25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 1995 PAZAR HABERLER Ondül'e İnsan Hakları Ödülii • ANKARA (AA) - [nsan Haklan Derneğı tHD Genel Sekreteri Hüsnü Öndül, Alman Yargıçlar Birliği'nce \erilen 1995 İnsan Haklan Ödülü'nü almak üzere bu ûlkeye gidecek. iHD'den \apılan yazılı açıklamada, pazartesi günü (yannl düzenlenecek ödül törenıne Almanya Adalet Bakanı"nın katılacağı. ödülü ise Almanya Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Jutta Limbach'ın vereceği kaydedildı. Açıklamada, Öndül'e. ödüliin, tHD ve Türkiye İnsan Haklan Vakfı kuruculuğu, yönetıcılıöı ve insan haklan alanında yaptığı çalışmalardan doiayı verildiği ifade edildı. Ömer Topçu yangılanacak • ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Yüreğir Belediyesi'nin ANAP'lı Başkânı Ömer Topçu hakkında. eski partilisi tarafından ortaya atılan ıddıalar. tam altı ayn konuda "görevini kötüye kullanarak kişisel çıkar sağladığı" savıyla dava açılmasına neden oldu. "Sınavsız personel ataması yapmak", '"yetkisiz kişılen üst görevlerde ıstihdam etmek". "'beledıye telefonunu oğlunun aracında kullanmak" ve "ıhale yasasına aykm hareket etmek" gibi savlarla suçlanan ANAP"lı Topçu'nun yanı sıra, 14 encümen üyesi ile ikı yönetıci hakkında da "Yargılanmaları gerekir" diye kararlar çıktı. Muhtarlar yürüyecek • GAZİANTEP (ANKA) - Muhtarlar. durumlannın iyileştirilmemesini protesto için 30 eylülde Gaziantep'te yürüyüş yapacak. Tüm Muhtarlar Derneği Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanı Murtaza Aydınlar yaptığı açıklamada, 70 yıl önceki köy kanunu ile köy ve mahallenın yönetilmesının mümkün olmadığını. Muhtarlar Yasası'nın bır an önce çıkanlarak muhtarlann yetkilerinin yeniden belirlenmesi gerektiğinı söyledi. Komik bır ödenekle birçok işi yürütmeye çalıştıklannı belirten Aydınlar, durumlannın iyileştirilmesı ıçin yapacaklan yürüyüşe bıne yakın muhtar ile azanın katılacağını bıldirdı Havaaianı yeri için yüpüdüler • MERSİIN (Cumhuriyet Güney İUeri Bürosu) - Çukurova Havaaianı"nın Içel'in Tarsus ilçesıne baglı Yenice kasabasından vazgeçilerek Adana'nın Karataş ilçesine yapılacağının açıklanması. yürüyüş ve mitingle protesto edildi. tstasyon alanında başlayan yürüyüşe CHP llçe Milletvekili Aydın Güven Gürkan. Yenişehir. Akdeniz. Toroslar belediye başkanları. ANAP. CHP. DYP, DSP, MHP ve YDH ıl \e ilçe örgütleri ile Kuyuluk, Mezıtli. Adanalıoğlu. Fındıkpınan ve Karacailyas belediye başkanları. Mersin'deki meslek odalannın temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı Havaalanının yerinin tartışıldığı sırada "Mutlaka Yenice'ye yapılmalıdır" diyen DYP milletvekillerinın hiçbirisinin yürüyüşe katılmaması. yurttaşlann tepkisine neden oldu: "Gelmeye yüzleri yok" yorumu yapıldı. Buca'da tutukluya sftah kırilanMı • ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Buca Cezaevi"nde çıkan olaylarda ölenlerin sayısı beşe çıkarken tepkiler de sürüyor. Adana Demokrasi Platformu Dönem Sözcusü ve İHD Şube Başkanı Mehmet Dağdogan. insanca koşuilarda yaşam ısteğınde bulunan tutukiu ve hükümlülere. zincirlerle demir çubuklarla ve silahlarla saldınldığını öne sürerek "Saldınlar sonucu bu insanlaryaşamını yitirmiştir" dedi. Eğitim- Sen Adana Şubesi'nde basın toplantısı düzenleyen Dağdoğan, olaylarda ölü sayısının daha da artacağı endişesini de taşıdıklannı belirterek '"Sermaye ve gencılık, planlı bir şekilde bu saldınyı gerçekleştirdi" dedi. Mutncu soırıştıırması askıda Uğur Mumcu suikastı soruşturmasını savsakladığı belirlenen askeri savcı Ulkü Coşkun'a verilmesi öngÖrülen disiplin cezası, Milli Savunma Bakanlığı'na takıldı. MIKRO ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gaze- temiz yazarı Uğur Mumcu'nun öldürülü- şünün 32. ayında. suikasi soruşturmasında hıçbir ilerleme sağlanamazken Mumcu so- ruşturmasını savsakladığı adalet müfettişle- nnce belirlenen askeri savcı ClküCoşkun'a verilmesi öngörülen disiplin cezası. Mılli Savunma Bakanlığı'na (MSB) takıldı. Gö- revını aksatmasını "zaman ve imkân şartla- nnm yetersiziiği'' gerekçelerine dav andıran Coşkun hakkında, Adalet Bakanlıgı'nın 1.5 ay önce verilmesini öngördüğü disiplin ce- zası. daha önce "gerekli soruşturma ve işle- min vapılacağnıı" açıklav an Millı Sav unma Bakanı MehmetGölhan tarafından henüz iş- leme konmadı. Gölhan'ın, Coşkun hakkındakı cezanın verilmesini onaylayıp onaylamayacağı ke- sınlik kazanmazken soruşturma sürecinde- ki aksaklıklann belgelendıği TBMM Faili Meçhul Sıyası Cinayetlen Araştırma Ko- mısyonu Raporu. 2 ay önce komisyon üye- • Mumcu suikastının soruşturulması sürecindeki aksaklıklann belgelendiği komisyon raporunu henüz hiçbir üye imzalamadı. Mumcu'nun katillerinin bulunmasını isteyen 1 milyonu aşkın kişinin imzaladığı dilekçeler, TBMM'de muhatap bulamadığı için rafa kaldınldı. lerınin imzasına açılmasına karşın henüz hiçbir üye tarafından ımzalanmadı. Mumcu'nun katillerinin bır an önce bu- lurunası ıstemiyle 9 a> önce TBMM Başkan- lığı'na sunulan 1 milyon kişinin imzasını taşıyan dilekçeler, muhatap bulamadığı ıçın dikkate alınmayarak rafa kaldınldı. Mum- cu suikastı soruşturması sürecinde. soruştur- ma makamlannda görev yapan savcı ve em- nıyet görev lilerinin hatalannı belgelenyle sap- tayan TBMM Faıli Meçhul Siyasi Cinayet- leri Araştırma Komisyonu Raporu'nun, ge- lecek ay TBMM Başkanlığı'na sunulması beklenirken, bu vasama dönemi ıçınde TBMM Genel Kurulu'nun gündemine alın- ma olasılığının azaldığı belırtildi. Mumcu cinayetinin ardından, faillerın bulunması konusunda "namus sözü" verenler. iktıdar- dan düşerken gözler. venı yasama dönemın- de, komisyonun kurulması ıçin önerge ve- renCHP'niruyeni lideri DenizBaykaTaçev- rildı. Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun, Ada- let ve Millı Savunma bakanlıklanna. soruş- turma sürecindeki aksakiıklara ılişkin yap- tığı başvurular üzenne başlatılan soruştur- ma sürecinde, halen Ankara 2 No'lu Dev let Güvenlık Mahkemesfnde (DGM) yedek üye olarak görev yapan kıdemli Binbaşı Coşkun hakkında. "disiplin cezası uygulan- ması" öngörülmüştü. Adalet Bakanlığı müfettışlerince yapılan soruşturmada. Mumcu soruşturmasını bız- zat yürütmeverek güvenhk güçlenne bıra- kan ve İslami Hareket Örgütü (İHÖ) sanık- lannın yakalanma tutanaklanndakı tanh tah- rifatlannı 7 ay gecıkmelı olarak basında ver almasının ardından fark eden Coşkun hak- kında. "Dogrudan kra etmesi gereken kinıi işlemi verine getirmemek surerjvle. arzula- nan özveri \e du> ariılığı göstermediği izleni- miniuyandıracakturumizlediği'Bu ışıdev- letyaprruştır. Siyasi ıktidarısterse.çözülür" biçimindeki sözjeriyle, olava bakış açısını di- le getirdiği'' bu nedenle. hakkında "disiplin cezası tayinigerektiğr sonucuna vanlmıştı. Mumcu soruşturmasını dogrudan vürüt- memesinı, "DGM Başsavcüığı'nda geceli- gündüzlü araştırma ve sorgulama vapüma- sının mümkünolmadığı" \ e "Zaman veim- kân şartJannın yetersizliğT gerekçelenne dayandıran Coşkun. suıkastın "İslami Ha- reket Örgütü ile bağlantılı olmadığının bilin- diğinu bu nedenle bağlantmın araşnnlmadı- ğpnı" belirtmiş, ancak bu bılginin dayana- ğını açıklamamıştı. OKTAY Kl RTBÖKE B ir süredır tedavısı olmayan bir hastalıktan yatan Çetin'i yıtırdık. Doktorları v e arkadaşlanm beni acı sonun çok yakın olduğuna alıştırmaya çalışıyordu. Ama dün sabah odama gıren Hüsevin Gürer'ın yüzünü görünce anladım. Sadece "Çetin mi?" dıyebildım. Çetın benım. Bülent Dikmener gıbi. Kosta Daponte gıbı, Orhan Apaydın eıbı, Selahattin Güler gibı.~AG Alakuş gıbı. Kemal Aydar gibı. Basri l'sta gıbı. Nadir Bey gıbi, L'ğur Mumcu gibi 70'li yıllarda Cumhuriyet"te birlikte savaşım verdiğim ve yitirdiğim arkadaşlarımdandı. Çetın ve Bülent'le 1968'den sonra Cumhuriyet"te birlikte olduk. Şımdı her ıkısı de >ok. Yazgı, Bülent'ı çok daha önce alıp Cumhuriyetten bir 'Çeto 1 gecti Çeto'yu yitirdimgötürdü. Sıra demek bu kez Çetin'e gelmiş. Bir süre önce sağlık sorunlanmız ıçın Paşabahçe SSK Hastanesinde'ydik. Mehmet Kemal, ben ve doğal olarak bu tür angaryalanmızdaki unutulmaz rehber Doğan katırcıoğlu. Kanama geçiren Çetın'ın getirildığinı orada öğrendim. Hemen ona koştuk. Rengı çok ürkütücüydü. O halıyle bile bizlerle ılgilenmeye çalışıyordu. Başhekim Dr. Kaya Ergun Dizdaroğlu'nun yakın ilgisinı hıç unutamam. Kısa sürecek bir lyileşme ve son. Akıl almaz bir terbiye. tarifsiz bir zekâ ve kültür ve ştmdilerde asla rastiayamayacağınız bir lstanbul zarafeti. Sevgılı Çeto ile ve takımın tüm elemanlanyla 70'lı yıllar boyu Cumhuriyet'te çok güzel işler yaptık. O yıllarda gazetenin herhangı bır servısıne girmış gencecik arkadaşlar. bugünkü kadrolara o günlerimizı anlatıyor. 12 Mart günleri. sıkıyönetim komutanının Jstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yaptığı ziyareti elbette hatırlıyorsundur. Çıkışta sol elle verdiği selam nasıl olay olmuştu. Ne çok ifade vermiştik. Emır subayının kordonlan, emniyet müdürlüğü yazısının doğru okunması kurtarmıştı hepimızi. Artık sararmaya başlayan eski fotoğraflara bakıyorum. Masada kalabalık bırgrubuz. Çoğumuz şimdi yaşamıyor. Bülent de yok. Orhan Apaydın da yok. Sen de yoksun. Vaşar KemaPin yeni romanını kutluyoruz. Urfalı Saıt'te. Bubizim bir alışkanlığımızdı. Yunus Nadı Seçıcıler Kurulu toplantısındayız. Nadir Bey. sen ve ben. Zarflan açıyoruz. Sen oturmuş oylan saptıyorsun. 12 Mart günleri. Askeri cezaevi kapısındasın. İlhan Abi ile beni ziyarete gelmişsın. Görkemli bir lokantadayız. Sen olanca zarafet ve bilginle yıyeceklerimizin siparişini veriyorsun. Uzmanlığına duyduğumuz saygı nedenıyle bu görev hep sana düşerdi. Cumhuriyet gazetesinin 50. yılındaki davetteyiz. Nadir Beye ve Berin Hanım'a "çaktırmadan" toplantıdan sonra Bebek Gazinosu'nda Safiye Hanım'ı dınlemeye nasıl kaçacağımızı planlamaya çalışıyorsun. O zamanlar labirente döndürülmemiş salonun köşesindeki büyük masada bir yanında Bülent bir yanmda Orhan. gazeteyi İıazırlarken sen. yanlış davranmış bir arkadaşımızı benım gazabımdan kurtarmak için kendine özgü gayretler ıçerisindesin. Hepimız adına, "Toprağj bol olsun", Kosta'nın cenazesindesin. Telefonda Cumhuriyet adına haber ızlerken bir trafik kazası sonucu ölümünü anlahyorsun. Hem ağlıyorsun hem de bizleri ağlatıyorsun. Fotoğraflan kaldınyorum önümden. Yüreğım daha fazlasını kaldırmıyor. Doğru sevgıli Çeto, insanlar, birbirini yaşatarak yaşarlar. Cumhurhct'in ağır toplan (soldan sağa) Ali Sirmen, Agop Arat, Çetin Özbayrak. Ökta> Kurtböke, Sami Karaören, Nadir Nadi, Asaf Ayçıl ve Oktay Akbal. Mavi gözlü güzel gazeteci...ÖZGEN ACAR C umhunyet Gaze- tesi Ankara Büro- su'nunbirgelene- ği vardı. K.adroda bir boşalma olduğunda yeni muhabiri çalışanlar bulur, seçer, anlaşır ve en sonra "Şef"e önerirlerdi. Yine bir boşalma olmuştu. Bu kez de öneri benden gelmişti. "Fikret Baba" (Otvam) sordu: "NasıL i>i kafa çeker mi?" Yanıt: "Hem de çolt_~ Çünkü foto muhabiri rah- metli "Mohini" Rıfat Atam- türk'ün başlattığı geleneğe göre bürov'a alınacak her ye- ni muhabir. gece nöbetinde iyi balık pişırebilmeliydi. Yanına nasıl olsa bir şeyler bulunurdu. Otyam'ın soru- su. adayın balık pişirme ye- teneğiyle ilgilıydi. Ikinci soru "ihtiyar*'dan geldi. Rahmeth Sait ArifTer- zioğlu, "Çapkın mı" diye sor- du. "Kızlar, mavi gözlerine bi- tiyorlar" dedım. Her ikısı de başlannı sal- lamışlar, çalışanlann "olu- ru" sağlanmıştı. Büro çalı- şanlan birlikte görev yapa- caklan yeni arkadaşlanm be- lirlemişlerdi. Çetin Özbay- rak'ın adını "ŞePe bıldir- dım. Kim olduğunu anlat- tım. Fransızca ve Ingilizce bi- liyordu. "Çağır gelsüi'* dedi. Ara- mızda herhangi bir anlaşma olmadan kendisine bır ad önerilmeyeceğini çok iyi bi- lirdi. Çetin, o zaman Ankara'da Anadolu Ajansı'nda dış po- litika muhabiri olarak çalı- şıyordu. Telefon ettim, gel- di. şefle konuştu, arkadaş- larlatanıştı. Rahmetli odacı "Şahin" (Şaban Karasu) her ilk gelene yaptığı gibi ilk ve son bedava "hoşgeldin kah- vesini" ikram ettiğinde Çe- tin'in de Cumhuriyet Gaze- tesi Ankara Bürosu dış po- litika muhabirliği tescil edil- miş oldu. Çetin Özbayrak, Türkiye'de 19601ı yıllann başmda diplomatik muha- birliğin en başanlı öncülerin- den biriydi. • Bir gece Çetin'in nöbeti bıtmış. Atatürk Bulvan'nda yerini tş Bankası Yenişehir Şubesi'nin aldığı binadan caddeye henüz çıkmıştı. Komşu bmada Yeni Sabah'ın nöbetçısi "Koçero Kenan" (Koç) da nöbetini tamamla- mıştı. Kaldınmda karşılaştı- lar. Kenan'ın ağzında birbak- la vardı. Çetin ikırcıklenmiş- ti. Koç'un ağzından baklayı çıkarttı. Kenan. "Papa'nın Türkiye've geleceğini" öğ- renmiş. o gece haber yap- mıştı. Çetin umursamaz bir tav ırla "Bu haberi dahaşim- di yeni mi verdiniz? Ben gün- düz geçtim" dedikten sonra "Ulus'a minga (rüküriik köf- tesi) >eme} e gjdiyomm"" de- di. Taksiye atladı, Rüzgârlı Sokak'ta Ulus Matbaası'na Ismigibi Çetin 'di DOĞAN KATIRCIOGLU Y azı Işleri Müdürüm meslektaşım arkadaşım Çetin Özbayrak Gerçekten ismi gibi Çerin'di. O pınl pınl Gözlerinin arkasmda Bir başka âlem vardı; Gazetecilik vardı, Arkadaşlık vardı. Insanlık vardı. • • • Çetin Özbayrak Ankara'da gazeteciliğe başlamış bir er kişi idi. Ailesinden hocalanndan Aldığı terbiye onu Bir asil kişi yapmıştı. Görünürde aristokrat bir havası vardı. Karşısında bilgiçlik taslayanlara bir "Efeeeniiiimmm" Çekerdi. Tadına doyum olmazdı Renkli gözlügünün Ardında gülerdi Karşısındaki zavallı bilgiç kişi Onun alay ettiğinin Bile farkına Varmazdı... 1971'li yıllar... Türkiye askeri idare ile yönetiliyor. Silahlı Kuvvetler Başbakan Süleyman Demirere Muhtıra vermiş. Cumhuriyet'te yönetim Değişmiş Üstadımız Nadir Nadi Gazeteden uzaklaştınlmış. IlhanAğabey(Seiçuk) Yazı işleri müdürü Oktay Kurtböke Selimiye'de ikamete mecbur... Çetin görev başında... Çetin bu Çetin Cuntanın fstanbul sorumiusu Paşası Faik Türün'ün Acaib bîr fotoğrafi çıkıyor Gazetede. Neo: Cuntanın lstanbul sorumiusu Astığı astik, kestiği kestik Paşası Faik Türün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Binastnın girişinde "*Basın ülkenin mü^terek sesidir" yazılı Atatürk mozaiğinin Önünde sol eli ile esas duruşta Solcu düşmam paşa Sol eliyle Atatürk'ün huzurunda. Çetin bu arkadaşlannın tntikamını hiç almaz mı? Çetin Özbayrak, Hiçbir arkadaşım Ne sofrada Ne de yolda Bıraktı. Gönlü gibi eli de Açık bir arkadaşımızdı. Bizim meslekte emeklilik Haram Çetin "dinleneceğim" dedi Köşesineçekildi. Dinlenirken hastalandı, O kalleş hastalık Yapıştı ona Ev inden çıkmayaniar Sofrasmda başköşeyi Alanlar Çetin'in son günlerinde Kapısını çalmaz oldular. • • • Vefasız beyler, beyefendiler, Hanımlar, hanımefendiler, Artık çıkın ortaya. Çetin öldü... O öldü sizden kurtuldu Esasölensizsiniz. Çünkü sığınacak Iimanınız Çetin Özbayrak yok Bekleyin ilerde Kavuşacağız.. gitti. Cumhuriyet'in Ankara baskısı orada yapılıyordu. Baskıyı durdurttu. Haberi lstanbul'a da geçti. O za- manki dey ımiv le Ankara ka- lıbında "\ama\T yaptı. Sa- atO5.OO'te matbaadan a>Til- dığinda belkı de yaşamında ilk ayık amnı yaşıyordu. Cumhuriyet dışında. (Ye- ni Sabah dahıl) bütün gaze- telerin .Ankara bürolan o sa- bah firça yıyorlardı. Papa ha- berini nasıl atlarlardı? Yeni Sabah'ın Istanbul'da gece sekreteri, sayfa değıştirme- ye üşenmiş. Kenan'ın bu gu- zelim atlatma haberıni saba- ha bırakmıştı. Çetin, galiba o gün Ke- nan'a güzel bir yemek ik- ram etmişti. • Çetin'in boyu 1.50 var mıydı, yok muydu bilmiyo- rum. Hİc nöbetinde "yama" yapmaya gıttiği matbaadan "6 punto italik" takma adıy - la çıktı. Matbaanın "Turan Lstası" (Duran Ocak) ile idare amırı "Kötü V'ural" (Saygılı). bu hap kadar ve kafası yana eğik süreklı tır- naklannı yıv en gence "6 pun- to italik" adını takmışlardı. Matbaa harflerinin en küçü- ğü. en incesı. yana yatığına "6puntoitaHk~ denirdı. O ge- ceden sonra artık "Çetin" adı kullanılamaz olmuştu. • Şimdi görür gibi oluyo- rum. Ecvet Güresin, Kemal Aydar, Sait Arif Terzioglu, Dündar Arcayürek, Bülent Dıkmener kadehlerini kal- dırmış, Çetin'e "merhaba" diyorlardır. Şahin Karasu da geleneksel -Hoşgekün" kah- vesinı ikram edıvordur... DINÇ TAYANÇ Melamet Hırkası... Durup dururken, kendi kendime öykü düzmeye koyuluyorum... Anadolu'nun "pazarian ünlüdür: At pazan, kurban pazarı, esır pazan.. saymakla tükenmez! Hemen tü- mü, Anadolu uygarlıklarının tarihi denli eskidir. Son dönemlerde, bu ünlü pazarlann ünlerini gölgeleye- cek yepyeni bir pazar kuruluyor. MV pazarı!.. Bu pa- zarın "satıcısı" yok... Mallann hepsi, birer işportacı çığırtkanlığıyla kendi kendilerini "pazarlıyoriar"! Milletvekillerinin "mılletin vekili" olduklan dönem- lerde "keşfedilemeyen" bu pazar, 1970'liyıllarla bir- likte birdenbire dolup taşmaya başlıyor. Once "Bu- lun 226'yı. düşürün hükümeti" mantığının "mucidi" ve de Adalet Partisi'nin "iktidara endeksii" başba- kanı Süleyman Demirel, Türkiye Biriik Partisi'nde ûs kurup MV transferine oturuyor. Ardından "Birtek çivı bile sökülemez" denilen De- mokratik Parti de Süleyman Bey'e pazar oluyor... Sonra. "iktidara hevesli" Cumhuriyet Halk Partisı'nin başbakanı Bülent Ecevit, parti merkezinı falan boş- layıp üs endiği otelde "bakanlığa endeksii" MV'lerle muratlanna eriyorlar. Bütün bunlar olup biterken, milletvekillerı de mil- letın vekili olmayı boşlayıp "parayıya da bakanlığı ('na- sıl olsa ikısi de aynı kapıya çıkıyorj bastıran 226'yı bulur, koltuğa kurulur" mantığıyla "arü namus şJşe- s/"nı yere çalmaya koyuluyorlar! • • • Kendi kendime düzdüğüm öykünün sonu boyle bag- lanamıyor. Oturup sürdürüyorum... Bu pazarın yok edilmesi ıçin, arada derede neler denenmiyor, neler! Partiden partiye transfer yasak- lanıyor; paraya ve bakanlığa gözü dönmüş MV'ler par- tilerinden aynlıp "hüllepartilen" kuruyor, sonra da "alı- cı" partiye katılıveriyoriar... Sonunda, 1982'den kalma faşist cunta anayasa- sını "sözde" değiştiren de MV'ler oluyor ve pazaria- rının yeniden açılmasına ımza koyuyorlar! Ileri görüşlülük diye buna deniyor olmalı ki, ana- yasa değişikliğinin üzerinden altı ay bile geçmeden, pazarın "anlam ve önemi" bir kez daha gözler önü- ne seriliyor... Son günlerde, sırtında melamet hırkasıyla bir ka- dın, MV pazannı didik didık etmeye dalıyor. Tezgâh- larda aradtğı, ellerindeki ar ü namus şişelerini çok- tan yere çalmış bir dolu MV... Kadın n derdi, şöyle 15-20 şişlik kırık bulabilmek... Mallan sırtlanıp doğru iktidar koltuğuna gidecek... Mal "de/b/u"ymuş, "/caCp'mış hiç umurundadeğil. Ba- badan gördüğü gibi fılesine doldurmaya çabalıyor... Pazann çevresinde, kendilerini satmadan iktidar or- tağı olmaya hevesli birsürü dolaşıyor. Sürüden, tek- birle kanşık kurt ulumaları yükseliyor... Çevre halkı, bu gulguleden son derece rahatsız ama, sırtında me- lamet hırkalı kadının onlara aldırış ettiğı yok. Elınden gelse, çevre halkını tekbirli kurtlara yem etmeye bi- le çoktan hazır! Dedim ya hatun "babadan görme" yöntemlerden başkasını takmıyör... • • • Oturup kendi kendime öykü düzmek iyi de, ya bu öykünün sonu da 1970'lerin ortalık yerinde başlayan (ve bence hâlâ süriıp giden) öyküye dönerse? Ya tekbircısiydi, kurduydu, defolusuyda, kalpıydı derken ilk ikısini nice kurban verip sonunda faşistle- ri getırtmecesıne "atlattığımız" MC'lerin "üçüncü- sü" kurulursa? Ya Üçüncü MC'nin şeriatçılan, mukaddesatçılan, milliyetçilerı (!) ve de "her şey iktidar, iktidar servet /ç/n"cileri el birliğiyle 21. yüzyıl eşiğinde ortaçağı hortlatırlarsa? Ya, tabanlan çoktan erimiş faşist çizmeleri, çöp- lükten çıkanlıp ayaklara geçerse? Işte o zaman, kalpak giyme zamanı gelmiş de- mektir. kalpaksızlığı savunsak bile!!! Ana fikir Makyavelızmin ilacı demokrasidir! Ana fikrin ana fikri: Demokrasinin temel gereği, siyasetin tıkandığı noktada, halkı oyuna getirmeye ça- balamak değil, halkın oyuna başvurmaktır... Gerger, para cezası için de hapis yatacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Terörle Mücade- le Yasasına (TMY) göre verilen hapıs cezasını dol- duran gazeteci-yazar Doç. Dr. Haluk Gerger. para ce- zasının bir bölümünü de günlüğü 10 bin lıradan 3 yıl vatarak ödeyecek. Deniz Gezmiş ve arkadaşlanm an- ma gününe gönderdiği bir mesaj nedeniyle 1 yıl 8 ay- lık mahkûmıyetini dün dol- duran Gerger, 208 milyon li- ralıkparacezasının 10 mil- yon lırası için günlüğü 10 bın lıradan 3 yıl mahkûm ka- lacak; 198 milyon lıra daha sonra hacizle tahsil edile- cek. DenizGezmiş v e arkadaş- lannı anma toplantısına gön- derdiği telgraf mesajının TMY'nin 8. maddesi uya- nnca suç sayılması nede- niyle 1 yıl 8 ay hapis ceza- sına çarptınlan ve bu mah- kûmiyetını dün dolduran Haluk Gerger, para cezası nedeniyle Haymana Ceza- evi'nden çıkamadı. Evren- sel ve Özgür Gündem gaze- telerindeki bazı yazılan ile vnrtdışındaki bir konferans- ta yaptığı konuşma nede- niyle 4 ayn davadan daha y argılanan Gerger, 208 mil- yon liralıkpara cezasını pro- testo amacıyla ödemeyece- ğini bildırdı. İsmail Beşikçi ve Işık Vürtçu'nur. milyarlarca li- ralık faturalar yüzünden ha- pis yattıklannı ammsatan Gerger. dun yaptığı açıkla- mada şunlan kaydetti: "Cezalan ödejemedikle- rinden hapiste devteterehin kalanlaıia davanışmanın ge- reği olarak bir süre moral bov utta olsun paylaşmak ve dünva kamuovuna, >aşam eenderemizin bu çirldn yü- zünü teşhir etmek için pa- rayıödemiyorum. Bu ülke- de demokratik hassasiyet- leri hareketegeçirmek, temel haklan adalet ve banş için bedelodemeve hazırolanla- nn varlığına bir başka kü- çük kanıt oluşturmak. ce- zalann bizleri \ildirmadi- ğını göstermek için bu para- vı ödemhorum. Bunu, ba- nş ve özgürlük mücadele- nıin bir parçası olarak ka- bul edivorum. Karariılıgı- mız. müstafi Başbakan'm inançlaruun aksine. düm a- da hâlâ, arsa spekülasyonu dışında başka insanhkdeğer- lerinin de var olduğunu ka- nıt lamaktadır. L'ğruna öz- güriüğümUzü feda ediğimiz idealler hükmünü icra et- meye devam edecektir." "Protestom amacına ulasn- ğında 208 mitvon liravı fa- izi) le birlikte Türkiye Cum- huriyeti kasasuıa yatıraca- ğım" diyen Haluk Gerger, "bedelini ödeyecek; düzene layık biçimde. özgürlüğü- mü satın alacağım" dedi. Kürt sorunu konusunda görüş belirten "düşünce ve barış suçlulan"nın fahiş mıktarlarda para cezalan- na çarptınldığını kaydeden Gerger. "Bu cezanın mikta- n. her vıl, belirti bir katsa- v ıvlaçarpUarak artnnlmak- ta, astronomik meblağlara ulaşmaktadır. Bugün bu tu- tar, yarım mitvar lira civa- nndadır. Açıktır ki bu dfi- zeydeki cezalar, pek çok in- san için ödenemeyecek bo- yutlardadır" görüşünü kay- detti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear