato'de >hn edıien tobkğıne uygundvr Afi&& Yethb Soncrlanndon tei/Ti ad>'ır Aree/dt '5a«j' Kamağa; Cad 2/6 SutlOce 80330 fsianbvl Kampanyamz 3 T Moyts î 99ö (anAme iodcw gaçeriı aiup untrm ve «o* "nkankmyh nmr^dtr <cwnpcnyomfzdo f +/ ııatsnfc * 4 J J »<DV 1*10 akntie %4 69*KDV, 1+13 lokvte %4 34*KDV cranınch ayiık *ode kah uygufen/n^r Ryo«onmrz Fyrt bmnd'r Güzel havanız Arçelik'ten... PENCERE Asker Gelirse NeOIUP?.. Medyanın yayınları, bir askeri müdahalenin koku- sunu ortalığa saçıyor... Bu kez 'müdahale modeli' nasıl ayaıianacak?.. . Açıkça konuşuluyor... ; * Amaçne?.. Refah Partisi'nin iktidara geçmesini engellemek değil mi?.. Eğer bu işin ordu ile yapılabileceğini dü- şünüyorsak, çok yanlış!.. Bir toplum, rejimini aske- rin güvencesine bağlayamaz. iran'da Şah'ın ordusu Körfez'de Amerikan jandarmasıydı: Humeyni reji- mine bir günde uyum sağladı. Sovyetler'de Kızıl Or- du, komünizmin bekçisiydi. göz açıp kapatıncaya dek kısa bir sürede 'Beyaz Ordu'ya dönüşüverdi; anlı şanlı generaller seslerini çıkarmadan yeni oluşu- ma uyum sağladılar. Halkın tepesinde boza pişirenler, 'rantiyeci' rejimi-' ni, askeri işin içine katarak sürdürmeyi düşünüyor- larsa. Türkiye'ye iki kez yazık ederler. • Refah Partisi büyüyor.. Niçin?.. Herkesin dilinde tüy bitti, söylene söylene laflann. cılkı çıktı. Bu ülkede yıllardan beri enflasyon orarn yüzde 70'le yüzde 100 arasında gidip geliyor, ıç sa-' vaşa benzeyen kanlı çatışmalar sürüyor, üretim eko-' nomis) bir yana ıtılm/ş, rantiyeci düzeni yeğlenmiş, köşe dönmecilik ideolojisi devletin resmi görüşünS; dönüşmüş; halk şaşkın, bezgin, tepkili, öfkeli, bıkknj" ve şaşırmış; siyasal kokuşmuşluk ortamında 'soC umut olmaktan çıkmış... J Geriye ne kalıyor?.. i Dinci parti.. Peki ne yapmalı ?.. Rantiyeci düzeni ayakta tutmak için askeri çağır-i mak nafiledir. j • Ne var ki 'sivil toplumcu 'lardan her şey bekleni^, 12 Eylül faşizmi; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile sözde 'sivil toplumcu' Turgut Özal'ın işbirliğinde dış ekonomik dayanaklarını bul-ı, du; 1980'li yıllarda 'alternatifsız model' Türkiye'ye zorla dayatıldı. Model bugün de geçerli... 'Serbestpiyasa' ile 'özelleştirme' Batı'da belki ak- la yakın bir olgu: ama Türkiye'de 'vahşi kapitalızm 'le 'köşe dönmecilik' rengine büründü; özelleştirme 'KlT'lerin yağması' diye algılandı; liberalizm 'libo şizm' oldu; 'rantiyecilık' hepsinin üstüne tüy dikti... Bir model mi bu?.. Hayır!.. Türkiye'yi bugün allak bullak eden siyasal fırtına. bu çılgın ekonomik modelin politikada dışavurumu- dur. Diyelim ki rantiyeci düzeni yürütmek için orduyq kafakola aldılar; işin içine kattılar... Güneydoğu'da çatışma, Ege'de gerilim ve Kıb-, rıs'taki açmazla uğraşan, Suriye ile su savaşını sür-: düren. Yunanistan'la sürtüşen, Çeçenya'daki kavga- yı Türkiye'de iç politikaya dönüştüren bir süreçte. or-, duyu da işin içine çekmek, akıl kârı mıdır?.. Refah Partisi bu gidişle daha da palazlanacak;, çünkü ekonomik söylemi sol ve ideolojisinde dtnciı görüntüsündeki RR bugünkü TürKrye'de düzene kar-.! şı muhalefetini sürdüren tek partiyi simgeiiyor. •••• Bu partiyi geriletecek tek yöl, rantiyeci düzenin re--' 1 zaletlerine bir son verip halktan yana bir siyasal ik-: tidar kurmaktan geçer... '• Rauf Mutluay anılıyor. Edebiyat eleştirmeni, öğretmen ve yazar Rauf Mutluay için, ölümünün birinci yıldönumü olan 14 Mayıs 1996 Salı (bugün) saat 18.00'de Çemberlitaş'taki Basın Müzesinde bir antna toplantısı düzenlenecektir. Konuşmacılar: Ahmet Altan, Nail Güreli, Doğan Hızlan, Nurer Uğurlu ve Erkan Yolaç. Biitün sevenleri davetlidir. IAFTASONU GEZILERI 19 Mayıs Pazar Çiğdem Yaylası Ulaşım, kumanya, rehberlik dahil ı 250.000 TL 17-19 Yedigöller Sizi, yeşil bir doğa ile birbirinden güzel gölleri gezmeye ckjvet ediyoruz. T.R4.500.000 TL . 24-26 Safranbolu ' Osmanlı evleri ile ünlü Safranbolu, fotografseverler ve tarihseverler için vazgeçilmez bir yöremiz. Y.R4.500.000 TL Arnika Mk Mk. »5 Beyojlu T»tFık»: 0-212-2451593-2452976 YEŞİL ELMA Seyahat Acentası Balıkçının diyannda Mavi Yolculuk hala bir rüya olarak kalmasın ASSOS - Hotel Nazhhan Gûnlük, k);l ba;ı YP 2 500 000 Onur Topaflak rehberitğınde •Başka istanbul Gezteri' "Galata" 26 Mayıs Pazar 1 750 000TL Yurt ıçı - yurldışı uçak bileti alan herkese kıtap armağan edıyoruz* Duyurularımızı. her salı ve perşembe Cumhuriyeften ızleyebilirsiniz IstiklalCad. 81/1 Beyojjlu-IST Tei. 0212 249 52 11 Fax 0212 293 20 76, : MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞC'NDEN Mimar Sinan Ünıversıte;.! Dev lei Konservatuvarı'nın Hazırlayıcı BirimlerineıTam Zamanlı. YanZamanlı Ha- zırlık. Örta. Lı?.e) sına\ la öörencı alınacakttr. Ön ka> ıtlar: 15-24 \1a>Ts 1996 Tam zamanlı genel kültür sınavı: 22 Haziran 19% Eleme sınavlan: 01 -04Temmuz 1996 Kesin kabul sınavlan: 05 - 0X Temmuz 1996 tarihlerı arasinda Konsenatuvarımız Beşıktaş Dolma- bahv'ecaddesındekı bınalarında yapılacaktır. Aynntılı bilgi \e ba^\uru formları Konser\atuvarın Öürenci BüroMrndan alınabilir. Basın: 85921
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear