Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 1996 SALI
14 KULTUR
4 9 . U L U S L A R A R A S I C A N N E S F İ L M F E S T İ V A L İ
CANNES-49 Cannes Fılm Fe-»tı\alı
ılk gunlerını gerıde bırakırken. Amenkan
sıneması ıle Avrupasinemaları arasındakı
çatı^ma. gundemın aııa maddesını olu^tu-
ruyor Festıval nedenı ıle sinemava genıs
yeravıran Fransizbasinınmençok uzerın-
de durduğu konu bu vılın prograınında
AvrupaMneındsııııngozlegoruluı bırağır-
lıkta^ıması Kımı yazaı. festı\al sorumlu-
larına "Bunu. Amerikan sinemasından in-
rikam almak için miyaptınız?" dı\ e sorar-
ken. kımı daha geıçek^ı bır yak!a;imla
"Amerikan majorleri jeni fllmlerini \er-
mek istenıediler mi?" dı>e soruvor
Doğru yanıt. sanırım ıkı nedenı bırden
ıçemor ĞUJesJacob'un devımı> le "i>ibir
yıhnda" olan A\rupa sınemasina destek
venlmek rstendığı apaçık goruluyor 2^
fılmlık "resmi bolunı'v<
un l7
fılmı Avıu-
pasınemalarındangelıvor Helebubolıım-
de5 fılmlebırdentemsıledılen Fransızsi-
nemasina "torpiT geçıldığını rahatlıkla
sövlevebılırız Ozellıkle açılıs fılmını ız-
ledıkten sonra1
Ama. ote vaııdan Amerı-
kalıiann da yaz a> larında gosterıme çıka-
raeaklan \enı fılmlerını Cannes'da "goru-
cu.veçıkararak"gisegelırlennınskeatma-
>a pek gonullu oimadıklarını bılmek ge-
rek Amenkan yapımcıları. ancak Can-
nes'da ılgı goreceğını tahmın ettıklen \e-
nı bır varatıcıları ıle bu kumarı ovnııvoı-
lar (Tarantino'nun "Lcuz Roman"ındd
olduğugıbı)>ada Avıupd'nııı sanat orta-
mıncazaten benımsenmısl Altman, Cimi-
nogıbı) ısıınlerle Bakalım buvıl 1" Av-
* rupa fılmıne karsı 3 fılnıle yarışa gıreıı
Amenkan »ıneması nasil bır sonuçla do-
necek Cannes'dan'
Bugunku basında yer alan vazı ve soy-
leşıler çoğunlukla bu konu etrafındd dola-
sıvor Bazıları Amenkan sınemasmın gu-
cunu ve tartısma:>ız vengisinı çoktan kabul
etmış gorunurken. bazı sınemacılar hâla
umullu Buaradabırbdijkagelısmede bu
çatısmanın eskısı kadar keskın olmavabı-
leceğını gostertvor Çunku geıek estetık.
gereksemafı açıdan ıkı kaı>ıt bırbııınees-
kısı kadar yabancı değıl artık Amerıkan
sıneması gıderek daha fazla A\ rupaı bır
ha\a ta^ıvan -vanı kulturel bovutu daha
geli5.mıs- fılmlere vonelırken Avrupa M-
nemasindada Amenkan sinemasinm etkı-
lerı her geçen gun artıyor Bu arada Ame-
rıkahlar. Avrupa'dan. ozellıkle Fraıisiz sı-
nemasindan beğendıklerı fılmlerın "re-
make'Mennı yaparak. en azından konular
açısından Avrupalılasıyor
Fınans açiMndan da ı^Ier gıderek daha
kanşık bır hale gehvor Çunku. A\ rupa da-
kı kota engelını aşmaÇ'a çalısan Amerıkan
tekellerı. çeşıtlı Avrupa ulkeleunde kur-
dukları sırketlerle pazara "A»rupalı"" olj-
rak gırmenın yolunu buldular Bu duı uın-
da kımın gerçek Avrupalı olduğunu kej-
fetmek pek kolav olmayacak
Amenkan sinemasının mutlak egemen-
lığıne karsi en eıddı onlemlerı alan Fraıı-
sa'da bıle Amenkan sınemasi pazarın \ uz-
de 60"ını ele geçırmış durumda Ve surek-
Iılıkarzedenbu "arz"ın varattığı "talep"
de Avrupa srrhsmaldnnın venı ardyiîlara
yonelmelerıne neden oluvor \alnızca.
Amerıkan sıneması ıle beslenen genç ku-
>ağın beklentılerı Amerıkan sınemasının
estetık kalıplarını asamıyor Bu da bazı
sınemacıların ıkı stnema aniav ı^ı arasında
sıkısıp kalmalarına. ozgun dıllerını kur-
mak verıneevrensel -yanı Amerıkan'-bır
dılın pesine takılmalarına neden oluyor
Komşunun tavuğu
Bu yıl Cannes'da ızleveceğımız be^ vo-
netmenden bın olan Vrnaud Desplechin.
Amenkan sınemdsının kendı uzerındekı
etkibinı »aklamıvor, "(Cinsel >aşamımı)
Nasıl Tartıştım'" adlı fılmı ıle ılgılı soyle-
^ılerınde "Benim etkilendiğim sinema
Truffaut'nun. Resnais'nin, Rıvette in si-
neması degiL \merikan sineması" dıvor
"Prett> \\oman", "Batman" gıbı fılmle-
rın kendısme ılham \erdığını so\lu\or
"Bunlar benim du>gusal\aşamıın üzerin-
de de efkiJi oJdu. duygular daha 'iomut'
şe> lerdi bu Tılmlerde. Nani kısacası daha az
psikoloij.dahayokakshon!" En )>IM bek-
levıp. Deiplechın ın yaptığını gormek
Ktersenız. bır de madalyonun otekı \u-
zune bakalım Cannes Fesmalı Jurı Ba>-
kanı.ıkı Altın Palmıyelı FrancisFordCop-
pola.artık Amenkan Mneması dı\e bır sı-
nıflamanın yanlıi} olacağını (bunlara "en-
dusrri fılmleri" demek daha doğru) çun-
ku "bağımsız" Amerıkan \apımlarının.
Hoil\wood"a en az A\rupa fılmlen kadar
uzak olduğunu soylıiyor Ve Canne» gıbı
bır festı\alın en guzel tarafının dunyadakı
Francis Ford Coppola
Cannes Fesri\ali Juri
Başkanı. iki \ltın
Palnıi>eli Francis Ford
Coppola. arfık
Amenkan sineması
dıu bir sınıflanıanın
\anlış olacağını. çunku
"bağımsı/" Amcrikan
>apınılannın.
Holhuuod'a en az
\\ rupa filmleri kadar
uzak ulduğunu
sbyliıyor.
\e Cannes gibi bir
fcsti\alin en gü/el
tarafının dıın\adakJ
külturıl çt^itliljöj
\ansıtmak olduğunu
\urgulu\or. BU.MI
'Kansas C ıfj "ilt y anşa
katılan Robert
\ltman ise C oppola
kadar i>imserdeğil:
'Amerika'da bağınısu
sinemacı kalmadı gibi
bir şe\. Bir a» uç tekef
herşe>t egemen.
Durum eskısinden de
kotu\e«idi\or." Robert Vltman
Yaraücı sineına fle popüler
siiR'iıiiiııııı yakmlaşma çabaları
kulturel (,c"5itlılığı vansıtmak olduğunu
vurguluyoı
Bu \ı'l "KansasCit>" ıle \arı>a katılan
Robert -Vltman Ne C oppola kadar ı\ ım^er
değıl "Amerika'da bağımsızsinemacı kal-
madı gibi bir se>. Biran uç tekel herşe\cege-
men. Durum eskisindendekotmegidijor.**
Fransız MiıenidMnın onde gelen vapımcı-
larından Anatole Dauman (Resnais'den
Henders'e Bres»)n'dan SchondorfTa.
Oshima"\d ıızanaıı gorkemlı bır l^tenm
vapımtiMl de Fransız sınemaM ıçın a\nı
derccedekaramsaı "198l'deAmerikansi-
neması. pazarımızın \ uzde30'unu kontnıl
edhordu. Bugun v uzde 64i'ına. >ann daha
da çoğuna sahip olacak. fıpkı İtaKa'da.
Alnıama'dd olduğu gibi filnn apılarnay ha-
le gelinccek. Dağıtım. iki hu> uk şirketin te-
kelinde \e onlar da Aıııerikan sinemjsına
teslim olmuş durumda. Bu da kultur polı-
tikamı/ın bırsonucu" dı\or
Bıı ba^k.ı unlıı \apimei Daniel Toscan
du Plantier NC "Figaro"dakı sovle^ısınde
rupa sinemdMnın bırleşerek \e Amcrıka-
lıldrın kullandıgı vonteııılerın ben/erlerı-
nı de\re\e \okdrak a>.akta kalabıletegım
sa\unuvor
"Avrupa sineması dış pazann
önemini ka\ra\amıvor'
A\rupa ııın hn,bıı zaınan Amcnka gıbı
dış pazarın onenıını kasramadıgını. bu
\uzden ıçıne kap.ilı kaldığını M>\luvor
Plantier \e ııonık bır du>unce ıle noktalı-
voı >ovle^iiını "Dumada Amerikanem-
penali/minekarşımucadelenınsimgesiol-
du Fransız sineması. Tek başına. Bu bira/
ulkemin C > rano tarafı. bir \ andan ka\ be-
dı> oru/ama. ote \andan kazaniMtruz ken-
dimızi. \ararlı olduğunu gorsek de başka
u'iierdekibaşkaduşunceletvdirenKonız."
I->K ArJantık ın ıkıvakasındakı sinema-
eıların bırbırlenne karşı du^unceleıı Kı-
mı haset kımı lıj\raıılıklj bakıyoı otekı-
ne Ama ıkı tjıarta da bıı \akinljsnid ^a-
bası olduğu açık Artık "sanat filmleri"
.ırasinda gıdıp gelını^ ama her zaman kı-
sisel bır sinemav ı. populer kavgıları da goz
oııune jlarak gervekleNtırmeye çalı^mış bır
sinemacı Patrice Leconte. Kımı zaman bu
u\etesi ıvı sonuvldi \eren (orneğın **M.
Hire"le ılk kezCannes ageldığı vıl). hem
se\ ırcıden hem de elestırmenlerden ı\ ı not
alan Leconteun bu kez tomıulu pek tut-
mamis bana kalırsj
Bdsında \e tele\ ızyonlarda yerdlan yo-
guıı bır tanıtım kampdiıvaMiıııı ardından
Cannes'dakı gosterı ıle e^zamanlt olarak
butun Fıansj'da gosterıme t,ıkan Patrıee
Letonte'un tılmınınaı,ılıs fılmı olarak \c-
(.ılmesı.doğıuMine kendı nede A\rup«ı si-
neması adıııa talılılı bır karar değıldı Le-
Lonte un. IS vuzvıl sonları Frdnsız sara-
\indaki ılıskılerı konu alan "Gulünç" tı-
(.aıı leçetefere u\guıı ama bıı yandan dd
kı-jisel kaygılar tasi\an bır tılm Kub-
rick"m "Barn London"..StephenFears'ın
Tehlıkelı llıskıler"de ba>arı ıle kullandı-
ğı turu kendı dun\a>ınd uyjrlamıs vonet-
Cannes programında,
\\ rupa sinemasının
duyarlığını vakalamava
çalısan Vmerikalılaıia.
Vmerikan sinemasının
'hı/'ını vakalamava çalısan
A> rupalılar \ an \ ana. Bu
u/laşmanın en kolav
gercekleşebildiği alanlardan
biri güldiıni. C annes'dakj
gosteri ile eş/amanlı olarak
bütün Fransa'da gosterime
çıkan Patrice Leconte'un
filminin açılıs lllmi olarak
seçilmesi. doğrusu ne kendi
ne de Av rupa sineması adına
talihli bir karar değildi.
Leconte'un. 18. vüzyıl
sonları Fransız saravındaki
ilişkileri konu alan 'Gulunç'.
ticari reçetelere uvgun, ama
bir vandan da kişisel
kaygılar taşıyan bir film.
daha ışımser bır ha\a ıçınde Seyırcının
"sanatsal" urunlere ılgısının voğunlastı-
ğını. seyırcıdekı bugelı*me\ıgoıen Ame-
rıkan sinemasının da daha nıtelıklı senar-
yoldra voneldığını ydlnızea çocuklara
gençlere yonelık fılmler yapmadıklanm
so\ lııy or "Amenkan sineması. daha once-
leri hic >anaşmadığı kuçuk du>gusal iliş-
kilerin on planda olduğu o> kulerey oneldi.
çunku pazardaki değişime. seyircinin ge-
reksininılerine karşı çokdu\ aıiılar" dı\ en
Plantier Easrwood.Redford.Ne>»man.De
Niro gıbı yıldızları değerlendırerek. orta
v a^ \ e uzerındekı ku^ağın sinemaya donu-
>unu sağlayan Amenkan sinemasının tıca-
d h h aızlemı%or\e A\-
daha tıearı. tıcarı fılmler de daha sanat.sal
olacak galıba
Bu ıkı karsıt çızgınm bırbırıne yaklas-
ma nıyetlermı sergıleyen pek çok urun yer
alıvor Cannes programmdd A\rupa sine-
masinın duvarlığını yakalamaya çalisan
Amerıkalılarla. Amerıkan sınemaMiıın
"hız"*ını \akalama\a ealı^an A\rupalılar
yan yana
Bu uzlasmanın en kolay gerçekleşebıl-
dığı alanlardan bın gıılduru Belkı de bu
\ uzden C annes programında pek çok gul-
duru yer alı\or bu vıl Bunlardan bın de.
açılı>tagosterılen"Gülıinc'"(Rkiicule) ad-
lı tanhsel gıılduru ^'onetmenı tum ınes-
lek \asamı bovunca ba^arı \e ba^arısızlık
men Ve tanhsel dekor Leconte un elınde
fanustık bır bo\ut kazanınıs
Tanhsel bıı tıtızlıkten kaçınmak ıstedı-
ğını ama "tarih otesi" \a da donem dı^ı
bır tılm \apmak da istemedığını anlatı\or
yonetmen sosle^ılerınde Oyku 1780de
gcçıyor (\anı. Fransız de\nmınden tam 9
yılonce) Budonemın gı\sılerıneanahat-
ları ıle bağlı kalmı^ Leconte. ama ayrıntı-
larda gerçek-otesi bır çızgının egemen ol-
ınasını istemış ~Tanhsel >apımlardaki o
beyaz peruklardan kurtulmak istedim" dı-
yeavik]ı\oı du^uncesını Sanat _\onerme-
nı. gorkemlı gn peruklar oturtmuş oyun-
culannba^ına herbırıavn bırform ıçeren
Bdlolaıdakull.ınılanmasklaıdadagerçek-
çılık kaygiM tasımamıs Rengârenk mask-
larla tamamlamıs bu gulunç perukları
Şımdı dıyecekiinız kı. fılmı anlatma-
dan. kostumden dekordan soz etmenın an-
lamı \ar mı' Doğrusu Leconte fılmde ne
\apmak ıstemı^ çok ı\ ı bılmışorum ama
bana fılmden gerıve kalan kostum \e ak-
sesuvarlaroldu Bır deoyuncular Lecon-
te ovuncuvonetımınde her zaman ba:,an-
lı olan bır \onetmen Bu kez de Charles
Berning. Fanm Ardant. Jean Rochefort
JuditGodreche\e Bernard Giraudeau gı-
bı usta oyuncuları çok ıvı değerlendırmı^
Ama. neıçın ' Amacı ne' 18 vuzyıl sonu-
nun sarav ılı^kılerınden bugune gonder-
me yapmak mı' (Leconte bunu reddedı-
yor) \oksa. sıyasal-topluınsal bır nıesaj
\ermek mı (Halk açlık. yoksulluk ıçınde
kr\ranırken asiller boşle eğlenıyorlardı.
demek mı)' Sanırım. bır ıkı değınmenın
dışında bu konuya pek gırmek ıstememış
1 econte
Sonuçta. sarav ahlakı (daha doğrusuah-
laksızlığı) ustuııe bır fılm çıkmıs oıtaya
Ya da. ınsan karakterının nuansları ustune
bır tanhsel gulduru s,o\lu olmasina kar-
sın. voksul dıı^muş bır aıleden gelen tas-
ralı ıdealıst genç Gregoıre Ponceludon \e
Mala\oy'un \ersay sarayındakı seruven-
lennı anlatıyor Leconte Kahrdnıanların
hemen hepsi alabıldığıne olunibuz Zevk
\e eğlence duskunu bu arisîokrat surusu-
nu karıkaturıze etmekten kaçınmamış yo-
netmen ama bu gıotesk dunvada en
olumsuz kahramanda bıle ınsanı bır >an
bulnıaya. sı\ahlar arasindakı grılerı. hatta
beyazları vakalamava. ınsanlan guçlu \e
zayıfyanlarıyla vansitmaya çalısmıs On-
lardan ııefret etmedığını. çunku kı^ılıkle-
rının kendısını cezbettığını soyluyor Le-
conte
16 Louıs"nın saravında vukselmenın.
krald yaklaşabılmenın ko^ulu. espn \ete-
neğı olduğunu dosta dusmana kabul ettıı-
mektır Kralın sofralarının tuzu bıberıdır
bu zı\afetler Ingılızlerın "humour" de-
dıklerı >eyı pek anlamasalar da Fransız
anstokratları ıçın "espri" çok. ama çok
onemlıdır
Cazıbelerı espn \eteneklen ıleolçulur
Insana basarı \olunu açan bu esprıler. gu-
nun bırınde tum kapılarm vuzıınuze ka-
panmasına da neden olabılır C unku. "gu-
lünç" olrru tehlıkesı heıkesin tepesmde
Demokles'ın kılıcı gıbı sjllanmaktadır
Cunku. "giılunç olırtak oldurucudür.'" Ve
kımı zaman a^k da ııisanı gulunç durum-
lara dusurebılır Gulunç duruma duşen
aristokratlaı. en onemlı silalıları olan
"söz"lekendılerınıoldurmussa_\ılırlar Bır
dğdca kendılerını dsmaldrı valnızca bırfor-
malıtenın tamamlanmasidır
Buraya kaddr jnldttıkidnm, ılgınç bır
fılm oldbıleceğmı gosterıvor değıl mı'
Amd. sonuç pek oyle değıl Fılının en
onemlı zaafı. hfdefını ı\ı saptamamis ol-
ması Tıpkı kahramanlannın kendı davra-
nişlarınm nedenlerınden pek emın olama-
maları (orneğın Ponceludon'un. Kontes'le
yatarken. du\guları ıle mı hareket ettığı-
nı. yoksa çıkaı larının mı kendısını yonlen-
dırdığını bılememesı) gıbı. Leconte da bu
fîlmt nıye vıptığını pek bıleBrtı\or bence:
Fransızdılı ûstune mcelıklı sozo\ unlan ıle
dolu senaryo Remi V^aterhouse'un ımza-
sını tasıyor Ilk kez bır baskasinın senar-
yosu ıle çah>an Leconte. senaryova olan
İidvranlığını dıle getınyor her soylesısın-
de Idealıst duşuncelerle dolu ta^ıalı naıf
gencın. sara\ dun\ası ıle karsılasmasın-
dan çok daha etkıleyıcı bır fılm ortdyd çı-
kardı bana kalıısa
Değıstırme nıvetlerı ıle ıçıne gırdığı
dunya taratından şutulan genç Poncelu-
don'un oykusunu anlatırken. sözcuklenn
bu\usune kapılmı^ Uaterhouse-Leconte
ıkılısı de fılme temel bır eksen kazandıra-
mamıslar \e goruntulenn \e sozcuklerın
gensınde -olması gereken- arka planı olus-
taramamiblar bana kalırsd Bu y uzden de.
"gulünç" duruma dusmese de. ne guldur-
mevı ne de du^undurmeyı becerebılen bır
tılm çıkmış ortava
"Gulünç" Patrice Leconte'un 14 fılmı
Heı turde urun \eren vonetmen. ""insanla-
nn kendilerini fazla ciddrvealmalanndan"
sıkavetçı Bu \ uzden fılmlerınde mızalıa
sık sık yer verıyor Kımı fılmlerınde. or-
neğın "Monsieur Hire". "Berberin Koca-
sı"nda basaı ı çızgısını > akalayan \e popu-
ler beğenı ıle elestırel beğenının ıkısine
bırden seslenmeu becerebılen bır yonet-
men "Tango". "Vvonne'un Parfümiı'".
"Les Grandes Ducs" gıbı fılmlerınde ıse
ıkı cephede bırden yenılgıye uğrayan Le-
conte'u bu kez. son fılmındekı kadar ol-
masa bıle. gene benzer bır yazgı beklıyor
bana kalırsa
Estetik ve bflrniin buhıştuğu yenî bir dergi: P
\ra Güler, Sokollu Mehmed Paşa/ tstanbu)
Cezannı. Vıkquın
PUVGL'DL'RGIN
•"lenı bır kultur sanat \e antıka der-
gisi >a\ın\aşamına adımınıattı "Por-
takal Müzayede Şirketi" adına Raffi
Portakal'ın sahıbı olduğu 'PDergisi'
Furkıve ııın en nıtelıklı kultur \e sa-
nat deı jisı olma> ı amaçlıyoı
Celal l ster. Ferit Edgu. Erkal \a>i.
Gurol Sozen. Saderin Da^ ran. Ani Çe-
lık Vre\>an gıbı îsımleıın otu^turdu-
gu çekııdek kadrosmla çızgısını "ül-
kemizinte«eniiziınunkultıir^esanat
mirasını kucaklayan. Turki\e'nin ba-
sımcılık >egrafik sananndaertştiği du-
zeyi sayfalarında yansıtan bir dergi'
olarak orta\a kovu>oı P Deraısı
Ratfı Portakal r980'lerde"h bu ya-
na duşunduğu proıenın \a^anıa geçis
siırecını ^o\ le anlatıvor "Sanat piya-
sasındaki alıcı\ ı bilgilendirme> ı. >aİan
\anlış etkilenmelerden arındırma>ı
duşunu\ordum... Nt> \ar ki o gunun
olanakları cl>vrmedi. Dergi\ ı bır sure
içın ertelcme\ i kararlaştırdık. O gun-
lerden buguneTurki_\e"de birdeğişim
\a^andı. Kuşkusuz bu geiişmefer biz-
leri de etkiledı. Zaman içerisinde der-
gi tutkusu yureğimde bo> arfı. Ama
artık doğrudan bilgılendirici bir der-
gi yerine sağlam esterik değerlere >as-
lanan. bılimsel çalışmalara ağıriık \e-
ren. insanlan \anlış \onlendirmekten
uzak. doğrulan bulmaya \onclik bir
dergi \ardı katamda. Dedem 'lenant
Portakal ın.babam AretPortakal ıno
gunlerin şartlannda ıırvrtikleri \e ül-
kemizde alanlannda onculuk \apmış
broşurler. kataloglar bıı>uk bir ihti-
malle bugunku P Dergisi'nin temel tas-
lan oldu."
Dergınııı\a\ ın vonetmenı Celal Ls-
terıse PDeıgisı'nınokuvucuyubılgı-
lendırmenın vanı sıra. estetık değeı le-
n gelı^tırme\e vonelık bır vayın çız-
gısı ızlevecegını belırtıvor
- P Dergisi'ni diğer kultur, sanat der-
gilerinden a> ıran ozellikler nedir.'
ISTER - P Deıgısi dıger plastık
sanatlar deıgıleı ınden çok antıka şır-
kctleıının \a\ınlaıı ıle karsıla^tırıldı-
ğmda doğıudandoğruv.ı bırmuzave-
de siıketını yansıtan bıı dergi değıl
geıçek anlamda bır kultur \e sanat
dergisi olacak Bu dergi herhangı bır
mısyon dergısi \a da bır galerm bır
sanat akınıını teınsıl eden bıı grubun
vavınıda değıl AmacımızTurkıvede
genel anlamda çıkarılabılecek en nı-
telıklı sanat deıgisını ortava kovmak
- ()ku\ ucu karşısına nasıl bir içe-
rikle çıkacak dergi?
ISTER-Ilk savımızdasondvlann
en onemlı >eıgıleımden \e\\ Yoık'ta-
kı "Ri'mbrandt/RenıbrandtDeğirıle
Parıs te dıızenlenen \c bugune dek
Cezanne u/erıne gerı,eklestırılmis en
kap-.dmlı sergı olan 'Cezanne Retros-
pektıfi'nıelealdık Buseıgılerı dı^ba-
sından va da herhangı bıı verden v,ı-
vımlanmiş bıı vazıdan alıp sunmadık
Zaten bu seıgılerı Ferit Edgu dogm-
daıı ızledı \ e bıı Turk sanat vazarı ola-
rak kendı vakldsimıvla kaleme aldı
Ama onumuzdekı sayılarda vabancı
uzmanlann vazılaıınadayeı \erebih-
rız Avrıca bu sayıda ıılkeıııızın onde
aelen koleksıvonculanndan Hust'vin
Kocabaş'ı tanıtıvorıız Dıger savıiar-
da da onemlı bır koleksıvoncuv u tanıt-
mava gavret edeceğız Boylelıkle
okurlara gerçek koleksı\oncııluğun ne
olduğunu sunmak istıyoruz
- A\ni Arbaş'ın "Atlar" başlıklı de-
senleriilebu\apıtuzerineNâzım Hık-
met in kaleme aldığı şürteri buluşturu-
>orsunu/. Bu rip kompozis>onlar ge-
İecek savılarda da surecek mi?
LSTER- Bunu sureklı dusunuyo-
ruz AiKak bu bıraz hazır bu şev ol-
du Bundan sonıakı sayılarda bır res-
samdan hosuna gıden bır metnı bı-
zım dergımız ıçın resimlemesını ıste-
veceğız İdeal hedetımız buçalısma-
nın dergi ıçın ozel olaıak yapılması
Buııun dısında bır sanatçı yasanıöy-
kusu\eralacaksa>falarımızda İlksa-
\imizda çağdaş Turk ressamlanndan
V uksel Arslan vardı orneğın
- P Dergisfnin gelecege \onelik he-
deflen nelerdir?
l STER-lkı hedet kovduk onumu-
ze Bunlardan ılkı gun ışığına çıkma-
mı^bazı konulaıı ılk kez vayımlamak
\e deği'jik açılardan vansıtmak >a da
orneğın MımarSınangıbı bugune dek
vok ıslenmis. bır konuya ı,ok tarklı bır
açıdan yaklasmak Mııruı Sınanorne-
gı uzerindeduidi.dk okıısak Clımıze
Abidin Dino'nun olmeden once yaz-
dıgı bıı mttnı geçmi;.tı Bu metınde
Vlimar Sinan'ın Istanbul'la ılk kez
'karşılaşması'nı duşsel bır vorumla
anlatıvordu Dmo Çok keyıflı bıı me-
tındı Bov lelıkle Ahıdın Dıno'nın hıç-
bırvcrdeyas ımlannıanıışbıryazısını.
Mımaı Sınan'a son derece tarklı bır
yaklasımla okuyucuya sunduk Bu-
nıın vanı sıra metnı fotoğraf ustası Ara
Güler'ın goruntulerıvle bulu^turduk
Bu. P Dergisi'nin hedefve vaklaşımı-
nın bır ozetını olusturdu ay nı zaman-
da Tabıı bu hedeflenn gorsel açıdan
da bellı bırduzeyı yakalaması gerek
Okuvucuvu. akademık bır bıçımde
değıl. ama doğru şekılde bılgılendır-
mek ve bellı bır estetık anlayı^ ıle bır-
lıkte okuma kevfını. baktığını görme
anlayısını yerleştırmek istıyoruz
- P lİergisi, \ ıırtdışında da izlenebi-
lecek mi?
LSTER-Dergıyı uçaydabırTurk-
çe. altı ayda bır Ingılızce olarak ya-
umlavacağız Vurtdisindadasatılma-
sını ıstı>oruz. ama satışa gıtmese bıle
oncelıkle duny anın onde gelen muze-
lenne. Turk-lslam sanatıyla ılgılı uz-
manlara. sanat galerılerıne mutlaka
ulastııılacak
- ^aa kadronuzu oluştururken na-
sıl bir yol izlediniz?
LSTER - Hem akademısyenler
hem edebıydtçılaı hem de sanat tarıh-
çıleıı ver alıyor kadromuzda Zaman
zaman bır araya gelıp tartı^malar ya-
pıyoruz. çunku bu dergi. fıkır uretımı-
ne davandığı ıçın bovle bır çalısma
gerektınyor
- Derginın seslenmeyi amaçladığı
bir okur profîli çizildi mi?
LSTER- Bence bovle bırdergının
okuyucu kıtlesını kesın çızgılerle be-
lırlememek gerek Çok ıvı bır sanat
dergısı okumak iste>en heıkesın okıı-
vacağı okuması gerektıgı bır dergi
olacak
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Şiirler Arasında
Şıırler okuyorum Karanlığı ve umutsuzluğu dağı-
tıyor.
Okuduğum şıırlerde kımıleyın ıronı ız suruyor, kımı-
leyın -deyış yerındeyse- gunahkârlık, baştan çıkmış-
lık, kımıleyın de pastoral bır dunya çekıp goturuyor
Uç yenı şıır kıtabı gunlerıme kırık sevınçler taşıdı
Salâh Birsel'ın Çarleston'u (Adam Yayınları) yal-
nızca bır sozcukler torenı mı dıye duşunuyorum Soz-
cuklerın boylesıne zengın kullanımı ılk okuyuşta ıçe-
nğın yoğunluğunu belkı duyumsatmıyor Sozcukle-
nn olağanustulugune kapılıp gıdıyorsunuz daha ılk
şıırde, "Çarleston "da
"Gıda gıdı bır perçem I Hava atar gıcığı yok I Tos-
ka ınadına yuz vermez I Leyla olmuş bır çarleston "
Salâh Bırsel. oyle sanıyorum kı, sozcukler geçıt to-
rentnde bırçok rengı ışıldattıktan sonra kenara çekı-
lıyor, şıırını sevenlere ımbıkten suzulmuşun tadını bı-
rakıyor Belkı bıraz yorulmak gerekecek O kenara çe-
kılmışlık, "Keş/ce"deıstıhzalı bır ılenmeye donuşmu-
yor mu
"Labalubacı eleştırmenlere I Gonderseydım kıtap-
lanmı I Keşke ben de ımzalarımı I Yağlayıp pullasay-
dım
"Keşke ben de I Ipsızlerı sapsızlan /Şııre değıl mı-
ıre bayılanlan I Zekı mekı sansaydım "
Hele son dortluk
"Cafcaflı ozanların keşke ben de I Çığır açtığına de-
ğıl I Cığer sattığına goz yumsaydım "
Çarleston şıırın ılle şaırene bır eda taşımayacağını •
soylemekle kalmıyor, Salâh Bırsel şıırınde hep rast-
layageldığımız gıbı, şaırane edaya zaten baştan kar-
şı koyuyor burun kıvınyor. meydan okuyor
Bununla bırlıkte nıce huzunler de soyluyor, ornek-
se "Komık-ı Şehır"
"Ah ben herkesı I Sevındırmek ısterdım I Herkesı
zıplatmak I Herkesı guldurmek ısterdım "
Evet ama, şıırıyle, denemesıyle Salâh Bırsel butun .
okurlarını sevındırmemış mıdır"?
Ahmet Oktay'dan soz açacağım şımdı "Sakın
Gun"\u Gozum Seğırdı Vakıt'ten (Yapı Kredı Yayınla-
rı) değıl de, SozAcıda Sınındı'dan (Yapı Kredı Yayın-
ları) Gerçı andığım ılk kıtap da ustalıklar toplamı, Ah-
met Oktay'ın en duru şıırlerı Ne var kı Soz Acıda Sı-
nandı, son donemlerın panoramasına sovguler yağı-
dırırken, oylesıne çarpıyor okuru, oylesıne kasıp ka-
vuruyor
Bırer duzyazı şıır denebılır mı? Şıırde anarşızm, şı-
ır otesınde bırer manıfesto, çığlık "Kâf/öe"nın saba-
hıyla başlayan ırkılış, tedırgınlık, belkı utanç ve yaşa-
nandan nefret, şıırler boyunca, soluk soluğa surup gı-
decektır artık
Kimlerin hayatı yıkıktır?
Bır defa kâtıbenınkıler hep yıkıktır hayatları çoktan
yenılgıye uğramıştır Neden mı
"Kadıkoy-Sırkecı vapurundayım Keder bulaşıyor
ustume herkesten Sabah. Ama hayata hazır değılız
bız Türkân Şoray hazır hayata, Müjde Ar hazır.
"Bılmıyorum kım kımın hayatından ne çaldı.
"Irz duşmanı kapıyı açıyor ve saldmyor
"Sevgılım benim."
Art arda "Ölu BeatriceT \» "Yıtfk Itrtge" urtütûTur gı-
bı değıl Ahmet Oktay'ın şıırınde acıyla sovgu. tıksın-
meyle ılenç her zaman saltanat kurar Yalnız Soz Acı-
da Sınandı frekans değıştırıyor, herkesın gundelık
dunyasında her an yaşayıp ortbas ettığı ne varsa,
hepsıne bırden saldırıyor Aslında şunlar değıl mı ya-
şadıklarımız
"Sıyah ıstasyonlar, kan davaları, namus cınayetle-
rı, mapusanelerde ırzına geçılmış sıbyanlar, kuruyan
rahımler, kesılen falluslar
"her durakta bınen yenı bır hayalet
1
"
Soz Acıda Sınandı, Ahmet oktay'ın en ırkıltıcı, -ve
bence- en guzel şıır kıtabı
Sonra Güven Turan, 707 BırDıze'sıyle (Yapı Kre-
dı Yayınları), kentın uğultusuna tukuren Ahmet Ok-
tay'ın yanı başında, daha çok bır kır, doğa ortamın-
dan kederlerden konuşuyor Ancak kır yaşamının,
doğanın bır olçek gıderebıldığı, ya da, sakmleştırdığı
kederlerden Ama.
"Upuzun gunlenyle yaz nasıl da kısacık "
Bu, 'fe/<'dızeler, Guven Turan 'ın şıırınde gızleneyaz-
mış pastoral duygu yoğunluğunu artık dışa vuruyor,
bır olgunluk sanatının verımlerını de dışa vuruyor iş-
te, ıkı ağustosboceğı dızesı, ıkısıne de çarpıldınr
"Hızarlanna yatırmış, hanl harıl oğleyı bıçıyorağus-
tosboceklerı "
"Şu ağustosboceğı, dağıttığmdan kırağıyı, boyle
suspus "
Bır doğa yakarışı sankı 101 Bır Dıze Sankı ıçe ka-
panışın. kederı yutkunmanın sonunda varılmış bır tu-
haf erınç çokuntusu. Çokuntulerden, yurek burkul-
malanndan sonra doğayla onma
"Ruzgânn soyledığıyle yetın, soz dılsız "
Guven Turan'ın sozu dılsız değıl
Şıırler okuyorum Karanlığınveumutsuzluğunılâcı. -,
BUGIN
3. İST\\Bl L ROCK FESTİN ALİ
İTU Ayazağa Kampusu'nda 12 00- 20 00 saatlen
arasında gerçeklestırılecek festıvalde
Too Much. Radıcal Noıse. Pis 7"lı. Coınplo Theorıes
(Athena) ve Boğazıçı Rock Korosu'nun konserlerı
yer alıyor
MSL BAHARŞENLİĞİ
12 00 Dıagosterısı, 12 30 Ağ Performansı. 13 00
Performans. 14 00 Gıtar-Flut Dınletısı ve Huseyın
Urkmen'ın soylesısı. 14 i0 TeknoDans. 15 00
Amator Gruplar. 16 00 Aıkıdo Gostensı
1. ULLSLARARASI CRR GE1NÇLİK
FESTİVALİ
ITU Konservatuvarı Orkestrası saat 20 30'da vereceğı
konserde set Hakan Şensov yonetımınde Munır
Nurettın Beken'ın yapıtlarını seslendırecek
FİLM GÖSTERİMI
Fransız Kultur Merkezf nın duzenledığı "Krzystof
Kıeslouskı" anısına fılm üosterımlerı kapsamında
saat 15 30 ve 19 OO'da 'OÎdurme Uzenne Kisa Bır
Fılm' eostenlecek
DİAGÖSTERİSİ
Ayse Gonulleroğju'nun "Çıçekler' konulu dıa
üosterısı saat 19 30da Goçerler Fotoöraf
Kulubu'nde(4l4 44"'4)
KONFERANS
"16 Vuzyılda istanbul un Nufusu Fransız Anadolu
Araştırmaları Enstıtusu Mııduru Stefanos
Yerasınıos'un konteransı saat 18 30'da Alman Kultur
Merkezf nde (Galıp Dede cad No 85 Tunel)
SERGİ
Turkan Çoruh. Faden Suzan Kudsıoğlu v e Ay han
Zenger'ın "Duvgulardakı Anlar" adlı sergisi. saat 19
30'da Avusturyd Kultur Ofısfnde açılıyor
2. ANKAR.A L LLSLARARASI KARİKATLR
FESTİNALİ
"Kdrıkdtur ve lletisim konulu uluslararası sersıı saat
18 00'de TOBAVda açılıyor.