25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 1996 SALI 14 KULTUR 4 9 . U L U S L A R A R A S I C A N N E S F İ L M F E S T İ V A L İ CANNES-49 Cannes Fılm Fe-»tı\alı ılk gunlerını gerıde bırakırken. Amenkan sıneması ıle Avrupasinemaları arasındakı çatı^ma. gundemın aııa maddesını olu^tu- ruyor Festıval nedenı ıle sinemava genıs yeravıran Fransizbasinınmençok uzerın- de durduğu konu bu vılın prograınında AvrupaMneındsııııngozlegoruluı bırağır- lıkta^ıması Kımı yazaı. festı\al sorumlu- larına "Bunu. Amerikan sinemasından in- rikam almak için miyaptınız?" dı\ e sorar- ken. kımı daha geıçek^ı bır yak!a;imla "Amerikan majorleri jeni fllmlerini \er- mek istenıediler mi?" dı>e soruvor Doğru yanıt. sanırım ıkı nedenı bırden ıçemor ĞUJesJacob'un devımı> le "i>ibir yıhnda" olan A\rupa sınemasina destek venlmek rstendığı apaçık goruluyor 2^ fılmlık "resmi bolunı'v< un l7 fılmı Avıu- pasınemalarındangelıvor Helebubolıım- de5 fılmlebırdentemsıledılen Fransızsi- nemasina "torpiT geçıldığını rahatlıkla sövlevebılırız Ozellıkle açılıs fılmını ız- ledıkten sonra1 Ama. ote vaııdan Amerı- kalıiann da yaz a> larında gosterıme çıka- raeaklan \enı fılmlerını Cannes'da "goru- cu.veçıkararak"gisegelırlennınskeatma- >a pek gonullu oimadıklarını bılmek ge- rek Amenkan yapımcıları. ancak Can- nes'da ılgı goreceğını tahmın ettıklen \e- nı bır varatıcıları ıle bu kumarı ovnııvoı- lar (Tarantino'nun "Lcuz Roman"ındd olduğugıbı)>ada Avıupd'nııı sanat orta- mıncazaten benımsenmısl Altman, Cimi- nogıbı) ısıınlerle Bakalım buvıl 1" Av- * rupa fılmıne karsı 3 fılnıle yarışa gıreıı Amenkan »ıneması nasil bır sonuçla do- necek Cannes'dan' Bugunku basında yer alan vazı ve soy- leşıler çoğunlukla bu konu etrafındd dola- sıvor Bazıları Amenkan sınemasmın gu- cunu ve tartısma:>ız vengisinı çoktan kabul etmış gorunurken. bazı sınemacılar hâla umullu Buaradabırbdijkagelısmede bu çatısmanın eskısı kadar keskın olmavabı- leceğını gostertvor Çunku geıek estetık. gereksemafı açıdan ıkı kaı>ıt bırbııınees- kısı kadar yabancı değıl artık Amerıkan sıneması gıderek daha fazla A\ rupaı bır ha\a ta^ıvan -vanı kulturel bovutu daha geli5.mıs- fılmlere vonelırken Avrupa M- nemasindada Amenkan sinemasinm etkı- lerı her geçen gun artıyor Bu arada Ame- rıkahlar. Avrupa'dan. ozellıkle Fraıisiz sı- nemasindan beğendıklerı fılmlerın "re- make'Mennı yaparak. en azından konular açısından Avrupalılasıyor Fınans açiMndan da ı^Ier gıderek daha kanşık bır hale gehvor Çunku. A\ rupa da- kı kota engelını aşmaÇ'a çalısan Amerıkan tekellerı. çeşıtlı Avrupa ulkeleunde kur- dukları sırketlerle pazara "A»rupalı"" olj- rak gırmenın yolunu buldular Bu duı uın- da kımın gerçek Avrupalı olduğunu kej- fetmek pek kolav olmayacak Amenkan sinemasının mutlak egemen- lığıne karsi en eıddı onlemlerı alan Fraıı- sa'da bıle Amenkan sınemasi pazarın \ uz- de 60"ını ele geçırmış durumda Ve surek- Iılıkarzedenbu "arz"ın varattığı "talep" de Avrupa srrhsmaldnnın venı ardyiîlara yonelmelerıne neden oluvor \alnızca. Amerıkan sıneması ıle beslenen genç ku- >ağın beklentılerı Amerıkan sınemasının estetık kalıplarını asamıyor Bu da bazı sınemacıların ıkı stnema aniav ı^ı arasında sıkısıp kalmalarına. ozgun dıllerını kur- mak verıneevrensel -yanı Amerıkan'-bır dılın pesine takılmalarına neden oluyor Komşunun tavuğu Bu yıl Cannes'da ızleveceğımız be^ vo- netmenden bın olan Vrnaud Desplechin. Amenkan sınemdsının kendı uzerındekı etkibinı »aklamıvor, "(Cinsel >aşamımı) Nasıl Tartıştım'" adlı fılmı ıle ılgılı soyle- ^ılerınde "Benim etkilendiğim sinema Truffaut'nun. Resnais'nin, Rıvette in si- neması degiL \merikan sineması" dıvor "Prett> \\oman", "Batman" gıbı fılmle- rın kendısme ılham \erdığını so\lu\or "Bunlar benim du>gusal\aşamıın üzerin- de de efkiJi oJdu. duygular daha 'iomut' şe> lerdi bu Tılmlerde. Nani kısacası daha az psikoloij.dahayokakshon!" En )>IM bek- levıp. Deiplechın ın yaptığını gormek Ktersenız. bır de madalyonun otekı \u- zune bakalım Cannes Fesmalı Jurı Ba>- kanı.ıkı Altın Palmıyelı FrancisFordCop- pola.artık Amenkan Mneması dı\e bır sı- nıflamanın yanlıi} olacağını (bunlara "en- dusrri fılmleri" demek daha doğru) çun- ku "bağımsız" Amerıkan \apımlarının. Hoil\wood"a en az A\rupa fılmlen kadar uzak olduğunu soylıiyor Ve Canne» gıbı bır festı\alın en guzel tarafının dunyadakı Francis Ford Coppola Cannes Fesri\ali Juri Başkanı. iki \ltın Palnıi>eli Francis Ford Coppola. arfık Amenkan sineması dıu bir sınıflanıanın \anlış olacağını. çunku "bağımsı/" Amcrikan >apınılannın. Holhuuod'a en az \\ rupa filmleri kadar uzak ulduğunu sbyliıyor. \e Cannes gibi bir fcsti\alin en gü/el tarafının dıın\adakJ külturıl çt^itliljöj \ansıtmak olduğunu \urgulu\or. BU.MI 'Kansas C ıfj "ilt y anşa katılan Robert \ltman ise C oppola kadar i>imserdeğil: 'Amerika'da bağınısu sinemacı kalmadı gibi bir şe\. Bir a» uç tekef herşe>t egemen. Durum eskısinden de kotu\e«idi\or." Robert Vltman Yaraücı sineına fle popüler siiR'iıiiiııııı yakmlaşma çabaları kulturel (,c"5itlılığı vansıtmak olduğunu vurguluyoı Bu \ı'l "KansasCit>" ıle \arı>a katılan Robert -Vltman Ne C oppola kadar ı\ ım^er değıl "Amerika'da bağımsızsinemacı kal- madı gibi bir se>. Biran uç tekel herşe\cege- men. Durum eskisindendekotmegidijor.** Fransız MiıenidMnın onde gelen vapımcı- larından Anatole Dauman (Resnais'den Henders'e Bres»)n'dan SchondorfTa. Oshima"\d ıızanaıı gorkemlı bır l^tenm vapımtiMl de Fransız sınemaM ıçın a\nı derccedekaramsaı "198l'deAmerikansi- neması. pazarımızın \ uzde30'unu kontnıl edhordu. Bugun v uzde 64i'ına. >ann daha da çoğuna sahip olacak. fıpkı İtaKa'da. Alnıama'dd olduğu gibi filnn apılarnay ha- le gelinccek. Dağıtım. iki hu> uk şirketin te- kelinde \e onlar da Aıııerikan sinemjsına teslim olmuş durumda. Bu da kultur polı- tikamı/ın bırsonucu" dı\or Bıı ba^k.ı unlıı \apimei Daniel Toscan du Plantier NC "Figaro"dakı sovle^ısınde rupa sinemdMnın bırleşerek \e Amcrıka- lıldrın kullandıgı vonteııılerın ben/erlerı- nı de\re\e \okdrak a>.akta kalabıletegım sa\unuvor "Avrupa sineması dış pazann önemini ka\ra\amıvor' A\rupa ııın hn,bıı zaınan Amcnka gıbı dış pazarın onenıını kasramadıgını. bu \uzden ıçıne kap.ilı kaldığını M>\luvor Plantier \e ııonık bır du>unce ıle noktalı- voı >ovle^iiını "Dumada Amerikanem- penali/minekarşımucadelenınsimgesiol- du Fransız sineması. Tek başına. Bu bira/ ulkemin C > rano tarafı. bir \ andan ka\ be- dı> oru/ama. ote \andan kazaniMtruz ken- dimızi. \ararlı olduğunu gorsek de başka u'iierdekibaşkaduşunceletvdirenKonız." I->K ArJantık ın ıkıvakasındakı sinema- eıların bırbırlenne karşı du^unceleıı Kı- mı haset kımı lıj\raıılıklj bakıyoı otekı- ne Ama ıkı tjıarta da bıı \akinljsnid ^a- bası olduğu açık Artık "sanat filmleri" .ırasinda gıdıp gelını^ ama her zaman kı- sisel bır sinemav ı. populer kavgıları da goz oııune jlarak gervekleNtırmeye çalı^mış bır sinemacı Patrice Leconte. Kımı zaman bu u\etesi ıvı sonuvldi \eren (orneğın **M. Hire"le ılk kezCannes ageldığı vıl). hem se\ ırcıden hem de elestırmenlerden ı\ ı not alan Leconteun bu kez tomıulu pek tut- mamis bana kalırsj Bdsında \e tele\ ızyonlarda yerdlan yo- guıı bır tanıtım kampdiıvaMiıııı ardından Cannes'dakı gosterı ıle e^zamanlt olarak butun Fıansj'da gosterıme t,ıkan Patrıee Letonte'un tılmınınaı,ılıs fılmı olarak \c- (.ılmesı.doğıuMine kendı nede A\rup«ı si- neması adıııa talılılı bır karar değıldı Le- Lonte un. IS vuzvıl sonları Frdnsız sara- \indaki ılıskılerı konu alan "Gulünç" tı- (.aıı leçetefere u\guıı ama bıı yandan dd kı-jisel kaygılar tasi\an bır tılm Kub- rick"m "Barn London"..StephenFears'ın Tehlıkelı llıskıler"de ba>arı ıle kullandı- ğı turu kendı dun\a>ınd uyjrlamıs vonet- Cannes programında, \\ rupa sinemasının duyarlığını vakalamava çalısan Vmerikalılaıia. Vmerikan sinemasının 'hı/'ını vakalamava çalısan A> rupalılar \ an \ ana. Bu u/laşmanın en kolav gercekleşebildiği alanlardan biri güldiıni. C annes'dakj gosteri ile eş/amanlı olarak bütün Fransa'da gosterime çıkan Patrice Leconte'un filminin açılıs lllmi olarak seçilmesi. doğrusu ne kendi ne de Av rupa sineması adına talihli bir karar değildi. Leconte'un. 18. vüzyıl sonları Fransız saravındaki ilişkileri konu alan 'Gulunç'. ticari reçetelere uvgun, ama bir vandan da kişisel kaygılar taşıyan bir film. daha ışımser bır ha\a ıçınde Seyırcının "sanatsal" urunlere ılgısının voğunlastı- ğını. seyırcıdekı bugelı*me\ıgoıen Ame- rıkan sinemasının da daha nıtelıklı senar- yoldra voneldığını ydlnızea çocuklara gençlere yonelık fılmler yapmadıklanm so\ lııy or "Amenkan sineması. daha once- leri hic >anaşmadığı kuçuk du>gusal iliş- kilerin on planda olduğu o> kulerey oneldi. çunku pazardaki değişime. seyircinin ge- reksininılerine karşı çokdu\ aıiılar" dı\ en Plantier Easrwood.Redford.Ne>»man.De Niro gıbı yıldızları değerlendırerek. orta v a^ \ e uzerındekı ku^ağın sinemaya donu- >unu sağlayan Amenkan sinemasının tıca- d h h aızlemı%or\e A\- daha tıearı. tıcarı fılmler de daha sanat.sal olacak galıba Bu ıkı karsıt çızgınm bırbırıne yaklas- ma nıyetlermı sergıleyen pek çok urun yer alıvor Cannes programmdd A\rupa sine- masinın duvarlığını yakalamaya çalisan Amerıkalılarla. Amerıkan sınemaMiıın "hız"*ını \akalama\a ealı^an A\rupalılar yan yana Bu uzlasmanın en kolay gerçekleşebıl- dığı alanlardan bın gıılduru Belkı de bu \ uzden C annes programında pek çok gul- duru yer alı\or bu vıl Bunlardan bın de. açılı>tagosterılen"Gülıinc'"(Rkiicule) ad- lı tanhsel gıılduru ^'onetmenı tum ınes- lek \asamı bovunca ba^arı \e ba^arısızlık men Ve tanhsel dekor Leconte un elınde fanustık bır bo\ut kazanınıs Tanhsel bıı tıtızlıkten kaçınmak ıstedı- ğını ama "tarih otesi" \a da donem dı^ı bır tılm \apmak da istemedığını anlatı\or yonetmen sosle^ılerınde Oyku 1780de gcçıyor (\anı. Fransız de\nmınden tam 9 yılonce) Budonemın gı\sılerıneanahat- ları ıle bağlı kalmı^ Leconte. ama ayrıntı- larda gerçek-otesi bır çızgının egemen ol- ınasını istemış ~Tanhsel >apımlardaki o beyaz peruklardan kurtulmak istedim" dı- yeavik]ı\oı du^uncesını Sanat _\onerme- nı. gorkemlı gn peruklar oturtmuş oyun- culannba^ına herbırıavn bırform ıçeren Bdlolaıdakull.ınılanmasklaıdadagerçek- çılık kaygiM tasımamıs Rengârenk mask- larla tamamlamıs bu gulunç perukları Şımdı dıyecekiinız kı. fılmı anlatma- dan. kostumden dekordan soz etmenın an- lamı \ar mı' Doğrusu Leconte fılmde ne \apmak ıstemı^ çok ı\ ı bılmışorum ama bana fılmden gerıve kalan kostum \e ak- sesuvarlaroldu Bır deoyuncular Lecon- te ovuncuvonetımınde her zaman ba:,an- lı olan bır \onetmen Bu kez de Charles Berning. Fanm Ardant. Jean Rochefort JuditGodreche\e Bernard Giraudeau gı- bı usta oyuncuları çok ıvı değerlendırmı^ Ama. neıçın ' Amacı ne' 18 vuzyıl sonu- nun sarav ılı^kılerınden bugune gonder- me yapmak mı' (Leconte bunu reddedı- yor) \oksa. sıyasal-topluınsal bır nıesaj \ermek mı (Halk açlık. yoksulluk ıçınde kr\ranırken asiller boşle eğlenıyorlardı. demek mı)' Sanırım. bır ıkı değınmenın dışında bu konuya pek gırmek ıstememış 1 econte Sonuçta. sarav ahlakı (daha doğrusuah- laksızlığı) ustuııe bır fılm çıkmıs oıtaya Ya da. ınsan karakterının nuansları ustune bır tanhsel gulduru s,o\lu olmasina kar- sın. voksul dıı^muş bır aıleden gelen tas- ralı ıdealıst genç Gregoıre Ponceludon \e Mala\oy'un \ersay sarayındakı seruven- lennı anlatıyor Leconte Kahrdnıanların hemen hepsi alabıldığıne olunibuz Zevk \e eğlence duskunu bu arisîokrat surusu- nu karıkaturıze etmekten kaçınmamış yo- netmen ama bu gıotesk dunvada en olumsuz kahramanda bıle ınsanı bır >an bulnıaya. sı\ahlar arasindakı grılerı. hatta beyazları vakalamava. ınsanlan guçlu \e zayıfyanlarıyla vansitmaya çalısmıs On- lardan ııefret etmedığını. çunku kı^ılıkle- rının kendısını cezbettığını soyluyor Le- conte 16 Louıs"nın saravında vukselmenın. krald yaklaşabılmenın ko^ulu. espn \ete- neğı olduğunu dosta dusmana kabul ettıı- mektır Kralın sofralarının tuzu bıberıdır bu zı\afetler Ingılızlerın "humour" de- dıklerı >eyı pek anlamasalar da Fransız anstokratları ıçın "espri" çok. ama çok onemlıdır Cazıbelerı espn \eteneklen ıleolçulur Insana basarı \olunu açan bu esprıler. gu- nun bırınde tum kapılarm vuzıınuze ka- panmasına da neden olabılır C unku. "gu- lünç" olrru tehlıkesı heıkesin tepesmde Demokles'ın kılıcı gıbı sjllanmaktadır Cunku. "giılunç olırtak oldurucudür.'" Ve kımı zaman a^k da ııisanı gulunç durum- lara dusurebılır Gulunç duruma duşen aristokratlaı. en onemlı silalıları olan "söz"lekendılerınıoldurmussa_\ılırlar Bır dğdca kendılerını dsmaldrı valnızca bırfor- malıtenın tamamlanmasidır Buraya kaddr jnldttıkidnm, ılgınç bır fılm oldbıleceğmı gosterıvor değıl mı' Amd. sonuç pek oyle değıl Fılının en onemlı zaafı. hfdefını ı\ı saptamamis ol- ması Tıpkı kahramanlannın kendı davra- nişlarınm nedenlerınden pek emın olama- maları (orneğın Ponceludon'un. Kontes'le yatarken. du\guları ıle mı hareket ettığı- nı. yoksa çıkaı larının mı kendısını yonlen- dırdığını bılememesı) gıbı. Leconte da bu fîlmt nıye vıptığını pek bıleBrtı\or bence: Fransızdılı ûstune mcelıklı sozo\ unlan ıle dolu senaryo Remi V^aterhouse'un ımza- sını tasıyor Ilk kez bır baskasinın senar- yosu ıle çah>an Leconte. senaryova olan İidvranlığını dıle getınyor her soylesısın- de Idealıst duşuncelerle dolu ta^ıalı naıf gencın. sara\ dun\ası ıle karsılasmasın- dan çok daha etkıleyıcı bır fılm ortdyd çı- kardı bana kalıısa Değıstırme nıvetlerı ıle ıçıne gırdığı dunya taratından şutulan genç Poncelu- don'un oykusunu anlatırken. sözcuklenn bu\usune kapılmı^ Uaterhouse-Leconte ıkılısı de fılme temel bır eksen kazandıra- mamıslar \e goruntulenn \e sozcuklerın gensınde -olması gereken- arka planı olus- taramamiblar bana kalırsd Bu y uzden de. "gulünç" duruma dusmese de. ne guldur- mevı ne de du^undurmeyı becerebılen bır tılm çıkmış ortava "Gulünç" Patrice Leconte'un 14 fılmı Heı turde urun \eren vonetmen. ""insanla- nn kendilerini fazla ciddrvealmalanndan" sıkavetçı Bu \ uzden fılmlerınde mızalıa sık sık yer verıyor Kımı fılmlerınde. or- neğın "Monsieur Hire". "Berberin Koca- sı"nda basaı ı çızgısını > akalayan \e popu- ler beğenı ıle elestırel beğenının ıkısine bırden seslenmeu becerebılen bır yonet- men "Tango". "Vvonne'un Parfümiı'". "Les Grandes Ducs" gıbı fılmlerınde ıse ıkı cephede bırden yenılgıye uğrayan Le- conte'u bu kez. son fılmındekı kadar ol- masa bıle. gene benzer bır yazgı beklıyor bana kalırsa Estetik ve bflrniin buhıştuğu yenî bir dergi: P \ra Güler, Sokollu Mehmed Paşa/ tstanbu) Cezannı. Vıkquın PUVGL'DL'RGIN •"lenı bır kultur sanat \e antıka der- gisi >a\ın\aşamına adımınıattı "Por- takal Müzayede Şirketi" adına Raffi Portakal'ın sahıbı olduğu 'PDergisi' Furkıve ııın en nıtelıklı kultur \e sa- nat deı jisı olma> ı amaçlıyoı Celal l ster. Ferit Edgu. Erkal \a>i. Gurol Sozen. Saderin Da^ ran. Ani Çe- lık Vre\>an gıbı îsımleıın otu^turdu- gu çekııdek kadrosmla çızgısını "ül- kemizinte«eniiziınunkultıir^esanat mirasını kucaklayan. Turki\e'nin ba- sımcılık >egrafik sananndaertştiği du- zeyi sayfalarında yansıtan bir dergi' olarak orta\a kovu>oı P Deraısı Ratfı Portakal r980'lerde"h bu ya- na duşunduğu proıenın \a^anıa geçis siırecını ^o\ le anlatıvor "Sanat piya- sasındaki alıcı\ ı bilgilendirme> ı. >aİan \anlış etkilenmelerden arındırma>ı duşunu\ordum... Nt> \ar ki o gunun olanakları cl>vrmedi. Dergi\ ı bır sure içın ertelcme\ i kararlaştırdık. O gun- lerden buguneTurki_\e"de birdeğişim \a^andı. Kuşkusuz bu geiişmefer biz- leri de etkiledı. Zaman içerisinde der- gi tutkusu yureğimde bo> arfı. Ama artık doğrudan bilgılendirici bir der- gi yerine sağlam esterik değerlere >as- lanan. bılimsel çalışmalara ağıriık \e- ren. insanlan \anlış \onlendirmekten uzak. doğrulan bulmaya \onclik bir dergi \ardı katamda. Dedem 'lenant Portakal ın.babam AretPortakal ıno gunlerin şartlannda ıırvrtikleri \e ül- kemizde alanlannda onculuk \apmış broşurler. kataloglar bıı>uk bir ihti- malle bugunku P Dergisi'nin temel tas- lan oldu." Dergınııı\a\ ın vonetmenı Celal Ls- terıse PDeıgisı'nınokuvucuyubılgı- lendırmenın vanı sıra. estetık değeı le- n gelı^tırme\e vonelık bır vayın çız- gısı ızlevecegını belırtıvor - P Dergisi'ni diğer kultur, sanat der- gilerinden a> ıran ozellikler nedir.' ISTER - P Deıgısi dıger plastık sanatlar deıgıleı ınden çok antıka şır- kctleıının \a\ınlaıı ıle karsıla^tırıldı- ğmda doğıudandoğruv.ı bırmuzave- de siıketını yansıtan bıı dergi değıl geıçek anlamda bır kultur \e sanat dergisi olacak Bu dergi herhangı bır mısyon dergısi \a da bır galerm bır sanat akınıını teınsıl eden bıı grubun vavınıda değıl AmacımızTurkıvede genel anlamda çıkarılabılecek en nı- telıklı sanat deıgisını ortava kovmak - ()ku\ ucu karşısına nasıl bir içe- rikle çıkacak dergi? ISTER-Ilk savımızdasondvlann en onemlı >eıgıleımden \e\\ Yoık'ta- kı "Ri'mbrandt/RenıbrandtDeğirıle Parıs te dıızenlenen \c bugune dek Cezanne u/erıne gerı,eklestırılmis en kap-.dmlı sergı olan 'Cezanne Retros- pektıfi'nıelealdık Buseıgılerı dı^ba- sından va da herhangı bıı verden v,ı- vımlanmiş bıı vazıdan alıp sunmadık Zaten bu seıgılerı Ferit Edgu dogm- daıı ızledı \ e bıı Turk sanat vazarı ola- rak kendı vakldsimıvla kaleme aldı Ama onumuzdekı sayılarda vabancı uzmanlann vazılaıınadayeı \erebih- rız Avrıca bu sayıda ıılkeıııızın onde aelen koleksıvonculanndan Hust'vin Kocabaş'ı tanıtıvorıız Dıger savıiar- da da onemlı bır koleksıvoncuv u tanıt- mava gavret edeceğız Boylelıkle okurlara gerçek koleksı\oncııluğun ne olduğunu sunmak istıyoruz - A\ni Arbaş'ın "Atlar" başlıklı de- senleriilebu\apıtuzerineNâzım Hık- met in kaleme aldığı şürteri buluşturu- >orsunu/. Bu rip kompozis>onlar ge- İecek savılarda da surecek mi? LSTER- Bunu sureklı dusunuyo- ruz AiKak bu bıraz hazır bu şev ol- du Bundan sonıakı sayılarda bır res- samdan hosuna gıden bır metnı bı- zım dergımız ıçın resimlemesını ıste- veceğız İdeal hedetımız buçalısma- nın dergi ıçın ozel olaıak yapılması Buııun dısında bır sanatçı yasanıöy- kusu\eralacaksa>falarımızda İlksa- \imizda çağdaş Turk ressamlanndan V uksel Arslan vardı orneğın - P Dergisfnin gelecege \onelik he- deflen nelerdir? l STER-lkı hedet kovduk onumu- ze Bunlardan ılkı gun ışığına çıkma- mı^bazı konulaıı ılk kez vayımlamak \e deği'jik açılardan vansıtmak >a da orneğın MımarSınangıbı bugune dek vok ıslenmis. bır konuya ı,ok tarklı bır açıdan yaklasmak Mııruı Sınanorne- gı uzerindeduidi.dk okıısak Clımıze Abidin Dino'nun olmeden once yaz- dıgı bıı mttnı geçmi;.tı Bu metınde Vlimar Sinan'ın Istanbul'la ılk kez 'karşılaşması'nı duşsel bır vorumla anlatıvordu Dmo Çok keyıflı bıı me- tındı Bov lelıkle Ahıdın Dıno'nın hıç- bırvcrdeyas ımlannıanıışbıryazısını. Mımaı Sınan'a son derece tarklı bır yaklasımla okuyucuya sunduk Bu- nıın vanı sıra metnı fotoğraf ustası Ara Güler'ın goruntulerıvle bulu^turduk Bu. P Dergisi'nin hedefve vaklaşımı- nın bır ozetını olusturdu ay nı zaman- da Tabıı bu hedeflenn gorsel açıdan da bellı bırduzeyı yakalaması gerek Okuvucuvu. akademık bır bıçımde değıl. ama doğru şekılde bılgılendır- mek ve bellı bır estetık anlayı^ ıle bır- lıkte okuma kevfını. baktığını görme anlayısını yerleştırmek istıyoruz - P lİergisi, \ ıırtdışında da izlenebi- lecek mi? LSTER-Dergıyı uçaydabırTurk- çe. altı ayda bır Ingılızce olarak ya- umlavacağız Vurtdisindadasatılma- sını ıstı>oruz. ama satışa gıtmese bıle oncelıkle duny anın onde gelen muze- lenne. Turk-lslam sanatıyla ılgılı uz- manlara. sanat galerılerıne mutlaka ulastııılacak - ^aa kadronuzu oluştururken na- sıl bir yol izlediniz? LSTER - Hem akademısyenler hem edebıydtçılaı hem de sanat tarıh- çıleıı ver alıyor kadromuzda Zaman zaman bır araya gelıp tartı^malar ya- pıyoruz. çunku bu dergi. fıkır uretımı- ne davandığı ıçın bovle bır çalısma gerektınyor - Derginın seslenmeyi amaçladığı bir okur profîli çizildi mi? LSTER- Bence bovle bırdergının okuyucu kıtlesını kesın çızgılerle be- lırlememek gerek Çok ıvı bır sanat dergısı okumak iste>en heıkesın okıı- vacağı okuması gerektıgı bır dergi olacak YAZI ODASI SELİM İLERİ Şiirler Arasında Şıırler okuyorum Karanlığı ve umutsuzluğu dağı- tıyor. Okuduğum şıırlerde kımıleyın ıronı ız suruyor, kımı- leyın -deyış yerındeyse- gunahkârlık, baştan çıkmış- lık, kımıleyın de pastoral bır dunya çekıp goturuyor Uç yenı şıır kıtabı gunlerıme kırık sevınçler taşıdı Salâh Birsel'ın Çarleston'u (Adam Yayınları) yal- nızca bır sozcukler torenı mı dıye duşunuyorum Soz- cuklerın boylesıne zengın kullanımı ılk okuyuşta ıçe- nğın yoğunluğunu belkı duyumsatmıyor Sozcukle- nn olağanustulugune kapılıp gıdıyorsunuz daha ılk şıırde, "Çarleston "da "Gıda gıdı bır perçem I Hava atar gıcığı yok I Tos- ka ınadına yuz vermez I Leyla olmuş bır çarleston " Salâh Bırsel. oyle sanıyorum kı, sozcukler geçıt to- rentnde bırçok rengı ışıldattıktan sonra kenara çekı- lıyor, şıırını sevenlere ımbıkten suzulmuşun tadını bı- rakıyor Belkı bıraz yorulmak gerekecek O kenara çe- kılmışlık, "Keş/ce"deıstıhzalı bır ılenmeye donuşmu- yor mu "Labalubacı eleştırmenlere I Gonderseydım kıtap- lanmı I Keşke ben de ımzalarımı I Yağlayıp pullasay- dım "Keşke ben de I Ipsızlerı sapsızlan /Şııre değıl mı- ıre bayılanlan I Zekı mekı sansaydım " Hele son dortluk "Cafcaflı ozanların keşke ben de I Çığır açtığına de- ğıl I Cığer sattığına goz yumsaydım " Çarleston şıırın ılle şaırene bır eda taşımayacağını • soylemekle kalmıyor, Salâh Bırsel şıırınde hep rast- layageldığımız gıbı, şaırane edaya zaten baştan kar- şı koyuyor burun kıvınyor. meydan okuyor Bununla bırlıkte nıce huzunler de soyluyor, ornek- se "Komık-ı Şehır" "Ah ben herkesı I Sevındırmek ısterdım I Herkesı zıplatmak I Herkesı guldurmek ısterdım " Evet ama, şıırıyle, denemesıyle Salâh Bırsel butun . okurlarını sevındırmemış mıdır"? Ahmet Oktay'dan soz açacağım şımdı "Sakın Gun"\u Gozum Seğırdı Vakıt'ten (Yapı Kredı Yayınla- rı) değıl de, SozAcıda Sınındı'dan (Yapı Kredı Yayın- ları) Gerçı andığım ılk kıtap da ustalıklar toplamı, Ah- met Oktay'ın en duru şıırlerı Ne var kı Soz Acıda Sı- nandı, son donemlerın panoramasına sovguler yağı- dırırken, oylesıne çarpıyor okuru, oylesıne kasıp ka- vuruyor Bırer duzyazı şıır denebılır mı? Şıırde anarşızm, şı- ır otesınde bırer manıfesto, çığlık "Kâf/öe"nın saba- hıyla başlayan ırkılış, tedırgınlık, belkı utanç ve yaşa- nandan nefret, şıırler boyunca, soluk soluğa surup gı- decektır artık Kimlerin hayatı yıkıktır? Bır defa kâtıbenınkıler hep yıkıktır hayatları çoktan yenılgıye uğramıştır Neden mı "Kadıkoy-Sırkecı vapurundayım Keder bulaşıyor ustume herkesten Sabah. Ama hayata hazır değılız bız Türkân Şoray hazır hayata, Müjde Ar hazır. "Bılmıyorum kım kımın hayatından ne çaldı. "Irz duşmanı kapıyı açıyor ve saldmyor "Sevgılım benim." Art arda "Ölu BeatriceT \» "Yıtfk Itrtge" urtütûTur gı- bı değıl Ahmet Oktay'ın şıırınde acıyla sovgu. tıksın- meyle ılenç her zaman saltanat kurar Yalnız Soz Acı- da Sınandı frekans değıştırıyor, herkesın gundelık dunyasında her an yaşayıp ortbas ettığı ne varsa, hepsıne bırden saldırıyor Aslında şunlar değıl mı ya- şadıklarımız "Sıyah ıstasyonlar, kan davaları, namus cınayetle- rı, mapusanelerde ırzına geçılmış sıbyanlar, kuruyan rahımler, kesılen falluslar "her durakta bınen yenı bır hayalet 1 " Soz Acıda Sınandı, Ahmet oktay'ın en ırkıltıcı, -ve bence- en guzel şıır kıtabı Sonra Güven Turan, 707 BırDıze'sıyle (Yapı Kre- dı Yayınları), kentın uğultusuna tukuren Ahmet Ok- tay'ın yanı başında, daha çok bır kır, doğa ortamın- dan kederlerden konuşuyor Ancak kır yaşamının, doğanın bır olçek gıderebıldığı, ya da, sakmleştırdığı kederlerden Ama. "Upuzun gunlenyle yaz nasıl da kısacık " Bu, 'fe/<'dızeler, Guven Turan 'ın şıırınde gızleneyaz- mış pastoral duygu yoğunluğunu artık dışa vuruyor, bır olgunluk sanatının verımlerını de dışa vuruyor iş- te, ıkı ağustosboceğı dızesı, ıkısıne de çarpıldınr "Hızarlanna yatırmış, hanl harıl oğleyı bıçıyorağus- tosboceklerı " "Şu ağustosboceğı, dağıttığmdan kırağıyı, boyle suspus " Bır doğa yakarışı sankı 101 Bır Dıze Sankı ıçe ka- panışın. kederı yutkunmanın sonunda varılmış bır tu- haf erınç çokuntusu. Çokuntulerden, yurek burkul- malanndan sonra doğayla onma "Ruzgânn soyledığıyle yetın, soz dılsız " Guven Turan'ın sozu dılsız değıl Şıırler okuyorum Karanlığınveumutsuzluğunılâcı. -, BUGIN 3. İST\\Bl L ROCK FESTİN ALİ İTU Ayazağa Kampusu'nda 12 00- 20 00 saatlen arasında gerçeklestırılecek festıvalde Too Much. Radıcal Noıse. Pis 7"lı. Coınplo Theorıes (Athena) ve Boğazıçı Rock Korosu'nun konserlerı yer alıyor MSL BAHARŞENLİĞİ 12 00 Dıagosterısı, 12 30 Ağ Performansı. 13 00 Performans. 14 00 Gıtar-Flut Dınletısı ve Huseyın Urkmen'ın soylesısı. 14 i0 TeknoDans. 15 00 Amator Gruplar. 16 00 Aıkıdo Gostensı 1. ULLSLARARASI CRR GE1NÇLİK FESTİVALİ ITU Konservatuvarı Orkestrası saat 20 30'da vereceğı konserde set Hakan Şensov yonetımınde Munır Nurettın Beken'ın yapıtlarını seslendırecek FİLM GÖSTERİMI Fransız Kultur Merkezf nın duzenledığı "Krzystof Kıeslouskı" anısına fılm üosterımlerı kapsamında saat 15 30 ve 19 OO'da 'OÎdurme Uzenne Kisa Bır Fılm' eostenlecek DİAGÖSTERİSİ Ayse Gonulleroğju'nun "Çıçekler' konulu dıa üosterısı saat 19 30da Goçerler Fotoöraf Kulubu'nde(4l4 44"'4) KONFERANS "16 Vuzyılda istanbul un Nufusu Fransız Anadolu Araştırmaları Enstıtusu Mııduru Stefanos Yerasınıos'un konteransı saat 18 30'da Alman Kultur Merkezf nde (Galıp Dede cad No 85 Tunel) SERGİ Turkan Çoruh. Faden Suzan Kudsıoğlu v e Ay han Zenger'ın "Duvgulardakı Anlar" adlı sergisi. saat 19 30'da Avusturyd Kultur Ofısfnde açılıyor 2. ANKAR.A L LLSLARARASI KARİKATLR FESTİNALİ "Kdrıkdtur ve lletisim konulu uluslararası sersıı saat 18 00'de TOBAVda açılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear