23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1995 PAZAR HABERLER Askeri Yangıtay • ANKARA(AA)- Askeri Yargıtay Başsavcısı Tuggeneral Hakkı Onder Ajhan, Askeri Yargıtay Başkanlığı'na atandı. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımianan atama kararlanna göre. Askeri Yargıtay Beşinci Daire üyesi Tuggeneral Nursafa Pandar Askeri Yargıtay Başsavcıiığı'na, Tuggeneral Ali Fuat Kaylan da Askeri Yüksek Idare Mahkemesi Başkanlıgı'na getirildi. KiHs'te seçim • GAZİANTEP(AA)- Kilislileri 2 ay aradan sonra yine seçim heyecanı sardı. Kilis'in il olmasıyla ilçe yapılan Polateli, Musabeyli ve Elbeyli'de yannki belediye başkanlığı seçimlerinde toplam 6 sandıkta 1.52i. il genel meclisi üyeliği seçimlen için de toplam I02 sandıkta 13 bin 893 seçmen oy kullanacak. Belediye başkanlığı için DYR CHP ve RP tüm ilçelerde aday gösterirken. ANAP yalnızca Elbeyli'de aday gösterdı. Otoyol polisi • ANKARA(AA)- Emniyet Genel Müdürlügü, her yıl binlerce kişinin ölümüne neden olan trafik kazalarının azaltılması için yeni çarelere başvuruyor. OtoyolIarda trafik kazalannın önlenmesi ve trafiğin kontrol altına alınması için "otoyol polisi" kuruluyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgilere göre "otoyol polisi". il emniyet müdürlüklerine bağlı Trafik Bölge müdürlükleri bünyesinde görev yapacak. Halis'ten çagrı • ANKARA(AA)- Çalışma \e Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına Türk-lş'in de katılması için bir mektup gönderdi. Toplantının 9 agustos çarşamba günü yapılacağı bildirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıgı'ndan yapılan açıklamaya göre Halis. Türk-lş'e gönderdiği mektupta çalışma hayatında sosyal banşın ancak hükümet-işçi-işveren işbirliğiyle saglanacağına inandığını belirtti. Üniversite tuzağı • ANKARA(AA)-YÖK. Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam. yabancı üniversitelerin Türkiye'de şube açmalannın veya üniversite kurmalannın mümkün olmadıgını bildirdi. Prof. Dr. Saglam. son günlerde bazı kişi ve kunıluşlann gazetelere ilan vererek yurtdışındaki üniversitelerin şubelerini Türkiye'de açtıklannı duyurduklanna dikkat çekip \elileri ve ögrencileri bu konuda uyardı ve tuzaga düşmemelerini istedi. Türkeş'in 30. yılı • KAYSERİ(AA)- Siyasette30. yılını kutlayan MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş. yann Kayseri'deyapılacak Erciyes Zafer Kurultayı'nda büyük bir gösteri ile karşılanacak. Bu yıl altıncısı gerçekleştirilecek Erciyes Zafer Kurultayı'na yurtdışı ve yurtiçinden yogun bir katılım olması için, parti teşkilatlan çalışmalannı sürdürüyor. Kurultay Tertip Komitesi, yann Erciyes'te en az 250 bin kişinin bir araya gelecegini bildirdi. Bombalı pankart asarken patladı • İSTANBUL(AA)- Bağcılar'da bir kısmı inşaat halindeki apartmana patlayıcı madde bağlı pankart asmak isteyen yasadışı bir örgütün militanlan, patlayıcının patlaması üzerine olay yerinden kaçtılar. Ögleden sonra Yenimahalle. Devekaldınmı Caddesi, 109 numarada bulunan Burak Apartmanı'na gelen kimligi belirsiz teröristler, bir kısmı yapım halindeki apartmana. aynı adreste polisle geçen yıl giriştikleri silahlı çatışma sonucu öldüriilen üç kişinin anılması amacıyla, yasadışı sol bir örgütûn slogarilarının yazılı oldugu bir pankart asmak istediler. Teröristler. bu sırada patlayıcının aniden infilak etmesi üzerine olay yerinden kaçtılar. Antalya Emniyet Müdürü Mete Altan, 'MHP'nin gücü' eleştirilerine karşı çıkıyor: Ozel tim mOlîyetçidirBÜLE.NTECEVİT ANTALYA - Eskı Özel Harekât Daire Başkanı Antalya Emniyet Müdürü Mete Altan, özel timin tartışıldıkça daha büyük destek bulacağını söyledi. Altan, "Terör örgürierinin karşı çıktığı bir yapılanma ül- ke için gereklidir" diyerek Özel Harekât Ti- mi'ni savunurken, özel timi kötü göster- mek isteyen çevrelerin olmasından da ra- hatsızlık duyduklannı dile getırdi. Özel timin'MHP'nin gücü'olarak çalış- tıgı şeklinde gösterilmesinin yanlışlığını vurgulayan Mete Altan. "Özel rim eleman- lanmız da herkes kadar milfiyetçidir" de- di. Altan. TBMM'de özel timin tartışılma- sının yararlı olacağını savunurken. "Pire- ler deve yapılarak. özel timin yıpranlması- nın moda haline geldiğini göriiyoruz. Ama devlet güvenlik kuvvetlerine hâkimdir, sa- hiptir'" diye konuştu. Çam agaçlan arasındaki Antalya Özel Harekât Şubesi 'nde gazeteciler ve özel tim elemanlanyla gerçekleştirdiği toplantıda Mete Altan. Özel Harekât Brrimi'nm kurul- masının gerekçelerini anlattı. Altan. devle- tin daha 'fedakâr" polis istemesiyle özel ti- min oluşturulduğunu v e polis teşkilatı için- den seçildiklerini vurgulavarak. "Buarka- daşlar gekiiler dağlara çıkihlar ve vatan ha- inleriv le karda-kışta,içeride vedışanda hiz- met veriyorlar. 2-3 kişinin şahsi hatalarıvla VTpratamavTz" dedi. Özel tim elemanlannın bıyıklannı kes- miş olduklarını gösteren Mete Altan. "Bı- yıklan kesildiği için milliyetçiliklerinden bir şey kaybetmiş değiller" şeklindeki açıkla- masından sonra personeline şöyle seslen- di: "Antaha'da olağanüstü hal yok. Mirası- nız çok zengin olabilir. ama hunları bıraka- caksınız. Orada 40 milyon maaş alabilirsi- niz ancak burada da 15 milyona iriraz ede- mezsiniz." "Sa\aşsendromu" nedeniyle Antalya'ya veBatı illerinetayınedildigi şeklindeki gö- rüşlere katılmadıgını vurgulayan Altan. Antalya Emniyet Müdürlüğü'ne psikolog kadrosunun geldiğini ve birpsikiyatrist ala- caklarını da söyledi. Altan. "Sadeceözel rim için bu kadro açıl- mış değil. Diğer personelimiz de görev sıra- sında sinirlerine hâkim olmavabilir. Psiko- log tüm teşkilatimız için genekli olacak" di- ye konuştu. 'Fotoğraf çeker gibi tetiğe basıyoruz' Mete Altan'ın "İstediğinizsoruvusorun, isterseniz uzmanlığınız varsa muayene de edebilirsiniz. Bu arkadaşlarımızın hasta olmadıgını anlarsını/" şeklinde konuşma- sının ardından. "Girdiğiniz çatışmalardan sonra öldürdüğünüz terörist de olsa gece uykulannızda silah. kan görerek rahatsız oîmuyor musunuz" şeklinde soruya yanıt veren özel tim elemanları şöyle konuştular: "Siz gazeteciter ve gazeteier PKK lideri Abdullah Öcalan'ı araştırır gibi bizi mercek altına yatımorsunuz. Bizi av nı büv üteç al- tına yatırma)in. Bizleri istemeven cepheler belli. Bunları siz de bilivorsunuz.*" "Siz gazeteciler bir adamın fotoğrafinı çe- kiyorsunuz şak diye flaş patlıvor. Belki o adamın hayatıyla ovnadınız. O andan son- ra siz nasıl bir \icdan duygusu içindeyseniz biz de o tetiği çekerken aynı duygular için- dev iz. Ama biz vatanımı/ için bu işi yapıyo- ruz. Yani var olan mikrobu yok etmek gibi bir şey." "Bu soru>ıı bize değil, PKK teröristleri- ne sornıak gerekirdi. Acaba onlar vatan- daşlan VB da bizleri ökJürdükleri zaman na- sıl bir vicdan azabı duyuyorlar." Bu konuşmaların çok 'aşınya* kaçtıgını ve karşılıklı konuşmaya döndüğünü düşü- nen Emniyet Müdürü Mete Altan. gazete- ciler ile özel tim elemanları arasındaki ko- nuşmalan kesebilmek için. "Demokrasivar dediyseko kadardeğil" uyansınıyaptı.Gü- neydoğu'dan \enı tayin edilen bir özel tim görev lisi. "Tüm basın Özgür Gündem ga- zetesigjbioldu"VklmJe konuşmasına An- lalya Emniyet Müdürü Altan. "Tamam, özel konuşmalar yok" uyansını tekrarlaya- rak toplantıyı sona erdirdi. KARAKOL ADI MERKEZ E DÖNÜŞTÜRÜLECEK Polis, imajını değiştirmeye çalışıyor EVtlS GÖKTAŞ ANKARA- Polisin görünrüsünü degiştirmek için çalışma başlatıldı. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, polisi 2000'li yıllara hazırlamak için örgütün. araç-gereç ve personel bakımından çagın gereklerine uygun olarak yeniden yapılandınlmasının şart oldugunu bildirdi. "Polis karakolu"nun adının değiştirilip tüm dünya ülkelerinde oldugu gibi "polis merkezi" adı altında yeniden yapılandınlacagını ifade eden Ağar. belîi yerlerde oluşturulacak merkezlerin yaya ve motorize de\riyelerle takviye edilecegini kaydetti. Agar. artık vatandaşın karakola görürülmeyerek turulan tutanak ve benzeri belgelerle olay yerinde ifadesinin alınacağım söyledi. Agar, bu konuda hazırlanan proje çerçevesinde tüm il emniyet müdürlüklerine gönderdiği yazıda. şöyle dedi: "Belli yerlerde oluşturulacak polis merkezlerinin yaya ve motorize dev riyelerle takvive edilmesi. artık karakola götürülmek suretiyle tanzim edilen tutanak ve benzeri belgelerle şahıslar karakola götürülmeden, davet edilmeden olay yerinde tanzim edilmek için gerekli tedbirlerin alınması, form tutanaklan hazırianarak boş bırakılan yerterin olav verinde doldurulmak suretivle tanzimi, hizmetin halkın ayağına görürülmesi. vatandaşın polisle ilişkilerinde usul ve vöntemleri kola\laştıracak tedbirlerin alınması arzu edilmektedir. Küçük karakollann verine büyük karakollann ve her rürlü olanağa sahip polis merkezkri ihdasında daha etkili ve verimli olup olamavacağu karakol' ketimesinin kaldınlıp V'erine "polis merkezi' deviminin kuUanılmasının uvgun olup olmavacağı konusunda sizlerin göriiş ve önerilerine gereksinim vardır." Menzir ve Taşanlar ne dedi? İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir. karakol sözcügünün artık günümüzde kullanılmadıgını belirterek. "Batı standartlannda kunılacak olan polis merkezleri sayesinde, polis-halk ilişkileri gelişecek ve polisin imajı değişecektir. Polisin kabuk değiştirmesi ve kendini yeni bir kalıba sokması sağlanacaktır" dedi. Polis merkezleri kuruldugunda vatandaşın zihnindeki olumsuz polis görüntüsünün silinip vatandaşın gönüllü tanıklık etme alışkanlığına kavuşacağını öne süren Ankara Emniyet Müdürü Örhan Taşanlar. "Polis karakollan. hızla gelişen iş hacmi ve yoğunluğu karşısında maalasef etkinliğini vitirmiştir. Karakollar, kısıtlı imkânlaria görev yapmakta /orianmaktadır. Olav mevdana geldiğinde konuya çözüm bulmaktan uzak: ancak bir başv uru merkezi haline gelmiştir. Bu nedenle karakol ve noktaların kaldınlıp jerine çağın gereklerine uygun polis merkezleri kunılması gerekmektedir" görüşünü savundu. Taşanlar. şu öneriyi yaptı: ".\raç-gereç, silah ve personel yönünden yeterli düzeyde polis merkezteri ile buralara bağlı motorize devriyeler oluşturulmalıdır. Bö> lece vatandaşın zihnindeki olumsuz polis imajı yok olacak ve daha semparik karsılanacakrır. Avrıca 12-24 esasına göre çaltşan personelde tasarrufa gidilecek ve polis açığı giderilmiş olacaktır." MIKRO Ümithan öimesln İ mithan Myaşında. I7marttansonratüm hayatı değişti Ümithan'ın. " O " artık, bileğine takılı serum şişeshle birlikte yaşamak zorunda. Kan kanseri olduğundan habersiz. Kurtulabilmesi için ablası Neslihan'dan ilik nakli yapılacağından habersiz. Amelivat için beş milvar gerektiğinden haber- siz. Babasının yalnızca beş mihon altı vüz bin İira aldığından habersiz. Ümithan'ın yaşaması için kesinlikle ilik amelivatı olması gerekiyor. Bu arncüyat için abla Neslihan, hiçbir fedakâriıktan kaçınmayacağını belir- tiyor. Ama her şey dönüp dolaşıp yine o "kâğıt parçasına" geliyor. (l nıithan'a vardını elini uzatmak isteyenler. Türkiye fş Bankası Cer- rahpaşa Şubesi 12021/100187 no'lu hesaba başvurabilirler.) Mehmet Ali Aslan, etnik tanımlamanın milliyetçiliği getireceğini söylüyor: Etnik sorunu sosyalizm çözerTlP Genel Başkanlanndan Mehmet Ali Asian. "Dünyada ve Türkiye'de sosyaliz- min gelecegi" ile ilgili sorulanmıza verdi- gi yanıtlannı şöyle sürdürüvor. - Türk solunun gecmişteki hatalan neler- dir? Aslan - Türkiye, etnik, dinsel ve kültürel bakımdan çoğuîcu bir yapıya sahip. Sosya- lizm, bu kimlikleri kab'ul eden. kendilerine gelişme olanağı saglayan bir sistem. Ama etnik çoğulculugun oldugu bir toplumda. sosyalistîerin, hareketi bu alt kimliklerden biriyle tanımlamamalan gerekir. Çünkü bu, diger etnik gruplan dışlar. Özellikle Türki- ye gibi sorunlann çözümünün bu etnık gruplann gönüllü beraberligine bağlı oldu- gu bir toplumda bu daha da önemlidir. Et- nik tanımlama. milliyetçiliği getirir. Milli- yetçiligin oldugu yerde sosyalizm olmaz. Bu nedenle "Tnrk solu". "Türk sosyalist hareketi" değil. "Türkiyt solu". "Türkiye sosyalist hareketi" kavTamlan kullanılmalı. femel hata bu tanımlamadan doğdu. Sol evrensel olamadı. milliyetçi unsurlardan. anlayışlardan anriamadı. Asker-sivil bürok- rasi ile tekelci sermaye iktidannın karşısın- da yer aldı. Ezildi. işkence gördü, zulme ugrâdı. Ama farkında olmadan, karşısında oldugu sisteme çoğu kez destek sağladı. Bu da milliyetçilikten kaynaklandı. TÎP hareketi dışında, sosyalistler Türki- ye sosyalistleri olamadılar. •Küba'nın, Çin'in. Sovyetler Birliği'nin, Angola'nın, Vietnam'ın sorunlannı tartıştılar. Bunlar için yazdılar. çizdiler, üzüldüler, büyük kav- galara girdiler. Ama Türkiye sorunlanna ciddi olarak egilenlerin, çözüm üretenlerin sayısı çok az oldu. Korktular. Hem de çok korktular. Zin- danlardan. işkencelerden, zulümden. işsiz- likten, yoksulluktan değil. Kendilerine "re- vizyonfet, sosyalizmden saptı" suç_lamalan- nın yöneltilmesinden korktular. Ozgür dü- şünemediler. Yanlış olduğunun farkına var- dıklannda bile kalıplara ve modellere bağ- lı kaldılar. Sosyalistîerin; emekçi halk kit- lelerine ulaştırabildikleri ve destek sağlaya- bildikleri ciddi, ülke gerçeklerine ve koşul- lanna uygun birprogramlan olmadı. Genel ilkeler ve genel nitelemelerle yetinildi. Hep muhalif oldular. Hep eleştirdiler. Ama ikti- dar olma arzu ve iradesine sahip olmadılar. - Türkiye solu önümüzdeki dönemde ge- lişmek, güçlenmek için nasıl bir strateji uy- gulamah? Aslan-Solun önemli iki kesimı var. Sos- yalistler ve sosyal demokratlar. Avmpa'da- ki sosyal demokrat hareketlerin kökeninde hümanist felsefe, Hıristiyanlıkdegerleri, iş- çi hareketleri ve Marksist ögreti vardır. Hı- Dûnyada ve Türkiye'de sosyalizmin gelecegi SOSYALİSTLER TARTIŞIYOR SEVİM 14 Etnik tanımlama, milliyetçiliği getirir. Milliyetçiliğin oldugu yerde sosyalizm olmaz. "Türk solu", "Türk sosyalist hareketi" değil, "Türkiye solu", "Türkiye sosyalist hareketi" kavramları kullanılmalı. ristiyanlık. uygarlık düzeyi yüksek toplum- larda yaygınİaştığı ve bu toplumlarda sos- yal örgütlenme ve kurumlar gelişmiş oidu- ğu için, bir ınanç ve ahlaksal değerler sis- temi yararmakla smırlı kalmış. toplumu ye- niden örgütleme iddiasında bulunmamıştır. lslam dini ise geri bir toplumdu, Arap yarı- madasında gelişip yaygınİaştığı için toplu- mu yeniden örgütlemek ve sadece "uhrevi" değil "dümevi" ilişkileri dedüzenlemekve değişmez kurallara bağlamak durumunda kalmıştır. Her iki dinin de savunduklan ah- laksal değerler evrenseldir. Bu değerler, sos- yalist değerlere yakındır. Ama İslamı siya- sallaştıran güç odaklarının menfaatlerine ve tercihlenne uygun olarak siyasal fslam, sermayenin yanındayeralmış. işçi hareket- lerine ve sola karşı çıkmıştır. Türkiye, kökeni lttihat ve Terakki'ye da- yanan, çoğu dönemlerde şovenliğe kaymış milliyetçi hareketlerin ve totaliterdev letgö- rüşlerinin baskısında hümanist felsefenin etkilerine uzak kalmıştır. Türkiye'nin işçi hareketleri tarihi ise Avrupa işçi hareketle- ri tarihi kadar zengin deneyımlerle dolu de- ğil. Kaldı ki Avrupa'da sosyal demokrat ha- reketlerde işçi sınıfı ve işçi hareketleri önemli rol oynadığı halde. Türkive'de daha çok işçi hareketlerine uzak durmaya özen gösteren. hatta bu hareketleri tehlikeli bu- lan aydınlann rolü büyük olmuştur. Mark- sist öğreti de yasaklann, idari baskıların ko- nusu oldugu için serbest tartışılamamış. dogru anlaşılamamış ve yaygınlaşamamış- tır. Üniversitelerde bile ders konusu olarak yanlış anlatılmıştır. Bilimsel ve sosyal ge- lişme tarihinin en önemli tarihsel kesiti yok sayılmıştır. Görülüyor ki Türkiye'deki sosyal demok- rat hareketin fikir ve deney kaynaklan. Av- rupa'daki gibi zengin ve saglam degil. Av- rupa'daki sosyal demokrat hareketlerin kö- keninde Marksizm, Türkiye'dekinin köke- ninde ise milliyetçi ideoloji vardır. Türki- ye'de Avrupa'daki anlamda bir sosyal de- mokrat hareket olmadı ve şimdi de yoktur. Ama azımsanmayacak sayıda sosyal de- mokrat kışı ler var. Bunlar politikada önem- li rol oynayabilirler. Ne var kı içınde bulun- duklan örgütler. bütün iddialarına karşm, sosyal demokrat değillerdir. Sosyalistler ile sosval demokratlar ara- sındaki farklar. dün çok belirgindi ve uzlas.- maz görünüyordu. Sovyet modelinin başa- nsızlığı hem sosyalistler ve hem de sosyal demokratlar arasında yeniden değerlendir- melere yol açtı. Özellikle komünistlerin ön- cü parti, devrim, dev let. nıerkeziyetçilik ve ekonomi ile ilgili görüşmeleri önemli ölçü- dedegişti. Sosyal demokratlarla vakınlaş- ma sağlandı. Bugün Türkiye'de de öncü par- tiyi, silahlı dev rim hareketini. dev letçi eko- nomiyi. merkeziyetçiliği savunmayan. le- gal, demokratik ve banşçı yöntemlere bağ- lı, demokratik ve sivil bir toplum düzenını sosyalizme gidişin zorunlu bir önkoşulu olarak gören sosyal istlerle. sosyal demok- ratlann birlikte olmaması için bir neden yoktur. Demokratik siv il toplum ise ancak banş- çı ve demokratik yöntemlerle gerçekleşebi- Iir. Çünkü ister öncü partinın gücüyle. ister savaş koşullannın yarattığı bir başka güç ile kurulacak düzenler. totaliter ve merke- ziyetçi olmak zorundadırlar. İsteseler de. yapısal nitelikleri bunuaşmayaelverişli ol- madığı için demokratik siv il seçenegi ger- çekleştiremezler. - Türkiye tipi sctsv ali/min nitelikleri neler ounalı? Aslan - Sosyalizmin genel ilkeleri var. Her yerde geçerli olması gereken. Bir de sosyalist uygulamalar var. Bu. ülkelerin ko- şullanna göre değişir. Şu anda sosyalist il- keleri ve sosyalist değerleri biliyoruz. Ama sosyalizmin doğru uvgulamasına tanık ol- madık. Sosyalizm adına sadece Sovyetler Birliği. Çin. Doğu Avrupa. Kübada değil. Afrika ve Asya'nın birçok ülkelerinde de uygulamalar oldu. Nebu uvgulamalarbiri- bırine benzedi ve ne de herhangi bir uygu- lama Marx"ın öngörüsüne uygun oldu. Biz de geleceğin düzeni olan sosyalizmi. bütün özellikleriyle bugünden tanımlamak duru- munda değiliz. Bu falcılık olur. - Türkive'deki mevcut sosyal demokrat parrilerin gelecegini nasıl görüyorsunuz? Bugünkü durumlannın bir değeriendirme- sini vapar mısınız? .Aslan- Kendisini sosyal demokrat olarak niteleyen CHP gibi partilerin sosyal demok- rat olmadıklan. yukarıdaki açıklamaları- mızdan anlaşılabilir. Ama bu partilerin ta- banında sosyal demokrat ve demokrat ge- niş bir kitle var. Yöneticileri arasında da de- ğerli sosyal demokrat kişiler var. Bunlar partileriyle büvük bir uyuşmazlık içinde- dirler. Bu durumun devam etmesi. hem ken- di kişi1iklerine \ e hem de ülkemize zarar v e- riyor. Sosyalistler ve diğer demokratlarla birlikte politik bir güç olarak siyasai alan- da yer alacakları beklentisi var. Sosyalistîerin ve sosyal demokratlann birleşmeleri gerekiyor. Türkiye'nin gelece- gi soldadır. Batı'yla bütünleşme sürecine girmiş. azgelişmiş bir ülkenin sorunlanna ancak sol çözüm bulabilir. Ama bunu söv- lemek yetmiyor. Solun gerçekten bu yete- neğe. bu birikime ve bu güce sahip olması gerekir. Eğer sol bunu başaramazsa. sağın yapısı. yaşadığımız büyük sorunlara çözüm bulmaya elverişli olmadığı için ne vazık ki Türkiye'nin ufkunda kan ve ateş eksik ol- mavacaktır. - Sosyalist partiler-hareketler ilerde birie- şebilirler mi? Aslan - Sosyalist-partilerin hareketlerin bütünüyle birleşmesini beklemek yanlış olur. Sosyalizmi anlayış farkları, dayandık- lan toplumsal kesimlerin nitelikleri farklı örgütlenmeler yaratmıştır ve bu büyük öl- çüde dev am edecektir. Ama solda güçlü de- mokrat bir örgütlenme. sosyalistîerin. sos- yal demokratlann ve demokratlann çekim merkezi olabilir. Diğer partiler marjınalle- şır. Fakat marjina! oîan veya marjinalleşen partilerin büyük çoğunluğuyine varlıklan- nı sürdürürler. Çünkü bir kısım sosyalist ar- kadaşlarımız, toplumdan ve toplumun so- runlanndan kopuk bu partileri. toplumdan ve toplumsal sorumluluktan kaçışın sığına- gı olarak kullanıyorlar. Güçlü sol bir partinin gerçekleştireceği demokratik sivil biriktidardöneminde, ina- nıyoruz ki. bu sıgınaklar birer huzur adası- na dönüşecektir SÜRECEK DINÇ TAYANÇ Forsalık Tarihi... Sevgisiz bir kentin, sevgisiz genişlikteki caddesin- de yürüyorum. Sağım, solum mağaza... Birinin ta- belasına takılıyorum: Forsa/lş Giysilerüü Vitrinde rengârenk çizmeler, tulumlar, başlıklar... Önce "forsa" lafına takılıyorum. Forsa; buhar öncesi çağlarda, gemilere okyanus aşırtan kürekleri çeken ve de çoğu tutsak ya da kö- le olan kürekçilere takılan ad! Finikelisinden Osmanh'ya, Çinlisinden köleci Av- rupalısına dek tüm "denizaşın yayıimactlan" forsa- lan sömürerek "utkular" kazanmış, "sömürgeler" edinmiş... Forsanın yazgısı ise kurtulmalığı ödenene dek (o da ödenebilirse), sömürücülerinin utku ve sömürge- ciliği uğruna küreklere asılmak. Ölemeyip de kürek çekebilecek gücü bulabileceği denli bol(!) gıdayla "besleniyor"forsalar... Haaa, birde "başkaldıracak" kadar güçlenemeyeceği denli az gıdayla(!) doyuru- luyor... Tepelerinin üstünde çalan davul "tempo" veriyor, şaklayan kırbaçla tempoya uyuyorlar ve de "başkal- dın" düşünden güç buluyoıiar... "Forsa" lafının "iş giysileri"r\e ne denli "uyduğu- na" takılıyorum ardından... Forsanın giysisi. el ve ayak bileklerindeki zincirler; "süsü" nasırlaşmış ellerine sıkıştırılmış kürek sapla- nü! "Defile mekânı" üstü kırbaç, altı ve çevresi su bir çıkmaz tekne... Tekne batarsa, en son bile kurtanl- mayacak forsalar... Ama gemiyi götüren de onlarü! "Nereye götürüyorlar" ve "neden götürüyortar"a takılıyorum bu kez... Sömürgeleşmeye götürüyorlar, sömürgecilere tut- sak ya da köle olduklan için götürüyorlar... Takılmak değil mi? Bu kez de "sömürgeciye" ve de "sömürüye" takılıyorum!!! İki "takıntım" özdeşleşiveriyor ansızın: Sömürge- ci "eşittir" sömürüü! Çağlar oluyor; sömürgeci, denizaşırı toprakları, kendi bağnndan tutsak ya da köle ettiği forsalann kürek gücüyle ulaşıp sömürüyor... Çağlar ilerliyor; sömürgeci. kendini "dost" bellettiği ülkelerin emek- çisini, forsa niyetine kullandırıp sömürüyor... Çağ geliyor; sömürgeci, emekçisini sömürmeyi kafasına koyduğu ülkenin yöneticilerini forsa yerine koyup,, onlar aracılığıyla sömürüyor sömürge belfediği yer- leri... Forsanın yerini "emek" alıyor, davulcunun yerini "işbirtikçiyöneticiler", kırbacın yerini "dışa bağımlı- lık"l\\ Davul işbiriikçimn boynunda, "burulmuş sığır cinselliğinden" kırbaç emeğin sırtında... Davulun tokmağı, kırbacın sapı "sömürgecinin" elindeü! Sömürü; sömürgeciyle. işbirlikçinin ortaklığında..£ Günümüzde buna "Yeni Dünya Düzeni" diyorlar... Yeni dünya düzeninde, işbirlikçi; sömürgecinin "ya- bancı sermaye" ya da "özelleştirme" adıyla toprak- larına girmesinc. emekçisini sömürmesine izin veri- yor. Verdiğı ıznin karşılığında, önüne emeğin kanlı ke- miğinden bir "lokma" atılıyorü! Günümüzde. bu lokmanın adı "özelleştirme"\\\ Sör mürgeci diline "tercümesi", "bölünmüş veyenme- ye hazır eylenmiş yağlı parça"\\\ Bu parçayı "kemi- ren" işbirlikçi, ne forsalan anımsıyor. ne emeği, ne emekçiyi, ne bölünmüşlüğünü... O, kemirip ıt suratı bağlayadursun, Yeni Dünya Düzeni'nin sömürücüleri; forsa/emekçiyi aralarında konuşup anlaşamayacak ve de kendilerini sömüren- lere karşı koyamayacak denli zayıflatmak için etin- den geleni ardına koymuyor. Yeni Dünya Düzeni'nin sözlüğünde bunun adı da "sendikasızlaştırma"\\\ Sendikasızlaştırılacağının "bilincine varan" çağ- daş forsaların, böylesine dışsal ve içsel bir sömürü- ye dayalı Yeni Dünya Düzeni'ne karşı yapabilecek- leri tek şey kalıyor ki. o da "forsalık tarihi" denli es- ki ve somut: Zincirlerini kınp, "ölümüne" başkaldır- makü! Ana fikir: Forsalar: tepelerinde çalan davula da sırtlarında şaklayan kırbaca da davulu çaldırtıp kır- bacı şaklattıran sömürgeciye de tekneyi avuçların- daki küreklerle götürdüklerinin bilincine varamama- nın korku ve öfkesini duyarlar. Ana fikrin ana fikri: Sömürgeci ve işbirfikçilerin sömürerek yaşama şansları. tekneyi götüren gücü avuçlarında tutan forsaların uyanmamalanna ve duy- dukları öfkenin, korkularını bastıramamasına bağlıdır. CHP'li Kenan Cosar: Ozel tkn, yasadışı eylemler yapıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Coşar, özel timin. görev yaptığı bölgelerde halka "potansiyel suçlu gözüyle" bakmasının yanlışolduğu- nu belirterek, "Ozel tim bugünkü yapılanması. an- layışı ve uvgulamalarıvla güvenlik adına güven ver- mekten uzaktır" dedi. Co- şar. dün parti genel merke- zinde düzenlediği basın toplantısında. Tunceli'de mevdana gelen olaylarda özel timin yapılanmasıyla ilgili çarpıcı gerçeklerin ortaya çıktığını söyledi. Özel timin görev yaptıgı bölgelerde halka karşı bas- kıcı bir tutum izledijğini öne süren Coşar. "Ozel tim, halkı sindirmek ve korkutmak için vasa ve hu- kukla bağdaşmavan ey- lemler yapmaktadır" iddi- asında bulundu. Tunceli 'de yaşanan olay- lann benzerlerinin özel ti- min görev yaptıgı diğer bölgelerde de yaşandığını ileri süren Coşar, şu görüş- leri savundu: "Özel rimle ilgili olarak ortaya çıkan bir başka ger- çek de. aşın sağ görüşlü kadrolardan oluşmasıdır. Kullandıkları işaretlerle, attıklan sloganlaria bu kadrolaşma açık secik gö- rülmektedir. Bu. bizim ta- rafımı/dan önceden beri bilinmektedir. Fakat şimdi kamuov u da bunu farket- nıişrir. Özel tim görev >ap- tığı bölgeJertie halka potan- siyel suçlu gözüyle bak- maktadır. Böyle bir bakış açışı da. onlan baskıcı bir tutuma itmektedir. Hukuk devletine. güvenlik görevli- lerine düşen iş, suç işlediği ileri sürülen insanları suç- lu olarak görüp v erinde in- faz etmek değU, yargı önü- ne sağ olarak çıkarmaktır. Güv enlik güçleri suç işledi- ğini sandıklan insanlara karşı daha ilgili özenli dav- ranmalıdır. Ozel tim bu ya- pılanması, anlayışı ve uygu- lamalanyla güvenlik adına güven vermekten uzaktır.* Türkeş'ten sa\ unma MHP Genel Başkanı Al- paslan Türkeş, TOBB'nin" yaptırdığı Güneydoğü araştırmasını bilimsel buN madıklarını söyledi. Tür- keş. özel tim elemanlannın MHP'li olmadıgını da ile- ri sürdü. Alpaslan Türkeş. dün düzenlediği basın toplanıı- sında. Doğu raporunun or- taya koyduğu sonuçlan doğruya yakın bulmanıri bile mümkün olmadığıni kaydederek. "Araşörmaji vapanlar, PKK terör örgü- tü ile Güneydoğu'da vaşa- yan vatandaşlarımızı aynı mı görüyorlar? Bu araştır- ma hangi bilimsel metotla yapılmıştır? Rapor mak- satlı ve uvdurmadır" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear