29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLUL 1995 PAZAf 8 PAZAR KONUGÜ Uluslararası Avukatlar Birliği Başkan Yardımcısı Belkıs Baysal, Türkiye'de yasalara uyulmamasının iilkede anarşik bir ortam yarattığını söyledi: YönetenlerbileyasalarauymuyorUluslararası A\r ukatlar Birliği'nin bu yılki kongresi Londra'da yapıldı. Birliğin başkan yardımcısı bir Türk avukat; Istanbul Barosu yönetim kurulu üvesi BeJkıs Baysal. istanbuJ Barosu da bu yılki kongrenin gündeminin çok ilginç olması nedeniyle Londra'ya adeta bir çıkarma yaptı. Hal böyleyken birliğin her ay yayımladığı Juriste International adlı meslek içi bilgilendirme dergisinin ağustos ayı kapak konusu Türkiye oldu. Ama ne kapak konusu... Once Türkıye'nin gerçek militarist ülke oiduğu izlenimini vermek için tören kıtasının bir fotoğrafinı koymuşlar. Türkiye'yle ilgili yazının başlığı da "Insan Haklannı Ihlal Eden Türkiye'ye Suçlayıcı Parmak"... Kendi başkan yardımcısınm vatandaşı oiduğu bir ülkeyi bu şekilde kötü göstermek isteyen birliğin neleryaptığı, amaçlan, Türkiye'nin bu uluslararası platformda da neden karalanmak istendiğini Belkıs Baysal'la konuştuk. SÖYLEŞ/ LEYLA TAVŞANOĞLU l'luslararası Avukatlar Birliği'nin (Union Internationale des Avocats) kongresi buyıl Londra 'dayapıdı. İstanbulBarosu da bu yılbu kongreyeepeyceönem vererekLondra 'ya adetabir çıkarmayaptı. Bı'ze, UluslararasıAvu- katlar Birliği Başkan Yardımcısı olarak bu kongrenin önemini anlatır mısınız? - Öncelikle size, UluslararasıAvukatlarBirli- ği yle ilgili çok kısa bir bilgi vermek istiyonım. Uluslararası AvukatlarBirliği, 1927yümda Pa- ris Barosu 'nun ozamankibaşkanı Maurice Gu- illaume trafmdan Paris 'tekurulmuş, buyüzyıfın başlarında barolar \-e avukatlarda bağımsızlık fikri, ilginçtir, başka hiçbir meslektaşla isbirligi içinde olmamak biçiminde algılamyordu. 1927de. Guillaume'un da girişimiyle bunun yanlış oiduğugöriilmüş, sadecebölgesel ve ulu- salsınırlar içinde değil, ıılusalsımrlan da aşa- rak awkatlar, barolar arasmda isbirligi, bir/ik- te çalışma, hukııka birliktebakma egilimınin ba- gımsız/ıgı değil zedelemek, daha da ileriye gö- türecegifikrine vanlmış. Birinei ve Ikinci Dun- ya savaşlan arasındaki ekonomik ve sosyal sı- hntıların yaşandığı dönemde böyle bir birliğin en azından hukukçulararasmda ulusal sımrlan aşarak gerçekleştirirlmesi hem ekonomik hem poliıık hem de insanların günlük vaşamlanna önemli katkılarda bulunacagı düşünülmüş. Bu- gün, Uluslararası Avukatlar Birliği 'nin 300 ba- ro üvesi var. Merkezin ı erdiği bilgilere göre bu, aşağıyukarı. dünvada ABD'den. Kanada'dan, Lahey 'e kadargeniş biryelpaze içinde, baro ola- rak bir milyon avukatı kapsıyor. Bunun dısında da üç bin civarındaferdi üvesi var. Birliğin her yılkongreleriyapılıyor Fakat buyıl Londra'da- kikongresinin önemişu: Yıllıkkongrelerden son- ra bir de oyıl içinde karşılaşılan zorluklarya da ortaya çıkan Inıkuki meseleler, bir sonraki yıl çıkması olası sorunlar konusunda isbirligi. gö- rüş alışverişiyapıldığı seminerlerdedüzenleni- yor. İstanbulBarosu. bu kıtruluşun iiyesi. Buyıl kongreye verilen ayrı ö'nemin birçoknedeni var Bunlarm başında da ele almacak konulargeli- vor. Örnegin. basınlailgilibir çalışmagrtıbu. ba- stntn sorunlarım irdeledi. Bu çok önemli. Insan hakları konusu çok değişik bir açıdan ele alın- dı. Doğumda insantn hakları olarak biyotekno- loji, hukukçularaanlatıldı. Bu da son dereceçar- pıcı birkonu. Ölümde insan hakları, yaniötana- zi konusu ele ahndı. Çevre hukuku da tartısıldı O nedenle Mimarlar Odast ndan da temsilciler götürmek istedik. Bankalar Hukuku. AB Huku- ku eleahndı Herşeydenönemliside Türkiye'de- kı 32 bin avukat ilk kez bu kongreyle AB içinde temsilediidi. Gerçi. AB'de 32 bin Türk avukattn temsil edilmesi 24 Temmuz 1994 'te başlamıştı. Ama aradan geçen bir vıllık süre içinde ilk kez böyle bir kongrede temsil imkânı doğmuş oldu. Bu kongrede belki avukatlanmıza daha geniş imkânlar açacak, daha başka açıdan dünya ve Avrupa meselelerinıgöriipdeğerlendirebilecek- leriimkânlar verilecektir, divedüsünüyorum. Bu yılki toplantıya buyüzden ayrı bir önem veriyo- ruz. • • • • Evet, tstanbul Barosu olarak ayrı bir önem veriyorsunuz, Ancak bu arada Uluslara- rasıAvukatlarBirliği, ayhkyayın organıJuris- te Jnternational'ın (Uluslararası Hukukçu) ağustos sayısında kapak konusunu Türkiye'ye ayırdu Ama bupek de içaçıcıdeğil Bunda Tür- kiye 'nin insan haklannı ihlal etmeye devam eden militaristbir ülkegibigösterilmesL Bolbol asker vepolis fotoğrafma yer verilmesini, yazı başlığı olarak "İnsan Haklannı İhlal Eden Türkiye'yeSuçlayıcıParmak " (Droitshumains en Turauie: doigtaccusateur)gibi bir ifadekul- lanıtmastnı bu birliğin başkanyardımcısı ola- rak nasılkarşıtadınız? • Evet, bu sizinki çok acımasız bir soru. Bu- nun birkaçyönü var gibigeliyor bana. Biz bu ça- lışmayı, avukatlanmızı, çeşitlikuruluşlannavu- katlannı. basımn degerli temsilcilerini, tümünü bu toplantıda buluşturalım, herkes yararlansm. hem Türkiye 'yi temsil edelim. hem Türkiye 'ye pek çok şeygetirebılelim, amacıylayaptık. Buça- hşmalanmızm asağı vukan sonuna geldiğimiz bir dönemde derginin ağustos sayısını vazıha- nemde buhıncagerçekten şokgeçirdim. Sizin de dediğinizgibi ben o birliğin başkanyardımcısı- yım. En azından Türkiye'yle ilgilibiryazıyaztl- dıgında her zaman yaptıkları gibi Türkiye'den gelen tümyazıları bana geri gönderip hem ter- cümesiniisteyebilirlerhem de en azından bu ko- nudafikrimi sorabilirlerdi, Yazıya dikkat ettim. içinde 1992-93 döneminden sonrakidönemle il- gili hiçbir şeyyok. En azından bu. sözünü ettik- leri insan hakları ihlallerınin devam edip etme- diği, durağan bir şekilde mi devam ettigiya da bunları engellemek için birtakım çalışmaların olup olmadığım sorabilirlerdi. Ben bıınu çok üzücü, belkiçok yanhşlarolma- sa bile, içeriğt bakımmdan çifte standart olarak kabul etmek durumundayım. Başka bir noktaya da dikkatiniziçekmekistiyonım. Derginin kapa- ğındayer alan konulara baktığımz zaman Tür- kiye 'nindışındakiöbürkonularınhiçbiribirdev- letle ilgilideğil. Türkiye'yleilgiliyazının başlı- ğını demin sizsöylediniz. Yanihurada Türkive vi doğnıdan doğruyasuçlamaamact var. Aynı der- gide Cezayir, Fiîipinlergibi birülkede de yanlış uygulamaların elealındığı biryazıyayımlanmış olsaydı bıınu anlayabilirdim. Ama dergide ver alan birlik başkanınınyazısında da "Buşekilde yayımlanan ilkyazımız " cûmlesikullanılıyor ve bu. iftiharlasunuluyor. 3 bin 500adetbasmışlar ı e bütün büyük kuruluşlara göndermişler. Ayn- ca kongresırasındada bankolann üzerindeüye- leredağıtacaklar. Üstelikderginin içindeavukat- lara yönelik, avukathk mesleğiyle ilgili hiçbir şey yok. Uluslararası Avukatlar Birliği aslında avukatlanndayanışması, avukatlarm korunma- sı, avukathk mesleğinin ileriyegötüriilmesi için kurulmuşbir mekanizma içermektedir. Ben, der- gide Türkiye yle ilgilibuyazıyı hem Uluslarara- sı Avukatlar Birliği nin ferdi bir üvesi hem de başkan yardımcısı olarak üzüntüyle karşıladım. Hatta birlik başkanını telefonla arayarak kendi- sine üzûntülerımi ilettım. Buna karştlık cevap PAZAR KONUfiU BELKIS BAYSAL Ankara, 1943 doğumlu. Ortaöğrenimini Fran- sız Notre Dame de Sion Ktz Lisesi 'nde tamamla- dı. Biryıllıgına ingiltere'debir fngi/izce dil oku- lunadevametti. Yüksekögreniminil.Ü. HukukFa- kültesi 'nde yaptı. Uzunyıllardeniz hukukuyla il- gili çeşitli şirketlere hııkuk müşavirligi yaptı. 1971-72 arasmda Fransız hükümeti bursuyla Fransa'da, AT hukukunda uzmanlaşmak için tica- ret hukuku üzerine ihtisas yaptı. Türkiye 'ye dö- nûnce istanbulBarosu 'nda Uluslararası İlişkiler ve Insan Hakları Komisyonu nda üye olarak ça- hştı. Şimdibukomisyontın başkanı. 1992-94ara- smda tstanbul Barosu Başkan Yardımcısı oldu. MerkeziParis 'te olan Uluslararası AvukatlarBir- liği 'nin Başkan Yardımcısı, Avnıpa BarolarFede- rasyonu nda konsey iiyesi. Ayrıca AB'de Avrupa BarolarKonseyi nde gözlemcisıfatıyla Türkiye 'yi temsil edivor. ma hürriyetiyle ilgili. Bu madde şöyle: "Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Dernek kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin ka- nunda belirtilenyetkili mercie verilmesiyeter- lidir." Anayasanın bu idealist görüntüsünü bir yana bırakıyomm ve hemen Dernekler Kanu- nu nun 43. maddesinden söz etmek istiyorum Bunun başlığı "Yabancı Dernek ve Kuruluşlar- latlişkL" "Derneklerin,yabancı ülkelerdekidernekle- rin ve kuruluşlann üyelerini Türkiye'ye davet etmesiyada yabancıderneklerin ve kuruluşla- rın davetlerine uyarak üyelerini veya temsilci- leriniyurtdıştna göndermesi Dtşişleri Bakan- lığı 'nin ve ilgili bakanhklanngörüşü ahnarak İçişleriBakanlığı 'nca verilecek izne bağlıdır" diyor. Bunlardan da daha vahim olarak TürkCe- zaKanunu 'nun ikincı kitabınm "Cürümler"ana başlığı altmda "DevletinŞahsiyetineKarşı Cü- rümler" altbaşlığı var Biliyorsunuz, 141. 142. maddelerkaldırıldı. Ama 143. maddeoiduğugi- bi dunıyor. Bunun son paragrafım okııyorum: "Memleketdışındakicemiyet ve müesseseie- re hükümetin müsaadesi olmaksızın iştirak eden memleket dahilinde mukim vatandaşa ağır para ve hapis cezası verilir." Tabii bızim Ceza Kanunumuzagöre agırpara cezası 500 ya da bin lira oluyor. Ama sabıkalı oluyorsunuz ve bıryıla kadarda hapisle cezalandınlabiliyorsu- nuz. Ben, halen İstanbulBarosuyönetimindebu- lunan bir avukat olarak söylüyorum. Halen yü- rürlükte olan 1136 sayılı Avukathk Yasası nin da ek bir ikinci maddesi var Bunda şöyle diyor. "Türkiye Barolar Birliği'ni ya da baroları temsil etmek üzere uluslararası toplantı ve kongrelerekatılmakAdalet Bakanlığı 'nin izni- netabidir." •••• Yanibuyasa maddelerı anayasanın U- keleriyle çelişkilL. - Anayasadaki ana prensiplere ragmen. Der- nekler Yasası. Türk Ceza Yasası vebizimgibi hu- kukçularınça/tşmalarını düzenleyenyürürlükte- ki Avukathk Yasası 'nda bugibi engelleyici, kor- kutucu veyurtdışı toplantılarakatılmasözünden bile insanı ı azgeçirtici düzenlemeler var. Buna dayanarak bir uluslararası örgütün şubesini ül- kemizdeaçmayakalksamz, birdernekkurmakis- tesenizhemen hemen mümkündeğil. Oysabu, bı- zım ülkenüzın temsıliiçin genç meslektaşlanmı- zınyetişmesi için çok vararlı olacaktır. Düşüne- biliyor musunıız? Her seferinde her çalışmamı- zın faks mesajmı. meinıni Adalet Bakanlığı na. dernek kurarsak İçişleri Bakanlığı 'na Dışı^lcri hakkımm doğduğunu belirtince cevap yazımı memnunlukla yayımlayacaklarını söyledi. Der- giyi alınca biraz sarsildım. Yine de bunu olıım- İuyöne döndürmeye çalışıyorum. Bunu da genç hukukçulariçin bundan •ionra avukathk vapacak olanlar için istivonım. Belki de böylece vanlış- larımız. kendimizi iyi tanıtamadığımız ortaya çıktı. Bu tür uluslararası toplantılara çok sık ka- tılmadığımız. bugünkü moda tabıriyle imajımızı çok iyi bir biçimde takdim edemedigimiz için bü- tün bunlarbaşımızageliyor. Onlarbura\abir vö- nüyle, sadece politik vönüyle bakıyorlar. Türk avukatlan meslektaşlangibigörmüvorlarkanı- sındayım. Yani. ötanazi, karaparamn aklanma- sı sorunlarım tartışacakları kişiler olarak gör- müvorlar bizi. "Olsa olsa onlara sadece acırtz ve onlarla sadece insan hakları ihlallerini ko- nuşabiliriz " diye düşünüyorlar. Bu da bizim ek- sigimiz. Belkide bu dergideyayımlananyazı, bu yanhşı telafietmekiçin bize imkân verecektir. di- ye düsünüyorum. • • • • Şimdikonumuz avukatlaroiduğu için bunu soruyorum. Türk hukukçu ve avukatla- rm uluslararası toplantılara çok ender olarak katılntaları, kendiisteksizlikleri ve içlerine ka- palı oluşlarmdan mı kaynaklanıyor, yoksa ba- zıyasalarımız mı bu tür katıhmları engeüiyor ya da hukukçulanmtzı caydırıyor mu? - Bu sorumtz için de gerçekten çok teşekkür ediyonım. Samyorum her iki neden de iç içe. Ya da belkibibirindenhabersizikı engel. Mimarlar. doktorlar, eczacılardan farklı olarak Türkive de genelde hukukçulanmız uluslararası bir örgüt- lenmeye va da uluslararası bir örgütün çalışma- lartna katılmaya çok hevesli değiller Bunu bir çeşitfantezi olarak kabul ediyoriar. Avukathk mesleği için gerekli olmadığı düşüncesindeler Bunun için bir kavnakyatırmanın da birfantezi olduğuını düşünüyorlar. ABde, A\rupa Huku- ku nda ya da dûnva hukukçularının bir arava gelerek tartışacaklan bir konııda almacak me- safenin, varılacak kararların Türkiye'de uygula- namayacağı önycırgısı içmdeler Böyle olunca. deminde helirttiğimgibihem maddt açıdan. hem zaman kaybı vefantezi olarakdeğerlendihp is- teksiz davramyorlar Bu düşüncenin henim gibi 68 kuşağmdan olanlar için geçerli olduğunu da hemen eklemekistiyorum. Istisnatarkaide\•/hoz- maz görüşünden hareket ederek 32 bin avukat üzerindekonıışuyonım Gençlerin olaya, çok da- ha aktij. çok daha değişikbiraçıdanyaklaşacak- larından da eminım. Ama hazın birbiçimde önü- müzde çok yasal engeller var. Bunu. meslektaş- larımızm bir bölümünün büdığini, çok büyükbir bölümünün isefarkında olmadığım dile getir- mek istiyorum. Size bazı yasa maddeleri okumak istiyorum. Anayasamızın 26. maddesi aslında düşünceyi açıklama veyayma hürriyetini içerir. Bu madde, "Herkes düşünce ve kanaatlerinisöz, yazı, re- sim vebaşkayotlarla tek başına, veyatoplu ola- rak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet, resmimakamların müdahalestolmak- sızın haber veyafıkir almakya da vermek ser- bestliğini de kapsar" diyor. Bunun arkasından anavasamn 33. maddesi var. Bu da dernek kıır- Bakanlıgı 'na, öbür ilgili bakanlıklara gönder- memizgerekiyor. Bu tür düzenlemeler içindebo- ğuşuvoruz. Ben "Juriste International" dergi- sinde çıkan yazının eksik oiduğu kamsındayım. Bence bu saydığım hususlan unutmuşlar. Bun- langündemegetirselerdihem a\'ukatlariçin hem de genelde dünya hukukçuları için daha büyük hizmet etmiş olurlardı. Peki, şimdiye kadar bir avukat olarak yurtdıştna çıkarken nasıl bir prosedürden geç- tiğinizi anlatır mısınız? - Burası Türkiye... Yasaları hiçe sayarak de- mokrasiyı samndugumuzu iftiharladeğil, üzüle- rek belinmekistiyonım. Bu tür yasalarıyok farz ediyoruz. Bu gibi bir toplantıya gitmek için po- lis bizi sımrda ya da havaalanında durdurursa olay basınayansıyacakuı: Tabiibu, Türkiye için ters propaganda olacaktır. Ama sonuçta bu bir haberdir Şimdiye kadarböyle birdurdurma, bir yol kesme olmadı Size bir olay anlatayım: Ge- çenyıl Avrupa Barolar Federasyomı nun Akde- niz Baroları Toplantısı Cannes'dayapıldı. Ön- ceden verilenprogramagöre toplantıda Türkiye konuşmacı değildi Konuşmacılar Fransa Ada- let Bakanı, Fransa Başsavcısı, lıalya Barolar Birliği Başkanı ve Ispanya Barolar Birlıgı Baş- kanı ydı. Toplantıyı, Akdeniz Baroları Başkanı olanMarsilyaBarosuBaşkanıyönetiyordu. Kür- sûde boş bir yer oiduğu dikkatımi çekti, Ama herhalde birisine soru soracakları için o iskem- leyi boş tutuyorlar, diye düşünerekyerime otur- dum. Tam o sırada vöneüci. "İstanbul Barosu yönetim kurulu üyelerinden Sayın Baysal 'ı da konuşmacı olarakdavetediyoruz"anonsunu va- pınca şaşırdım. Hiç hazırhksızdım. Toplantı. ki- şi hakları ve özgürlükleriyle ilgiliydi. Yönetici, "Bize mutlaka söyleyecekleriniz vardtr" diye üsteleyince kürsüye çıkmak zorunda kaldım. "Madem ki kişi hak ve özgürlükleriyle bunla- rm uygulanmasından söz ediyoruz, o zaman ben size çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Benim şu anda burada bulunuşum bile Türki- ye 'deki yasalara aykırıdır" dedim. Anayasa maddelerıni anlatuktan sonra Türk Ceza Yasa- sı. Dernekler Yasası veAvukathk Yasası nin mad- delerini okudum. Bundan sonra da "Buna rağ- men bir Türk avukat ve bir Türk meslek kuru- luşunun temsilcisi sizin aramzda bulunabil- mektedir. Demek ki biz Türkiye 'de bazı yasa maddelerıni, belki biraz Doğulu ağırlığımız- dan, belkide çokfazla üzerindedurmadığtmız- dan tutuyoruz, ama uygulamıyoruz, Buna de- mokrasiderseniz, bizbelkide sizlerden dahage- nişyaşıyoruz. Biraz, yasaları da çok iyi değer- lendirmiyoruzya da uygulamıyoruz. Bu da bi- zim ayıbımız"dedim Bu sözler televizyoncula- rı çok etkiledi. O akşam Fransız televizyonu ana haber bülteni bu konuşmayı on beş dakika, hiç kesmeden verdi. Türkiye 'ye dönüşümde tutukla- nacağımı düşünüp heyecanlandılar. Ama tabii ki hiçbirşey olmadı. Buradagülüyoruz. Amadu- rum hiç hoş değil. Bu yaşımda bir baroyöneti- cisi, uluslararası bir örgüttegörev/i bir kişi ola- rakyasaları saymadan bu şekildeyurtdışınagit- mekten her zaman çok huzursuzum. çoküzgünüm ve çok kötü bir örnek olduğum kamsındayım. Ama şuandabaşka birçare değöremivorum. Ye- ni Avukathk Yasası 'nda bu madde kaldınldı. Ama tabii bu yeterli değil. Ceza Yasası 'ndaki 143. madde öyiece duruyor. • • • • Fransız ve Türk avukatlann bir süre önce ortak bir dernek kurma girişimleri oldu- ğunu duymuştuL Bu ne oldu? - O da başka bir konu Demin söyledim, 1927 de birtakım düşünceler terk edilmiş. Ama biz hâlâ bu kıstrdöngünün içindeyiz. Belki o or- tak dernek işi de başka bir macera. Paris Baro- su çok etkin bir baro. Çeşitliülkelerin barolarıy- la da ikili ilişkiler kuruyor Bu ikili ilişkiler için- de deftkir alışverişinisağhyor. Avukatlann bir- birineyakınlaşmasını, dahada ılerıgiderekstaj- yer değişimini sağhyor Bu şekilde. stajyerler hem öbür ülkenin hukuk sıstemini. hem bürola- rının çalışma sıstemini öğreniyorlar, hem iş ha- yatmda daha başarıh oluyorlar, hem vasalanm daha iyi öğrenmiş oluyorlar hem de gerçek bir uluslararası ilişki, dışişleri görevini de yapmış oluyorlar. Paris Barosu, bizim haroya bu tür bir dernek kurma önerisi getirdi. Herkese uygula- nan, benzer bir statüsü olacakh. Birer yıl baş- kanlıkyapılacaktı Örneğın ilk yıl Paris Barosu Başkanı ya da bir Fransız avukat, ikinciyıl bir Türk başkan olacaktı. Eşbaşkan sistemi oiduğu için de iki merkez, yani Paris ve tstanbulgösıe- rilecekti. Bunu duyunca çok heyecanlandım. Böyle bir imkânıgeleceğmgençavukatlanndan esirgemeyi doğrusu içime sindiremedim. Ama buaradadurumubildiğim içinde Fransızlara eş- başkanlık sisteminin Türkiye için zor olduğunu, tstanbul Barosu 'nun olanaklannın sınırlı kala- cagtnıbahaneederek "Bu sadeceParis 'teolsun, Baskanlık değişebilir" dedim. iki yıl önce bu derneğin bir de çok görkemli imza töreniyapıl- dı. Paris Barosu törene, hayatta olan ve o güne kadar Fransa 'nin Ankara Büyükelçiliği 'ni vap- mış bütün diplomatlan çağırdı. Türkiye 'nin Pa- ris Büyükelçiside oradaydı. Ona burada dernek kurdugumuzu. avukatlann, baronun buiş/eriar- tıkkamksadığmı, ancakDışişleri ne bilgi verme- digımizi anlatınca büyükelçi, "Merak etmeyin, benDışişleri'nebilgi verdim "dedı. Bu da ilginç. Oradaki temsilcimız Dtşişleri Bakanlığı 'na bil- gi veriyor, ama böyle bir dernek kuruluyordiye izin istemiyor. Şimdiortada çok hazin birdurum var. Derneğin ikisi dısında bütün üveleri Fran- sız. Fransız olmayanlarda tstanbulBarosu Baş- kanı Turgut Kazan ve ben. Fransızlar hep Türk üyelerle tanışmak istıvor. Ama bu durumda ben onlara bir liste veremivorum •••ü Burada sorun nedir? - Dostum ve büvügüm olan ceza hukuku pro- fesörleriyle konuştum. Onlar, "Bu böyle olmaz. Buradasenin Dernekler Yasası 'nagöreayrı bir dernek kurman lazım. Bu dernek için ulusla- rarası ilişkilere girmek üzere, herkesinyaptığı gibi hükümetten karar aldırman lazım " dedi- ler. Ben budurumu birFransızmeslektaşıma, bir Fransız Baro Başkanı 'na anlatamam, Türki- ye 'nin hâlâ bu koşullarda olduğunu onlara söy- leyemem. Bu yüzden de böyle bir dernekşu an- da hem var hem de yok Merkezi Paris 'te. tkita- ne dısında Türk üyesı vok. Bu. çok acı bir şey. Samyorum, durum keyifsiz birtakımgelişmelere de neden olacak. Ama dilerim, olumlu gelişme- lereyol açar. Bir hukukçu olaraksöylüyorum; bi- ziyönetenler, demekki bazıyasa maddelerinihi- çe sayabiliyorlar. Bir genç hukukçu bana gelse, deseki "Sen deşuyasayı uygulamıyorsun "ona ne cevap verebilirim? Bizim böyle kötü durum- da kalmamızayol açan koşullan dogrusu lanet- liyorum. Mutlaka, yasayı tavrımızaya da tavn- mızıyasaya uydurmamız lazım. Bu böyle olmaz. Bu, bir keşmekeştir, anarşidir. Bu anarşi orta- mından ne kadaryakımyorgöriinsekde samyo- rum içten içe memnunuz ki hiçbirşeyi degiştir- mivoruz İLSÛR1. SÜLHHUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞÎ'NDEN DosyaNo: 1994/1702 Davacı Hanife Kutlu vekıli tarafmdan davaiılar Hasibe Semizoglu ve Mahmut Semi- zoğiu aleyhine açılan açılan tapu iptali-tescil davasınm yapılan açık yargılamasında: Ferace Sokak No: 33J Penköy'Istanbuî adresınde mukım davalılar Hasibe Semizoğ- Ju ve Mahmut Senıizoğiu adlanna davetiyenin teblig edılemedıği ve adres araştırması ile de adreslerinin bulunamadıgından adlanna ilanen teblıgaf yapılmasma karar venlmıştir. Davacı vekiJı, davadilekçesı ıle: Izmir. Hasan HocaMahailesı. 9J4sokaktakaın ve ta- punun cilt: 3, sayfa: 514, pafta: 55, ada: 343/1J48. parsel: 70'te kayıtlı taşınmazın I 2 hıssesi. davafılann müşterek murıslerı Ragıp Paşa adına kavıtiı ıken davalılann murisle- rinin vekili Adil Cantürk tarafmdan müvekkiline noterce düzenlenen satış vaadı sözleş- mesi ile satılıp satış bedelının ödenmış olduğundan müvekkılıne teslım edıldığinı. dava- lılann murisı Ragıp Paşa adına kavıtJı tapunun ıptalı ıle müvekkiiı adına tescıline karar verilmesini talep etmiş olup, bu dosya yine mahkememizin 1991 '550 esas sayıiı dosya- sı ile aynı mahiyette olduğundan birleştirilmesme karar verilmiş ve mahkememizin 1991/550 esas sayılı dosyası ıle birlikte yürütüJdügünden; Ferace Sokak No: 33'3 Penköy'fstanbul adresinde mukim davalılar Hasibe Semizoğ- lu ve Mahmut Semızoğlu'nun duruşma günü bufunan 6.11.1995 günü saat: 09.20'de biz- zat mahkememızde hazır bufunmalan veya kendilennı bir vekil ıle temsil ettırmelen. du- ruşmava gelmedikleri veya bir vekıl tarafmdan temsil edıimedıkleri takdirde duruşma- nın gıyaplannda devam edecegı. davalılar Hasibe Semizoglu ve Mahmut Semızoğlu ad- lanna dava dilekçesı ve davetıye yenne kaırn olmak üzere ilanen teblığ olunur. 14.9.1995 Basın: 43092 ÎZMİR AHKAMIŞAHSİYE4.SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN KArİİHALESİ 1995/43 Satış Mahkemece satışına karar verilen ve /fK'nin hükümlerine göre satışı yapılacak olan taşmmaz, îzmir ili, Konak ilçesı Şeyh Mahailesı, pafta 142, ada 1541, parsel 25'te kayıtlı, 212.75 m2 miktarlı, cınsi kâgir ev olan taşmmazın, tapunun şerhler hanesınde eski eser şerhı denilmekte. dosyada mevcut imar durumuna göre Kemeraltı ımar planı lejant notuna uyulacak eski eser bitişiği oldugundan TKTBK'den izin almması gerekır. Imar hattı talebi icap etmektedir. yıkım ve haf- nyat ıznı alınması gerekır, nızamı bitişik 3. kat 9.80 m. çatı katsız bına dennlığı krokiye göre denilmekte olup, tasınmaz Konak Şevh Mahallesı 945 Sok. 55 kapı no'lu yer olup. tasınmaz üzennde bodrum ve iki katlı eski kâgir bir bina bulun- maktadır. Bodrum kat 55 A kapı no"Iu yer dört oda. mutfak, tuvaJetten ibarettır. 55 kapı no'dan girıldıginde birhol, 3 oda, muffak. tmalet ve banyo olan kısım mevcut olup, arka kısmında bahçesi bulunmaktadır. holden ahşap merdıvenle üst ka- ta çıkılmakta. üst katta ıse 4 oda ve mutfak bulunmaktadır. Bina oldukça eski, yerler ahşap. kapı ve pencere doğramala- n kınk ve bakımsız. kuilanılmaz durumda oJup halen boş bulunmaktadır, binanın kullanım alanı 150 m2'den azdır. Muhammen bedeli 1.200.000.000.- TL'dır. Sözü edilen gaynmenkul. daha evveice 1,081.000.000.- TL'ye ihale edil- miş, alıcısı tarafmdan satış bedeli ödenmemiş oldugundan ihale resen feshedilmiş bulunmaktadır. Kat'ı ihale günü, gaynmenkul kıymetınin % 40'ınm altında olmamak kaydıyla ve satış masrafiannı gecmek kaydıyla gavrımenkul alıcısına ihale olunacaktır Kat'i ihale günü: 2.10.1995 günü, saat: 10.00-10.15 arasmda yapılacaktır. İhale. Îzmır4. Suih Hukuk Mahkemesı kaleminde vapılacaktır. ihaleye girmek isteyenler. °o 20 nakdi temınatlannı T. Emlak Bankası Başdurak Şubesi'ndeaçılacak satış hesabmaya- tırmak zorundadırlar. İhale bedelmden başkaca. alım harcı damga resmı alıcıya aıttır fhaleyegirmek isteyenler, satış şart- namesinı okumuş ve kapsamını aynen kabul etmiş savılırlar. Şartnamesı ilan tanhınden ıtibaren herkese açıktır, ılan olu- nur. 19.9 1995 Basın: 43082 Ö L Ü M Ü N Ü N O N U N C U Y I L I N D A RUHİ Sl YİM:BİZİ3ILE 25. CD VE KASETİ ÇIKTI: AMANOF ftuhı Su'yu 20 Eytûl -7 Ekim tarihlen arastnda '10 Yıl Etkınhkkn" ıle anyoruz. Bu ethnüklenn içinde bir kaset ve bir CD'nın çkanlması başta geliyor Seçtığım türkuier, Ruhi'nin radyo, teievızyan programlanndan almış oiduğu eserlerdır Cene bu türkûler kulüpferde, dost evlertnde verdığı konserlerin ilk kayıtlarıdır. Sıdıka Su GEıVEL DAĞIT1M. >EPA MÜZİK YAPIM Trl: (2121513 04 73 - 51.122 37 »F»*»: (212)311 81 »t
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear