Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
. 31 TEMMUZ 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
EBK kombina
satışına tepki
• MALATYA
(Cumhuriyet) - Et ve Balık
• Kurumu'nun (EBK)
* Malatya'dakı kombinastnın
_ Ankara'da yapılan ihale
sonucu 31 milyar liraya
. satılmasına Ticaret ve
Sanayi Odası tarafından
tepkı göstenldı. Oda
Başkanı Abdurrahman
Yavuz. Başbakan ve ılgili
. bakan ile Ozelleştirme
"" Idaresi Başkanı'na
gönderdiği biryazıyla
"oldubittiyle satış
" yapıldığını" öne sürdü ve
" "Satış tekrarlanırsa
" üyelerimiz daha yüksek
fıyatla ihaleye girmeye
hazırdırlar" diye öneride
•'bulundu.
SEK'te södeşme
süresi doluyor
• ANKARA (UBA)-
Özelleştirme Idaresi
r
BaşkanIığı (ÖİB)
tarafından 3-7 temmuz
tarihleri arasında satışı
"yapılan işletmelerden 75
milyann altında olan
"işletmelerin çoğunun
sözleşmesi imzalanma
aşamasına geldi.
Özelleştirme Yüksek
Kurulu (ÖYK) tarafından
'onaylanan 5 ışletme ve
'SEKisımhakkının
' sözleşmesinin imzalanması
içın alıcılara verilen süre
• 31 temmuz günü doluyor.
- ÖYK tarafından 19
temmuz günü onavlanan
Istanbul, ızmir, Ankara,
Balıkesir. Burdur ve SEK
isim hakkının
'SÖzleşmelennin
timzalanabilmesi için
alıcılara verilen süre bugün
doluyor.
DPJ'den ekonomi
değeplendirmesi
• ANKARA (ANKA) -
Devlet Planlama Teşkilatı,
ekonomik yapıdaki kısa ve
uzun dönemlı eğılimleri
belirleyebilmek için bir
bileşik makro ekonomik
göstergeler endeksi
oluşturdu. DPT, endeksten
elde ettiği sonuçlan ise
"konjonktür değerlendirme
raporu" başlığıyla
kamuoyuna açıkladı. Temel
makroekonomik
büyüklüklerdeki
gelişmeleri tek bir gösterge
şeklmde göstermek
amacıyla GSMH, sanayi
ürerimi, fiyat endeksleri,
bütçe gelişmeleri ve dış
ticaret verilen dikkate
alınarak oluşrurulan en
yüksek noktasına 1993
yılının ikinci çeyreğinde
yükseldi.
Bankaların
gözdesi turizm
• İSTANBUL (UBA)-
Bankalann, kredilerini
kullandınrken çok seçici
davrandıklannı ve rekabet
gücü yüksek olan "'gözde"
sektörlere yöneldikJeri
belirlendi.
Kredilendirmede turizm
EÖzde sektör olarak ılk
sırada yer alırken. "rekabet
gücü düşük" olanlann
başında ıse yakıt madenleri
ve elektronık geliyor.
Edinilen bilgilere göre.
bankalar arasında yapılan
bir araştırmada sektörlerin
çeşitli özelliklerine göre
değerendirildiği ve
"rekabet gücü" yüksek
olanlann kredilendirmede
ilk sıralara konulduğu
belirlendi.
Özelleştirmeye
CHP eleştirisi
• ANKARA (UBA) - CHP
Genel Sekreter Yardımcısı
Birgen Keleş. hükümetin
özelleştirme konusundaki
uygulamalannı eleştirerek,
özellıkle Et ve Balık
Kurumu ve Süt Endüstrisi
Kurumu gibi tanm ve
hayvancılık açısından son
derece önemli kurumlann
özelleştirmesinde büyük
sakıncalann doğduğunu
söyledı. Keleş, "Hızlı ve
denetimsiz özelleştirme,
tanm ve hayvancılığı
geliştirmek için devletin
etkın bir şekilde çevreye
girecegi açıklamalan ile
çelişmektedir" diye
konuştu.
Tarımda az emek
çok gelir devni
• İZMİR(AA)-Tarla
tanmı yapan çiftçiler de
gidereİc daha yüksek gelir
saglayan ürünlere
yöneliyor. Tohum ithal
ederekpazarlayan
Sabancı Holding
kuruluşlanndan
Sepeksa'nın Genel
Müdürü Necati Çelik,
tanmda "az emekle çok
gelir" devrinin başladığını
söyledi.
İstanbul ve Ankara'da 1 kilo ekmek 30 bin liradan satılırken Kınkkale'de 15 bin liradan satılıyor
Ekmek fiyaü arapsaçına döndü
• Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından yapılan illere göre
ekmek fiyatlan araştırmasmı yorumlayan uzmanlar,
fınncılann un fiyatlannın artmasını bahane ederek ekmeğe
zam üstüne zam yaptıklannı ileri sürüyorlar.
Ekonomi Servisi - Fiyat artış hızı-
nın durdurulması içın acıl çözüm ara-
yışlannın sürdüğü ekmektekı fıyat far-
kı yüzde 100'e ulaştı. Istanbul \e An-
kara'da ekmeğin kilosu 30 bin liraya
ulaşırken Kınkkale'de ekmek 15 bin li-
radan satılıyor. Toprak Mahsulleri Ofi-
si tarafından yapılan illere göre ekmek
fiyatlan araştırmasını yorumlayan uz-
manlar, fmncılann un fıyatlannın art-
masını bahane ederek ekmeğe ıstedik-
leri gibı zam yaptıklannı ıleri sürüyor-
lar. 50 kıloluk un çuvalının Isparta'da
640 bin lıra olarak ortaya çıktığı TMO
araştınnasında, lstanbul'daki fiyat ıse
650 bin lıra olarak ortaya çıkıyor. Ispar-
ta'da bir kilo ekmeğin 11 bin 250 lira
daha ucuz olması ise herkesı şaşırtıyor.
Aynı örneğin Ankara ve diğer büyük
şehırler için de venlebıleceğını kayde-
den uzmanlar. un fiyatlannın geçicı
olarak artmasının fınncılann işine ya-
radığına dikkat çekıyorlar.
Hükümetin şekerveetten sonra buğ-
daydaki vurguna da seyırci kalması
halkın ekmeği ile oynanmasına neden
oldu. Aşırı yağışların neden olduğu
hastalık ve zararlılarla mücadelede ba-
şanlı olunamaması yüzünden buğday-
daki ürün kaybı yüzde 30'a ulaşırken
bunun üzerinebırdeTrakya'dakı talep
eklenınce buğday karaborsaya düştü.
Devletin önlem almamastndan fayda-
lanan tüccar ıse buğdayı depolara ka-
patmış. un fiyatlannın ikıye katlanma-
sına neden olurken bu arada boş dur-
mayan fınncılar ıse ekmeğe zam üstü-
ne zam yaptı . Bursa başta olmak üze-
re bırçok ilde ekmeğe zam yapıldığı
resmen açıklanırken. Istanbul;
daki zam
ise 320 gram olan ekmeğin gramajın-
dan 70gramçalınarak "*gizlizaın"<
şek-
lınde gerçekleştirildı.
TMO venlenne göre hazıran ayı itı-
banyla ekmeği en pahalı Ankara ve Is-
tanbullular vedi Ankara ve tstanbul'da
bir kilogram ekmek 30 bin liradan sa-
tıldı. Dığertaraftan, Ankara'da ekmek
yapılan 4. tıp unun 50 kg"lık çuval fi-
yatı ile tstanbul'da ekmek yapılan 2.
tip unun çuval fiyatı, 650 bin lıra ile ay -
nı kaldı.
Haziranda ekmeğin en ucuz fiyattan
satıldığı il ise Kınkkale oldu. Kınkka-
le'de çuvalı 550 bin lira olan 2. tip un-
dan yapılan ekmeğin. kilosu 15 bin 625
liraya gelirken bir ekmeğin fiyatı 5 bin
lira olarak belirlendi Hazıran ayı itı-
banylaTürkıyegenelınde bir kilogram
ekmeğin ortalama fiyatı 21 bin 303 li-
ra oldu. tllenn 45'ınde ortalama fiya-
tın altında ekmek satılırken geri kalan
31 ılde de ekmek fiyatı ortalamanın
üzerinde seyrettı.
TMO araştırmasmda Türkiye gene-
linde. haziranda en düşük un fiyatının
da Kars ve Iğdır'da olduğu onaya cık-
tı. Kars ve Iğdır'da, 50 kılogramlık tıp
3 unun çuval fiyatı 500 bin lira olurken
Kars'ta ekmeğin kilo fiyatı 22 bin 222
lıra. Iğdır'da ise 20 bin lira oldu. Lnun
en pahalı olduğu Siirt'te. 3. tip bir çu-
val un 900 bin liradan satılıyor. Siirt'te
ekmeğin kilogram fiyatı ise 16.667 lı-
ra olarak hesaplandı.
İl il Türkiye'deki ekmek fiyatlan
lltef
Adana
Kırkla'e •
Kocaeü
Agn
Kpnya
ftrrasya
Kutahya
Ankara
Antalya
Balıkesir
Muğla
Bıtecık
Moş
Bıngöt
NevşeMr
BSfe
Nığde
Bolu
Ordu
Burdur
Bursa
ÇanaKKale
Sarnstn
Sîirf
(1*9-
Ekmek
Î U
2S.923
18.750
19.231
23.333
2aooc
24.0D0
176*7
18.750
30.000
23.333
20.Û0C
26.000
18.750
t9.231
19.231
23.333
tS.750
25.00C
21.739
21.429
18 750
25.000
18.750
2t.875
16.657
(50 Kg.
... Un
BinTU
550
550
550
725
600
648
510
650
650
640
690
840
690
650
600
• 723
750
^56
570
697
640
667
552
700
900
İBer
Denizli
Dsyarbakır
TeKtrdağ
Etfrre
Trabion
LBKİŞCnH
Uşak
Gazıantep
Van '
Gır«sun
Yozgat
Bartm
tsp*»a
Bsfnan
!çe
istanbul
Karaman
Izmır .-
Kırıkkafe
Kars
Ş<mak
Kastafficnu
Ardaharı
(1Kg.
Ekmek
ILİ
21.053
26 087
2&.0C0
22.581
22.059
JUfflL
23 333
19 54>l
20 000
20 000
18:750
18 750
18 750
20 000
26.786
*m30.000
20.000
23 333
15 625
22.222
18.750
17.143
21.429
(50 Kg.
Un
BinTU
680 4
75C
600
630
720
6QQ
650
560
.'• 864
756
635
:3c
64Ö
850
670
650
658.8
-- 696
' 550
530
750
756
350'
Müşavire tasdik,
isteğe bağlı oldu
ANKARA (AA)-Yılhk
gelir veya kurumlar vergisi
beyannamesi vermek duru-
munda bulunan mükellef-
ler, söz konusu bey anname-
ler ile bunlara ekli malı tab-
lolarını ve bildırımlerını.
"diledikleri takdirde" mali
müşavırlere tasdik ettırebı-
lecek. Beyannamelennı ye-
minlı mali müşavirlere tas-
dik ettiren mükelleflenn.
serbest muhasebeciyı ım-
zalatma zorunluluğü olma-
yacak. Malıye Bakanlığı
teblığine göre. beyanname-
lerinı tasdik ettırmek iste-
yen mükellefler. yemınli
malı müşav irlerle sözleşme
düzenlemek zorundalar.
Teblıgde. beyannamelerin
yeminlı malı müşavirlere
tasdik ertırılmesıne ilişkin
ılk uygulamanın bu yıl baş-
layacağı ve bu kapsamda.
bu yıla ait sözleşmelerin
agustos sonuna kadaryapıl-
ması gerektiğı belirtıldi.
Gümrük birliğinde kotalann kalkacak olması yatınmlan hızlandırdı
Tekstile Avrupa dopingi
ANKAR.A (ANKA) - AB ülkeleri-
nin gümrük birliği ile birlikte Türkı-
ye'ye uyguladıkları tekstil kotasını
kaldıracak olmaları ve ABD'nin bu
yönde bir karar almasının doğurduğu
beklentı. Türkıye'deki tekstil sektörü-
ne yönelık yatırımlara doping yaptı.
Sadece haziran ayındagiyim ve doku-
ma sektöründe y apılacak 23 trilyon li-
ralık 51 komple yeni yatırım Hazine
tarafından teşvıke bağlandı.
Tekstildekı yatınmlar. başta Kah-
ramanmaraş oİmak üzere Bursa. De-
nızlı. İstanbul \e Adana gibi yine bü-
yük dokuma ve giyim fabrikalannm
bulunduğu bölgelerde gerçekleştiri-
lecek. Marmaris-Kahramanmaraş
Modern tplık ve Dokuma Sanayii
Kahramanmaraş'ta 4.6 trilyon liralık
yatırımla beş pamuk ipliği fabrikası
kurmaya hazırlanıyor. Cateks Tekstil
Sanayii ise endüstn pamuk ipliği fab-
rikası kurmak üzere toplam 1.2 trilyon
liralık \ atırımını teşvik belgesine bağ-
ladı. Öğuzhan Tekstil Sanayii 845
milyar liralık. Karboy Boya Kaşar Sa-
nayii 622.
7
milyar liralık. Modern De-
ri Sanayii 895 milyar liralık yatınmla
Kahramanmaraş'ta ıplik fabrikası ku-
ruyorlar.
Gipaş Tekstil Gaziantep'te 848 mil-
yar liralık bir yatınmla, Sıs Sayılaan
ıplik Sanayii Bursa'da 965.7 milyar
liralık yatınmla bırer pamuk ipliği
fabrikası kuracaklar. Alacalı Tekstil
Tekirdağ'da kumaş baskı. kumaş bo-
yası ve kumaş kaşarlama alanında fa-
aliyet göstermek üzere 712.5 milyar
liralık bir yatınmını teşvik belgesine
bağlattı. Bekçiler Tekstüciler Sanayii
Adana'da 808 3 mılyarlık yatınmla
yıne pamuk ipliği fabrikası kuracak
DUNYA EKONOM1SINE BAKIŞ/ERGÎN Y1LDIZOGLU LONDRA
Bir Balkan Savaşı'nın açılış hamleleri mi?
1. Dünya Savaşı'nın arkasından, yazarlar, içinde bu-
lunduklan dönemi tariflemek içın "Büyük Savaş sonra-
sı" ıfadelerinı kullanıyoriardı. Bız şımdi 0 döneme bak-
tığımızda, "Ikı savaş arası" ya da "//. Dünya Savaşı'nın
öncesi" demeyi daha uygun görüyoruz. 1lerde tarihçı-
ler, bugün bizım "Soğuk Savaş sonrası" diye niteledı-
ğımiz döneme ilişkin olarak, bizım henuz yaşamadığı-
mız; ama onlar için artık tanh olmuş gelişmelere bakıp
da, acaba benzer bir tutum içine girecekler mı? Korka-
nm bu soruya olumlu bir cevap vermeye yol açacak
olan nedenler gittikçe artıyor.
Dünya ekonomisinin yapısal krızı, dünya politik sis-
temindekı hegemonya boşluğu ve globalleşmenin (ma-
li sermayenin dola-
şımının hızlanması
ve teknolojik devrim)
yarattığı belirsizlikler
gibı, artık arka plan
olarak iyice yerleş-
mışvedahaöncede
sık sık tartıştığımız
gelişmeler üzerinde
bu sefer durmaya-
cağım. Girış parag-
ranmdaki kötümser-
liğe. şüphesiz bu ge-
lişmelerin de payı
var ama, esas olarak
dünyanın ıki farklı
bölgesinde târihin
belirgin bir şekilde
hızlanmaya başla-
mış otması yol açı-
yor. Bunların üzerin-
de durmak istiyo-
rum. Bu iki bolgeden
birı Balkanlar, diğe-
ri ıse Asya Pasifik
Havzası.
Eski Yugoslayya
topraklarında sür-
mekte olan çok yön-
lü savaş, önce Bir-
leşmiş Mılletler'in,
"güvenlikli bölgele-
ri"ninbirdizidüşme-
ye başlaması ve tra-
jedinin dayanılmaz
hale gelmesiyle,
sonra da ABD Sena-
tosu'nun Bosnalı
Müslümanlara uygu-
lanan silah ambar-
gosunu tek taraflı
olarak kaldırma ka-
ran almasıyla yeni
bir aşamaya girdi.
Eğer Senato'nun
karan ile ABD Bos-
nalı Müslümanlara
ağır silahlar verme-
ye başlarsa
(ABD'nin Türkiye,
Suudi Arabistan,
Pakistan gibi bağla-
şıklan aracılığı ile bir
zamandır ambargo-
yu küçük çaplı silah-
lar bağlamında za-
ten deldiğine daır
"bilgiler" hemen su
vaşa dolaylı olarak. ama artık resmen. katılmaya baş-
layan ulkelerın sayısında ıster istemez bir artış olacak.
Bu ülkeler arasında, Makedonya, Kosova. "Ege Deni-
zı Kıta Sahanlığı", Kıbns gibı, çok sayıda özel çelışki-
nin de olduğu duşunülurse durumun vahametı de an-
laşılır.
Batı dünyanın yönetiminden sorumlu
• Şimdi görunen şu: Batı, diğer bir deyışle dünyanın yo-
netimınden sorumlu olduklarını düşunen ulkeler. zama-
nında engelleyemediklerı bu savaşı, uzun bir becerik-
sizlikler dizısınden sonra, yaygınlaştırarak büyük dev-
letlerın de karşı karşıya gelmeye başlayacağı genel bir
yuzune
başladı-
çıkmaya
Internati-
Düma liderleri Bosna'daki S»rp vahşetıni seyretmekle yetınıyor.
onal Herald Tribune (29/07/05) ilk elde ikı gelişmeya-
şanabilir. Bırincısi, Fransa ve Ingiltere BM Banş Gü-
cü'ne bağlı olarak Bosna'da bulunan askerlerinı gerı
çekmeye karar verirlerse, ABD bu geri çekilmeyi sağ-
lamak için bölgeye 25.000 asker göndermek ve sava-
şa doğrudan katılmak zorunda kalacak. Ikincisi, Bos-
nalı Müslümanlar üzerinde ambargonun kalkmasına bir
karşılık olarak Rusya'nın ve Yunanistan'ın Sırplar üze-
rindeki ambargoyu resmen kaldırması çok büyük bir
olasılık. Akan kana ve gözyaşına çare ararken daha
çok kan ve gözyaşına yol açma noktasına gelmek, eğer
tam bir iktidarsızlık örneği değilse, her halde tarihin acı
bir ironisi olsa gerek.
Silah ambargosunun ABD inisiyatifi ile kalkmasıyla
birlikte, NATO içinde ABD ile Avrupalı ülkeler arasında
uyumsuzluklar derinleşirken, silah sevkıyatı yoluyla, sa-
Balkan Savaşı'na çevirmenin eşiğine getirdiler. Bu eşi-
ği aşar mıyız? Bence olasılıklar bu yönde güçlenmeye
devam edıyor.
Uzakdoğu'da yaklaşan felaket
Bir felaketın gelıyorum diye bar bar bağırdığı bir di-
ğer bölge de Uzakdoğu. Dünya ekonomisinin en hızlı
büyüyen ve aynı zamanda en büyük hızla silahlanan bu
bölgesinde politik, diplomatk ve askeri çelışkiler hızla
derinleşmeye başladı. Daha önce tartışmıştık, bu böl-
gede en önemli sorun bir hegemonya boşluğu olması:
Japonya bir ekonomik politik krız yaşıyor, tam bir be-
lirsizhk içinde; ABD'nin, Japonya ile yaşadığı ve yaşa-
makta olduğu ticarı anlaşmazhklar sırasında uyguladı-
ğı taktikler bölgede güvensizlık yarattı ve ABD'nin pres-
tij kaybetmesine yol açtı. Tam bu sırada, bir zamandır
hızla büyümekte olan Çın, askeri ve politik olarak ka-
natlannı çırpmaya ve havada sert rüzgârlar estirmeye
gırışti. Geçen aylarda Çın uluslararası anlaşmaları hıçe
sayarak Pakistan'a balistik füze verdı, yeni nükleer de-
nemeler yaptı, Filipinler'e ait Spratley adasını "ışgal et-
ti", ABD vatandaşı bir Çinli'yı casusluk yaptığı iddıası
iletutukladı, Tayvan karasularında askeri manevra yap-
tı. Bunlar yetmıyormuş gibi, bölgede bir de Çin'in bağ-
laşığı olan Kuzey Kore'nın nükleer füzelerini Güney Ko-
re'ye çevırmeye. Çin'in biyolojik savaş kapasitesini ya-
sa dışı olarak arttırmaya başladığı, 1997'de Hong-
kong'u, buraya büyük bir askeri birlik getırerek teslim
alacağı yolunda söy-
lentiler yayılmaya baş-
ladı.
Cevap olarak ASE-
AN (Guney Asya Ülke-
ieri Birliği). içine Viet-
nam'ı da alarak Çin'e
(ve Kuzey Kore'ye) kar-
şı konumlanmaya baş-
ladı ve dolayısı ile bir
kamplaşmaya yol açtı.
Bu bölgede vahameti
arttıran gelişmeler Tay-
van Devlet Başkanı'nın
ABD ziyaretı ile başla-
dı Sonra, Kongre Söz-
cüsü Newt Ging-
rich'ın Tayvan'ı tanı-
mak gerektiğini sa-
vunması, bırbaşkase-
natörün Tibet'e am-
basador göndermeyi
teklıf etmesi (Wall
Street Journal
28/07/95), ABD'nin
Çin'ın eskı düşmanı
Vietnam'ı tanıması,
buna karşılık Çin'in
ABD ile ekonomik iliş-
kilerini bozması ve
konsolosunu Ameri-
ka'dan geri çekmesı
ile devam etti. Böylece
Asya'da bir kamplaş-
manın yanı sıra, ABD
ile Çın arasındakı an-
laşmazlıklar hızla tır-
manarak geleceği be-
hrsiz ve çok karanlık
bir noktaya ulaştı.
Dünyanın en krıtık i-
ki bölgesinde, Bal-
kanlar ve Uzak do-
ğu'dayaşananlar, ya-
kın zamana kadar
dünya sistemi içinde
politik ıstikrarı sağla-
yanlann bu ışlevlerini
artık yerine getireme-
diklerini göstenyor. Kı-
saca, global olarak,
yönetenler artık yöne-
temez hale gelmiş du-
rumdalar.
Yönetme işlevlerini
yerine getirirken kul-
landıkları NATO, Bir-
leşmiş Milletler gibi
kurumlar paralize ol-
dular. Zorla ayakta du-
ruyoriar. Böytebirdurum en son bu yüzyılın başında or-
taya çıkmıştı. Ancak, 0 zaman yönetenlerin artık yöne-
temez olmasına karşılık, gerek gelişmiş ülkelerde ge-
rekse de sömürgelerde ve bağımlı ülkelerde bu yöne-
tenlere karşı bırhareket oluşmaya, ışçi devrimleri, halk
devrımlen ve bağımsızlık hareketleri mantar gibi bitme-
ye başlamıştı. Bu sırada yönetenler. yönetme kapasi-
telehni tekrer elde etmek için dünyayı ateşe vermekten
çekınmediler. İki dünya savaşı, faşizm (ve soykırım) ve
atom bombası... Bu sefer durum biraz farklr. Yöneti-
lenlerın sesı soluğu çıkmıyor. Bu yüzden yönetenlerin,
tüm becerıksızliklerine, kararsızlıklarına ve sakarlıkla-
rına rağmen elleri kolları daha bir serbest.
Bu gidış, gidış değil... "Soğuk Savaş sonrası" kavramı,
yerini bir "...?... öncesi" kavramına bırakacak gibi
görünuyor.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Kendine Gelmek
Anayasa değişıklikleri çok yetersiz de olsa katılım-
cı demokrası yönünde bir adımdır. Siyasal partiler,
özellikle de CHP, bu açılımın gereklerıni yerine getir-
dikleri, giderek bunu daha ileri boyutlara taşıdıkları
oranda başanlı olacaklardır.
Ülkemızde bilinen iç ve dış gelişmelerin bir sonu-
cu olarak gerçekten çok ağır bir "siyasalyabancılaş-
ma" süreci yaşanmaktadır. Partilerın toplumsal ve
ekonomik sorunlara çözüm bulamayacağı ya da bul-
mayacağı kanısı, neredeysetümüyle egemendır. Top-
lumu bu noktaya getiren iki ana neden vardır, bun-
lardan birincisi ve asıl önemlisi partilerin iç işleyişinın
katılımcı anlayıştan uzaklığıdır. Siyasal partiler. genel
başkan odaklı bir işleyişe sahiptır.
Parti içi demokratik süreçlerin işlememesinin bir
sonucu olarak, siyasal partileri sorunlara çözüm üre-
timinde, yeni görüş ve öneriler gelıştırmede çok ye-
tersiz bıraktığı gibi, iç denetim süreçlerinin işlemesi-
ni de engelliyor. Anayasa değişiklikleri. partilerin ya-
pılannı, gençlerin, sendika ve derneklerin ve üniver-
site öğretim üyelerinın "etkin katılımıyla", çok daha
devıngen, demokratik ve sorunlara duyarlı bir duru-
ma getirebilir. Kaplumbağa adımlarıyla da olsa bu tür
bir süreç ülkemizde demokrasinin yerleşmesine kat-
kıda bulunacaktır.
• • •
Bu süreç özellikle CHP için yaşamsaldır.
"Iktidarevliliğinin" yanlışlığı her geçen gün biraz da-
ha kanıtlanan CHP, gerek ekonomik gerekse de de-
mokratik alanlarda kimliğıni ya da "özünü yitirmiş",
uygun deyimıyle tanınmaz bir duruma getinlmıştir.
CHP'nin "kendine gelmesi" gerekiyor.
CHP'nin içinde bulunduğu bu "kımlık bunalımın-
dan" hızla kurtulması için neler yapılmalıdır?
Anayasa değışikliklennın sağladığı olanaklara da-
yalı olarak, CHP'nin kendine çekıdüzen vermesı, bir
"dürûstlük, demokratiklik ve solculuk" üçgenine da-
yalı bir yeniden yapılanma programını uygulamaya
koyması, varlığını sürdürebilmesi için kaçınılmaz bir
zorunluluktur.
CHP, her şeyden önce, dogrusuyla eğrisiyle kamu-
oyunda yerleşen "yolsuzluk ve hırsızlıklara bulaşık"
göruntüsünden kurtarılmalıdır. Doğruluk, dürûstlük
ve erdem, demokrat olmanın da solcu olmanın da
önünde yer alır. Bunlardan önce gelen bir koşul sa-
yılmalıdır. Partinin kamuoyu önünde "değiştirmesi
gereken asıl görüntü" yolsuzluk ve hırsızlık gölgesi
olmalıdır.
Yeniden yapılanmanın aynı ölçüde önemli bir öğe-
si de "şeriatın demokrasi ile bağdaşmadığı" gerçe-
ğıni çok daha gür sesle vurgulaması, kamu yönetı-
minin eğıtimden sağlığa, yargıdan bayındırlığa dek
din kurallarına göre düzenlenemeyeceğinı temel al-
masıdır. Öbürgerçek vetüzelkişiler tarafından benim-
senmelerinın düzeyı ne olursa olsun Atatürk devrim
ve ilkelerini CHP'nin esas alması büyük önem taşı-
yor.
CHP'nin yeniden yapılanmasında vazgeçilmez
üçüncü öğe, sosyal demokrasinin evrensel değerle-
ridir. Partinin üyesi bulunduğu Sosyalist Enternasyo-
nal'in eşitlik, özgürlük ve dayanışma ilkelerini eme-
ğıyle geçinenlerin çıkarlarını öncelikli tutarak yaşama
geçinmeye çalışması ana amaç sayılmalıdır.
Partinin programına. bunun daötesinde. 1991 son-
rasındayazılan "üç" hükümet programına, bu ilkele-
rin -kuşkusuz çok daha ayrıntılı olarak- yazılmasının,
bunların yaşama geçirilmesini sağlamaya yetmediği
beş yıla yakın bir süredir "yaşanarak" öğrenılmiş ol-
malıdır. Bu durumda ana soru, eksikliğın nerede ol-
duğudur.
Yetersizlik, örgüt yapısının katılımcı ve demokratik
ışleyişten uzak buiunmasıdır. CHP kongre süreci ya-
şıyor. Bu ayın sonunda da kurultay yapacaktır. Ge-
rek il ve ilçe kongrelerinin gerekse kurultayın partiye
yeniden canlıhk kazandırarak olumlu sonuç verme-
sı, dürûstlük, demokratiklik ve solculuk üçlüsüne da-
yalı bir yeniden yapılanma programının yaşama ge-
çirılmesine bağlıdır. Bunun gerçekleşmesi için
CHP'nin kendine gelerek canlanmasını ısteyenlerin,
bireysel çıkarlarını bir yana bırakarak ışbirliğine yö-
nelmeleri gerekir.
Ülkemizin ekonomik, toplumsal ve siyasal sorun-
larına ilişkin araştırma ve yayınların çoğalmasında
büyük katkıları olan (Alman) Friedrich Ebert Vakfı'nın
temsilcisi Dr. Mathes Buhbe beş yıllık görev süresi-
ni tamamladı ve yerini Jörg Lange'ye bırakarak ge-
çenlerde Türkiye'den ayrıldı.
Gerçek sosyal demokrat kimliğiyle Dr. Buhbe, yal-
nız Türkiye-Almanya ilişkilerinin güçlenmesine katkı
yapmakla kalmadı, gerektiğinde Türkiye'nin çıkannı
önde tutmasını bildi. Türkiye'nin gelişmesi üzerine
çalışmalarını sürdürecek olması da bu çerçevede ay-
rı bir anlam kazanıyor.
TZOB Başkanı Baraz'dan seminer
Rus çiftçisine
piyasa dersi
•IFAP, Rus
çiftçisinin
örgütlenmesi ve
serbest piyasa
ekonomisine
hazırlanması
konusunda,
Türkiye Ziraat
Odalan
Birliği'nden
yardım istedi.
ANKARA (AA) - Ulus-
lararası Çiftçi Örgütleri Fe-
derasyonu (IFAP), Rus çift-
çisinin örgütlenmesi ve ser-
best piyasa ekonomisine
hazırlanması konusunda.
Türkiye Ziraat Odaları Bir-
liği'nden (TZOB) yardım
istedi. TZOB Başkanı Ba-
raz, IFAP Başkanı Graham
Blighfın. Rus çiftçisinin
serbest piyasa ekonomisi-
ne hazırlanması ve bu ko-
nuda örgütlenmesi konu-
sunda, 29 ağustosta St. Pe-
tersburg'da düzenlenecek
toplantıya. kendisıni davet
ettığini söyledı. Rus çiftçi-
lerinin etkıli bir şekilde ör-
gütlenmek ve serbest piya-
sa ekonomisine uyum sağ-
lamak ıstediğini belirten
Erol Baraz
Baraz. "Bugün için belir-
lenmiş bir göre\ yok, ama
danışman olarak çağnlıyo-
rum. Orada, pilot projesi
hazıriık işinegirilmesi gere-
kecek. Bu pilot proje hazır-
lama konusunda da zanne-
diyorum hana bir görev dü-
şecek"dedı. Semınerde, et-
kıli bırçiftçi teşkilatının na-
sıl olması gerektiği ve ser-
best piyasada tanmın duru-
mu konusunda bilgı \ere-
ceğini kaydeden Baraz.
"Ben, Türkiye'deki ömek
teşkilatlar hakkında bilgi
v'ermeyeceğim. Çünkü Tür-
kiye'de Rus çiftçisine ömek
gösterilecek çiftçi teşkilatı
yok. Olması geleni anlata-
cağım. Çünkü bizim onlar-
dan farkımız vok~ dedı.