23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 AĞUSTOS 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI G.Doğu'dan Sabancı'ya eleştini • DtYARBAKfR (Cumhuriyet}-GAP Beledıyeler Birliği Genel Sekreteri Ahmet Özer, Sakıp Sabancı'nın Doğu ve Gneydoğu'ya yatınm girişimlerini eleştirerek "*Daha önce neredeydiniz"diye sordu? Doğu ve Güneydoğu için atılan her türlü olumlu adımı desteklediğini açıklayan GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Ahmet Özer, sermayenin yıllardan beri meselelere "külfeti doğuya nimeti batıya" anlayışı ile yaklaşıtığını savundu. Çahşma bakanı, sanayiciyi dinleyecek •ANKARA (AA) - Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, Ankara Sanayi Odasrrun 28 ağustos pazartesi günü yapılacak olağan toplantısına katılarak sanayicilerin sorunlannı dinleyecek ve bnlardan gelecek eleştirileri yanıtlayacak. Bakan Halis'in, toplantıda yapacağı konuşmada, çalışma yaşamındaki sorunlann çözüme kavuşturulmasında katılım ve uzlaşmanın önemi ûzerinde durması ve SSK prim tavanını asgari ücretin 5 katına çıkaran yasa tasansınm gûndeme gelmesi bekleniyor. Gıda harcaması 10 mityon lira •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-tş'in yaptığı araşhrmaya göre dört kişilik bir ailenin ağustos ayındaki gıda harcaması, bir önceki aya göre yüzde 5.9 oranındâ artış göstererek 10 milyon 740 bın liraya yükseldi. Türk- Iş'ten yapılan açıklamaya göre gıda fiyatlanndaki artış, ağustos ayında aile bütçesine 600 bin lira ek yük getirdi. İonir Fuarı'nı Çiller açıyor •İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- "Fuar mı panayır mı"tartışmalanyla ünlü, 64. Uluslararası Izmir Fuan, bugün Başbakan Tansu Çiller tarafından açılacak. 34 ülkenin katılımının sağlandığı fuarda bin 165 firma stand açacak. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkaru Selim Yaşar, fuann panayır havasından ancak özelleştirmeyle kurtulabileceğini söyledi. Bakan Hasan Akyol, bu yıl onur konuğu ülke olan Isveç'in Sanayi ve Ticaret Bakanı Sten Heckscher ile 33 ülkeden 17si bakan 102 delegasyonun katılacağını bildirdi. İT0: Gecikme faizi haksızlık • Ekonomi Servisî- Istanbul Ticaret Odası (tTO) Başkanı Atalay Şahinoğlu, piyasalardaki aylık faiz oranmın yüzde 7 dûzeyine inmiş olmasına rağmen devletin tüm alacaklanna aylık yüzde 12 düzeyinde, yıllık yüzde 144'lere varan gecikme cezası uygulamasının büyük bir haksızlık olduğunu kaydettı. tTO Başkanı Atalay Şahinoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, kendı borçlanna faiz ödemeyen devletin, alacağına piyasa faiz hadlerinin 2 katı faiz uyguladığmı belirtti Patent yasası Washmgton'u tatmiı etmedi • ANKARA (ANKA) - Gümrük bırliğıne yönelik çalışmalar çerçevesinde geçen haziran ayında TBMM'den geçen yeni patent yasası Washington'u tatmın etmedi. ABD Ticaret Temsilcisi Mickey Kantor, yeni yasanın bazı olumlu unsurlan içermekle biriikte ilaç ve eczacılıkla ilgili maddelerinin, patent korvması gibi konulardaki zamanlama ve bazı diğer koşullann ABD'yi kayplandırmaya devam ettigmi bildirdi. ABD Tica.-et Temsilcisi Kantor, fikn mülkiyet hakkının önenine değinirken aralannda Türkiye'nin de bulımduğu bazı ülkelerdeki durunu değerlendirdi. Eleştirilere ve yapıldığı belirtilen hatalara rağmen Özelleştirme Idaresi Başkanı karamsar değil Söylemez: Her şey yohmdaEkonomi Servisi- 1980'li yıllar- dan beri Türkiye'de kafalan meşgul eden özelleştirme konusunda yapı- lan eleştirilerbir yana, Özelleştirme ldaresı Başkanı L'ruk Söylemez'e göre her şey yolunda. Özelleştırme- yi belirlenen ilkeler çerçevesinde gerçekleştinneye çalıştıklannı be- lırten Söylemez. yapılan bırtakım hatalann ise giderilebileceğini söy- ledi. Özelleştirmenin KİT satarak gehreldeetmekolmadığını anlatan Söylemez. "Amacımız 100 trilyona dayanan KİT zaraıiannı kes- mek"dedi. Söylemez, başlattıklan tanıtım kampanyasında açıklanan 100 tnl- yonluk zararın yüzde 60'ının De- miryollan. Taşkömürü Kurumu ve Demir-Çelik tşletmelen'nden kay- naklandığı halde. bunların özelleş- tirme kapsamı dışındatutulması ko- nusunda ise şunlan söyledi: "Bir kısım KİTIeriıı kapsam dı- şında olması. onlann zarariannın genel KİT zararian içindeyer alma- ması aniamına gelmez. ÖzeUeştir- medeki amaç, devletin iiretimden ta- mamen çekUmesidir. Tümü zaman içinde özelleştinne kapsamına ab- nacak. Biz özelleştirmenin ülkenin yaranna olacağı veyapümadıgı tak- dirde nelere mal olacağını anlatryo- ruz. Biz KİT'leri tanıtmıyoruz. Bu yapılan, özeUeştirmenin felsefesini ve genel prensiplerini anlatmakhr" dedi. Tanıtım kampanyasında 100 trilyon hra olarak açıklanan KİT za- rarlarıyla neler yapılabileceğine dikkat çektiklerini belirten Söyle- mez. şöyle konuştu: "Ozeüeştirme- • Amacımız kâr etmek değil, 100 trilyona varan KİT zararlannı kesmek. KİT'ler arasında kârlı olanlar da var, ama zarar etmeyeceklerinin garantisi yoktur. • KİT'lerin banka borçlannı biz ödüyoruz. Bazı KİT'leri borçlanyla, bazılanm ise borçlannı konsolide ederek satıyoruz. • Erdemir'i alacak grup borçlan da üstlenecektir. Zaten idare, veto-onay hakkı olan tek bir hisse ile Erdemir'deki borçlann ödenmesini garanti etmeyecek; KAM projesini aksatacak, istihdama, küçük yatınmcıya zarar verecek bir davranışa izin vermeyecektir. • Peysan'a aybaşına kadar süre tanındı. Parayı yatırmazsa ticaretin kurallan işletilecek, teminat mektubu tazmin edilecek. Ve Istanbul SEK isim hakkıyla biriikte Mis Süt'e teklif edilecek. de kârlı-zararlı aynmı yapmıyonız. Tanıtım kampanyasında bu > üzden KİT zararlanndan bahsettik. An- cak bunlann arasında kârlı olan KİT'lerdc vardır. Fakattopiam KtT sistemi zarardadır. Aynca bugün kârlı olanlann yann zarar etmeye- ceklerinin garantisi yoktur. Aşın is- tihdam. poİitikacının-bürokratın ti- carete bulaşması, yeni yannmlann yapılmaması sürdükçe kârlı olanla- nn da zaman içinde zarara geçme olasılığı kuvvetiidir. ." KJT'lennözellikle 1987yılından sonra yaptıklan banka borçlannı kendilerinin ödediklerini belirten Söylemez, bir kısım işletmeleri borçlanyla, bir kısmını da borçlan- nı konsolide ederek sattıklannı be- lirtti. Söylemez. "Amaç KİT'leri sa- tarak para kazanmak değil, zarar- lannı bir yerde kesmektir. Zaten 1994 kasımından itibaren özelleştir- me kapsamındaki KİT'lerin banka borçlanna reeskont faizleri uygula- nıyor" dıye konuştu. Erdemir sancısı Erdemir'in özelleştirmesi konu- sundakı çalışmalann devam ettiğı- ni kaydeden Söylemez. şöyle ko- nuştu: " Erdemir gelecekte zarar et- mevecegi belli olmamakla biriikte kâıiı bir kuruluş. Verimliliği ise tar- nşüır. 200 müyon dolara yakın ser- maye vatıran. ancak yaklaşık 100 milyon dolartemettü alan devlet Er- demir'de zararda. Bunu bıraktık. Erdemir 800 mihon dolaıiık devlet garantisiyie borç almış. Erdemir'in 40'a yakın kredi anlaşması var ve kredi veren bankalar,'Eğerortaklık yapısı devlet aleyhine bozulursa 10 yıl vadelı borcumu hemen ıstenm' diyor. Şimdi biz bunlarla uğraşıyo- ruz." Söylemez, şirketin yatınmlara devam etmesini, istihdamı ve üreti- mi artırmasını istediklerini belirte- rek "Onun için bunu alacak grubun da bu işte ehil olmasını istiyoruz. Iş- lebnenin saüşa çıkan hisselerini ala- cak grup borçlan da üstlenecektir. Işletmeyi iyi götürecektir. Zaten ida- re veto-onay hakkı olan tek bir his- se ile Erdemir'deki borçlann öden- mesini garanti etmeyecek, KAM projesini aksatacak, istihdama, kü- çük yatınmcıya zarar verecek bir davranışa izin vermeyecektir*' dedı. Istanbui SEK çıkmaa SEK'ın satılmasında önemli bir görev başardıklannı belirten Söyle- mez, "1000 kişiyle yürüyecek bir iş- letmeye 3000 kişi doldurulmuş, sen- dika memnun. Oraya adamlannı koyan siyasetçuer memnun. Pazar payı ise sadece yüzde 10. C retkri pe- rişan. Üretici parası pul olana kadar SEK'ten para alamıyordu. Biz de idareolarak' Hay dı arkadaşlar, Tur- ban'ın bir otelını satın da süt para- lannı ödeyehm' diyorduk. Bu tam bir düzensizlikti" dedı. Söylemez şöyle konuştu: "Taciroğlu'na gelince. SEK ihak- si yapıldı. Pey san grubu toptancılar- la biriikte birteklif venmiş. Ihale Pev- san'da kaldı. Bi/ bu ihaleyi açarken, teminatian 20 milyar liraya çıkar- dık. tstanbul SEK'i isim hakkıyla biriikte teminatımı/j alarakTaciroğ- lu'nun başını çektiği gruba sattık. Birinci teklifi veren Taciroğlu ile ikinci teklifi veren Mis Süt arasında 20 milyar lira fark var. Peysan'a ay- başına kadarsüre tanındı. Parayı ya- ürmazsa ticaretin kurallan işletile- cek. teminat mektubu tazmin edile- cek. Ve İstanbul SEK isim hakkıyla biriikte Mis Süt'e teklif edilecek." ÖİB'nin uyguladığı taksit faizine değil, olmayan sözleşme maddelerine karşı çıkıyor Taciroğhı yine kafa karıştırıyor BULENT KIZANLIK Sermayeyi tabana yaymak ve te- kelleri kırmak iddıasıyla. İstanbul SEK ihalesini kazanan Ali Zafer Taciroğlu ve ortaklan, ılen sürdük- leri gerekçelerle Özelleştirme lda- resi'ne yapacaklan ödemeyı gecik- tirmeye devam ediyorlar. Taciroğlu'nun liderliğindeki or- taklık adına yapılan açıklamalara dayanarak, Özelleştinne tdaresı'nin taksit ödemesi için uyguladığı yüz- de 1 lO'luk faıze karşı çıkıldığı şek- linde basuıa yansıyan haber gerçek- len yansıtmıyor. Çünkü ortaklığın yetkilileri de. bu faiz oranının ihale tarihinde belli olduğunu ve bu göze alınarak girilen ihale sonucunda fa- ize itiraz etme haklan bulunmadığı- nı doğruluyor. Ortaklık adına yüksek faize kar- şı çıktıklan biçiminde basına açık- lama yapan, basın danışmanı şirket yetkilisi, Cumhuriyet'e farklı ge- rekçeler ileri sürdü. Basın danışma- nınca yapılan açıklamaya göre. Ta- ciroğlu ve ortaklannın son ödeme günü 21 Ağustos olan 900 milyar li- ralık peşınatı Özelleştırme ldare- sı "ne yatırmama gerekçesi üç baş- lık altında toplanıyor. Tek tapu uygulaması Bunlardan birincisi "tek tapu" uygulamasma karşı çıkma bıçimın- de açıklanıyor. Ortaklığın ıddiasına göre, Özelleştinne Idaresi İstanbul SEK'i, arsa ve binadan oluşan bir gaynmenkul olarak devretmeye kalkışıyor. Özellikle, makine ve teç- hizatın satışı, devir sözleşmesine konu olmadığı için, alınan bu dona- nımın muhasebeleştirilmesı de güç- leşıyor. Özelleştirme Idaresi ise, bütün SEK tesıslennin satışında uygula- nan "tek tıp" sözleşmeye, diğeralı- cılar karşı çıkmazken, Taciroğlu or- taklığının sözleşmeyi taröşrnaya aç- masını samımi bulmuyor. Özelleş- tirme Idaresi'nden verilen bilgiye göre, uygulamanın arsa. bina ve teç- hizattan oluşan bir "varlık satışı" olduğu sözleşmede belırtilıyor. Ma- kine ve teçhizatın dökümü de söz- leşmede yer alıyor. Balıkesir Tesi- si'ni satın alan şirketin. makinelerin eksik teslımi iddıasıyla SEK ve Özelleştirme Idaresi aleyhine dava Ali Zafer Taciroğlu açmaya hazırlanması da. devredi- len makınelenn dökümünü ispatla- yan bırbelgenin varlığını ortayako- yuyor. Yatınm teşviki olmaması Taciroğlu ortaklığının ikıncı ıddı- ası, İstanbul SEK'in devir sözleş- mesine. "yatınm teşviklennden ya- rarlandınlmayacağı" yolunda bir hükmün eklenmiş olması. Ortaklı- ğın basın sözcüsü, başta süt şişele- me üniteleri olmak üzere tesise ye- ni yatınmlar da yapılacağını v urgu- layarak, ortaklığın teşviklerden ya- rarlandırılmamasının haksızlık ol- duğunu öne sürüyor. Özelleştirme Idaresi yetkilileri ise, yatırım teşviklerinın tümüyle yasada belirtilen Hazine. DPT gıbı birimlerce belirlendiğını vurgulaya- rak. kendilerinin tümüyle yetkı ve görevlerı dışında kalân böyle bir hakkı. engelleyıci hükmü sözleşme- ye koymalannın hukuk devletı ölçü- tü ile bağdaşmayacağını belirtiyor- lar. Böyle bir hükmün sözkonusu olmadığını söyleyen ÖİB yetkilile- ri. "Ortaklık öngörülen koşullan yenne getinrse, ilgili yerlere teşvik için başvunır. Buna biz engel ola- mayız" diyorlar. SEK adına tiretim Üçüncü iddia ise, SEK'in, İstan- bul tesisındeki stokJan kendi adına değerlendirmeleri konusunda Taci- roğlu ve ortaklanna ön şart ileri sür- mesi. Ortaklığın basın danışmanı, "Tesısi aldıktan sonra. neden mev- cut kremayla SEK adına tereyağ üretip, satalım?" dıye yakınıyor. Özelleştirme ldaresi'nın anlatı- mma göre ise olay farkh. Öncelik- le tstanbul tesisi geçmişten kalan alacaklan ve stoklan dışında tutula- rak satılıyor. Bu nedenle, depodakı süt tozu ve kremanın, tesisten bağımsız olarak satışı gündeme geliyor ve SEK bu konuda ayn bir ihale açılıyor. An- cak, tesısi alan ortaklığa da ısterler- se bu stoklan da alabılecekleri ve bedelını, üretımi devralıp, ürünü sattıktan sonra ödeyebilecekleri bil- dırilıyor. Taciroğlu ortaklığı sağla- nan bu kolaylıfiı sorun olarak orta- yakoyarken, ÖİB yetkilileri, "Stok- taki krema ve süt tozu alıcı bulma»- sa, Silahlı Kuvvetler'e verilir. Asker bırkaç gün pasta yer, sorun da kal- maz" çözümünü belirtiyorlar. Bu arada Ali Zafer Taciroğlu'nun öne sürüldüğü gıbi Ankara'da Özel- leştirme Idaresi'nde görüşmelerde bulunmadığı. sadece ortaklığı tem- sil eden bazı yetkihlerin. birtakım başvurulan olduğu ancak somut talepler ortaya konulmadığı da dile getiriliyor. Eski Başbakanhk Özelleştirme Danışmanı Prof. Ertunatfanfarkhyorum: Borçlar ödense KİT'ler kâr ederEkonomi Servisi - İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan 1994 yılı 500 büyük sanayi kuruluşu raporu, kamu kuruluşlannın zarannda, banka kredi faizlerinın büyük payı ol- duğunu ortaya koydu. KİT'lerin banka borçlan olmasa kâr eden kuruluşlar haline gelebıleceğinı savunan eskı Başbakanhk Özel- leştirme Danışmanı Prof. Dr. Öz- er Ertuna, "Borçlan devlet üst- lendiği sürece, özelleştirme ile KTT zararianndan kurtulmak mümkün degü"1 uyansında bu- lundu. ISO raporunun "1994 Krizivç 500 Büyük Sanayi Kuru- luşu" başlıklı bölümünü hazırla- yan eskı Başbakanhk Danışma- nı Prof. Dr. Özer Ertuna, kamu kuruluşlannda. 1991 yılında sa- tışlann yüzde 2.3 dûzeyine kadar düşmüş bulunan finans öncesi nakit kânn, 1994 yılında yüzde 12.4'e ulaştığını vurgulayarak bunun uluslararası rekabet ko- şullannda olumlu kabul edılebi- lecek bir düzey olduğunu da be- lirtiyor. Ertuna, şugörüşlen ileri sürdü: " Burada çok önemli bir nok- tayı belirtmek gerekir. 500 firma içindcki kamu kuruluşlan, borç- lanmadüzeyleri makul seviyeler- de oba kâr edebilecek kuruluş- lardır. Bu kunıluşlann zarar et- melerinin temel nedenlerinden biri borç batağma sokulmuş ol- malandır. Kamu kuruluşlannın zararlanna bakarak bunlann kapanlmasını savunanlar bura- da yamlmaktadırlar. Kunıluşla- nn kapatılmasıyla borçlar silin- mez. Finansman giderierinden kurtulmak için borçlann öden- mesi gerekir.'' Borçlar ödendi- ğinde bu kunıluşlann kâr edebi- lecek kuruluşlar olduğunu vur- gulayan Özer Ertuna. bu kuru- luşlann. ihmal edildiklerinden. 1994 yılında, 500 firma arasın- daki 71 kamu kuruluşu 100 tnl- yon lira mıllı gelir yaratırken, 239 özel kuruluşun millı gelıre katkısı ise 167 trilyon lira civa- nndagerçekleştı. Kamu kuruluş- lannda 303 bin. özel sektör ku- ruluşlannda ise 293 bın ışçi ça- lışıyor. Ertuna, bu kunıluşlann ekonomiye kazandınlmalan ve daha verimlı hale getınlmeleri gerektığinın önemine dikkat çe- • Prof. Özer Ertuna, lSO'nun 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasında KİT'lerin finansal yapısını yorumlarken, "Banka borçlannı devlet üstlenirse özelleştirme de KİT'lerin neden olduğu zaran ortadan kaldırmaz" uyansında bulundu. zaman zaman yatınmlannı dahi borçlarla karşıladıklanndan ve çok yüksek faizlerle borçlanmak durumunda kaldıklanndan bu duruma düştüklerini kaydedıyor. Prof. Dr. Ertuna'ya göre. 1994 yılındaki ekonomik krize, men- fı propaganda ve ihmallere rağ- men kamu kuruluşlan genellik- le özel sektöre paralel sonuçlar aldılar Bu kuruluşlarda kârlıhk- lar arttı, hatta millı gelire katkı ve verimlilık alanlannda özel sek- törle arasındaki farklar azaldı. kiyor. Ertuna'ya göre kamu ku- nıluşlannın zarar etmelennın te- mel nedenlerinden bırdığen ise venm düşüklüğü. Ertuna, yaratı- lan 100 tnlyon lira gelırin yakla- şık 91 tnlyonunun maaş ve ücret, geri kalan 4 tnlyonunun ise faiz olarak ödendığinı kaydederek bu nedenle millı gelir hesaplan açı- sından 45 trilyon lıralık bir zara- nn söz konusu olduğunu vurgu- luyor. "Sonuçolarak kamu kuru- luşlannın zararlanmn asd sebe- bi,aşın borçlanmadır. Kamu ku- ruluşlannın çoğununrnaübün- yeleri çok bozuktur. Ortalama borçlar satışın yüzde 14O'ı dolay- lanndadır. Sanşhasüabnın 25 ve 5 misli borçlanma durumlanna rastlanmaktadır. Kunıluşlann borç oranlan artDkça kârlılıkla- n düşmektedir. Czülerek belirt- mek gerekir ki kamu kuruluşla- nnın mali yapılannın dü/cltil- mesi ihmal edilmekte \v borçlan hâlâartmaktaduf Akyoi'dan İSO'yateptd^ Sanayi ve Ticaret Bakanı Ha- san Akyol, lSO'nunKtT'leri ekonominın .kamburu olarak göstermesıne sert tepki gösterdi. KİT'lerin akılcı çalıştınlması ve arpalık olarak kullanılmaması olarak halınde kâra geçtiğını kaydeden Akyol, "KtTlere gü- nah kecisi olarak bakılmamair şeklınde konuştu. Sanayi ve Ti- caret Bakanı Hasan Akyol, ba- kanlığına bağlı 6 KlT'in kâra geçtiğıni kamuoyuna açıklama zorunluluğunu hissetığini ifade ederek, MKE, İGSAŞ, SEKA, TÜGSAŞ veee'Şeker Fabrikala- n'nda 1992 yılında 59.8 milyon dolar işletme kân ve 366.4 mil- yon dolar zarar varken, 1994 yı- lında bu kuruluşlarda işletme kâ- nnın 332.3 milyon dolara çıktı- ğmı ve dönem zarannın da aza- larak 177.6 milyon dolara düştü- lünü açıkladı. Borçianmanın sattşiara oram 1989 1990 1991 1992 1993 1994 Fmansman gidertenrrin sartşlara oranı (%) 1989 1990 1991 1992 1993 1994 KİGEM, olası yanlış özelleştirme uygulamalanna karşı önceden önlem alıyor Görünen köye kdavuz gereldyorEkonomi Servisi - Özelleştirmedeki yan- lış uygulamalann kamuya olası zararlannı en- gellemek, Özelleştirme ldaresi'nın bir adım önünde olmayı zorunlu kılıyor. Kamu lşlet- melerini Geliştirme Merkezi (KİGEM) de özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlar- la ilgili uyanlannı, satış gündeme gelmeden önceyapma cabası içinde. KİGEM şimdı de gerektiğinde açılacak davalara da dayanak teşkil etmesi amacıyla, Orman Ürünleri Sa- nayii (ORÜS) ve Türkiye Elektrik Sanayi ve Tic. A.Ş. (TESTAŞ) ile Devlet Malzeme Ofı- si'nin fiziki ve mali durumlan konusunda ra- por hazırlıyor. Bir ay içerisinde tamamlanacağı belirtilen raporlarla. KlGEM'ın amacı doğrultusunda özelleştirme ile ilgili olarak yanlış bilgilendır- menin ortadan kaldınlması ve hukuk dışı uy- gulamalann önlenmesı amaçlanıyor. Özelleş- tirme uygulamalan ile ilgili itirazlan bilinen CHP Ankara Milletvekilı Prof.Dr. Mümtaz Soysal ve Prof.Dr. Korkut Boratav'ın öncülük ettıği KİGEM, daha önce Karabük, Petkım ve Petlas ile ilgili olarak da araşttrma yapmış ve bunlardan Petlas'ın satışı ile ilgili açılan da- valar, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun iha- leyi iptal etmesi sonucu düşmüştü. Simdiye dek 17 özelleştirme uygulaması ile ilgili davanın hukukı zemıninın hazırlan- dığını anlatan KİGEM yetkilisi, sendikalar. söz konusu kuruluşla ilgili teknısyen raporu ve hukukı çerçevenin bir araya getirilerek ka- mu kuruluşu hakkında genel değerlendirme yaptıldannı ve usulsüz uygulamalan engelle- meye çalıştıklannı söyledi. Özelleştinne lda- resı'nin çoğu kez "Bu kurum adam olmaz. Zaran giderilemez" diyerek özelleştırmeye gınştığinı söyleyen yetkili, "Biz bilimsel yak- laşarak böyle olmadığuu, kunıluşlann, kamu- oyuna açıklandığı nedenlerie zaranna çalışu- dunıma gelmediğini göstermeye çalışıyoruz. Örneğin Petlas. uzun bir dönem kav nak akta- nlmaması sonucu aldığı borçlan ve faizterini ödeyemeyerek sıkuıaya düşmüştür" dıye ko- nuştu. Hazırlanmakta olan raporlarla ilgili bılgı veren KİGEM yetkilisi. Devlet Malzeme Ofi- sı raporuyla dünyada kamu kuruluşlannın ih- tiyaçlannı karşılayan bınmlenn hukuki yapı- sı ve personel istihdamı konusunda ABD. ın- giltere, ltalya gıbi ülkelerle karşılaştırma ola- nağı sağlamayı istediklenni söyledi. Yetkilı. TE'STAŞ Aydın tesıslerı ile ilgili olarak da teknik durum konusunda taslak ra- porun beklendığinı. ardmdan değerlendirme- nin yapılacağını ifade etti. KlGEM'in ORÜS raporu ile ilgili hazırla- nan ön taslakta ise kuruluşun yapısal durumu konusundakı değerlendirme. özelleştirme ge- rekçeleri ve önenlenn yer aldığı öğrenildi. IŞÇININ EVRENtNDEN ŞUKBAN SONER Karabük Nasıl Kurtuldu? Kimi televizyon ve gazetelerde, Karabük'ün özelleş- tirildikten sonra 3 ayda zarardan kâra nasıl geçtiği uzun uzun anlatıldı. Özelleştirme mucızesinin(!) önemli bir kanrtı olarak sunuldu. Karabük'ü alan sendikacılann yönetim dışında kakjık- lan ve yönetimi tamamen uzman ellere bıraktıklan, ilk vurgulamalardan biri. Yeri gelmişken bir kez daha Karabük'ün nasıl satıldı- ğına, daha doğrusu tamamen yasa, hukuk dışı el de- ğiştirdiğine bakalım... Karabük, tıpkı sonradan satış karan ıptal edilen Et Ba- lık Kurumu gibi sendikaya satılmadı. Satış, sadece adı olan, kurulmamış, ılerde kurulacağı varsayılan hayali şirketler adına, sendika yönetıcilerınin ellerine teslim edildi. Resmi Gazete'de yayımlanan karan inceleyen- ler, ortada henüz kurulmamış, olası ortaklannın nitelik- leri sayılmış -işçiler, sendikalar, sendikacılar, meslek odalan, esnaf dernekleri..- bir şirket göreceklerdir. Kurulmamış şirketle bağlantısı belirsiz sendikacılar, ne adına satış koşullannın tarafı olmuşlardir? Devlet ne adına kamunun mali fabrikayı, malvarlığı ile birfikte, borçlannı yükümlenerek ilerde ışçilerin bile ortak kalıp kalamayacaklan bilinemeyen hayali şirkete vermiştir? Baştan sona yasa ve hukuk dışı bu satışa, gündem- de Karabük'ün kapanması, Karabük halkının ortada kalması olduğu için ses çıkaran olmamıştır. O tarihler- de hükümet, bilinçli bir politika ile KİT olan Karabük'e, bırakınız verımli işletmeyı, üretimi. fınnlann onanmı için gerekli parayı bile vermiyordu. Fırınlann işi bittığinde Ka- rabük'ün de işi bitecekti. Ve fırınlar can çekişiyordu. Aynı hükümet, hayali, hâlâ kurulmamış, ortaklan ke- sinleşmemiş şirkete satışın yapılması karşılığı, hem fı- rınlan kurtaracak, hem de işletmeyi uzunca bir süre ayakta tutabilecek bir parayı verdi. En önemlısı de gerek Karabük ve gerekse hemen he- men bütün KlT'lerde zarann en buyuk nedenı ve payı- nı oluşturan, Özal döneminde yine ideolojik olarak yap- tınlan banka borçlanmalan karşılığı faiz yükünü üstlen- di. Karabük bir kalemde belıni büken borç ve faiz yü- künden kurtuldu. Üstüne verilen işletme parası ile de bir yandan fabri- kayı çalıştınrken diğer yandan repo işine daldı. Trilyon- larca borç ve faiz yükü silinip, üste verilen 1.5 trilyon iş- letme parasının önemli bir bolümü repoda işletılip 3 ayın sonunda ortaya 400 milyar kâra geçilen bir tablo çıkmış. Karabük, işletmecilıkten değil, devletin parası ile repo, faiz ya da halk dili ile tefecilıkten ağırlıklı kâra geçmiş. Sadece Karabük'te örgütlü sendikanın yöneticisi ol- duklan için, hukuken hiçbır sorumluluk almadan, fıilen Karabük'ün patronu konumuna geçen sendikacılar, ola- ya çok çıkarcı baktılar. Karabük kapanmayacak, ışçileri kalacak, kişisel, sen- dikal, hukuki hiçbir yükümlüluk altına girmeden, cep- lerinden 5 kuruş çıkmadan koca bir işletmenin fiili pat- ronu olacaklardı. İlk gününden rezil olmamak için, elbette fabrika içi teknik yönetime bulaşmayacaklardı. Ne yaptılar? Za- manında Karabük ve başka KlT'lere önemli katkılan ol- muş, sonra siyasetçinin partizanca tutumu ile dışlan- mış eski uzman bürokratları ışin başına getirdiler. Neymiş efendim? Demek ki KlT'lerden siyasetçi kö- tü elinı, partizanca baskısını çekse, işleryoluna girecek. Hele de Karabük'te henüz kurulmamış hayali şirke- te yaptığt bonkörlükleri diğer KlTlerde gerçekleştirirse. Haksız politikalarla ortaya çıkmış borçlan ve faiz yük- lerinı üstlense, bir kalemde bütün KİT'ler önemli kâria- ra geçer mi, geçmez mı? Bunu ben iddia etmiyorum elbette. Bütün KİT'lerin durumuna ilişkin resmi raporlardakı veriler ortaya ko- yuyor. Şu kötü yönetimlerinde, hantal yapılannda dahi çoğunluk KtT, kendi işletme bılançosu içinde zarar et- miyor. Hele de yine Karabük'e yapıldığı üzere hükümet, dev- let kasasından özel işletme kredısı, sıcak para verse. gel keyfim gel. Hani şu işe yaramaz, hantal KlTler, an- lı şanlı özel sektörümüze duman attınrlar mı, attırmaz- lar mı? Baksanıza, bütün büyük özel sektör işletmeleri de son yılın asıl kârlarını sanayi işletmesinden değil, tıpkı Karabük gibi repodan, ranttan, parayı işletmekten yap- mışlar. işin içinde bazı küçük aynntılar da var elbet. Sendi- ka hukuken değil, ama fıilen patron konumuna geçın- ce, Karabük'ü ayakta tutmak üzere üyelerinın ücretle- rine zam yaptırmadı. Üstüne üstlük, memur statüsün- de önemli bir çalışan grubunun işine son verildi. Bazı gelir getirici Karabük mülkiyetinde satışlar, ozeHeştirme- ler oldu. Yük kalktı, taze para girdi. Evet, siz gazete ve televizyonlara ne bakıyorsunuz. Ortada çok büyük bir oyun, yalan var. Ortada bir özel- leştirme mucizesi yok. Bizim kesemizden, hayali bir şir- kete aktarılan çok büyük bir değer var. Borcu bize, ma- li, işletmesi hayali şirkete. Gel keyfim gel. Ha bu arada Karabük işçısi yoktan zengin. patron mu oldu? Onu hemen değil, yıllar sonra göreceğız. Umarız neye uğradıklannı anlayamaz bir konuma, oyuna düş- mezler. Ama Karabük'te yaşananlar, bugün pek çoğu özel bi- linçli politikalarla, ideolojik amaçlı üretim dışı bırakılmış KİT'lerin üretime geçirilebilmesi. en azından zararian- nın katlanmamasının yolu olabilir. Düşünün ki kimı makine aksamı aldınlmadığı için yıl- larca inşaatı durmuş, kızakta bekleyen gemılerin oldu- ğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu nasıl devlet ki her gün batırmak üzere akıl almaz işler yapılıyor, ama bir türlü batınlamıyor. İhale Zeytinoğlu'nda kaldı KÜMAŞ'ın satişı ÖYK'nin onayında Ekonomi Servisi-Özel- leştirilme kapsamındaki Kütahya Manyezit İşletme- leri A.Ş. (KÜMAŞ) için açılan ihalede en yüksek teklif Zeytinoglu Hol- dıng'ten geldi. Özelleştir- me tderesi, 108.1 milyon dolarlık teklifi yeterli bu- larak,_ satışın onaylanması için Özelleştirme Yüksek Kurulu'na (ÖYK) başvur- ma karan aldı. KÜMAŞ ile ilgili 1993 yılındaki ihale- nin 3 katını aşan bir teklifi memnuniyetle karşıladık- lannı belirten Özelleştiıme Idaresi Başkanı Ufuk Söy- lemez, Sümerbank'ta ise henüz sonuca uiaşılmadı- ğını ve yeni birturgörüşme yapılacağını belirtti. Söy- lemez, "Bir turda en yük- sek teklifi vermek, o kuru- luşa satıldığı aniamına gel- mez" dedi. Özelleştinne Idaresi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, KÜ- MAŞ'da bulunan yüzde 99.74 oranındaki kamu his- sesinin satışı amacıyla açı- lan ihalede, son teklif ver- me tarihi olan 19 Temmuz 1995 itibariyle topiam 8 teklif alındı. Yapılan pazar- lık görüşmeleri sonucunda, son tur görüşmelerde en yüksek teklifi 108.1 mil- yon dolarla Zeytinoglu Holdıng verdi. Şirket, tek- lif tutannın yüzde 50'sini sözleşme tarihinde peşin olarak yatıracak, geriye ka- lan yüzde 25 oranındaki meblağı 1. yıl sonunda,ba- kiye yüzde 25'i ise yıl so- nunda ödeyecek. Söz ko- nusu ihale sonuçlan önü- müzdeki günlerde Özelleş- tirme Yüksek Kurulu'nun onayına sunulacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear